Alıntı:
Paylaşım için teşekkürler.Yazı bana M.Akif Ersoy'un bir şiirini hatırlattı.
|
Rica ederim Kamer Kardeş. Mehmet Akif'in bizlerle paylaştığın şiiri ise, bana yine Mehmet Akif'in aşağıdaki ifadelerini hatırlattı.
“Aman yarabbi! Kur’ân ne söylüyor, biz ne anlıyoruz! Sabır ‘katlanmak’ değil, ‘göğüs germek’ demektir. Neye göğüs germek? Evet, sonunda katlanılamayacak acılara katlanma ıstırabına mahkûm olmamak için, önceden her türlü şedaide [sertliklere, çetinliklere], her türlü mezalime [zulümlere] mertçesine, insancasına göğüs germek… Fedakârlıkların semtine uğramayarak miskin miskin oturmak, sonra da hissesine düşecek rüsvalığı [rezilliği, kepazeliği] ‘kader böyle imiş, tahammül etmeli’ diye hazma [sindirmeye] çalışmak, hiçbir zaman ’sabır’ sözcüğü ile telif olunamaz [bağdaştırılamaz].” (Doç. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Nuran Abdülkadiroğlu,Mehmet Akif’in Kur’ân-ı Kerim’i Tefsiri, Mev’ıza ve Hutbeleri , Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları)
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=128 (Buradan alıntıdır.)
Kurandaki
SABIR kavramı ile ilgili sitedeki Hakkı Yılmazın
Asr ve
Müddesir sureleriyle ilgili tebyin çalışmasını okuyunca da anladım ki, kadercilik beraberinde sabır kavramını da çarpıtmış, anlamını kaydırmış ne yazık ki.