Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29. December 2010, 03:46 PM   #13
FEDAKARADAM
Uzman Üye
 
FEDAKARADAM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
FEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud ofFEDAKARADAM has much to be proud of
Standart

Tasavvufun hedefe aldığı terbiye her mümin için gerekli bir terbiyedir.Öyle ki İmam Gazali (rah) böyle bir terbiyeye girip nefsi ıslah etmeyi herkes için farz-ı ayın kabul eder.Yani olmazsa olmaz gibi şart koşar ‘Çünkü peygamberler hariç hiç kimse manevi hastalıklardan uzak değildir ve onlardan tek başına kurtulamaz’ der.(İbn-u Acibe İkazu’l-Himem 21.)

Veliler ve mürşitler aynı zamanda daha sonra bir disiplin halini alacak tasavvufî terbiyenin temellerini oluşturuyordu.Hasan el-Basri Maruf el-Kerhi Malik b.Dinar Zünnun el-Mısrî Süfyan es-Sevri Haris el-Muhasibi Cüneyd el-Bağdadi gibi zatlar bu hareketin ilk öncülüğünü yapan kimselerdir.

Önceleri vaaz,sohbet ve örnek tavırlarla halkı kucaklayan bu irşat faaliyetleri hicri altı miladi on birinci yüzyılda tarikat adı altında kurulan terbiye müesseseleri ile yeni bir şekil aldı.Ve İslam alemine yayıldı.

Kurucularına nispet edilerek,Kadirî,Rufâî,Kübrevî, Şazelî,Nakşibendî Mevlevî Bayramî adı verilen çeşitli tarikatlar.müslümanların dini duygu ve düşüncelerinde bir bütünlük oluşturdu. Bütün bu terbiye ekollerinin oluşturduğu sisteme “tasavvuf” diyebiliriz.Bu sistemi kuranların ortak görüşü şudur:

“Hz. Peygamberin (s.a.v) sünnetini takip etmekten başka Allah’a giden hiçbir yol yoktur. Biz bütün hallerini ve işlerini Kur’an ve sünnetle ölçüp onların emir ve işaretine göre hareket etmeyeni Allah adamı saymayız.(Ebu Nuaym Hilyetü’l-Evliya X 257; Sülemi Tabakatu’s-Sufiyye 159; Kuşeyri Risale I 107; Sühreverdi Avarifü’l-Mearif 55. )


Büyük veli Ebu’l-Hasan eş-Şâzelî (k.s) şöyle der:
“Maneviyat ilmi ve terbiyesi almayan kimse hiç farkında olmadan bir çok büyük günah işlerken ölür gider.(İbnu Acibe İkazu’l-Himem 21.)

İbnu Allan es-Sıddîkî (rah) ise, farkında olunmayan bu günahların kibir kendini beğenme ibadetiyle övünme insanları beğenmeme gibi gizli günahlar olduğunu belirtir (Abdulkadir İsa Hakâik ani’t-Tasavvuf 35.)
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK)
FEDAKARADAM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla