Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. October 2011, 11:36 AM   #8
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Kesinlikle öyle... Konuyu bir üst katmana çıkarıyorum...

Newtonun kanunu, yerçekimi kanunu einsteinden bugüne hergün zayıflıyor... yerçekiminin kütleye bağlı olmadığı düşünülmeye başladı ve şu anda yeni pek çok teori ortaya atılıyor..

Bilim adamları yerçekiminin varlığını sorguluyor. Eğer yerçekimi gerçekten varsa bir taşı havaya kaldırabiliyorsa biz yerçekiminden daha mı kuvvetliyiz?
Karanlık madde ve uzay baskısı gibi çeşitli teoriler konuşuluyor bu günlerde konuşuluyor ve eski yerçekimi yasası ne yazıkki tarih olacak gibi.

Bu yeni bilimsel başlıklar.

bundan yıllar önce Oktay Sinanoğlu (dünyanın en genç profosörü olan kişi 22 yaşında Yale üniversitesi Prof.u oldu) bir çalışma yapmış, çalışmasında elektronların akıllı canlılar gibi hareket ettiklerini, hiç bir manyetizma yada etkileyici olmaksızın maddelerin birbirleriyle sanki iletişim içindeymiş gibi hareket ettiğini açıklamıştı. Bu çalışma çok önemli bir çalışma... elektronlar sanki karıncalar gibi bir amaca hizmet için hareket ediyorlardı... aralarındaki manyetizma ve bağlayıcı kuvvetler minumuma inse bile bu onların amacını değiştirmiyorlardı.

Aslında bakarsanız, bütün bu verileri vahiy süzgecinden geçirdim. Genel çerçeveye bakın,,, cansız toprak madde, aklı olan düşünen canlılar oluşturuyor... Bu madde acaba gerçekten düşündüğümüz gibi cansız mı? Acaba bir taş gerçekten zannettiğimiz ve gördüğümüz gibi iradesiz mi????

dış görünüşte öyle. ama içerisinde atomon merkezinde korkunç bir enerjiyle gözümüzün önünde duran o toprak, içerisinden bakın ne canlılar ne enerjiler ne hareketler çıkarıyor...

Hücrelerin davranışlar; yemek yerken salgılanan tükrük (bize kalsa ayarlayamayız) mide asidi derecesi ve asitliği, gıdaların parçalanması ve emilimi, hücrelere taşınması, hücreler arası iletişim v.s. gibi konular yani bu beden bizim zekamızın çok üzerinde bir çalışma sergiliyor. Bunlar toprağın hareket kazanmış kısmı... aynı toprağın hareket kazanmamış olsa da en az bu kadar zeki olduğundan eminim.

toprak ve madde rabbin emrine hazır bir şekilde ayağımızın altında duruyor... Onun tek bir emriyle istediği formu alıyor istediği canlıyı içerisinden çıkarıyor...

bu ayeti nasıl anlamamız gerektiğini gerçekten bilmiyorum ama konuyla oldukça bağlantılı gözüküyor;

Bakara 259
Yahut görmedin mi o kimseyi ki, evlerinin duvarları çatıları üzerine çökmüş (alt üst olmuş) bir kasabaya uğradı; "Ölümünden sonra Allah bunları nasıl diriltir acaba!" dedi. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti. Ne kadar kaldın? dedi. "Bir gün yahut daha az" dedi. Allah ona: Hayır, yüz sene kaldın. Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi. Durum kendisince anlaşılınca: Şimdi iyice biliyorum ki, Allah her şeye kadirdir, dedi.





Allah topraktan yarattı. Canlı cansız bütün herşey onu tespih ediyor ve gerçekten onun emrine bizden daha fazla uyum sağlıyor (Allahın komutuna karşılıksız cevap veren toprak dağ taş, elbete bu Kuran ile karşılaşsa gücünün çok ötesinde bile olsa kendisini parçalar yok ve korkuyla bütün emirlere itaat ederdi). Yani cansız maddelerin Allah ile konuşmasını sadece teşbih ile değil, teşbihinde ötesinde bir gerçeklikle değerlendiriyorum. Allahın gücü herşeye yeter. bu hayat tamamen onun imtahanı, ne amel yapacağımızı denemesi amacıyla hazırlanmış bir tuzak. bildiğimizi sandığımızın maddenin arkasında aklımızın çok ilerisinde büyük bir güç ve irade var.

örneğin;

Fussilet 11
Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.




ve sonuç olarak

Rûm 20
Sizi topraktan yaratması, O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.


Tâ-Hâ 55
Sizi ondan (topraktan) yarattık; yine sizi oraya döndüreceğiz ve bir kez daha sizi ondan çıkaracağız.


Rûm 25
Göğün ve yerin O'nun buyruğu ile durması da O'nun (varlığının) delillerindendir. Sonra sizi topraktan bir çağırdı mı hemen (kabirlerinizden) çıkıverirsiniz.


şüphesiz firavun, padişah ve kralların adaletsizleri, rockfeller, rothschild, (tıklayarak daha geniş bilgi edinebilirsiniz, özellikle yazının alttarafında Türkiye ile ilgili bilgiler oldukça çarpıcı) ve daha küçük diğer şeytanlaşmış dünya malına sahip zamlimler... ve onlara inen ayetleri bile bile muhatap göstermeyip, yoksulu muhtaç olanı bunların muhatabı haline sokup boş boş konuşmaktan başka bir işe yaramayan din adamları...

Nebe’ 40
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkarcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.

Konu hiiic tarafından (8. October 2011 Saat 11:54 AM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla