hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Mezhepler ve Tarikatlar (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=38)
-   -   Mezhepçi hanım ve beylere gündelik hayat tavsiyeleri :)) (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1418)

Apollonius 11. January 2010 02:52 PM

Mezhepçi hanım ve beylere gündelik hayat tavsiyeleri :))
 
mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. Çünkü kişi tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır. Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır. Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi bakılmasında fayda vardır. Çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye devam eder.

Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır. Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir. Çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş, işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir. Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli, sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek düşünülemez, değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.

Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası, kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km’den fazla gitmesinin haram olduğunu unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli, koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi komple örtünmesi, eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.

Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. Çünkü resim haramdır. Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir. Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir. Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar. Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.

Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin girmesini engelleyen köpek kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar, oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. Çünkü abdestli ölenin şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp düzeltmelidirler...

mezhepçiler insanın her saniyesini dolduran, insanın rahat bir banyo bile yapamayacağı bir sistem oluşturmuşlar ve bunu da din diye ne yazık ki bir çok insana yutturmuşlardır. Fakat Allah’ın gerekli kılmadıklarıyla dolu bu zorlukların sistemine mezhepçilerin birçoğu bile uyamamışlardır. Yalnız ve yalnız Kuran din yapılıp, Kuran dışı kaynaklar reddedilip, Kuran’ın yeterliliğine güvenilmeden bu sorunlar çözülemez. Başarı bu en kolay, en mantıklı yoldadır.

[URL="http://www.diniyazilar.com/oku.asp?hid=1888"]kaynak[/URL]

ebu Maruf 30. December 2010 12:51 PM

es-Selamun Aleykum
Arkadaşlar yukarıda verilmiş içtihadlar hadis kaynaklıdır.Yapılması zorunlu şeyler değildir.
Yani mesaiye kalmak gibi.
Kimi insan zorlanmamak adına normal iş saatini doldurup gider kimiside daha fazla para kazanmak adına fazla mesaiye kalır.
Fazla mesaiye kalan insanları rencide etmek doğrumudur acaba?

Miralay 30. December 2010 01:20 PM

ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana. :)

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.

Yukarıda yazılanlar hijyen,alışkanlık,..vs. amaçlarla yapılırsa tamam sizin dediğiniz gibi fazla mesai durumuyla değerlendirilebilir. Lakin bunu dini kaygılarla,sevap kazanma umuduyla yapıldığı zaman, haşa! peygamberimize (Salat ve selam üzerine olsun) Allah adına hüküm koyma yetkisi vermiş oluruz. Ki, O mübarek te, Kur'andan başka birşeyle hüküm vermemiştir.

Her ne kadar bu tür hadislere "sahih" dense de, asrı saadetten günümüze sağlam olarak gelmiş hadislerin sayısı bir elin parmakları sayısıncadır ancak. Onlar da o zamanlar kitap haline getirilerek sabitlenmediğinden dolayı, onlarında sağlıklı olduğuna güvenmemiz sakıncalı olur.

Malumunuz, Allah'ın elçisi (Selam üzerine olsun) yanında küçük yaştan itibaren bulunan Hz.Ali, her daim beraber olan sadık arkadaşı Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman (Allah onlardan razı olsun) 'dan rivayet edilen hadisleri toplasak, ne kadar az oldğunu göreceğiz.

Mübareğin hayatı boyunca, her daim yanından ayrılmayan bu mübarek kişilerden bu denli az sayıda hadis rivayet edildiğine şahit olunca; hadislere neden güvenmediğimize hak vereceksinizdir umarım.

Saygılarımla, Allah'a emanet olunuz.

ebu Maruf 30. December 2010 03:02 PM

[QUOTE=Miralay;7495]ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana. :)

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.
[/QUOTE]
Ahzab 36. Allah ve [B][I][U][COLOR="Blue"]Resulü bir işe hüküm verdiği [/COLOR][/U][/I][/B]zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

hiiic 31. December 2010 12:32 AM

[QUOTE][B]alıntı;[/B]
Ahzab 36. Allah ve [U][I][B][COLOR="Blue"]Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. [/QUOTE]


Ahzab 36. [U][I][B][COLOR="Blue"]Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

neden altını çizdiğiniz bölümde Allahın ismini çıkardınız,?? nede her defasında ALllahın ismini ve hükümlerini silip araya resulu koyma gayreti varki onu anlamadım hiç...

Allah ver resulu diyor ki bu hükümün adı; KURAN dır..
Dikkat ediniz, Sadece KURAN dır...

ama resul hükmü diye kendisi de yasaklamış olduğu halde 300 yıl sonra uydurulan hureyre v.b. rivayetlerini baz alacaksanız, buna Kurandan delil bulamazsınız...

Dikkat edin,,, Gerçekleri olduğu gibi görelim,,, kilise papazından farkımız olsun,, onlarda Allahın kitabını tevrat ve incili yanlarında taşıyorlar... sizlerde taşıyorsunuz...


[B]Cum’a 5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. [/B]

Miralay 31. December 2010 06:16 AM

Selam ebu Maruf kardeşim.
Yazdığınız ayet için "amenna ve saddakna" diyorum.
Lakin bir ayeti değerlendirirken, o ayetin siyak ve sibakına ve hatta o surenin konu bütünlüğüne baktığımızda; ve hatta bu konuyu ilgilendiren diğer surelerdeki ayetleri irdelediğimizde cenabı hakk'ın esas muradını daha iyi anlarız diye fikrediyorum.

Tabii ki sizin de ilminizden hiç kuşkum yok. Mutlaka sizden de öğreneceğimiz çok şey var.

Saygılarımla. Allah'a emanet olunuz.

ebu Maruf 31. December 2010 07:45 AM

[QUOTE=hiiic;7508]Ahzab 36. [U][I][B][COLOR="Blue"]Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği[/COLOR][/B][/I][/U] zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.

neden altını çizdiğiniz bölümde Allahın ismini çıkardınız,?? nede her defasında
[B][I][COLOR="RoyalBlue"]Dostum haşa o benim ne haddime sorulan soruya direk cevap diye o şekilde yaptım.
ALLAHU TEALANIN Hakim olduğu noktasında hiç kimsenin bir sorunu yok.
Ayrıca dikkat ederseniz soruda ALLAH dan başkasının hüküm yetkisi yoktur niteliğindedir.[/COLOR][/I][/B]
ALlahın ismini ve hükümlerini silip araya resulu koyma gayreti varki onu anlamadım hiç...
[B][I][COLOR="Blue"]Her defasında ALLAH ın hükümlerinin silinmesi noktasında bir gayret olduğunu belirtmişşiniz.
Benim bu şekilde hareket ettiğimimi gözlemlediniz acaba?
Sizin bakış açınızdan baktığımda yani niyet okuyuculuk adına.Sizinde müşrik olduğunuzu iddia etmem gerekli zira ALLAH lafzınıda Raul lafzınıda aynı şekilde yazıyorsunuz.ALLAH lafzını neden büyük yazmıyorsunuz.Yoksa ikisini ortak mı koşuyorsunuz demem gerekli.Fakat kalbleri bilen ALLAH dır[/COLOR][/I][/B]

Allah ver resulu diyor ki bu hükümün adı; KURAN dır..
Dikkat ediniz, Sadece KURAN dır...

ama resul hükmü diye kendisi de yasaklamış olduğu halde 300 yıl sonra uydurulan hureyre v.b. rivayetlerini baz alacaksanız, buna Kurandan delil bulamazsınız...
[B][I][COLOR="Blue"]Dostum Hakim olan ALLAH dır.Ayetleri tek tek alırsanız ahzab süresindeki ayet boşuna nuzül etmiş görüntüsü olur.Aradaki bağı iyi anlamak gereklidir.
Mesela Gaybı ancak ALLAH bilir ayeti vardır halbuki başka ayet ALLAH istediğine bildirir ayetide vardır.
ikisinide ele aldığımızda ALLAH bildirmeden kimse kaybı bilemez ancak ALLAHın bildirdikleri bilebilir anlamı çıkar en azından ben öyle anlıyorum.Sadece ilk ayete bakmış olsaydım ALLAH dan başkası ghaybı kesinlikle bilemez demem gerekliydi.
Buradaki meselede buna benzer.ALLAH HAKİM dir fakat Rasuluna hüküm yetkisi vermiştir.[/COLOR]
[/I][/B]
Dikkat edin,,, Gerçekleri olduğu gibi görelim,,, kilise papazından farkımız olsun,, onlarda Allahın kitabını tevrat ve incili yanlarında taşıyorlar... sizlerde taşıyorsunuz...
[B][I][COLOR="Blue"]Bunu anlayamadım dostum.Söylemek istediğin masumiyet meselesi ise.
Ehli sünnet akaidine göre masum olan sadece peygamberlerdir.
Onlar dışında hiç bir yaratılmış korunmuş değildir.
Kilise papazları ile islam ilim adamları arasında çok fark vardır.
Hristiyanlar papa yı masum kabul edip onu peygamber gibi görürler.Daha Türkiyeye tememlli gelmeden kısa bir süre önce bir kısım insanla ALmanyada müzakere yaptık ellerinde yeni yazılmış bir incille geldiler.
Yada eskilerine bakalım.
Yuhanna,luther 4 ayrı İncil.
Bizim Kitabımız tek dir.
Bizim alimlerimiz yeni bir Kuran mı yazmaya kalkıyorlar.
Yada Martyin Lutherın söylediği gibi ALLAH la kulun arasına girilmez diye kilise rahiplerinin ruhbanlığına kızdığı meseledeki gibi onlar ALLAH adına insanların günahlarını bağışlarken hangi islam alimi tamam ben senin günahlarını bağışladım dediki buna şahit olan bir kişi varmı acaba?
Fakat ruhbanlığı iyi anlamayıpda muallimlikle aynı kefeye koyduğumuz zaman ne sizin ne benim nede bir başkasının burad bir şey anlatmaya,öğretmeye,yada bildirmeye hakkı yoktur.[/COLOR][/I][/B]

[B]Cum’a 5
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın ayetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez. [/B]
[/QUOTE]


selametle

ebu Maruf 31. December 2010 07:47 AM

[QUOTE=Miralay;7514]Selam ebu Maruf kardeşim.
Yazdığınız ayet için "amenna ve saddakna" diyorum.
Lakin bir ayeti değerlendirirken, o ayetin siyak ve sibakına ve hatta o surenin konu bütünlüğüne baktığımızda; ve hatta bu konuyu ilgilendiren diğer surelerdeki ayetleri irdelediğimizde cenabı hakk'ın esas muradını daha iyi anlarız diye fikrediyorum.

Tabii ki sizin de ilminizden hiç kuşkum yok. Mutlaka sizden de öğreneceğimiz çok şey var.

Saygılarımla. Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Katılıyorum Miralay kardeşim.
Çok önemli bir meseleyi belirtmişsin teşekkür ederim

hiiic 31. December 2010 08:02 AM

tamam da, bende gaybı biliyorum...
Çünkü bende hamdolsun Allahın gaybı bildirdiği kişilerdenim..



***

[QUOTE][B]ebu Maruf alıntı;[/B]
Yada Martyin Lutherın söylediği gibi ALLAH la kulun arasına girilmez diye kilise rahiplerinin ruhbanlığına kızdığı meseledeki gibi onlar ALLAH adına insanların günahlarını bağışlarken [B][U]hangi islam alimi tamam ben senin günahlarını bağışladım dediki buna şahit olan bir kişi varmı acaba[/U][/B]?[/QUOTE]

ben şahidim, var böyle diyen islam büyükleri (!),,, mesela çokda derine inmeye gerekyok,, saidi nursi nur küllüyatını okuyan kurtulmuştur diye idda ediyor..

ama saidten daha sapıklarıda var,,, milletin peşinden koştuğu sapık adıyaman büyüğünün lafınıda duyalımda, sonra "kim demiş, duyan varmı, ne zaman gördün, hiç sana böyle dedim mi" tarzı seyrelme çalışmalarına muhatap olmayalım...

Duyduk duymadık demeyin;

[I]BUNLAR BİR SÜRÜDÜR.BU SÜRÜNÜN SAHİBİ PEYGAMBERİMİZDİR.BİZDE ACİZANE BU SÜRÜNÜN ÇOBANIYIZ.BİZDE HİÇBİRİNİN ZAYİ OLMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ.YORULURSAK SIRTIMIZDA TAŞIRIZ,O HASTA OLURSA İLAÇ VERİRİZ İYİLEŞTİRİRZ.İLLA ÖLECEKSE MUNDAR GİTMESİN DİYE KESERİZ.ÇOK ŞÜKÜR BU POSTA OTURDUĞUMUZDAN BERİ KURDA KAPTIRMADIK.ALLAH TEALA'NIN LUTFUYLA İMANSIZ GÖNDERMEDİK.''(GAVS_I SANİ K.S.A) [/I]

Bundan böyle sözün eğrisini eğik yazacağım...
ama bu konu bitmez,, şimdi soracaksınız tamam bunlar böyle daha başka duydunuz mu felan sonsuza gider paradox.

bide hep aklıma sonradan geliyorda editliyorum...
aslında ne varki bunlarda değil mi? onlar bizi sadece Allaha yaklaştırıyorlar, oyüzden onlara tabi oluyoruz öyle değil mi? Katılıyor musunuz?

ebu Maruf 31. December 2010 08:20 AM

Rivayetlere uydurma diyen matığınızla işinize geleni nasıl alıpda gerçekmiş gibi insanlara rivayet edip yutturmaya çalışıyorsunuz.
Hani uydurmadır hepsi.Neden duyduğunuz şeyleri insanlara uydurma olup olşmadan naklediyorsunuz.
Bakıyorum ravilik yapmaya başlamışsınız.
:)))


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:13 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam