Tekil Mesaj gösterimi
Alt 4. August 2013, 10:47 AM   #13
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Bart.

Ikra karşılığı olarak "oku" ifadesi kullanılmış olup, şu açıklama yapılmıştır. Yazı şöyle başlamakta:

"1-İkra' bismi rabbikellezi halak.
İkra, Oku.
Okumak, anlamadan Arapçasını tekrar etmek olmasa gerek.
Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi?
Anlamını dahi bilmeden seslerin tekrarı ancak telaffuz olabilir.
Okumak, telaffuz edilen seslerin kelimelerin anlamını bilmeyi de gerektirir.
Oysa, ikrada bu da yetmez. Telaffuz edilenlerin anlamının düşünülmesi, ders çıkarılması, ibret alınması, yaşanılması, anlatılması elzemdir.
Zira, Kuran, akledenler, düşünenler için ibretler vardır; hala düşünmeyecek misiniz, böyle kolaylaştırdı ki düşünüp ibret alasınız; kafa patlatırcasına düşünmekten bahseder. Hatta tedebbür düşünmesine yer verir. Yani, temellerini, ilkelerini dikkate almayı, arka planını, satır aralarını düşünmeyi ister.
Öyle ki, Kuran, tertil okumasını; azar azar, yavaş yavaş, tek tek, tane tane, düşüne düşüne, hazmederek, sindirerek, muhakeme ederek, adeta suyunu çıkarırcasına okumayı över.
Aynı zamanda ikra okumasında; bu çıkarımların, elde edilen sonuçların, yaşanılması, hayata geçirilmesi, yaşama nakşedilmesi şarttır..............."

Seni bilmem ama ben peygamber seçilmiş olsa idim, sorardım: "Ey Tanrım, bana "oku" ifadesinden başka, ayetin devamında da (ilk inen ilk beş ayet dışında da) okunacak bir şey vermedin ki neyi okuyacağım?"

"Ikra=oku" diye ifade edildiğine göre sen olsan ne okurdun?

Acaba Peygamber ne düşünmüştü?

Ne dersin. O an'ı düşünerek, o an elinde var olanlarla düşün. İleride bir şeyler gelecek diye düşünme, o gelecekleri düşünerek cevaplama.

Saygılar.
Galip Yetkin.
Sevgili Galip Ağabey,

Benim bu konudaki düşüncem şudur...

Aslında bu konuda adına hadis mi, hikaye mi, söylence mi ne, derseniz deyin, halka arasında söylenen ve bilinen şey, cevap olabilir kanaatindeyim.

Ha ama derseniz ki "bunları boşver Kurandan örnek ver" zaten siz gerekeni söylemişsiniz. "Akledenlere....."

Alıntı:
Bilindiği üzere, Muhammed iki yılı aşkın bir süre, içinde yaşadığı düşünsel durum nedeniyle, Hıra Tepesindeki mağarada, inzivaya çekilmişti...

Bu süreç içindeyken, Cebrail isimli melek tarafından Kur'an-ı Kerim’in ilk âyeti olan "İKRA" hükmü kendisine tebliğ oldu!

"İKRA!..."
"OKU!..."

Ama, bu tebliğ anında kendisine verilmiş herhangi bir yazılı metin yoktu!...
"OKU"ması isteniyordu; ancak eline verilmiş bir alfabetik yazıt sözkonusu değildi..?
Öyle ise neyi "OKU"yacaktı?..

Muhammed neyi “OKU”du????

"OKU" dendiğine; "OKU"ması gerektiğine; ve "OKU"yacağı herhangi bir yazılı alfabetik metin olmadığına göre...
Acaba, "OKU"ması istenilen "ŞEY" ne idi?...
"ÜMMÎ" olan Muhammed, Cebrâil isimli meleğe "OKU” yabilenlerden değilim, okuyamıyorum" cevabını vermişti...
Cebrail "O"nu kucaklayıp sıkarak "OKU" emrini tekrarlamıştır.
Muhammed, Cebrâil isimli meleğe tekrar, "OKU”yabilenlerden değilim, okuyamıyorum" cevabını vermiştir.
Bu seremoni üç kez tekrar edilmiş ve en sonunda Muhammed "OKU"yabilenlerden olmuştur.
Ortada, kağıt, deri, kemik üzerine yazılı olarak inmiş herhangi bir metin olmadığına göre; elbette ki, burada işaret edilen husus, bizim bildiğimiz mânâda okuyup-yazma değildi!
Öyle ise, burada sözkonusu edilen "ÜMMÎ"lik, genelde anlaşılan mânâsıyla, yazılı bir metni okuyamama değildir!
Bu takdirde, "ÜMMÎ"lik nedir?...
Kimler "ÜMMÎ"dir...?
"ÜMMΔlikten kurtulmanın yolu nedir?...
"ÜMMÎ" olduğu için "OKU"yamayan Muhammed, "İKRA" hükmünce "OKU"duktan sonra, hâlâ "ÜMMÎ" miydi?..
Böyle bir şey benim başıma gelse işin kara mizah kısmı bir tarafa... Yani aklı başında bir insan olarak "OKU" emri ile karşılaşsam, "NEYİ OKUYAYIM???" derim.
Ama bence çok önemli olan bir husus var ki bunu da belirtmeden geçmeyelim.
Beşer Abdullah'ın "OKU"ması ile, Rasul Muhammed'in "OKU"ması birbirinden çok farklı şeylerdir...
Beşer Abdullah "OKU"yarak anlamaya çalışır.
Rasul olan Muhammed "OKU"yarak müşahade ve tebliğ eder.

Alıntı:
Seni bilmem ama ben peygamber seçilmiş olsa idim, sorardım: "Ey Tanrım, bana "oku" ifadesinden başka, ayetin devamında da (ilk inen ilk beş ayet dışında da) okunacak bir şey vermedin ki neyi okuyacağım?"
Senin bu güzel tesbitine ben de bir soru ile katkıda bulunayım müsaadenle...
Alıntı:
Bakara (4) Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.

Bakara (91) Onlara, "Allah'ın indirdiğine (Kur'an'a) iman edin" denilince, "Biz sadece bize indirilene (Tevrat'a) inanırız" deyip, ondan sonra geleni (Kur'an'ı) inkâr ederler. Halbuki o ellerinde bulunanı (Tevrat'ı) tasdik eden hak bir kitaptır. De ki, "Eğer inanan kimseler idiyseniz daha önce niçin Allah'ın peygamberlerini öldürüyordunuz?"

Bakara (136) Deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ ve İsa'ya verilen (Tevrat ve İncil) ile bütün diğer peygamberlere Rab'lerinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."

Bakara (285) Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: "Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz." Şöyle de dediler: "İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır."

Al-i İmran (72) Kitap ehlinden bir grup, "Mü'minlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkar edin, belki onlar (size bakarak) dönerler" dedi.

Al-i İmran (84) De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız."

Al-i İmran (199) Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah'a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere satmazlar. Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükafatları vardır. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir.

Nisa (60) (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur'an'a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût'u tanımamaları kendilerine emrolunduğu halde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.

Nisa (162) Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O namazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

Maide (59) De ki: "Ey kitap ehli! Sadece Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilmiş olan (ilahi kitap)lara inandığımızdan ve çoğunuzun da fasıklar olmasından ötürü bizden hoşlanmıyorsunuz."

Maide (64) Bir de Yahudiler, "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun, sana Rabbinden indirilen (Kur'an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez.

Maide (66) Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rableri tarafından kendilerine indirileni (Kur'an'ı) gereğince uygulasalardı elbette üstlerinden ve ayaklarının altından (bol bol rızık) yiyeceklerdi. Onlardan orta yolu tutan bir zümre vardır. Ama onların birçoğunun yaptığı ne kötüdür!

Maide (67) Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.

Maide (68) De ki: "Ey Kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni (Kur'an'ı) uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz." Andolsun ki sana Rabbinden indirilen bu Kur'an onlardan çoğunun taşkınlık ve küfrünü artıracaktır. Öyle ise o kâfirler toplumu için üzülme.

Maide (81) Eğer Allah'a, Peygamber'e ve ona indirilene (Kur'an'a) inanıyor olsalardı onları (müşrikleri) dost edinmezlerdi. Fakat onlardan birçoğu fasık kimselerdir.

Maide (83) Peygamber'e indirileni (Kur'an'ı) dinledikleri zaman hakkı tanımalarından dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. "Ey Rabbimiz! İnandık. Artık bizi şahitlerle (Muhammed'in ümmeti) ile beraber yaz" derler.

Araf (157) Onlar, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları Resûle, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur'an'a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Araf (3) Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Rad (1) Elif Lâm Mîm Râ. İşte bunlar Kitabın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen gerçektir, fakat insanların çoğu inanmazlar.

Rad (19) Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör gibi olur mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar.

Rad (36) Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, sana indirilen Kur'an ile sevinirler. Fakat (senin aleyhinde olan) gruplardan onun bir kısmını inkar edenler de vardır. De ki: "Ben ancak Allah'a kulluk etmek ve O'na ortak koşmamakla emrolundum. Ben yalnız O'na çağırıyorum ve dönüşüm de yalnız O'nadır."

Hicr (6) Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (Kur'an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin!"

Nahl (44) (O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik.

Ankebut (46) İçlerinden zulmedenler hariç, Kitap ehli ile ancak en güzel bir yolla mücadele edin ve (onlara) şöyle deyin: "Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir (aynı ilahtır). Biz sadece ona teslim olmuş kimseleriz."

Sebe(6) Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilen Kur'an'ın gerçek olduğunu ve onun, mutlak güç sahibi ve övgüye layık Allah'ın yoluna ilettiğini görürler.

Zümer (56) Farkında olmadan azap size ansızın gelmeden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun ki, kişi, "Allah'ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay halime! Gerçekten ben alay edenlerden idim" demesin.

Ahkaf (30) Dediler ki: "Ey kavmimiz! Şüphesiz biz, Mûsâ'dan sonra indirilen, kendinden önceki kitapları doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola ileten bir kitap dinledik."

Muhammed (2) İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Ortada "IKRA" "OKU" emri ile verilmiş bir yazılı metin yada söz olmadığına göre,

İndirilen Ne?

(İndirilen, İndirmek deyince de aklıma şey geldi... )

http://translate.google.com/#en/tr/down

http://translate.google.com/#en/tr/load

Ne kadar ilginç değil mi????
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla