Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. October 2014, 06:20 AM   #1
ozkanates
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 20
ozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud ofozkanates has much to be proud of
Standart Amerika IŞİD

Anadolu yazımdan devam: http://hanifler.com/showpost.php?p=19258&postcount=1


1990'larda yayılan globalizasyon, 2000'li yıllarda Arap Bölgesi'ne BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) olarak geldi ancak başarısızlığa uğradı. Aynı amaçla 2010'da başlatılan Arap Baharı ise, beklenmedik bir dönüş yaparak, Batı merkezli yönetimler yaratmak yerine, "sandık yoluyla bölgesel birleşme"ye yöneldi.

Bu, Batı için iki risk demekti:
- Bölge petrolü Batı sanayisi için zorunlu olduğundan, bölgede egemen pozisyonda kalma zorunluluğu.
- Bölgesel bir birleşmenin, 1 milyar 700 milyonluk müslüman dünyada birleşme olasılığının önünü açması.
Her iki riskin geleneksel çözümü(!), bölgenin kargaşa içinde kalmasıydı.

Böylece kontrol güvercinlerden tekrar şahinlere geçti. Sandığı ezerek diktaya yol verdiler. Halkı terörize ederek savaş koşullarını dizayn ettiler. Bugün Amerika ve IŞİD eliyle gerçeklenmekte olan savaş(!), işte bu dizayndır.

Batı'nın Arap Baharı'nı (bölgenin globalizasyonunu) ezerek önüne geçtiği "sandık yoluyla bölgesel birleşme"... şimdi savaş koşullarının her gün değişen ülke sınırları ve kitlesel göçleri ile kendine yeni bir "birleşme" kanalı yaratıyor.

İki canavar (Amerikan şahinleri ve aynadaki zıttı IŞİD) arasında kalan ve kalacak olan bölge halkları için tek alternatif yine Türkiye. Son 10 yılda siyasi istikrarını dünyaya pazarlayan ve bunun ekmeğini yiyen Türkiye, son 2 yılda aynısını Kürt bölgesine ihraç etmenin eşiğine gelmişti. Sıradakinin, yani tüm bölgeye istikrar ihracının adımlarını da atmıştı.

Bu kabul edilemez pozisyon sebebiyle, Gezi ve 17 Aralık ile uzaktan iki atış yapan Amerikan şahinleri, üçüncüyü bizzat gerçekliyorlar: Türkiye'yi izole etme aksiyonuna başlama. Yukarıda anlatılan uzun vadeli perspektif gereği, bölgedeki savaş bitse bile Amerika'nın Türkiye'ye atarı bitmeyecek (ki bence savaşı da bitirmeyecek).

Amerika'nın giderek artacak bu basıncına ve bölgesel savaşın basıncına karşın... Türkiye'nin potansiyelindeki barizlik sebebiyle... Türkiye'deki muhalefetin öz-demokratikleşmede ve ulusal politikalar ile birleşmede belli-belirsiz ilk kıpırdanışlarını yapmakta olduğunu düşünüyorum. Asırlık reflekslerin boyutlarıyla kıyaslandığında bunlar henüz minik adımlar ama potansiyelleri büyük çünkü...

Bir ülkenin ekonomisini, o ülkenin üretim kapasitesi belirler. Üretim kapasitesi de siyasi istikrarın türevi. Bu sebeple demokratikleşmiş bir muhalefle bütünleşen bir Türkiye, (derecelendirme kuruluşlarının, New York Times'ın ve Amerika'nın yorumlarından bağımsız olarak), siyasi istikrarını derinleştirerek, dünya para nehirleri için yükselen cazibe olarak kalmaya devam eder. Siyasi istikrarını bölgesine yayma senaryosunu gerçekleme durumunda ise, yepyeni finans kademelerine yerleşir.

.

Konu ozkanates tarafından (21. August 2015 Saat 01:15 PM ) değiştirilmiştir.
ozkanates isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla