Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17. November 2012, 02:20 PM   #12
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba.

Burada da
gördügüm:

mâ meleket eymân ile
emet ve abd

karistiriliyor.

EMET disi köledir (cogulu: imâikum-اما ئكم),
ABD, erkek köle (cogulu: ibâdikum-عباد كم).

MÂ MELEKET EYMÂN
ise

yemîn edilmek
suretiyle


ya

bakimi üstlenilen garipler ve garibelerdir (4:3, 4:24, 4:25, 4:33, 24:31, 24:33, 33:55...) ya da
nikahli zevc ve zevceler (33:50, 33:52, 23:6, 70:30).

Mâ meleket
yemînuk/eymânukum/eymânuhum/eymânuhunn

asla köle
degildir.
Merhaba sayın Akçay,

Öncelikle, kuranın köle ifadesiyle kesinlikle alım-satım konusu yapılabilen kadın veya erkek olsun, şu andaki klasik anlamıyla bilinen köle ve cariyelerin kastedilmediğini belirtmek isterim.

Kuran'ın köle dediği kimseler, geçici bir süre bazı şeylerden men edilerek, sonrasında özgür kılınamamışlarsa, topluma kazandırılmak üzere, eğitim, barınma ve konaklamaları sağlanarak, topluma salındığında suç işlemeyecek kadar imkan ve kuvvete kavuşmaları halinde özgür bırakılacak kimselerden, özgür kalana kadar geçirdikleri sürede olanlarıdır.

Erkek veya dişi kölelikle, bakım altına alınanların karıştırıldığını söylüyor ve "ma meleket eyman"ın kölelerle ilgisi olmadan ya yeminle bakıma alınan gariplerin, yada eşlerin kastedildiğini ayetleri isimlerini vermek suretiyle delil kabul ediyorsunuz.

Ben, bu aşamada size; kölelikle ilgili tanımlarınıza katılmakla birlikte, "ma meleket eyman" ların köleler dışında kalanlar olduğu görüşünüze katılmıyorum.

Bana göre "ma meleket eyman"lar kölelerden de oluşmakta, yani bu deyim köleleride kapsamaktadır.

(NUR 32)
Ve enkihûl eyâmâ minkum ves sâlihîne min ibâdikum ve imâikum, in yekûnû fukarâe yugnihimullâhu min fadlih(fadlihî), vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.

(NUR 33)
Velyesta’fifillezîne lâ yecidûne nikâhan hattâ yugniyehumullâhu min fadlih(fadlihi), vellezîne yebtegûnel kitâbe mimmâ meleket eymânukum fe kâtibûhum in alimtum fîhim hayren, ve âtûhum min mâlillâhillezî âtâkum, ve lâ tukrihû feteyâtikum alel bigâi in eradne tehassunen li tebtegû aradal hayâtid dunyâ ve men yukrıhhunne fe innellâhe min ba’di ikrâhihinne gafûrun rahîm(rahîmun).

Evlenmeye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Sahip olduğunuz kölelerden “mükâtebe” yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın. Allah’ın size verdiği maldan onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.



Sevgili Akçay,

Fazla ayete de gerek bırakmadan yukarıdaki iki ayetten durum değerlendirmesi yapalım.

1- Nur 32 de sizin dediğiniz gibi "ibadiküm" ve "imaiküm" yani köle ve cariye! geçmektedir.

2- Aynı ayette, bunların evlendirilmesinden bahsedilmektedir. Yani köle ve cariyeler! in evlendirilmeleri istenmektedir.

3- Bunlar yoksulluk çekecekleri sebebiyle evlenmekten geri durmasınlar, çünkü Allah onlara lütuflarda bulunur diyerek, yine bunların evlenip, aile kurmaları ile sosyal hayata katılmaları destekleniyor.

4- Nur 33 de ise dikkat edersek, nur 32 de kalınan yerden başlandığını, nur 32 deki durumların anlatılmasına devam edildiğini görürüz.

Yoksulluk nedeniyle köle ve cariye! lerin evlenmemezlik yapmamaları, lütufla bu sıkıntılarını aşacakları belirtildikten hemen sonra, 33. ayette söze devam edilerek;

"Evlenmeye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar..."

denilmek suretiyle, bu köle ve cariyeler! den (önceki ayette evlenmeye gücü yeten ama geçinmeye gücü yetmeyeceklerini düşünenlerin aksine) daha evlenmeye bile gücü yetmeyenlerin ise evlenmemeleri, en azından rabbimizin lütfuyla evlenmeye güç yetirinceye kadar iffetlerini kotuyarak beklemeleri istenmektedir.

32.ayette imanikum ve ibadikümler, 33.ayette görüldüğü gibi "ma meleket eymanuküm" içerisinde ifade edilmişlerdir.

Hatta, bu anlatımlardan sonra, bunların artık kolaylık sağlanarak anlaşmaya varılması halinde bedel ödeyerek özgürlüklerini isteyebilecekleri (mukatebe) durumları anlatılmıştır.

Eğer, sizin iddia ettiğiniz gibi, "ma meleket eymanikum" sadece garibanları veya zevceleri kapsamış olsaydı, garibanların veya zevcelerin, bedel ödeyerek ayrılmaları anlatılmış olurduki, bu kuranın bütününe, sağlamak istediği sosyal düzenve faydaya ters bir durum oluştururdu.

Eğer "ma meleket eymanikum" ile köle ve cariyeler de kastedilmeseydi; zaten garibanlığı yüzünden bakımda olan kimseler,

a_ neden özgür kalmayı istesinler?
b_ garibanlardan neden bedel alınarak, serbest bırakılsınlar?,

soruları mantıklı olarak cevaplanamaz. Zevcelerin durumlarını burada ele almaya bile gerek olmadığından konu yapmayacağım.

Sanırım bu kadar açıklama yeterli olmalıdır.

Not: Köleliğin hemen kaldırıldığı, önceden edinilenlerinde çeşitli emir ve tavsiyelerle kaldırıldığı görüşünüz ile ilgili kısma rabbim izin verirse sonra cevap vereceğim...

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla