Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. April 2013, 07:27 PM   #15
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleyküm! Değerli Kuman Kardeşim!

Alıntı:
kuman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
En-am 84-86 ayetlerdepeygamber isimlerinden bahsediliyor
İbrahim soyundan İshak-İsmail
Nuh ve soyundan Davut-Süleyman-Eyüp-Yusuf-Musa-Harun
Zekeriya-yahya-İsa-İlyas
İsmail-Elyesa-Lut-Yunus

Muhammed İbrahim soyundan.

Nuhun soyu Yahudiliğin peygamberleri
Zekeriyanın soyu Hristiyanlığı
İbrahimin soyu Müslümanlık
Yunus-Lut-Elyesa-İsmail ise tek başlarına gelen elçiler gibi geldi bana.

İbrahim ve soyunun Nuh tan gelmediği gibi bir algı oluştu bende.

Şu işin doğrusu nedir ? bilen varsa bana anlatsın lütfen
“Din” sözcüğü, zaman içerisinde mutlak olarak, toplumsal alış-veriş; toplumsal ilişkiler anlamı olan “şeriat / sosyal nizamı belirleyen ilkeler” anlamında kullanılır olmuştur. Ancak bu sözcük ile kastedilen düzen, sadece Allah`ın koyduğu ilkeleri kapsayan Hakk Düzen`den ibaret olmayıp, insanlar tarafından kurulan düzenleri de kapsamaktadır. Yani “din”, ister Hakk ister batıl olsun, ister Allah ister insanlar tarafından kurulmuş olsun, her türlü toplum nizamı, yaşam kuralları bütünü demektir.

İnsanların kurdukları düzenlere de “din” denmesinin Kur`an`daki örnekleri şunlardır: Âl-i Imran; 73, En`âm; 70, A`râf; 51, Yusuf; 76, Mümin; 26.
Bu durumda Mekkelilerin, Mısırlıların oluşturdukları düzenler de, bugünkü toplumlarda oluşmuş kapitalizm, sosyalizm, liberalizm, komünizm gibi ekonomik düzenler de birer din sayılmalıdır.

Kurallarını Allah`ın koyduğu Hakk Din ise Kur`an`da; “Allah`a ait din”, “Ed Din-ül Hanif”, “Ed Din-ü Kayyim”, “Muhlisine lehüddin”, “Ed Din-ül Halis” ve “İslâm” adlarıyla yer almıştır ve örnekleri şunlardır:

Bakara; 132, 193, 217, 256; Ankebut; 65; Âl-i Imran; 19, 83; Rum; 30, 43; Nisa; 46, 146; Lokman; 32; Maide; 3, 54, 57; Ahzab; 5; En`âm; 161; Zümer; 2,3,11,14;A`râf; 29;Mümin;14,65;Enfal; 39, 49,72;Şûra; 13,21;
Tövbe;11,12,29,33,36,122; Fetih; 28;Yunus;22,104,105; Yusuf; 40; Saff; 9; Nahl; 52 ; Beyyine; 5;Mâûn; 1 ; Hacc; 78; Kâfirun; 6; Nur; 2
Nasr; 2; Mümtehıne;8,9:


Bu ayetlere dayanarak “Hakk Din”i şöyle tarif edilmiştir: “Hakk Din, Yüce Allah`ın, kullarının kendisi vasıtası ile hakka ulaşmaları için Resul /nebileri aracılığı ile akıl sahibi insanlara tebliğ ettiği, onları dünya ve ahiret mutluluğuna kavuşturan sistem, Allah`ın koyduğu hükümlerdir.

Din Allah'ındır. Elçilerinin değildir. Allah`ın koyduğu Hakk Din; “Allah`a ait din”, “Ed Din-ül Hanif”, “Ed Din-ü Kayyim”, “Muhlisine lehüddin”, “Ed Din-ül Halis” ve “İslâm”dır.

Soy sop değildir önemli olan. Allah, dinini seçtiği Resuller/Nebiler ile insanlığa duyurur.

Bizlere düşen Hakk Din ile diğer dinler arasındaki önemli farklara dikkat etmektir. Hakk Din dışındaki dinlerde kurallara inanmadan uymak veya kurallar karşısında pasif (edilgen) kalmak mümkün iken, Hakk Din, konulmuş kurallara hem samimiyetle inanmayı hem de bu kuralları can-ı gönülden uygulamayı emretmektedir. Yani Hakk Din`de, iman olmadan yapılan amel “taklit” olarak kınanıp “boşa çıkmış” olarak nitelenmekte, amele dökülmemiş imanın ise “… inandık deyince bırakılacaklarını mı sandılar…” sözleriyle yanında amel olmadan değerlendirmeye alınmayacağı bildirilmektedir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla