hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Namaz (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=236)
-   -   Namaz rekatları... (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1037)

galipyetkin 23. December 2012 05:24 PM

Sayın dost Bartsimpson.

*************************
"sen namaz vardır diyorsun, o namaz yoktur (tazarrulu niyaz - dua- vardır) diyor ikinizde kuranı referans gösteriyorsunuz."

Kuranı referans gösterdiğinizi söylemek masal mı?????

eğer bunu masal olarak nitelendiriyorsan aynısını;
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
'Derli toplu bir bigiye ulaşmak için isterseniz, bilgisayarınızdan ''İşte Kur'an'' sitesine girerseniz oradan ''makaleler'' kısmında ''Salât'' kelimesine ve bu kelimenin bilgi yönünden çevresinin bereketine erişebilirsiniz.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
masalı ile başkasının "dediğini" referans göstererek sende yapma...
***************************

diye yazmışsın.

Ey güzel arkadaşım.

Benim ''namaz vardır'' dediğimi nereden çıkarıyorsun. Aynısını alımtıladığın yazımda, veya evvelkilerin hangisinde benim namazın var olduğuna dair bir ifadem var ki?

Sayın Hakkı Yılmaz da namazdan değil ''tazarrulu niyaz-dua''dan bahsediyor. Bu da namaz değil ki.

Nameste diye Hindistan'da var olan ''namaz''la benzerik gösteren bir olgu var. Bunun İran üzerinden Arabistana geldiği yönünde iddialar var. Var da benim yazdıklarım ve Hakkı Yılmaz'ın tazarrulu niyazı, duası ile bunu nasıl bağdaştırdın ki? Yoksa başkasıyla mı karıştırdın beni?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

bartsimpson 23. December 2012 05:38 PM

[QUOTE=galipyetkin;15108]Sayın dost Bartsimpson.

*************************
"sen namaz vardır diyorsun, o namaz yoktur (tazarrulu niyaz - dua- vardır) diyor ikinizde kuranı referans gösteriyorsunuz."

Kuranı referans gösterdiğinizi söylemek masal mı?????

eğer bunu masal olarak nitelendiriyorsan aynısını;
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
'Derli toplu bir bigiye ulaşmak için isterseniz, bilgisayarınızdan ''İşte Kur'an'' sitesine girerseniz oradan ''makaleler'' kısmında ''Salât'' kelimesine ve bu kelimenin bilgi yönünden çevresinin bereketine erişebilirsiniz.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
masalı ile başkasının "dediğini" referans göstererek sende yapma...
***************************

diye yazmışsın.

Ey güzel arkadaşım.

Benim ''namaz vardır'' dediğimi nereden çıkarıyorsun. Aynısını alımtıladığın yazımda, veya evvelkilerin hangisinde benim namazın var olduğuna dair bir ifadem var ki?

Sayın Hakkı Yılmaz da namazdan değil ''tazarrulu niyaz-dua''dan bahsediyor. Bu da namaz değil ki.

Nameste diye Hindistan'da var olan ''namaz''la benzerik gösteren bir olgu var. Bunun İran üzerinden Arabistana geldiği yönünde iddialar var. Var da benim yazdıklarım ve Hakkı Yılmaz'ın tazarrulu niyazı, duası ile bunu nasıl bağdaştırdın ki? Yoksa başkasıyla mı karıştırdın beni?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Abi aorskaya ile yaptığım konuşmayı niye üzerine alıyorsunda böyle konuşup ikimizide üzüyosun.
Sen bu forumda sana sorduğuma cevap versene, bak dost1 ağabeyde sağolsun sorumu beğenmiş.
Sen sorumu bıraktın nelerle uğraşıyorsun.
Yani tuhaftır ki yazıyı yazdığım kişi aorskaya doğru anlamış ve bencede muteber ve beklediğim bir cevap vermiştir.
Ben sana mı diyorum "namaz vardır" dedin diye.
Yazdıklarımın hepsini yanlış anlamışsın.
Hey Allahım aklımı koru!!!

raven 24. December 2012 03:40 AM

başka bir açıdan bakalım

devrim yaptınız eskiye dair herşeyi yok ettiniz. Yeni bir doktrin ortaya koydunuz ve bunu insanlara kabul ettirdiniz.Kabul ettirmeklede kalmadınız çevrenizdeki insanları bu doktrin, devrim için savaşıp can verecek kadar militarize ettiniz.Sistem bir zaman sonra o kadar mükemmelleşti ki artık siz olsanızda olmasanızda çarklarını çevirmek için kendi iç dinamiklerini kullanması yeterli oldu.
Burada atlanmaması gereken konu devrimcilerin devrimin getirdiklerini korumak için her şeyi göze alabilecek olmaları.Devrimin getirdiği doktrinin üzerine yeni bir şeyler koyabilirsiniz ama doktrinin temel dayanaklarından birini yok edemezsiniz.Eğer doktrinin saç ayaklarından birini koparmak isterseniz sistemin kendi iç dinamikleri ve militarize olmuş yoldaşlarınız buna izin vermez.Eğer bir devrimi yok etmek istiyorsanız yeni bir devrim yapmalı eski devrimin tüm doktrinini zerre bırakmayacak şekilde yok etmeli ve yerine ondan çok farklı yeni bir ideoloji koymalısınız.

gelelim sadede

Peygamberin tebliğ görevi ve hayatı sonlandıktan sonra İslam dininin içine namazında,zekatında,abdestinde,kurbanında,orucunda sonradan girdiğine inanmıyorum.Tıpkı devrimcilerin devrimin her zerresine sahip çıkacakları gibi müslümanlarda peygamberlerinden duyduklarına ve gördüklerine o kadar hatta daha fazla sahip çıkmışlardır.Sistem var olanı korur.
Ben peygamberin bildiğimiz manada namaz(salat) kıldığına inanıyorum.Aksini düşünmek tarihin akışına ve insan doğasına aykırıdır.Ama sabah namazı 2 rekattı 4 e çıktı.Cuma namazı 2 rekattı 16 ya çıktı kısmına bir şey diyemem.

Dünyadaki her inanç sisteminin kendine göre uyguladığı ritüeller var.İnsan bunu ister.Tanrısına ulaşmak için beden diliyle mekanik hareketler yapmak zorunda hisseder kendisini.Kuşkusuz insan fıtratını en iyi bilende Yüce Allah tır.O da insanın istediğini verir ona.Yoksa Yüce Allah ın bizim yatıp kalkmamıza ,aç kalmamıza,paramızı başkalarıyla paylaşmamıza ihtiyacı yoktur.(son kısım müslümanlar için söylenmiştir)

Efendim namaz hindistan dan, oruç etyopya dan, kurban mayalar dan, hac tavaf apaçilerden, zekat hobbitlerden mi geldi?
Şunuda unutmayalım uygulanan ritüellerin birbirine benzemesi gayet doğal.Allah ın insanlık tarihinin başından beri elçilerini gönderdiğini düşünürsek...

Namaste, hindistanda yerel bir dil olan sanskritçe namas(eğilmek) tan türemiştir.Önünde saygı ile eğilirim demektir.Namaz, Farsça “ibadet” manasındaki nemaz’dan Türkçe’ye geçmiştir.ilk Müslüman olan Türkler’in İslAmi kavramları öğrendikleri ortam, Fars dilinin etkin olduğu bölgelerdedir.Hindistan ve Pers ülkesinin coğrafi olarak birbirine yakın olduğunu düşünürsek benzer hareketlerin bulunduğu ritüellere yakın isimler koymaları muhtemeldir.
Salat ise arapçadır.Kelime Kur’an’da da farklı vurgular ve farklı anlamlarda kullanılmıştır. En çok kullanıldığı anlam hiç şüphesiz [COLOR="Red"]''namaz'' [/COLOR]manasıdır. Bunun dışında, Kur’an’da dua ve istiğfar, ibadet,destek,din ve dindarlık,davet,kulluk, yaratılış amacına uygun hareket anlamlarında kullanılır.

aorskaya 24. December 2012 09:36 AM

[QUOTE=galipyetkin;15108]Sayın dost Bartsimpson.

*************************
"sen namaz vardır diyorsun, o namaz yoktur (tazarrulu niyaz - dua- vardır) diyor ikinizde kuranı referans gösteriyorsunuz."

Kuranı referans gösterdiğinizi söylemek masal mı?????

eğer bunu masal olarak nitelendiriyorsan aynısını;
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
'Derli toplu bir bigiye ulaşmak için isterseniz, bilgisayarınızdan ''İşte Kur'an'' sitesine girerseniz oradan ''makaleler'' kısmında ''Salât'' kelimesine ve bu kelimenin bilgi yönünden çevresinin bereketine erişebilirsiniz.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
masalı ile başkasının "dediğini" referans göstererek sende yapma...
***************************

diye yazmışsın.

Ey güzel arkadaşım.

Benim ''namaz vardır'' dediğimi nereden çıkarıyorsun. Aynısını alımtıladığın yazımda, veya evvelkilerin hangisinde benim namazın var olduğuna dair bir ifadem var ki?

Sayın Hakkı Yılmaz da namazdan değil ''tazarrulu niyaz-dua''dan bahsediyor. Bu da namaz değil ki.

Nameste diye Hindistan'da var olan ''namaz''la benzerik gösteren bir olgu var. Bunun İran üzerinden Arabistana geldiği yönünde iddialar var. Var da benim yazdıklarım ve Hakkı Yılmaz'ın tazarrulu niyazı, duası ile bunu nasıl bağdaştırdın ki? Yoksa başkasıyla mı karıştırdın beni?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

Gelenekçilerin buhari vb. ile mezhepçilerin mezheplerine göre kabullerinin benzerini siz de sayın Hakkı Yılmaz üzerinden sergilemekte sakınca görmeyenlerdensiniz.

Ama, ya sayın yılmaz yanılıyorsa! Ya namaz konusunda yanlış yoldaysa!
Sayın Yılmaz'da bir beşerdir.(değilmi?)

Modern yorumculuk adına, namazı yok sayabilmek, bireysel suçların cezalandırılmasında ölçü olan kısası, insanlar yerine eşyalar yada hayvanlara uygulanabilir kabul edebilmek, insan ölürken, kıyamate kadar doğru yoldan çevirme izni alan iblisi insanın bir unsuru sayabilmek, açıkça peygambere ayetleri indiren Cebrail için düşmanlar bize gösterilirken, melekler ayrı varlık değildir, insanın (bazıları içinde Allah'ın) gücü/yetileri diyebilmek, ölçü verilmeden beyni örten madde tüketimi yasağını, çakırkeyf diye delmeye çalışmak çağımızda akıllılık olarak görülmektedir.

Ancak, bunlar gerçekten akıl ürünü olsalar dahi, bu düşünceler kurandan desteklenmeyen bir aklın ürünleri olduğu görülmelidir.

Söylenecek fazla bir şey kalmıyor...

selamlar,
aorskaya

Miralay 24. December 2012 03:23 PM

Selam Raven kardeşim
Açıklamalarını mantıklı buluyorum.
Diğer kardeşleriminkini de tabii ki.

Eğer Kur'anda namaz var bile olsa, bunun salat la değil başka şekilde anlatıldığına kanaat getiriyorum. Öyle gelenekçilerin kıldığı gibi olmadığına da...

Zira Kur'anda en asgari bir namaz tarifine rastlamadım. Rastlayan varsa açıklarsa memnun olurum.

Resulun uygulamalarının bozulmadan günümüze geldiğine inanmıyorum. Çünkü, malumunuz 4 ayrı sünni mezheb ve diğer şii mezheblerin namaz uygulamaları farklı.
Ortak noktaları,kıyam,rüku ve secde. Onlar bile bazı yerlerde farklılık arzetmekte.
Özellikle hacca giden kardeşlerimiz bu farklılıkları net bir şekilde görebiliyorlar.

Kanaatimce namaz var ise, Cenab-ı Allah şekil ve rekat şartı gözetmeksizin bizi serbest bırakmıştır. (Kur'anda bahsedilmediğinden yola çıkarak bunu diyorum.)
Kısacası rabbimiz,"Kulum bana yakar da nasıl yakarırsan öyle yap; yeter ki beni bul." dilediğini varsayıyorum.

Saygılarımla

aorskaya 24. December 2012 03:56 PM

[QUOTE=Miralay;15130]
Eğer Kur'anda namaz var bile olsa, bunun salat la değil başka şekilde anlatıldığına kanaat getiriyorum. Öyle gelenekçilerin kıldığı gibi olmadığına da...

Zira Kur'anda en asgari bir namaz tarifine rastlamadım. Rastlayan varsa açıklarsa memnun olurum.
[/QUOTE]

Sevgili miralay,
Namazın salat dışındaki kelamlarla anlatıldığına neye göre kanaat ettiniz? "Salat" kelamının namaz içinde kullanılmadığına sizi inandıran nedir?

Kurana göre namazı, "kurandan delillerle doğru namaz" başlıklı bir yazımda açıklamıştım.

Burada da söyleyebileceğim, bizzat abdest-salat ilişkisinden, abdestin eğitim-destek-yardımla ilgisi olmaması yüzünden en az abdest geçen ayette salattan namazı görebilmeniz gerekir diye düşünüyorum.

[QUOTE=Miralay;15130]
Resulun uygulamalarının bozulmadan günümüze geldiğine inanmıyorum. Çünkü, malumunuz 4 ayrı sünni mezheb ve diğer şii mezheblerin namaz uygulamaları farklı.
Ortak noktaları,kıyam,rüku ve secde. Onlar bile bazı yerlerde farklılık arzetmekte.
Özellikle hacca giden kardeşlerimiz bu farklılıkları net bir şekilde görebiliyorlar.
[/QUOTE]

Resulün çoğu uygulaması dört halifeden sonraki dönemlerde, emevi/abbasi siyasi ve idari otoritelerince bozulmuştur.

Ama, namaz konusunda kuranda istenen olmazsa olmaz şartlar olan kıyam-rüku-secde durumlarına uyulması halinde diğer şekilsel hareketlerin değişmesinin önemi yoktur.

Namazda okunacaklar için ise, siyasiler yerine, imansızlar tarafından islam alimi sanılanlara kabul ettirilen kurandışı/insan kaynaklı sözlerle yine namazın değiştirildiğini söyleyebilirim.

Ancak, bunların değişik yada yanlış olması kuranda olan namazı yok saymayı gerektirmez. Çünkü, pratiklerdeki yanlışlar yada pratize edilmeyen şeyler onun kuranda olmadığı anlamına gelmez.

[QUOTE=Miralay;15130]
Kanaatimce namaz var ise, Cenab-ı Allah şekil ve rekat şartı gözetmeksizin bizi serbest bırakmıştır. (Kur'anda bahsedilmediğinden yola çıkarak bunu diyorum.)
Kısacası rabbimiz,"Kulum bana yakar da nasıl yakarırsan öyle yap; yeter ki beni bul." dilediğini varsayıyorum.

Saygılarımla
[/QUOTE]

kuranla, namazda asgari rekatlar savaş ayetlerinde kısaltmalar örneğiyle belirlenmiştir. Bu her vakit namazı için böyledir ve sayısı 2 dir.

Ama, namazda azami rekat belirlenmeyip, kişi ne kadar fazla yapabilirse o kadar karşılığını fazladan alacaktır.

Elbette, kulun rabbine yönelmesi sadece namazla olmamakta, onunla sınırlandırılmamaktadır. Kul, her yer ve zamanda kendi belirlediği biçimde rabbini hamd edip, ondan isteklerde bulunabilir.

Ama, belirli vakitlerde de özel bir zikir olan namazı rabbimiz istemektedir.

selamlarımla,
aorskaya

bartsimpson 24. December 2012 05:55 PM

[QUOTE=Miralay;15130]Selam Raven kardeşim
Açıklamalarını mantıklı buluyorum.
Diğer kardeşleriminkini de tabii ki.

Eğer Kur'anda namaz var bile olsa, bunun salat la değil başka şekilde anlatıldığına kanaat getiriyorum. Öyle gelenekçilerin kıldığı gibi olmadığına da...

Zira Kur'anda en asgari bir namaz tarifine rastlamadım. Rastlayan varsa açıklarsa memnun olurum.

Resulun uygulamalarının bozulmadan günümüze geldiğine inanmıyorum. Çünkü, malumunuz 4 ayrı sünni mezheb ve diğer şii mezheblerin namaz uygulamaları farklı.
Ortak noktaları,kıyam,rüku ve secde. Onlar bile bazı yerlerde farklılık arzetmekte.
Özellikle hacca giden kardeşlerimiz bu farklılıkları net bir şekilde görebiliyorlar.

Kanaatimce namaz var ise, Cenab-ı Allah şekil ve rekat şartı gözetmeksizin bizi serbest bırakmıştır. (Kur'anda bahsedilmediğinden yola çıkarak bunu diyorum.)
Kısacası rabbimiz,"Kulum bana yakar da nasıl yakarırsan öyle yap; yeter ki beni bul." dilediğini varsayıyorum.

Saygılarımla[/QUOTE]

Katılıyorum...

Kulun Allah'a vuslatı için, vakit, pusula, sakal, takke, yağmurluk, rekat, adet, sünnet gibi kavramlara ihtiyacı olmadığı kanaatindeyim.
Tek şartı onunla onun lisanı ile konuşmak. (Kuran okumak)
Kaldıki bu forumda Halil Ağabey vasıtası ile bilgi edindiğim "tazarrulu niyaz" gibi muhteşem bir ruh hali ile Allah'a yakarabiliyor ve istekte bulunabiliyorsan, Kuran okumanın dahi gerekli olmadığına inanıyorum.
Zaten kişi Kuranı kendisi için okur Allah için değil.

Allah kendisine ortak koşanları (şirk en büyük günah diye biliyorum) dahi affedebiliyor ve muhatap alabiliyorsa gerisi teferruattır.

Örnek veriyorum;

Mülk 6 : Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!

Ayetini namazında okurken korkudan tirtir titreyip "ne yapıyorum ben ALLAHIM" diye kendine gelen veya bunu başarabilen kaç kişiyiz....

Kendimize dürüst olalım...

raven 24. December 2012 07:49 PM

[QUOTE=Miralay;15130]
Kanaatimce namaz var ise, Cenab-ı Allah şekil ve rekat şartı gözetmeksizin bizi serbest bırakmıştır. (Kur'anda bahsedilmediğinden yola çıkarak bunu diyorum.)
Kısacası rabbimiz,"Kulum bana yakar da nasıl yakarırsan öyle yap; yeter ki beni bul." dilediğini varsayıyorum.[/QUOTE]

Sevgili Miralay kardeşim,
seni anlıyorum.rekat kısmında sana katılıyorum özellikle emeviler döneminde müdahaleler olduğunu hepimiz biliyoruz.Ama bu var olana bir müdahale.Ayrıca resulun uygulamalarının bozulmadan günümüze kadar geldiğine inanmıyorum diyorsunuz.Bir kısmı için sizi haklı buluyorum.İslam dinine bağlı mezheplerin hristiyanların iznik konsiline benzer bir toplantıları yok.Yani İslam çerçevesini çizen her ne olursa olsun yine kur anı kerimdir mezhepler değil.Ha tarihte veya günümüzde ki abzürd bazı uygulamaların önümüze geldiği doğrudur.Ama bizim kur anımız var.yani inancımızı genel hatlarıyla belirleyen bir rehber.



Sevgili bart kardeşim,
Sizin
[COLOR="SandyBrown"]Mülk 6 : Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!
Ayetini namazında okurken korkudan tirtir titreyip "ne yapıyorum ben ALLAHIM" diye kendine gelen veya bunu başarabilen kaç kişiyiz....[/COLOR]
yorumunuza bayıldım.

tartışmanın böyle seviyeli, aydınlatıcı ve bir yerlere varabilecek emareler göstermesi beni çok sevindirdi.Allah hepimizin ilmini artırsın.

Miralay 25. December 2012 03:50 PM

Allah hepinizden razı olsun
Çok güzel açıklamalar bunlar.

Namazı salata bağlamamamın nedeni; namaz dediğimiz Arapça olmayan (Kur'ani olmayan yabancı kelime) olguda Allah'ın tam olarak neyi kastettiğinin cevabını verememesidir.
Çok düşünmüştüm bu konuda; ama bir türlü bir yerlere varamamıştım.
Tamam namaz diye bildiğimiz ve amel ettiğimiz şeye karşı değilim. "Namaz yok" ta demiyorum.
Ama namazı bana ençok çağrıştıran;"sebbih,yusebbihu" türevi kelimelerdir.

Kur'anda "rüku,secde,kıyam..." geçiyor. Lakin İslam'a yeni girmiş ve elinde sadece Kur'an olan birisine yabancı gelir bu kelimeler.
Ben İslam'a yeni girmiş birisi olsam. Elime Kur'anı aldığımda; Salat,secde,rüku,kıyam... kelimelerini ayetlerdeki siyak sibakına; paragraf bütünlüğüne göre anlarım.
Cümle içinde nasıl geçmiş, o şekilde idrak ederim.

Namazın uygulamasını Allah Kur'anda bildirmeyip,resule bırakmıştır tezine katılmıyorum.
Zira her konuda ayrıntılı beyan olunan Kur'anda nedense namaz ayrıntısı yoktur.
Bu kadar önemli olan bir olguyu cenab-ı Allah neden Kur'anda detaylı anlatmaz. Aklım havsalam almıyor bir türlü.

Hala iddia ediyorum ki, namaz; bütün bu yazılan çizilen şeylerden çok farklı bir olgudur.
Amenna; Allah'ın emridir. Ama o emir nedir? Bence bir bilgi kirliliğiyle karşı karşıyayız.
Detaylı bir araştırma şarttır. Bu iş ne lügat bilgileriyle çözülür; ne de ısrarlı iddialarla...

En doğrusu sanırım; Kur'andaki cümle,paragraf bütünlüğü ile çözebiliriz.

Bu arada namaz konusuyla ilgili fikrini,ilmini beyan eden tüm kardeşlerime minnettarım.
Az çok cahilliğimi gideriyorsunuz. Allah gani gani razı olsun hepinizden.

Sonsuz saygı,selam,dua ve muhabbetlerimle.

sahin 26. December 2012 12:32 AM

Allahin rahmeti üzerinize olsun,

bir cok ayetlerde rükü edenler le rükü edin, bazilarinda kiyam dan sonra secde, yada tek kiyam, tek rükü tek secde, yada ücü bir arada gibi ayetler var bunu yani sira otururken yan yatarken yürürken binek üzeri olan salat lar ise dua algiliyorum zor durumda kalirsam. bazen oluyor tek rükü seklinde salat ediyorum bazen kiyam secde bazen tek secde bazen ücü bir arada bazen arabada giderken yürüken is yerinde monitorlarin basinda otururken salat ediyorum allahi aniyorum.

allahin rahmeti üzerinize olsun

seckin 26. December 2012 06:20 AM

Salat, İbrahim nebiden itibaren, ekin bitmeyen arazilere kurulu şehirleşmenin; bu şehirleşme ile ortaya çıkan sorunların çözüldüğü bir kavramdır.

Bu şehirde, savaş, kıtlık, adalet tesisi, eğitim vb.bir çok kollektif dayanışmalara ihtiyaç olacaktır. Allaha öğrettiğini geri ona okumadan ziyade namaz, Allahın ne söylediğinin işitilmesidir.

Kuranda mesanili yapılar mevcuttur. Bu sebepledir ki iki rekatli bir yapıdan bahsedilebilir. Ama bu öğrenim süreci zaman ile ilgilidir. Zıra kısaltmalar zaman sorunu nedeni iledir.

Kuran bu konuda detay vermediğine göre rabbimiz affetmiştir.

[B]Maide 101 Ey inananlar, size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın Kur'an indirilirken bunlara ait bir şey sorarsanız hükmü açıklanır size, halbuki Allah geçmişti ondan, ona ait hükmü bildirmemişti ve Allah, suçları örter, rahimdir.[/B]

Kuran indirilirken böyle bir soru sorulmadığına göre;

Allah'ın affetmesi ile çıkan rahmeti görüyor musunuz ?

merdem 20. May 2013 01:56 PM

[QUOTE=raven;15120]başka bir açıdan bakalım

devrim yaptınız eskiye dair herşeyi yok ettiniz. Yeni bir doktrin ortaya koydunuz ve bunu insanlara kabul ettirdiniz.Kabul ettirmeklede kalmadınız çevrenizdeki insanları bu doktrin, devrim için savaşıp can verecek kadar militarize ettiniz.Sistem bir zaman sonra o kadar mükemmelleşti ki artık siz olsanızda olmasanızda çarklarını çevirmek için kendi iç dinamiklerini kullanması yeterli oldu.
[COLOR="Red"][SIZE="3"]Burada atlanmaması gereken konu devrimcilerin devrimin getirdiklerini korumak için her şeyi göze alabilecek olmaları.Devrimin getirdiği doktrinin üzerine yeni bir şeyler koyabilirsiniz ama doktrinin temel dayanaklarından birini yok edemezsiniz.Eğer doktrinin saç ayaklarından birini koparmak isterseniz sistemin kendi iç dinamikleri ve militarize olmuş yoldaşlarınız buna izin vermez.Eğer bir devrimi yok etmek istiyorsanız yeni bir devrim yapmalı eski devrimin tüm doktrinini zerre bırakmayacak şekilde yok etmeli ve yerine ondan çok farklı yeni bir ideoloji koymalısınız.
[/SIZE][/COLOR]
gelelim sadede

Peygamberin tebliğ görevi ve hayatı sonlandıktan sonra İslam dininin içine namazında,zekatında,abdestinde,kurbanında,orucunda sonradan girdiğine inanmıyorum.Tıpkı devrimcilerin devrimin her zerresine sahip çıkacakları gibi müslümanlarda peygamberlerinden duyduklarına ve gördüklerine o kadar hatta daha fazla sahip çıkmışlardır.Sistem var olanı korur.
Ben peygamberin bildiğimiz manada namaz(salat) kıldığına inanıyorum.Aksini düşünmek tarihin akışına ve insan doğasına aykırıdır.Ama sabah namazı 2 rekattı 4 e çıktı.Cuma namazı 2 rekattı 16 ya çıktı kısmına bir şey diyemem.

Dünyadaki her inanç sisteminin kendine göre uyguladığı ritüeller var.İnsan bunu ister.Tanrısına ulaşmak için beden diliyle mekanik hareketler yapmak zorunda hisseder kendisini.Kuşkusuz insan fıtratını en iyi bilende Yüce Allah tır.O da insanın istediğini verir ona.Yoksa Yüce Allah ın bizim yatıp kalkmamıza ,aç kalmamıza,paramızı başkalarıyla paylaşmamıza ihtiyacı yoktur.(son kısım müslümanlar için söylenmiştir)

Efendim namaz hindistan dan, oruç etyopya dan, kurban mayalar dan, hac tavaf apaçilerden, zekat hobbitlerden mi geldi?
Şunuda unutmayalım uygulanan ritüellerin birbirine benzemesi gayet doğal.Allah ın insanlık tarihinin başından beri elçilerini gönderdiğini düşünürsek...

Namaste, hindistanda yerel bir dil olan sanskritçe namas(eğilmek) tan türemiştir.Önünde saygı ile eğilirim demektir.Namaz, Farsça “ibadet” manasındaki nemaz’dan Türkçe’ye geçmiştir.ilk Müslüman olan Türkler’in İslAmi kavramları öğrendikleri ortam, Fars dilinin etkin olduğu bölgelerdedir.Hindistan ve Pers ülkesinin coğrafi olarak birbirine yakın olduğunu düşünürsek benzer hareketlerin bulunduğu ritüellere yakın isimler koymaları muhtemeldir.
Salat ise arapçadır.Kelime Kur’an’da da farklı vurgular ve farklı anlamlarda kullanılmıştır. En çok kullanıldığı anlam hiç şüphesiz [COLOR="Red"]''namaz'' [/COLOR]manasıdır. Bunun dışında, Kur’an’da dua ve istiğfar, ibadet,destek,din ve dindarlık,davet,kulluk, yaratılış amacına uygun hareket anlamlarında kullanılır.[/QUOTE]

Raven Kardesim cok dogru bir noktaya deginmis.

Iste Emeviler devrinde aynisi yapilmis, tümden yok edilmis bir takim inanclar ve kendi arzularina uyan kendi saltanatlarina uyan bir düzen getirilmistir.

Asirlardir süren bu düzen öylesine benimsenmistirki, bir sigara tiryakisi gibi, namazi orucu elinden alinan müslüman namazla orucla gecirdigi zamani ne ile gecirecegini bilemez. Sigara tiryakisi gibi eksikligini hisseder, hele de kendi arzusuyla terketmezse aliskanligini cok daha büyük problemler ortaya cikar.

Bir takim hurafeler Islamin kanseri olmustur, ya kanserli hücreleri kökünden kazimak lazim yahutta ölüme terketmek lazimdir.

Kanser ancak kanserli olanin azmi ile yenilir!

Selam ve dua ile.

Araştıran 20. May 2013 07:38 PM

[QUOTE=aorskaya;15132]Sevgili miralay,
Namazın salat dışındaki kelamlarla anlatıldığına neye göre kanaat ettiniz? "Salat" kelamının namaz içinde kullanılmadığına sizi inandıran nedir?

Kurana göre namazı, "kurandan delillerle doğru namaz" başlıklı bir yazımda açıklamıştım.

Burada da söyleyebileceğim, bizzat abdest-salat ilişkisinden, abdestin eğitim-destek-yardımla ilgisi olmaması yüzünden en az abdest geçen ayette salattan namazı görebilmeniz gerekir diye düşünüyorum.



Resulün çoğu uygulaması dört halifeden sonraki dönemlerde, emevi/abbasi siyasi ve idari otoritelerince bozulmuştur.

[COLOR="Red"]Ama, namaz konusunda kuranda istenen olmazsa olmaz şartlar olan kıyam-rüku-secde durumlarına uyulması halinde diğer şekilsel hareketlerin değişmesinin önemi yoktur.
[/COLOR]
Namazda okunacaklar için ise, siyasiler yerine, imansızlar tarafından islam alimi sanılanlara kabul ettirilen kurandışı/insan kaynaklı sözlerle yine namazın değiştirildiğini söyleyebilirim.

Ancak, bunların değişik yada yanlış olması kuranda olan namazı yok saymayı gerektirmez. Çünkü, pratiklerdeki yanlışlar yada pratize edilmeyen şeyler onun kuranda olmadığı anlamına gelmez.



kuranla, namazda asgari rekatlar savaş ayetlerinde kısaltmalar örneğiyle belirlenmiştir. Bu her vakit namazı için böyledir ve sayısı 2 dir.

Ama, namazda azami rekat belirlenmeyip, kişi ne kadar fazla yapabilirse o kadar karşılığını fazladan alacaktır.

Elbette, kulun rabbine yönelmesi sadece namazla olmamakta, onunla sınırlandırılmamaktadır. Kul, her yer ve zamanda kendi belirlediği biçimde rabbini hamd edip, ondan isteklerde bulunabilir.

Ama, belirli vakitlerde de özel bir zikir olan namazı rabbimiz istemektedir.

selamlarımla,
aorskaya[/QUOTE]

Kırmızı ile çizdiğim yerlerde büyük ihtimalle kast ettiğiniz kıyam-ayakda durma rüku-eğilme,secde-yere kapanma şeklinde namazın şekilsel ifadelerini belirtmişsiniz.Dün Hakkı yılmazın islam dininin temel direkleri adlı kitabını okuyordum.Secde nin anlamını teslim olma,boyun eğme şeklinde lisanül araba dayandırdığı anlamını vermiş.Yere kapanmak ise kuranda geçen harur sözcüğü ile belirtmiş.Kuran bağlamında baktığımız zaman bu iki sözcüğün anlamı aynı olsa niye rabbim aynı cümle içinde bunları yanyana koymuş?.
Örnek YUSUF 100 de "Ve refea ebeveyhi alel arşı ve harrû lehu succedâ(succeden)"..............
Meali M.esed şöyle vermiş:Ve ana babasını en yüksek onur katına çıkardı; ve onlar(ın hepsi) O'nun önünde [COLOR="DarkRed"]hürmet ve tazimle[/COLOR] [COLOR="DarkGreen"]yere kapandılar[/COLOR].hürmet ve tazim(secde),yere kapandılar(harru).Aynı şekilde Meryem58,secde15,isra 107-109.araf143.
Secde nin anlamı bu şekilde bilinçli olarak bir başkasına teslim olmak,boyun eğmek.
Devam ettiğimizde bir de şu ayete bakalım
Ve lillâhi yescudu men fis semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve zilâluhum bil guduvvi vel âsâl(âsâli).(RAD 15)
Halbuki Göklerde ve Yerde kim varsa ister istemez Allaha secde eder kendileri de gölgeleri de sabah akşam(ELMALILI HAMDİ YAZIR)

İster-istemez secde etmek ne demek?Boyun eğmek,teslimiyet göstermek.Onun koyduğu ayeti,yasasının dışına çıkamamak.Atıyorum insan yemek yememek isteyebilirmi?Yaşaması için yemesi lazım yada Nefes almamak,suyun içinde nefes alabilmek.

Her ne kadar insanlar aman canım o kelimeyide biz öyle anlamıyoruz şöyle anlıyoruz deselerde(her insan kelimeye farklı manalar yüklesede).Kuran ı anlamada kelimelerin aslının bilinmesinin daha iyi anlaşılması,hatta ayetlerin anlaşılması bakımından gereklilik olduğuna inanıyorum.

Rüku kelimesinde ve kıyam kelimesindede şu an genel tarafından anlaşılanın aksinde bir açıklaması var H.yılmazın.Sitede varmı yokmu bilmiyorum ama Dost1 kardeşim bir ilgilensin.

Fakat benim burda dikkatimi asıl çeken konu harur(yere kapanmak),secde(boyun eğmek teslim olmak) kelimesi aynı ayette kullanılmış.Eğer secde yere kapanmak olsaydı niye aynı ayette iki aynı anlama gelen iki farklı kelime birarada kullanılırdı?

Selam ve dua ile...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:50 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam