hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   TEKVÎR SÛRESİ (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=575)
-   -   Tekvîr sûresi (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2767)

dost1 1. July 2012 04:30 PM

Tekvîr sûresi
 
[B]MEKKE DÖNEMİ[/B]

[B]Necm: 18 [/B]

[SUP][B]1[/B][/SUP]Güneş katlanıp dürüldüğünde, [SUP][B]2[/B][/SUP]yıldızlar bulandığında, [SUP][B]3[/B][/SUP]dağlar yürütüldüğünde, [SUP][B]4[/B][/SUP]çıkarlar ve en iyi gelir kaynakları32 işe yaramaz olduklarında, [SUP][B]5[/B][/SUP]canlılar yaratılış özelliklerini yitirdiklerinde,33 [SUP][B]6[/B][/SUP]denizler kaynatıldığında,[SUP] [B]7[/B][/SUP]insanlar inanç ve amellerine göre gruplandığında,34 [SUP][B]8,9[/B][/SUP]inim inim inletilenlere,35 “Hangi günahtan dolayı öldürüldüğü/hayatı mahvedildiği?” sorulduğunda, [SUP] [B]10[/B][/SUP]amel defterleri açılıp yayınlandığında, [SUP][B]11[/B][/SUP]gök sıyrılıp açıldığında,[SUP][B]12[/B][/SUP]cehennem kızıştırıldığında[SUP][B]13,14[/B][/SUP]ve cennet yaklaştırıldığında herkes ne hazırladığını anlar.
([B]7/81, Tekvîr/1-14[/B])

[B]Necm: 19[/B]

[SUP][B]15-21[/B][/SUP] Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-cehaletin gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini36 kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın37 sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür.38
[SUP][B]22[/B][/SUP]Arkadaşınız delirmiş/ gizli güçler tarafından desteklenen biri değildir. [SUP][B]23[/B][/SUP]Andolsun O, O'nu açık ufukta gördü. [SUP][B]24[/B][/SUP]O kimsenin görmediği, duymadığı, sezmediği, kendisine verilen vahiyler hakkında cimri de değildir. [SUP][B]25[/B][/SUP]Bu, kendi düşünce yetisinin ürünü olan söz de39 değildir. [SUP][B]26[/B][/SUP]Durum böyleyken siz nereye gidiyorsunuz? [SUP][B]27,28[/B][/SUP]Bu, âlemler için; sizden doğru gitmek isteyenler için öğütten başka bir şey değildir. [SUP][B]29[/B][/SUP]Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz.
([B]7/81, Tekvîr/15-29[/B])

[B]Dip not[/B]:

[I]32 Âyetin orijinalindeki sözcüklerin lafzî anlamı, “[B]on aylık gebe develer umursanmadığında[/B]” şeklindedir. “[B]On aylık gebe deve[/B]”, çiftlik, fabrika, maden ocağı, han, hamam vs. gibi o günün insanlarının çıkarlarını ve sahip oldukları en iyi gelir kaynaklarını ifade eder.

33 Âyetteki orijinal ifadelerin lafzî manası, “[B]vahşî hayvanlar bir araya toplandığında[/B]” şeklindedir. Burada bu ifade ile kıyâmetin dehşetiyle vahşi hayvanların bile, koyun ve kuzu gibi bir arada toplanacakları, dolayısıyle bunların, kendi öz benliklerini yitirecekleri bildiriliyor.

34 Âyetin orijinalindeki ifadenin lafzî anlamı, “[B]nefisler eşleştirildiğinde[/B]” şeklindedir. Vâkıa/7'ye (127. necm) göre buradaki eşleştirme, “[B]sağcılar, solcular ve öncüler[/B]” şeklinde insanların kendi aralarındaki eşleştirmedir, birleştirmedir, yani grup grup toplamadır.

35 Âyetteki ve iza'l-mev’udeti süilet ifadesi, genellikle “[B]diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda[/B]” diye çevrilir, ki bu, âyetin mesajını daraltmaktır. İfadenin gerçek anlamı, “[B]baskı, eziyet sonucu imkânları kısıtlanan; eğitim-öğretimden, iş imkânlarından ve fırsatlarından mahrum edilen, bu nedenle de sıkıntılı, seviyesiz bir hayat sürmek zorunda kalan, ömrü ah-vah ile inim inim inleyerek geçen, kız, oğlan ve erişkin herkes[/B]” demektir.

36 Âyetin orijinalindeki ifadelerin “[B]hakikat[/B]” manası, “[B]Şimdi o sinenlere, o akıp akıp yuvasına gidenlere, yöneldiği an geceye, nefeslendiği an sabaha kasem ederim ki[/B]” şeklindedir. Biz mecâz anlamları verdik.

37 Arş, “[B]en büyük, en yüksek makam koltuğu/taht[/B]” demektir. Kur’ân'da 26 kez geçer. Bunlardan dördü Neml sûresi'nde Sebe melikesinin tahtı, biri de Yûsuf sûresi'nde Yûsuf peygamberin tahtı olmak üzere kullar için geçerken, 21 tanesi mecâzî olarak Allah'ın tahtı olarak geçer.
Burada arşın, mecâzen Allah'a izafe edilmesi, Allah'ın en yüksek makam sahibi oluşunun, O'ndan üstün bir idarecinin bulunmayışının beyanıdır.

38 Elçi sözü, “[B]Elçi'nin, eksiltmeden, artırmadan; kendisinden bir şey katmadan muhataplara tebliğ ettiği, kendisini elçi gönderen makama ait olan söz[/B]”dür.

39 Âyetin orijinalindeki ifade, “[B]bu, kovulmuş şeytanın sözü değildir[/B]” şeklindedir. Şeytan, sözlük anlamı olarak “[B]haktan uzak olan[/B]” demektir. Kavram olarak ise, “[B]hakka ve akla aykırı hareket eden her türlü kişi, güç ve kurumun ortak ve karakteristik adı[/B]”dır.
Şeytanın kimler veya neler olabileceği, özellikleri ve ayırt edici nitelikleri Kur’ân'da ayrınyılı olarak mevcuttur.
[B]Kur’ân'a göre Şeytân[/B];
A) Haram yemeyi, haksız kazanç elde etmeyi öneren/emreden,
B) Kötülük, hayâsızlık yapmamızı ve Allah'a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizi telkin eden,
C) Bizi fakirlikle korkutan,
D) Bizi kuruntulara düşüren,
E) Allah'ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden,
F) Kandırmak için bize yaldızlı sözler fısıldayan,
G) Vesvese verip kışkırtan, zihin bulandıran,
H) Yaptığımız amellerimizle bizi şımartan,
I) Bizi azdıran,
J) İçki/uyuşturucu ve kumarla insanlar arasına düşmanlık ve kin sokmak isteyen,
K) Bizi Allah'ı anmaktan ve O'na kulluk etmekten geri bırakmak isteyen kişi ve
güçlerdir.
“[B]Kovulmuş şeytan[/B]”, “i[B]natçı şeytan[/B]” ifadeleri de Kur’an’da “[B]İblis[/B]” için kullanılır. “[B]İblis[/B]” ise, “[B]insanın düşünme yetisi[/B]”dir. Kur’an’da İblis, göze gözükmeyen, insanın zihninde vesvese veren; ham düşünceler üreten, insanlara etfalarından yanaşan; etkiyle faaliyete geçen, etkisiz alanlarda faaliyet gösteremeyen, canlılardan sadece insanda bulunan, insana boyun eğmeyen, enerjiden yaratılmış bir güç, yeti olarak tanımlanır. Kur’an’da bu yeti kişileştirilerek kullanılır. Ayrıntılı bilgi “[B]Tebyînü’l Kur’an[/B]”da görülebilir. [/I]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:19 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam