Galip Abinin yazısından;
Bu yaşamda üretilen her şeyin, her birim ve her nesnenin mülkiyeti üreten kişi veya gurubun veya ürettiren bir kişinin veya gurubun değil, o toplumu meydana getiren kadın-erkek, çocuk-yaşlı, çalışan-çalışamıyan ....vs her bir ferdin eşit ve vazgeçilmez, devredilmez(iştirak halinde) ortaklığına aittir. Bu üretilenden her fert ihtiyacı kadar nemalanır. Bu nemalanmanın ölçüsü de ''mizanda vezin''dir. Bu nemaya ''maaş'' veya ''istihkak'' denilir. Kişiler istihkakından arta kalan fazlalığı da üyesi bulunduğu mescid, havra, manastırın tüzel kişiliğine terk eder ki bu terk edilen ekonomik değere de ''sadaka'' denilir. Bu ''sadaka'', ''beyt'in ekonomik yaşamına dahil olmuş serbest meslek erbabının verdiği ''zekâtın'' karşılığıdır. ''Salat-ı ikâme; zekâtı ita'' ifadesinin ekonomik ve sosyal anlamı, anlattığımız bu iki tür ödemenin birleşmesinden(yaşam şeklinin birleşiminden) çıkan ''kollektivizm''dir.
Umarım şu paragrafı peygamberi hint fakirine çeviren hatta neredeyse milletin malından sakal indiren biri gibi gösteren sözde meal ci! müptezeller de okur.
__________________
(FOR RAVEN)
Konu khaos tarafından (14. June 2015 Saat 11:10 PM ) değiştirilmiştir.
|