Tekil Mesaj gösterimi
Alt 9. January 2013, 01:52 PM   #22
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Tüm bu mihvalde ne zamandır yazılanlara ek olarak farklı bir konu dikkatimi çekmekte. Ekonomide hep para, zenginlik, mal mülk vb. değerlerden bahsediliyor.

Bildiğim kadarı ile o dönemdeki mekke ve medine ticaretin merkezi idi. Ticaretin olduğu yerde para (altın, gümüş) da olur.

Ama ilginçtir ki zenginliğin değeri ve ölçüsü ne kadar altının gümüşün olduğu değil, hayvanın, hurma ağaçların (tarla) ve kölelerinin miktarı ile ölçülüyordu.

Peki Kuran geldikten sonra ne oldu... Köleler azat... Hayvanlar belli miktarda kurban belli miktarda beytül maale bağış... Hurmalar ve ağaçlar paylaşım... geri kalanı geçimlik...

Ortada altın ve gümüş gibi iki referans maden varken ki lidyalılar bu referansa dayanarak parayı icad etti, neden bağış, sadaka, zekat ve diğer konularda bununla ölçüye gidilmez.

İnsanlık var olduğundan beri altın ve gümüş değerli madenlerdir.

Öyle ya diyanet bile zekatı altın gümüş miktarına göre belirliyor.

Allah diyanet kadar düşünemedimi de ölçü olarak altın veya gümüşü koymadı.

Bence bunun altında yatan sebep gayet basit. Ekonomi para temelleri üzerine inşa edilemez. Para pek çok kötülüğün merkezidir. Dolayısı ile ekonomi de olamaz.

Para miktarı belli adette basılmış bir emtia olarak, birinde mutlaka çok birinde ise az olmak zorundadır. Ekonominin temeli budur. Arz ve talep. Aksi olursa ekonomi olmaz.

Otelin birine bir müşteri gelir odalara bakmak ister ve kaç para diye sorar "100$" cevabını alır. Parayı öder ve odayı kiralar yukarı çıkar. Parayı alan otel sahibi koşarak kasaba gider ve et borcunu öder, parayı alan kasap çiftçiye gider ve hayvan parasını öder, çiftçi tarla sahibine gider saman parasını öder, tarla sahibi restorana gider geçen ay yediği yemeklerin parasını öder, restoran sahibi program yapan sanatçı bayana parasını öder, sanatçı bayanda kaldığı otele oda parasını öder, 1 saat sonra odadaki musluklar bozuk olduğu için müşteri aşağı iner ve odayı beğenmediğini kalmayacağını söyler, parasını geri ister. Otelci de müşteriye 100$ iade eder... E ne oldu şimdi... herkes herkeze borcunu ödedi ortada para yok...

İslam toplumunun temelinde de para ekonomisi olmamalıdır. Tüm kaynaklar insanlara eşit ve adil dağıtılmalıdır. Toplum statü ve mevkilerden arındırılmalıdır. Tek amaç, bilim ve insanlığın gelişimi olmalıdır. Bu durumda hala eski ekonomik mantıkla düşünenlerin bahsettiği girişimciler ve patronlarda olmayacaktır. Herkes patron, herkes girişimci. Tek amaç, tek ideal. İnsanlığın tekamülü ve gelişimi olmalıdır.

Bak böyle yap, bir harf kuran okuma yine de cennettesin yeminle...

Konu bartsimpson tarafından (9. January 2013 Saat 01:57 PM ) değiştirilmiştir.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (9. January 2013)