Selamun Aleykum! Değerli Galipyetkin kardeşim!
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
Rakamlar.
Bu bilgileri, rakamların ayet içerisinde kullanılmasının bazı hallerde rakam anlamlarından başka anlamlar da taşıyabileceğini (mesela Nuh'un ''yaşı'' diye 950 yarine 1000 yıldan 50 eksik ifadesi gibi), bu ayette de rakamların rakamsal değerler ile kullanılmadığını, ayete muhatapların davranış ve ruhsal durum ve kazanımlarını anlatmak için kullanıldığını söyleyen bir site yazarlarından makul bulduğum için aldım. Bunlara göre:
3 rakamı, müşriğin döndüğünde, yani müslümanlığı kabulünden sonra, hacc esnasında kendisini iknâ etmek için kullanılan ifadeler altındaki delillerin(ayetlerin içeriğinin) doğru, kendisinin tutmuş olduğu yolun yalnış olduğunu,
7 rakamı, hakkını vererek bu doğrulun kendisi tarafından kabul edildiğini,
10 rakamı ile, o kabulün kendisini müslüman yaptığını ve müslüman olmakla kandisinin bir menfaat sağladığını, hem de islamın da bir kişinin daha katılmasıyla menfaat sağladığını, dolayısı ile 10 rakamının karşılıklı menfaat edinmeyi anlattığını
ifade ediyorlar.
Galip Yetkin.
|
Kendilerine yeni bir din oluşturma çabası içinde olan insanların kendine özgü varsayımlarıdır rakamlarla ilgili ileri sürülenler...
Her dilin kendine özgü söze,manaya sese dayalı anlatım sanatları vardır. Arap dilinin hiçbir anlatım sanatında rakamlarla ilgili olarak alıntı yaptığınız yazıdaki türden bir anlatıma rastlanmaz.
Bizlerin sene ve yıl sözcükleriyle ifade ettiğimiz zaman dilimi Kur'an'da "
âm" sözcüğüyle ifade edilir. Bizlerin zorlu günler,yıllar diye ifade ettiğimiz sözcük Kur'an'da "
sene" sözcüğüyle ifade edilir.
Ankebut;14 de hem "sene" hem de "âm" sözcükleri kullanılmıştır.
"Ve lekad erselna Nuhan ila kavmihi felebise fiyhim
elfe senetin illâ
hamsiyne amen, feehazehümüt tufanü ve hüm zalimun"
Yusuf;49 da sadece "âm" kullanılmıştır.
"Sümme ye'tiy min ba'di zâlike
amün fiyhi yüğasün Nasu ve fiyhi ya'sırun"
Bu ayetlere bakarsak aradaki farkları görebiliriz.
Değerli Kardeşim!
"
السنةSene" sözcüğü; “
şiddet, kıtlık, zorlu, iyiliğin azlığı” demektir. Ki, zorlu, meşakkatli geçen yıllara denir. (Lisanü’l-Arab; 4/720, “
sene” mad.)
Kur’an’a baktığımızda da A’raf/130, Yusuf/42, 47, Ta Ha/40’ta da “
sene” sözcüğünün “
zorlu, sıkıntılı, kıtlıklı yıllar” anlamında kullanıldığını görmekteyiz.
A'raf;130:Ve lekad ehazna ale fir'avne bis
siniyne ve naksın mines semerati leallehüm yezzekkerun
Yusuf;42:Ve kale lilleziy zanne ennehu nacin minhümezkürniy ınde Rabbik feensahuş şeytanü zikre Rabbihi felebise fiyssicni bid'a
siniyn
Yusuf; 47:Kale tezreune seb'a
siniyne deeba fema hasadtüm fezeruhu fiy sünbülihi illâ kaliylen mimma te'külun
Ta Ha;40: İz temşiy uhtüke fetekulu hel edüllüküm alâ men yekfüluh fereca'nake ila ümmike key tekarre aynüha ve la tahzen ve katelte nefsen fenecceynake minel ğammi ve fetennake fütuna; felebiste
siniyne fiy ehli medyene sümme ci'te alâ kaderin ya Musa"
"
العامÂm" sözcüğü, “
yaz ve kışı kapsayan dönem” olarak tarif edilir. (Lisanü’l-Arab; 6/530, “
avm” mad.)
Birlikte “
bin sene” ifadesine de bakalım inşaAllah. Bu ifade Kur’an’da birkaç kez yer almıştır.
Bakara;96:"Ve letecidennehüm ahrasanNasi alâ hayatin, ve minelleziyne eşrekü yeveddü ehadühüm lev yu’ammeru
elfe senetin, ve ma huve bimuzahzihıhi minel’azabi en yu’ammer* vAllahu Basıyrun bima ya'melun
"Ve sen kesinlikle onları insanların yaşamaya en hırslısı; şirk koşmuş olan kimselerden de daha hırslı bulacaksın. Onların her biri
bin sene ömürlendirilmeyi arzular, oysa ömürlenmek kendisini azaptan uzaklaştırıcı değildir. Allah, onların yapmakta oldukları şeyleri çok iyi görücüdür."
Hacc;47:" Ve yesta'ciluneke bil azâbi ve len yuhlifAllahu va'deh ve inne yevmen ınde Rabbike ke
elfi senetin mimma teuddun"
Ve senden azabı çabuklaştırmanı istiyorlar. Hâlbuki Allah sözünden asla caymayacaktır. Bununla beraber Rabbinin katında bir gün, sizin sayacaklarınızdan
bin sene gibidir.
Secde;5:"Yüdebbirul’emre mines Semai ilel’ Ardı sümme ya'rucü ileyHi fiy yevmin kâne mikdaruhu
elfe senetin mimma teuddun"
"O [Allah], gökten yere işleri düzenler, sonra da o [işler], ölçüsü sizin saydıklarınızdan
bin sene olan bir günde O'na [Allah’a] yükselir.
Meariç;4:"Ta'rucülMelaiketu verRuhu ileyHİ fiy yevmin kâne mikdaruhu
hamsiyne elfe senetin"
"Melekler ve Ruh, miktarı
elli bin sene olan bir gün içinde O’na yükselir [yeryüzünden çekilir].
Bu ayetlerde de görüldüğü üzere, “
bin sene” ifadesi, sayısal değer itibariyle değil, “
çok uzun süre” anlamında kullanılmıştır.
Bu açıklamalardan sonra ayete yeniden bakacak olursak:
"Ve lekad erselna Nuhan ila kavmihi felebise fiyhim
elfe senetin illâ
hamsiyne amen, feehazehümüt tufanü ve hüm zalimun"
Nuh’un
950 sene yaşadığını veya peygamberlik ettiğini değil, çok uzun süre sıkıntılı yaşadığını, ömrünün elli yılının/âm da normal koşullarda geçtiğini ifade etmektedir. Kanaatimize göre, normal koşullarda geçen bu elli yıl/âm da onun peygamber olmazdan evvelki sivil hayatıdır.
Değerli Kardeşim!
Prof.Köksoy’a göre; Hz.Nuh Sümerlere yaklaşık olarak M.Ö.2900 yıllarında gönderilmiş bir peygamberdir. O’nun yaşının kutsal kitaplarda 950 yıl olarak geçmesi ise şöyle açıklanmaktadır.
Sümerlerin ilk kullandıkları takvim kameri ay hesabına dayanan bir takvimdi. Bu takvimde yıl yok sadece ay vardı. Ayın yeniaydan dolunaya kadar geçen yaklaşık 29-30 günlük süresi “
bir sene” olarak isimlendiriliyor idi. Buna göre 950 yıl yaşadığı söylenen Hz.Nuh ile 1000 yıl yaşadığı söylenen Hz.Adem aslında bu ay takvimine göre 950 ve 1000 sene yaşamış bizim şu anda kullandığımız justinyen takvimine göre 77 ve 79 yıl yaşamış olması gerekiyor idi.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.