Konu: Zekat
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22. December 2012, 01:50 PM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Sayın yetkin,

Yazı zekat/infak konusunda kendi içinde tutarlı görünüyorsa da dayandırılan ayetler ve bazı tespitler bakımından yanlış temellere oturtulduğundan zekat konusuna ters dahi düşebilmekte, yanlış anlaşılmasına sebep olabilmektedir.

Burada, yine ayetlerin kendi konu bütünlüğünü sağlayan diğer ayetlerden koparılarak bağımsız bir ayet olarak ele alınması hatasına düşülmekte ve böylece konu yanlış anlatılmaya kadar gittiği görülmektedir.

Şimdilik kısaca katılmadığım yerleri açıklamaya ve sorularla daha da oturmasına çalışacağım.


Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

İslâm'da ekonomik hayat ve ona bağlı sosyal yaşam politikası yani sosyo-ekonomi politik, esas olarak Nahl-71 ve Bakara-219 üzerine kurulmuş olup bunu ''itidal'' olarak ifade edebiliriz: ''itidalli bir hayat'', ''itidalli bir ekonomi''. İsterseniz ''iffetli''.

Nahl 71. ayet ekonomik veya sosyal hayatı yada bir parçası olan gelir dağiılımını anlatan bir ayet değildir. Bu ayetin ana fikri, rabbimizin verdiği nimetleri üzerinden örneklenmek suretiyle, insanların kendilerine bile ortak/eş/denk kabul edememekle birlikte, rabbimizin yarattıklarıyla eş/ortak kabul edebilmesi tenkit edilmektedir.

Yani, bu ayet zekatla ilgili olmayıp, sosyo-ekonomik yaşamın temelini de oluşturmaz.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
5-Mescid El Haram ve harim(Mülkte iştirak) üzere yaşayana zekât gerekmez. Çünkü:

a-Kendisine değil, kamuya maişet karşılığı çalıştığı için kesbi kendi nam ve hesabına değil, kamu nam ve hesabınadır.

b-Kamu onun fazlasını artık değer olarak el koyup, ona sadece maişet(Geçimlik) verdiği için, maişet miktarını aşan zekat verme konusu olduğu için o insan zaten saf ve temizdir. Mülkten dolayı bir kiri yoktur. Borcunu sadaka olarak peşin ödemiştir.
1- Bu yolla da bazı kimselere zekat muafiyeti ortaya konmuşturki, bu zekat müessesinin ruhuna aykırıdır. Dileyen herkes zekat/infakta bulunabilir, üstelik ne kadar fazla verirlerse karşılığıda o derece büyük olacaktır.

2- Yukarıdaki yazınızdaki gibi kabulün, üzerinde iyi düşünülürse, kazancın tamamının tüm çalışanlarla eşit seviyeye düşülene kadar dağıtılması yüzünden, müteşebbislerin yeni yatırımlar yapmasına gerek duymamasına, işi büyütmek için ek mesailer/projeler üretilmesine gerek duymamasına, araştırma/geliştirmeye gerek duymamasına sebep olarak, özel girişimciliği ortadan kaldıracağı görülecektir.

Kazandıkları, çalıştırdıkları ile eşit paylaşılacaksa, neden müteşebbis olunsunki, neden ek riskler alınsınki? Müteşebbislerde o zaman çalışanlardan biri statüsünde olarak hayatını sürdürmek isteyecektir. Böyle düşünen kimseler yüzünden de kimse özel işyeri açıp işçi çalıştırmak yerine kendileri çalışan olmayı tercih edeceklerdir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Nahl–71 ve Bakara–219. ayetlerle verilen ölçü dairesinde en güzel ve en tatmin edici şekilde infak etmek yerine, gülünç bir oran vererek infakı unutulup gitti. Paralar zimmette yığıldı, kaldı.
Nahl 71.ayette zekat için ölçü verilmemiştir. Ayetin zekatla ilgilendirilmesi yanlıştır. Ayet, tek başına bir konuyu açıklayan ayet olmadığı gibi, bu ayet zekatla ilgili diğer ayetlerle birlikte ele alındığında da o ayetlere ters düşmektedir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Zekâtın yalın anlamı mal varlığındaki artmadır. Bu anlamıyla da “Nema” ile benzer anlam taşır. Yani zekât artmadır. Onu vermek fiiliyle kullandığımızda borç ödemek için artanın zimmetten çıkarılması anlamına gelir. Amaç, malın insanı kirletmiş olmasından dolayı fazlanın verilerek günahtan ve haramdan kurtulmaktır.
Zekat'ın mal artışı ile de ilgisi yoktur. Örneğin mal ticareti yapmayan serbest meslek sahipleri, varlıklarında değişme olmasa dahi zekat vermelidirler. Dolayısıyla malı olsun olmasın, Allah'a rabbimizin deyimiyle borç vermek isteyen herkes verebilir.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir şey daha var ki, kandıracak-tatmin edecek kadar verilmelidir.. Bu ise infak anlamına gelir. Çünkü nafakalandırmak işi geçinme masraflarını karşılamak anlamına gelir. Bu da ancak, vermesi gerekenin bu oranda vermesi anlamına gelir. Bir başka anlatımla Zekât artma, onun verilmesi infaktır. İnfak “masraf karşılamak” anlamına gelir.

1-Kamunun masraflarını karşılamak.

2-itidal ve kavam seviyesinde ellerine masraf parası geçmeyenleri infak(Masraflarını karşılama)
Tatmin edecek düzeyde verilmesi güzel olanıysa da verecek kimsenin böyle bir zorunluluğu yoktur. Kaldıki, herkes ya tatmin edecek kadar verecektir, aksi halde verdikleri zekat/infak olmaz denilemez.

Tatmin düzeyinin üstünde de verebilir, çünkü ne kadar çok verirse karşılığı da o denli iyi olacaktır.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran, iki kıstas koymuştur vermeye.

1-Hedeflenen nedir? Ve miktar nedir?.
Nahl–71 de verilmiştir. İtidal ve kavam üzerinde varlığı olanlar; bu seviyenin altındakileri yukarı,itidal seviyesine; kendilerini de aşağıya itidal seviyesine çekecek kadar verirler. Böylece itidalde eşitlenirler. Her eşitlik bozulduğunda, geliri fazla olan derhal bu eşitliği sağlayacak kadar verir.
Nahl 71.ayeti tek başına ele aldığımızda zekatla ilgisi kurulmazken, zekatla ilgili diğer ayetlerle birlikte ele aldığımızda ise onlara ters düştüğünü görürüz.

Dolayısıyla bu ayeti kendinden önceki ve sonraki ayetlerle birlikte ele almak gerekir. Böyle olunca da ayetin zekat/infak yerine rabbimizin yeterince idrak edilemediğinin anlatılarak, ona yaratılanların eşit/denk/ortak olamayacağının anlaşılması istenilmektedir.


Sayın yetkin,
Bu yazdıklarıma göre siz de yeniden ayeti incelemeye çalışırsanız, görüşlerime katılacağınızı düşünüyorum.


selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla