hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Kuran Merkezli ve Allah odaklı iman! (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=463)
-   -   Tezgahında kur'an satan şeytan! (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2082)

TEBYİN 22. December 2010 02:19 PM

Tezgahında kur'an satan şeytan!
 
[SIZE="4"][COLOR="DarkRed"]Önce, TEFSİR kelimesi ile ilgili TEBYİNÜLKUR'AN da geçen tanımı görelim..


Tefsîr sözcüğü, terim olarak "Kur'ân'ı, Yüce Allah'ın muradına delâlet etmesi yönünden beşerî takat oranında açıklamak" demektir.

Hefsîr sözcüğünün kökü *fesr* sözcüğüdür. "Açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamına gelen bu sözcük, ilk defa tıp alanında "doktorun suya bakması" anlamında kullanılmıştır. Nitekim bu kökün başka bir türevi olan *tefsîra* sözcüğü, "hastalığın tespiti için üzerinde araştırma yapılan sidik" demektir. [0-1] Lisânü'l-Arab; Fesr maddesi, cilt 7, sf. 101.

Hekimler getirilen "tefsîra"ya bakarak hastalıkların sebeplerini bulup açıkladıkları için fesr sözcüğü de zamanla yukarıda verilen "açıklamak, örtülü şeyi açmak" anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Fesr sözcüğünün tef'il babından mastarı olan tefsîr sözcüğü de bu anlama paralel olarak "iyice araştırmak, çok açıklamak" anlamında kullanılmaktadır.

Bütün bunlar, tefsîr sözcüğünün filolojik olarak şu anlamlara delalet ettiğini göstermektedir: "Anlaşılamamış, kapalı, müşkül, müphem bir sözü, konuyu, ya da meseleyi anlaşılır hâle getirmek." Böyle bir tarif, sözcüğün terim anlamı için verdiğimiz tanımla da uyumludur. Ragıp da el-Müfredât adlı eserinde tefsîr sözcüğünü Lisânü'l-Arab'a uyumlu olarak açıklamıştır. [0-2] El-Müfredât, Fesr maddesi, sf. 380.

Bu bilgilere göre "Kur'ân tefsîri" diye yazılan eserler, müellifleri böyle düşünmeseler de, Kur'ân'ın kapalı, müphem ve örtülü olduğunu peşinen kabul etmiş olmaktadırlar.

Bu nedenle, elinizdeki bu çalışmanın bir Kur'ân tefsiri olmadığını özellikle belirtmek gerekir. Bizim anlayışımıza göre Kur'ân'ın insanlar tarafından tefsirine ihtiyaç yoktur. Çünkü Kur'ân'ın bizzat kendisi yüceler yücesi Rabbimiz tarafından yapılmış en güzel tefsirdir. Nitekim Furkan Sûresinin 33. Âyetinde, Onların sana getirdikleri hiçbir temsil yoktur ki, sana hakkı [doğrusunu] ve en güzel açıklamayı getirmeyelim denilerek Kur'ân'ın en iyi tefsir olduğu, ele aldığı meseleleri en güzel şekilde açıkladığı ve problemleri tamamen çözdüğü bildirilmektedir. Ayrıca Kur'ân'da - âyâtün beyyinâtün, - kitâbün mübîn, - beyyenehü,- mübeyyinât, - tibyân ve - beyân gibi aynı kökten türetilmiş kavramlarla Kur'ân Âyetlerinin apaçık olduğu bildirilmiş, Kur'ân'ın kapalı, müşkül, anlaşılmaz olmadığı yüzlerce kez vurgulanmıştır. Yüce Allah kitabındaki mesajlarının açıkça anlaşılabilmesini sağlamak için her türlü anlatım tekniğini kullanmış, bir anlatım aracı olarak sivrisinek gibi en basit şeyleri bile örnek vermekten çekinmemiştir. Böylece ilâhi mesajlar üniversitedeki akademisyenden dağdaki çobana kadar herkes tarafından anlaşılabilecek bir açıklığa kavuşturulmuştur.

Kur'ân'ın herhangi bir tefsire gerek duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır olduğunu gösteren bu gerçekler ortada iken Kur'ân'ı tefsir etme iddiasıyla yola çıkmak, en hafifinden cüretkârlık olarak nitelendirilecek bir yaklaşım olsa gerektir.


Demek ki neymiş, Kur'anın tefsire ihtiyacı yoktur, zaten Tefsir edilmiş bir şekilde indirilmiştir.
Gerçekler bu iken, piyasa da bulunan binlerce tefsiri hangi mantıkla açıklamak gerek?
Bunu da bir kenara bıraktık.
Müfessirlere bir İLAH elbisesi giydirmek ve onlar "olmasaydı bu din bize ulaşmazdı" mantığına saplanmak, bir Kur'an mü'minine yakışacak tavır mıdır?
Eğer Kur'anı anlamak ve hayatımıza yansıtmak için müfessirlere ihtiyacımız vardı ise..
Allah.. Hcr Suresi 9 Hiç kuşkusuz, o zikiri/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz. ayetini laf osun diye mi indirmiştir.
Bu mucize ayet ortada dururken, halen -MÜFESSİRLER, MEZHEP İMAMLARI OLMASA HALİMİZ NİCE OLURDU- mantığını gütmenin manısı nedir?
Yoksa, hiristiyan ve yahudilerin haham ve rahiplerini kutsamaları hastalığına bilmeden izde mi tutulduk?..

Şunu kabullenmek zorundayız.
İlmin yolunu tersine çevirdik ve ALLAH'ın bak dediği yerden değil de, kendini ALİM ilan edenlerin bak dediği yerden baktık asırlarca.
Ve şöyle bir tavır takındık..
-Bu din müfessir ve alimlerin çabasıyla isminden söz ettirmiş ve insanlara ulaşmıştır..

Ben tam tersini söylüyorum..
Müfessir, muhaddis ve binlerce alim bu dinin sırtından semirmiş, isim yapmış ve adam sanılmıştır.
Kur'an resmen bir şöhret basamağı olarak kullanılmış ve Allah'ın APAÇIK beyanına rağmen, kimsenin anlayamayacağı teziyle, anlaşılır hale getirilmek için abuk-sabuk ilim dalları tanzim edilerek, güya Kur'anın sağlaması alınmaya çalışılmıştır..
-Hadisler olmasa Kur'an anlaşılmaz.. noktasından hareket eden bu yerli pavluslar, her adımda işi biraz daha ileri götürerek.. Zamanla, yahudi, hiristiyan, çin, hint ve yunan felsefelerinde ne kadar zırva varsa, hepsini TEFSİR mantığıyla Kur'ana boca ederek, kolayca anlaşılabilecek bir kitabı, bilmem kaç ilim dalını bilmeden öğrenilemeyecek hale getirmişlerdir.

İşin en acı tarafı ise Allah'ın kitabına yamanan saçma felsefelerin zamanla dinleşmesidir.
Allah ayetinde ANCAK ARINMIŞ KULLARIN KUR'ANDAN İSTİFADE EDEBİLECEĞİ ni beyan eder..
Pavlus müfessirler bunu ABDESTSİZ KUR'ANA EL SÜRÜLEMEZ diye kayda bağlayıp, Kur'an yoluna bir mayın döşerler..
-Siz anlayamazsınız, bizim kitaplarımızı baş tacı edin, biz size anlatırız.. diyerek, ikinci..
-Siz kulluktan ne anlarsınız, bize gelin anlatalım.. ile üçüncü..
-Kur'an-ı sakın ANLAMAK ve ANLAMLANMAK için okumayın, gidin ölülere okuyun..ile dördüncü..
-Hatim yapın, muhakkak arabçasıyla okuyun, başka dilde günahtır.. ile beşinci..
Derken..
Bir bakmışsın ki..
Kur'anın her tarafı mayınlarla dolu..
Bir düşünürsün..
Bu mayınları masonlar mı?
Yoksa Katolikler mi döşedi?
Hayır!..
Bize MÜFESSİR-MEZHEP İMAMI-ALİM diye yutturulan yerli masonlar, yerli katolikler işledi aslında bu cinayeti..
En büyük handikapımız..
Kendi aklımızı kullanamamamız ya..
Her daim bundan yakınır dururuz hani..
Ama, bir nehir gibi kıyamete dek akması gereken İLMİN bilmem hangi MÜCEDDİD!! zamanına hapsedilmesi..
Kaskatı bir şekilde ulaşılamayacak bir tarih ve zeminde tutulması..
Eğer AKIL TUTULMASI değilse nedir?
-Efendim, ilk müfessir Razi şu konuda şöyle demiştir, bu mantık bu çağa uymuyorsa bile, böyle kabul edilmeli, yoksa RAZİ TANRISI HEPİMİZİ CISS yapar..
Tamam, Razi en doğrusuna ulaşmışsa, niye başka tefsirler kaleme alınır ki?
Çoğaltalım Raziyi, her eve bir adet yerleştirelim, her ev de bir HUBEL olursa, millet niye yeni bir HUBEL arasın ve edinsin ki?

Her şey bu kadar da basit değil işte..
Tamam, tefsir şart ama..
Okuduğumuz tefsir aynı zamanda TASAVVUFtan da bahsetmeli..
Hemen RUHUL FUKRAN alınmalı ve ikinci HUBEL birincinin sağına iliştirilmeli..
Ben tefsir de bol bol HADİS te görmek istiyorum..
Hemen bir İBNİ KESİR ve birinci Hubelin soluna..
Ben NURCUYUM arkadaş, çiçekten, böcekten, kavaktan ve kabaktan bahsetmeyen tefsire tefsir mi denir?
Hemen RİSALELER hubelini, birincinin ardına asker yazmalı..
Hem RİSALELER Kur'anın libası değil miydi?
Libassız, çırılçıplak üşüsün mü istiyorsunuz?
Zaten Risaleler yazılana dek Kur'an tir tir titreyerek nerdeyse donup mahvolmak üzreydi..
Üstadımız imdada yetişti de, kıyamete dek koruyacak libası elceğiziyle biçimlendirip giydirdi de Kur'anı yok olmaktan kurtardı!!!..

Ve ELLER HİÇ DURMADAN YAZDI, YAZDI..
Bu Allah'tandır denerek millete sunuldu..
Bir tek ALLAH'a kul olması için yaratılan insanlıksa..
Binlerce HUBELE, PAVLUSA, UZZAYA kul edildi..
Ve bir el araya girip, YETER, KULLUK SADECE ALLAHA'dır dediği an..
Ya zındık, ya kafir veya fasık/münafık ilan edildi..

Bütün bunları niye mi yazdık..
Şunun için..

Arkadaşlar kalkıp başına KUR'AN takısı takılı bir sürü gurup ya da oluşum kuruyor.
Ortaya bir konu atılıyor.
KUR'AN ABDESTLİ Mİ OKUNMALI ABDESTSİZ Mİ?
Çıkıp diyorsunuz ki,
-Arkadaşlar, ABDEST ve NAMAZ denen iki terim, müfessirlerce üretilmiş GDOlu iki terimdir.
Kur'an ne ABDESTten bahseder ne NAMAZ dan.
Kur'anda geçen EL-KOL-YÜZ-AYAK yıkamalı ritüel..
Müslümanların SALAT toplantılarına katılırken azami dikkat edecekleri şeylerdir.
Ve Kur'an da geçen her SALAT kelimesini NAMAZ olarak çevirmek Kur'ana ihanettir.
İki kökten türemiş bu kelime..
SLY
ve
SLV
şekliyle yer alır ki..
Birini türkçeye NİYAZ olarak...
Diğerini ise, TAĞUTA-ŞİRKE-KÜFRE karşı dik durmak..
Sosyal Adaleti tesis etmek..
Yardım, infak ve desteği yaygınlaşırmak.. diye çevirebilirsiniz.

Lütfen,
Kur'anın orjin literatüründe bulunmayan kavramları ona boca ederek, tanrılık ve ilahlık taslamayalım..
Şirkten uzak durmanın yegane şartı, ALLAH'ın indirdiği ve bildirdiği ile yetinmektir..

Sen misin bunu diyen..
Hemen bütün mesajlarımız, yorumlarımız silinir..
Ve LAT-UZZA-MENAT hatırına hem Kur'an ve hem onun gerçekleri kurban edilir..

Aklımızı başımıza devşirelim beyler..
Kur'an üstü kutsallar edinerek MÜSLÜMANCILIK oyunu oynamayalım.
Ya Kur'an diyerek yola çıkmayın ki bu durumda bizim de bir itirazımız olmaz..
Kur'an diye yola çıkıyorsanız, her hareketiniz, tavrınız ve yorumunuz KUR'ANca olmalıdır..
Sizler Kur'anı kalkan yaparak müfessir-muhaddis-mezhep imamları ve alimleri koruyarak..
Kur'ana biçtiğiniz rol'ün farkındasınızdır umarım..

Kur'anın şakası olmaz..
Kur'an heva ve hevslere aracı da yapılamaz..
Kur'an güneş gibidir ve ışığını-ısısını yayması için yapay hiçbirşeye ihtiyaç duymaz.

Şunu unutmayın..
Kur'anın size/bize ihtiyacı yoktur.
Sizin/bizim O'na ihtiyacımız vardır.


Ve Kur'anı, birilerini kutsamak için aracı tutmayalım.
Kimsenin varlığı Kur'ana şan şeref sunmaz..
Kur'anın varlığı bizlere şan şereftir.

Umarım artık KUR'ANca bir hayat tarzını benimseyerek..
Şeytanın düştüğü kör döngülere ve tuzaklara yakalanmayız..[/COLOR][/SIZE]

hiiic 22. December 2010 04:03 PM

Allah razı olsun...

aşık74 23. December 2010 10:13 AM

Hepsi iyi güzel,teşekkür ederiz. Çok güzel noktalara parmak basmışsınız.
Peki kitabımız rabbimizin dediği gibi apaçık ve anlaşılır ise bu karışıklıklar neden ?
Ben yıllardır bu işin içinden çıkamadım,çıkamıyorum ! :(

Demişsinizki ; Kur'an da geçen her SALAT kelimesini NAMAZ olarak çevirmek Kur'ana ihanettir.

Peki hangisi namaz diye geçen kelimedir kuran da ?

2 vakit kılanlar !
3 vakit kılanlar !
5 vakit kılanlar !
Namaz yok salaat var diyenler !
Benim gibi namaz'ın varlığından emin olamayıp bırakanlar !
Abdest ve gusül aslında çok farklı diyenler !

Şimdi diyeceksinizki neden bıraktın namazı ? Bende diyeceğim ki ; ya yoksa ?

Din'de olmayan bir şeyi din'e sokmak ne demektir ? Hepimiz biliyoruz :(

En sonunda kafayı yememek elde değil ! Hiç bir şeyden emin değilim ve olamıyorum !

Başınız ağrıttıysam özür dilerim...

selamlar ve sevgiler kardeşlerim...

Miralay 23. December 2010 10:31 AM

Selam
Baş ağrıtmak ne demek aşık74 kardeşim; bilakis baştacısın.

Namazla ilgili hususa gelince;

Malumunuz bir takım zihniyetler tarafından müslümanların beynine empoze edilen ibadet uygulamalarından Kur'an neden sorumlu olsun ki. Halbu ki Kur'an'ı düz mantıkla, her türlü önyargı ve önbilgilerden arınarak okursak; her okuyan aynı şeyi anlayacaktır.
Bizi ihtilafa düşüren tek şey; önyargılarımız ve küçüklükten beri bize dikte ettirilen ön bilgiler ve zanlardır.

Ben de Kur'an'da açıklanmadığı için namaz kılmayanlardanım.
Öyle "herkes daha önceden bildiği için Kur'anda namaz tarif edilmemiştir" sözüne katılmıyorum. Zira Kur'an evrenseldir. Sadece Arap yarımadasına hitap etmez; hitabı yeryüzündeki ve her çağdaki tüm insanlaradır. Kur'an'ı dar kalıplara sokmaya çalışanlar ancak ihtilafa düşerler.

Diyeceksiniz ki; "Ya resulun sünnetleri?"...

Haklısınız. Lakin o zamandan bu zamana sünnetler değişime uğramamış mıdır acaba?
Tıpkı hadislerdeki gibi, siyerlere de ne kadar güvenebiliriz.

Saygılarımla

aşık74 23. December 2010 03:34 PM

Hay ALLAH razı olsun be abicim/kardeşim...

Benim gibi düşünenlerin olduğunu görünce,duygularım hislerim farklılaşıyor.
Gözlerim doluyor , hıçkıra hıçkıra ağlayasım geliyor .
Yanlız olmadığımı hissediyorum..

36 yaşımda,1 evlat babası , sıradan bir insanım. Esnafım.

20 li yaşlarımdan beri din'e yatkın bir ruh halim var.
Bilmediğimizden ,aklımı çalıştıramadığımdan,yatığım hatalar oldu.
Balıkesirde 3 değişik tarikat'a gittim.
Değişik guruplarda yer aldım.
Hanifler sitesini tanımadan önce de , nur cemaat ine gidiyordum.
Velhasıl kelam ,bu siteyi tanıyana kadar girip çıkmadığım yer kalmadı.

Ama hiç bir zaman , ben doğru yoldayım demedim.Diyemezdimde.

Halada arıyorum,ve diyorumki , bence şu an, din diye yaşadığımız hiçbir şey KUR'AN da yok gibi görünüyor..

Şu an aynı; açık denizde yol alan bir yelkenli gibiyim,kara yı arıyorum. Bilmiyorum,kara yı bulabilecekmiyim ?Bilmiyorum,bilemiyorum,üzülüyorum,seviniyorum, acaba bu mudur diyorum...

Aklımda çok şeyler var ama yazamıyorum...

selam olsun....

Miralay 23. December 2010 08:34 PM

Selam
Allah senden de razı olsun kardeşim.
:) ister abi de,istersen kardeşim de farketmez. sonuçta hepimiz İslam kardeşiyiz.

Benden tavsiye Kur'an mealleri okumaya,Kur'anı incelemeye devam et. Daha neler göreceksin neleeer güzel kardeşim. İslam, öyle küçük yaşımızdan beri bize anlatılan gibi olmadığını bizzat Hz.Kur'andan görüp,anlayacaksın

Saygı ve sevgilerimle
Allah'a emanet olunuz

Barış 23. December 2010 08:55 PM

Selam Aşık Kardeşim,

Hepimizin içine düştüğü bir haldir ki, Kuran okurken, bir şekilde bildiğimiz kavramları orada arıyoruz. Ya da mealde okuduğumuz bir kelimenin anlamını zaten bildiğimizi varsayıyoruz. Okumaya,araştırmaya,anlamaya çalıştıkça gerçekleri görüyoruz. İyiniyetli okumalarımız Allahın izniyle ve yardımıyla güzele gerçeğe ulaştırıyor bizi. Acele etmeden,yılmadan, öğrendiklerimizi mutlaka hayatımızda tatbik ederek gayret etmemiz gerekiyor.

Yalnız değiliz. Bakın, burada birçok arkadaşlarımız var. Herşeyden evvel Rabbimiz velimiz ve yardımcımızdır. Öğretmenimizdir. Yeter ki bizler öğrenme niyetinde olalım.

Selam ve sevgi ile.

TEBYİN 24. December 2010 07:25 AM

[B]Kur'anı NUHUN GEMİSİ olarak düşünelim
Boğulmak üzreyken yanıbaşımızda bitivermiş
Yani, ya binerek kurtulacağız ya da ebeden kaybedeceğiz
KARAR ANININI iyi değerlendirelim, iki cihanımızıda berbat etmeyelim[/B]

Barış 24. December 2010 09:19 AM

Nuh'un Gemisi gerçekten çok güzel bir benzetme olmuş.

Aslında bir açıdan dünya hayatı her an tufandır, her an ise kıyametimiz gelebilir.

Kuran'ı indirene hamdolsun.

hiiic 24. December 2010 03:01 PM

[B][U]Bakara 213 [/U]
İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberleri gönderdi. İnsanlar arasında, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda hüküm vermeleri için, onlarla beraber hak yolu gösteren kitapları da gönderdi. Ancak kendilerine kitap verilenler, [COLOR="Red"]apaçık deliller geldikten sonra,[/COLOR] aralarındaki kıskançlıktan ötürü dinde anlaşmazlığa düştüler. Bunun üzerine Allah iman edenlere, üzerinde ihtilafa düştükleri gerçeği izniyle gösterdi. Allah dilediğini doğru yola iletir. [/B]

[B][U]Hadîd 27 [/U]
Sonra bunların izinden ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oğlu İsa'yı da arkalarından gönderdik, ona İncil'i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik. [COLOR="red"]Uydurdukları ruhbanlığa gelince[/COLOR], onu biz yazmadık. Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar. Ama buna da gereği gibi uymadılar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik. İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır. [/B]

[B][U]Mâide 47 [/U]
İncil'e inananlar, Allah'ın onda indirdiği (hükümler) ile hükmetsinler. [COLOR="Red"]Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fasıklardır[/COLOR]. [/B]

[B][U]Duhân 58 [/U]
Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek [COLOR="red"]kolayca anlaşılmasını sağladık[/COLOR]. [/B]

[B][U]Mâide 101 [/U]
Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Eğer Kur'an indirilirken onları sorarsanız size açıklanır. [COLOR="red"](Açıklanmadığına göre) Allah onları affetmiştir[/COLOR]. (Siz sorup da başınıza iş çıkarmayın). Allah çok bağışlayıcıdır, aceleci değildir. [/B]

[B][U]Bakara 242 [/U]
Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki [COLOR="red"]düşünüp hakikati anlayasınız[/COLOR]. [/B]



[URL="http://www.hepfilmizle.com/national-geographic--inanclar-izle-turkce-dublaj--kisim-1.html"]Tıklayıp bir göz atın lütfen[/URL]

[URL="http://www.bidilektut.com/2010/11/27/religulous-%e2%80%93-ilahi-komedi-izle/"]Bu da başka bir güzel çalışma[/URL]

videolardaki hiç bir veri yaratıcının varlığını red etmez, sadece yaratıcı adına uydurulan hurafelerin, kabe etrafındaki ıslıkçıların amellerini bize öğretir...

[B][U]Enfâl 35 [/U]
Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. (Ey kafirler!) İnkar etmekte olduğunuz şeylerden ötürü şimdi azabı tadın! [/B]

-------------------------------------------------------------------------

içinizde hiç sıkıntı kalmasın, Namaz diye bir şey yok, tazarrulu niyaz var, oda duadır,
farzı 3 dir;
-gönülden boyun eğmek
-yalvararak çağırmak
-aşırıya gitmeden, gözlerden uzak, onunla aramızdaki özel hali koruyara..

kısaca etrafta gözümüze baka baka ağlayıp kendilerine süs verren bir takım eşşek sıfatlıların uydurmalarına takılmamalıyız.


en doğrusunu Allah bilir, bu fikir kişiden kişiye, tecrübeden tecrübeye değişir. Allah en doğrusunu öğretsin

----------------------------------------------------------------------------------------------------


[B][U]A’râf 55 [/U]
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. [/B]

[B][U]A’râf 180[/U]
En güzel isimler (el-esmaü'l-hüsna) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır. [/B]

aşık74 24. December 2010 09:38 PM

Çoook teşekkür ederim hiiiç kardeşim\abim...

Şimdi bu yazdığının üzerine,bu forumdaki 2 vakit veya 3 vakit veya 5 vakit namaz kılan kardeşlerimizin yorumlarını merak ediyorum.Bende sizim düşündüğünüz gibi düşünüyorum artık. Ama içim içimide yemiyor değil.!!! Alışkanlıkları terketmek kolay değil...Ama terk ettim..

selamlar...

hiiic 24. December 2010 11:41 PM

[B]En’âm 52
Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup ta zalimlerden olasın! [/B]

namazdan kastınız aşağıdaki ayetlerin konusuysa, Allahın izin verdiği ölçüde bunları her fırsatta yapmaya çalışıyoruz.
burada asıl amaç, duanın 2-3 yada 5 gibi vakitlere sığrıdılamayacağı, onun gönlün çoştuğu yada ihtiyaç duyduğu her an yapılabileceği gerçeğidir. zaten fıtrata uygun mantıklı yoluda onun ritüel değil, gönüle göre yapılabilirliğidir.
Kıldığımız namazın bir hakikati, kişiden kişiye değişebilecek ve kalıba sokulamayacak bir durumu var, bu gün dincilerce kalıba ve standarta sokulmaya çalışılan şey, dini ve duayı, niyazı ve rabbe yakarışı, içi boş ritüelleştirmekten farksızıdır. oysaki duayla ilgili kesin hükümler verilmiştir, bu gün atalarımızdan kalan uydurmalar, kuran dışı hatalardan başka birşey değildir. kişinin tazarrulu niyazı hiç kalıba sokulir mi? o istenen her an ve istenen her şekilde yapılır, sınırı ve saygıyı aşmamak şartıyla.

İşte rabbin öğütlediği, takva sahipleri için kesin emir niteliğindeki asıl gerçekler. lütfen okuyalım.

lütfen hepsini tane tane okuyalım, aralardan seçtim, benim için şimdilik özel olanları aldım.

[B]A’râf 55
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. [/B]

[B]A’râf 205
Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma [/B]

[B]Enbiyâ 90
Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. [COLOR="Red"]Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.[/COLOR] [/B]

[B]Furkân 77
(Resulüm!) De ki: (Kulluk ve) [COLOR="red"]yalvarmanız olmasa[/COLOR], Rabbim size ne diye değer versin? (Ey inkarcılar! Size Resul'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır! [/B]

[B]Secde 16
Korkuyla ve umutla Rablerine yalvarmak üzere (ibadet ettikleri için), vücutları yataklardan uzak kalır ve kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar. [/B]

[B]Âl-i İmrân 191
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler: ) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru ! [/B]

[B]Mü’min 60
Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti bırakıp büyüklük taslayanlar aşağılanarak cehenneme gireceklerdir. [/B]

[B]Nisâ 103
Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır. [/B]

bunlar, şekilsel namaz hususndaki asıl farzlar, geri kalan;
-subhaneke? tahiyyat? salli barik? kuran ayeti bile değiller, nerden geliyo?
-2 rekat 3 rekat? nerden geliyor kim farz etmiş?
-zamanı kim biçmiş? ezanı kim farz temiş?
-çöl turizminin en canlı bölgesi hiltondan manzaralı kabeye dönmeyi kim emretmiş? karşımıza aynı zamanda hiltonu alırsak namaz sakıt olmaz mı?
-sedcade, tespik, kippa, sarık, yerine göre takunda ne alaka?

anlaşılıyor ki birileri Alllahtan daha çok bildiği için (töbe töbe) kuranın eksik bıraktığı yerleri düzeltmiş, :) anlaşılıyorki kurana patch yama geliştirmişler,,, kuran 1.3 hizmetinizdedir :) kimler mi yaptııııı???? incili tevratı değiştirenler yaptııııııı, neden yaptı nasıl yaptı bunlar zaten belli...

siz size vahy olanı uygulayın, içinize sıkıntı olan saçmalıklarI tErk edin, bu sizi hem özgür hem mutlu hemde doğru yolda kılar... bilmedikleriniz için rabbe yakarın, o dUaları işitir... zaten onun emri gereği, baNa cevap vermeyen şey benim tanrım olamaz, duama cevap vErmeyeni beni işitmeyeni nasıl rab kabul ederim.

TEBYİN 25. December 2010 07:44 AM

[B]Bendeniz SALATI "ONLİNE" olmak manasına alıyorum
Yani, her iş ve oluşta Sahibine Bağlı kalmak
Yani, 24 saatı SALAT ÜZRE geçirmek
Yani, Yaradanı, bir ana, zamana, dakikaya, yöne, mekana sıkıştırmamak,
Yani, Bir ömür Sahibini şah damarında duyumsamak.
Böyle olunca kişinin 24 saati ibadet olmaktadır[/B]

hiiic 25. December 2010 11:09 AM

[B][COLOR="red"]Zuhruf 36
Kim Rahman'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz. [/COLOR][/B]

evet, katılıyorum...
kelimenin eş anlamı 24 saat online olmak,
ancak Halil beyin [URL="http://hanifler.com/showthread.php?t=2079"]FİTNE[/URL] başlıklı yazısından sonra işin gerçeğini daha iyi anlar oldum. neden 24 saat bu geçeği göz önünde tutamadığımı, o kıvama gelmek için ne kadar fitnelenmem ve belalanmam gerektiğini anladım.

fitneler vardır, evlatlarımız, mallarımız, işimiz gücümüz gibi fitneler bizi aldatmak, rabbin bizi her an izlediği ve imtahan ettiği gerçeğini maskelemek için fitneler vardır.. ne yazıkki o fitnelere bende kanıyorum, rabbim affetsin, ama sonra neler oluyor?
2 şey oluyor
-ya rabbim bizi bırakıyor ve sapıklıkların yoluna düşüyor şeytanın adımlarını izliyoruz.
-ya da rabbim bizi belalandırıyor da tekrar iyilerin, sadıkların yoluna koyuyor

[B]Münâfikûn 9
Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. [/B]

[B]Cin 17
Bu hususta kendilerini denememiz için , [COLOR="Red"]Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.[/COLOR] [/B]

tabi bu belalar da her kula değil; o'nun dilediklerine

[B]Kehf 28
Sabah akşam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme. [COLOR="red"]Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimse[/COLOR]ye boyun eğme. [/B]

[B]Enbiyâ 42
De ki: Allah'a karşı sizi gece gündüz kim koruyacak? Buna rağmen onlar [COLOR="red"]Rablerini anmaktan yüz çevirirler[/COLOR]. [/B]

[B]Zümer 22
Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? [COLOR="red"]Allah'ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun![/COLOR] İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler. [/B]

[B]Necm 29
Onun için sen [COLOR="red"]bizi anmaktan yüz çeviren [/COLOR]ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme. [/B]

[B]Necm 61
Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız! [/B]

ama diğer yola, nimet verilenlerin yoluna gidenler ise bir takım belalardan sonra rabbin izniyle uyanabiliyorlar.

[B]Ra’d 28
Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. [/B]

aşık74 25. December 2010 07:57 PM

Hiiiç kardeşim , emekleriniz için teşekkür ederim :)

Şimdi bu düşüncemizden yola çıkarsak, peygamberimiz inde şekilsel olarak yapılan namazı,hiç kılmamış olması lazım yaşadığı müddetçe.

Sizce peygamberimiz ömrü hayatında hiç namaz kılmamış olabilirmi ?

sevgiler.

hiiic 25. December 2010 11:11 PM

[B]Âl-i İmrân 44
(Resulüm!) Bunlar, bizim sana vahiy yoluyla bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. İçlerinden hangisi Meryem'i himayesine alacak diye kur'a çekmek üzere kalemlerini atarlarken [COLOR="Red"]sen onların yanında değildin[/COLOR]; onlar (bu yüzden) çekişirken de yanlarında değildin. [/B]

Bilmiyorum bizzat gözlerimle görmedim, ama bana sağlam kaynaktan vahyolunan sabit kurana bakıyorum, çünkü peygamberimiz sadece vahyi ilan etti, yemesi içmesi yada farklı ilgi alanları olması gayet normal, sonuçta oda bir insan, ancak güzel ve örnek ahlaklı, peygamberlik özelliklerine uygun takvalı bir insan. farklı bir kitap yazmadı, zaten yazsada bu güncellenebilir yada kusurlanabilir bir kitap olurdu.. Kuran ise Allahın vahyidir, insan kelamından farklıdır.

o sadece vahye uyar, kafasından bir namaz yada ritüel oluşturmaz, eğer kuranda yazmıyorsa, Allah ona bildirmemişse peygamberimiz nasıl bilebilir? yukarıdaki ayeti de tekrar okuyalım...

[B]Hûd 49
(Resulüm!) İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. [COLOR="red"]Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin.[/COLOR] O halde sabret. Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır. [/B]

[B]Yûsuf 3
(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. [COLOR="red"]Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.[/COLOR] [/B]

Ona bu gün kılınan namaz vahyolunmamışken o kafasından bir ritüele mi uyacak? hemde putperest kaynaklı ritüellere? halbuki onların hevalarına uymak tamamen yasaklanmışken.

[B]Yûnus 109
(Resulüm!) Sen, [COLOR="red"]sana vahyolunana u[/COLOR]y ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır. [/B]

Peygambere namaz emrolunurken, ve nasıl kılınacağı kuranda açıklanırken o kafasına göre farklı bir ritüel mi oluşturacaktı? o sadece vahye uyar, orda yazmayanlar vahy değildir, ve vahy haricindeki her söz her bilgi kusurlanabilir. Allah böyle yaratmıştır, insan sözleri kusurlanabilir. vahy asla, onda bir çelişkide bulamazsın.

[B]İsrâ 73
Müşrikler, sana vahyettiğimizden başka bir şeyi yalan yere bize isnat etmen için seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. [/B]

bu ayeti peygamberin sağlığında yapamadılar, ama ölümünden sonra zamanla geliştirdiler. Ayette yazmayanı dine soktular, hem vahyin değerini düşürdüler hemde onu tahrif ettiler bozdular.

----
unutmadan şunu da eklemek gerekli, peygamberimiz böyle bir ibadeti yapmış olsa bile, vahy de yazanmı önemlidir, yoksa Allah hidayet vermedikçe hidayete eremeyenin çelişkili hareketleri mi? Peygamberi peygamber yapan vahy dir, kurandır, o ona nasip edilmeseydi dünyada mUhammet diye birisini tanımıyor olurduk, zaten de tanımıyoruz...

[B]İsrâ 86
Hakikaten, biz dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bu durumda sen de bize karşı hiçbir koruyucu bulamazsın. [/B]

[B]Tâ-Hâ 13
Ben seni seçtim. Şimdi vahyedilene kulak ver. [/B]

Eğer ebedi yaşayan bir peygamber gerekiyorsa ve isteniyorsa, peygamber yol gösterici demekse, gerçek peygamber Allahtır. Yol gösterici de odur, hidayet verende odur, mürşite odur, hoca da odur, öğretmen de odur, yemek veren de odur, geri kalan hepsi ve herkes teferruattır...

[B]Enbiyâ 25
Senden önce hiçbir resul göndermedik ki ona: "[COLOR="red"]Benden başka İlah yoktur; şu halde bana kulluk edin[/COLOR]" diye vahyetmiş olmayalım.[/B]

Önemli olan peygamberin değil, Allahın sünnetidir, önemli olan peygamberin değil, Allahın emir ve istekleridir. Zaten peygamberimiz dahi böyle bir vahyin kendisine geleceğinden bi haberdi, kendisine biçilen insan üstülüktende uzaktır. hataları da oldu kusurlarıda. Bunu gereksiz büyütmek, yersiz inançlar edinmekten daha sapık ne olabilir.

[B]Kasas 86
Sen, bu Kitab'ın sana vahyolunacağını ummuyordun. (Bu) ancak Rabbinden bir rahmet (olarak gelmiş) tir. O halde sakın kafirlere arka çıkma! [/B]

Allahın ayeti dururken, peygamberin kısıtlı bilgisiyle yorumladığından ne olur? belki kendi aklınca bu kılınan namaza benzer hareketlerle rabbine yalvardı, zaten bizde ona ihtiyaç duyduğumuzda gönlümüzün ezikliği bedenimize yansımıyor mu?

[B]Şûrâ 52
İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin. [/B]

şimdi birileri fitne amacıyla peygambere uyun ayetlerini hatta yukarıdaki ayeti kullanıyor, ağızlarını eğip büküyorlar, peygambere uyun demek vahye uyun demektir, peygamberin getirdiği vahye uyun demektir, aşağıdaki ayette gayet te açık ve nettir.

[B]Zuhruf 43
Sen, [COLOR="red"]sana vahyedilene sımsıkı sarıl[/COLOR]. Şüphesiz sen, dosdoğru yoldasın. [/B]

vahye uymayan bir peygamber doğru yolda olabilir mi? vahyi emretmeyenin emrine uyulabilir mi?

[B]En’âm 50
De ki: [COLOR="red"]Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım[/COLOR]. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz? [/B]


[B][U]A’râf 62 [/U]
Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi [COLOR="red"]Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum[/COLOR].
[U]A’râf 68 [/U]
Size Rabbimin [COLOR="red"]vahyettiklerini duyuruyorum [/COLOR]ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm. [/B]


Kısaca peygamberin tüm öğütü vahyle bildirilmiştir, onun dışında birşey bilgidmişsede bunlar kişisel görüşleridir, zamana, mekana ve şartlara göre değişir, zaten bu günkü hadislerde uydurma değilmi? ebu hureyrenin (hadis uydurmaktan sürgün yemiş, pek parlak biyografisi olmayan muaviye yalakası arabın) sözlerine inanıpta hak yoldan mı sapacağım? ayetleri bırakıp hadislerde nur mu arıyacağım?

peygamber ne yapmış ne yapmamış, ne söylemiş merak eden kurana bakmalı, eğer sağlama en yakın kaynak arıyorsa günümüzün bilimsel arkeolojik ve tarihsel çalışmaları buharinin çalışmalarından daha değerli daha gerçeğe yakın.

[B]Yûnus 15
Onlara ayetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. [COLOR="Red"]Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam.[/COLOR] Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım. [/B]

----------------------------------------------------

tüm bunlara ek olarak, piramid kardeşimin [URL="http://hanifler.com/showthread.php?t=2015"] bir soru sorulunca rasul ne yapardı??????? [/URL]yazısını okumanızı tavsiye ediyorum. Allah razı olsun. Dinin kaynağı peygamberimiz yada diğer peygamberler değildir, onlar yüksek ahlaka ve erdemlere sahip temiz insanlar olabilirler ama onları yaratan, onları seçen ve onları birbiri ardınca ahirette aksi idda edilmemesi gibi bir sebeple bu şekilde göndereb ve siz bu yazıyı okurken sizi gözetleyen rab, bize bildirdiği adıyla "Allah" asıl dinin kaynağıdır.
Bütün sorulara o cevap vermiştir, peygamberler değil...




Lütfen çekinmeyin aklınızdan geçeni sorun, paylaşın, tartışın. En önemlisi, tüm soruları ve cevapları yaratan Allaha bol bol yardıma çağırın, dua edin. Benim yazılarımda dahil sadece kişisel tecrübelerimden edindiklerimdir, En doğrusunu Allah bilir.

hiiic 25. December 2010 11:39 PM

Şimdi ben size soruyorum,,, peygamberimiz bugün kıldığımız namazı kılmışmıdır? böyle bir cami yaptırmışmıdır? mescitlerde (cami değil [URL="http://hanifler.com/showthread.php?t=1376"]MESCİT[/URL]) Allahın adının yanına kendi ismini yazdırmışmıdır? bu şekilde imam müezzin v.s. tutmuşmudur? kamet getirmişmidir? tesbik çekmişmidir? Kabede namaz kılmak dururken neden farklı bir yere mescit yapılmıştır?

Eğer getirmişse bunu hangi kaynağa ve bilgiye dayanarak söylüyorsunuz?
Eğer aklınızdan birkaç kaynak geçtiyse, bu kaynakların kaçı vahye yada bilimsel çalışmalara (onlarda Allahın ayetleridir) dayanıyor. Bu kaynakların hristiyanların inandığı bu günkü tevrat-incil ve eklerinden farkı nedir?

Sizce kılmış mıdır?
Yoksa önceki konularda bahsettiğimiz zikir, dua ve yakarışları mı yapmıştır?

Cevabı sizin vicdanınız verecek,
ben Ya sadece bir tebliğciyim Ya da sadece fısıldayan bir şeytanım. Benim sözlerime dahi doğal olarak güvenemiyecekseniz, asıl doğru cevabı alabileceğiniz mutlak güç ve hüküm sahibi, en ince ayrıntıyı, gizliyide açığıda bilen, bu yazıyı dahi okurken üzerinize titiz bir gözetleyici olan kaynak kimdir.

[B]Bakara 186
Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): [COLOR="Red"]Ben çok yakınım[/COLOR]. Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine [COLOR="red"]karşılık veririm[/COLOR]. O halde (kullarım da) [COLOR="red"]benim davetime uysunlar ve bana inansınlar[/COLOR] ki doğru yolu bulalar. [/B]

TEBYİN 26. December 2010 07:53 AM

[B]Şuna adım gibi eminim
Eğer 200 bin liralık devasa minareleriniz varsa
Ve hemen gölgesindeki gecekonduda hem de bir kıbrıs gazisi açlıktan ölmüşse (olay burada vuku buldu)
Böyle bir camide Elçi asla namaz kılmamıştır/kılmayıda emretmemiştir.
Bize, son nebinin taştan putları yıkmak için geldiği öğretilmişti değil mi?
Peki, habire trilyonlar yutan bu taş yapıların putlardan farkı ne?
Taş yapılar görkemlendikçe insanların küçülmesinin manası ne?[/B]

aşık74 26. December 2010 10:23 AM

Çok teşekkür ederim bilgi paylaşımlarınız için :)
Maide 6 :
Ey inananlar, namaza kalktığınız zaman yıkayın yüzlerinizi ve dirseklerinizle beraber ellerinizi ve başınızın bir kısmını meshedip ayaklarınızı topuklarınızla beraber ve cünüpseniz iyice yıkanıp arının. Hastaysanız, yahut seferdeyseniz, yahut içinizden biri ayak yolundan geldiyse, yahut da kadınlara temas etmişseniz su bulamadığınız takdirde temiz toprakla teyemmüm edin de toprakla yüzünüzü, ellerinizi meshedin. Allah, sizi güce koşmayı istemez, fakat şükredesiniz diye tertemiz olmanızı ve size verdiği nimeti tamamlamayı diler.
Nisa 43 :
Ey inananlar, namaza yaklaşmayın ne söylediğinizi bilmeyecek kadar sarhoşken ve yolda değilseniz yıkanıncaya dek cünüpken. Hastaysanız, yahut yolculuktaysanız, yahut biriniz ayakyolundan gelirse, yahut da kadınlara dokunursanız, su bulamadığınız takdirde temiz toprakla teyemmüm edin, toprağı, yüzünüze ve ellerinize sürün. Şüphe yok ki Allah, bağışlayıcıdır, suçları örter. *

Bu 2 ayet bizlere ne diyor sizce ?

selamlar,sevgiler...

hiiic 26. December 2010 12:25 PM

Gayet açık bence,

-Hayatta çeşitli eğitim ve hizmet amaçlarıyla bir araya geliyor toplanıyoruz. Bu zamanlarda eğer tuvaletten çıkmışsak elimiz veya uzvuğlarımız kirli olabilir. Çok şükür eskisi gibi kumun aralarında tuvalet yapmıyoruz, şimdiki evlerimizdeki tuvalete yatak bile atılıp uyunur son derece hijyenik ama 1400 yıl önce arabistanda ve dünyanın pekçok yerinde böyle bir tuvalet hijyeni ve imkanı bulmak neredeyse imkansızdı.
Neyse konuya dönelim. Eğer tuvaletten geliyorsak uzvuğlarımızı yıkamamız gerekli yoksa pekçok hastalığa pisliğe davet açmış oluruz. Tokalaşmak bile imkansız.


ek olarak, ne dediğimizi bilemeyecek kadar sarhoş olup, üniversitede bir ders girmek mümkün mü? yada kızılay kan merkezinde gönüllü çalışmak, hatta bırakın bunu soskakta Allah rızası için çöpleri toplamak bile mümkünmü? Bu da salat'a yaklaşmayı engelleyen bir faktör.

Yada aklımıza şehvetli şeyler geldi, cinsel yönden dürtüklendik ve kendimizi toplayamıyoruz... Bu şekilde hizmet edebilmek mümkün mü? bu şekilde eğitim bile alınmaz çünkü kafa başka yerde, bu işin giderilmesi gerekiyor yoksa zararı var.

İşte bunlar sınırlardır, yani alt sınırlar. Amaç temizlenmektir, ama su bulamamışsan ne yapacaksın? ıslak mendile ben kefilim. temiz topraktan kasıt temiz bir parça lüzumsuz eşyadır, bu günkü peçeteler, ıslak mendiller v.s. de aynı işi görürler sorun yoktur. amaç suyla temizleyemediğin yeri gidermek...


Yani eğitim ve hizmete engel olan faktörleri tekrar sayıyoruz, bunlar gidreilmeden değil salat, kahvede tavla bile oynanmaz :)

-Tuvaletten sonra dışkıyla kontamine olup kirlendikten sonra
-aklınıza kadınlar takılmış ve kendinizi toplayamaz haldeyken
-küm kütük sarhoş ve ağzından çıkanı kulağı duymayan zır sahroşken
-daha gözden kaçırdığım varsa affola siz ekleyin.

;ama fiziken temizlenmeniz gerekiyor ki baktınız hiiiii!!, su yok, belediye kesmiş suları,, yada hastasınız takatiniz yok, yada yoldasınız duramıyorsunuz yada yolda vaha, çeşme v.s. de yok, yaptınız bir ağacın dibine mesela :) o zaman ne olacak? temiz bir parça gereksiz önemsiz bir şey bulacaksınız, toprak, yaprak, aman ısırgana dikkat, en iyisi peçete, ıslak mendil v.s.

[B]Maide 6;
...Allah size [COLOR="Red"]herhangi bir güçlük çıkarmak istemez[/COLOR]; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz. [/B]

Ayrıca sayılan ayetlere ek olarak şu da var ama nedense kimse bu konuda bir ritüel yapmıyor, yada gözden (!) mi kaçıyor nedense.. Tamam abdest namaza başlarken önemki gösteriliyorda Araf 31 i nereye koyacağız?

[B]Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.[/B]

Amaaaa olurmu hiç öyle şey, haram haram bunlar hep haram, güzel giyinmekte haram ya hani, hırpani giyinceksin sakal bi avuç olacak, kafada sarık olacak, sırtta yün hırka olacak derviş olacaksın, hiç güzel giyinmek olur mu???
Olur!, hemen peşindeki ayete bakalım

[B]Araf32
De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz. [/B]

İşte o abdeste saçınızı mesh edin diyen bölümde bana göre budur,,, saçınızı başınızıda temizlenirken tarayın şekil verin demektir, belki sıçramış varsa onuda giderin demektir. Bunlar asgari alt sınırlardır,

Peki neden bu işi bu millet bu kadar uzatıyor? farklı anlamlar yüklüyor hatta çoğu kişiye olmadığı halde abdest vesvesesi olarak psikolojik sıkıntı çektiriyorlar..

Araf 29
[B]Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "[COLOR="Red"]Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti[/COLOR]" derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?[/B]

Yani hem atalarına uyuyorlar, hemde bu ataların yolunuda Allah emretti diyorlar,,, 1000 yıl önceki cahilleri alim edip, sen onlardan daha mı iyi bileceksin diyorlar,,, o bin yıl önceki alimler bugün dünyaya gelse çocuklarla bile oturup konuşamaz, zaten ilk otobana çıkınca hayatını kaybeder, hatta uçağı görüncede tapmaya başlar :))
Onarın imanına göre (mucize görmedikçe inanmayan inanca göre) bunlara bi tane uçak uçursan yada televizyondan 2 film seyrettirsen bunlar sana taparlar... Bilimi ilimi sallayan yok nasıl olsa,, alimmiş (!) biz alimden çok mu bilcez,, onlar alim olsalardı Kuranın üzerine laf yazmazlardı,, zaten yazmayan ve onu korumaya çalışan pek az da olsa alimlerimizde vardı.


-------------------------------------------

siz ne diyorsunuz?
aynı konu [URL="http://hanifler.com/showthread.php?t=277&highlight=abdest&page=2"]abdest[/URL] başlığında da tartışılmıştı

hiiic 26. December 2010 01:10 PM

[QUOTE]Şuna adım gibi eminim
Eğer 200 bin liralık devasa minareleriniz varsa
Ve hemen gölgesindeki gecekonduda hem de bir kıbrıs gazisi açlıktan ölmüşse (olay burada vuku buldu)
Böyle bir camide Elçi asla namaz kılmamıştır/kılmayıda emretmemiştir.
Bize, son nebinin taştan putları yıkmak için geldiği öğretilmişti değil mi?
Peki, habire trilyonlar yutan bu taş yapıların putlardan farkı ne?
Taş yapılar görkemlendikçe insanların küçülmesinin manası ne? [/QUOTE]

Çok doğru,,, taşlar, heykeller, putlr ve binalar bunlar her devirde merkezi otoritenin kontrolünde onu temsilen yapılmış şeylerdir, Firavunun piramitlerine bakınız, mayanın binalarına, ad kavminin dağlara oyduğu evlere, bizim minarelerimize ve hemen akebindeki putlaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen heykelciklerimize bakınız. Hepsi bir otoritenin sembolü olup aslında kendisine uymayanı kendisine boyun eğmeyeni cezalandıracak bir sistemi ifade eder. Aman canııııım onlara sorsan sadece ıslah ediyorlar ya hani...

[B]Bakara 11
Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler. [/B]

bütün bu otoriteleşmeleri gerek sureti haktan gereksede sureti batıdan gözükenleri itip fıtratımızla ve Allahın indirdiğiyle yaşamamız gerekli. Minareler ve putlar ve dikili koca binalar ve kocaman saraylar, bunlar fitnedir, Peygamber sarayda yaşamaz, yanı başına minarede dikmez heykelde dikmezdi. Ama toplumunu sarayda gibi yaşatırdı.
Aşırıların diktiği taşları kendi hegomanyasını göstermek kabul ettirmek içindir, o mısıra heykel dikenden farksızdır, sonuçtada zaten toprak olacaktır çünkü bu dünya hayatı sadece oyun eğlenceden ibarettir.

[B]Şu’arâ 151
"O aşırıların emrine uymayın." [/B]

[B]En’âm 153
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti. [/B]

İşte birilerinin kendileri için biriktirdikleri o malları, hak gözetmeden kendi himayelerine alıp yığdığı o malı kendisine yürek acısı olacağı vakit. o vakit anlayacakki onu ne putu kurtaracak nede diktiği taşı.

[B]Ra’d 18
İşte Rablerinin emrine uyanlar için en güzel (mükafat) vardır. Ona uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler. İşte onlar var ya, hesabın en kötüsü onlaradır. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır! [/B]

üstelik hegomanyasını öyle bir koruyorki,,, Kuzey korede yöneticinin meydandaki heykeline boyun eğip selam vermeyene ölüm emri varmış.

--------------------
şu 70 yıllık dünyada her asır yaşayan insana yetecek kaynak mevcut iken, birileri başkabirilerinin haklarını yiyor, birileri açken birileri kasalarını koyacak depolar arıyor... düşünün bu ölümlü hayatta böyle yapıyorlar, birde ebedi olan cennete girmiş olsak orada ne yaparlardı,,, cenneti parsellere bölerle, bayraklar, binalar diker, putlar yaparlar ve bütün cennetin hükümdarı olmak için bizleri savaştırırlardı..

Allah her şeyi en doğrusuyla bilir, iradeli bedenlere sonsuz lutufdan önce onları imtahana tutmak gerekirdi ki, mükafatı yada cezayı kendileri hak etsinler, ebedi hayatta iyinin başına da musibet olmasınlar...

aşık74 26. December 2010 08:05 PM

Çoook teşekkür ederim hiiç kardeşim :) Çok mantıklı ve aydınlatıcı yorumlarda bulunmuşsunuz.
Fakat ; abdest adlı başlıkda,namaz hususunda , ağır bir ifade kullanmışsınız !

' O temizlenme ayeti namaz adındaki [B]putperest [/B]ibadeti için değil ' demişsiniz !

Bu lafa karşılık,bu forumdaki kardeşlerimizin , bu yazılanları gördükleri halde,namaz hususunda neden yorum yapmamalarını merak ediyorum .

Lütfen ,nolursunuz beni yanlış anlamayın !Bu yazdıklarımı kesinlikle kinaye liğine yazmıyorum. Asıl amacım,hiiç kardeşin ve benim,namaz hususunda fikirlerimizi çürütebilecek birilerinin bir şeyler yazmasıdır.
Yazalım ,okuyalım,fikirlerimizi paylaşalımki,en doğru yolu bulalım !

selamlar...

hiiic 26. December 2010 08:46 PM

Estağfirullah,
hiçbir zaman doğruyu bildiğimi idda etmiyorum zaten de fazla bir bilgimde yok, ama hayat felsefem olarak yanlış bir fikrim olduğunu görürsem hemen yan çizerim, çok dönek bişeyimdir ama doğru bildiğimide sonuna kadar savunurum (sonu denen şey yanlış olduğunu anldadığım andır),, yani bu gün savunduğum fikirlerde bir açıklık yada çelişki bulursam anında topuklarım üzerine gerisin geri dönerim. sonrada ben sizin görmediğinizi görüyorum diyip aradan kaçarım :)

Buna isteyen dönek desin isteyen samimiyetsiz desin, sonuçta fikrimi elle tutulur ölçekde çürütene göremediğimi gösterdiği için minnettar olurum, yanlış bildiklerimi düzeltenlerede ihtiyacım var.

Çünkü ben fikirlerimin kölesi değilim, onların sahibiyim. İstediğim an istediğimi bırakır yerine tam zıttını dahi alabilirim. Yanlış bilmiş olabilirim. Düşünememiş yada gözden kaçırmışda olabilirim, Çok fazla hatam oldu bunların hepsini kabul ediyorum ama hatamı anladığım zaman hiçbir hatamda ısrarcı olmadım...

Bu noktada eğer aksi idda olursa ve bunda mantıklı bir açıklama olursa, adaletli bir vicdan süsgecinden sonra şu an aksini söylediğim her şeyi kabul ederim. Önemli olan adaletli ve akıllı bir vicdan süzgeci.

Çünkü kitap tahrif edildi, dine fitne karıştı ve bu fitneler arasında doğruyu bulmak ter gerektiriyor. her an saçma ve sapık bir fikre bulaşmış olma ihtimalim, hatta şu an bile saçmalıyor olma ihtimalim var. Bu nedenle vahyi iyice düşünüp anlamadan çevreye kulak vermemek gerekiyor.

Bu söylediklerimden de vazgeçebilirim. :)
-------------------------------------------------------------------------------

abdest ayeti önemli bir ayet ama bence aşağıdaki ayette en az onun kadar önemli; LÜTFEN ÇOK YAVAŞ VE DİKKATLİ OKUYALIM

[B]A’râf 169
Onların ardından da ([U]ayetleri tahrif karşılığında[/U]) şu değersiz dünya malını alıp, [U]nasıl olsa bağışlanacağız, diyerek [/U][COLOR="red"]Kitab'a varis olan birtakım kötü kimseler[/COLOR] geldi. Onlara, ona benzer bir menfaat daha gelse onu da alırlar. Peki, [U]Kitap'ta Allah hakkında gerçekten başka bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan söz alınmamış mıydı ve onlar Kitap'takini okumamışlar mıydı[/U]? Âhiret yurdu sakınanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınız ermiyor mu? [/B]

[B]Tevbe 9
Allah'ın ayetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsani istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür! [/B]

[B]Bakara 174
Allah'ın indirdiği kitaptan bir şeyi gizleyip onu az bir paha ile değişenler yok mu, işte onların yeyip de karınlarına doldurdukları, ateşten başka bir şey değildir. Kıyamet günü Allah ne kendileriyle konuşur ve ne de onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azap vardır. [/B]

Acaba bu kitaplar tahrif edenler hakkında hiç düşündük mü? neden kitaplar tahrif ediliyor... Bu gün insanların kabeye (puthaneye) dönüp eski pagan geleneklerini devam ettirmelerindeki manayı kim Kuranın neresinden hangi açık delile dayanarak yapıyor? yada birileri müteşabih yada bazı (strateji gibi) soyut anlamlı ayetleri tahrif mi ediyor...
---------------------------------------

herkezin sorunun cevabını vereceğini düşünüyorum ama belki soru işareti olan olur diye ipucu vermek istiyorum....

-Dünyada yardıma muhtaç binler varken acaba puthaneyi ziyarete gidip iyi bişi yaptık sananların harcamaları kimlerin midesine gidiyor?
-OOO yine mi cami,, bağış topluyorlar bakın yeni cami yapılacakmış, bu zamana kadar olanlar yetmedi,
-hımmm demek din müdürüsünüz, namaz kıldırma memurları devlete en büyük hizmeti var, sosyal güvenlik ve sanayileşip kalkınma bu din memurlarının, namaz müdürlerinin sayesinde oluyor..
-ummm yine yardım toplanıyor, makbuzsuz paralar nerelere gidiyor, bakın bakın lüle taşlı gümüşten namaz tespihi satılıyor.
-adamın biri oturmuş helaller haramlar diye 2 ciltlik kitap yazmış, biriside kuranı bırakmış resimli namaz hocası (türkiyede en çok satan kitap) bakın ilmihal var, aaa 4 ciltlik bilmem ne şehri, burdada bakın altın kaplama kuran var v.s.

liste uzar. din tahrif olunur, bir grup insan karşı çıktığı için öldürülür asılır, suriyede bir müslüman gider camide canlı bomba patlatır. Bu dünya biter, bizi ancak Allahın hesabı paklar.

dost1 26. December 2010 11:03 PM

Selamun Aleykum! Değerli aşık 74 Kardeşim!


[QUOTE=aşık74;7281]Çoook teşekkür ederim hiiç kardeşim :) Çok mantıklı ve aydınlatıcı yorumlarda bulunmuşsunuz.
Fakat ; abdest adlı başlıkda,namaz hususunda , ağır bir ifade kullanmışsınız !

' O temizlenme ayeti namaz adındaki [B]putperest [/B]ibadeti için değil ' demişsiniz !

Bu lafa karşılık,bu forumdaki kardeşlerimizin , bu yazılanları gördükleri halde,namaz hususunda neden yorum yapmamalarını merak ediyorum .

Lütfen ,nolursunuz beni yanlış anlamayın !Bu yazdıklarımı kesinlikle kinaye liğine yazmıyorum. Asıl amacım,hiiç kardeşin ve benim,namaz hususunda fikirlerimizi çürütebilecek birilerinin bir şeyler yazmasıdır.
Yazalım ,okuyalım,fikirlerimizi paylaşalımki,en doğru yolu bulalım !

selamlar...[/QUOTE]

Bu sitede "namaz" ile ilgili o kadar çok şey yazıldı ki aynı şeyleri tekrarlamamak için yazmıyorum.

Herzaman şunu söyledik. Kurandaki salat "namaz" değildir. Ancak Kur'an'da "namaz" vardır. "Namaz" Farsçadır. Türkçesi Aziz Olan Allah'ın karşısında haşyet ile zillet halinde yakarma demektir.

Salat asgari üç vakittir. Allah'ın Resulu /Devlet Başkanı salat için çağırdığında inananların bu çağrıya uymaları Allah'ın emridir.( Ahzab56'ya bakınız.)

Allah'ın Resulu tüm salatları Allah'a yakarışın /namazın arkasından başlatmıştır.

Yazınızda sözettiğiniz Nisa 43 ve Maide 6 daki şartlar salat içindir. Allah'ın Resulu Devlet Başkanı olarak insanları Ezan/çağrı ile salata çağırmış ve salat için gelenlerle yapılacak hertürlü destek işinin kendi adına olmayıp Allah adına yapılacağını belirtmek için toplu olarak Allah'a yakarmış,( Fatiha'nın anlamına bakınız) yakarışının arkasından yüzünü gelenlere dönerek salatı başlatmıştır.



Bireysel olarak "namaz"ın "salat dışında" haşyet halinde zillet üzere zillet olma şartı dışında belli bir vakti sayısı önşartı yoktur. Dileyen dilediği zaman dilediği kadar Rabbi olan Allah'ın huzurunda Allah'a yakarışını sürdürür. Bu yakarışını/namazını Allah'ın belirttiği huşu,hudu,ziilet vb şartlar dışında şartlara bağlayanlar... Rabbim hidayet nasip eylesin.
Allah'a kul olduğunu ileri sürüp de Allah'a haşyet içerisinde zillet üzerine zillet halinde yakarmayan/namazı olmayan kul, Allah'a Kul olma iddiasında bulunamaz.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

TEBYİN 27. December 2010 08:38 AM

[B]Ben şunu kabullenemiyorum
Cami de veya kabe de tahtına oturmuş bir kral tanrı
Günde onu 5 kez ziyaret eden insanlar ve ziyaretlere karşılık veren bir yaratan
Bu halimizle sanki yaratana MESAİ ROLÜ biçiyoruz gibi.
Oysa Yaratana bir rol biçmek, O'na bir makam, mevki tahsis etmek şirk diye öğretildi yıllarca
Gel gör ki, evde ibadete bir karşılık veren Yaratan, makamında!!! 27 veriyor.
Ama, o makamı kendisi mi tahsis etti yoksa insanlar mı?
İşte bam orusu bu olmalı[/B]

aşık74 27. December 2010 02:30 PM

Hiiiç kardeşim , dost1 abi nin söyledikleri konusunda düşüncelerinizi merak ediyorum..

selamlar...

hiiic 27. December 2010 04:35 PM

Her kelimesine katılıyorum... (katılıyorum derken, bişey biliyorum da o bildiğimle uyuştu manasında değil,,, zaten bildiğimide onlardan öğrendim ama , etraflıca araştırdım, eleştirdim, derin derin düşündüm, Allahtan yardım da istedim de sonra kabul ettim, kalbim tastik etti, aklım yattı manasında)

[B]Nûr 46
Andolsun biz (bilmediklerinizi size) [COLOR="Red"]açık seçik bildiren ayetler[/COLOR] indirdik. Allah, dilediğini doğru yola iletir. [/B]

dost1 27. December 2010 10:59 PM

Selamun Aleykum! Değerli Tebyin Kardeşim!

[QUOTE=TEBYİN;7290][B]Ben şunu kabullenemiyorum
Cami de veya kabe de tahtına oturmuş bir kral tanrı
Günde onu 5 kez ziyaret eden insanlar ve ziyaretlere karşılık veren bir yaratan
Bu halimizle sanki yaratana MESAİ ROLÜ biçiyoruz gibi.
Oysa Yaratana bir rol biçmek, O'na bir makam, mevki tahsis etmek şirk diye öğretildi yıllarca
Gel gör ki, evde ibadete bir karşılık veren Yaratan, makamında!!! 27 veriyor.
Ama, o makamı kendisi mi tahsis etti yoksa insanlar mı?
İşte bam orusu bu olmalı[/B][/QUOTE]

Sizin kabullenemediğiniz olayı kabullenebilmek olası değil ancak sözkonusu ayrıma neden olduğu belirtilen hadisleri aşağıda gösterdim ki tüm okuyucular da görebilsin.

İslâm’a göre üç mescid yücedir. Bunlara özel ziyaret yapmak helâldir: Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve Mescid-i Nebevî (Müslim, Hacc 74, hadis no: 1338, c. 2, s. 975; Buhârî, Salâtu Mescid-i Mekke 1, 6, 2/76,77, Savm 67, 2/56; Ebû Dâvud, Menâsik hadis no: 2033, 2/216; Tirmizî, Salât 243, hadis no: 326, 2/148).

Mescid-i Haram, yeryüzündeki mescidlerin en faziletlisidir. Burada kılınan bir namazın, başka mescidlerde kılınan [B]yüz bin namazdan [/B]daha efdal olduğu rivâyet edilmiştir. “Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hâriç, başka mescidlerde kılınan [B]bin namazdan [/B]efdaldir. Mescid-i Haram’da kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan [B]yüz bin namazdan [/B]efdaldir.” (İbn Mâce, hadis no: 1406). Fazilet bakımından Mescid-i Haram’dan sonra, Mescid-i Nebevî ve ondan sonra da Mescid-i Aksâ gelir.

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, faziletin sadece takvada olduğunu bildirmiştir.Kulları arasında kullukta adaletsizlik yaratacak böyle bir durumdan Allah'ı tenzih ederim.

Allah'ın, alemlere rahmet olarak gönderdiğini belirtiği Resulunun da böyle bir ayırıma girerek binalara fazilet biçmesinin sözkonusu olmadığını düşünüyorum.

Kusursuzluk sadece Allaha'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

TEBYİN 28. December 2010 08:09 AM

[COLOR="Red"][B]Hac Suresi 27 İnsanlar içinde Haccı ilan et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde [COLOR="Blue"]sana[/COLOR] ulaşsınlar.[/COLOR]

Ayet çok açık aslında, Ey Nebi, insanları çağır, SANA GELSİNLER (kabeye değil, elçi nerdeyse oraya) ve Tebliğ vazifeni yerine getir.

Şimdi yapılan Hacca bakın, resmen turistik.
Belli ki Kabe toplanılacak bir merkez (üniversite, konferans salonu, hüccetlenilecek alan) olarak kullanılıyor
Oysa şimdi insanoğlu Kabeye tapınmak iin akın ediyor.
Tamam, eğer hüccetleşmek için kabe kullanılacaksa bir değer taşır ama bir put haline getirilirse LAT UZZA dan farkı kalmaz[/B]

Barış 28. December 2010 07:47 PM

[QUOTE=Tebyin]Şuna adım gibi eminim
Eğer 200 bin liralık devasa minareleriniz varsa
Ve hemen gölgesindeki gecekonduda hem de bir kıbrıs gazisi açlıktan ölmüşse (olay burada vuku buldu)
Böyle bir camide Elçi asla namaz kılmamıştır/kılmayıda emretmemiştir.
Bize, son nebinin taştan putları yıkmak için geldiği öğretilmişti değil mi?
Peki, habire trilyonlar yutan bu taş yapıların putlardan farkı ne?
Taş yapılar görkemlendikçe insanların küçülmesinin manası ne?

[/QUOTE]

O kadar güzel ifade etmişsin ki Tebyin, Allah razı olsun.

Sevgili Aşık,

Kurandaki salat kavramına odaklanıp, ayetler eşliğinde kafandaki soruları yanıtladığında, geriye şu soru kalır.(Bende kalmıştı en azından.)

Salat bu ise, namaz nedir, şartı kaydı vs.nedir,yeri nedir?

Aslında namaz kelimesini kullanarak yaptığımız sorgulama dahi en baştan bir eksiklik veya hata taşır içinde. Salatı kavradıktan sonra, salatlara namaz diyemeyeceğimize göre, namazı bu haliyle Kuranda zaten bulamayacağımız açıktır. Birşeyi Kuranda aramak yerine, Kuranı odağa alıp, oradan açılmak gerekir.

Peki bu halde ne çıkıyor karşımıza?
Dua/yakarış...
Gelenekteki namazın Kuranda karşılığı yok.İlmihallerde yazan, sayfalarca şekil şartları belirtilen, Allahın huzuruna girilip çıkılan namazdan bahsediyorum.Terimsel anlamı ile namaz deyince tüm bu külliyattan bahsediyoruz çünkü.

Kurana bakınca ise karşımıza dua/yakarış ile ilgili ayetler çıkıyor. Kulun Rabbine yakarışı,halini arz edişi, kendisiyle Rabbi arasındaki hususi haller yani. Bunun ise Kurandan da bildiğimiz gibi zamanı, katı şartları vs.yoktur. Zaten zorunlu dua zamanı ve hali/şekli olabilir mi? Mantığımızın reddettiği, aklımızın almadığı bu husus zaten dinde de yeri olmayan bir husus. Aklın yolu ve dinin yolu ayrı değil.

Bana ''namaz'' kılıyor musun dersen eğer, ne yanıt vereceğimi bilemem. Sen namaz derken ne kastediyorsun bilmeden vereceğim yanıt eksik/yanlış olabilir.

Ben Rabbime yakarırım, dua ederim. Doğal olarak kendi dilimde, kendi kelimelerimle, resullerin Kurandaki seslenişlerini örnek alarak ama kuru bir ezber halinde değil,içimden geldiği gibi Rabbimle konuşurum,dertleşirim,ağlaşırım, yere de kapanırım,oturur da söyleşirim. Buna namaz deniyorsa, namaz kılıyorum, ama ben yakarmak ifadesini kullanmayı tercih ederim ve bunu da kimsenin yanında/evinde yapmıyorum, evimde ve genelde geceleri,sessizce köşeye çekilip yakarırım. Bu da bir kul için doğal olan, yerine getirmek için kimseye birşey sormasının gerekmediği bir haldir zaten. Dinimiz kadar doğal...

Selam ve sevgi ile.

TEBYİN 30. December 2010 07:27 AM

[B]Birbakın çevrenize,
Üstü başı yırtık insanlar göreceksiniz
Kışın yazlık ayakkabıyla dolaşanlara şahit olacaksınız
İnsanımızın sapır sapır döküldüğü bir ortamda..
Camilere milyarlık avizeler
Heryıl milyonlar verip değiştirilen halılar
Bir tuğlası düşse, dünyanın diğer ucundan bulunup getirilen malzemeler..
Ve din adına israflar..
İNSAN ALÇATILDIKÇA MABETLER YÜKSELTİLİYOR
MABETLER YÜKSELDİKÇE İNSANLIK ALÇALIYOR
Kim çözecek burdaki tezat uçurumunu[/B]

TEBYİN 31. December 2010 08:52 AM

[B]Daha yeni (dün gerçekleşen) bir olay,
Kocası ölen ve 3 çocuğuile kalan bir kadın (49 yaşında) maddi sıkıntılar yüzünden ruhi bunalıma girdi ve kendini asarak intihar etti...!
Veyine bir haftalık bir olay,
İlçe müftülüğü tüm ilçe ve köylerine aşure dağıttı. 30 bin lirayı geçen masrafın yarısını esnaf ödedi..!
Hüseyin şehit edildi diye dağıtılan bu aşurenin maliyeti belkide o kadını kurtarırdı ama..
Hüseynin aşuresini dağıtan çok, o kadının hiç olmayacak!!![/B]

hiiic 31. December 2010 09:11 AM

Aman yarabbi bu ne korkunç birşey,
Burdada aynı durumda bir ablamız kanserden vefaat etti. Evladı anasız babasız, bu insanın yüreğini parçalıyor, ne olacak o çocuklara,,, bu memleketin camiye imama ihtiyacı mı var hala devamlı gözleri dönmüşcesine dikiyorlar...

hiiic 31. December 2010 09:23 AM

Öküzler bile çaresizi korumak onu hayata geri kazandırmak onu düştüğü felaketten kurtarmak için bir araya geliyorlar...

biz bir öküz kadar olamadık,..

ibretlik hadiseyi izlemeyenler [URL="http://www.youtube.com/watch?hl=en-GB&v=qIrs_ZXXiLc"]BURADAN[/URL] izleyebilir...

İnsanları çaresizlikleri üzerine yüz üstü bırakmak Allahhın emrine isyan değilmidir? akşama kadar Kuranda bile delili olmayan ritüeli yap gez, ihtiyaç sahibinin hakkını gözetmedikçe Allahın emrini yapıyorum diyebilirler mi? bu yıl 10 bin imam atanacak... fizik öğretmeni sayısı 100 küsür,, diğer branşlarda 100 lerle sınırlı,, zaten devletin mühendisi hiç ihtiyacı yok... 10 bin imam,,, bu ülke böyle batar işte... peygamber tekrar dünyaya gelcek olsa yada yeni bir peygamber gelecek olsa bu imamlar bir araya gelip onu öldürürler ki kazançları kesilmesin,,, dünya tarihi hep aynı hep aynı,, yazık çok yazık..

aşık74 31. December 2010 12:12 PM

[QUOTE=hiiic;7292]Her kelimesine katılıyorum... (katılıyorum derken, bişey biliyorum da o bildiğimle uyuştu manasında değil,,, zaten bildiğimide onlardan öğrendim ama , etraflıca araştırdım, eleştirdim, derin derin düşündüm, Allahtan yardım da istedim de sonra kabul ettim, kalbim tastik etti, aklım yattı manasında)

[B]Nûr 46
Andolsun biz (bilmediklerinizi size) [COLOR="Red"]açık seçik bildiren ayetler[/COLOR] indirdik. Allah, dilediğini doğru yola iletir. [/B][/QUOTE]

Hiiç kardeşim , yukarıda demişsiniz ki ' dost1 abi nin her kelimesine katılıyorum '

Ama farkındaysanız dost1 abi ; şekilsel olan bir namaz ın var olduğunu,asgari 3 vakit yapılması gerektiğini, peygamberimizi namazı,salaatın arkasından yaptığını söylemiş.
Benim anladığım kadarıyla şekilsel ve vakit li bir namaz dan bahsetmiş.

Yani sizin tabirinizle , putperest ibadeti olan namaz vardır diyor !

Yorumlarınız rica ediyorum... sevgiler...

hiiic 31. December 2010 01:32 PM

Bildiğiniz gibi yapın aşık74 kardeşim.
Nasıl biliyorsanız öyle yapın... zannediyorum ki abdest vesvesesinden de çok sorununuz olacak,,, solu bilmemde sağı 3 defa yıka..

TEBYİN 1. January 2011 08:55 AM

[B]Ne tuhaf değil mi?
ABDEST
NAMAZ
ORUÇ
Hepsi farsça isimler ve hepsinde büyük sıkıntılar mevcut.

Bakara Suresi 43 namazı kılın, zekâtı verin; rükû edenlerle birlikte rükû edin.

Bu ayeti nasıl anlamalıyız mesela, burdaki NAMAZ nedir, RUKU ne?

Bakara Suresi 183 Ey iman sahipleri! oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.

Burdaki oruç nasıl bir yazgı ki, yazılanı korumaktadır, oysa, bildiğimiz orucun korumacılığından söz etmek mümkün değil..

Abdest tam bir muammam.
Toplantılara paspaye bir şekilde gelen arablara, MEDENİ OLUN emrini, nasıl abdest olarak anlayabiliriz?
Oysa, bir meclise giderken temizliğe bile dikkat edemeyecek kadar medenileşememiş bir topluma ŞAMAR gibidir maide 6.

Off offf..
Ortada bir din ama hiçbir ritüeli ALLAHÇA değil, gelin çıkın işin içinden, çıkabilirseniz tabi.[/B]

aşık74 1. January 2011 10:21 PM

[QUOTE=hiiic;7568]Bildiğiniz gibi yapın aşık74 kardeşim.
Nasıl biliyorsanız öyle yapın... zannediyorum ki abdest vesvesesinden de çok sorununuz olacak,,, solu bilmemde sağı 3 defa yıka..[/QUOTE]

Bunu deyip işin içinden çıkmayın nolur,yorumlarınıza ve görüşlerinize değer verdiğim için,size yönlendiriyorum sorularımı.
Amacım sizi dost1 veya başka birileri ile karşı karşıya getirmek değil güzel abicim.
Tek bir amacım var,farklı düşünceleri ve yorumları öğrenebilmek...Farklı bir niyetim yok..

Önceki yazılarda dediğim gibi,bende bıraktım namazı,bırakmamın sebebi de,kuranda net göremediğim bir ibadet olmasıydı..

Yani abdest de almıyorum dolayısıyla.Ama tertemiz yıkanıp paklanıyorum çok şükür :)

Sizleri seviyorum....selamlar...

aşık74 1. January 2011 10:24 PM

[QUOTE=TEBYİN;7604][B]Ne tuhaf değil mi?
ABDEST
NAMAZ
ORUÇ
Hepsi farsça isimler ve hepsinde büyük sıkıntılar mevcut.

Bakara Suresi 43 namazı kılın, zekâtı verin; rükû edenlerle birlikte rükû edin.

Bu ayeti nasıl anlamalıyız mesela, burdaki NAMAZ nedir, RUKU ne?

Bakara Suresi 183 Ey iman sahipleri! oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.

Burdaki oruç nasıl bir yazgı ki, yazılanı korumaktadır, oysa, bildiğimiz orucun korumacılığından söz etmek mümkün değil..

Abdest tam bir muammam.
Toplantılara paspaye bir şekilde gelen arablara, MEDENİ OLUN emrini, nasıl abdest olarak anlayabiliriz?
Oysa, bir meclise giderken temizliğe bile dikkat edemeyecek kadar medenileşememiş bir topluma ŞAMAR gibidir maide 6.

Off offf..
Ortada bir din ama hiçbir ritüeli ALLAHÇA değil, gelin çıkın işin içinden, çıkabilirseniz tabi.[/B][/QUOTE]

Aynen kardeşim . Bir ' ooooof offf ' da benden...

Çıkamıyorum işte işin içinden,o yüzden buralarda yazıyor ,çiziyor ve okuyorum.

Bazen bana sapıtmışın sen,sapıksın diyenlerde oluyor !

Aslında haksız da değiller !!

Sapık olmasam ne işim var bunlarla,hiiiiç kafama takmam,yaşaaar giderim miss gibi,akşamları uykularım rahat olur, vs vs

Hakikaten sapıklık yani benimkide !!!! :)

Miralay 1. January 2011 10:51 PM

Selam güzel kardeşim aşık

Kaygılarından ötürü öncelikle seni tebrik ediyorum. Allah razı olsun duayrlılığından dolayı.
Her zaman dediğim gibi;

İnsanlarımız ne yazık ki Kur'anı baz almıyorlar. Önceden öğrendikleri önyargı ve ön bilgilerden dolayı, okudukları hadis,ilmihal ve namaz hocalarına Kur'anı uyarlamaya çalışıyorlar ve zorlama yorumlarla bir namaz,abdest..vb. ibadetler ortaya çıkarmaya çalışıyorlar.

Farzedin ki ıssız bir adadasınız,dinden,imandan habersizsiniz ve elinizde sadece bir Kur'an meali var. Nasıl amel ederdiniz?

Kur'anda geçen,salat,hacc,zekat,savm gibi konuları okudukça ne anlardınız?

Kur'anı okuyup anlamak isteyen kardeşlerime şunu tavsiye ediyorum öncelikle;

-Daha önce edindikleri önyargı ve önbilgileri bir tarafa koysunlar; sanki İslam'a yeni giriyorlarmış gibi Kur'anı (mealini) okusunlar.
-Ayetlerin siyak ve sibakına göre okusunlar. Yani okudukları her bir ayetin birkaç ayet öncesini ve birkaç ayet sonrasını da okusunlar. Gerekiyorsa okudukları surenin konu bütünlüğüne vakıf olsunlar. Eğer varsa (ki mutlaka vardır) diğer surelerdeki bağlantıları kontrol etsinler.Ayetleri tabiri caizse cımbızlayarak bir yere varamayız.
Mesela Haşr suresinde; (Genelde hadisleri savunanlar bu ayeti delil diye önümüze sürerler)

[B]7.ayet: .................Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir[/B].

diye size söylendiğinde öncelikle ayetin tamamında ne söyleniyor.

[B]Haşr-7.Ayet: Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.[/B]Birde Haşr suresinin tamamını olkursak,bir savaştan ve ganimetlerin paylaşımından;ve bu paylaşımdan razı olmayan kişilerden bahsettiğini anlarsınız.

Allah'a emanet olunuz.
Selametle


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:07 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam