Tekil Mesaj gösterimi
Alt 6. October 2011, 05:57 PM   #25
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Aleykum selam! Değerli Aşık74 Kardeşim!

Alıntı:
aşık74 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dost1 abim selaamlar.

Abim ; buradaki olay dilin arapca olması , mecaz olması değil !! Dikkatinizi çekerim !
Buradaki olay tamamen dil olayıdır. Her topluma kendi dilinde -o dilin bütün özellikleri kullanılarak- seslenilir. Toplumların mesajı anlayabilmeleri, aldıkları mesajın kendi dillerinde olmasına, doğru anlamaları da kendi dillerini iyi bilmelerine bağlıdır. Kur’ân da Arapça konuşup anlaşan bir topluma gönderildiği için Arapça olarak inmiştir. Kur’ân Arapça olmasına rağmen muhatapları Arapçayı iyi bilmiyorlarsa mesajı iyi anlamaları da söz konusu olamaz. Arapçayı ve çevirdiği dili iyi bilmeyenlerin yaptıkları çeviriler de aynı sonuçları doğurur ve mesaj yeterince anlaşılamaz.

Kur'an; Allah tarafından tüm insanlık için kıyamete kadar geçerliliği olacak bir yaşam kılavuzu olarak ilan edilmiştir. Allah; Resulu/Nebisi Muhammed'e vahyettiği Kur'an'da; içinde yaşadığı toplumun dilinin bütün özelliklerini en iyi şekilde kullanarak -muhataplarınca mazerete yer bırakmayacak şekilde- inananlarını rüşde erdirici kılavuz olanla kendisine kul olmaya çağırmıştır.

Alıntı:
aşık74 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Buradaki olay ; kainat'ın yaratıcısının , kul larına hakaret ve küfür tarzı sözler sarf etmesi olayıdır !
Bu sizin algınız. Ben; -sizin bütünü içinde değil de ayrı ayrı olarak verdiğiniz- bu sözcüklerden muhatapları için -sizin algıladığınız gibi "hakaret" değil- dilinin bütün edebi sanatlarının kullanılarak uyarıldıklarını anlıyorum.

Her sözcük cümle içerisinde değerlendirilir. Örneğini verdiğiniz sözcükler her dilin anlatımında kullanılan benzetmelerdir. Allah uyaracağı toplumun dilindeki benzetmeler ile vahyetmiştir.

Görülmesi için değişik meallerden birkaç örneği sunmak istiyorum.

AKILSIZLAR:
Bakara;13: Ve iza kile lehum aminu kema amenen nasu kalu e nu'minu kema amenes sufeha', ela innehum humus sufehau ve lakil la ya'lemûn.

"sufeha" sözcüğünün nasıl çevrildiğine ve neye vurgu yaptığına bakalım.
Y.N. Öztürk Onlara, "İnsanların inandığı gibi siz de inanın" dendiğinde, "Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi inanalım mı?" derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar.
S. Ateş Onlara: "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" dense, "O beyinsizlerin inandığı gibi inanır mıyız?" derler. İyi bilin ki, asıl beyinsizler kendileridir; fakat bilmezler.
M. Esed Onlara: "Diğer insanların inandığı gibi inanın!" denildiğinde, "(Şu) dar kafalıların inandığı gibi mi?" diye cevap verirler. Gerçekte onlardır dar kafalılar, ama bunu bilmezler.
Diyanet Onlara, “İnsanların inandıkları gibi siz de inanın” denildiğinde ise, “Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?” derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
Elmalılı Orj. Yine bunlara nâsın iman ettiği gibi iman edin denildiği zaman «ya biz o süfehanın iman ettikleri gibi mi iman ederiz?» derler, ha doğrusu süfeha kendileridir ve lâkin bilmezler
A. Bulaç Ve (yine) kendilerine: "İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin" denildiğinde: "Düşük akıllıların iman ettiği gibi mi iman edelim?" derler. Bilin ki, gerçekten asıl düşük akıllılar kendileridir; ama bilmezler.

ODUNLAR:
Münafıkun;4:Ve iza reeytehum tu'cibuke ecsamuhum, ve iy yekulu tesma' likavlihim, keennehum huşubum musennedeh yahsebune kulle sayhatin 'aleyhim, humul'aduvvu fahzerhum, katelehumullahu enna yu'fekun.
"
"huşub" sözcüğünün "musenned" ile tamlamasının nasıl çevirildiğine ve neye vurgu yaptığına bakalım.

Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp döndürülüyorlar!
S. Ateş Onları gördüğün zaman cisimleri hoşuna gider (çünkü gösterişli adamlardır,) konuşsalar sözlerini dinlersin, onlar dayatılmış odunlar gibidirler. Her bağırtıyı kendi aleyhlerinde sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allâh onları kahretsin, nasıl da (haktan) döndürülüyorlar?
M. Esed Şimdi sen onları gördüğünde dış görünüşleri hoşuna gider; ve konuştuklarında ne söylediklerine kulak vermek istersin. Onlar, yere (sağlam şekilde) dikilmiş kütükler gibi (olduklarına emin görünseler de) her çığlığı kendilerine (yönelik) sanırlar. Onlar (bütün inançlara) düşmandırlar, öyleyse onlara karşı dikkatli ol. (Ve bedduayı hak ederler "Allah onları kahretsin!" Akılları nasıl da (hakikatten) sapıyor!
Diyanet Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!
Elmalılı Orj. Sen onları gördüğün vakıt cisimleri tuhafına gider ve söylerlerse dediklerine kulak verirsin, sanki «Huşubi müsennede» dayanmış keresteler gibidirler, her sayhayı sanırlar ki aleyhlerindedir, onlar düşmandırlar, onun için onlardan sakın, onları Allah gebertsin nereden çevriliyorlar
A. Bulaç Sen onları gördüğün zaman cüsseli yapıları beğenini kazanmaktadır. Konuştukları zaman da onları dinlersin. (Oysa) Sanki onlar (sütun gibi) dayandırılmış ahşap kütük gibidirler. (Bu dayanıksızlıklarından dolayı da) her çağrıyı kendileri aleyhinde sanırlar. Onlar düşmandırlar, bu yüzden onlardan kaçınıp sakının. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar.



Alıntı:
aşık74 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yani bana bu sözler pek de tanrısal gelmiyor. Daha çok insan sal sözler gibi geliyor .
Sözün tanrısal ya da tanrısal olmayanını ayırt edebilmek için sözcüklere tek tek değil bütünü içerisinde bakmak gerekir. Vahyedilenin; -Vahyedence belirtildiği gibi- indirildiği toplumun dilinin bütün edebi sanatlarını en iyi şekilde barındırıp barındırmadığının, anlatımlarda çelişki ve tutarsızlık olup olmadığının denetlenmesi gerekir. Bu denetlemenin yapılabilmesi de; o dilin edebiyatının bilinmesi ile olur. Denetleyen, denetlediklerini gerekçeleriyle birlikte ortaya koyar.

Alıntı:
aşık74 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Yoksa benim YARATICI mı beğenmemek gibi bir lüks üm , mümkün değil olamaz...

Ben diyorumki bu sözleri benim kabul ettiğim RABB bim söylemez ,söyleyemez !!
Bunlar beşer sözleri gibi geliyor bana. En doğrusunu O bilir....

selamlar sevgili abim...
Değerli Kardeşim! Bu sözlerin üstü örtülü olarak Kur'an'ın Allah'ın vahyi olmadığı, Muhammed'in de Allah'ın Resulu olmadığını söylemek olduğunu biliyor musunuz?


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (6. October 2011), Miralay (10. October 2011)