Tekil Mesaj gösterimi
Alt 7. October 2008, 03:26 PM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

85 Hz. Âdem’den insanlığa intikal eden asli günah teorisini ve Hz. İsa’nın haç’ta bu günahlara kefaret olduğu anlayışını da reddediyorlardı.86 Sosyanistlerden sonra bu akım yine 16. yüzyılda ‘Üniteryan’, yani bizim lisanımızla ‘Tevhidçi’ akım olarak, Osmanlı toprağı olan Transilvanya, yani bugünkü Polonya topraklarında gelişti. Bu gelişmelerde Osmanlı’nın yani İslam’ın etkisi büyük olmuştur.

Bu gerçeği Florida Üniteryan Kilisesi’nden Rahip Jack Donovan ‘İslam, US, and Yeats’ Dilemma’ İslam Amerika ve Yeats’in İkilemi başlıklı vaazında şöyle dile getirir; “Polonya, Macaristan ve Transilvanya’daki bazı reformcu Protestan Hıristiyanlar bir inanç esası olarak ‘Allah Birdir’ demeye başladılar: ‘Sözde tanrılar yoktur, Allah vardır’. Hıristiyanlıktaki genel inanışlara aykırı bu düşünce işte o günlerde ortaya çıkmıştı.

Ölüme meydan okuyan ifade nerden kaynaklanmıştı? Protestanlık 1520 ve 1530’larda çok yeni ve üçleme karşıtıyken, Müslüman Osmanlı İmparatorluğu Hırvatistan, Macaristan ve Transilvanya’yı fethetmişti.”87

Şimdi de bu belgeye bakalım. İmparator V. Charles’in baskılarına karşı Protestanlar Osmanlıdan yardım isterler. Dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman’dır. Cevabını okuyalım;

“Flandre ve İspanya memleketlerinde Lüteran mezhebi üzere olan beyler ve beyzadeler ve sair Lüteran mezhebi ayanı… Biz Cenab-ı Hakk’ın birliğine ve Muhammed Mustafa Efendimizin hak peygamberliğine amme-i ehl-i İslamla itikat ve itimadımız olup siz dahi puta tapmayıp, kiliselerden putları ve suret ve nakusları reddedip Hak Teala birdir ve Hazret-i İsa peygamber ve kuludur deyu itikat edip… Papa denen bi-din, halikını bir bilmeyip ve Hazret-i İsa aleyhisselama tanrılık isnad edip halkın nice kulların ol tarik-i dalalete sevkedip nice kanlar dökülmesine sebep olmakla siz, Papalığa kılıç çekip merhamet-i şahanemiz sizin tarafınıza masruf olup kara ve deryadan her hal ile muavenet-i husrevanemiz zuhura gelmek ve ol zalim-i bi-din elinden sizi halas ve hak dine sevk etmek lazım gelmiştir.”88

1526’da Mohaç meydan savaşını kazanması Katolikliğe ve kilisenin zulmüne büyük darbe vurmuştu. Bundan güç alan Protestanlık hareketi Lüthercilik, Macaristan, Slovkya ve Transilvanya’da yayıldı. Daha sonra bu hareket Kalvinist görüşleri benimsedi.89 Bu gün Macaristanda halen devletçe tanınmış Üniteryan kilise varlığını sürdürmektedir. Polonyalı Üniteryan rahiplerin yayınladığı önemli bir belge olan ‘Racovian Catechism’ isimli dokümanda Üniteryanizm hakkında şu bilgiler verilmiştir;

“İsa Mesih’e Tanrı’lık isnat edenlerin fikri yalnızca düz mantığa ters düşmekle kalmaz, aynı zamanda Kutsal Kitaplara da muhaliftir. Aynı zamanda, sadece Baba’nın değil, oğlun ve Kutsal Ruh’un, tek bir Tanrı olan üç farklı varlık olduğuna inananlar da büyük bir hataya düşmektedirler. Tanrı kesinlikle tektir bu yüzden de, üç bağımsız varlık olarak yeni bir Tanrı açıklamasıyla gelenler tamamen bu özle çelişirler. İznik Konsili’ne kadar geçen süre içersinde ve o dönemde yaşayanların yazılarına göre, Konsilden bir süre sonraya kadar, Baba gerçek Tanrı olarak biliniyor ve kabul ediliyordu. Bu fikre karşıt olanlar ise, sapkın olarak değerlendiriliyordu.”90


Şimdi doğru bir inanç arayan samimi Hıristiyanlar, şunu tekrar tekrar iyi sorgulamalıdır. Asıl gerçek Hz. İsa’nın tanımını, ölümünden 4 asır sonra yapılan oylama sonuçları mı belirler, yoksa bizzat Kudüs’te Hz. İsa ile beraber kol kola mücadele etmiş, onun bizzat eğittiği Nasranilerin-Ebionitlerin iddiaları mı? Eğer bizzat İncil’den delil arayan varsa, bizzat kardeşi ve Havarilerin lideri Yakup’un Mektubu’nda tanımlanan Tanrı inancını tekrar tekrar okusunlar. Üniteryanlar kefaret inancını kabul etmemekte, Oğul kavramı Tevrat’ta ki gibi mecaz olduğunu savunmakta ve mevcut İncillerde teslis inancının olmadığını ve bunların insan eseri olduğunu kabul ettiklerinden bazı hatalar içerdiklerini kabul etmektedirler.

Demek ki bizim İncillerde dikkat çektiğimiz konuların onlarda farkında. Ön yargılardan uzak aklıselim olan her insan bunu görebilir. Hele ellerinde Kutsal Kitap olarak kabul ettikleri Tevrat’a bakmaları dahi anlamak isteyene yeter. İki kitaptaki Tanrı anlayışlarını karşılaştırmaları bile yeterlidir.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla