hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Namaz (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=236)
-   -   Namazda el baglamanin kökeni (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3041)

aorskaya 14. November 2012 08:36 AM

[QUOTE=bartsimpson;14430]Salat emri, eğitim ve öğretimi kapsıyorsa namazda kuranın tümü okunabilir. Dua'da nebilerin duaları ile yapılabilir.
Neticede Kuran, Allah katından insanlığa indirilmiş bir ders ve bizim de olabildiğince çok ders almamız gerekiyor.[/QUOTE]

Sevgili bart,

Salat emri genel olarak;eğitim-öğretim-destek-namaz hepsini kapsamaktadır.
Ancak özel olarak belirli vakitlerde ise sadece namaz ve sonrası dua ile zikir şeklinde olmalıdır.

Bu nedenle eğitim-destek olmadan yapılan salat yani namazda, kurandan her yer okunmamalıdır.

Kurandan her yerden okuma, ilk başlarda ve üzerinde iyice düşünülmezse, özelliklede cemaatle kılınan namazlarda, namazın eğitim-öğretim görevinide sağladığı düşüncesiyle mantıklı ve hatta daha cazip gelebilir.

Ancak; bireysel olarak kılınan namazlarda ise bu durum; diğer ibadetlerden ayrı bir anlam ifade eden namazın ruhuna aykırı durum yaratır, namazın anlamı ile çelişir.

Bu husuları tekrar düşünerek, görüşlerinizi belirtirseniz konuyu detaylandırabilirim.

selamlar,
aorskaya

bartsimpson 14. November 2012 10:18 AM

Örnekleme yapalım Aorskaya,

Namazda okunması ve okunmaması gereken ayetleri belirleyin.
Ya da boşverin ben şöyle açıklamaya çalışayım.

Enam (105) Onlar, "Sen iyi ders almışsın" desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur'an'ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.
Araf (133) Biz de, her biri ayrı ayrı birer mucize olmak üzere başlarına tufan, çekirge, ürün güvesi (haşerât), kurbağalar ve kan gönderdik. (Hiçbirinden ders almadılar.) Büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.
Bakara (13) Onlara, "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise, "Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?" derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
Bakara (76) Onlar iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah'ın (Tevrat'ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?"
Bakara (179) Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.
Bakara (197) Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.
Bakara (269) Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar.
Al-i İmran (7) O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Al-i İmran (190) Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Maide (13) İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.
Maide (14) "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!
Maide (58) Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
Maide (100) (Ey Muhammed!) De ki: "Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile." Ey akıl sahipleri Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
Enam (136) Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O'na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, "Şu Allah için, şu da bizim ortaklarımız (putlarımız) için" dediler. Ortakları için olan Allah'ınkine eklenmiyor. Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor... Ne kötü hükmediyorlar!
Enam (32) Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Araf (66) Kavminin ileri gelenlerinden inkar edenler dediler ki: "Şüphesiz, biz seni akıl kıtlığı içinde görüyoruz. Biz senin mutlaka yalancılardan biri olduğuna inanıyoruz."
Araf (67) Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim."
Enfal (22) Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
Yunus (42) Onlardan sana kulak verenler de vardır. Fakat sağırlara, hele akılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
Yunus (100) Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
Yusuf (2) Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
Yusuf (111) Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur'an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Rad (19) Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör gibi olur mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar.
İbrahim (52) Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.
Ta Ha (54) Yiyin, hayvanlarınızı yayın. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren) deliller vardır.
Ta Ha (128) Yurtlarında dolaşıp durdukları, kendilerinden önceki nice nesilleri helak etmiş olmamız, onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ibretler vardır.
Furkan (44) Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
Ankebut (63) Andolsun, eğer onlara, "Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?" diye soracak olsan, mutlaka, "Allah" diyeceklerdir. De ki: "Hamd Allah'a mahsustur." Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar.
Sad (29) Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.
Sad (43) Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
Zümer (21) Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Zümer (18) Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.
Zümer (9) (Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.
Mümin (54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. İsrailoğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
Mümin (67) O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
Tur (32) Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?
Haşr (14) Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Halbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
Talak (10) Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur'an) indirdi.
Fecr (5) Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.

Kuranda bu ve buna benzer pek çok daha yazamadığım ayet var ders alınması, ibret alınması, akıl edilmesi, inkar edilmesi ile ilgili.

E hali ile ben okurum aklıma kaşarlı tost gelir.
Adam okur aklına ampulü icat etmek gelir.

(Yukarıdaki betimlemeler teşbih amaçlıdır)

aorskaya 14. November 2012 11:25 AM

[QUOTE=bartsimpson;14470]Örnekleme yapalım Aorskaya,

Namazda okunması ve okunmaması gereken ayetleri belirleyin.
Ya da boşverin ben şöyle açıklamaya çalışayım.

Enam (105) Onlar, "Sen iyi ders almışsın" desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur'an'ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz.
Araf (133) Biz de, her biri ayrı ayrı birer mucize olmak üzere başlarına tufan, çekirge, ürün güvesi (haşerât), kurbağalar ve kan gönderdik. (Hiçbirinden ders almadılar.) Büyüklük tasladılar ve suçlu bir kavim oldular.
Bakara (13) Onlara, "İnsanların inandıkları gibi siz de inanın" denildiğinde ise, "Biz de akılsızlar gibi iman mı edelim?" derler. İyi bilin ki, asıl akılsızlar kendileridir, fakat bilmezler.
Bakara (76) Onlar iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah'ın (Tevrat'ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?"
Bakara (179) Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.
Bakara (197) Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının.
Bakara (269) Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri anlar.
Al-i İmran (7) O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihdir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Al-i İmran (190) Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
Maide (13) İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.
Maide (14) "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!
Maide (58) Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
Maide (100) (Ey Muhammed!) De ki: "Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile." Ey akıl sahipleri Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.
Enam (136) Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O'na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, "Şu Allah için, şu da bizim ortaklarımız (putlarımız) için" dediler. Ortakları için olan Allah'ınkine eklenmiyor. Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor... Ne kötü hükmediyorlar!
Enam (32) Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
Araf (66) Kavminin ileri gelenlerinden inkar edenler dediler ki: "Şüphesiz, biz seni akıl kıtlığı içinde görüyoruz. Biz senin mutlaka yalancılardan biri olduğuna inanıyoruz."
Araf (67) Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Bende akıl kıtlığı yok. Aksine ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim."
Enfal (22) Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
Yunus (42) Onlardan sana kulak verenler de vardır. Fakat sağırlara, hele akılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
Yunus (100) Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
Yusuf (2) Biz onu, akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
Yusuf (111) Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur'an uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Rad (19) Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör gibi olur mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar.
İbrahim (52) Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.
Ta Ha (54) Yiyin, hayvanlarınızı yayın. Şüphesiz bunda akıl sahipleri için (Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren) deliller vardır.
Ta Ha (128) Yurtlarında dolaşıp durdukları, kendilerinden önceki nice nesilleri helak etmiş olmamız, onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ibretler vardır.
Furkan (44) Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.
Ankebut (63) Andolsun, eğer onlara, "Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?" diye soracak olsan, mutlaka, "Allah" diyeceklerdir. De ki: "Hamd Allah'a mahsustur." Fakat onların çoğu akıllarını kullanmazlar.
Sad (29) Bu Kur'an, âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.
Sad (43) Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını bahşettik.
Zümer (21) Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı. Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. Sonra da Allah onları kurumuş çer çöp haline getirir. Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır.
Zümer (18) Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir.
Zümer (9) (Böyle bir kimse mi Allah katında makbuldür,) yoksa gece vakitlerinde, secde halinde ve ayakta, ahiretten korkarak ve Rabbinin rahmetini umarak itaat ve kulluk eden mi? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.
Mümin (54) Andolsun, biz Mûsâ'ya hidayet verdik. İsrailoğulları'na da, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak o kitabı (Tevrat'ı) miras bıraktık.
Mümin (67) O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.
Tur (32) Bunu kendilerine akılları mı emrediyor, yoksa onlar azgın bir topluluk mudur?
Haşr (14) Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Halbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
Talak (10) Allah, ahirette onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O halde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah'a karşı gelmekten sakının! Allah, size bir zikir (Kur'an) indirdi.
Fecr (5) Şüphesiz bunlarda, akıl sahibi bir kimse için üzerine yemin edilmeye değer bir özellik vardır.

Kuranda bu ve buna benzer pek çok daha yazamadığım ayet var ders alınması, ibret alınması, akıl edilmesi, inkar edilmesi ile ilgili.

E hali ile ben okurum aklıma kaşarlı tost gelir.
Adam okur aklına ampulü icat etmek gelir.

(Yukarıdaki betimlemeler teşbih amaçlıdır)[/QUOTE]

Sevgili bart, sevgili kardeşlerim;
yazıların içeriği "namazda el bağlama" başlığını çok aştığından, islam ve namaz:2 kurandan delillerle doğru namaz kısmında cevaplarıma devam etmemin daha uygun olduğunu düşünüyorum ve rabbim izin verirse orada cevaplayacağım.

selamlarımla,
aorskaya

aRaYaN 15. November 2012 05:27 PM

[QUOTE=merdem;14336]1. Kureys'in putlarinda hubel

2. Kureys'in putuna uyan Seyh[/QUOTE]

Namaz da el bağlamanın kökeninin hubel olduğunu bu iki resmi yanyana koyarak ispatlayamazsın.Şeyhin kureyşin putuna uyduğu düşüncen çok ağır bir itham.
Sen diyorsun ki hubelin eli bağlı olduğu için bu insanlarda eli bağlı kılıyorlar.Fakat ya hubelden de öncesinde namaz kılmayı(size göre tazarrulu yakarışı) öğretirken elleri bağlı olarak duran bir hanif'in öğretilerini yanlış inançları olan putlara bulaştırmışlarsa ? Hubeli de hubelin yapıldığı zamanlardaki insanlar atalarından gelen bilgilere göre yaptılar.
[B]Doğru birşeyi veya en azından yanlış olmayan birşeyi birileri kendi yanlışlarına alet etmişlerse,o şeyin başlangıcı o yanlışa alet edilme tarihi midir ?[/B]

merdem 15. November 2012 06:24 PM

[QUOTE=aRaYaN;14527]Namaz da el bağlamanın kökeninin hubel olduğunu bu iki resmi yanyana koyarak ispatlayamazsın.Şeyhin kureyşin putuna uyduğu düşüncen çok ağır bir itham.
Sen diyorsun ki hubelin eli bağlı olduğu için bu insanlarda eli bağlı kılıyorlar.Fakat ya hubelden de öncesinde namaz kılmayı(size göre tazarrulu yakarışı) öğretirken elleri bağlı olarak duran bir hanif'in öğretilerini yanlış inançları olan putlara bulaştırmışlarsa ? Hubeli de hubelin yapıldığı zamanlardaki insanlar atalarından gelen bilgilere göre yaptılar.
[B]Doğru birşeyi veya en azından yanlış olmayan birşeyi birileri kendi yanlışlarına alet etmişlerse,o şeyin başlangıcı o yanlışa alet edilme tarihi midir ?[/B][/QUOTE]


Ameller niyetlere göredir. Icimizdeki seytan dürtelemeleri ve meleklerin uyarmalari arasinda en dogru kararlari alabiliyorsak hersey halolunmus demektir.

Her kul, asla sirk kosmamak sartiyla, Rabbine istedigi sekilde saygi gösterebilir. Saygiyi ve sevgiyi kaliplamaya, sart kosmaya lüzum yok. A4 format gibi olmamali ibadetlerimiz, en azindan Allah ile kul arasinda olan ibadetler tamamen bir serbestlik, bir ictenlikle olmali. KDV degil ya bu, benim ibadetim Allah'imadir, O'nun icindir, yalniz O'nadir. Namaz özel bir ibadettir.

( Lütfen simdi bir Kardesimiz cikipta, seyhin niyetinin ne oldugunu sen nereden biliyorsun diye sormasin, cünkü böyle bir kanida bulunmak benim haddime düsmez ve böyle bir iddiada zaten bulunmus degilim. )

Selamlarimla.

aRaYaN 15. November 2012 06:30 PM

[B]Kureyşin putuna uyan şeyh[/B] yazıyor konunda. Bu nedir ?

merdem 15. November 2012 06:50 PM

[QUOTE=aRaYaN;14530][B]Kureyşin putuna uyan şeyh[/B] yazıyor konunda. Bu nedir ?[/QUOTE]

Selam Arayan Kardesim,

1. Yalnizca 2 resim yanyana koyulmus, bir konu olarak acilmamis ve hakkinda hicbir aciklama yapilmamis farkettiyseniz.

2. El baglamanin namazin icerisine nerden geldigini bile bilmiyoruz.


Misal:

[COLOR="Red"]Sağ eli sol el üzerine koymak. Namaz kılan kişinin tekbirden sonra sağ elini göbeğinin altında olmak üzere sol eli ve bileği üzerine koyması sünnettir. Hz. Alî'den, rivayete göre şöyle demiştir. "Sağ elin sol el üzerine, göbeğin altına konması sünnettendir" (Ebû Davud, Salat, 118; Ahmed b. Hanbel, 1,110; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslamî ve Edilletüh, l, 687).[/COLOR]
[COLOR="Blue"] Şafiîlere göre, iki elin kadınlarda göğüs üzerine, erkeklerde ise göbeğin üstüne konulması müstehaptır. Çünkü insanın kalbi soldadır, böylece eller en şerefli bir organ üzerine konulmuş olur.[/COLOR]
[COLOR="DarkOrange"]Malikîlere göre, namazda iki elin vakarlı bir şekilde yanlara salıverilmesi menduptur. Ancak nafile namazlarda ellerin göğüs üzerinde bağlanıp tutulması caizdir. Fakat farz namazlarda el bağlamak mekruhtur. Çünkü bu durum bir yere dayanmak gibidir. Ancak el bağlama sünnet olduğu için yapılırsa mekruh olmaz (ez-Zühaylî, a.g.e., l, 687, 688).[/COLOR]

Genis bilgi icin buralara bakabilirsin, benim beynim sulandi neredeyse hadisleri okurken, cesitli versiyonlarla degisik sahislardan anlatilmislar. Isteyen baglasin isteyen sallasin kendi bilecekleri birsey, ama el baglamak "FARZ" dir denilmez.

[url]http://www.tahahaber.com/haber/317-namazda-elleri-baglama-uzerine[/url]

[url]http://kufe.blogcu.com/meshur-bir-bidat-namazda-el-baglama/4563100[/url]

Gönlün neye yatiyorsa onu kabul edersin.

Selamlarimla.

aRaYaN 15. November 2012 06:58 PM

Aleykümselam Merdem.

İsteyen bağlasın diyorsun.O şeyhte bağlamış.''Uyan'' kelimesini kullandın mı yargı içerir.Sanki kişinin niyetini biliyormuşuz gibi olur.Hemde yanlış bir yargı olur.O şeyh o putun eli öyle diye öyle bağlamış değil.İkimizde biliyoruz ki o kişi elini dini anlamda değer verdiği kişilerin telkiniyle öyle bağlıyor.[U]Kureyşin putuna uyan[/U] demek sence de ağır değil mi ? Benzeyen desen bir nebze hafif olur ama,kendin istediği şekilde bağlar/bağlamaz diyorsun.Mesela bende namaz kılarken elimi o şekilde bağlıyorum.Kureyşin putuna mı uyuyorum ?

Birbirine benzeyen iki şeyden birisi diğerinden eskidir diye,yeni olan eski olanı görüp,duyup taklit etmiştir, tarzındaki bir inanış yanlış.

2. maddedeki yazında söylediklerin açtığın konu ile çelişiyor.

bartsimpson 15. November 2012 07:21 PM

[QUOTE=pramid;14376]Eli bağlama ritüeli, miskine karşı elimizi bağlamamız gibi algılamayalım. Dileyen elini bağlar dileyen dilini. Ellerini bağlayanlar, zalime karşı eli kolu bağlı olmasınlar.

İster bağla ister bağlama sevgili merdem, eli - kolu bağlı olmada ...

Ben bağlamadan ziyade kuranı elime alıp o kitabı okumayı tercih ediyorum. Elim kuranı tutuyor yani. Bağlayanda tevazudan bağlıyordur heralde.[/QUOTE]

Bu konuda [U][B]bence[/B][/U] söylenebilecek söz söylenmiştir gerisi teferruattır.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:03 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam