Konu: Hacc
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 5. October 2014, 10:49 AM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Güzel ve dost insan sevgili Barış'ın verdiği link çoook demokratik ve fikir ve düşünce özgürlüğüne çoook uygun bir şekilde engellenmesiyle boş kalan bu kısıma hem konuya hemde hac zamanı olmasına uygun olarak eski bir yazı serisinde (hanifler.com- İbadet- Oruç- Yazın ortasında oruç) yazdığım şu kısmı almak uygun olur diye düşündüm.Takdirlerinize:,


Sayın Dostum bartsimpson

Çeşitli kereler yazılarımda belirttiğim gibi ben hacc\'ı bir halden başka bir hale geçmek diye, insanın yaşamındaki yaşam tarzındaki değişiklikleri ifade etmeye çalıştım. Bu değişim çabalarının neticesinin hacc ile alınabileceğine Sayın Hakkı Yılmaz ın yazıları ve sayın dost1-Halil Ay ın tekrarlarından ve Sn Av. İlhami Çetin in enfes yazılarından ve bu yönde ayetler üzerindeki düşüncelerimden elde ettim.

Kuranda anlatıldığı gibi bencillik-mal toplama-kenz-kapitalizm ilk insan diye nitelenen Ademden beri hükmünü sürdürmekte; yani insan hakları, canlı cansız tabiatın hakları ve Allahın hakları halen gasp edilmekte....

Diğer kitapları tasdik ve nesh eden/nüshalayan Kuranın ekonomik ve sosyal yönden (bazı yazılarımda sosyo ekonomi politik diye geçer), salâtı ikâme ve zekatı ita, Bakara:219/2 ve Nahl:71 ile Muminun:4-5, Mizanda vezin, ...... gibi kurallarla kollektivist bir yaşamı/şeriatı İslâmın en önemli kaidesi olarak topluma empoze ettiği görülür. O halde diğer insanların bizim üzerimize geçmiş haklarından kurtulmak ve müslüman sıfatını alabilmek için ilk iş, kişinin insan haklarından sorumluluğunu ortadan kaldıracak kollektivist yaşamı kabul etmesi gerekir.

Bu kollektivist yaşam Kuranda gösterilen kollektivist yaşamdır. İşte bu yaşam şekline ulaşabilmek ve toplumsal düzeni kurup koruyabilmek için insanların bir eğitimden geçmesi gerekir. Kuranda anlatılan Haccı Ekber de bu yönde yapılan bir seferberliktir. Buna çağrı(ezan) bütün insanlığa bir kere yapılmıştir ve bir daha böyle bir eylem yapılmamıştır; çünkü o çağrının etkisi halen sürmektedir. İleride tekrar yapılabilir mi? Hayır çünkü süreç devam etmektedir(Kuranda yazılı olarak durmaktadır) ve bunu yapabilecek bir yetkili yoktur ve de olmayacaktır. Çünkü Muhammed son peygamberdir ve Kuran Onun yerini almıştır. Kurana bu boşuna yazılmamıştır. Hristiyanların Armageddon dedikleri (onlara göre İsa Peygamberin gök yüzünden inip de bunlara önderlik edeceği ama bize göre etmeyeceği var sayılan) bir savaş sonrası yenilmeye mahkum bu güruhun bir eğitime ihtiyacı olacak. Halen müslüman olmak isteyenlerin de böyle bir eğitimden geçmeleri gerektiği gibi.

Müftünün karşısına geçip -ben Müslüman oldum; tasdik et- demekle Müslüman olunmuyor ve annelerden Müslüman olarak doğurulunmuyor. Her insanın bir eğitimden geçip, ruhsal ve beyinsel bir evrim geçirip, yani bir halden başka bir hale geçip İslama göç/hicret etmesi gerekiyor. (erbaate hurumun ve erbaate eşhurun ayrı bir bölümde tartışılmalı)

Yazılarımda hac için Müslüman imal mühendisliği ifadesini kullandım; bu ifedeyi müslümanlığın ekonomik ve sosyal şartlarının yani şeriatının Müslümanlarla ve/veya Müslümanca yaşamak isteyen, Müslüman olmayanlara öğretildiği Haccı Ekber gibi seminerler olarak gördüm ve Allahı, bir Müslümanın tanıyışı gibi tanımaları için bir baskı olmadığını, Allahın Peygamberine -onları bana bırak- demesi sebebiyle kişisel vicdanla ilişkili olduğunu tespitle, bu yönde herfhangi bir baskının seminerlerde yapılmaması gerektiği tarafımızdan anlatılmaya çalışılmıştı. Bu gereksinmeleri de (bu günkü değil) Diyanet gibi kurumların yüklenmesi gerekir. (Dıyanet kelimesi daha önce hata ile başka manaya gelen Dinayet olarak yazılmış idi. Hata Sayın Dost1 tarafından ikaz ile ve teşekkürlerimle Diyanet olarak değişitirilmiştir.G.Y.)

Müslüman toplumunda doğanların veya sonradan bu topluma katılanların bu toplumda yaşayabilmeleri için mecburi bu şeriat ile ve artı olarak vicdanlarında ilahiyat yönünde yürümeleri için ise ilk öğretimden başlayan bir maarif-eğitim sistemi kurup (bu günkü din dersleri gibi değil tabii ki) eğitime tâbi tutulmaları, ama olacakları hali kendilerinin seçmelerine izin verilmesi gereklidir ki nasıl edebiyatçı olacak bir kişiye lise sona kadar matematik de öğretiliyor; işte öyle. İşte bu eğitim her yönüyle müslüman imal mühendisliği olmalıdır: fakat kişi dinde zorlama yoktur prensibi gereği serbest bırakılmalı , ne olacağına kendi karar vermelidir. Boylece bilinçlenip, Müslümanlığı adil ve rahim olduğu, güzel bulduğu için kendisi müslüman olmayı arzu etmelidir. Aksi takdirde münafık yetiştirilmiş olur. Öyle ise doğru yola ulaşmanın önünün iyice açılması ve bunun arzulanır kılınması gereklidir. Kişi bilgi sahibi yapılmalı fakat kendisi ile Allah arasına girilmemelidir. Devlet ile kişinin münasebetleri ekonomik ve sosyal yönden olmalıdır. İslam toplumu içinde yaşamak isteyen bir isevi, bir musevi veya bir dinsiz birlikte yaşamak istediği müslüman toplumun koymuş olduğu ekonomik ve sosyal şartlarına/şeriatına=kollektivizme uymak mecburiyetindedir.

Ve bu aşamalardan sonra sizin proğram düşünülmelidir.

Tabii ki yazdıklarım, söylediklerim bence...dir.

Saygılarımla
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (5. September 2020 Saat 05:07 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (5. October 2014)