Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. September 2009, 07:44 PM   #3
Toslunba
Uzman Üye
 
Toslunba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 217
Tesekkür: 90
69 Mesajina 159 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Toslunba is on a distinguished road
Standart

Sual: Meal okuyup da mezhebleri ve dinin bazı hükümlerini inkâr edenlere rastlıyoruz. Allah’ın kelamını okumakla insan niye sapıtır ki?

Bizim dinimiz hak dindir. Din kelime olarak uyulacak kurallar bütünü demektir. Bizim dinimiz Hak din olduğu içinde kurallarımızı Allah koyar. Mezhep imamları ..vs. değil. İnsan Allah kelamı okuyarak değil ,mezhep perest çevrelerde görüldüğü gibi kelamı okumamakla sapıtır.

CEVAP

Meal piyasada yanlış olarak, tercüme anlamında kullanılıyor. Piyasadakiler genelde tercümedir, çok az, birkaç kelime açıklaması oluyor.

Meal tercüme değildir. Piyasadada tercüme bulunmamaktadır ,meal bulunmaktadır. Tercüme moto mot çeviridir. Mealde ise tercümeden meal yazarının anladığı yazılır. Kelimelerde takılan tereddütü olan arkadaşlar için yine piyasada çok geniş kapsamlı sözlükler mevcuttur.

Resulullahın bildirdiği manalara tefsir denir.

Tefsin Kuranı açıklama girişimidir. Yazarlarca Kurandan anladığı şeylere kutsiyet arz ettirmek için genelde peygamberimiz kullanılır. Oysa Kuran kendinin ap açık olduğunu ve açıklamaya ihtiyacı olmadığını bildirir. Tabiki herkezin anlayışı kendsine göre olacaktır. Zira olması gerekende budur. Her okuyuşta kişi yeni şeyler öğrenecektir.

Bir kelimenin, Allahü teâlâ ve Resulullah tarafından, açık bildirilmemiş manalarından, dine uygun olanı seçmeye tevil ve bu manaya meal denir. Âyet-i kerimeyi başka dile nakledince, tercümesi denir. Âyet-i kerimeler kısa ve tam tercüme edilemez. İslam âlimleri, âyet-i kerimelerin tercümelerini değil, uzun tefsir ve tevillerini bildirmişlerdir.

Kavramlar neredeyse tamamen keyfi verilmiş. Yukarıda belirtmeye çalıştık. Alimler derken kimi kast ettiklerini açıkçası bilmiyorum. Pekçok alim olduğu düşünülen kişiyi inceledik ,hiçbirisi arkadaşın dediğini yapmamış. Araştırmacı yazar havasında görüşlerini bildirip desteklerini sunmuş bulduk. Olması gerektiği gibi.

Kur’an tercümesi okuyan, murad-ı ilahiyi yani Allahü teâlânın muradının ne olduğunu öğrenemez. Tercüme edenin bilgi derecesine göre yaptığı açıklamayı öğrenir. Bir cahilin veya bir sapığın yazdığı tercümeyi okuyan da, Allahü teâlânın bildirmek istediğini değil, tercüme edenin, anladım sanarak, kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir.

Arkadaşın tercüme sandığı meallerde hatalar olabilmektedir. Velakin Türkiye Cumhuriyetinde 120 nin üzerinde meal yazılmıştır. Bunları karşılaştırmalı okumak bu gibi bahaneleri ortadan kaldıracaktır. Kuran bir kere okunup bir kenara koyulacak bir kitap değildir. Ömür boyu okunması öğrenilmesi gerekmektedir. Bu nedenle hatalı mealler sırıtacak kendini belli edecektir.

Kur’an tercümesi diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez. Okuyanları, bunları yazanların düşüncelerine ve maksatlarına esir edip, dinden ayrılmalarına sebep olur.

Okuyucu safi biriyse ve herçekenin peşine düşüyorsa zaten dinen sorumluluğu yoktur kanısındayım.

Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifi yanlış anlamak, insanın imanını giderir. Rastgele yazılmış olan, meal denilen tercümeleri okuyan ve İslamiyet’in temel bilgilerine vakıf olmayan zihinlerde, bir takım şüpheler, itirazlar hâsıl olmaktadır.

Şüphesi itirazı olmayan beyin düşünmeyen beyindir. İman bir mücadele sonucu gelen bir kavramdır. Aksine iman değil dogma denilir. Kuran kültürü zayıf birisinin bilmemesi doğaldır. Peygamberler bile gönülleri yatışsın diye delil istemiş ve istedikleri verilmiştir. Peygamberimiz uzunca bir müddet kendinden tereddüt etmiştir sorgulamıştır. Hakiki imanın derin bir sorgulama sonucu gönlün mütmain olması ile geleceğini düşünüyorum. Aksi taklitler ise doğuştan oğretilenlerin savunulması durumudurki bu bir dogmadır. Hem islam akıl dinidir diyip hemde sorgulamanın düşünmenin önüne geçmeye çalışmak düşük bir öz güven ve Allahın kitabına düşük saygı ,güven ve itimattan kaynaklıdır diye düşünüyorum.

Birkaç örnek verelim:

1- Bir kadın, Kur’an-ı kerimin meal denilen tercümesini okuyunca, (Kur’anda kadınların örtünmesi emri yazılı olmadığı için, örtünmekten vazgeçtim) diyerek, başını açmıştır.

Tebrik ederiz o bayanı

Bu kadının Kur’an diye bahsettiği, bir tercümedir. Kur’an-ı kerimde kadınların örtünmesi emredilmiyor demek, Kur’an-ı kerime iftira olur. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:

(Mümin kadınlara söyle: [Yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hariç, ziynetlerini [saç ve gerdan gibi ziynet takılan yerleri] göstermesinler, hımarlarını [başörtülerini] yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nur 31]

İşte yukarıda sinsi bir Kuran perdeleme operasyonu görmekteyiz. Parantez içinin Kuranda geçmediğini ,tümden yazarın görüşü olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz. Neye dayanarak yazar Allahın kitabını tamamlamaya çalıştı sizce? Oysa ayet çok açık ,görünen kısımları hariç !!!! deniliyor. Bu durumda bayanlara baş örtüsü varsa erkeklerede olmalı değilmi. Ziynetten saçı anlamaksa bir başka cinsel olgunluk göstergesi (!) .Hımarlarını yazan kelime ise örtü demektir ,baş örtüsü değil ,sadece örtü. İşte Kuranı bu şekilde katleden yazarların meallerini bende sakıncalı buluyorum.

2- Bir genç, (Namazda okunan surelerin tercümelerine baktım, namazla hiç ilgisi yok, başka şeylerden bahsediyor. Ben de bunları bırakıp Türkçe dua okumaya başladım) demişti.

Tebrik ederiz o genci.

Böyle sözler, ibadetlerin ne demek olduğunu anlamamış olmayı gösterir; çünkü namazı, insanın kendisi tertip etmemiştir. Namazın ve bütün ibadetlerin nasıl yapılacağını, yaparken neler okunacağını Allahü teâlâ Resulüne bildirmiştir. Peygamber efendimiz de, bunları, Eshabına bildirmiş ve kendi de yapmıştır. Din imamlarımız bunların hepsini Eshab-ı kiramdan görerek ve işiterek anlamışlar ve kitaplarına yazmışlardır. Bu derin âlimler bildiriyor ki, namazda okunacak Kur’anın, Allah kelamı olması lazımdır. Vazife, ancak böylece yapılmış olur. (F. Bilgiler)

Namazdan ve duadan hiç birşey anlamamış yazar. Allah basiret versin. Namaz bir ayin değildir. Allahında ihtiyacı yoktur buna ,bizim ihtiyacımız vardır.

3- Ölmüşleri için Yasin-i şerif okuyan bir genç, (Yasin’in tercümesini okuduktan sonra, bundan vazgeçtim. Çünkü Yasin suresinin ölülerle duayla bir ilgisi yok, tarihi olaylardan, kıyamette olacak şeylerden bahsediyor) demiş ve bundan sonra namazı da bırakmıştır.

Beyini yıllarca saçmalıkla yıkayıp sonra hakikatini gören birisinin doğal tepkisidir diye düşünüyorum. Bunun sorumlusu yazarın uydurduğu hurafelerdir. Kuran değil..

Bu kimse, Kur’an tercümesi yerine İslam âlimlerinin kitaplarını okumuş olsaydı, Kur’an-ı kerimin her harfinin şifa ve dertlere deva olduğunu, bunu okumakla hâsıl olan sevabın ölülere ne kadar faydalı olacağını bilir, tarihi olaylardan bahsediyor demezdi.

Bu Alimleri çok merak ediyorum. Kurandan daha etkili kitap yazıp Allahtan daha iyi anlatabiliyorlar. Allahın eksik bıraktıklarını tamamlayıp fazladan söylediklerinide çıkarıyorlar.Bravo onlara.
Toslunba isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Toslunba Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
aşık74 (2. September 2009), Barış (2. September 2009), kamer (2. September 2009), Miralay (7. June 2013)