Sayın hiiic.
Konu ibadet. Yani yaratıcı, üretici güç olabilme.
Eğer ''Allah''ı, Olimpos'taki Zeus gibi, yedi kat gökyüzünün en tepesine ''Arş''a oturtursanız, Peygamber'i Burak adlı bir ata bindirir, huzura gönderir, siz de otomatiğe bağlar günde bir kaç kere kendinizi huzura yükseltirsiniz. Sonra da ''Promethius'' gibi, yaratıcı gücünüz gelişmez; gider tanrılar huzurundan ateşi çalarsınız. Ya da o kadar uzaktaki uzaktakine ulaşmak imkânsız olduğundan araya melekleri koyar, siz de ''kendi gereğinizi'' paşa paşa yaparsınız.
Maksat Allah'a ulaşmak, Allah'ın varlığını kanıtlamak değil. Allah peygamberine ''onları bana bırak'' demesine rağmen 1400 senedir adamlar kanıtlamaya uğraşıyor, kendi yarattıkları ''ateist'' dedikleriyla şavaş yapıyorlar. İbadetten maksat Allah'a ulaşmak değil!... Melekuta bak zaten ulaşırsın. Çöldeki deveye bakan ''bedevi'' de onu görür, kestikten sonra tekrar uzayan tırnağını tekrar kesen de; ama ''O'' orada, sen burada birbirinize bakarsınız.
''Şah damarı'' misali ise O'nu içselleştirmek; ''Mushaf''ı ''zikir'' haline getirebilmektir. Halife sıfatını yakalayabilmektir. İbadet eylemdir, icattır, Allah-insan etkileşiminden doğan dinamik ilişkilerdir.
Yukarıda şöyle demiştim:
''Gerek Sayın Pramid'in ve gerek Eliaçık'ın aydınlatıcı yazıları da göz önünde bulundurularak, ''EL MUSTAĞNİ'' ''hiçbir şeye ihtiyacı olmayan'' ve herşeyin (insanın kendi isteminin-iradesinin- sonucunun da) yaratıcısı ''O'' olduğuna göre ''Allah'a ibadet etme'' düşünce, ifade ve fiilini nasıl, yani hangi gerekçeye dayandırarak açıklamalıyız?
Evet....?
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
|