hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Abdest (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=470)
-   -   ABDEST nedir, kaça ayrılır, ne için gereklidir? Abdesti neler bozar? (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2977)

aorskaya 3. November 2012 08:37 AM

ABDEST nedir, kaça ayrılır, ne için gereklidir? Abdesti neler bozar?
 
Allah’ın selamı üzerinize olsun.

[b][FONT="Comic Sans MS"]Sevgili kardeşlerim,
Hem gelenekçi yani atalar (rivayetler) dini şeklinde din yaşayanlar, hem de kendilerini modernist tanımlayanlar ve küçük bir azınlık olarakta kendisine hanif diyen ama hanifliği bilmeden müslümanlığı yaşayanlar tarafından Namazın ön şartı olan abdest hakkında da yanlışlar ortaya konmuş, pratiklerle ya abdest bozulmuş yada abdeste gerek duyulmamıştır.

Burada, yazımı iki gurup için özetlemek istiyorum.

A- GELENEKSEL (ATALAR/RİVAYETLER) DİN ANLAYIŞINI BENİMSEYENLER:

Gelenekçilik şeklinde din yaşayanlar; kuranı bırakıp, hadis dedikleri ama aslında sadece hadis rivayetleri olabilen insan kaynaklarından abdesti anlamaya ve uygulamaya çalışınca, her konuda olduğu gibi bu konuda da hem abdesti ilgisi olmayan şeyler için zorunluluk olarak görmüşler, hem de abdesti yine yanlış uygulayarak zaman zaman hoş olmayan görüntülere sebep olmuşlardır.

Abdest, Müslümanlar için sadece namaz kılabilmek için gerekli olan bir ön şarttır. Başka hiç bir iş ve eylem için gerekli değildir.

Kuran okumadan önce, kurban kesmeden önce vb. namaz dışındaki şeylerin hiç birisi için abdest almaya gerek yoktur.[/FONT][/b]

[color=green][i][b]Namaz için gerekli ön şart olan abdestin uygulanması ise kuranda çok basitçe anlatılmıştır.

Ancak, kuranı terk ettirip rivayetler (atalar) dini yaşatmak isteyen şeytan ve dostları abdestle ilgili olarak ta amaçlarında başarılı olmuşlardır.

Ama yine, her yanlış ne kadar uzun ömür sürerse sürsün doğruya yenileceğinden, bu konudaki yanlışta görülerek, doğrular ortaya konmakla yok edilmeye başlanılmıştır.[/b][/i][/color]

[FONT="Comic Sans MS"][B]B- MODERNİST (VE KENDİLERİNE, YALNIZ KURANCILAR DİYEN FAKAT BUNLARI DA İDRAK EDEMEYEN BAZI [az sayıda] KİMSELERİN SALT AKILA DAYANAN) DİN ANLAYIŞINI BENİMSEYENLER:

Bu kısımda ise geleneksel yani atalar dini yaşayanlardan farklı olarak, bazı kardeşlerimizde, özellikle gelenekselciliğe tepki olarak geliştirdikleri, salt akıl ile dini yaşamaya çalışırken, gerek akıl yürütmede kuranın bütününden koparak ve gerekse hanifliği yanlış anlamaları sonucu namazın önşartı olan abdesti yanlış anlamış ve pratikte hatalara düşmüşlerdir.

Bu kardeşlerimiz; namaz ön şartı olan abdesti; ya eğitim, öğretim, sosyal dayanışma toplantıları için gerekli şart olarak görmüşler, yada abdestin asgari temizlik olduğu çıkarımıyla, zaten temiz olanların bu asgari temizlik olan abdeste de ihtiyaçları olmadığını kabul ve iddia etmektedirler.

Örneğin banyo yapmış birinin, tuvalete gittikten sonra sadece ellerini yıkaması ile temizliğinin sürdüğünü, bu kimsenin abdest almasına gerek olmadığını, bazende su bulamayanların abdestlerini toprakla teyemmüm yerine, kağıt peçete, ıslak mendil vb. araçlarla temizlenmelerinin yeterli olduğunu kabul edenler vardır.

İşte, bu sonuçlara varan kardeşlerimiz, bu durumları mantıksal çıkarımları ile bulduklarını, yani akıl kullandıklarını düşünerek, buna da haniflik dahi diyebilmektedirler.

Hanifliğin ne olduğu yada olması gerektiği başka bir yazı konusu olabilecek önem ve büyüklüğe sahip olduğundan burada değinmeye gerek yoktur.

Şimdi bana göre; "abdest nedir, kaça ayrılır, ne için gereklidir, abdestin bozulması söz konusumudur?" bunları anlatmaya çalışacağım.
[/B][/FONT]

NAMAZIN ÖNŞARTI : ABDEST

[color=blue][i][b]Abdest, kuranda ikiye ayrılmaktadır.

1_a) Su ile Genel abdest:
İnsanın yüzü ile birlikte ellerinin dirseklere kadar yıkanması ve baş ile birlikte ayakların topuklara kadar mesh edilmesi olarak tanımlanmıştır. Başka hiçbir şart, kural yoktur. Bu kadar basittir.

1_b) Su ile Özel abdest :
Boy abdesti denilen bu abdest ise cünüblük ve cinsel birliktelik (kadınlarla cinsel ilişkiye girilmesi) sonrasında vücudun bütünüyle iyice yıkanmasıdır.

İnsan vücudunun her yerinin yıkanmasını gerektiğini bilerek yıkanacaktır. Başka hiçbir şart, kural yoktur.

2) Toprak ile abdest:
Teyemmüm denilen bu abdest, su ile alınması gereken abdestlerin; hastalık nedeniyle sudan uzak durulması gerektiği, yolculuk nedeniyle su bulunamadığı veya kullanılamayacağı, ve su bulunamaması hallerinde temiz toprakla yüz ve dirseklere kadar ellerin mesh edilmesidir.
[/b][/i][/color]

[color=red][i][b]Ancak; rivayetçiler yine bu konuda da şeytana hizmetten geri kalmamışlar ve abdeste başka eklemeler yapmışlardır.

Ağıza 3 kere su almak ve geri tükürmek, buruna 3 kere su almak ve sümkürmek, kulakları ıslamak ve arkalarını meshetmek, ayakları yıkamak şeklinde ilaveler yapmışlardır.

Boy abdestinde ise iğne deliği kadar yıkanmayan kısım kalırsa abdestin olmayacağını belirterek kafaları karıştırmışlardır. Halbuki, vücudunu baştan aşağı yıkayacak Müslüman zaten hiçbir yerin yıkanmadan kalmaması gerektiğini bilecektir. Yani bilerek zaten herhangi bir yıkanmayacak kısım bırakmayacaktır.

Halbuki bunlar diğer konularda olduğu gibi bu konuda da zorluk çıkartarak Müslümanları zora sokmak ve zaafa düşürmek için icat edilmiş şeylerdir.

Ama, bunlar için sünnet diyerek, cahil Müslümanları kandırırken, alim geçinenleri de yine dünya menfaati yüzünden bunlarında abdest içinde olduğunu anlatmaya zorlayarak bunu başarmışlardır.

Abdeste yapılan bu katkıların sebepleri ve ulaşılmak istenen amaç ayrıca yazılabilir. Bu nedenle şimdi bunlara değinmeyeceğim. [/b][/i][/color]

[color=green][i][b]Abdest kuranda olduğu gibi basitçe uygulanacak bir olgudur. Ama, yine kuranda bu abdestin bozulacağı ve yenilenmesi gereken durumlar da vardır. [/b][/i][/color]

[color=blue][i][b]Bunlar;
1- “ ayak yolundan gelmek” deyimi ile açıklanan ve insanların tüketim artıklarını katı, sıvı, ve gaz halinde atmalarıdır.
2- Kadınlarla cinsel ilişkiye girmeleridir.
[/b][/i][/color]
[color=green][i][b]Bu şartların olması halinde abdest, yukarıda sayılan 3 şekildekinden biri olarak yeniden alınmalıdır.
[/b][/i][/color]
[color=blue][i][b]Sonuç; abdest sadece yukarıda anlatılan şekilde uygulaması olan ve sadece namaz kılmak için gerekli olan bir ibadi yükümlülüktür. Başka şeyler için abdeste gerek yoktur.[/b][/i][/color]

Bu yazı tamamen kişisel görüşlerimi açıklamaktadır. İnsan olmam sonucu hata payımın olacağını kabul ettiğimin bilinmesini isterim. Bu konuda, kendi anlayışları olan kardeşlerimin yazıyı bu uyarılarıma göre okumalarını ve kendilerininkinden doğru ve mantıklı gelmesi halinde kabul etmelerini, aksi halde yazımdan alıntılayarak itirazlarını yapmalarını rica ediyorum.

saygılarımla
aorskaya


[u]ABDESTLE İLGİLİ KURANDAN DELİLLER:[/u]

MAİDE SURESİ (5) – 6.ayet

[b][color=blue][i]Ey iman edenler, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yıkayın: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerizi; meshedin: başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin. Hasta, yahut yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz toprağa teyemmüm edin; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allâh size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve size olan ni'metini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz.[/i][/color][/b]


NİSA SURESİ (4) – 43.ayet

[color=blue][i][b]Ey İman edenler! Sarhoşken, ne dediğinizi bilinceye kadar, yolcu olanlar hariç cinsel ilişkiden sonra yıkanıncaya kadar namaza durmayın. Hasta veya yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, yahut kadınlarla cinsel ilişkiye girmiş olup da su bulamamışsanız, temiz ve kuru bir toprağa dokunup yüzünüze ve ellerinize sürerek teyemmüm edin. ALLAH Affeder, Bağışlar.
[/b][/i][/color]

dost1 3. November 2012 11:33 AM

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhaabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

aorskaya 3. November 2012 12:01 PM

[QUOTE=dost1;13512]Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhaabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

[QUOTE=dost1;13513]Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Aleykümselam saygıdeğer dost1,

Salat ve namaz her durumda aynı şey değildir. Salat namazı da kapsar, diğer bir anlatımla namaz salatın bir parçasıdır.

Ancak, sorunun konuyla bağlantısını ve sizin gibi birinin bu soruya neden gerek duyduğunu şu an anlayamadım. Sanırım, sonra detaylandıracaksınız...

selamlarımla,
aorskaya

dost1 3. November 2012 12:46 PM

Selamun Aleykum! Değerli aorskaya Kardeşim!

Allah razı olsun. Tefekkürlerinizin sonuçlarını bizlerle paylaşıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kur'an'da geçen ve "sad-lem-vav" kök harflerinden türetilmiş olan salli,salat vb sözcüklerin anlamını Farsçadan gelen "namaz" sözcüğü tam olarak karşılamaz.

Ne yazık ki bu durum hep gözardı edilir ve çoğu meallerde bu sözcükler hep Farsça olan "namaz" sözcüğü ile meallendirilir.

Bu durum; Kur'an'ı mealinden okuyarak konuyu yeterince bilmeyen kardeşlerimizin -özellikle de ateist forumlarda görüldüğü gibi- farklı sorularla karşılaştıklarında şüpheye düşmelerine yol açmaktadır.

"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

aorskaya 3. November 2012 01:09 PM

[QUOTE=dost1;13522]Selamun Aleykum! Değerli aorskaya Kardeşim!

Allah razı olsun. Tefekkürlerinizin sonuçlarını bizlerle paylaşıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kur'an'da geçen ve "sad-lem-vav" kök harflerinden türetilmiş olan salli,salat vb sözcüklerin anlamını Farsçadan gelen "namaz" sözcüğü tam olarak karşılamaz.

Ne yazık ki bu durum hep gözardı edilir ve çoğu meallerde bu sözcükler hep Farsça olan "namaz" sözcüğü ile meallendirilir.

Bu durum; Kur'an'ı mealinden okuyarak konuyu yeterince bilmeyen kardeşlerimizin -özellikle de ateist forumlarda görüldüğü gibi- farklı sorularla karşılaştıklarında şüpheye düşmelerine yol açmaktadır.

"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Sayın dost1,

İnşallah bütün kardeşlerimizin, konulara katılımlarında sizin olgunluğunuza erişerek, görüşüne ters fikirleri müslüman mütevaziliğinde cevaplayacağı, kendi doğrusunu yazacağı günleri görürüz.

Şahsi çekişmeler yerine, bunun sağlandığı ortamlar verimli ortamlar olurlar, bunu sağlayanlar saygınlığı kazanırlar.

Düşünceleri anlama, muhataba yaklaşma ve yanlışları gösteren, yerine doğru fikirleri koyan tavrınızı takdir ve devamlı olacağı düşüncesiyle teşekkür ediyorum.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya

aRaYaN 3. November 2012 02:37 PM

Namaz salatın içinde bir parça mı ? yoksa ikisi farklı şeyler mi ?

aorskaya 3. November 2012 03:00 PM

[QUOTE=aRaYaN;13529]Namaz salatın içinde bir parça mı ? yoksa ikisi farklı şeyler mi ?[/QUOTE]

[QUOTE=aorskaya;13518]

Salat ve namaz[COLOR="Red"][SIZE="3"] her durumda aynı şey değildir.[/SIZE][/COLOR] Salat namazı da kapsar, diğer bir anlatımla namaz salatın bir parçasıdır.

[/QUOTE]

Sevgili kardeşim,

Salat ve namaz HER DURUMDA aynı şey değildir demişim. Salat, en geniş haliyle namazı da kapsayan eğitim, öğrenim, dayanışma, paylaşma ortamıdır.

fakat, her salat geçen yerde, bunların hepsinin aynı anda olması gerektiği anlaşılmasın.

Sadece namazın anlatımı da, yine salat sözcüğü ile karşılık bulduğundan, salatın dar anlamlarından biri de namaz olmaktadır.

Bu nedenle, bazı yerlerde geniş anlamı yer alırken, bazı yerlerde de salat ile namaz ve sonrasındaki anmalar anlatılır.

selamlar,
aorskaya

aRaYaN 3. November 2012 03:17 PM

Mesela abdest ayetlerinde sen salatın içinde ki namaz ın kastedildiğini düşünüyorsun.Ama kelime olarak salat seçilmiş. Ya geniş anlamdaki salat içinse abdest ayetleri ?

aorskaya 3. November 2012 03:50 PM

[QUOTE=aRaYaN;13533]Mesela abdest ayetlerinde sen salatın içinde ki namaz ın kastedildiğini düşünüyorsun.Ama kelime olarak salat seçilmiş. Ya geniş anlamdaki salat içinse abdest ayetleri ?[/QUOTE]

selamlar,

Güzel bir soru, ama abdest ve salatın geniş anlamlarını bir arada hatırlarsak, abdestin dar anlamda yani namazda gerekli bir şart olduğunu çıkarırız.

Rabbim izin verirse; Abdest konusunda, açılış yazımda eleştirdiğim anlayışlara ilişkin somut örnekler vererek konuyu detaylandırmayı düşünüyorum.

Ama, şimdilik sizinde diğer yazıları da okumanız halinde dahi, geniş anlamda olamayacağını görebileceğinizi sanıyorum.

Buna rağmen, sizin ihtimal olarak belirttiğiniz geniş anlamda salat için şart olduğunu düşünmeniz halinde, sizin de delillerinizle yazılarınızı yazmanızı beklerim.


selamlar,
aorskaya

sevginur 3. November 2012 08:38 PM

[QUOTE=dost1;13522]
"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]
salat yardım destek anlamında aynı zama namaz olarak geçiyor bu soruyu ayetlerle nasıl anlatırsınız açıklarmısınız.

hiiic 3. November 2012 10:44 PM

.....

sevginur 3. November 2012 10:50 PM

ataları hiçbir şeyi düşünemeyen, doğru yolu bulamamış kimseler idiyse de mi öyle yapacaklar? hakikatı ögrenmeye geldim kardeşlerim sizler kadar bilgim olmasada geleneksel islam hatim versiyonu sayılırız. sizleri takip edeceğim inş

hiiic 3. November 2012 11:35 PM

Allah yardım etsin sevginur.
Allah hepimize hidayet versin.

aorskaya 3. November 2012 11:43 PM

[QUOTE=hiiic;13552]eski putperest ibadeti olan "nameste" yi namaz diye millete kaptırdılar, üstelik kitapta yazmadığı için Peygamberden tam 200 yıl sonra hadis diye bişiler derleyerek.

[/QUOTE]

diyerek islamda namazın olmadığını, namazın putperest ibadeti olduğunu söyleyecek kadar kendini ve haddini bilmez tutumuna bakmadan, namazımı tartışacaksın?

Sen, bu durumda önce islamın neresinde olduğunu sorgulamalısın, sonra namaz konusunu kurandan bulup, başkalarının yanlışlarına değinebilmelisin.

Kendisine hanif bir müslüman diyen birinin, islamda namazı inkar eden tavırlarını nasıl yorumlamak gerekir, şahsen aklım almıyor.

Şimdi, sabırla sana da açıklama yapmam gerekiyor değilmi! İşte, anlayamadığın sabır, şimdi senin müslümanım derken, bu şekilde ithamlarına karşı gösterilmesi gereken davranış olmaktadır ve inşallah beni sabredenlerden göreceksin...

Senin gibi kuranda namaz'ı arapça olarak arayanlara türkçeden bir örnek verirsem belki biraz olayı kavrayabilirler.

Türkçede de televizyon kelimesi türkçe kökünden gelmez, ama "television" ın türkçeye girdiğini ve anlattığını biliriz.

Kuran dili de "fasih arapçadır", bu da kuranda arapçadan başka dillerde de kelimeler var demektir.

İşte, kuranda geçen salat, en genel şekliyle namazı da kapsayan, eğitim, öğrenim, anlama, dayanışma iken, bazı yerlerde ise sadece namaz olmaktadır.

Hanif olduğunu söyleyen bir kardeşimin,islamda namazın olmadığını, onun putperest ibadeti olduğunu duyacağımı biri iddia etse herhalde her şeyine bahse girebilirdim. Ama, senden görüyorumki kaybedermişim.

Sırf yazılarım için bu tavırları takınıyorsan, açıklamalarında meallerini kullandığın değerli kardeşlerimize islamda namaz varmıdır, yokmudur, sor ve öğren bari...

selamlar,
aorskaya

selamlar,
aorskaya

hiiic 3. November 2012 11:52 PM

.....

aorskaya 4. November 2012 12:12 AM

[QUOTE=hiiic;13563]el uzaya çıktı aors-kaya... senin kafa hala örs-kaya .

[/QUOTE]

Sen hala devam et bu ustan eser olmayan davranışlarına.

Kendinden başka herkesi taşkafa gören sen, acaba aklının oyunlarına yenik düşebildiğini görebilecekmisin?

İnşallah, kısa zamanda görmeni dilerim.

selamlar,
aorskaya

aorskaya 4. November 2012 12:21 AM

[QUOTE=aorskaya]
Hanif olduğunu söyleyen bir kardeşimin,islamda namazın olmadığını, onun putperest ibadeti olduğunu duyacağımı biri iddia etse herhalde her şeyine bahse girebilirdim. Ama, senden görüyorumki kaybedermişim.

Sırf yazılarım için bu tavırları takınıyorsan, açıklamalarında meallerini kullandığın değerli kardeşlerimize islamda namaz varmıdır, yokmudur, sor ve öğren bari...

[/QUOTE]
[QUOTE=hiiic;13563]

1- Allahın emri Salat'ı yaptınız: namaste.

2- Hala da boş amalleri, değersiz içi boş davranışları Allahın emriymiş gibi lanse ediyor, hurafe ritüel bataklığında çırpınıyorsun. Vebaliniz çok büyük benden söylemesi.

3- Yarın Allahın huzuruna çıktığımızda açıkcası ona karşı nasıl konuşacak, namazı nasıl kıldığınızı haklı göstermek için ne bahaneler bulacaksınız çok merak ediyorum. Hesap görücü hesabı görene kadar şimdilik burada tartışıyoruz, yarın divanda ak baldır kara baldır açığa çıkacak...[/QUOTE]

1- [COLOR="Red"]Allahın emri Salat'ı yaptınız: namaste.[/COLOR]

Tabi ya sana göre islamda namaz yoktur, namaste denen imasızların ibadeti vardır değilmi?

Sana bir kere daha sorayım, net olarak cevaplamanı isteyeyim.

SANA GÖRE İSLAMDA NAMAZ YOKMUDUR?


2- [COLOR="Red"]Hala da boş amalleri, değersiz içi boş davranışları Allahın emriymiş gibi lanse ediyor, hurafe ritüel bataklığında çırpınıyorsun. Vebaliniz çok büyük benden söylemesi. [/COLOR]

Namaz boş amel değildir. Allah'ın vakitli olarak yapılmasını şart koştuğu emirlerindendir.

[COLOR="Blue"]"Kıldığı namazdan bihaber olanların" vay haline denirken, "namaz yok" diyenlerin hali nice olur sen bunu düşünüyormusun?
[/COLOR]
Hangimizin vebali çok büyük acaba bu durumda...

3- [COLOR="Red"]Yarın Allahın huzuruna çıktığımızda açıkcası ona karşı nasıl konuşacak, namazı nasıl kıldığınızı haklı göstermek için ne bahaneler bulacaksınız çok merak ediyorum. Hesap görücü hesabı görene kadar şimdilik burada tartışıyoruz, yarın divanda ak baldır kara baldır açığa çıkacak...[/COLOR]

Kesinlikle, sorulacaksınız dediği kurandan cevaplayacağım bu soruyu. Ama, dünyada güç yetirirken secde etmeyenlerin, baldırları açığa çıkartıldığı gün, yani gizli hiç bir şeyinin olmadığını gördüğü gün, istese de secdeye güç yetiremyeceklerden olmazsın inşallah.

En kısa zamanda, "kovulmuş şeytandan rabbimize sığınarak" kuranı okuyup, anlamanı ve hatalarını görüp düzeltmeni dilerim.

selamlar...
aorskaya

aRaYaN 4. November 2012 12:54 AM

Güzel güzel çağırın Allah'a.

aorskaya 4. November 2012 12:55 AM

[QUOTE=sevginur;13554]ataları hiçbir şeyi düşünemeyen, doğru yolu bulamamış kimseler idiyse de mi öyle yapacaklar? hakikatı ögrenmeye geldim kardeşlerim sizler kadar bilgim olmasada geleneksel islam hatim versiyonu sayılırız. sizleri takip edeceğim inş[/QUOTE]

Bir tarafta geleneksel din anlayışıyla (atalar/rivayetler) kuranı terk ederek yada bunları kuranın önüne geçirerek, kurandan üstün kabul ederek dini yaşayan kimseler vardır.

Diğer tarafta ise modernizm uğruna ve "yalnız kuran" demelerine rağmen, "rabbimizin, onu herkesin okuyup anlayacağı kolaylıkta indirdim" sözünü göz ardı ederek, kurandaki anlatımların yerine salt akıllarını esas alarak dini yaşayanlar vardır.

Bunların ikisi de, bizi dosdoğru yoldan, yani kuran yolundan saptırmak için izin isteyen İblis ve onun dostlarının tuzağına düşmüş, kurandan ayrılmasına rağmen doğru din yaşadığına inanan kimselerdir.

Gerek, ataların izinden gidenler ve gerekse ataların izinden gitmeyenlerden olmayı, sadece akıllarının izinden gitmek sananların durumu hesap gününde çok vahim olacaktır.

İnşallah, en kısa zamanda bu durumların farkına varılır ve henüz nefes alınıyorken, samimi bir tövbe ile gerçek anlamda kuranı anlayarak yaşamak nasip olur.

selamlar,
aorskaya

aorskaya 4. November 2012 12:58 AM

[QUOTE=aRaYaN;13576]Güzel güzel çağırın Allah'a.[/QUOTE]

Ben, kendi payıma cevabımı vereyim:

Kardeşim, ikazını haklı buluyor, onaylıyor ve her zaman dikkatle becermeye çalışıyorum.

Ancak, her şeye rağmen dinin dışına çıkan yazılara da cevap vermem gerekiyor.

Okuyanlar olarak siz kardeşlerimden, şahsen yanlışımın görülmesi halinde yazımdan alıntılarla ikaz edilmeyi bekliyorum.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya

hiiic 4. November 2012 01:01 AM

.....

aorskaya 4. November 2012 01:17 AM

[QUOTE=hiiic;13580]heh işte o zaman açıkla bana [B]Kurandan[/B], akşam namazı kaç rekat, sünneti kaç rekat.

eğer getiremezsen, Yukarıda kurandan cevap vereceğim dediğin ayetleri de bulamazsan.. [B]sen sadece bir YALANCISIN...[/B] hemde nankör bir yalancı.

[B]Nahl 105
Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. İşte onlar, yalancıların kendileridir.[/B]

Hadi bul bana bir secdede alnın kaç defa yere değeceğini, hatta bul bana secde ederken alnın yere değeceğini KURANDAN... eğer bulamazsan;

[B]Enbiyâ 24
... De ki: Haydi delillerinizi getirin! [U]İşte benimle beraber olanların Kitab'ı[/U] ve benden öncekilerin Kitab'ı. Hayır, onların çoğu hakkı bilmezler; bu yüzden de yüz çevirirler.[/B][/QUOTE]

Bak başka bir başlıkta da aynı soruyu, yine aynı üslupla, sabah namazı ile ilgili sorman üzerine nasıl cevap vermişim.

[QUOTE=aorskaya;13583]Hala kişisel sataşma, hala kişisel üstünlük komplekslerine gem vuramama durumlarına devam ediyorsun.

Ya kardeşim, önce öfke kontrolü denen mekanizmanı çalıştır, sakinleştir kendini ondan sonra yaz.

Ben, bir şeyi getiremezsem, neden yalancı olayım. Neden yanılan, yanlış olan olmuyorumda yalancı oluyorum. Beni ne kadar tanıyorsunda bunu söyleyebiliyorsun? Kul hakkına inanmıyormusun?

Sen, iddialarında yanlış çıkınca ben sana yalancı vb. ithamlarda bulunuyormuyum?

Neyse şimdi konumuza dönelim ve getirmemi istediğin yazına cevap vereyim. Ancak cevabım yine düşünmediğin yazdığını da gösterecek şekilde olacaktır.

Benden hem sabah namazının kaç rekat olduğunu sormuşsun, hem de sünnetinin kaç rekat olduğunu sormuşsun.

[COLOR="Red"][B][I][U]İşte namazı yok sayınca, bu şekilde yazmanda normal oluyor. Artık hatanı gör[/U][/I][/B][/COLOR].

1- Sabah namazı yada diğer namazlar arasında kuranda ayrım yapılmaz.

2- Kuranda namazlarla ilgili olarak farz namazlar, sünnet namazlar diye ayrım yoktur.

Hem kurandan deyip, hemde kuranda farz yada sünnet namaz olmadığını kendin görmesen bile hiç duymamılmıydında sordun?

3- Sünnet namazlar, sadece peygamberimizin fazladan kıldığı vakit namazları olarak iddia edilirlerki, kuran dışındaki kaynakları delil kabul etmediğimden bu kısmı daha fazla açıklamayacağım.

4- Ben kılabildiğim kadar fazla namaz kılmaya çalışan biriyim.

5- Kuranda bütün namazlar için asgari iki rekat buluyorum. Azamisinde ise sınır yoktur.

selamlar,
aorskaya[/QUOTE]

[I]Sana kurandan secde de alnın yere kaç kere değeceğini niçin bulacakmışım. Kuranda secde der. Ama, secde zaten kurandan önce de olan ve bilinen bir şey olduğundan tanımı yada tarifi yapılmaz.[/I]

[COLOR="Red"][B][B][U]Ben aynı şekilde sana, "hadi bakalım, salat namaz demek değildir" diyen ayeti kurandan göster dersem apışır kalırsın herhalde değilmi?
[/U][/B][/B][/COLOR]
Sonrada, bunun üzerine,

[B]Nahl 105
[COLOR="Blue"]Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, ancak yalan uydurur. İşte onlar, yalancıların kendileridir.[/COLOR][/B] ayeti ile (aslında hatalı olarak istediğim cevabı vermediğinden) seni yalancılıkla itham etsem doğrumu olur. Sen, bu şekilde yenik düşsen bile, gerçek değişirmi? Rabbim her şeyi görmüyormu, o kandırılabilirmi?

Tabiki bu durum geröekten iman edenler için dikkate alınması gereken durumlardır.

Bu tür, düşüncesizce ve hırsla anlamsız isteklerde bulunan ve bunlar olmayınca çirkin şekilde itham eden yazılar yazmaktan vazgeç artık.

selamlar...
aorskaya

hiiic 4. November 2012 01:24 AM

[QUOTE]Ben aynı şekilde sana, "hadi bakalım, salat namaz demek değildir" diyen ayeti kurandan göster dersem apışır kalırsın herhalde değilmi?[/QUOTE]

:) sadece gülüyorum.

aorskaya 4. November 2012 01:40 AM

[QUOTE=hiiic;13587]:) sadece gülüyorum.[/QUOTE]

Bazen, "gülünür acınacak hallere" diyeyim...

Güleceğine, hatanı gör, düşünmeden istekte bulunma, yazma...

[B][I][U]Çünkü, ben zaten bu şekilde bir isteğin yanlış olacağını belirtmişim...[/U][/I][/B]

selamlar,
aorskaya

aorskaya 11. November 2012 02:44 AM

[QUOTE=merdem;14300]5. Hepsinden önemlisi, [COLOR="Red"]abdesti emreden ayet Müddessir suresinin 4 ve 5. Ayetleridir:[/COLOR] “Maddi pisliklerden elbiseni/bedenini temizle ve arındır.” (4) Bu ayetteki siyab hem elbiseye, hem insan tenine delalet eder. Ayetteki “TAHHİR” emri hiçbir tevile hamledilemeyecek kadar açıktır: TEMİZLE demektir. [COLOR="Red"](BU KADAR BASIT! suya da lüzum kalmadi [/COLOR])[/QUOTE]

sevgili merdem,
Müzemmil 4. ve 5. ayetlerde abdesti nasıl buluyorsun?

Bu surede, buraya kadar olan kısımda namazla ilgili bir hüküm varmıdır da bunları söylüyorsun?

Abdest, sadece namazla ilgili olan bir ön şart değilmidir?

“Maddi pisliklerden elbiseni/bedenini temizle ve arındır. .....[COLOR="Red"](BU KADAR BASIT! [B][U][I]suya da lüzum kalmadi[/I][/U][/B] )[/COLOR]”

Şimdi, bu söze dayanarak, elbisesi temiz, kendi yeni banyo yapmış birisi hatta "suya gerek kalmadı" dediğine göre banyoda yapmamış fakat banyo yapmasını gerektirmeyecek durumda olan birisi, bu şekliyle namaz kılabilir! diye kabul etmemizmi gerekir?

Peki kuranda tarif edilen diğer abdest fazlalıkmı olmaktadır?

Not: [COLOR="Red"]Müzemmil 4.ayetteki elbise diye çevirilenin de giysi olmadığını, kendi bedeni de olmadığını ayetleri en baştan iyice incelerseniz görürsünüz. Ayetler arasındaki ilişkiyi iyi yorumlamadığınızdan bu şekilde ilgisiz sonuçlar bulabiliyorsunuz.
[/COLOR]
Yukarıdaki soruyu cevapladığınızda, müzemmil ile ilgili söylediklerimi detaylandıracağım...



selamlar,
aorskaya

dost1 11. November 2012 05:54 PM

Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!

[QUOTE=sevginur;13544]salat yardım destek anlamında aynı zama namaz olarak geçiyor bu soruyu ayetlerle nasıl anlatırsınız açıklarmısınız.[/QUOTE]

Kur’an meallerinde “[B]namaz[/B]” diye çevrilen kelime “[B]salat[/B]”tır.

Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “[B]namaz[/B] “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “[B]tazarrulu dua[/B]” dır.

Müslümanlara “[B]farz[/B] “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

[B]Salat, yapılması gerekendir/farzdır...[/B]

[B]İsra;78[/B]: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda
[B]İsra;79[/B]: Ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke, asa en yeb'aseke Rabbüke Mekamen Mahmuda

[B]Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar salâtı ikâme et [zihinsel ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut] ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd et [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.[/B]

[B]Hud;114[/B]: Ve ekımıs Salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn
[B]Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikâme et [zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut]; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür. [/B]

[B]Bakara;238[/B]: Hafizu ales Salevati ves Salatil Vüsta ve kumu Lillahi kanitiyn;
[B]Bakara;239[/B]: Fein hıftüm fericalen ev rükbana* feiza emintüm fezkürullahe kema allemeküm ma lem tekünu ta'lemun;
[B]Salâtları ve en hayırlı salâtı muhafaza edin [elbirlik koruyun]. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın [işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. Ama, eğer korktuysanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken muhafaza edin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen zikredin.
[/B]
Bakara;2-4:[B]İşte bu kitap; kendisinde kuşku yoktur, gaybda iman eden, salâtı ikâme eden, kendilerini rızklandırdığımız şeylerden infak eden, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden muttakiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. [/B]

Mü’minûn;9:[B]Ve onlar [mü’minler], salâtlarını koruyan kimselerdir.[/B]

Fâtır;18:[B]Ve yük çeken bir kimse, başkasının yükünü yüklenmez. Eğer ağır yüklü bir kimse, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan hiç bir şey yüklenilmeyecek; bir akrabası olsa bile. Şüphesiz sen ancak Rabblerine karşı gaybda haşyet duyan ve salâtı ikâme edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca Allah'adır. [/B]

Fâtır;29-30:[B]Hiç şüphesiz şu, Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikâme eden ve kendilerini rızklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak veren kimseler, O [Allah], mükâfatlarını kendilerine tastamam versin ve lütfundan kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir.
[/B]
Nisâ;162:[B]Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, salâtı ikâme eden, zekâtı veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlar, Bizim büyük bir mükâfât vereceklerimizdir. [/B]

Bakara;177:[B]Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz birr değildir. Ama birr, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanmak; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve boyunduruktakilere [kölelere], Allah sevgisi için vermek ve salâtı ikâme etmek, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte onlar sadık olanlardır. Ve işte onlar takvâlı olanların ta kendileridir. [/B]

Nûr;56:[B]Ve rahmet olunmanız için salâtı ikâme edin, zekâtı verin ve o Elçi'ye itaat edin. [/B]

[B]Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.[/B]

Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “[B]salât[/B]” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

“[B]namaz[/B]” sözcüğünün Farsça'daki “[B]eğilerek saygı ile dua etmek[/B]” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=[B]alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma][/B] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

[B]Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
[/B]
Nisâ;134:[B]Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir. [/B]

A‘râf;29:[B]De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.”[/B]

A‘râf;55-56:[B]Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır.[/B]

A‘râf;180:[B]Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler. [/B]

A‘râf;205:[B]Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! [/B]

Bakara;186:[B]Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar. [/B]

Mü’min;60:[B]Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi.[/B]

Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi?

ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR.
Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa;
Alak;:7: En reahüstağna;
Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca';
Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder).
Kaynak:İşte Kur'an

ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR.
RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________

aorskaya 12. November 2012 12:11 AM

Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

yazınız üzerine bazı sorularım olacaktır. Uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ederim.

[QUOTE=dost1;14327]
Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.
Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.
Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

Salat, yapılması gerekendir/farzdır...
[/QUOTE]

[FONT="Comic Sans MS"][B]1- Kuranda geçen “salat” deyiminin namaz demek olmadığını belirtmişsiniz. Salat; (sadece) namaz demek değilse de namazı da kapsamazmı? Namaz ve sonrasında yapılan dualarıda içermezmi, niçin?

2- Namaza, tazarrulu dua demişsiniz. Bu namaz nedir? Sorusunun cevabıdır. Ama aynı zamanda bu deyim, yada bu deyimi karşılayan başka kelime kuranda geçmez. (yada ben bulamadım diyelim)
Siz, namazı hangi ayetlerde “tazarrulu dua” veya başka (salattan başka) kelimeden buluyorsunuz?

3- İkinci sorudaki deyim yada namazı işaret eden (salattan) başka kelime kuranda yoksa, salatta bildiğimiz namazla ilgilenmiyorsa (ki bu sizin iddianızdır) bildiğimiz namaz size göre kuranda yokmudur? Diğer bir anlatımla, bildiğimiz namaz dinin emri değilmidir?

4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?[/B][/FONT]

[QUOTE=dost1;14327]
İsra;78: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda
İsra;79: Ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke, asa en yeb'aseke Rabbüke Mekamen Mahmuda

Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar [COLOR="Red"]salâtı ikâme et [zihinsel ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut][/COLOR] ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd et [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.

Hud;114: Ve ekımıs Salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn
[COLOR="Red"]Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikâme et [zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut];[/COLOR] çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.
[/QUOTE]

[FONT="Comic Sans MS"][B]1- Bu ayetlerde geçen salat, “zihinsel ve mali destek” ise gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde, kime yada kimlere nasıl zihinsel destek verilebilir, nasıl mali destek verilebilir?

2- Zihinsel destek bir bakıma kabul edilebilir görülse de mali destek için neden vakitler belirlensin, üstelik neden gündüzün iki ucu ve geceye yakın zamanlar olsun?

3- Mali destek (infak hükümlerinden de delillendirilmeye çalışılırsa) zaman kısıtlamasından bağımsız olarak; gerek ve imkan bulunan her durumda yapılması gerekli değilmidir?

4- Mali destek için, zihinsel eğitim için herkesin ayakta ve rahat toplanabilecek olduğu zamanlar daha uygun değimlidir?

Bütün bunlardan, bu ayetlerin; sizin “tazarrulu dua” diye tanımladığınız (ve benimde tanım olarak katıldığım) namazı anlattığı görülmezmi?[/B][/FONT]

[QUOTE=dost1;14327]

Bakara;238: Hafizu ales Salevati ves Salatil Vüsta ve kumu Lillahi kanitiyn;
Bakara;239: Fein hıftüm fericalen ev rükbana* feiza emintüm fezkürullahe kema allemeküm ma lem tekünu ta'lemun;
Salâtları ve en hayırlı salâtı muhafaza edin [elbirlik koruyun]. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın [işe koyulun;[COLOR="Red"] eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. Ama, eğer korktuysanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken muhafaza edin.[/COLOR] Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen zikredin.

[/QUOTE]

[B][FONT="Comic Sans MS"]1- [COLOR="Red"][eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin].[/COLOR] anlamındaki salatın, tehlike olması durumunda bitirilmesi gerekmezmi?

2- Bulunulan yerde olabilecek tehlikeden korkuluyorsa, yaya veya binekle hareket halindeyken, “eğitim-öğretim kurumu” nasıl çalıştırılabilir? Bir an için yaya veya binek üzerinde hareketle, bu kurum çalıştırılmaya kalkılsa, diğer kişi yada kişilerinde yaya veya binekli olarak hareket etmeleri gerektiğinden, bu başarılabilirmi, yada verimli olabilirmi?

3- Bu açıkladığım durumlar gösteriyorki, bunlar zihinsel, mali destek yada eğitim-öğretim değildir.

Çünkü; bunların imkansızlığına yada verimsizliğine karşılık, bildiğimiz namaz pekala mümkün olmakta ve başarıyla yerine getirilebilinmektedir.

Saygılarımla…
aorskaya[/FONT][/B]

dost1 12. November 2012 01:11 PM

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

YAzımdaki ayetleri ve önemli yerleri koyulaştırdım. Yeniden okuyacak olursanız sorularınıza cevap bulacağınızı göreceksiniz inşaAllah. Yine de sorunuz olursa seve seve cevaplarım inşaAllah.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

aorskaya 12. November 2012 01:22 PM

[QUOTE=dost1;14345]Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

YAzımdaki ayetleri ve önemli yerleri koyulaştırdım. Yeniden okuyacak olursanız sorularınıza cevap bulacağınızı göreceksiniz inşaAllah. Yine de sorunuz olursa seve seve cevaplarım inşaAllah.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.[/QUOTE]

Sevgili Halil ağabey,

Koyulaştırmadan da yazdıklarınızdan anladıklarıma göre size sorular sormuştum. Düşünceniz için teşekkür ederim. Aynı sorularımı tekrar sorduğumu varsayarak, hemen olmasa da uygun olduğunuz bir zamanda maddeler altında cevaplarsanız, hem ben, hem de yazıları okuyan kardeşlerim için daha iyi olacaktır.

saygı ve selamlarımla,
aorskaya

Hasan Akçay 12. November 2012 01:27 PM

Merhaba.

Benim aklima
baska sorular da
geliyor:

Örnegin

-Inananlarin askerleri
"salât"i

cephede

KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler (Nisâ 101-103).

-Eger salât
[COLOR="red"]egitim-ögretim ve sosyal yardim[/COLOR]
ise

KIYAM ve SECDE
[COLOR="Red"]bunun[/COLOR]
neresinde?

-Allah sizi uyariyor:

kafirler
sizin silah ve esyanizdan uzak bir âninizi kollamaktadir;
bir saldirisla üzerinize cullanacaklar.

Böyle bir andaki ruh haliniz

egitim-ögretim ve sosyal yardim calismasini
kaldirir mi?

-En[COLOR="Green"] taksurû min es-salât[/COLOR],
[I]o salâttan eksiltmeniz[/I] de gerekiyor.

Yani vakit yok.

O dar vakitte
neyin "egitim-ögretim ve sosyal yardim"ini
gerceklestireceksiniz?

Cevap: Kurân'in egitim-ögretimini...

Iyi güzel de
askerleriniz can derdinde
siz "Sana kadinlarin aybasi halini soruyorlar" diye baslayan bir "egitim-ögretim"in derdindesiniz...

O askerlerin
oracikta
sizi
bakislariyla öldürmeyeceginden emin misiniz?

Arti,

"Kurân'i tane tane oku; acele etme!" diyen Allah
onaylar mi bu yaptiginizi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

aorskaya 12. November 2012 01:43 PM

[QUOTE=Hasan Akçay;14347]Merhaba.

[COLOR="Red"][SIZE="4"]Benim aklima
baska sorular da
geliyor:
[/SIZE][/COLOR]
Örnegin

-Inananlarin askerleri
"salât"i

cephede

KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler (Nisâ 101-103).

-Eger salât
[COLOR="red"]egitim-ögretim ve sosyal yardim[/COLOR]
ise

KIYAM ve SECDE
[COLOR="Red"]bunun[/COLOR]
neresinde?

-Allah sizi uyariyor:

kafirler
sizin silah ve esyanizdan uzak bir âninizi kollamaktadir;
bir saldirisla üzerinize cullanacaklar.

Böyle bir andaki ruh haliniz

egitim-ögretim ve sosyal yardim calismasini
kaldirir mi?

-En[COLOR="Green"] taksurû min es-salât[/COLOR],
[I]o salâttan eksiltmeniz[/I] de gerekiyor.

Yani vakit yok.

O dar vakitte
neyin "egitim-ögretim ve sosyal yardim"ini
gerceklestireceksiniz?

Cevap: Kurân'in egitim-ögretimini...

Iyi güzel de
askerleriniz can derdinde
siz "Sana kadinlarin aybasi halini soruyorlar" diye baslayan bir "egitim-ögretim"in derdindesiniz...

O askerlerin
oracikta
sizi
bakislariyla öldürmeyeceginden emin misiniz?

Arti,

"Kurân'i tane tane oku; acele etme!" diyen Allah
onaylar mi bu yaptiginizi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay[/QUOTE]

Sevgili Hasan ağabeyimiz,

Size de teşekkür ederim. benim daha sonra soracağım sorulardan bir tanesini siz burada güzelce açıklayarak sormuşsunuz.

Sevgili Halil ağabeyimiz, önceki sorularımı cevapladıktan sonra, diğer sorularımda olacak...

Bu şekilde namaz konusu daha belirginleşecektir diye düşünüyorum...

selam ve saygılarımla...
aorskaya

dost1 12. November 2012 02:03 PM

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Size yeniden okur musunuz dememin nedeni:

[QUOTE=aorskaya;14329]Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

yazınız üzerine bazı sorularım olacaktır. Uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ederim.
...

4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?[/B][/FONT]
...
[/QUOTE]


[QUOTE=dost1;14327]Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!
...

[B]Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.[/B]

Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “[B]salât[/B]” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

“[B]namaz[/B]” sözcüğünün Farsça'daki “[B]eğilerek saygı ile dua etmek[/B]” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=[B]alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma][/B] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

[B]Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
[/B]
Nisâ;134:[B]Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir. [/B]

A‘râf;29:[B]De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.”[/B]

A‘râf;55-56:[B]Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır.[/B]

A‘râf;180:[B]Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler. [/B]

A‘râf;205:[B]Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! [/B]

Bakara;186:[B]Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar. [/B]

Mü’min;60:[B]Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi.[/B]

Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi?

ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR.
Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa;
Alak;:7: En reahüstağna;
Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca';
Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder).
Kaynak:İşte Kur'an

ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR.
RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR.


[/QUOTE]


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

merdem 12. November 2012 02:40 PM

[QUOTE=aorskaya;14313]sevgili merdem,
Müzemmil 4. ve 5. ayetlerde abdesti nasıl buluyorsun?

Bu surede, buraya kadar olan kısımda namazla ilgili bir hüküm varmıdır da bunları söylüyorsun?

Abdest, sadece namazla ilgili olan bir ön şart değilmidir?

“Maddi pisliklerden elbiseni/bedenini temizle ve arındır. .....[COLOR="Red"](BU KADAR BASIT! [B][U][I]suya da lüzum kalmadi[/I][/U][/B] )[/COLOR]”

Şimdi, bu söze dayanarak, elbisesi temiz, kendi yeni banyo yapmış birisi hatta "suya gerek kalmadı" dediğine göre banyoda yapmamış fakat banyo yapmasını gerektirmeyecek durumda olan birisi, bu şekliyle namaz kılabilir! diye kabul etmemizmi gerekir?

Peki kuranda tarif edilen diğer abdest fazlalıkmı olmaktadır?

Not: [COLOR="Red"]Müzemmil 4.ayetteki elbise diye çevirilenin de giysi olmadığını, kendi bedeni de olmadığını ayetleri en baştan iyice incelerseniz görürsünüz. Ayetler arasındaki ilişkiyi iyi yorumlamadığınızdan bu şekilde ilgisiz sonuçlar bulabiliyorsunuz.
[/COLOR]
Yukarıdaki soruyu cevapladığınızda, müzemmil ile ilgili söylediklerimi detaylandıracağım...



selamlar,
aorskaya[/QUOTE]

Sayin aorskaya kardesim,

Birazcik dahi olsa ironie denen bir sey yok sizde, yukarida yazilardaki soru ve cevaplar, birilerinin sacma satirlarindan örneklerdir onlar. Ben böyle seylere güler gecerim.

Anlatmak istedigim, zavalli insanlarimiz ne sorular soruyorlar ve ne cevaplar aliyorlar. Mühim olan sorulari dogru kisilere yöneltmektir, dogru kaynaklardan aramaktir.

Benim niyetim burada sizlere ders vermek olmadigini elbette anlamissinizdir :)

Saygilarimla

aorskaya 12. November 2012 03:23 PM

[QUOTE=merdem;14357]Sayin aorskaya kardesim,

Birazcik dahi olsa ironie denen bir sey yok sizde, yukarida yazilardaki soru ve cevaplar, birilerinin sacma satirlarindan örneklerdir onlar. Ben böyle seylere güler gecerim.

Anlatmak istedigim, zavalli insanlarimiz ne sorular soruyorlar ve ne cevaplar aliyorlar. Mühim olan sorulari dogru kisilere yöneltmektir, dogru kaynaklardan aramaktir.

Benim niyetim burada sizlere ders vermek olmadigini elbette anlamissinizdir :)

Saygilarimla[/QUOTE]

Merdem kardeşim,

İroni konusunda haklısın galiba... İmansızı, rivayetçisi, her şeyi aklınca çözdüğünü sanan cahili derken, ironiyi göremeyebiliyorum.

Ama, senin yazım şeklinde bunu biraz zorlaştırıyor.

Şimdi, burada yaptığın açıklamalardan sonra aynı cümledeki bazı yazıların sana ait olduğu anlaşılıyor. halbuki, cümlede aynı satırdan senin yazılarını devam ettiğinden, senin veya ötekilerin yazısını ayırmak güç oluyor.

Bu yanlış anlamalara sebep olmamak için,

alıntıladığın yazıyı ya [quote] (bitişinde aynı parantez içi / işareti ile başlayacak şekilde olmalıdır) aralıklarında yaz, yahutta alıntı yazıyı bütünüyle başka renk, kendi yazını da başka renk yap ki, hangi cümle senin yada başkasının anlaşılsın.

Bizlere ders verme niyetinde olmadığını söylemene gerek yoktu. Böyle niyet olsun olmasın, benim bildiğimden daha doğru bir bilgiyle karşılaşırsam, onu ders olarak dikkate alır, dersime çalışır ve onu öğrenip kabul ederim.

Bundan da en ufak bir şekilde gocunmam, aksine hatamı düzelttiğim için kendimi de buna yardımı olan kardeşimi de daha çok severim.

Benim yazılarıma katılımınızda, küfür ve şahsi niteleme olmadıkça, hiç çekinmeden yazınız lütfen sevgili merdem.

Senden de öğreneceğim çok şey mutlaka vardır diye düşünüyorum ve inşallah faydalanmayı da isterim.

selamlar,
aorskaya

merdem 12. November 2012 07:38 PM

Selamun Aleykum Aorskaya Kardesim,

Abdest konusunu baslatan siz oldunuz, burada kafa karisikligi yapilmasina lüzum yok.

[url]http://www.istekuran.net/makaleler.html[/url]

Hakki Yilmaz Hocamizin harika aciklamalari var, sitesinde görebilirsiniz ve yararlanabilirsiniz, eger konulari o siteden kopye edip yapistiracak olursaniz daha uygun olur. Ve aciklanmasi gerecek püf noktalari gözümüze carparsa o zaman hep beraber tartisiriz. Sayet aranan tema yok ise Hakki Hocamizin sitesinde, bir de ona sorarsak fena olmaz.

Burasi ilkokul degil, asagi yukari her bir kardesimizin az cok bilgisi var ve de site arandiginda bir cok konularda anlasilir sekilde aciklamar var.Tam olarak tespit edemedim, acaba site kardeslerimizden Kur'an meali yapabilme kapasitesi olanlar varmi aramizda? Yanlis ve eksiklerimiz varsa, bizleri bu konularda aydinlatma yetkilisi Kardeslerimizden bahsediyorum.

Bu gün her cocugun yapabilecegini yapmakla kalmiyalim; Ayetleri kopyeleyip yapistirmakla kalmiyalim lütfen.

Tartisma konusu olacak baska temalar ortaya atilacak olursa bundan hepimiz faydalanabilir ve en uygun akla yakani kabullenebiliriz.

Selamlarimla

aorskaya 12. November 2012 07:49 PM

[QUOTE=dost1;14353]

[COLOR="Blue"]Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez [/COLOR](A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir.

Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir.

Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
[/QUOTE]

[FONT="Comic Sans MS"]Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" etmeyi nasıl namaz olarak bulabiliyorsunuz.

Bu hem araf 55.ayette anlama ters düşmektedir, hem de vakitleri anlatan ayetlerde, namazla ilgili olarak salat yerine, [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] deyiminin geçmesini gerekli kılar.

Yine namazla ilgili ön şart olan abdest ayetlerinde de salat ifadesi namazı karşılamaktadır.

Araf 55.ayetteki,"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" yı namaz olarak değilde, herhangi bir zaman veya mekanla sınırlandırmaksızın yapacağımız duanın şekli olarak kabul etmemize engel ne olabilir?

Araf 55.ayeti önceki ve sonraki ayetlerle bir arada ele alıp anlamaya çalışırsak, burada geçen "alçala alçala ve açık-gizli dua"nın sadece dua biçimini gösterdiğini daha kolay görebiliriz.

ARAF SURESİ ALINTILAR:
50-51. [COLOR="Blue"]Ve ateşin ashâbı, cennetin ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti hayata aldanan inkârcılara ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bu gün onları umursamayacağız [cezalandıracağız]–.[/COLOR]

52. [COLOR="Blue"]Hiç kuşkusuz onlara, inananlar için, bir kılavuz ve rahmet olarak, tam bir bilgiyle detaylandırdığımız bir Kitap getirmiştik.[/COLOR]

53. [COLOR="Blue"]Onun ilk plâna çıkmasından başka ne bekliyorlar? Onun ilk plâna çıkacağı gün geldiğinde, önceleri onu umursamayanlar, “Rabbimizin elçileri gerçekten bize gerçeği getirmişti. Acaba bizim için aracılık edecek aracılar var mı? Veya geri gönderilip de yaptıklarımızdan başkasını yapabilir miyiz?” diyecekler. Kuşkusuz kendilerini kayba uğratmışlardı. Uydurdukları şeyler de onlardan ayrılmıştır.”[/COLOR]

54. [COLOR="Blue"]Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir![/COLOR]

55. [COLOR="Blue"]Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez.
[/COLOR]
********************

50ve 51.ayete baktığımızda, cehennemliklerin istekleri ve isteğin karşılanmayacağı anlatımı,

52.ayette de bunun gerekçesinin, yol gösterici olarak kitap indirilmesi olduğu,

53.ayette de indirilen kitabı umursamayıp, o kitaptan sorumlu olduklarını akıl edemedikleri, ancak kitaptan sorulacakları gün geldiğinde ve kitap öne çıktığında yani kitaptan sorulduklarında ise; o kitabın gerçekleri içerdiğini anlayacaklarını, kurtuluş için başkalarını arayacaklarını yada geri gönderilmeyi isteyecekleri, ama kabul edilmeyerek hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir.

54.ayette ise rabbimiz kısaca yeniden hatırlatılarak, yaratma ve emrin sadece ona özgü olduğu, (başka emirler yerine, rabbin emirlerinin mutlaka yapılması gerektiği) ve (bunların yapılması halinde) rabbimizin çok cömert olacağı gösterilmektedir.

55. ayette ise (işte bunların devamı olarak, öncekilerin durumuna düşmemeyi, rabbin tek yaratan ve tek emir sahibi olduğunu, isteklerinin yapılması halinde çok cömert olduğu hatırlanarak) rabbimize yalvara yakara, alçala alçala gizli/açık dua etmemiz gerektiği belirtilmektedir.

[I][B]Burada, namazla ilgili bir anlatımı ben bulamıyorum.

Öncekilerin durumuna düşmemek için bu ayette dua etmek vardır. Üstelik namaz gibi belli vakitlerle sınırlama olmadan bu vardır. Üstelik bu dualar içinde abdest veya başka bir ön şartta belirtilmemiştir. [/B][/I]

Şu halde, bu ayetten namazı belirlemek, ayetin beklediği duayı sadece namaz gibi belli vakitlere hapsetmek olurki, bu önceden gelen anlatılanların durumuna düşmemek için her an yapılabilecek duayı sekteye uğratmak, kısıtlamak demektir.

[COLOR="Blue"]A‘râf;205:[U][B]Ve her zaman kendi içinden,[/B][/U] korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma![/COLOR] [/QUOTE]

[I][B]Bu ayette de, sadece namaz vakitlerinde değil, (akla gelen ve imkan bulunan) her zaman alçala alçala, saygıyla ürpererek dua edilmesinin istenmesi de yukarıda bahsettiğim gibi namazı değil, duayı gösteriyor.[/B][/I]

sayın dost1, yukarıda belirttiğim nedenlerle sizin araf 55.ayetten namaz tespitinize katılamıyorum.

Ayrıca; namazın farz olduğunu açıklamışsınız, ben onu görmemişim.

Dolayısıyla, namazın farz oluşu ile ilgili sorularım dışındaki soruları uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ediyorum.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya

[/FONT]

dost1 12. November 2012 11:01 PM

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

[QUOTE=aorskaya;14329]

[FONT="Comic Sans MS"][B]1- Kuranda geçen “salat” deyiminin namaz demek olmadığını belirtmişsiniz. Salat; (sadece) namaz demek değilse de namazı da kapsamazmı? Namaz ve sonrasında yapılan dualarıda içermezmi, niçin? [/QUOTE]

Salat ve namaz birbirinden farklı iki kavramdır. Salat namazı kapsamaz. “[B]salât[/B]” sözcüklerinin bilinen “namaz” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.

[QUOTE=aorskaya;14329]
2- Namaza, tazarrulu dua demişsiniz. Bu namaz nedir? Sorusunun cevabıdır. Ama aynı zamanda bu deyim, yada bu deyimi karşılayan başka kelime kuranda geçmez. (yada ben bulamadım diyelim)
Siz, namazı hangi ayetlerde “tazarrulu dua” veya başka (salattan başka) kelimeden buluyorsunuz?
[/QUOTE]

Bu namaz/tazarrulu dua, yapılması gerekendir/farzdır.

Yazımızda bu ayet belirtilmişti. Sanırım dikkatinizden kaçtı.

[B]A’raf;55[/B]: “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn”
[B]Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez [/B]

[B]A‘râf;205[/B]:” Vezkür Rabbeke fiy nefsike tedarruan ve hıyfeten ve dunel cehri minel kavli bil ğuduvvi vel asali ve la tekün minel ğafiliyn “
[B]Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma![/B]


Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.

[QUOTE=aorskaya;14329]
3- İkinci sorudaki deyim yada namazı işaret eden (salattan) başka kelime kuranda yoksa, salatta bildiğimiz namazla ilgilenmiyorsa (ki bu sizin iddianızdır) bildiğimiz namaz size göre kuranda yokmudur? Diğer bir anlatımla, bildiğimiz namaz dinin emri değilmidir? [/QUOTE]

Değerli Kardeşim! Bu sorunuzdan yazıyı yeterince okuyup değerlendirmediğinizi düşünüyorum. Sorunuzun cevabı olacak kısmı yazımdan olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdım.

[COLOR="Navy"]“Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.

Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.

Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

Salat, yapılması gerekendir/farzdır...
Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.”[/COLOR]

[QUOTE=aorskaya;14329]
4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?[/B][/FONT] [/QUOTE]

Yazımda belirttiğim ifade:

[COLOR="navy"]“Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.[/COLOR] “

[QUOTE=aorskaya;14329]
[FONT="Comic Sans MS"][B]1- Bu ayetlerde geçen salat, “zihinsel ve mali destek” ise gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde, kime yada kimlere nasıl zihinsel destek verilebilir, nasıl mali destek verilebilir? [/QUOTE]

Dinin indiği coğrafyada insanların hareket halinde oldukları zamanlar bu zamanlardır.


[QUOTE=aorskaya;14329]
2- Zihinsel destek bir bakıma kabul edilebilir görülse de mali destek için neden vakitler belirlensin, üstelik neden gündüzün iki ucu ve geceye yakın zamanlar olsun? [/QUOTE]


Dinin indiği coğrafyada insanların hareketli oldukları saatler bu vakitlerdedir. Öğle, ikindi vakti diye bildiğimiz vakitlerde o coğrafyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir.

Bugün camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşündünüz mü?

[QUOTE=aorskaya;14329]
3- Mali destek (infak hükümlerinden de delillendirilmeye çalışılırsa) zaman kısıtlamasından bağımsız olarak; gerek ve imkan bulunan her durumda yapılması gerekli değilmidir? [/QUOTE]

Salatların toplu olarak yapılması salat kurumlarının oluşturulmasında ve oluşturulanların ayakta tutulmasında önemlidir. Unutmayalım ki, Medinede yeni bir devlet kuruldu. Bu devletin başındaki kişi Allah’ın Resulu Muhammed idi (selam olsun.) Bu devletin günümüzde olduğu gibi her bölüme bakan bakanları vardı. Salatlar önemine göre ya Mescidi Nebevi ya da Musallada yapılırdı. Kur’an’da salatı ikame emri ile zekatın verilmesi emrinin peşpeşe geldiğini gözardı etmemek gerekir.

[QUOTE=aorskaya;14329]
4- Mali destek için, zihinsel eğitim için herkesin ayakta ve rahat toplanabilecek olduğu zamanlar daha uygun değimlidir? [/QUOTE]

Daha uygundur. Bunun için de o coğrafyadaki en uygun olan vakitler salat için belirtilmiştir . Önemine göre de ya mescid ya da musallalarda/salat merkezlerinde yapılmıştır.

Lütfen! camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşünür müsünüz?

[QUOTE=aorskaya;14329]
Bütün bunlardan, bu ayetlerin; sizin “tazarrulu dua” diye tanımladığınız (ve benimde tanım olarak katıldığım) namazı anlattığı görülmezmi?[/B][/FONT] [/QUOTE]

Ayetlerden kastınız “[B]salatın ikamesi[/B]” ile ilgili ayetler ise , bu bildiğimiz namaz değildir. Salat ile namaz birbirinden farklıdır. “[B]salât[/B]” sözcüklerinin bilinen “[B]namaz[/B]” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.


[QUOTE=aorskaya;14329]
[B][FONT="Comic Sans MS"]1- [COLOR="Red"][eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin].[/COLOR] anlamındaki salatın, tehlike olması durumunda bitirilmesi gerekmezmi? [/QUOTE]

Salatın ikamesi bütün müslümanlara kıble yapılmıştır. Salatı ikame kurumları mutlaka oluşturulmalıdır ve bunların ayakta tutulması işletilmesi için de sürekli çaba harcanmalıdır.
Tehlike anında yapılan salatlar da tehlikeye nasıl karşı konulabileceği ile ilgili olacak çalışmalardır. Tehlikenin durumuna göre karar verilir.

[QUOTE=aorskaya;14329]
2- Bulunulan yerde olabilecek tehlikeden korkuluyorsa, yaya veya binekle hareket halindeyken, “eğitim-öğretim kurumu” nasıl çalıştırılabilir? Bir an için yaya veya binek üzerinde hareketle, bu kurum çalıştırılmaya kalkılsa, diğer kişi yada kişilerinde yaya veya binekli olarak hareket etmeleri gerektiğinden, bu başarılabilirmi, yada verimli olabilirmi? [/QUOTE]

Her ev bir mescid/okul haline getirilerek bulunulan yerde tehlikeden korunma ve tehlikeye karşı koyma yolları öğretilir. Her durumda ve koşulda yapılabilir. Kurtuluş Savaşında milletimizin takındığı tavır bu türdendir.

[QUOTE=aorskaya;14329]
3- Bu açıkladığım durumlar gösteriyorki, bunlar zihinsel, mali destek yada eğitim-öğretim değildir.

Çünkü; bunların imkansızlığına yada verimsizliğine karşılık, bildiğimiz namaz pekala mümkün olmakta ve başarıyla yerine getirilebilinmektedir.

Saygılarımla…
aorskaya[/FONT][/B][/QUOTE]
]
Günümüzde ne yazık ki, mescidler ve camilerde salat çoğunlukla sözkonusu değildir. Yapılanlar; bilinçten, huşudan yoksun bırakılan zamlandırılmış namazlardır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

dost1 13. November 2012 01:09 AM

Selamun Aleykum!

[QUOTE=Hasan Akçay;14347]
...
-Inananlarin askerleri
"salât"i

cephede

KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler (Nisâ 101-103).

-Eger salât
[COLOR="red"]egitim-ögretim ve sosyal yardim[/COLOR]
ise

KIYAM ve SECDE
[COLOR="Red"]bunun[/COLOR]
neresinde?

...
Sevgi ile,
Hasan Akcay[/QUOTE]

Nisa101-104:
"Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar.
Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır.
Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır."


Nisa 101-103 de "KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler" ifadesini bulduysanız bu tür şeylerin akla gelmesi kaçınılmazdır."

Savaş için sefere çıkan bir orduyu düşündüğümde aklıma:
Savaşa giren ordu ne yapar?
Ordunun başındaki komutanlar ne yapar?
Ordunun izleyeceği bir savunma veya saldırı planları yok mudur?
Askerler aman bize kafirler saldıracak diye komutanlarının verdiği direktifleri dinlemezler mi? vb sorular geliyor.
Şahsen ben savaş için sefere çıkan bir orduda er olsam, kafirleri yenebilmek için komutanların verecekleri dersleri cankulağı ile dinlerim ki, kafirlere karşı başarısız olmayalım.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Hasan Akçay 13. November 2012 01:34 AM

Merhaba.

[COLOR="Blue"]Nitekim bu ritüelin ana hatlari, Rasûlullah'tan bize intikal etmistir. Ne var ki, bunlarin bazilari, anlam ve kavram olarak mecrasindan cikarilmistir.[/COLOR]

Ritüelin ana hatlari bize [I]Resûlullah'tan intikal etmistir[/I] iddiasi mecrasindan cikarildigina sanki kanittir. Yaratilan izlenim o. Öyle ya. Intikal eden hangi sey mecrasindan cikarilmiyor ki!

Oysa
Resûlullah'tan intikal iddiasi
ADI ÜSTÜNDE
iddiadir.

Bir iddia, baska bir iddia ile
kanitlanamaz.

KIYAM ve SECDE ile yerine getirilen salât
Kurân'da,
örnegin Nisâ 102'de,
var.

Mecrasindan asil cikarilan, KIYAM ve SECDE kelimeleridir. "Allah onu diyor ama [B]benim dedigimi[/B] kastediyor" iddiasi. KIYAM saygi durusudur, SECDE itaattir... saptirmasi.

Hayir. KIYAM kIyamdir: ayakta durmak (Nisâ 103). SECDE ise dünya kuruldugundan beri yapilan bir harekettir: yere kapanmak. Ve bunlar sekildir. Nisâ 102'de sözü edilen, sekilsel bir ibadettir.

Ister Farsca

[I]namaz[/I] diyelim ister Kurânca
[I]salât[/I],

ayni sey.

Gecerli olan
kelimelerin aidiyeti degil
anlamidir (17:110)

"Ritüel"imizin cikis noktasi ise Resûlullah degil Kurân'dir. Kurân yeter.

[COLOR="Blue"]Dinin indigi cografyada insanlarin hareketli olduklari saatler bu vakitlerdedir. Ögle, ikindi vakti diye bildigimiz vakitlerde o cografyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir[/COLOR].

Korkarim basimizi yine alakasiz tarafa ceviriyoruz.

Egitim-ögretim ve sosyal yardimlasma, istirahat anlari dahil, ihtiyac duyulan [B]her an[/B] yapilir.
Sekilsel salât ise yalnizca [B]gün batimi[/B]ndan hemen sonra ve [B]gün dogumu[/B]ndan hemen önce.

Su cografyaya bu cografyaya ya da
su kisinin bu kisinin ihtiyaclarina bagli olmayan
Allah'in belirledigi iki vakit.

Nisâ 101-103'e dikkat. Vakit gün dogumundan hemen öncedir. Kanit? Saldiri beklentisi. Saldirilar safakta baslar. Cünkü sonuc almak icin gündüzün isigina ihtiyac var.

Sabah namazi icin sabitlenen vakit.

Belirlenen o vakitte ([COLOR="Green"]kitâben mevkûta[/COLOR])
halen fiilî catisma olmasa da
düsmanin bir saldirisla üzerimize cullanacagindan endise etmemize ragmen,

gerekli önlemleri alarak,
KIYAM ve SECDE ile yerine getirecegiz o salâti.

Salât
degisik ayetlerde degisik anlamlara geliyor bahanesiyle
Nisâ 101-103'teki sekilsel salâti
yok sayamayiz.

Sekilsel salât = namaz
Kurân'da var.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

aorskaya 13. November 2012 08:38 AM

[QUOTE=merdem;14365]Selamun Aleykum Aorskaya Kardesim,

Abdest konusunu baslatan siz oldunuz, burada kafa karisikligi yapilmasina lüzum yok.
[/QUOTE]

Abdest konusunda başlık açan benim, çünkü bununla ilgili birbiriyle çelişen çeşitli kabuller olduğu gibi, olmasa da olur diye alternatif fikirler sunanlar olmuştur.
Abdest konusunu başlatmakla nasıl bir kafa karışıklığı yaratılmış oluyorki? Zaten karışık olan kafalar olduğu için başlık açıldığı belli değilmidir?

[QUOTE=merdem;14365]
[url]http://www.istekuran.net/makaleler.html[/url]

Hakki Yilmaz Hocamizin harika aciklamalari var, sitesinde görebilirsiniz ve yararlanabilirsiniz,
[/QUOTE]

Sayın H.Yılmaz'ın gerçekten çok yararlı açıklamaları vardır. Müslümanların ufkunu açan değişik fakat akıllı mantıklı kurana uygun açıklamaları olduğu tartışmasızdır.

Ben de bunu görüp, faydalanmaya çalışıyorum zaten. Ancak, sayın Yılmaz'da insandır, hataları vardır, olacaktır, bu gözardı edilmesin...

[QUOTE=merdem;14365]
eger konulari o siteden kopye edip yapistiracak olursaniz daha uygun olur.
[/QUOTE]

Neye yada kime göre konuları oradan yapıştırmam daha uygun olur? Niçin oradan alıp yapıştırılsınki?

Sen, bunu uygun buluyorsan kendin söylediğiğn gibi yapabilirsin. Ama, kurandan konuları bilen kimseler, konu ile ilgili görüşlerini bağımsız olarak burada açabilmeli, Hakkı yılmaz veya başka meal edenlerin mealleri yada kendi meali ile ayetlerle de desteklemelidir.

Bu şekilde olan anlatıma katılmayanlarda yine aynı şekilde yanlış buldukları kısımlar için aynısını yapabilmelidir.

[QUOTE=merdem;14365]
Ve aciklanmasi gerecek püf noktalari gözümüze carparsa o zaman hep beraber tartisiriz. Sayet aranan tema yok ise Hakki Hocamizin sitesinde, bir de ona sorarsak fena olmaz.
[/QUOTE]

Sadece Hakkı yılmaz hocanın mealleri baz alınarak, onun üzerinden gidilmesini kural olarak gerekli görmenizi doğru bulmuyorum.

İsteyen herkes, istediği kimsenin görüşlerini kendisine destek olarak kullanabilir. Sayın Yılmaz'dan yardımda alınabilir, fena olacak bir durum elbette olmaz. Ama, buna gerek duymayacak konuya hakim kimseler içinde bu kabulleriniz gereksiz olur.

[QUOTE=merdem;14365]
Burasi ilkokul degil, asagi yukari her bir kardesimizin az cok bilgisi var ve de site arandiginda bir cok konularda anlasilir sekilde aciklamar var.Tam olarak tespit edemedim, acaba site kardeslerimizden Kur'an meali yapabilme kapasitesi olanlar varmi aramizda? Yanlis ve eksiklerimiz varsa, bizleri bu konularda aydinlatma yetkilisi Kardeslerimizden bahsediyorum.
[/QUOTE]

Az önce sayın Yılmaz'la ilgili söylediklerini burada kendin gereksiz kılan açıklamada bulunmuşsun.

Burada çok değerli (meal yapabilecek) kimseler var. Onlarda (sağolsunlar, inşallah devamlı yapsınlar) zaten konuları gördükçe katkılarını sunuyorlar.
Yanlış ve eksiklik gördüklerinde düzeltme yazılarını yazıyorlar.

Bu yeni başlanacak bir şey değil yani, burada bu dediğin zaten yapılmaktadır.

[QUOTE=merdem;14365]
Bu gün her cocugun yapabilecegini yapmakla kalmiyalim; Ayetleri kopyeleyip yapistirmakla kalmiyalim lütfen.

Tartisma konusu olacak baska temalar ortaya atilacak olursa bundan hepimiz faydalanabilir ve en uygun akla yakani kabullenebiliriz.

Selamlarimla
[/QUOTE]

Ayet yada değil, alıntılanan yazılarla ilgili olarak, mutlaka alıntıyı yapıştıran kimsenin kendi görüşünü de yazması gerektiğini, aksi halde alıntıladığı yazıyı aynen kabul etmiş sayılacağını ve hatta bu noktada senin bir iki alıntın için bunu sana yazdığımı biliyorsun. Tekrar bana söylemen gereksiz oluyor.

Burada, tamda yapılmaya çalışılan, dini konularda doğruyu bulmaya çalışmak için yapılan fikir alışverişi olmaktadır. Tartışmalar bunun için vardır, ve inşallah sadece bu amaçla ilgili olarakda devam etmelidir.

selamlar,
aorskaya


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:03 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam