hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Başlıklara Uymayan Konular (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=19)
-   -   Evrensel enerjiler (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=951)

SARAH 11. May 2009 09:32 PM

Evrensel enerjiler
 
[SIZE="5"][B][COLOR="Red"]EVRENSEL ENERJİLER[/COLOR][/B][/SIZE]


[SIZE="5"][B]çakra Sistemi [/B][/SIZE]

--------------------------------------------------------------------------------

[SIZE="4"][FONT="Georgia"]Çakralar bedenimizin enerji merkezleridir, çakralar çeşitli boyutlara ait bedenlerimiz arasındaki arayüzeydir, ayri ayri sistemleri bağlayan noktalardır, daha yüksek boyutlardan gelen enerjiyi daha düşük boyutlara tadil etmek/hafifletmek için transformatör gibi davranırlar, böylece sonuç olarak sinir sistemimizdeki herhangi devreleri yakmadan enerjiyi bedenlerimize absorblayabiliriz. Bedenimizde metafizikçiler ve yerli sağlıkçı insanlar tarafından çağlar boyunca tanınan yedi adet büyük çakra vardır. Gerçekte bedenimizde yüzlerce çakra vardır. Eğer akupunktur uzmanları, Shiatsu uzmanları ve diğer masaj uygulayıcıları tarafından kullanılan meridyen sistemine aşina iseniz, bu meridyen hatlarının kesiştiği her yer küçük bir çakradır. Biz ayrıca ellerimizde, ayaklarımızda, ayaklarımızın altında ve başımızın üzerinde bir çok büyük çakraya sahibiz.

Bu çakralar gerçekte anafor gibi dönen küçük girdaplardir. Sanskritçede Çakra “tekerlek” anlamına gelir, bu enerji tekerlekleri Kaynak’tan, eterik alemlerden yaşam gücü enerjisini döndürerek alır, bir insan fiziksel bedeninde bir hayat yaşayan spiritüel varlıklar olmamızı mümkün kılar. Böylece, bu girdapları açik, berrak tutmak ve düzgün fonksiyon yapmasını sağlamak sağlıklı olmak ve iyi – olmak için çok önemlidir, sadece fiziksel bedenimiz için değil, ayrıca eterik bedenlerimiz için.

Enerji akışında yarattığımız blokajların çoğu zihinsel bedenimizde (zihinsel bedenimiz fiziksel bedenimizden yaklaşık 60 santim uzaklıktadır) ve duygusal bedenimizde (fiziksel bedenimizden yaklaşık 20 santim uzaktadır) ve/veya fiziksel bedenimizdedir. Sınırlayıcı bir düşünce (zihinsel) veya travmatik bir olay (duygusal) çoğunlukla bu eterik bedenlerin birinde sıkılaşmayı/daralmayı tetikler, bu daralma eğer salıverilmezse enerji akışında blokaja neden olur. Bu içsel şeytanlarımız ile yüzleşmeyi reddettikçe, bu enerji blokları bedenlerden geçerek (bedenler vasıtası ile) ilerler, sonunda son dinlenme yeri olarak fiziksel bedene girer ve “hastalık” olarak adlandırdığımız şey olur. Hastalık gerçekte insan bedenindeki bir spiritüel varlık olarak gelişmeye devam etmemiz için Yüksek Benliğimizin, düzeltmemiz gereken bazı dengesizliklere, salıvermemiz gereken bazı travmalar ve düşünce modellerine dikkatimizi çekme teşebbüsüdür.

Bu kristalize olmuş düşünce formları veya sahip olduğunuz şeyler bizim yaşam gücümüzü bloke eder. Bunlar çakralardaki ve meridyenlerdeki enerji akışını engeller. Bunlar chi’mizi tıkar, kısar. Büyük çakraları temizlemek tüm dört – beden sistemimize giden (fiziksel, zihinsel, duygusal, spiritüel bedenlerimiz) enerjiyi yeniden aktive etmeye yardımcı olabilir. Bu, bir çok şekilde yapılabilir. Bu bölümde, enerjiyi ve renk imgeleme meditasyonlarını kullanan birkaç çakra temizleme egzersizi sunuyorum. Sizinle rezonansa giren egzersizi seçmenizi ve bunlardan bir veya ikisini her gün uygulamanızı öneriyorum.

Çakraları temizlemenin diğer yolları, çiçek özleri ve değerli taş iksirleri, tonlama/şarkı söyleme, kristal kaseler, ziller/çanlar, gonglar, davullar, Shamballa veya diğer enerji çalışmaları, kristaller, yoga, masaj ve diğer beden çalışmaları gibi titreşimsel sağaltıcıları içerir. Sizi çeken yöntemleri araştırmanızı ve onları günlük yaşamınıza dahil etmenizi teşvik ediyorum.

Herhangi bir fiziksel problem çakralar vasıtası ile tedavi edilebilir. Geleneksel Reiki el pozisyonlarının çakra sistemi üzerinde yoğunlaşmasının nedeni budur. Her bir çakra bazı organlarla ve bezlerle birleşiktir, bu organlar ve bezler yaşam gücü enerjisini çakralar vasıtası ile çeker.

Anılarınız kimyasal olarak nöronlarınıza nasıl kaydoluyorsa, çakralarınıza da enerjisel olarak öyle kaydoluyorlar. Deneyimlediğiniz her önemli olay veya duygusal olarak sizi etkileyen her olayın bir kopyası çakra enerjilerinize kaydolur.

Her çakra kişiliğinizin farklı bir yönünü düzenler, spesifik görevleri vardır ve enerjilerini bu görevlere harcar. Her biri hikayenizin bir parçasının şifrelerini taşır. Çakralarınız hayatınızı anlatırlar ve aynı zamanda geçmişinizi de içlerinde taşıyor olabilirler. Enerjileri tıkanmış bir çakra açıldığında, onunla beraber bütün hayatınız da açığa çıkabilir.

Çakralar, şu anki rahatsızlıklarımızda geçmişimizin oynadığı rolü açığa çıkarırlar. Hala geçmişimizin enerjilerinin kilitlenip kaldığı çakraları temizleyerek, bütün enerji sisteminizi destekleyebilirsiniz ve çakralarınızın türlerine göre ; hayat gücünüz (kök), yaratıcılığınız (ikinci çakra), kendinizi hissettirme yeteneği ( solar plexus), sevgi ve şefkat hisleriniz (kalp), kendinizi ifade yeteneğiniz (boğaz), geçmişi aşabilme yeteneğiniz (alın) ya da evrene olan bağlılığınızdaki akışınız (taç) artacaktır.

Çakraların üzerindeki elektrik salınımları saniyede 100 – 1600 devirlik bir frekansa sahiptir, buna karşılık bu frekans beyinde 0 – 100, kaslarda 225, kalpte ise 250 dir.

Her çakra kendi enerji alanı içerisindeki organları, kasları, bağları, damarları, tüm diğer sistemleri etkiler. Çakralar aynı zamanda endokrin sistemini de etkiler ve bunlar ruh halimizle, kimliğimizle ve bütün sağlığımızla son derece ilgilidirler.

Her çakra, evrende bulunan belirli bir enerji formunun kanalı olmaktadır. Yedi çakra sırayla ;

Hayatta kalma (kök) ; yaratıcılık (sakral), güç (3 ncü), sevgi (kalp), ifade (boğaz), aşkınlık (alın), ve birlik (taç) prensipleriyle rezonans halindedir.

Her çakranın enerjisi bu evrensel prensiplerin bedeninizde ifade edilen birer mikrokozmosudur.

Çakralar endokrin sistemini yönetirler, dolayısıyla çakralarınızı dengelemek hormonlarınızı da dengeler, böylece duygularınızı da bir dengeye getirecektir. Bir çok kişi için, çakralarla çalışmak değiştirilmiş bir şuur düzeyine ya da daha yüksek seviyeli güçlerle bağlantıya geçme hissi verecektir.

Çakralarınızı temizleyip güçlendirdiğinizde auranız da canlılık kazanır. Eğer her gün enerjilerinizin uyumlu olmasını ve serbestçe dolaşmasını sağlarsanız, bedeniniz hastalıklara karşı korunaklı güçlü bir kale haline gelecektir.
[B]
BÜYÜK ÇAKRALAR [/B](Sıralanan renkler 3 ncü boyuta ait renklerdir ve o çakrayı AÇAN renklerdir ; bir çakrada başka bir renk görebilirsiniz. Diğer renkler o çakrayı kapatır veya dönüşünü yavaşlatır veya dönüş yönünü tersine çevirir. Eğer gördüğünüz renk berrak ve güzel bir renk ise, bununla ilgili endişelenmeyin. 3 ncü boyutta gördüğümüz renkler diğer boyutlarda görülenlerden farklı ortaya çıkar.)

Bedenlerimizde bir çok çakralar vardır. Aşağıda verilenler büyük çakralardır, bu çakralar bedenin merkez ekseni boyunca sıralanmıştır. Bu çakralar bazen antahkarana olarak adlandırılan bir ışık tüpü vasıtası ile birbirine bağlıdır. 1 – 3 çakralar fiziksel çakralardır ; bunlar duygusal bagajlarımızın çoğunu depoladığımız yerdir. Onları tamamen temizlediğimizde, bunlar tek çakra olur. En sonunda çakraların hepsi bedenimiz boyunca genişleyen bir ışık tüpü oluşturmak için birleşir.

Böylece, eğer onları aşağıda sıralandığı şekilde görmezseniz, bilin ki ilerlemede iyi iş yapmışız ve doğrusu çok hızlı ilerliyoruz.

[B]DÜNYA YILDIZI ÇAKRASI [/B]: Ayaklarınızın yaklaşık 20 santim altındadır, sizi Dünya Ana’ya bağlar ve sizi topraklanmış tutar.

[B]BİRİNCİ/KÖK ÇAKRA [/B]: Omurganın tabanında, hayatta kalma konuları ile ilgili, KIRMIZI

[B]İKİNCİ ÇAKRA [/B](hara) : Yaratıcı veya Cinsel çakra. Alt karın, göbeğin altında. Adrenalleri etkiler. Yaratıcılık. Cinsel deneyimlerin anıları çoğunlukla burada depolanır. TURUNCU

[B]ÜÇÜNCÜ ÇAKRA[/B] : Solar Pleksus, göbeğin hemen üzerinde. Duygusal çakra. Metabolik ve hayati enerji, psikolojik ve duygusal enerji akışı. Tamamlama yeteneği. SARI

[B]DÖRDÜNCÜ ÇAKRA[/B] : Timüs/Kalp çakrası. Kalbin üzerinde. Ben’in, başkalarının ve durumların kabul edilmesi. Çabasız hizmet. Şefkatin, duruhissedişin, Koşulsuz Sevginin daha yüksek spiritüel deneyimi. Dönüşüm ve yükseliş için merkez çakra. YEŞİL veya YEŞİL ile çevrelenmiş PEMBE.

[B]BEŞİNCİ ÇAKRA [/B]: Boğaz, Tiroid bezinin yakınında. Alma ve verme döngüsü ile, başkaları ile iletişim ile ilgili. GÖK MAVİSİ

[B]ALTINCI ÇAKRA: [/B]Üçüncü Göz, Alın, gözlerin üzerinde ve arasında. Pineal (hipofiz) bezini etkiler. Realiteyi görmek, sezgi, ayırdetme yeteneği ve tercihleri seçme ile ilgili. Psişik yetenekler. Geri planda merkezde Beyaz Yıldız ile INDIGO (lacivert).

[B]YEDİNCİ ÇAKRA[/B] : Taç. Başın tepesi. Formu oluşturmak için soyut olandan fikirler alma yeteneği ile ilgili. Ben’in diğer boyutlara ait parçaları ile ve spiritüel rehberlik ile bağlantı. MOR

[B]SEKİZİNCİ ÇAKRA [/B]: Daha Yüksek Çakraların ilki, başın üzerinde. Ruh Yıldızı olarak bilinir. Varlığın (varoluşun) Yeri (merkezi, oturduğu yer) olarak ifade edilebilir. PARLAK YEŞİL – MOR

[B]DOKUZUNCU ÇAKRA :[/B] Işıkbeden ile ilgili. Bu çakra sevinç ile ilgili. PARLAK YEŞİL - MAVİ
[B]
ONUNCU ÇAKRA [/B]: İçimizdeki eril/dişil denge ile ilgili. Bu çakra dengelendiğinde, sağlıklı olmak ve ruhunuzla birleşmek çok kolaydır. PEARLESCENT BEYAZ

[B]ON BİRİNCİ ÇAKRA[/B] : Sizi Yeni Çağ enerjilerine bağlar. Enerji özgürlüğün enerjisidir. O, depolanmış travmaları vs işlemenize izin verir. PARLAK PEMBE – TURUNCU

[B]ON İKİNCİ ÇAKRA[/B] : Sizi Mesih bilinçliliğine bağlar, insanın tekamülsel potansiyeli. Bu enerji tüm enerji formlarının bir araya birleştirir. PARILDAYAN ALTIN RENGINDE.

Deneyimin 4 ncü, 5 nci ve daha yüksek boyutları ile ilgili başka bir çok çakra vardır.

[B]13 – 16 ÇAKRALAR[/B]

12 nci Işının üzerinde (henüz) bizim için elde edilebilir Işınlar yoktur, ancak 12 nci çakranın üzerindeki çakralara en azından kısmen erişiyoruz – veya erişmeye hazırlaniyoruz.

[B]13 NCÜ ÇAKRA – BOLLUĞU TEZAHÜR ETTİRME[/B] (Soluk Mor – Pembe) : 4 ncü boyutun realitesi bolluk – dahil etmedir – herkes için yeterince vardır. Kıtlık 3 ncü boyutun realitesidir. Kıtlık korkuya ve rekabete/yarışmaya, sahip olma, sahip – olmama zihniyetine neden olur. Bu zamanda tam bolluk tezahürünü engelleyen kıtlığın titreşiminin kollektif bilinçten salıverilmesine büyük direnç vardır. Bu çakraya erişebiliriz ve dönüşüm sürecine yardım edebiliriz.

[B]14 NCÜ ÇAKRA – İLAHİ PLAN[/B] (Koyu Mavi – Mor) : İnsanlık kutupluluğun ötesine ilerlediğinde, 14 ncü çakrayı kullanabileceğiz, 14 ncü çakra 4 ncü boyutta tezahür ettirmek için potansiyel olarak elde edilebilirdir. Önce kutuplulukların bütünleştirilmesinde üstat olmalıyız. 14 ncü çakrayı bütünleştirerek, Dünyanın ve diğer yaşayan şeylerin enerji ızgarasını etkileyebiliriz. Bu zamanda bu çakrayı aktive etmeye başlayabiliriz, ancak tam uygulama/gerçekleştirme henüz gelmektedir.

[B]15 NCİ ÇAKRA – MONADİK BAĞLANTI [/B](Altın Beyaz) : Bu çakranın aktivasyonu bireysel perspektifin sonunu ve biraraya gelen benzer enerji alanlarının kollektif gücüne girişi temsil eder. Bu bize tekamül sürecinin sınırsız olduğunu hatırlatır.

[B]16 NCI ÇAKRA – YÜKSELİŞ – EVRENSEL VARLIK[/B] (Mor Beyaz) : Beşinci Boyut. İnsanlığın çokboyutluluğunun farkındalığı. Ne OLDUĞU ile NE OLABİLECEĞİ arasındaki uçurumun iyileştirilmesi. İnsanlığı bir bütün olarak, tüm diğer yaşam formları ile birbirine bağlı olarak görmek. Kitlesel bilinçliliği etkileme yeteneği. Şimdi insanlar için elde edilebilir en yüksek bilinçlilik seviyesi.

[B]Avuç ve parmak çakraları[/B]

Ellerin avuçlarındaki çakralar çoğu zaman küçük statüye düşürülür. Bunlar günlük yaşamlarımızda büyük değere sahiptir ve şifa enerjilerini paylaşmak için açık ve aktif olmalıdır.

Bu çakralar şifa enerjisini aktarır ve evrenden enerjisel bilgi alır. Avuç çakraları şifa enerjilerine kendiniz için ve başkaları için kanal olmanız için ve bir odanın, kişinin, durumun vs. enerjisinin izlenimlerini almak için kullanılır. Bu çakralar, niyet ile açılabildiği zaman yaşam kalitemizde büyük fark yaratabilir.

Transpersonal çakraların en önemlisi şefkati ve içsel huzuru yöneten ve ruh dünyasına bağlayan üst göğüsteki timus veya eterik kalptir. Kalp çakrası ile boğaz çakrası arasında bir çakranın mevcut olduğuna inanırız. Bu çakra sizi dünyaya ve cennetlere bağlayan çok güçlü bir enerji kanalıdır. Bu çakra ile birleşmek duygusal ve spiritüel planlarınıza büyük farkındalık getirir.

Kendi üzerinizde ve başkaları ile çalışırken enerjiler ile bu çakrada deneyler yapabilirsiniz – herhangi bir zarar vermezsiniz. Bu çakra kişinin içinde tanınırsa ve düzgün olarak fonksiyon yaparsa, varlığınızın gerçeğine açık olursunuz. Bu kutsal kayıtlara ulaşmak gibidir. Bu çakranın cennetlerden inanç ve spiritüel bilgelik getirdiği ve bizi dünyasal plana bağladığı görülüyor. Yüksek zihin içsel çocukla buluşmaktadır. Bu çakrayı hissetmeyi öğrenmenin ve onu farkındalığa geri getirmenin tüm seviyelerde şifa ve bilgelik getirdiği söylenir. Bu çakra ile şifa ve büyümeyi teşvik etmek için mavi ve yeşil renkleri kullanırız.

Enerji bedeninde bu zamanda gerçekleşen en önemli tekamül çakra fonksiyonlarının birleşimidir. Tüm çakralar geçmişte olduğundan daha çok birlikte çalışmaya başlıyor. (Derleyen ve Çeviren ; Saffet Güler)
[/FONT][/SIZE]

SARAH 11. May 2009 09:35 PM

Çakra Nedir
 
[SIZE="4"][FONT="Georgia"][SIZE="5"][B][COLOR="Red"]Çakra Nedir [/COLOR][/B][/SIZE]

--------------------------------------------------------------------------------

İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. İnsan aurası evrensel enerjiden beslenir ve süreli olarak evrensel enerjiyle iletişimdedir. Aurada 7 tane ana enerji merkezi bulunur bu enerji merkezlerine CHAKRA (okunuşu şakra) denir.Chakra sanskritçede tekerlek anlamına gelmektedir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir. Chakralar tarafından emilen yaşam enerjisi tüm vücuda dağılır ve bedenin yaşamını devam ettirmesini sağlar.Çakralar düzgün çalışmadıkları zaman beden, sağlığını korumakta zorlanır. Günümüz modern tıbbının endokrin sistemi üzerinde yaptığı çalışmaları M.Ö ki yıllarda doğu bilginlerinin yaptığını ve topladıkları bilgilerle bu enerji merkezlerini açıkladıklarını söyleyebiliriz.
[B][COLOR="Red"]
ANA CHAKRALAR VE ÖZELLİKLERİ[/COLOR][/B]Kök Chakra; Bu şakra kuyruk sokumu kemiğinin sonunda yer alır.Kök şakra fiziksel bedenin enerji kaynağıdır ve dünyayla olan bağlantımızı simgeler.Dünyaya kök salmamız ve kendimizi emniyette hissetmemiz iyi çalışan bir kök şakra ile mümkün olabilir.Temel yaşam fonksiyonlarını sürdürme açısından bu şakra çok önemlidir. Sağlam bir kökü olmayan bir ağaç nasıl ilk fırtınada devrilirse kök şakrası iyi çalışmayan bir insanda zorluklarla mücedele edemez. Kök şakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsaklar, omurga ve sinir sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi vardır. Kök şakra kırmızı renk yayar. Kök şakranın elementi topraktır.

Kök şakranın fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusuyla direk ilgisi vardır. Ayrıca seçilen mesleği ve bu meslekteki başarı seviyesini de etkiler. Sağlıksız çalışan bir kök şakra bağırsak,bacak,omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin zorluklarla mücadele edememesini,kendini güvende hissetmemesini ve dünyayla arasında uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır. Bu bölgede yaşamsal Kundalini enerjisi bulunur ve bu enerjinin uyandırılmasıyla insan bilincinin hayal edemeyeceği olaylar yaşanır.İlk şakra diğer şakraların sağlıklı çalışması için çok önemli bir fonksiyona sahiptir.
[B][COLOR="Red"]
2.Sakral Şakra: [/COLOR][/B]Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerjiyi ve zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme,imajinasyon yeteneği,aile kurma ve maddiyat bu şakra ile bağlantılıdır. Sakral şkaralın elementi su rengi ise turuncudur. Bedende böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi,lenfatik sistem,üreme organları,anne sütü 2.şakranın etkisi altındadır. Kan hastalıklarına düzgün çalışmayan sakral şakran yol açar. Cinsel sorunların çoğunun nedenide 2.şakradaki enerji dengesizlikleridir.Bu şakra yaşamda bir akıcılığın meydana gelmesine yardım eder.Elementinin su olması da bunun bir simgesidir. Yaşamın doğal akışında ilerlemesi düzgün çalışan bir 2.şakra ile mümkün olabilecektir. 2.şakranın düzgün çalışması yaşamsal tıkanıklıkları da çözecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan sakral şakra ile söz konusu olabilecektir. Bu şakrada enerji blokajları yada dengesizlikleri olduğunda zihinsel üretkenlik kısırlaşacaktır.
[B][COLOR="Red"]
3.Solar Pleksus Şakra(Sakral Şakra ): [/COLOR][/B]Göbeğin yaklaşık iki parmak altında bulunur. Adına güneş sinir ağı şakrasıda denir. 3.şakra diğer insanlarla ilişkilerimizi,beğenilerimizi,toplumsal kimliğimizi,irademizi ve amaçlarımıza ulaşmaktaki kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3.şakrayla ilgilidir. Bedende ise karaciğeri,sindirim sistemini,pankreası,onikiparmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve görme ile ilgili fonksiyonlarda bu şakranın etkisindedir. 3.şakranın rengi kırmızı ve elementi ateştir. Tibette sadece bu bölgeyle ilgili imajinasyonlar yapıp ateş solunumu adı verilen özel bir solunum yöntemini kullanan lamaların -40 derecede çıplak durabildikleri yada buz dağlarını sadece dayanarak eritebildiklerini biliyoruz. 3.şakranın düzemli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Düzensiz çalışan bir 3.şakra sadece karaciğer,mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan şakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak, bireyselleşmeyi reddetmek,sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3.şakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya ulaşmayı sağlayacaktır.
[B][COLOR="Red"]
4.Kalp Şakrası: [/COLOR][/B]Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şevkat, fedakarlık, duygusal bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu şakra direk duygularla ilgilidir. Timüs bezi bu şakranın etkisindedir ve ürettiği horman mutluluk hormonudur. Timus , uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu şakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4.şakranızda bir enerji blokesi, düzensiliği yada bu şakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4.şakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır. Ayrıca dokunma duyumuzda bu şakranın etkisindedir. Bir çok kültürde dokunmanın sevgi ifadesi olarak yer alması bu duyunun kalp şakrası tarafından etkilenmesindendir. İnsanlar ellerinde olmadan sevdikleri insana dokunmak isterler. Kalp şakrası tüm şakraların merkezinde yer almaktadır ve diğer şakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz çalışan 4.şakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık, soğukluk hatta kapsizlik dediğimiz mehametsiz ve sevgisiz davranışar oluşturacaktır. Bir çok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Sevgi görmeden büyüyen çocuklar ilerki yaşlarda alkol, uyuşturucu bağımlılığından, şiddet eğilimine kadar bir çok negatif durum yaşamkatadırlar. Aslında tüm bağımlılıklarda kaybedilen yada asla bulunmayan katıksız sevgi arayışı vardır. Kişi sigarayı,alkolü yada uyuşturucuyu aradığı,eksikliğini duyduğu sevginin yerine koymuştur daha doğrusu içindeki boşluğu böyle dolduruyordur. Bağımlılıkları olan insanların kalp şakralarında sorunlar bulunmaktadır.
[B][COLOR="Red"]
5.Boğaz Şakrası :[/COLOR][/B]Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi, dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteğimizi bu şakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı ve kollar bu şakranın etkisindedir. Tiroid bezi de bu şakra ile ilgilidir. Tiroid bezinin vücudun gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki işlevi göz önüne alnırsa 5. şakradaki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde yada konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5. şakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği yada aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir. Beşinci şakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusuda bu şakra ile ilgilidir. Duygularımız ,düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. şakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. şakrada herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya utangaçlık gelişebilir. Özellikle topluluk karşısında
[B][COLOR="Red"]
6. Alın Şakrası: [/COLOR][/B]Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu şakraya üçüncü göz şakrasıda denir. Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu şakradır. Vücutta ise duyu organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu şakranın kontrol ettiği içsalgı bezi hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması gerekir. yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. şakrada oluşmuş enerji düzensiliklerinden kaynaklanır. Bu şakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler ve içgörüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya yada düşünceye saplanıp kalma ve esnek olamama gibi durumlar ortaya çıkar. Düzenli çalışan 6. şakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. şakranın rengiçivit mavisidir.
[B][COLOR="Red"]
7. Tepe Şakrası:[/COLOR][/B] Tepe şakrasına taç şakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe şakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taş şakradır ve bu şakra tamamen açıldığında diğer şakralardaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel inançların gücü ve Yaradan'a teslimiyet bu şakra ile ilgilidir. Tepe şakra vücutta epifiz bezini etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir. Düzgün çalışmayan 7. şakra korkular , kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir. Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe karasıyla ilintilidir. Uyumlu çalışan tepe şakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal aydınlanma yaşanır. Tepe şakrasının rengi mordur.
[/FONT][/SIZE]

SARAH 11. May 2009 09:39 PM

Muladhara çakra
 
[FONT="Georgia"][SIZE="4"][B][SIZE="5"][COLOR="Red"]MULADHARA ÇAKRA[/COLOR][/SIZE][/B]

Muladhara Çakra, Kundalini'nin (enerji gücümüz) altında omurganın temelinde yer alır. Sanskrit dilinde "Mula" kök, yani Kundalini diye adlandırdığımız, Anne enerji, "Adhara" destek demektir. Bu çakra Kundalini'ye yükselişinde destek olur ve onu korur. Eğer bu çakra rahatsız edilirse, Kundalini diğer çakralara yükselmez. Muladhara, çakranın temel niteliği masumiyet ve çocuksu saflıktan kaynaklanan bilgeliktir. Sadelik, neşe, saflık, bütünleştirme ve denge bu çakra sayesinde insanlarda beliren niteliklerden bazılarıdır.

Bu çakra üreme organlarını yönettiği için, sekse dair tavır ve hareketler çakranın güçlü ve zayıf olmasıyla çok yakından ilgilidir. Seks, evlilik dahilinde, sevginin en gizil fiziksel ifadesi olabilir. Fakat yine seks, hayat boyu birlikteliğin destek ve koruması olmaksızın yapıldığında gizlice özgüveni yıpratır ve zayıflatır. Seks pozitif ve negatif olarak iki insandaki enerji ve kimyasal yapıları birbirine karıştırır. Kendine hakim olmak (duygusal, fiziksel ve ruhani yönlerden), başka bir insanın enerji ve kimyasal yapısı saf olmayan ve rastgele bir, şekilde kendi üstüne alındığında, daha da zor olmaktadır.

Seks ile ilgili aşırılıklar, gerek zihinsel ve gerekse fiziksel yönden, vücuttaki sistemlerde dengesizlikler yaratır. İyiece, tüm bağımlılıklarda olduğu gibi, akli ve fiziksel zayıflık oluşur ve hastalıklara temel teşkil eder.

Bir kadın ve bir erkek arasındaki saf sevgi, sahiplenme hissinden, isteklere bağlı beklentilerden arınmıştır. Sonuçta, özgürlük içinde tüm yoğunluğu ile ilişkiden neşe duyulur.

Bir kere Kundalini uyandırıldığında, içimizdeki, Anne enerjiye hürmet ve ona hizmet etme hissi de gittikçe artar. Gerçeği arayan bir kişi, kendisini tanıtmak üzere meditasyona oturduğunda, Muladhara çakrası zayıf olsa dahi, Anne enerjinin yükselmesi için etrafı, bulutlarla sarılmış olan saflık ve masumiyet kendini gösterir. Ne kadar kaybolduğumuzu zannetsek de, içimizdeki masumiyet her zaman vardır. Gerçek benliğimizle buluşmak için olan kuvvetli arzumuz, onun tüm geçmişi unutarak, kendisini içimizde belli etmesi ile sonuçlanır.

Büyü, uyuşturucular, ruhlar alemi lie ilgilenme, tantrik pratikler gibi insanin kökünde yatan tanrısal saflık ve masumiyete karşı olan uygulamalar, Muladhara çakranın zayıf olmasına neden olur. Bir kere Kundalini'miz uyanıp titreşimlerin sevgi ve sevincini üstümüzde hissettiğimiz zaman, sonsuz sevgi ve şevkatin kaynağının içimizde yattığını anlarız. Mutlak olana ulaşmak için dikkatimizi tüm bu yanlış bilgi ve pratiklerden kurtarıp, içimizdeki saflıktan kaynaklanan güzelliklere
yönelebiliriz.

Batı ve batı tarzında yaşayan toplumlarda bir çok insan Sahaja Yoga'ya Muladhara çakrası kötü derecede bozulmuş olarak gelmiştir. Bu çakra, insan, Sahaja Yoga meditasyon ve yöntemini benimseyip, devam ettirdiği takdirde tamami ile yenilenebilir. Hepimizin içinde Anne Enerji dayanma gücü, ilgi ve şevkat gibi niteliklerle belirir ve günümüzde, tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar çocuklarına cömert davranmaktadır.



[B]A. Kontrol ettiği organlar.[/B]

* Pelvik Pleksus
* Prostat
* Üreme Organları
* Boşaltım Sistemi

[B]B. Nitelikleri[/B]

* Masumiyet, Saflik
* Bilgelik
* Doğallık
* Uyumluluk
* Yön hissi
* Ayırdedebilme
* Ruhun neşesi

[B]C. Tıkanma Nedenleri[/B]
* Fiziksel ve zihinsel olarak seksle aşırı ilgili olmak
* Zina
* Homoseksüellik
* Şehvet, şehvetli bir dikkate sahip olmak
* Kabızlık (Çakranın sağındaki tıkanıklığı belli eder)
* İshal (Çakranın solundaki tıkanıklığı belli eder)

[B]D. Temizleme Yöntemleri[/B]

* Meditasyon yapmak
* Ayakları tuzlu suya koymak
* Toprağın üzerine oturmak
* Çakranın Mantrasını söylemek
* İçimizdeki saflığı kabul etmek ve buna göre davranmak
* Dikkatimizi saf olmayan şeylerden uzaklaştırmak
* Anne enerjimizden çocuksu masumiyet ve onun getirdiği neşe, bilgelik ve doğallığı hissetmek.


[B][COLOR="Red"]SVADİSTAN ÇAKRA[/COLOR][/B]

Svadistan Çakra, Nabhi (3 no.lu) çakra etrafında dönerek hareket eder ve onu çevreleyen alanlara destek verir, bu iki çakra beraber çalışır. Kundalini ilk yükseldiğinde, kendi yuvasından Nabhi çakraya geçer, ondan sonra aralarında bulunan bağ sayesinde Svadistan'a iner. Bu çakrada (Svadistan) yaratıcılığımız için gerekli olan enerji üretilir. Svadistan çakranın nitelikleri sağ kanal üzerinde zihinsel idrak; sol kanal üzerinde ise tasavvur (farz etme) olarak belirir. Bu özellikler orta kanalda bütünleşir ve bizim estetik hissimizi oluşturur.

Bu merkezin en önemli işlevlerinden biri, karın bölgesindeki yağ parçacıklarını parçalayarak beyin hücreleri tarafından düşünmekte kullanılan enerjiyi oluşturmasıdır. Kabarık bir ego ile aklımız karışmış ve yaptığımız her şey için sadece kendimizin düşünüp herşeyi planlamamız gerektiğine inanmış isek, bu aşırılık orta kanalın enerjisini kurutur ve sağ kanalı tüketir. Bir sünger gibi emici olacağı yerde, beyin tüm algılayabilme, emebilme gücünü yitirerek bir kayaya dönüşür. Sonuçta, yaşamın, her safhasında kullandığımız yaratıcılık kendilibinden ve doğallık içinde olacağı yerde, bir çaba ve uğraş olur. Bu yüzdendir ki, modern sanat, edebiyat ve müziğin birçok yapıtı neşe veren nitelikler taşımamaktadır.

Bu aşırı düşünme ve planlama birçoğumuzun fazlası ile zihinsel ve baskılı işlerimizden neşe duymamamızın da nedenidir. Hayat tarzlarımız ve yaşayışımız kuru (hislerden, uzak) ve aşırı sağ kanala yöneliktir (zihinsel ve saldırgan). Sonuçta ortaya çıkan dengesizlik sol kanalın, yani duygu ve hislerin zayıf olmasına neden olur. Eşit çalışmayan ve sağlıklıolmayan sağ ve sol kanal sonucunda, düşünme ve hissetmenin orta kanalda bütünleşmesi dengesiz olur. Hareketlerimiz ve fikiderimiz yapıcı olmaktan uzaklaşır.

Svadistan çakra 3 no.lu Nabhi çakra ile beraber karaciğeri kontrol eder. Bu hayati organ dikkatimizin evidir. Bu dikkat saf bir dikkattir ve zihinsel faaliyetlerden arınmış saf konsantrasyonumuzun dikkatidir. Karaciğer konsantre olmuş dikkatimizi destekler ve kirlilikleri ve zehirleri temizleyerek onu saflaştırır. Aydınlanmadan önce, dikkatimiz dış etkenler altında kendi varlığımızın dışına yönelmiştir. Kundalini'nin uyandırlıması dikkatin içimize nüfus edebilmesine ve Sahasrara (no.7) çakra'da Ruh ile birleşmesine imkan verir. Dikkatin bulunması gereken yer ise işte burasıdır ve bu gerçekten sezgi ile ve kendiliğinden olan yaratıcılığın bizim üstümüzden akmasına olanak sağlar.

Ego ile olan bağlantısı yüzünden Svadistan çakra'da alçakgönüllülüğü geliştirebilimek çok önemlidir. Aksi takdirde ego ile olan bağlantı dikkati Ruh'tan uzaklaştırabilir. Gerçek alçakgönüllülük, sezdiğimiz düşünce ve hislerin Tanrı tarafindan uyandırıldığını ve bizim sadece kanallar olduğumuzu, fark eder. Ruhani kişiligimiz bu Tanrısal sezgi ile bütünleşebilir ve ortaya çıkan yaratıcılık ve işler dahiyane olur.

Şartlanmalarımızla ve önceden getirdiğimiz inançlarımızla, içimizde uyanmış olan Anne Enerjimizin önünü kapamaz isek, tüm bilgi ve bilgeliğin kaynağı olan ruhaniyetimize yükselişimiz hızlı ve kuvvetli olacaktır.

Sol Svadistan çakramızdaki bir diğer nitelik Saf Arzu'dur. Saf Arzu içimizde kendisini Kundalini olarak belli eder ve bu bizi tamamı ile tatmine ulaştıracak olan arzudur. Gerçek benliğimizle, yani ruhumuzla bir olmak.Para ve güç kökenli tüm isteklerimiz gerçekleştiğinde bir müddet tatmin olabiliriz, fakat kısa sürede daha fazlasını isteriz. Ruh ile bütünleşmek, bizi yaratmış olan sonsuz sevgi ve şefkatin bir parçası haline gelmek arzusu hiçbir beklenti ve çıkar taşımayan ve bizi gerçek neşe ve huzura ulaştıracak arzudur.

[B]A. Kontrol Ettiği Organlar[/B]

* Aortik Pleksus
* Karaciğer
* Böbrekler
* Pankreas
* Rahim
* Bağırsaklar
[B]
B. Nitelikleri[/B]

* Doğal yaratıcılık, ilham
* Estetik anlayışı
* Tanrısal Saf Bilgi
* Zihinsel algılama
* Saf Dikkat

[B]C. Tıkanma Nedenleri[/B]

* Aşırı Hareketlilik
* Stres
* Çok düşünme ve planlama
* Yapmacık tavırlar
* Ölüler ve ruhlar alemi ile ilgilenme
* Parapsikoloji
* Büyü
* Yanlış öğreti veya öğretmeni takip etme

[B]D. Temizleme Yöntemleri[/B]

* Meditasyon yapmak
* Ayakları tuzlu suya sokmak
* Çakranın mantrasını söylemek
* Çakranın sağında Kundalini'mizden "Saf Dikkat"i istemek.
* Çakranın Merkezinde içimizde "Doğal yaratıcılığın" uyanmasını istemek






[B][COLOR="Red"]NABHİ ÇAKRA[/COLOR][/B]

Nabhi Çakra, insani evrimimizin hız ve yönünü tayin eder, çünkü varlıhımızın temel gerksinimleri olan yiyecek, aile sevgisi, annelik ve babalık rolleri ve ilişkileri, finalsal durum, iş, ve kariyer gibi öğeler bu çakra tarafından kontrol edilir. Bu çakranın on çanak yaprağı vardır ve bu merkezde on emir tavır ve hareketlerimiz için belirleyici etkendir. Nabhi Çakra fiziksel olarak mide, pankreas, karaciğer (Svadistan Çakra ile beraber), dalak organlarını yönetir. Kötü çalışan ve dengeye getirilmeyen bir Nabhi çakra sonucunda kişi ülser, hipoglikemia, şeker ve kan kanserine kadar ağır bir çok hastalığa yakalanabilir.

Her çakrada olduğu gibi bu çakranın da dengeye gelebilmesi ve olumlu vibrasyonlar yayarak çalışabilmesi için, o çakranın niteliklerini bilmek ve günlük hayatımıza uygulamak gereklidir. Nab'hi çakranın sol tarafında evin hanımı (eş yada anne olabilir) önemli rol oynar.Onun ' hareket ve görevleri sol Nabhi çakrası tarafından belirlenmiştir. Bir eş ve anne, cömertçe ve şartsız olarak tüm aile bireylerine karşı, verici olmalıdır. Bunun olabilmesi için, aile bireylerince saygı, sevgi dolu ve destekleyici bir aile atmosferi sağlanmalıdır. Eğer, kadın kocasına baskı kurar ya da kocası ona baskı kurarsa, bu çakra tıkanır.Anne çocuklardan saygı görmez ya da çocuklara kötü davranırsa, bu durum yine Nabhi çakrayı bozar ve bundan tüm aile bireyleri etkilenir. Sol Nabhi çakra içimizdek huzurun kaynağıdır. Günümüz dünyasının aceleci ve telaşlı yaşamı, Nabhi çakranın ritmini bozar. Sürekli gerilim içinde bir yaşam, Nabhi çakranın da gerilmesine neden olur. İnsan hoşgörü ve toleranstan uzaklaşıp, sinirli ve küçük şeylerden dahi rahatsız olan bir yapı içine girer. İşte bu fanatikliğin de başlangıcıdır. Doğrulukla ilerleyen ve kendi ruhaniyeti içinde yükselen bir kişi iç huzura sahiptir ve insanlara hoşgörü ile yaklaşır. Herkesin seçme hakkına saygı duyar, ve hiçbirşeyde aşırılıkta bulunmaz.

Para, kariyer ve sosyal ilişkiler sağ Nabhi çakra tarafından düzenlenir. Para için ve maddi yönden çok endişe duymak veya iş için çok zaman harcamak sağ Nabhi çakranın zayıf olmasına neden olur. Bu problemli koşullar ve çok düşünme ve planlama çoğu zaman karaciğerin aşırı ısınmasına neden olur. Karaciğerdeki fazla ısı dikkatin dağınık olmasına yol açar, rahat bir konsantrasyon sağlamak ve bunu devam ettirmek , imkansız olur. Karaciğerdeki dengesizliklerin ifadeleri kolay rahatsız olma, sabırsızlık, tatminsizlik, asabiyet, ve sürekli endişedir. Pirinç (beyaz), yoğurt, pişmiş taze sebzeler, az miktarda tavuk eti ve meyveler (ekşi ve tropikal meyveler hariç) karaciğeri serinletmek ve temizlemek için faydalıdır. Beyaz şeker kamışı, sıvı olarak alındığında, sıcak karaciğeri, karaciğerde zehirleri tutan yağları parçalayarak temizler. Çok soğuk bir karaciğere ender olarak rastlanır, fakat ciltte döküntüler ve kaşıntılar bundan kaynaklanabilir. Soğuk karaciğer problemi için sarı sebzeler yenmelidir ve tüm karaciğer problemlerinde günde birkaç litre su içilmelidir, bu zehirlerin yıkanıp karaciğerin femizlenmesini.sağlar.

Devamlı ve tam bir tafmine, dengeli, sağlıklı bir Nabhi çakranın desteği ile ulaşılabilir. Meditasyon ile dikkatimiz saflaşıp, Sahasrara (tepe) çakrasında daha uzun süreler tutulabildiğinde, hayatımızdaki olaylara karşı daha bağımsız ve efektif bir yaklaşım geliştiririz.





[B][COLOR="Red"]A. Kontrol Ettiği Organlar[/COLOR][/B]

* Solar Pleksus
* Mide
* Karaciğerin üst kısmı
* Dalak
* Diz ve dirsekler
* Safra Kesesi
[B][COLOR="Red"]
B. Nitelikleri[/COLOR][/B]

* Dharmanın (doğru yaşam tarzları) oluşması ve ifade bulması
* Fiziksel, maddi ve ruhani açılardan iyilik konumunu sağlaması
* Tatmin ve Huzur
* Cömertlik
* Doğruluk ve Dürüstlük
* Asalet
* Aile içindeki uyum ve mutluluk
[B][COLOR="Red"]
C. Tıkanma Nedenleri[/COLOR][/B]

* Ev ve aile ile ilgili sorunlar
* Endişe duymak (iş yada para konusunda)
* Fanatiklik
* Aşırılık
* Evin hanımına (anne ya da eş) saygısız davranılması
* Evin hanımının saygıya layık hareket etmemesi
* İçki kullanılması
* Sahiplenme hissi ve maddeye karşı bağımlılık
* Açgözlülük ve hırs
* Dikkatin saf olmayan şeyler üzerinde yoğunlaşması
* Kumar

[B][COLOR="Red"]D. Temizleme Yöntemleri[/COLOR][/B]

* Meditasyon yapmak
* Çakraya vibrasyon vermek
* Ayaklar tuzlu suda meditasyon yapmak
* Çakranın mantralarını söylemek.




[B][COLOR="Red"]
KALP ÇAKRASI (ANAHAT ÇAKRA)[/COLOR][/B]

Kalp çakrası göğüs kemiğinin arkasında yer alır. Kalp çakramız temiz olduğunda korkusuz, güçlü ve sevgi dolu insanlar oluruz. Kendimize daha çok güveniriz, kendi hatalarımızı düzeltebilecek kabiliyetlerimize daha çok inanç duyarız. Kendimizi ve diğer insanları daha çok sevmeye başlarız, çünkü kalbimizdeki ruhun onlarınkiyle aynı olduğunu anlarız. Bir çocuğunki gibi kalbimizi açık tutarız ve sürekli bir neşe içinde yaşarız.

Orta katp çakrası güvenlik ve koruma hislerini yönetir. Olumsuzluklara ve hastalıklara karşı bizi koruyan antikorlar göğüs kemiğinde oluşurlar. Çocukluklarında korku ile yetiştirilenler korku ile büyürler. Örneğin karanlıktan, yanlış yapmaktan veya insanların kendilerini kırabileceğinden korkarlar. Dıştan gelen fikirlerle kendilerine inançları kolayca sarsılabilir. Orta kalp çakrası bu durumda rahatsızdır. Tüm bu korkularla savaşmaya yeterli antikorlar üretilemez. İleri vakalarda akciğer ve kalp hastalıkları baş gösterir. Bu çakranın sol tarafında anne, çok önemli rol oynar, çünkü çocuğun ilk güvenlik hissi ve kendineolan inancının gelişmesinden o sorumludur. Eğer bu ilişki doğru olarak belirlenmezse, örneğin çocuk küçükken anne ölmüş veya hasta ise ya da anne çocukta duygusal travmalara neden olmuşsa, bu çakra tıkanır. Büyüyünce kişi kendi annesine karşı saygısız tavırlar geliştirirse ve annenin kutsallığına karşı olan inanç ve öğretilere yönelirse (tıpkı Freud ve onun takipçisi olan psikologların psikanalizde ortaya koydukları gibi) kişisel güven parçalanır ve bu çakra tıkanır.

Sağ kalp erkeğin bir oğul, kardeş, baba, koca ve vatandaş olarak taşıması gereken sorumluluk ve görevleri yansıtır. Babamızın iyi olması ve bizim onunla olan ilişkilerimiz sağ kalp çakrasını etkiler. Eğer baba sorumluluklarından kaçıyor ya da üstüne çok fazla sorumluluk alıyorsa, bu dengesizlik yaratır. Anne ve babamızla olan ilişkilerimiz ve bizim kendi anne babalığımızın her açıdan iyi olması, içimizde sükunet ve huzura sahip olabilmemizde kritik yol oynar. Ebeveynlerimize karşı saygılı olmak ve yaptıkları hataları affetmek ve bu ilişkiyi tertemiz tutmak çok önemlidir. Çocuklarımızın ise bize anne, baba olarak saygı göstermeleri önemlidir.

Kalp çakrası Ruh'u yansıtır. Düzgün çalıştığı taktirde bizim aydrntanmamızı, hissedebilmemizi, içimizde sevgi üretip yayabilmemizi sağlar. Vibrasyonlar şeklindeki bu sevgi konumu hem bizi hem de etkileşim alanımıza giren diğer insanları düzelten ve yeniden canlandıran bir nezaket banyosu gibi çatışır.

[B][COLOR="Red"]A. Kontrol Ettiği Organlar[/COLOR][/B]

* Kalp
* Akciğer
* Göğüs

[B]Temsil edildiği yerler[/B]

* Elde küçük parmak
* Ayakta serçe parmağı
* Baldır

[B][COLOR="Red"]B. Nitelikleri[/COLOR][/B]

* Saf, bağımsız sevgi
* Güvenlik
* Korkusuzluk
* Ruhun neşesi
* Kendine güven
* Sorumluluk hissi
* Vermek, paylaşmak
* Baskalarına yardım

[B][COLOR="Red"]C. Tıkanma Nedenleri[/COLOR][/B]

* Güvensizlik
* Anne (sol katp) ve baba (sağ kalp) ile sorunlar
* Aşırı bağımlılık, pozesif olmak
* Korku
* Aşırı hareket (zihin ve bedensel olarak)
* Kalbimizce kötü hissedilen ilişkiler (özellikle annemiz ve babamız ile)
* Hissi saldırganlık
* Ukalalık ve başkalarını küçük görme
* Dikkatimizin dışımızda olması
* Hatha Yoga
* Uyuşturucu
* Tanrıya inanmamak
* Tanrıya karşı hareket etmek
[B][COLOR="Red"]
D. Temizleme Yöntemleri[/COLOR][/B]

* Meditasyon yapmak
* Çakraya vibrasyon vermek
* Çakranın mantralarını söylemek
* Derin ve yavaş nefes alıp, nefesi içimizde tutup vermek
* Aşırı veya çok az sorumluluk almak
* Aile içinde ve cemiyette iyi davranışlar
* Kundalinimize şöyle seslenebiliriz:





[B][COLOR="Red"]VİŞHUDDİ ÇAKRA[/COLOR][/B]

Beşinci çakra olan Vişhudi, hem kendimizin hem de diğerlerinin titreşimlerini hissedebilme ve tepki verebilmemizin anahtarıdır. Bu çakra açıldığı ve temiz olduğu zaman, bize tüm yaşam ile bir bütünlük hissi kazandırır. Bize herhangi bir zaman ve koşulda hangi tavır ve sözlerin uygun olacağım sezgilerle hissettirir. Eğer bu sezgiler, egomuzdan kaynaklanan söz ve tavırlarımızla ya da dengesiz asabiliğimizle çakışırsa, bu çakranın titreşimleri tahrip olur. Sonuçta yaşamımızdaki olaylar ve ilişkilerimize dair görüşümüz tarafsız olmaktan uzaklaşır. Ego bağımlılıkları oluşur veya tahakküm edici, baskı kuran ya da insanlar, mekanlar veya eşyalar hakkında aşırı duygusal olan biri oluruz.

Vişhuddi çakrası dış dünya ile iletişim kurabilmemizi sağlar. Kendimizi ifade ettiğimiz sözlerimiz, mimiklerimiz, el ve kollarımız Vişhudi çakra tarafından kontrol edilir. Duyma, işitme, konuşma, hissetme, koku alma gibi duyulanınız ve bunları kontrol eden organlar Vişhuddi çakranın birer parçasıdır. Bu organlarımızı içimizdeki Tanrısal değerleri ifade edebilmek için kullanmalıyız. Tanrısal sevgide herşey birbirini tamamlayan bir bütündür ve eğer kızgınlık, hiddet ve kıskançlık gibi yanlış olgular içine kapılırsak, egomuzun verdiği bireysellik içinde Tanrısal sevginin bütünlüğünü hissedemeyiz. Vişhuddi çakrayı temiz tutmak zordur, çünkü burası vücudun dış etkenlere yani virüs, bakteri, duman ve diğer zehirlere karşı filtresidir. İçten ise onu aşağılık duygusu, suçluluk hissi, dünyadan el ayak çekme, asabilik, saldırganlık ve üstünlük duygusu tahrip eder. Bizlerin bu çakranın en büyük niteliği olan şahitlik konumuna girebilmemiz için, aşırı eğilimlere duygulara ya da tüm düşkünlüklere karşı bağımsızlık kazanmamız atılıcak ilk adımdır. Biz kimsenin tavırlarından sorumlu değiliz ve kimse de bizim düşünce veya hareketlerimizden sorumlu değildir.

Kundalininin yükseltilmesi ve meditasyonda titreşimlerin emilmesi, dengeli görüş açımızın kaybolmasına neden olan şartlanmalarımzı fark etmemize yardım eder. Titreşimler, bu şartlanmalardan kaynaklanan fiziksel gerilimleri gevşetmeye ve onları temizlemeye de yardım eder. Dengeli bir görüş açışı sağlandığında sorunları çözmek, iyiliğimize olanı anlayıp onun gelişmesini sağlamak için hareket ederiz. İç bünyemizin mükemmel özelliklerini sergiliyebilmek için yarışırız. Karışıklan çözen şefkatli, aydınlanmış insanlar oluruz. Kişiliğimizde arınmış bir ayırdedebilme (iyiliği kötülükten) hissi ve diplomasi ifade bulur.

En yaygın bağlılıklardan, biri suçluluk duygusudur. Bu sol Vişhuddi çakrayı tıkar. Suçluluk hissi zayıflıklarımızı teşhis edip, onları düzeltebilmemiz için gerekli tavırlar ve anlayış içine girebilmemizi engeller. Hatalarımızı ilerleyebilmemizin, büyüyebilmemizin bir aracı olarak görüp onlardan ders alacağımız yerde, hataların kötü olduğuna kendimizi şartlamışızdır. Bu şekilde onları cahilliğin bir ifadesi olarak göreceğimize, "kötülüğü" ifade eden suçluluk duygusu ile kapamaya çalışırız. Hatalarımıza karşı doğru bir görüş açısına sahip olmalıyız. Cehalet bir suç değildir; esasında tüm kötülüklerin ardında kaba anlamda cehalet yardır. Bilelim ki, cehalet öğrenmeye açık olan insanlar için doğal bir konumdur ve üstesinden gelmek gerekir. Yanlışlarımızı görüp onlarla yüzleşebilmek ve onları düzeltebilmek kuvvetli bir sol Vişhuddi çakrasının niteliklerindendir.

Sağ Vişhuddi çakramız konuşmamızı kontrol eder. Sesimizi nasıl kullandığımıza dikkat etmeli, asil ve doğal bir ifade ile konuşmalıyız. Saçma ve boş konuşmak, iletişimlerimizde kaba ve sert ya da alaycı olmak, küfürlü konuşmak, dişi ve erkek arasındaki tüm saygısızlıklar kişisel itibarımızı zedeler ve suçluluk hissine neden olur. Böylece Vişhuddi çakrası tıkanır.

Vişhuddi çakrayı etkileyen en büyük şartlanmalardan biri, dikkati devamlı ayrıcalıklar ve bölücülük üzerinde tutan "bireycilik"tir. Bu kaba bireycilik hiç kimseye ihtiyaç duymayan kişiye değer verir ve her zaman "1" numara olmanın peşinden koşanları över. Bu şekilde aşırıya giden bağımsızlık düşüncesi ve ortaya çıkan acımasız rekabet herkesin özünde yer alan programlamaya karşıdır ki, bu da sevmek ve sevilmek arzusudur. Hepimiziniçinde bulunan bu sevgi, Ruh'u içinde taşıyan tek bir güçtür. Tüm insanların hem içinde hem de dışındadır. Ruhun'un herşeye nüfus ettiği bütünsel bilince açılan kapıdır. Böylece birbirimize karşı yeni bir saygı ve hürmet anlayışı ile davranırız. Paylaşma ve birbirimize daha yakın olabilme arzusu duyarız. İlişkilerimizde tatlılık ve hoşnutluk hakim olur ve içimizdeki huzuru hissederiz.

[B][COLOR="Red"]A. Kontrol Ettiği Organlar[/COLOR][/B]

* Boyun
* Kollar
* Ağız ve burun
* Dil ve dişler
* Yüz

[B][COLOR="Red"]Temsil edildiği yerler:[/COLOR][/B]

* Ellerde işaret parmağı
* Ayakta ikinci parmak
* Bilekler

[B][COLOR="Red"]B. Nitelikleri[/COLOR][/B]

* Davranışlarda diplomatik olmak
* Kollektif bilinç
* Seyirci konumunda olmak
* Olaylara bağlanmamak
* Abla, abi, kardeş ilişkileri
* Kendine ve herkese saygı
* İçimizdeki neşeyi ifade edebilmek

[B][COLOR="Red"]C. Tıkanma Nedenleri[/COLOR][/B]

* Kollektif olamama
* Seyirci konumunda olmamak
* Kendine saygı duymamak
* Pişmanlık, suçluluk duygusu (sol taraf)
* Küfür etmek, kötü konuşmak, alaycı olmak
* Sigara içmek,
* Yalan söylemek
* Devamlı kendimiz hakkında konuşmak
[B][COLOR="Red"]
D. Temizleme Yöntemleri[/COLOR][/B]

* Meditasyon yapmak
* Çakraya vibrasyon vermek
* Çakranın mantraların ı söylemek ı
* Dişlere iyi bakmak
* Davranışlarda tatlılık, asalet ve zerafet göstermek
* Tuz ile gargara yapmak
* Acı hissedence boyuna ve omuza zeytinyağı veya başka vitamin içeren bir yağ ile masaj yapmak[/SIZE][/FONT]

SARAH 11. May 2009 09:41 PM

Agnya çakra
 
[SIZE="4"][FONT="Georgia"][SIZE="5"][B][COLOR="Red"]AGNYA ÇAKRA[/COLOR][/B][/SIZE]

Agnya çakra beynimizin orta kısmında yer almaktadır ve alnımızın tam ortasında temsil edilir. Sahasrara çakraya geçişteki son enerji merkezidir ve şayet burda tıkanıklık varsa Kundatininin yükselmesine izin vermez. Kundalini bu merkezden geçerken düşünce dalgalanmız uzar ve böylece iki düşünce arasındaki boşluk daha uzun olur. Bu boşluk sükunettir. İşte burada "düşüncesiz ve aynı zamanda olayların farkında olunan" konumuna gelinir.

Agnya çakranın özelliği affetmektir. İnsanoğlu geliştikçe sofistike bir cemiyet oluştu ve bununla beraber ego problemi başladı - her şeyin insan tarafından yapıldığını zannetmek, ilerleyen maddiyat, ticaret ve çevreden gelen şartlanmalar (arkadaşlardan, aileden vs.) ile "Ben" hissi daha da gelişti ve bununla ego ile süperego şişerek insanoğlunu ruhundan uzaklaştırdı.

İnsan aklı Ego ve Süperego diye ayrılır. Bunlar kanalların (sol kanal ay kanalıdır, sağ kanal güneş kanalıdır) tepesinde, bitiş noktasında yer alır. Bu iki kanal Agnya çakradan geçerken geçmişimizden gelen herşey (hatıralar, şartlanmalar ve hisler) Süperegoda - sol kanaldan sağa geçtikten sonra - beynimizin sağ tarafına birikir. Geleceği temsil eden herşey (düşünce, plan yapma, hareketler, vs.) aynı şekilde Ego'da, beynin sol tarafında birikir. Bu birikimler herhangi bir kanalın fazla çalışmasından meydana gelir. Mesela gelecek için aşırı plan yaparsak sağ kanalda fazla enerji sarf ederiz. Bu sağ kanala aşırı yüklenmek iki kanal arasındaki dengeyi bozar. Aşırı enerji egzos gazı gibi yükselir ve beynimizin sol tarafında, Egomuzda birikir ve orda kalarak sipiritüel yükselişimizi önler. Aydınlanmadan evvel herbirimizde bu dengesizlik vardı. Kundalini bu sis yığınını delip Yoga konumuna ulaşabilmemiz için Sahasraraya erişemiyordu.

Egomuzu yok etmemiz gerekmiyor. Çünkü benliğimizde ona ihtiyacımız var. Onsuz hiçbir harekette bulunmamız mümkün değil. Sadece Ego ve Süperego arasında denge oluşturmalıyız ve Kundalininin Şahasrara'ya geçebilmesi için boş alan oluşturmalıyız. Egoyu kontrol etmek zordur.

Bunun için en önemli unsur affetmektir. Ego hareketlerimizi oluşturur- yanlışları cezalandırır, değişiklik yapar, isteklerimize ulaştırır. Sabır ve hoşgörü ile Egoyu yavaş çalıştırırız ve onu beklemek zorunda bırakırız. Böylece ruhumuzun hareketlerimizin arasından aydınlanmasına şans tanırız ve gerçekten yapmamız gerekeni yapabiliriz. Acele davravışlartmızda herzaman bizi sürükleyen egomuzdur. Ruhumuz Tanrısal bir zamanlama ile çalışır ve Ruhumuz için eninde sonunda hangi hareket daha iyi ise bize onu yaptırır. Bizim hiçbir şeyi. zorlamaya ihtiyacımız kalmaz.

Affetmek çok önemlidir. Tüm konsantrasyonumuz affedemediğimiz insanda olur ve bu kin yıkıcı ve kötülüğümüze neden olan bir kızgınlıktır. Bu hislerin sonunda acı çeken yine biz oluruz, halbuki bu arada o insan ne affetmemizden ne de affetmememizden etkilenmektedir. Affetmeyerek biz kendimize işkence ederiz. Öyle ise kalbimizdeki sevgi ile affedelim.

Agnya çakra aynı zamanda gözlerimize hükmeder. Gözlerimizi Tanrı tarafından onun yarattığı güzellikleri görebilmemiz için verilen bir mükafat olarak düşünmeliyiz, ve saf olan şeylere (doğa, çiçekler, çocuklar, v.s.) bakmalıyız.
[B]
A. Kontrol Ettiği Organlar[/B]

* Hipotalamus
* Gözler
* Optik Kiasma
* Beyin (Limbik bölge hariç)

[B]Temsil edildiği yerler:[/B]

* Ellerde yüzük parmağı
* Ayakta dördüncü parmak

[B]B. Nitelikleri[/B]

* Affetme
* Yeniden doğma
* Alçak gönüllülük
* Şevkat

[B]C. Tıkanma Nedenleri[/B]

* Devamlı oraya buraya bakan gözler
* Kendine kötülük yapmak
* Kendine acıma
* Kendi kendini affedememe
* Geçmişte ve gelecekte yaşama
* Tanrı hakkında yanlış düşünceler
* Üzüntü
* Saldırganlık
* Bencillik
* Şartlanmalar

[B]D. Temizleme Yöntemleri[/B]

* Meditasyon yapmak
* Çakraya vibrasyon vermek
* Çakranm mantralarını söylemek
* Mum ışığının arasından Shri Mataji'nin resminde Agnya'sına bakmak
* Başın arkasını yeni doğan güneşe vermek
* Geçmişte yaşamamak
* Gelecekte yaşamamak





[B][COLOR="red"][COLOR="Red"]SAHASRARA ÇAKRA[/COLOR][/COLOR][/B]

Sahasrara başımızın üstünde bıngıldak kemiği bölgesinde yer almaktadır. Bütün çakralar ve tanrısal özellikler Sahasrara çakrasında temsil edilmektedir. Sahasrara çakrası Shri Mataji Nirmala Devi tarafından 5 Mayıs 1970 tarihinde açılmıştır. Burası hayallerimizin de ötesinde, kelimelerin bile anlatamayacağı Yeryüzündeki cennete ulaşma mertebesidir.

Kundalini Sahasraraya gelince, bir nilüfere benzetilen bu çakranın yaprakları açılır ve aydınlanma olur. Başınızın üstünde kuvvetli bir atma hissi duyabilirsiniz ve sonrada bıngıldak kemiğinizin olduğu yerden serin esintiler çıkar. İşte bu, bizim yeniden doğuşumuzdur.

Burda vibrasyonları hissetmeye başlarız. Kundalini bireysel idrakımızı evrensel idrak ile birleştirdiğinde biz birdenbire vibrasyonların frekansına ayarlanırız. Bu vibrasyonlar evrenin heryerinde vardır fakat onları biz sadece Kundalini yumurtanın kabuğunu kırıp bizi Tanrısal diyarlara taşıdığı zaman hissetmeye başlarız. Fakat şüphelerimiz varsa aydınlanmamız mümkün değildir.

Tanrısal güç ile insan birieştiğinde, biz farkedilmeyen bir kominikasyon mertebesine ulaşırız, kolektif idrak konumuna geliriz. Bir insanın gerçek derinliğin! ve güzelliğin! vibrasyonlar ile hissedebiliriz. Doğanın güzelliği artık vibrasyonlar ile hissedilir. Sadece bir soru sorun ve meditasyon konumda onun cevabı eğer pozitifse serin vibrasyonlar ile size gelir.

Sahasrara çakranın Tanrısal varlığı Shri Kalki'dir. Onun tek istediği şeytanı durdurmaktır. Kundaliniye göre biz ya yükseliriz ya da düşeriz. Bizim gerçeği anlamamızda o bize yol gösterir. Mutlak doğruyu ve yanlışı sadece vibrasyonlarımız ile anlarız.

Shri Mataji'nin yeri Sahasraradadır. Onun sayesinde Kundalinimiz uyanır ve ölümsüz ruhumuz aydınlanır ve vibrasyonları hissederiz. Yine onun sayesinde. başkalarının Kundalisini uyandırabiliriz. Başkalarına aydınlanma verebiliriz. Hastalıkları tedavi edebiliriz ve Tanrının sevgisin! tüm dünya ile paylaşabiliriz.

Aydınlanma Kundalini başımızdan geçtiğinde ve bıngıldak kemiğine geldiğinde spontane bir şekilde olur. Dikkatimiz Sahaşradayken öz benliğimizle irtibat halinde oluruz, bu Rühumuzdur. Sahaja Yoganın amacı bizi Ruhun mükemmelliğine taşımaktır. Ruhumuz en sonunda bizi Gerçek Hürriyet ile tanıştırır. Artık akıl ve düşüncelerimîz egomuzun değil Ruhumuzun enstrümanları olur. Huzur, sesizlik ve neşe içimize gelir ve kendimizi rahatlamış hissederiz. Nasıl bir tohum ekildiğinde kendiliğinden büyümeye başlar, bu da benzer şekilde spontane bir olaydır. Bizim yapmamız gerekten tek şey tohumu Toprak Anaya bırakmaktır.

Kundalini yükseldiğinde dikkati ilkönce geçmiş ve gelecekten alır ve şu ana getirir. Bundan sonra kendiliğinden çalışmaya başlar çünkü o Ruhumuzun saf isteğidir. Böylece şayet tıkanıklar varsa onları temdier. O , bir hayat pınarı gibidir, akarken yavaş yavaş birikmiş pislikleri temizler ve okyanusa doğru yol alır. Bizim yapmamız gereken tek şey şu anda olup böylece içimizdeki yaşayan göçü hissetmektir. Her türlü beklentileri bir kenara bırakalım. Dün bildigimizi düne bırakalım. Aklımız ile hiçbirşeyin olmasına sebep olmuyoruz. Sadece Kundalininin uyanıp aydınlanmayı sağlamasina karar veriyoruz.

"Cahil olan, inancı olmayan, şüpheci bir karakteri olan, yok olur. Şüpheci bir Ruh için ne bu hayat vardır ne de gelecekteki hayat, ne de mutluluk." (BhagavadGita IV:40)

Hayat için pozitif düşüncelerimizin ve sağlam bir inançımızın olması lazım, ancak bu şekilde hayatın imtehanlarından sonra gerçeğe ulaşabiliriz.

Kalbimizde barınan Ruhumuzun bu merkezde başımızın üstünde tam ortada yeri vardır. Bu Kundalinin delip geçtiği yerdir, dikkatin Ruh ile birleştiği birleşme veya Yoga'nın yeri. Kundalini uyanmadan evvel çakralardaki enerji sınırlıdır. Fakat, Birleşmeden sonra bu sınırsız olur, Kundalininin altın iplikleri orta kanaldan geçerken bütün çakraları kolye gibi dizer. Mesela bir depoda olan su bozulur veya biter fakat kaynak suyu bitmeyen bir kaynakla birleştiğinde devamlı taze kalır ve hiçbir zaman bitmez. Kaynak Ruhumuzdur. Kundalini insan beynini aydınlatır ve onun Tanrısal mertebelere gelmesini sağlar. Beyin kolektif idraka bir bilgisayar gibi bağlanır. Artık sadece evren vardır ve biz onun bir parçası oluruz.

[B][COLOR="Red"]Shri Mataji aydınlanmayı şöyle anlatır:[/COLOR][/B]

"Beynin sınırlı kapasitesi Tanrının varlığını farketmeye gelince sınırsız olur. Siz hem güneş ve hem de güneşin ışınlarıysanız, siz hem ay ve hem de ayın ışınlarıysanız burada ikilik nerededir? Sadece ayrılma olunca ikilik olur ve bu ayrılma yüzünden siz bağımlılık hissedersiniz... seni sevdiğin kişilerden ayıran mesafe; işte onun için onlara bağımlı oluyorsun. Herşey bizsek öteki kimdir? Beyin kimliğini kaybettiği zaman sınırlı dediğimiz beyin sınırsız bir Ruha dönüşür."
[B][COLOR="Red"]
A. Kontrol Ettiği Organlar[/COLOR][/B]

* Beyin
* Limbik bölge
* Temsil edildiği yerler
* Ellerde avuç içi
* Ayakta taban içi
* Başta bıngıldak kemiği

[B]B. Nitelikleri[/B]

* Vibrasyonlar
* Serin esinti
* Kollektif idrak konumu
* Sessizlik
* Düşüncesiz idrak konumu

[B]C. Tıkanma Nedenleri[/B]

* Tanrıya inanmamak
* Tanrıdan şüphe duynak
* Tanrıya karşı hareketler

[B]D. Temizleme Yöntemleri[/B]

* Meditasyon yapmak
* Çakraya vibrasyon vermek
* Çakranın mantralarını söylemek
* Sahasrara bölgenize saat yönünde elinizle bastırarak masaj yapın.
[/FONT][/SIZE]

SARAH 11. May 2009 09:43 PM

transformal nefes
 
[FONT="Georgia"][SIZE="4"][COLOR="Red"][B][SIZE="5"]transformal nefes [/SIZE][/B][/COLOR]

--------------------------------------------------------------------------------

doğduğumuz zaman açık olan nefesimiz yaşadığımız olumsuzluklar şoklar üzüntülr hatta ani sevinçlerle zaman içinde kapanır.bunun sonucunda yeteri kadar oksijen alamayız nefesimiz karın bölgesimize inemez.bilinçaltımız ne kadar olumlu düşünürsek yada bunu yaptığımızı zannetsek de bir türlü temizlenemez.çekim yasası bize işlemez yada neden ters yönde işliyor diye düşünürüz.nefesimiz aldığımız seanslarla açılıyor.ben bizzat denedim.hemen olmasa da biriki ay içinde etkilerini görüyor insan. [/SIZE][/FONT]

SARAH 11. May 2009 09:44 PM

Kilo vermek için mental çalışma-Reiki
 
[SIZE="4"][FONT="Georgia"][SIZE="5"][B][COLOR="Red"]Kilo vermek için mental çalışma-Reiki [/COLOR][/B][/SIZE]

--------------------------------------------------------------------------------

herhangi bir sorunumuz için içimizden gelen şekilde niyet edip enerjiyle çalışılabilir.. aşağıdaki niyet farklı bi şekilde de ifade edilebilir.. sınav stresi vb. herhangi bi amaç içinde niyet edilebilir.. örneğin kilo almak için...yapılabilecek çalışmalar tamamen kişinin hayalgücüyle sınırlı..


----------------------------------------------------
Reiki 2 düzeyi çalışma

Özel Mental Reiki çalışırken, 3 kez şu mantra

' Bilincime bilinçaltıma ve tüm karmik tabakalarıma sağlıklı taşımam gereken --X-- kilonun altına inmeme engel olan kalıpların çözülmesi ve dengelenmesi için reiki gönderiyorum.'

' Sadece sağlıklı ve doğal gıdalara yönelmeye, ihtiyacım kadar su tüketmeye, böylece bedenimdeki toksinlerden arınmaya ve kilo vermeye niyet ediyorum'

Bu çalışma 15-20 dakika seanslar ile ardışık günlerde yapıldığında, birkaç haftada gözle görülür sonuç veriyor
-------------------------------------------------------

aldığım alıntıda yazmıyordu ama reiki 2 seviyesinde olmayanlar gma veya diğer enerjilerle de çalışabilir...
[/FONT][/SIZE]

bob 12. May 2009 09:36 AM

Merhaba.
Sevgili Sarah kardeşimiz, batıl inançlara-safsatalara güzel örnekler vermiş.
Teşekkür ederiz.

SARAH 12. May 2009 01:32 PM

Sayın süper mod::::lütfen dikkat
 
[QUOTE=bob;2867]Merhaba.
Sevgili Sarah kardeşimiz, batıl inançlara-safsatalara güzel örnekler vermiş.
Teşekkür ederiz.[/QUOTE]

[SIZE="4"][FONT="Georgia"][COLOR="Navy"]Sayın süper mod kardeşim,

Açıklamaların kişilerin kendi anlayışları ile ilintili batılmı?Değilmi kendisi karar versin. Açıklamaların faydalı yönlerini almak ve bu fırsatlardan faydalanmanın nesi kötüki? Biz insan lar bir çok yönden zayıfız. Bunu güçlendirmenin nesi kötü olabilir. Ani karar verip batıl ve safsata demeyiniz lütfen. Kişilerin kendine bırakın. Burası bir paylaşım forumu ise okuyucunun kendisi karar vermeli. Yazıtlar eskileri dile getirebilir belki ama bir İbni sinanın tıp kitabı günümüz modern tıbbı anlatmaz ve o belki sizce kocakarı ilaçları dediğiniz bitkisel yani alternatif tıp dediğimiz tedaviyi avrupa ve amerikada hala okutulmakta. Modernizm adı altında insanlıga faydalı bilgileri baltalamak hiç hoş değil. Düşünce sistemimizin bozulduğunda ne yaparız psikiatr lara gideriz. Birçok beyni bulandırıcı ilaçların yanısıra ki bu ilaçlar sadece destekleyicidir. Asıl tedavi terapidir değilmi? Seanslar uygulanır. ve hastalar ilaçlardan ziyade terapilerle düzelir. Yazıları dikkatli okursanız faydalı olduğunu belki görebilirsiniz.::Selam ile kalın........SARAH[/COLOR][/FONT][/SIZE]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:37 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam