Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. August 2012, 08:19 AM   #11
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Peki ibrahim peygamber Ayı gökyüzünde görüp bu benim rabbimdir derken, ayı ilk defa mı gördü? Batacağını zannetmiyor muydu?

Şöyle izah edeyim. İbrahim peygamber Haniftir. Kutsalı olmayan, objektif bir hanif. Metaryalist bir insan. Nelerin tanrı olamayacağını iyi ölçüp biçen birisi. Babasıyla olan konuşmasından çıkarılması gereken bilgide şu; o çocukluğundan beri hicbir puta ilaha tapmadı. O kavminin dinsel hurafelerini eleştirdi durdu. Onlarla alay edercesine hemde. Çok ince mizahi yeteneğe ssahip olan İbrahim peygamberin kıssaları gerçekten anlayanları gülümsetecek bilgiler içeriyor.

Baltayı büyük putun boynuna asıp, diğerlerini o kesmiştir derken nasıl kavmiyle dalga geçmişse, gök cisimlerini ilah diye gösterip sonra onların batmalarının ardından "aaaa buda battı (!)" derken aynı ironiyi geçmiştir.
Selamlar,
Kuranda, İbrahim a.s.ın peygamber olmadan önce aklını kullanmasının örnek anlatımlarını bile “ironi yapıyor” diyerek, “Müslümanların akıl etmesinin istenmesini anlamaya çalışmalarına” set çektiğinizin farkındamısınız?

Tabiki İbrahim a.s. peygamber olmadan önce, yani sadece İbrahim iken yıldızı, ayı, güneşi doğup batarken ilk defa görmemiştir. Ama, daha önce bunlara tanık olması, bunlar üzerinde “rab” konusunu düşündüğünün göstergesi olabilirmi?

Siz, uçakta uçarken, hızlı trende seyahat ederken bunun üzerinde hiç düşünmeden bunları defalarca yaptıktan sonra, bir keresinde de uçak veya trenler hakkında onları anlamak için düşünmeye başlamış olamazmısınız?

İşte, önceleri alışık olduğu bu şeyleri sorgulamayan İbrahim’de, sonra arayışı için (ailesi ve kavminin inançları gereği daha önce dikkat etmediği) yıldız, ay ve güneşi sorgulamıştır.

“…gök cisimlerini ilah diye gösterip sonra onların batmalarının ardından "aaaa buda battı (!)" derken aynı ironiyi geçmiştir.” Demişsiniz.

Peki, halkına gök cisimlerini gösterdiğini kuranın neresindeki anlatımdan çıkardığınızı ayetlerden delille yazabilirmisiniz? Yazamazsınız, çünkü en’am 75.ayette bakın ne deniyor:


Ve Biz [kanıt elde etmesi] ve kesin inananlardan olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu böylece gösteriyorduk. (en’am 75)

Bakınız;
1- Kesin inananlardan olması için…
2- İbrahim’e gösteriyorduk…

Deniyor değilmi? Yani Sizin dediğiniz gibi İbrahim diğerlerine değil, Rabbimiz İbrahim’e gösteriyor.

Artık, kendinize göre ironi icat etmeyi, kendinize göre İbrahim yaratmayı bırakın. Ayetleri daha dikkatli okuyup anlamaya çalışın. Kıssaların gerçekliğini anlamayı bırakıp, onları semboller yapma anlayışınız, ayetleri sıradan bir akılın bile anladığını anlayamamak gibi bir tehlikeye düşürür sizi.

Bir insanın en zayıf anı, kendine en çok güvendiği anıdır aynı zamanda.


Bunu unutmadan, ayetleri tek tek anlamak yerine, konu bütünlüğünde ve çekirdek konuyu bulacak şekilde anlamaya çalışın lütfen…


Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
O kıssastan çıkarılacak ders; Neyin Allah olduğunu bulmak değil (Allahı bulmak imkansızdır), nelerin Allah olmadığını bulabilmektir.
Düzelteyim, O kıssadan çıkarılacak ders; Allah’ın varlığını anlamak, ama aynı zamanda Allah olamayacakları da anlamaktır ve onları reddetmektir.

Çünkü; imanın ilk şartı “La ilahe” dedikten sonra, yani bunu diyecek akıla kavuştuktan sonra bu şekilde bırakmak değil, “İlla Allah” diyebilmek yani “Sadece bir Allah vardır” diyebilecek akıllı sonuca varmaktır.


Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Şimdi bir ileriki aşamaya gidiyorum ve hicbir hocadan duyamayacağın bir bilgiyi de veriyorum. İbrahim peygamberin dinleri sorgulama sistemi o kadar üstdüzeydir ki, o Allahı bile sorgulamıştır. Vahiy aldığı varlığın bile gerçekte Allah olup olmadığı hakkında şüphe sahibidir ki kuşları nasıl dirilttiğini göster diyere Allahın Allahlığını görmek istemiştir.
1- "Şimdi bir ileriki aşamaya gidiyorum ve hicbir hocadan duyamayacağın bir bilgiyi de veriyorum." demişsiniz.

Bu nasıl bir kibirdir, nasıl bir büyüklenmedir, bu sözü yazarken bunun üzerinde hiç düşünmedin bile değilmi? İşte insanları zora sokan tamda büyüklenmeleridir.

Kardeşim, insanlara tepeden bakan tipler olmaktan kendinizi hemen kurtarın… Hele de bilinmezlerin karşısında bunu yapmayın, sonra çok zora düşebilirsiniz. Bu sözümü unutmayın!


“Hiçbir hocadan duyamayacağım bir bilgi” ha…

Yani sizi hemen hocaların hocası kabul etmeliyim öylemi? “Siz hoca olun, ben de çekirge olayım”, tamam.

Ama hocam, benim bir hocam daha vardı, “KURAN”. Bu bilgiyi o sizden önce vermişti bana… yani sizin iddianız uçtu, gitti… Ben yine tek hocam kuranı terk etmeyeyim, Kuran öğrencisi olmaya devam edeyim değilmi?

Ama, sizi de hoca kabul edeyim isterseniz, ancak sizin her söylediğinizi düşündükten sonra doğruysa kabul etmek şartıyla, olur değilmi?

Yine de karşında, İbrahim peygamber kıssalarını ve yeri gelince “kuşun diriltilmesini” de anlatacak bir öğrenci olduğunun bilinciyle hareket etmeni öneririm, hafife almamanı öneririm.

2- Sevgili hocam, bir yerde; “O kıssastan çıkarılacak ders; Neyin Allah olduğunu bulmak değil (Allahı bulmak imkansızdır),…” diyebilirken, hemen ardından kurduğunuz cümlede ise; “…ki kuşları nasıl dirilttiğini göster diyere Allahın Allahlığını görmek istemiştir.” Diyerek kendinizle çeliştiğinizi görebiliyormusunuz?

Bu durumda ilk cümleniz yanlış oluyor. Daha öncede dediğim gibi, sadece Allah olmayanları bilmek değil, Allah olmayanları bilmeye çalışmak ve sadece bir Allah olduğunu anlamak, onun isteklerini, emirlerini anlamak için akıllı davranmaktır.

3- “ki kuşları nasıl dirilttiğini göster” diyere Allahın Allahlığını görmek istemiştir.

Kıssaların gerçekliğini kabul etmeyip, onların sembol anlatımlar olduğunu dillendirip savunan siz, “kuşları nasıl dirilttiğini” kabul etmekle kıssaların sembolize anlatımlar olmadığını da onayladığınızı görebiliyormusunuz?

Bu sözünüzü, inşallah başka yerde hatırlatmak zorunda kalmam.


Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Biz de böyle olmak zorundayız. Gökten bir Allah inip bana tapın dese ona iman mı edeceksiniz? ya o ABD nin uydudan gönderdiği mavi ışık projesiyse? Ya o sadece bir uzaylıysa? ya o deccalse?
Bunu siz becerebiliyorsanız, başka becerenlerinde, hatta daha iyi becerenlerinde olduğunu unutmayınız.

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuran teslimiyetçi tavır sergileyenleri sevmez. Allah her zaman şüphecilerden yanadır. Aklını kullananlardan yanadır.
Bunu hemen hemen bütün yazdıklarımda dillendiriyorum, doğrudur.

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah diye peşinden gittiğiniz şeyler hakkında bir delil (bilimsel ispat) yoksa Allah o şirkin günahını affetmeyecektir. Bu gün Allah olduğunu zannederek insanlar halisülasyonların peşinde bile gidiyor. Ya şeyhlerini Allah ilan edenler? onların şirki ne olacak? sivri sineğin aldığı kanı, kapıp gtürdüğünü bile geri getiremeyecek olanlar mı Allah katındaki şefaatciler olacak?
Yine kendini ayrıştıran ve muhatabını da akılını kullanamayanlar sınıfına dahil eden yazınıza yukardakileri cevap olarak almanızı rica ediyorum. Bunun dışında, çoğu insan için dediğiniz doğrudur.

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
EĞer ibrahim peygamberin örneğini hakkıyla anlamış olsalardı, Hristiyanlar isaya, budistler budaya, müslümanlar şeyhlerine, efendilerine tapmazlardı.
Bu da doğru fakat, herkes için ve her zaman geçerli olan bir durum değildir. Allah’ın varlığını, tam olarak anlayanlar dahi şirke, inkara düşebilmektedir.

İnsanların çoğu, nefsinin aklına galip gelmesini ya engelleyemiyor, yada ses çıkarmıyor, mantıksızda olsa işine geliyor.

Alıntı:
hiiic Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Tekrarlıyorum, Mesele Allahı bulmak değil, Allahı bulmak imkansızdır. Mesele neyin Allah olmadığını anlayabilecek şüpheciliğe sahip olmakta. Bunu yaparken kullanılan ironi de çok önemli. O ironinin bile bilimsel sebepleri var ve gerçekten çok önemli ama bundan şimdi bahsedersek behis uzar. İnsanların tanrı zannettiği şeylerle ince ince küfretmeden dalga geçmek peygamber sünnetidir.
Tekrarlayalım kardeşim;

Mesele Allah’ı bulmak değil, Kısaca mesele; neyin Allah olmayacağını anlamaya çalışmakla beraber, sadece bir Allah’ın olduğunu ve onun emirlerine uymak gerektiğini, yani “sadece ona kulluk etmemiz gerektiğini, başkalarının Allah olmadığını bilsek bile, onların Allah’ın koyduğu hükümlerin tersine hüküm koymalarının kabul edilmesinin de, onları Allah kabul etmek anlamına geleceğini” bilmektir.

Saygılarımla…
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (28. August 2012)