Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21. January 2016, 12:28 PM   #5
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart

Tüm yaşam formları, üstel olarak çoğalmak isteken kaynakların sabitliği duvarına toslarlar.
Bitip tükenmeyen bir nüfus baskısı altında, bitmeyen bir kaynak kıtlığı içinde yaşarlar.
Otçulların nüfusu, kısmen etçiller ile, geri kalan da açlık ve susuzlukla sınırlanır.
Etçillerin nüfusunu sınırlayan olmadığından, mecbur birbirlerini öldürürler.

Bu doğa kanunları, piramidin tepesindeki insan için de aynı idi.
Artan nüfusta seçenekler: Açlıkla ölmek veya yeni kaynak bulmak.
Kaynaklar sahipli ise: Açlıkla ölmek veya kaynaklara el koymak = savaş.

Ancak savaş da çözüm olmuyordu çünkü el konan kaynaklarla nüfüs artınca,
Seçenekler yine aynı: Açlıkla ölmek ya da yeni kaynak bulmak = savaş.

İşte bu yüzden insanlık tarihi baştan sona savaşlar tarihi.
Savaş bir seçenek değil idi, ama sadece hayatta kalma idi.

Geniş kitleleri birleştirmek için kullanılan millet/din/meshep vs,
Şimdiki devletlerin ve siyasi partilerin işlevini yerine getirdiler,
Bunların hepsi, kaçınılmaz savaşta seçilen taraftan ibarettiler.

Şimdi devletler ve partiler var, birbirimize bunlarla saldırıyoruz.
Kıtlıkta değilken üstelik; herkese yiyecek üretmek bunca kolayken.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla