Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23. June 2009, 06:52 PM   #28
muvahhit
Katılımcı Üye
 
muvahhit - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: Alemde bir yer
Mesajlar: 53
Tesekkür: 4
16 Mesajina 29 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
muvahhit is on a distinguished road
Standart

selamlar,

Şekilsel namaz adına elçinin kalabalığı hazır bulmuşken bir topluluğa bir niyaz yaptırmasından bahs ettiler..sonrasında bunun günümüz şekilsel ritüeli mervan tarafından ve takipçilerince uydurulduğu babında sözler..

benim anlamaya çalıştığım şudur..

salattan gayri kuranda tespih kavramı vardır..eğer salat Hakkı beyin dediği ise o vakit tespih kesinlikle asgari ritüelin uygulanışı diyebilir miyiz?

ve ayetlerde genellikle sabah akşam tespih et ifadesi geçiyor hatta içinde salatla beraber kullanımıda vardır aşağıda..


Bakara
(30) Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.
Al-i İmran
(41) Zekeriya, "Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet ver" dedi. Allah da şöyle dedi: "Senin için alâmet, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et."
Hicr
(98) O halde Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol.
Nur
(37) Allah'ın, yüceltilmesine ve içlerinde adının anılmasına izin verdiği evlerde hiçbir ticaretin ve hiçbir alış verişin kendilerini, Allah'ı anmaktan, namazı kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymadığı birtakım adamlar buralarda sabah akşam O'nu tesbih ederler. Onlar, kalplerin ve gözlerin dikilip kalacağı bir günden korkarlar.
Nur
(41) Göklerde ve yeryüzünde bulunan kimselerle, sıra sıra (kanat çırparak uçan) kuşların Allah'ı tespih ettiğini görmez misin? Her biri duasını ve tesbihini kesin olarak bilmektedir. Allah onların yapmakta olduğu şeyleri hakkıyla bilendir.
Furkan
(58) Sen, o ölümsüz ve daima diri olana (Allah'a) tevekkül et. O'nu her türlü övgüyle yücelterek tesbih et. Kullarının günahlarından hakkıyla haberdar olarak O yeter!
Sad
(19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd'un emrine verdik. Onların her biri Allah'a yönelmişlerdi.
Zümer
(75) Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş'ın etrafını kuşatmış halde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" denilmiştir.
Vakıa
(74) O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt).
Vakıa
(96) Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.
Haşr
(24) O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Kalem
(29) Onlar, "Rabbimizi tesbih ederiz (yüceltiriz). Şüphesiz biz zalim kimseler imişiz" dediler.

Meryem
(11) Derken, mihrabdan kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah ve akşam tesbih edin!" diye işaret verdi.
Taha
(33) ki Seni çok tesbih edelim
Taha
(130) O halde onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gece saatlerinde de gündüzün uçlarında da tesbih et ki, hoşnutluğa eresin.
Enbiya
(20) Gece gündüz O'nu tesbih ederler, usanmazlar.
Enbiya
(79) Derhal onu Süleyman'a anlattık; bununla beraber herbirine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Dağları Davud'un emrine amade kılmıştık, kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı; Biz bunları yaparız!
Nur
(36) O evlerdeki, Allah onların yüceltilmesine ve kendi adının içlerinde anılmasına izin vermiştir. Onlarda sabah ve akşam üstleri O'nu tesbih ederler.
Nur
(41) Baksana gerçekten Allah, o göklerdeki ve yerdeki kimseler, diziler halinde kanat çırpıp süzülen kuşlar hep O'nun için tesbih ediyorlar. Hepsi gerçekten duasını ve tesbihini bilmiştir. Allah da onların bütün yaptıklarını biliyor.
Furkan
(58) Sen ölmeyecek olan diriye güven de O'nu hamd ile tesbih et! Kullarının günahlarına O'nun haberdar olması yeter.
Rum
(17) O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah'ı tesbih edin.
Secde
(15) Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.
Ahzab
(42) O'nu sabah akşam tesbih edin!
Yasin
(83) Artık tesbih edilmez mi öyle herşeyin hükümranlığı elinde bulunan yüce Allah! Hep de döndürülüp O'na götürüleceksiniz.
Saffat
(143) Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı,
Saffat
(166) elbette biziz o tesbih edenler, biziz." Derler
Sad
(17) Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an! Çünkü o evvab (içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri ) idi.
Sad
(18) Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunlar birlikte tesbih ederlerdi.
Sad
(19) Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik ). Hepsi onun için terci yapardı.(ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).
Sad
(30) Bir de Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.

Konu muvahhit tarafından (23. June 2009 Saat 07:02 PM ) değiştirilmiştir.
muvahhit isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla