Alıntı:
yolcu42 Nickli Üyeden Alıntı
Hasan bey tam olarak muhsanat kavramı hakkında ne düşünüyor bişey demek haddim olmaz...
|
Vel muhsanatu minen nisâi
illâ mâ meleket eymânukum.
Nisâ 24'ün başındaki bu ifadenin Türkçesi bana göre şöyle olabilir:
Ve korunan kadınların bağımsız olanları
ama yeminlerinizin yönettikleri hariç.
Bu ifadeden benim anladığım
konu islam ve evlilik olduğunda
kadınların tümü korunmaktadır.
Sizin onları eş almanızın helal olması ya da olmaması
korunup korunmamaları yüzünden değil
evlenirlerken sizden bağımsız olup olmamaları yüzündendir.
Evlenirlerken
hiç kimsenin iznine ihtiyaç duymayan, dolayısıyla BAĞIMSIZ olan kadınlar size helaldır
ama yeminleriniz tarafından size BAĞLI kılınanlar haram.
Onları başkaları eş alacak, siz ailelerinin izniyle -bi izni ehlihinn (4:25)
4:25'teki
izâ uhsinne anahtar ifadedir,
ki
korunmaktalarken anlamına gelir
ve yüklem olarak koru
nmak edilgendir.
Bunun anlamı:
Yeminlerinizin yönettiği genç kızlarınız, tamam, kendi iffetlerini kendileri korurlar
ama korumaya bir de dış etken katılıyor.
Yüklemin telaffuz edilmeyen
Öznesi odur.
Edilgen: onlar iffetçe korunmakta iken
Etken..:
islam onları korumakta iken
Peki ne yapılacak
islam onları koruyup dururken
onlar
uygunsuz davranırsa?
Nisâ 25:
bağımsız müminelerin yarı cezasına çarpılacaklar
fe aleyhinne nısfu mâ alel muhsanâti minel azâb
Sevgili yolcu42,
Bu tür uzun iletilerde
dikkat dağılabiliyor.
Bu söylediklerimle ilgili
kısa bir anı anlatayım.
Belki dikati dağılmaktan kurtarır.
Bir akşam işten evlerimize dağılırken
aniden yağmur bastırdı.
Yürümek imkansız.
Bir arkadaşın arabasına doluştuk.
En son
içeriye Amerikalı genç bir kız daldı ama yer yok.
Bir erkeğin kucağına oturuverdi. Hareket ettik.
Şimdi düşünün.
Bunu islam hoş görmez,
uygunsuz davranış sayar -
fâhişeh (Ahzâb 30)
ama o kızımızın toplumu hoş görüyor.
İleti gerçekten uzadı,
daha sonra devam etmek üzere
burada keseyim.
Hem geribildirim de alırım belki, iyi olur.
.