Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
Daha sonra itirazlarımı yazacağım, ama önce bitmez tükenmez kurguların, tasarların bitmesini, "miz-an-sen"lerin sona ersini bekliyorum; ama Hasan Bey de durmadan üretiyor.
|
Merhaba Galip bey.
Önünüzdeki yazıyı dikkatli okuyun önce, doğru anlayın
ki ona dair ettiğiniz sözün bi gerçekliği olsun.
Örneğin
-Sadaka ne ki?
-Niye Onlara verilsin ki?
-Hem de karşılıksız.
Güzel kardeşim, orada geçen "sadukâtihinne"nin o kadınlara onlar henüz küçük iken
verilmiş sadakalar olduğu, dolayısıyla tıpkı 2. ayetteki
emvaleHUM gibi onların kendi
malları olduğu, "Kadınlara
sadukâtını verin" emrinin muhatapları tarafından hem de karşılıksız (?) olarak
verilecek sadakalar olmadığı, kadınların kendi malları olduğu yazıda belirtilmiş.
Sağır duymaz, uydurur derler benim köyümde.
Sadukâtihinne
mevcut çeviri sahiplerinin uydurduğu gibi verilecek mehirler değildir,
sizin uydurduğunuz gibi verilecek sadakalar da değildir;
kadınların kendi mallarıdır ki eskiden edinilmiştir.
Kişilerin
kendi malları
onlara zevcelik karşılığı mehir olarak ya da sevap karşılığı sadaka olarak verilmez,
bal arılarının yaptığı gibi karşılıksız verilir ki bakın ayette NIHLATEN deniyor -
نحلة.
"Benim yazılarıma lütfen karışmayın, size izin vermiyorum!" dedim,
onu da anlamadınız.
Sizin tasallutunuza uğramamak için daha ne yapayım, bu forumda yazmayı mı bırakayım?
.