Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16. March 2010, 11:39 PM   #47
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Müslümanlardan Kardeşim

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İnsanlık tarihi boyunca insanlar hep dinlerini bozmak istemişlerdir.Bunu ise BİLEREK VE BİLMEYEREK yapmışlardır.Bilmeyerk yapanlar örflerini dinlerine tercih ednler olarak yapmışlar ve kendilerini atalarının dini üzerinde bulup toplumun etkisinde kalıp TOPLUMUN ZİNDANINDAN çıkamamışlardır.
İnandığı dinin ana kaynağından ayrılanlar dinlerini örflerine tercih edenler hep böyle olmuştur.

Bakara;170: Ve iza kıyle lehümüttebiu ma enzellAllahu kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena* evelev kâne abaühüm la ya'kılune şey’en ve la yehtedun;
Onlara: “Allah’ın inzal ettiğine tabi olun” denildi zaman onlar: “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuza/gördüğümüze tabi oluruz”, derler... Ya ataları bir şeye akıl erdirememiş ve doğruyu bulamamış/seçememiş idiyseler?.

A’raf ;70:Kalu eci'tena lina'budAllahe vahdeHu ve nezere ma kâne ya'büdü abaüna* fe'tina bima teıdüna in künte mines sadikıyn
“Dediler ki: “Yalnız Allah’a kulluk etmemiz, babalarımızın taptıklarını bırakmamız için mi bize geldin? Eğer doğru sözlülerden isen, haydi bize tehdit ettiği şeyi getir.!”

Zümer ;45:Ve iza zükirAllahu vahdehüşmeezzet kulubülleziyne la yu'minune bil ahireti, ve iza zükirelleziyne min duniHi izahüm yestebşirun
“Ve Allah, tek olarak anıldığında, öteki dünyaya inanmayanların kalpleri kasılır; ama Allah’ın astlarından olan kimseler anıldığında, bakarsın yüzleri gülüverir.”

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bilerek yapanlar ise KURANIN DEYİMİYLE [KAVRAMLAR] ÜZERİNDE yapmışlardır.Bunuda ilk yapanlar israil oğulları RAİNA,UNZURNA gibi kavramlarla dinin bir çok kavramını zamanla kendilerinidesdekler şeklinde yapıp dinlerini bozmuşlar.
İslamda günümüzde yaşananların ana nedeni budur.
Bütün tefsirleri,mezheplerin koyduklarını okuyun çoğunun KUR’AN’dan çok birbirini yalanlayan birbiri ile çelişen çoğu ahad habere dayalı HADİSLERE bağlı olduğu görülür ki,bunlar da "Kab El Ahbar ve Vehb Bin Münebbih" eli ile sokulan İsrail kaynaklı haberlerle Emevi saltanatının para ve makam ile elde ettiği kişilere dayalı haberlerdir.


Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu iki kısa açıklamadan sonra DOST1 KARDEŞİM VE BU KARDEŞİM SÖYLEMİNİDE GERÇEKTEN CİDDİYETLE SİZE SÖYLÜYORUM VE DÜŞÜNCELERİNİZE SAYGI GÖSTEREREK size sormak istediğim konu şu,NİSA 103 te geçen salat ve secdeyi,peygamberden günümüze kadar gelen tevatüren kuran tefsire [açıklamaya] çalışan ve arapçaya iyi dercede vakıf olan, hiç kimse varmı sizin gibi analayan[NİSA103 TE GEÇEN salat ve secde kavramını] veya peygamber sahabi,tabii ve daha sonra gelen müslümanlar bu ayeti sizin gibi anlayamadıda ne olur siz mi anladınız kardeş.]

örneğin yakın zamanda kuran çalışması yapan ve ayrıca yaşantılarındada güzel yaşayan,SEYYİD KUTUB,MEVDUDİ, Vb çizgide yaşayanlar ve arapçayı çok iyi dercede kullanabilip vakıf olanlar bile bu ayeti böyle anlayamamış kardeş biraz durun ve düşünün saygılarımla dost1 kardeşe....
Kur’an üzerine çalışan tüm alimlerden Allah Razı olsun. Hepsinin de çalışmalarından yararlanıyoruz. Emeklerine saygı duyuyoruz. Ancak ilahımız edinmiyoruz. LA İLAHE İLLA ALLAH diyor ve KUR’AN’IN metnine sadık kalıyoruz.

Zümer;3:“Gözünüzü açıp kendinize gelin! Halis din/arı-duru tertemiz din sadece ve sadece Allah’ındır. O’ndan astları Velîler/Yakınlar kabullenmek suretiyle, “Biz onlara yalnız bizi Allah’a yaklaştırmaları için kulluk ediyoruz” diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.”

Yunus; 18: “Allah’ın astından (yaratılmışlardan) kendilerine zarar veremeyen, yarar sağlayamayan şeylere kulluk ediyorlar ve şöyle diyorlar: “Bunlar bizim Allah katındaki şefâatçılarımızdır.” De onlara: “Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği şeyleri mi haber veriyorsunuz?” Şanı yücedir O’nun, ortak koştuklarından münezzehtir O.”

Kur’an ile ilgili çalışma yapan alimlerin Arapçaya iyi derecede vakıf olmadıklarını değil metne sadakat göstermediklerini tefsirlerinde dirayetten çok rivayeti ön planda tuttuklarını söylüyoruz. Bunu görmek için Kur’an’ı orijinalinden okumak ve meallere bakmak gerekir.

Salat” ve “Secde” ile ilgili yazdıklarımıza verdiğimiz ayetlerden bakınız. Yazılanların “alimlerin yazdıklarıyla” değil Kur’an’da yazılanlar ile çeliştiğini gösteriniz.

Allah rızası için önyargılarınızı yıkınız ve Kur’an’a Allahın belirttiği şartlara uyarak yaklaşınız.

Ahzab; 43: Huvelleziy yusalliy aleyküm ve melaiketüHu li yuhriceküm minez zulümati ilenNur* ve kâne bil mu’miniyne Rahıyma;
O’dur ki, sizi zulumatlardan Nur’a çıkarmak için size salat eder, ve O’nun melekleri de. Mü’minlere Rahıym’dir.

Salat eder” diye yazdığımız yere “namaz kılar” diye yazın bakalım ne göreceksiniz.

Ahzab;56: İnnAllahe ve MelaiketeHu yusallune alen Nebîyy* ya eyyühelleziyne amenu sallu aleyhi ve sellimu tesliyma;
Muhakkak ki Allah ve O’nun melekleri, O Nebî’ye salat ediyorlar/.destekliyorlar/ ona yardım ediyorlar/ onun için gerekeni yapıyorlar.. Ey iman edenler, siz de O’na salat edin ve onun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayınız.

“Salat ediyorlar” diye yazdığımız yere “namaz kılıyorlar” diye yazın bakalım ne göreceksiniz?

Nur;41: Elem tera ennAllahe yüsebbihu leHu men fiysSemavati vel Ardı vet tayru saffat* küllün kad alime salatehu ve tesbiyhah* vAllahu Aliymun bima yef'alun;
Görmedin mi ki, Semalar’da ve Arz’da kim varsa ve saf saf kuşlar, Allah’ı tesbih eder. Her biri kendi salatını ve kendi tesbihini gerçekten bilmiştir. Allah fiil yaptıklarını Aliym’dir.

salatını” yerine namazını yazın bakalım ne göreceksiniz?

Değerli Kardeşim!
Hüsnü zannınız için teşekkür ederim. Herkes kendinden sorumludur. Kimse kimsenin yükünü yüklenmez.
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah:

Zariyat; 56: Ve ma halaktül cinne vel inse illâ liya'budun;
Ben cinn’i ve ins’i sadece beni tanıyıp kulluk/ibadet etsinler diye yarattım!.diyor.

Allah’a kul olmaktan şikayetimiz olmuyor.

A’raf ;70:“Dediler ki: “Yalnız Allah’a kulluk etmemiz, babalarımızın taptıklarını bırakmamız için mi bize geldin? Eğer doğru sözlülerden isen, haydi bize tehdit ettiği şeyi getir.!”
Zümer ;45:“Ve Allah, tek olarak anıldığında, öteki dünyaya inanmayanların kalpleri kasılır; ama Allah’ın astlarından olan kimseler anıldığında, bakarsın yüzleri gülüverir.”

LA İLAHE İLLA ALLAH diyoruz.

Rabbimiz olan Yüce Allah’ı tanımaya çalışarak “ sadece O’na kul olmak” için

Zümer;11:Kul inniy ümirtü en a'budAllahe muhlisan lehüd diyn;
De ki: “Muhakkak ki ben, diyni O’na halis kılan olarak Allah’a kulluk yapmakla emrolundum”.

Zümer;12: Ve ümirtü lien ekûne evvelel müslimiyn;
“Ve müslimlerin evveli olmakla da emrolundum”.

Zümer;13: Kul inniy ehafü in asaytü Rabbiy azâbe yevmin azıym;
De ki: “Eğer Rabbime ısyan edersem, muhakkak ki ben aziym bir günün azabından korkarım”.

Zümer;14:Kulillahe a'büdü muhlisan lehu diyniy;
De ki: “Diynimi/yaşamımı, O’na halis kılan olarak Allah’a kulluk ederim!”.

Zümer;15:Fa'budu ma şi'tüm min duniHİ, kul innel hasiriynelleziyne hasiru enfüsehüm ve ehliyhim yevmel kıyameti, ela zâlike hüvel husranulmübiyn;
siz de O’ndan başka dilediğinize kulluk/ibadet edin. De ki: “Muhakkak ki husrana uğrayanlar o kimselerdir ki, kıyamet günü nefslerini ve ehillerini husrana uğratmışlardır. Dikkat edin!. İşte o apaçık bir husranın ta kendisidir”.

Zümer;16: Lehüm min fevkıhim zulelün minennari ve min tahtihim zulel* zâlike yuhavvifullahu bihi ıbadeHu, ya ıbadi fettekun;
Onların, fevklerinden de Nar’dan gölgelikler vardır, altlarından da gölgelikler vardır. İşte bu, Allah onunla kullarını korkutuyor. Ey kullarım, benden ittika edin!.

Zümer;17:Velleziynectenebüt tağute en ya'buduha ve enabu ilellahi lehümül büşra* febeşşir ıbad (iy);
Tağuttan, ona kulluk yapmaktan kaçınıp Allah’a yönelenler var ya, onlar için Büşra/müjde vardır.Kullarımı müjdele!.

Zümer;18: Elleziyne yestemiünel kavle feyettebiune ahseneh* ülaikelleziyne hedahümullahu ve ülaike hüm ulül elbab;
Onlar ki, kavl’i işitirler de onun en güzeline tabi olurlar. İşte onlar kendilerini Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir ve işte onlar saf akıl sahiplerinin ta kendileridirler.

emrine uyarak Sözlerin en güzeli olan Vahyine KUR’AN’A uyarak yaşamımızı düzenlemeye çalışıyoruz.

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ım beni bu şikayetin muhataplarından eylemesin.

Furkan;30: Ve kaler Rasûlü ya Rabbi inne kavmittehazu hazel Kur’âne mehcura;
Rasûl dedi ki: “Ya Rabb! Muhakkak ki benim kavmim şu Kur’an’ı terkedilmiş edindi”.
Değerli Kardeşim!
Arapçayı bilenlerce meallendirilen Hacc Suresinin 15. Ayetinin meallerine bakar mısınız?

Men kâne yezunnü en len yensûrehullahu fiyd dünya vel ahireti felyemdüd bi sebebin iles Semai sümmelyakta' felyenzur hel yüzhibenne keydühu ma yağıyz

Diyanet Her kim ona (Muhammed’e) Allah’ın dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra kendini assın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi giderecek mi?

Elmalılı Orj. Her kim, ona Allah Dünyada ve Âhırette aslâ yardım etmez zannediyorsa hemen Semâya bir ip uzatsın sonra nefesini kessin de baksın keydi gayzını giderecek mi?

Ö.N. Bilmen Her kim O'na (peygambere) Allah'ın ne dünyada ve ne de ahirette yardım etmeyeceğini zannediyor ise semaya bir ip uzatsın, sonra onunla intihar etsin, artık baksın ki, kendisinin bu hilesi onun nefret ettiği şeyi giderecek mi?

C. Yıldırım Kim Dünya'da da, Âhiret'te de Allah'ın o peygambere asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen bir ip göğe (tavana) uzatsın, sonra da (nefesini) kessin de bir baksın, kin ve öfkesini giderebilecek mi ?

A.F. Yavuz Kim ki, Allah, Peygambere dünyada ve ahirette asla yardım etmez zannediyorsa, hemen yukarıya (evinin tavanına) bir ip uzatsın, sonra intihar etsin (boğulsun) de baksın, yaptığı bu iş, kendini öfkelendirmekte olan Allah’ın (Peygamberine) yardımını giderecek mi? (Çatlasa, patlasa, yine de Allah, Peygamberine, hem dünyada hem ahirette zafer verecektir.)

H.B. Çantay Kim dünyâda da, âhiretde de ona (o peygambere) Allahın asla yardım etmeyeceğini sanıyorsa (evinin) tavan (ın) a bir ip uzatsın, sonra kendini (yerden) kes (ip boğ) sun da bir baksın, (bu) hıylesi onun öfkelenmekde olduğu şey'i behemehal giderecek mi?!

M. Esed Kim ki Allah'ın kendisine bu dünyada da, ahirette de yardım etmeyeceğini düşünüyorsa, göğe başka bir yolla ulaşmayı denesin de yol katetsin; ve böylece görsün, bakalım, bu hilesi onu sıkıntısından kurtaracak mı?

A. Bulaç Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

Y.N. Öztürk Kim Allah'ın dünyada ve âhirette kendisine yardım etmeyeceğini sanıyorsa; bir sebeple göğe uzansın, sonra öteki ilişkilerini kessin de bakıversin: Oyunu, öfkelendirdiği şeyleri gerçekten giderecek mi?

Diyanet Vakfı Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?
Elmalılı S1 Her kim, Allah'ın ona dünyada ve ahirette asla yardım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini boğup) nefesini kessin de bir baksın, (baş vurduğu) hilesi öfkesini giderecek mi?

Elmalılı S2 Allah'ın ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın, sonra (kendini intihar edip) boğsun da baksın bu hilesi kendisini öfkelendiren şeyi giderecek mi?

TefhimulKuran Kim, Allah'ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

F. Kuran Kim dünyada ve ahirette Allah'ın kendisine yardım etmeyeceği vehmine (sanısına) kapılırsa evinin tavanına bağlayacağı bir ipi boğazına geçirdikten sonra onu kessin ve arkasından baksın bakalım, bu girişimi umutsuzluktan kaynaklanan öfkesini giderebiliyor mu?

A. Gölpınarlı Allah, peygambere dünyâda da, âhirette de yardım etmeyecek sanan bilsin ki yardım edecektir, isterse tavana bir ip takıp assın kendini de ölsün ve baksın da görsün, bu yaptığı düzen, kızdığı şeyi ortadan kaldırır mı?

S. Ateş Kim Allâh'ın, dünyâda ve âhirette kendisine yardım etmeyeceğini sanıyorsa öfkesini gidermek için göğe bir sebep(ip)le uzansın, sonra (ayaklarını yerden) kessin de baksın, bu çaresi, öfkelendiği şeyi giderebilecek mi?

S. Yıldırım Kim Allah’ın, Resulünü dünyada ve âhirette desteklemeyeceğini zannederse, haydi öfkesinden bir ip alıp tavandan uzatsın, boğazından geçirsin. Sonra nefesini kessin de bir baksın, bulduğu bu tedbiri, bu çırpınışları öfke duyduğu şeyi, Allah’ın Resulüne yardımını engelleyecek mi?
A. Uğur Her kim, Allah'ın, dünya ve ahirette ona (Resûlüne) asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise, (Allah ona yardım ettiğine göre) artık o kimse tavana bir ip atsın; (boğazına geçirsin); sonra da (ayağını yerden) kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi (bu yaptığı), öfke duyduğu şeyi (Allah'ın Peygamber'e yardımını) gerçekten engelleyecek mi?

G. Onan Kim, Tanrı'nın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir araç uzatsın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

Ş. Piriş Kim, Allah’ın dünyada ve ahirette ona yardım edemeyeceğini zannediyorsa, göğe bir ip uzatsın ve sonra kesiversin. Baksın, kurduğu düzen onun öfkesini giderebilecek mi?

Ebü'l-Leys Semerkandi(Tefsirü'l-Kur'an)
«Kim dünyada da, âhirette de ona Allah'ın yardım etmeyeceğini sanıyorsa, yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp kessin de bir düşünsün bakalım. Bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?»
Mahmut Toptaş(Şifa Tefsiri)
Kim ona (Allah'ın kuluna) dünyada ve ahirette yardım etmeye¬ceğini zann ediyorsa, hemen gökyüzüne bir sebeb uzatsın, sonra kes¬sin. Baksın kurduğu tuzak kinini giderecekmi.

Abdulvahid Metin(Mufassal Tefsir)
Kim dünyada ve ahirette Allah'ın kendisine yardım etmeyeceği vehmine (sanısına) kapılırsa evinin tavanına bağlayacağı bir ipi boğazına geçirdikten sonra onu kessin ve arkasından baksın bakalım, bu girişin umutsuzluktan kaynaklanan öfkesini giderebiliyor mu?

Fahrettin Razi
Kim dünyada da, âhirette de ona Allah'ın asla yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe bir ip uzatsın, sonra kendini yerden kesip boğsun ve baksın (intihar etsin). Bu hilesi onun öfkelenmekte olduğu şeyi, giderecek mi?

Ebu’l-Hasan Ali b. Ahmet el-Vahidi(El Veciz Fi Tefsir’il kitab’il Aziz
“Allah’ın ona yardım etmeyeceğini zannedenler” “Öfkesini gidermek için göğe bir sebeble uzansın” “Sonra da kessin” “Baksın, bu çaresi öfkelendiği şeyi giderebilecek mi?”

Vehbe Zuhayli(Tefsirul Minur)
Kim dünyada da ahirette de pey¬gambere Allah'ın asla yardım etmeye¬ceğini sanıyorsa yukarıya bağladığı ipe kendini asıp sonra ipi kessin (kendini boğsun). Bir düşünün bakalım, bu hile¬si kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?

Ali Küçük Besairul Kur’an
“Allah'ın peygambere dünyada ve âhirette yardım etmeyeceğini sanan kimse, yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp, boğsun; bir düşünsün bakalım, bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?”

Muhammed Ali Es Sabuni(Savfetüt Tefasir)

Her kim, Allah'ın, dünya ve âhirette Rasûlüne asla yardım etmeyeceğini zannetmekte ise artık o kim¬se tavana bir ip atsın; sonra da kessin! Şimdi bu kimse baksın! Acaba, hilesi, öfkesi duyduğu şeyi gerçekten engelleyecek mi?

İmam Kurtubi(El Camiu li Ahkâmi’l Kur’an)
Allah'ın ona dünyada ve âhirette yardım etmeyeceğini sanan kimse tavana bir ip bağlasın, sonra kessin. Sonra başvurduğu bu yol öfkelendiği şeyi giderir mi bir baksın?

Muhammed Gazali
"Her kim, Allah'ın dünya ve âhirette Resûlü'ne asla yardım etmeyeceğini zan¬nediyorsa, artık o kimse tavana bir ip atsın; sonra da ayağını yerden kessin. Şimdi bu kimse baksın. Acaba hilesi, öfke duyduğu şeyi gerçekten engelleye¬cek mi?"

Furkan TefsiriProf. Dr. Muhammed Mahmud Hicazı

Allah’ın peygamber'e dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sa¬nan kimse, yukarı bağladığı bir ipe kendisini asıp, boğsun; düşünsün bakalım, bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?

İbni Kesir
Kim dünyada ve ahirette Allah'ın ona yardım etmeyeceğini sanıyorsa; yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp sonra kessin de bir düşünsün bakalım; bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?

Muhammed İzzet Derveze
Kim, Allah’ın ona, dünyada ve ahirette kesin olarak yardım etmeyeceğini sanıyorsa, ğöğe bir sebep uzatzın sonra kesiversin de bir bakıversin, kurduğu düzen, onun öfkesini giderebilecek mi?

Bedrettin Çetiner
Kim dünyada ve âhir ette Allah'ın ona (Hz. Muhammed'e) yardım etmiyeceğini sanıyorsa yukarı bağladığı bir ipe kendini asıp sonra da kessin ve bir düşünsün bakalım; bu hilesi kendisini öfkelendiren şeye engel olabilir mi?

Celal Yıldırım
Kim Dünya'da da, Âhiret'te de Allah'ın o peygambere asla yar¬dım etmiyeceğini sanıyorsa, hemen bir ip göğe (tavana) uzatsın, sonra da (nefesini) kessin de bir baksın, kin ve öfkesini giderebilecek mi?

Bayraktar Bayraklı
Her kim Allah 'in, peygamberine dünya ve âhirette yardım etmeyeceğini sanıyorsa, göğe ulaşacak bir çare arasın, sonra eğer mümkünse o yardımı kessin. Baksın bu hilesi, kızdığı yardımı engelleyecek mi?

Seyyid kutup
Kim dünyada ve ahirette Allah'ın kendisine yardım etmeyeceği vehmine (sanısına) kapılırsa evinin tavanına bağlayacağı bir ipi boğazına geçirdikten sonra onu kessin ve arkasından baksın bakalım, bu girişin umutsuzluktan kaynaklanan öfkesini giderebiliyor mu?

Ali arslan
Kim Allah'ın ona (peygambere) dünyada ve Ahiret'te yardım etmeyeceğini sanıyorsa, hiç durmaksızın göğe (tavana) bir sebeb (ip) uzatsın. Sonra ipi kessin ve baksın. Bakalım kur¬duğu tuzak onun öfkesini giderebilecek mi?

Merak edenler için çarpıcı bir örnek daha vermek istiyorum

Saffat; 180:Subhane Rabbike Rabbil ızzeti amma yasifun

Bu ayette iki kere “Rab” kelimesinin geçtiğini görüyorsunuz. Şimdi elinizde bulunan bütün meallere bakar mısınız?

Metne sadakat gösterilip gösterilmediğine başka bir örnek:

Nebe;33: Ve keva'ıbe etraba

Diyanet (31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

Elmalılı Orj. Ve turunç sîneli yaşıtlar var

Ö.N. Bilmen Ve nar memeli, hep bir yaşta (cariyeler vardır).
C. Yıldırım (31-32-33-34) (Allah'tan derin bir saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır.
A.F. Yavuz Aynı yaşta tomurcuk sîneliler,
H.B. Çantay memeleri tomurcuklanmış bir yaşıt kızlar,
M. Esed müthiş uyumlu harika eşler,
A. Bulaç Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Y.N. Öztürk Göğüsleri turunç gibi yaşıtlar,
Diyanet Vakfı (31-34) Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer, bahçeler, üzüm bağları, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar, içki dolu kâseler vardır.
Elmalılı S1 Turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var.
Elmalılı S2 Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.
TefhimulKuran Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
F. Kuran Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar ve
A. Gölpınarlı Ve memeleri yeni sertleşmiş yaşıt kızlar.
S. Ateş Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
S. Yıldırım (32-34) Onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var.
A. Uğur Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
G. Onan Göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
Ş. Piriş Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar..

Bu ayette olmayanların meallerde nasıl yerleştirildiklerini gördünüz mü?

Metne sadakat olsa ayetin meali “yaşıt/hepsi bir seviye tomurcuklar” olur.

Kusursuzluk sadece Allah’a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Apollonius (17. March 2010), Barış (12. April 2010), kamer (18. March 2010)