Kıskançlıktan:
Nankör olan bazı Kitâb ehli kimseler de, müşrikler de size Rabbinizden bir hayır indirilmesini istemezler. Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder, Allah, büyük lütuf sahibidir. (Ba*kara: 92/105) âyetinde de nankörlük eden bazı Kitâb ehli kimselerle müş*riklerin, Allah tarafından müslümanlara güzel şeyler (vahiyler, iyilik-ler) indirilmesini çekemedikleri; fakat Allah'ın, rahmeti olan vahyini dilediği kuluna vereceği, kimsenin Allah'ın lütfuna engel olamayacağı vurgul*anmaktadır.
Kitâb sahiplerinden çoğu, gerçek kendilerine besbelli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Allah emrini getirinceye kadar affedin, hoş görün. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir. (Bakara: 92/109)'ncu âyette de Kitâb ehlinden bir-çoğunun, kıskançlıkları yüzünden müslümanları inançlarından döndür*meyi arzu ettikleri belirtilmekte, fakat müslümanlara, hoşgörülü davranma*ları, affetmeleri ve işi Allah'a havale etmeleri emredilmekte; Allah'ın her şeyi yapabileceği vurgulanmaktadır.
Âlûsî'nin ifadesine göre bazı Yahûdî hahamları, Uhud Savaşından sonra müslümanlara:
Başınıza geleni görmüyor musunuz? Doğru yolda olsaydınız yenil*mezdiniz, diyerek onları dinlerinden döndürmeğe çalışmışlardır.
Yahûdîler, Hz. Muhammed'in peygamber olduğunu bildikleri halde kıskançlıklarından dolayı kendi soydaşlarından başkasının peygamberliğini kabul etmek istememişlerdir. Onların bu kıskançlıklarına ve kötü niyyetle-rine rağmen yine âyet, müslümanlara hoşgörülü olmayı, affetmeyi emret*miştir. Bu âyetler, Yahudilerin, müslümanlar arasında ne denli etkili olduk*larını, müslümanların birliğini bozmak için nasıl desiselere başvurduklarını gösterir. Âyetin Allah'ın güçlülüğünü hatırlatan son kısmı, Yahudilere büyük bir uyarıdır. Zira Allah'ın güçlülüğünü hatırlatmaktadır. Bu, hîlekâr-ların, bir gün Allah'ın gücüyle mahvedilecekleri anlamına gelir. [105]
|