Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim! Kaldığımız yerden devam ediyorum.
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
''El hamr , “elif lam mim ra” dizilimine uygun yazılmıştır.
Dolayısıyla arapça lisani manadan TAMEMEN vazgeçilir (KURAL)
Bu deyimin lisani anlamı sarhoşluk verici içkidir.
Ancak bunu böyle anlarsak 4/43 ile çelişir.
|
“
El hamr” lisani olarak anlamı sarhoşluk veren içki değildir.
الخمر [
hamr] sözcüğü, “
örtmek, karıştırmak” anlamındaki, خمر[h-m-r] kökünden gelmiş olup aklı örten, karıştıran her şeyin ismi olmuştur
“
El hamr” sözcüğünün lisani anlamı “
aklı karıştıran/örten” dir. Arapçada “
içki,içecek vb” sözcükler; “
içecek, içilecek vb” anlamındaki
“ş-r-b” kökünden türemiş olan sözcüklerdir. Mushafta bu kökten türeyen sözcüklerin bulunduğu 34 ayet vardır ki, konu bütün boyutlarıyla görülsün diye bu kök harflerden türetilen sözcükleri ve geçtiği ayetleri de göstermek istiyorum. Çok yer kaplayacağı için ayetlerin meallerini yazmadım. Anlamlarına meallerden bakılabilir.
(BAKARA suresi 249. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11: şeribe, fe şeribu,)
(MÜ'MİNÛN suresi 33. ayet) (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70: yeşrabu, teşrabûn)
(VÂKIA suresi 68. ayet) (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107: teşrebûn)
(İNSÂN suresi 6. ayet) (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43: yeşrebu)
(MUTAFFİFÎN suresi 28. ayet) (Resmi: 83/İniş:86/Alfabetik:65: yeşrabu)
(İNSÂN suresi 5. ayet) (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43: yeşrebune)
(BAKARA suresi 60. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11: meşrabehum, veşrabu)
(BAKARA suresi 187. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11: veşrabu)
(A'RAF suresi 31. ayet) (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9: veşrabu)
(TÛR suresi 19. ayet) (Resmi: 52/İniş:76/Alfabetik:106 :veşrabu)
(HÂKKA suresi 24. ayet) (Resmi: 69/İniş:78/Alfabetik:34: veşrebu)
(MÜRSELÂT suresi 43. ayet) (Resmi: 77/İniş:33/Alfabetik:73: veşrabu)
(MERYEM suresi 26. ayet) (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63: veşrabi)
(VÂKIA suresi 55. ayet) (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107: Feşaribune şurbe)
(VÂKIA suresi 54. ayet) (Resmi: 56/İniş:46/Alfabetik:107: Feşaribune)
(NAHL suresi 66. ayet) (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75: lişşaribîn)
(SÂFFÂT suresi 46. ayet) (Resmi: 37/İniş:56/Alfabetik:90: lişşaribîn)
(MUHAMMED suresi 15. ayet) (Resmi: 47/İniş:99/Alfabetik:64: lişşaribîn)
(ŞUARA suresi 155. ayet) (Resmi: 26/İniş:47/Alfabetik:94: şirbun, şirbu)
(KAMER suresi 28. ayet) (Resmi: 54/İniş:37/Alfabetik:52: şirbin)
(EN'ÂM suresi 70. ayet) (Resmi: 6/İniş:55/Alfabetik:20: şerabun)
(YÛNUS suresi 4. ayet) (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109: şerabun)
(NAHL suresi 10. ayet) (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75: şerabun)
(NAHL suresi 69. ayet) (Resmi: 16/İniş:70/Alfabetik:75: şerabun)
(SÂD suresi 42. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88: şerâbun)
(SÂD suresi 51. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88: şerâbi)
(KEHF suresi 29. ayet) (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54: şerâbu)
(İNSÂN suresi 21. ayet) (Resmi: 76/İniş:90/Alfabetik:43: şerâben)
(NEBE suresi 24. ayet) (Resmi: 78/İniş:80/Alfabetik:79: şerâben)
(BAKARA suresi 259. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11: şerabike)
(FATIR suresi 12. ayet) (Resmi: 35/İniş:43/Alfabetik:24: şerabuhu)
(A'RAF suresi 160. ayet) (Resmi: 7/İniş:39/Alfabetik:9: meşrabehum)
(YÂSÎN suresi 73. ayet) (Resmi: 36/İniş:41/Alfabetik:108: meşarib)
(BAKARA suresi 93. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11: uşribu)
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
''El hamr , “elif lam mim ra” dizilimine uygun yazılmıştır.
Dolayısıyla arapça lisani manadan TAMEMEN vazgeçilir (KURAL)
Bu deyimin lisani anlamı sarhoşluk verici içkidir.
Ancak bunu böyle anlarsak 4/43 ile çelişir.
|
Çelişip çelişmediğine birlikte bakalım.
Bakara;219: Yes'eluneke an
il hamri vel meysir, kul fihima
ismun kebirun ve menafiu lin nas, ve ismuhuma ekberu min nef'ihima, ve yes'eluneke maza yunfikun, kulil afv, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayati leallekum tetefekkerûn.
Nisa;43: Ya eyyuhellezine amenu
la takrabus salate ve entum
sukara hatta ta'lemu ma tekulune ve la cunuben illa abiri sebilin hatta tağtesilu, ve in kuntum merda ev ala seferin
Görüldüğü gibi Bakara 219 da geçen “
el hamr/“aklı karıştıran/örten”” kavramı ile Nisa 43 deki “
sukera/ sarhoşluk,zihinsel bulanıklığı, kirliliği “ aynı şey değildir.
Bakara 219 da belirtilen:
EL HAMR/ aklı karıştıran/örten’ in
“İSMİ KEBAİR” olduğunu belirten
HABER CÜMLESİdir.
Nisa 43 de belirtilen ise
SALATA, “
sukera/ sarhoşluk,zihinsel bulanıklığı, kirliliği “ halinde
YAKLAŞILMAMASINI belirten
EMİR CÜMLESİdir.
Daha iyi anlaşılması için “sükera” sözcüğünü birlikte inceleyelim ki konu daha net anlaşılsın.
Nisa 43.Âyette geçen سكارى [
sükârâ] sözcüğü, سكر [
sekr] sözcüğünün türevlerindendir ve sekr sözcüğü Lisânu'l-Arab'da sahv'ın karşıtı olarak gösterilmiştir. Bu durumda sekr sözcüğünü daha iyi anlamak için, sahv sözcüğünün de ne anlama geldiğini bilmek gerekmektedir.
Allâme İbn Manzur صحو [
sahv] sözcüğünü şöyle açıklamıştır:
Sahv; “bulutun gitmesi, gökyüzünün berraklığı, sarhoşluğun gitmesi, bâtılın, kontrolsüzlüğün bırakılması” demektir.
Buradan anlaşıldığına göre, sözcüğün ilk vazı, doğadaki olaylar ile olmuş; günün aydınlığı, yani gökyüzünün buluttan, sisten, tozdan, dumandan arınıklığı sahv olarak, bunun tersi, yani gökyüzünün bulutlu, sisli, tozlu, dumanlı olması da sekr olarak isimlendirilmiştir.
Görüldüğü gibi, sükârâ sözcüğü, sadece alkol türü nesnelerin etkisiyle meydana gelen sarhoşluğu, kafanın dumanlı oluşunu kapsamaz. Sukr terimi geniş anlamıyla, insanın zihinsel melekelerini tam olarak kullanmasını engelleyen bütün zihinsel bulanıklığı, kirliliği ifade eder. Çünkü akıl bulanıklığı, herhangi bir uyuşturucu etkisiyle meydana gelebileceği gibi; uyku, şehvet, korku, acı, panik, stres gibi şeylerle de meydana gelebilir. Nitekim Kur’ân'da, alkol türü nesnelerin etkisi dışında oluşan sarhoşlukla ilgili birçok âyet mevcuttur:
Ölümün sarhoşluğu gerçekten hakk ile gelmiştir de, –“(Ey insan!) İşte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.”– (Kaf/19)
Ve Biz onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak da onlar oradan yukarı yükselseler bile, mutlaka “Gözlerimiz döndürüldü/bulandırıldı. Aslında biz büyülenmiş bir topluluğuz” diyeceklerdir. (Hicr/14-15)
–Ömrüne kasem olsun ki, gerçekten onlar, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı [Sen ömründe bunlar gibi şehvet çılgınlığı içinde bocalayıp duran rezilleri hiç görmedin].– (Hicr/72)
Ey insanlar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o Saat'ın sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiğinden vazgeçer. Ve her hamile kadın taşıdığını düşürür. Ve sen insanları sarhoş olmadıkları halde hep sarhoş görürsün. Ama Allah'ın azabı çok şiddetlidir. (Hacc/1-2)
Sonuç olarak insanlar; uykudan,korkudan,acıdan,ağrıdan stresten kısaca zihinsel bulanıklık ve kirlilik halinde bu halleri geçinceye kadar salâta katılmamalıdırlar.
devam edecek inşaAllah.