Konu: Namaz
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28. September 2008, 02:41 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Namaz

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

mim 966 rumuzlu kardeşimizin bu konuda yaptığı değerli bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

KURAN'da NAMAZ... [1]

NOT: Yazı uzun olduğundan, Bölümlere ayrılarak asılacaktır.


Genel Bakış Açısı :


İslam'a ait, Herhangi bir konuda öne sürülen fikirlerin tutarlı olması için; Önce, Objektif akılla ve Kuran'ın anlatımına uyan Yaratan tanımı [1] ile çelişmemesi gerekir.


** De ki: "Bana, dini yalnız Allah'a özgüleyerek, O'na ibadet/kulluk etmem emredildi." (39/11)

** ..... dini yalnız Allah'a özgüleyerek O'na kulluk/ibadet et! (39/2) (ve 10/22 29/65)
** Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (1/5)

** "......Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir" (2/181 224 244...)
** "......Allah'ın her şeye gücü yeter" (2/106 33/27 ....)
** "Kıyamet günü doğru teraziler kurarız; hiç bir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz. Hardal tanesi kadar olsa bile yapılanı ortaya koyarız......" (21/47)

** "Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, ......." (4/40)

** "Dinde zorlama yoktur; ....." (2/256)
** "Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez..... " (2/286)

** "..... sana düşen sadece tebliğ etmektir....." (3/20)

** "......tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer." (13/40)


Tekrar edelim: Dinin Yalnız Allah'a özgülenmesi, Yalnız O'na kulluk edilmesi... Yani, Katıksız bir Tevhid inancı... Kuran'ın / İslam'ın Allah'ı Her şeyi bilir, Her şeye gücü yeter, Mutlak adalet sahibidir. İslam'da zorlama yoktur. Elçisinin yetkisi dahi "Sadece Tebliğ etmektir." Yaratılanlara Gücünün üstünde Yük yükletilmez. Ve "Hesap sormak, Allah'a aittir."


Değerlendirmelerimiz Bu Ana Prensiplere göre olacaktır.

Giriş :


Önce şu dört noktanın altını çizelim.


1- Namaz için "İslam'ın Ana İbadeti" denilebilir. Her gün Tekrarlanan bir İbadet olması yanında; Kuran'da, diğer İbadetlere göre, çok daha fazla geçtiği için, bu tanım yanlış olmaz sanırım.


2- Namaz; İslam Tarihi boyunca; Bir taraftan daima Zorlaştırılmış, Zamlandırılmış ve Detaylara boğulmuş; Diğer yandan Özünden uzaklaştırılmış ve içeriği boşaltılmıştır.


3- "Kuran'a Göre Namaz'ın Kesin Sınırlarını" Belirlemek / Ortaya Koymak iddiasında değiliz. Kuran Ayetleri ışığında, bazı sorular ortaya koyarak, bunlardan bazılarının -bize göre- cevaplarını vereceğiz. Amacımız, Yazıyı Okuyanların; Bu Soru ve Cevaplar üzerinde Düşünmesini ve Düşünülmesi gereken yeni Sorular ortaya koymasını sağlamaktır. Ayrıca; bir İlmihal gibi, detaylara inme durumumuz da söz konusu değildir.


4- Şu Soru sorulabilir: "Ağır ve Ciddi bir konu. Bu konuda konuşabilecek Yetenek ve Çapta mısın?"


Soruyu açalım: "İslam'da, -diğer ibadetler gibi- Namaz da, Büyük İslam Alimleri tarafından, Kuran, Hadis .....'a dayanılarak ve üzerinde İnce elenip sık dokunarak, Kurallara / Detaylara bağlanmıştır. Herkesin bu konularda konuşması doğru mu?"


Soruya Cevabım: Bir "Çap ve Yetenek" iddiasında değilim. ...


Fakat: Yüce Yaratan, 200'den fazla Ayetinde; Çeşitli örnekler vererek; "Akletmez misiniz? Düşünmez misiniz?..." diye soruyor. Ve "Aklınızı kullanın, Düşünün?..." Emrini veriyor; Kendi Varlığını / Birliğini dahi; "Aklederek / Düşünerek, Görmemizi / Bilmemizi" İstiyor. Ve Neticeyi bildiriyor:


".....Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. 10/100"


Bunu Sadece "Alimler mi yapmalı?" Hayır...! Hitap Herkesedir. Herkes yapabilir mi...? Cevabı: (54 Kamer/17 22 32 40)

And olsun ki Kuran'ı, öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

Bu Ayet, Bu Sure içinde, Dört kez tekrarlanıyor...
Buradan Çıkan sonuç: İslam'a göre Kişiler, "Tek-Tek ve Doğrudan" Yaratana muhataptır.


İslam'la ilgili her konuda "Aklını Kullanma / Düşünme / Konuşma" hakları vardır.

Ve Bunun Tek Sınırı: "Kendi düşüncesine Kuran'dan Destek aramak değil...Yaratan Ne Diyor?" Onu anlamak, anlatmak çabasında olacak.


Yaratan Kitabında Ne Diyor...? Biz Ne Anlıyoruz...(?)

Namaz Farsça bir kelimedir. Kuranda "Salat..." -(S.L.V) Kökü ve Türevleri- olarak geçer: Namaz, Dua, Rahmet/ Bağışlanma, Bereket.... gibi anlamlara gelir. -Benim tespitime göre- Kuran'da (100) kez geçmektedir. [2] (51) yerde: "Kıyam / Durmak / Dikilmek ..." anlamlarında: (K.Elif.M) yada türevleri ile ve "Namaz" anlamında; (49) yerde, -ifadenin gelişine göre- "Namaz ve/veya Dua ...." anlamlarındadır.

** Namazı kılın, zekatı verin, ruku edenlerle birlikte rüku edin. (2/43)

** ...... resulün dualarına vesile edinir. ..... (9/99)

** İşte böyleleri üzerine Rablerinden Bağışlanmalar / bereketler var, .... (2/157)
** Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salat ederler; ey inananlar! Siz ona salat edin. (33/56)


Burada; Allah'ın Salatı, Rahmetine layık görmesi, Kullarının Salatı, Saygı ve dualarıdır.

İslam'da hemen her konuda oldu gibi; Namaz konusunda da; Gelenek, Hadis, Mezhep hatta Tarikat etkisinde kalınmadan; " Yaratan Kitabında Ne Diyor...?" sorusunun cevabı verilememiştir.


Bunun örneklerine; Ayetlerin yorumlarında, hatta çevirilerinde, parantezli-parantezsiz olarak rastlamak zor değildir. Genel ve Tipik bir örnek:
Dini yalan sayanı gördün mü? (107 Maun/1)


Ayette geçen: (yukezzibu b-id-diin = Dini yalan sayan) ifadesi; (Din gününü / Ceza gününü / Hesap gününü) yalan sayanı şekline sokularak, özünden uzaklaştırılıyor. Bu karşılıklar; bazen doğrudan kullanılıyor. Allah'ın ifadesinin üstü örtülüyor. Bazen daha saygılı(!) davranarak (gününü) ilavesini parantez içine alınıyor. Daha saygılı olanlar(!), çeviriyi doğru yapıyor, açıklamasında: "murat (din günüdür)" diyorlar.


Peki, Yaratan, "Din Günü" denmesi gerektiği yerlerde -haşa- noksan mı bırakmış?

Hayır! (12) yerde, (yevm-id-diin) olarak geçmektedir. [3] Hep bildiğimiz örnek:
Din Gününün Hükümranı ( = Maaliki yevm-id-diin) (1 Fatiha/4)
Bu Niçin Yapılıyor...?? Cevabı (kısa değil) okuyan kendi vicdanında versin.


(107/1)'e dönelim. Surede "Dini yalan sayan(lar)ın" özellikleri sayılır:

Yetimi itip kakar, yoksulu doyurmayı düşünmez, Küçük bir yardımı bile yapmazlar. (107/2,3,7)
Ve hüküm verilir: Namazları gösteriştir, gafildirler. (107/6,5) Vay bunların haline! (107/4)
(107/1)'e "Din gününü yalan sayan" derseniz...?


"Gösteriş için Namaz kılan" Kişi; "Din gününe inanmadığını" söyler mi...?
Ve sizin: "Hayır İnanmıyorsun!" deme yetkiniz var mı?
Bu durumda; "Diğer özellikleri" görseniz de; Toplum nazarında Yargılayamaz-değerlendiremezsiniz;
Durum, her yönü ile, "Din gününe / Ahirete" havale edilmiştir.


(Namaz için) "Durmak..." ifadesinin geçmediği, "Dua - Yakarış..." Anlamı verilmesinin daha uygun olduğu çoğu yerde "Namaz" anlamı verilmiştir. Bazen, -Salat... ifadesinin de olmadığı- "Zikir, Okuma..." anlamlarına gelen kelimelere de "Namaz" anlamı verilmiştir. Örnekler:


** Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım dileyin ...... (2/45)
Burada: "Sabrederek ve Yakararak / Dua ederek" denilemez mi?
** De ki: "İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler O'nundur. Namzında sesini yükseltme, kısma da.İkisi ortası bir yol tut." (17/110)

Ayetin baş tarafında, Allah'a yakarmaktan bahsediliyor. "... Yakarırken sesini ..." gibi bir ifade daha uygun olmaz mı idi? Namaz da bir Dua olduğuna göre, tabii aynı kural Namaz için de geçerlidir.
** Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini inkar ettiler, fasık olarak öldüler. (9/84)

"Onlardan ölen kimse için Dua etme / Rahmet dileme ... " gibi bir ifade, daha uygun olmaz mı?

** (87/15) Rabbinin ismini anıp namaz kılan yerine: Rabbinin adını anıp yakaran / dua eden

** (108/2) Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes yerine: Öyleyse, Rabbine Yakar ve Teslim ol
ifadeleri daha uygun olmaz mı?
** Güneşin batıya yönelmesinden gecenin kararmasına kadar namaz kıl; sabah vakti de namaz kıl, zira (Kuraan-el-Fecri =) sabah namazına melekler şahit olur. (17/78) (Diyanet)


Yukarıdaki Ayetlerde; (Altı çizili ifade hariç) "Namaz" olarak çevrilen bu ifadelerle birlikte, (K.Elif.M.= Durmak...) yada türevleri geçmiyor. Bazı çevirilerde doğru karşılık verildiği halde; "Murat Sabah Namazıdır... (Mevdudi...)" gibi açıklamalar yapılmıştır. (17/78)de: (Kuraan-el-Fecri)n karşılığı: "Sabah Kuran'ı / Okuması" olmalıdır.

Namaz Vakitleri ile de ilgilendirilmesi açısından; diğer bazı örnekler, "Namaz, ... vakti belirlenmiş bir farzdır" başlığında incelenmiştir.

Her şeyden önce, Başka hiç bir etki altında kalmadan, -yapabildiğimiz kadar- Yaratan'ın dediğini kavramak ve aktarmakla yükümlüyüz... Hiç bir şey "Bu Önceliğin" önüne geçemez...? Herkes doğrudan Yaratan'a muhatap olduğuna ve Allah, Emrini doğrudan Kullarına verdiğine göre; Hiç kimse, Allah adına: "Şöyle dersek, Şöyle anlaşılır. Kolayına kaçılır..." gibi bir taktir yetkisi kullanamaz.

Peki, Niçin böyle yapılıyor...?

Bu sorunun cevabı; "Namazın büyük önemini vurgulamak / öne çıkarmak için" olamaz!
Zira bu, Kuran'da, Kimsenin yapamayacağı kadar güzel yapılmıştır.
Haddimizi aşarak, "Dua'nın / Zikrin önemini" -azından- kavrayamadığımızın farkında mıyız?
** .... Elbette ki Allah'ın Zikri/Kur'an'ı daha büyüktür. .... (29/45)



DİPNOTLAR :
[1] YARATANI TANIMAK


[2] (قام) [= Kalmak, Dikilmek, (ayakta) durmak...] Türevleri ile birlikte geçenler koyu yazılmıştır.
أصلوتك Namazlarınmı Dualarınmı 11/87
صلوة (Salat Namaz Dua Rahmet (Namazı)) 2/3 43 83 110 177 277 4/43 77 101 102 103(2) 103 142 162 5/6 12 55 58 91 106 6/72 7/170 8/3 9/5 11 18 54 71 10/87 11/114 13/22 14/31 37 40 17/78 19/59 20/14 21/73 22/35 41 78 24/37 56 27/3 29/45(2) 30/31 31/4 17 33/33 35/18 29 42/38 58/13 62/10 73/20 98/5

الصلوات (Namazlara) 2/238

المصلين (Namaz kılanlar) 70/22 74/43

بالصلاة (Namazı ) &a m p;nb sp; 19/31 55 20/132

بصلاتك (Duanda Namazında) 17/110

صلاة (Namazının) 24/58

صلاتك ((Senin) Duan) 9/103

صلاته (Duasını ) 24/41

صلاتهم (Duaları / Namazları) 6/92 8/35 23/2 70/23 34 107/5

صلاتي (Namazım / Duam) 6/162

صلوا (Dua edin ) 33/56

صلوات (Bağışlanma) 2/157

صلواتهم (Duaları / Namazları) 23/9

صلي (Namaz / Dua) 75/31 96/10

فليصلوا (Namaz kılsınlar) 4/102

للصلاة (Namaza ) 62/9

للمصلين (Namaz kılanların) 107/4

والصلاة (Namazla / Dua ile) 2/45 153 238

وصل (Dua et) 9/103

وصلوات (Dua nedeni) 9/99

يصلوا (Namaz kıl(ma)dılar) 4/102

يصلون (Bağlanır / Rahmet eder / Yüceltir (ler)) 4/90 13/21 28/35 33/56
يصلي (Dua ederken) 3/39 (Rahmet eder...) 33/43
ولا تصل (Dua etme / Rahmet isteme) 9/84
مصلى (Dua etme Rahmet isteme (yeri)) 2/125
فصلى (Yakaran / Namaz kılan ) 87/15
فصل (Yakar / Namaz kıl) 108/2


[3] يوم الدين 1/4 15/35 26/82 37/20 38/78 51/12 56/56 70/26 74/46 82/15 17 18 83/11
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
hiiic (15. March 2010), metotan (18. February 2015), Miralay (22. September 2010), yeşil (11. March 2012)