hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Gök veUzay ilmi (Astronomi) (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=105)
-   -   Maddenin aslı hayal mi? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=271)

muvahhit 2. October 2008 02:20 PM

Maddenin aslı hayal mi?
 
Einstein:

"Mekân dediğimiz şey, hariçte mevcut olan bir şey değildir... Bizim, mekanda idrak ettiğimiz şeyler, aslında mevcudatın öz yapısından dış yapısına, yahut da, dış yapısından öz yapısına doğru bir dizilme içinde bir bütündür; ve zaman dahi bu diziliş içinde yer alan, birini ötekine göre kıyaslama metodundan başka birşey değildir..."
demiş..

o vakit rüyalarda çalan çırpan zina eden günaha girer mi?

Duyuların algı alış verişini geçici süre kesmesine!!?? rağmen, algı yorumlayıcı boş durmuyor gecede çalışmaya devam ediyor,fark ne?uykuda bir algı değil mi?.kör ve sağırlar tamamiyle rüyada mı yaşıyor?yoksa yaşadıklarını onlara hissettiren dokunma koklama ve tatma algıları mı?

Yoksa yaratılan sistemin varlığının ispatı için değil mi bu beyin?
Yada ben bunları beynimde algılıyorsam tüm herşey benim içimde ve olaylar zinciri halinde devam edegelmektedir..bu öğrenen bir bilgisayarın,herşey ben algıladığım müddetçe var demesi gibi bir şey değil mi?yada insanın fark etmez..evet ben öldüğümde işleyen algı sistemi sona erer ve maddede benim beynimde olduğuna göre herşey benimle beraber göçer..??

ben katılmıyorum ve en güzel şekilde yaratılan insan,sahip olduğu algılama sistemiyle, maddeyi algılayabildiği oranda tanır,gerisi ihtimal,senin ihtimalinde var olandaki keşfedilmemişleri bulmak.
Hatamız varsa düzeltin.

Apollonius 15. March 2010 02:24 PM

Selam;

[U]İslami gözüken[/U] bazı çevrelerce İslamın içine sokulmaya çalışılan "madde hayaldir" felsefesini çok zararlı görüyorum. Kurana bakıyorum, Allahın yaratma ayetlerine bakıyorum. Açıkça maddi bir yaratımdan söz ediliyor. Buna rağmen maddeninardindakisir.com gibi sitelerle Müslümanların kafasını karıştırmaya çabalıyorlar.
Bu konuda Emre'nin bir yazısını okumuştum:

[QUOTE]Ruhçu öğreti ve onun izinden giden tüm oluşumlar aslında maddenin bir hayalden, bir ilizyondan ibaret olduğunu iddia ederler hep.

Buna kanıt olarak öne sürdükleri şeylerden ilki maddenin aslında enerjiden oluştuğu, maddenin kökenine inilirse enerji dalgalanması vb. şeylerle karşılaşacağımızı söylemeleridir. Bir de işin içine ışığı falan sokarlar, akılları sıra maddenin aslının ilizyon, dumani ve hayaletvari bir şey olduğunu ispatlarlar.

Ama hesaba katmadıkları bir şey var, enerji denilen şey de madde dışı bir şey değildir. Madde onun konsantre haliyse, enerji ise maddenin dağınık ve değişik halidir. Işık denilen şey de maddeden başka bir şey değildir. Yani maddenin kökenine inilince yine karşımıza madde ve gerçeklik çıkmakta.

Maddeyi hayal zannedenlerin öne sürdükleri ikinci delil ise, madde âleminin aslında duyu organlarımızın oyunları sonucu varmış gibi algılandığını belirtmeleridir.

Eğer biz bir şeyi görüyorsak o şey var olduğu için değil, gözümüz öyle algıladığı için gördüğümüzü, eğer bir şeyi duyuyorsak aslında yine kulak adlı alıcımızın yarattığı şeyi algıladığımızı söylerler.

Yine burada hesaba katmadıkları bir şey var. Eğer söyledikleri gibi madem onlar gerçek değil, alıcılarımızın oluşturduğu bir ilizyon hepsi. Öyleyse niye bir alıcımız bozulunca hemen tamire yani tedaviye koşuyoruz. Madem alıcılarımın oynadığı oyun bütün bunlar öyleyse bir şaşının objeleri çift görmesi de, sağlıklı bir gözün tek görmesi kadar normal ve sağlıklıdır. Öyleyse neden sağlıklı gözün gördüğü teki kabul ediyorsunuz da şaşı gören gözü "sağlıksız" ve yanlış görüyor kabul ediyorsunuz.

Veya niye kataraktlı bir gözün ışıkların etrafında hale görmesini "sağlıksız" ve "yanlış" kabul edip tedaviye başvuruyorsunuz. Madem gerçeklik denilen şey alıcılarımızın ilizyonundan ibaret niye bu durumu "hatalı" kabul edip ameliyatlara, ilaçlara veya bitkisel kürlere başvuruyorsunuz.

Yine aynı şekilde kulağı ağır işiten birini niye "sesleri sağlıklı bir şekilde işitemiyor" deyip tedavi etmeye kalkıyorsunuz.

Nedenini ben söyleyeyim. Çünkü madde gerçektir ve ilizyon değildir. Öyle alıcılarımızın oyunu falan hiç değildir ve evrensel değişmez ölçüleri vardır. Bu yüzden bu ölçüleri sağlıklı bir şekilde algılayamayınca, madde gerçekliğini sağlıksız bir şekilde algıladığınızı anlıyor ve hemen tedaviye koşuyorsunuz. Eğer madde bir hayal olsaydı buna gerek kalmazdı. Maddenin gerçekliği sabittir ve kişiden kişiye değişmez. Tabii alıcılarınızda bir bozukluk yoksa.

Şimdi vereceğim ayetler konumuzla doğrudan ilgili değil. Çünkü birinci anlamları, Allah`ın gönderdiği ayetleri ve peygamberleri yalanlayanları eleştirmekte. Kendilerine getirilen apaçık kanıtlara rağmen sapkınlıklarını sürdürenlerden bahsedilmekte.

Yalnız ayetlerin apaçık birinci anlamlarını kabul ettikten sonra, ayetlerin işaret ettiği başka anlamlara da kafa yorabiliriz öyle değil mi? Tabii bizim yükleyeceğimiz bu ikincil ve üçüncül anlamlar birer iddia ve varsayım olmaktan ileri geçemeyecektir. Bu yüzden şimdi bu söyleyeceklerimi sadece "bir beyin jimnastiği" olarak kabul ediniz lütfen. Bunun dışında bir amacım yok.

—Sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik, onlar da onu elleriyle yoklasaydılar, muhakkak o küfürlerinde inat edenler yine "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir. " diyeceklerdi. (Enam Suresi 7. ayet)

Bu ayetin açık anlamı dışında başka işaretlerine bakacak olursak; size apaçık bir şekilde alıcılarınızla algılayabileceğiniz fiziksel şeyler sunduğumuz halde sizler bütün bu gerçekleri bir ilizyon ve hayal kabul etmekte ısrar ediyorsunuz anlamına da gelebilir mi?

-"İşte bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş!" diye.


—Bu da mı sihir, yoksa siz görmüyor musunuz? (Tur suresi 13 ve 14. ayetler)

Yine bu ayetin birinci açık anlamı dışında beyin jimnastiği yapacak olursak; işte madde âlemine hep bir hayal, hep bir ilizyon dediniz durdunuz, şimdi tadın şiddetli ateşin azabını bakalım görün madde gerçekmiymiş yoksa ilizyon mu? Anlamında da dolaylı bir uyarı içeriyor olabilir mi acaba?

Tur Suresi 44. Ayet: Onlar gökten bir parçayı düşerken görseler `Birbiri üstüne yığılmış bir bulut" diyecekler.

Kamer Suresi 2. Ayet: Hala bir mucize görseler, yüz çevirip: "Süregelen bir sihir!" derler.

Bu ayetlerde de, birinci anlamları dışında, acaba madde âlemini bir ilizyon olarak gören ve "maddenin kökeninde üst üste yığılmış enerji dalgalanmaları" falan var deyip gerçekliğini inkâr etmeye kalkanlara bir uyarı olabilir mi?

-Hem görsen onları, Rablerinin huzuruna durdukları zaman! O: "Nasıl şu gördüğünüz gerçek değil miymiş? " diyecek, onlar da: "Evet Rabbimiz hakkı için gerçek!" diyecekler. O zaman: "Küfrettiğinizin cezası olarak azabı tadın!" buyuracak. (Enam Suresi 30 ayet)

Yine bu ayette birinci ve gerçek anlamda şüphesiz ki kâfirlerin dini inkârlarının sonucu yaşadıkları hüsran anlatılıyor. Ama yine ayetlerin birinci anlamı dışında beyin jimnastiği yapacak olursak, dolaylı da olsa, madde âlemini tüm ispatlarına rağmen bir ilizyon kabul edenler eleştiriliyor olabilir mi?

Dediğim gibi bütün bu ayetleri yazmamdaki neden zihin egzersizi yapmak sadece. Zaten ayetlerin ikincil ve üçüncül anlamları için çıkıp da kimse kesin olarak "şu şöyledir" diyemez. Diyenler yanılgı içerisindedir.

Fakat bazı ayetler doğrudan da, maddenin-yaratılmışların gerçek olduğu bilgisini bizlere vermektedir:

AHKAF


3. Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak gerçek ile ve belli bir süreye göre yarattık. İnkar edenler, uyarıldıkları şeyden yüz çevirmektedirler.

Allah "gerçek"-"hak" olarak yarattığını da belirtiyor ayetlerinde.

Ayrıca bazı ayetlerinde yarattığı varlıklar üzerine yemin ediyor. Örneğin:

TIN

1. Yemin olsun incire, zeytine,

2. Tûr-i Sîna`ya,

3. Ve şu güvenli kente ki,


Rabbimiz bir hayalin üzerine yemin etmez. Gerçekler ki üzerlerine yemin etmekte.


Kısacası ruhçu öğretinin insanlara benimsetmeye çalıştığı "herşey algılarımızın bir oyunu, gerçekte madde bir hayalden ibarettir" inancı doğru değildir.

Yine her zaman ki gibi ruhçuluk, insanları yanlış inanışlara ve hatta inkara yönlendirmek için çırpınmaktadır.

Bunu fark etmenin yolu yine "yalnız Kuran" deyip İslam`a yönelmekten geçmektedir



Selam ve sevgiler. [/QUOTE]

[url]http://www.diniyazilar.com/dy/oku/1365/madde-de-gercektir.htm[/url]

bob 16. March 2010 09:12 AM

Selam,

Maddenin hayal mi yoksa gerçek mi olduğu konusu Kuran'dan ayetler yazılarak çözüldüğü sanılacak kadar yüzeysel bir konu değil.

Hele Emre1974tr'nin bilimsel olarak hiçbir değeri olmayan sözde bilimsel yazılarına bakarak yorumlanacak bir konu da değil.

Bu konuyu çözdüğünü sağlayan arkadaşlar sadece şu soruma bilimsel olarak ayrıntılı ve doyurucu bir cevap versinler:

"Madde nedir? Nelerden oluşur?"

Edit:imla

Apollonius 16. March 2010 03:54 PM

[QUOTE=bob;5005]
Maddenin hayal mi yoksa gerçek mi olduğu konusu Kuran'dan ayetler yazılarak çözüldüğü sanılacak kadar yüzeysel bir konu değil.
[/QUOTE]

Selam kardeşim;

Kusura bakmayın ama "madde hayaldir" demek de pek bilimsel ve Kuranî bir konu değil. Eğer bilimsel ise ispatı vardır. Eğer gaybi bir mesele ise Kuran harici bir yerde detay bulamazsınız. Fakat ben bakıyorum Kuranda böyle bir ibare göremiyorum. Bilime bakıyorum kimse hayal olduğunu ispatlamamış. O halde neden bu konuda felsefe yapayım?

Şimdi tüm doğu kökenli öğretiler "madde hayaldir" diyor diye madde hayal olacak değil ya? Allah demiyor mu: "[B]İnsanların çoğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar (Enam 116)[/B]". Yine Allah demiyor mu "Bilmediğin şeyin ardından gitme". Siz maddenin hayal olduğuna dair ne biliyorsunuz? Kuranda herhangi bir ibaresini gördünüz mü? Bana da gösterebilir misiniz nerede gördünüz?

[B]Bunda şüphesiz kalpleri açık olanlar, [yani] uyanık bir zihinle kulak verenler için bir uyarı vardır;ve [U]Bizim gökleri ve yeri ve aralarındaki her şeyi altı günde/devrede yarattığ[ımızı][/U] ve bizi hiçbir yorgunluğun etkilemedi[ğini bilenler için]. (Kaf 37-38)
[/B]

Bir Müslüman olarak; Allah'ın 6 günde/devrede [U][B]yarattım[/B][/U] dediği yere göğe ve arasındakilere [B]hayal[/B] deme lüksüm yok.
Yaratılış ayetlerini inceleyin. Onu bırakın sonra kıyamet ayetlerini inceleyin. Kendiniz göreceksiniz fiziki olarak ne kadar gerçek olduğunu.

Bence bir çok eski mistik kaynağın aynı şeyi söylüyor olmaları sanıldığı gibi "tüm dinlerin kaynağı aynıdır, o yüzden onlarda da doğrular var, bunları almalıyız" anlamına gelmiyor. Kuranda aksi belirtilen, fakat diğer öğretilerde Kurandakinden farklı görüş birliği olan bir konulardaki görüşüm "[B]Tüm hurafeler aynı kaynaktan gelir[/B]" görüşüdür.

[B]"Madde illüzyondur" görüşünü "akıl yanılsaması" olarak görüyorum.[/B]



[QUOTE=bob;5005]
"Madde nedir? Nelerden oluşur?"
[/QUOTE]
Bir hayalin nelerden oluştuğu sizi neden ilgilendirsin? Madde bir hayal ise nelerden oluştuğunun ve bir araya gelip neler oluşturduğunun önemi var mı?



Yine de bunları söylediğime bakmayın, sabit fikirli değilim. Çünkü ben Kurana çok hakim bir insan değilim. Bana görüşünüz için Kuran'dan delil gösterin, ben de konuyu üzerine düşünmeye değer bulayım. Ben hep aksi yönde deliller buldum. Evrenin yaratılışı, insanın yaratılışı, kıyamet, sonra insanın [B]FİZİKİ OLARAK[/B] tekrar yaratılışı gibi olayları anlatan ayetler benim aksi yönde düşünmemi engelliyor.

Yaratılışın tek şahidi olan Allah herşeyi ortada hiç bir şey yokken (yani hayal edebilecek insan da yokken) 6 günde/evrede yarattım diyor, görelim diye göz veriyor, biz de "acep tüm bunlar hayal mi" diyoruz.

bob 17. March 2010 02:21 PM

:)
Kardeşim, ben madde ne hayaldir dedim ne de gerçek.
Bu konu Kuran'dan iki ayet asılarak çözüldü sanılacak bir konu değil dedim. :)

Duyularımızla algıladığımız dış dünyanın bir gerçekliğe sahip olduğu ya da zihnin oluşturduğu yanılsamalar mı olduğu konusunda hiçbir zaman emin olamayız. Çünkü, dış dünyaya ilişkin yapılacak deney, gözlem, algı, duyum gibi bilgi edinme yöntemleri ile elde edilen her türlü ham bilginin tümü zihin tarafından yorumlanarak bilgi haline getirilir.Kaldı ki zihnimiz de doğuştan gelen kategorilere sahiptir. Yani, hiçbir bilgi bizim zihnimizden soyut yani gerçeğin ta kendisi değildir.

Bakın, Platon bunu idealar dünyası ile açıklamış.
Husserl, fenomenler ile..

Kaldı ki, bugün nesnel gerçekliğin var olmadığını biliyoruz. Nereden mi biliyoruz? Özel görelilikten..

Bilim filan demişsiniz ya, bilim felsefesinde bilimsel yöntemin bir postülası var yazar. Nedir bu ön kabul:

Dış dünya gerçektir.

Yani, bu bir kabuldür. Yanlışlığını göstermek mümkün olmadığı için.

Madde neden oluşur diye neden sordum?

Çünkü maddenin neden oluştuğuna dair bir teoride son noktaya henüz ulaşamadık. Ama artık neyi biliyoruz: Maddenin eni, boyu, yüksekliği olan küçük parçacıklardan oluşmadığını.. Maddenin nesnel tanımlarla tariflenemeyeceğini..

Ha, bu arada, enerji maddenin dağınık hali filan da değildir. Böyle zırvalara itibar etmeyin. Ama, yine de siz bilirsiniz.

hiiic 4. April 2010 03:54 PM

Madde hayaldir diyen ve uzun sire tartıştığım arkadaşım vardı. Herşey beyinde oluyormuş, elektrik sinyaliymiş herşey yalanmış.

Tartışmada çok kızdım dayanamadım, Tam sağ kaşıyla gözünün arasına bir yumruk salladım.
Al hayalse acıyıda önle az sonra mormayıda kes şişmeyide engelle. Uzun süredir konuşmuyoruz, en son madde hayalle gerçek arası siye bişeyler dermiş sağda solda. Belki diğer karşılaşmamızda daha fazla hırpalamam gerekecek.

sabaha_dogru 4. April 2010 03:56 PM

[B]test etme tekniklerine hayranım hiic kardeş....
ama en güzel ispatı yapmışsın...
sevgilerle...[/B]

canneylesin 4. April 2010 04:44 PM

arkadaşlar,

Her konuda olduğu gibi bu madde tartışmasında da ilkemizi hiç unutmayalım. Kim ne söylerse söylesin bu söylediğini mutlaka bilimsel gerçeklere dayandırmasını isteyelim. Afaki söylemler, "ben böyle düşünüyorum" demeler ya da "siz bilmiyorsunuz ama ben biliyorum" demeler bizi bağlamamalı. İlkemiz mutlaka ve mutlaka bilim ve bilimsel gerçeklik olmalı. Hiiiç kardeşime de katılıyorum ben de madde hayaldir diyenlere kafalarını kayaya vurmalarını istiyorum. Eğer hayalse zaten bir acı da hissetmezler. Bilimin peşini bırakmayalım boş hayallere ve söylemlere kapılmayalım. Kim ne söylerse söylesin bilimsel ispatını isteyelim. Bilimin ispat ettiği bir husus karşısında boynumuz kıldan incedir. Rabbimin Sünnetullahı da bilim üzeredir. Sevgi saygı ve muhabbetle.

bob 5. April 2010 11:31 AM

Sevgili bilim sevdalısı kardeşlerim,
Bana söyler misiniz, kafanızı taşa vurduğunuzda ne neye çarpıyor?

Barış 7. April 2010 06:29 AM

Bob kardeşim,

Kafamızı taşa vurduğumuzda, kafamız taşa vurur.

Belki bilimsel olmadı ama benim gözlemim bu. :)


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:35 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam