Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29. May 2010, 08:17 AM   #6
aşık74
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 297
Tesekkür: 328
166 Mesajina 472 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
aşık74 will become famous soon enoughaşık74 will become famous soon enough
Standart

Selamlar kardeşim,bende 3-4 tane tarikat'a girdim ve çıkdım.Sonra kuran'ı kendi dilimde okumaya başlayınca,olayların boyutu değişti bende.

“Tarik” Arapça “yol” demektir. Bundan türetilen “tarikat” ise “yol, yöntem, usul, tarz” manalarına gelir.

Tarikatlar Allah’a gitmek için bir yoldur, bir mecburiyet değildir şeklinde yumuşak izahlarla tarikat bağlılığını açıklayan tarikatçılar vardır.

Fakat birçok tarikatçı “Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.” uydurma hadisiyle tarikata girmeyi, tarikatın şeyhini mürşit kabul etmeyi dini bir vecibe, kurtuluşun bir şartı gibi sunmaktadır.

Şimdi sormak lazım yüzlerce yıl tarikatların yokluğunda Müslümanlar eksik Müslümanlar olarak mı yaşadılar?
Tarikat şeyhlerinin yaygın olmadığı bu dönemde Müslümanların mürşidi şeytan mıydı?

Kuran’ın izahları bu yıllara kadar Müslümanların manevi gelişimine rehberlik etmekte yetersiz mi kaldı ki tarikatlara ihtiyaç doğdu?
Kuran’a göre Kuran din adına her şeyi açıklamaktadır.
Peygamber’imiz ise Kuran’ın uymamız konusunda kefil olduğu tek insandır. Oysa tarikatların ürettiği birçok şeyh tartışılmaz kişi ilan edilmiş, bu şeyhlerin etrafındakiler kurtulanlar, diğer kimseler cehennemlik olanlar olarak sınıflandırılmış, bu şahıslara uymak dinin en önemli şartı gibi kabul ettirilmeye çalışılmıştır.

Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla yerler.

9- Tevbe Suresi 34
aşık74 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aşık74 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (29. May 2010), erol5109 (8. May 2011), Miralay (29. May 2010)