İsa Peygamber, sık sık çıktığı siyahat dönüşü Nasara'daki kendi manastırının(bağli olduğu manastırın) avlusunun Yahudi esnaf ve tacirleri tarafından "pazar yeri" olarak kullanıldiğini görünce üzerlerine "şeytan dölleri" diyerek atılmış ve gözünü kırpmadan talan etmiş, ibadethanenin ticarete alet edilmesine büyük tepki göstermişti.
Acaba Bakara-198. ayete "hac yapılırken ticaret de yapilabilir" ifadesini ekleyenler İsa Peygamber'in hata ettiğini mi ima ediyorlar?
Ama biliyoruz ki mülk ve dolayısı ile onun semeresi Allah'ın olduğuna göre bunları kişisel mal gibi satarak kat-kat riba elde edilmesine islâm müsaade etmiyor. Ancak mal değişimi yapabilir, yani o malı elde etmek için kullanılan emeğin ve yapılan harcamanın ve geçimlik ihtiyacı kadarının karşılığı, yani para tutarı istenebilir. Amaç ihtiyaç üstü kâr etmek değil, Allah'ın malının değişimini, sürümünü sağlayıp kitlelerin faydasına sunmaktır. İhtiyaç üstü zekat olarak verilir.
"Açıklama yapıyorum "diyerek ayete o (ticaret ve benzeri) ibarelerin eklenmesinin gerisinde, Kur'an'ı tefsir diye, onu ticarete alet edebilen koca-koca adamların cehaleti yatabilir mi?
Yatar! Hem de nasıl!...
Zıpır ! Çık da bana hacc kelimesinin mânâsını söyle bakayım.
Ayette "sana gelsinler" dendiğine göre Mekke'lerde ne işin var senin?
Saygılarımla.
Galip Yetkin
Konu galipyetkin tarafından (24. April 2017 Saat 01:41 PM ) değiştirilmiştir.
|