PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ani ölümlerin çoğu kalpten kaynaklanıyor


SARAH
15. May 2009, 12:47 AM
Ani ölümlerin çoğu kalpten kaynaklanıyor
Son yıllarda sporcularda genç yaşta görülen ölümler merak konusu oluyor. Ani bir kalp kriziyle ölen genç sporcularda gözden kaçırılmaması gereken önemli noktalar bulunmaktadır.
EgzersizKalp-Damar SistemiSon yıllarda sporcularda genç yaşta görülen ölümler merak konusu oluyor. Oysa beslenmelerine dikkat edip spor yapmalarına rağmen ani bir kalp kriziyle ölen genç sporcularda gözden kaçırılmaması gereken önemli noktalar bulunmaktadır.

International Hospital Kardiyoloji Uzmanı Dr. Işık Erdoğan, sporcularda ani ölüm nedeni olan kalp hastalıklarını şöyle sıralıyor:

 Kalp kası kalınlaşması hastalığı
 Kalbi besleyen koroner damarların doğuştan gelen anormallikleri
 Öldürücü ritm bozuklukları ile birlikte olan sağ kalp karıncığının hastalığı

Tüm bu durumlar sporcuların detaylı kalp muayeneleri, elektrokardiografi, ekokardiografi, gerekirse ritm takipleri ve kardiyak MR incelemeleri ile saptanabilecek durumlardır.

Halter Ve Güreş Kalp Kasını Kalınlaştırıyor

Yapılan sporun tipine göre değişen oranlarda olmak üzere kalpte büyüme ve kalınlaşma gelişiyor.


 Eğer daha çok koşu, yüzme, bisiklet gibi dayanıklılık egzersizleri yapılırsa kalpte büyüme ön planda, kalınlaşma daha az oluyor.

 Halter, güreş gibi daha çok kısa ve yoğun kas gücü gerektiren egzersizler yapılırsa kalp kasında daha çok kalınlaşma, daha az büyüme karşımıza çıkar.

 Sporcu kalbi diye tanımlanan durum bu yapısal değişikliklerle birlikte bazı ritm değişikliklerini de içerir. Bu değişikler sporculardaki ani ölümler ile ilişkili değildir ve sporun bırakılması ile 6 ay gibi kısa bir süre içinde de büyük ölçüde geriler.

Sporcu Muayenesinde Neler Yapılmalı?

 En başta detaylı olarak hem kişisel hem de aile öyküsünün alınması gerekir. Çünkü aileden gelen pek çok özellik, o kişide henüz bir bulgu olmasa da önemli bazı kalp hastalıkları hakkında bilgi verir.

 Bu bilgiler alındıktan sonra, muayene ve elektrokardiyografinin incelenmesini takiben gerekirse ekokardiyografi ( kalp ultrasonu) incelemesi yapılır.

 Bu incelemelerde bir takım anormallikler saptanırsa daha ileri ritm incelemeleri ve kardiyak MR gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulur.

 Sporcuların yılda bir kez kalp kontrolleri mutlaka yapılmalıdır. Böyle bir değerlendirme ile sporculardaki kalbe bağlı ani ölümlerin büyük kısmı önlenir.
Uzun Boylu Sporcularda Görülen Hastalık

Sporcu ölümlerinin bir kısmı fark edilmemiş “Marfan Sendrom”u bulunan sporcularda görülmektedir. Marfan Sendromu özellikle uzun boylu sporcularda akla gelmesi gereken bir durumdur. Kalpten çıkan büyük aort damarımızda genişleme ve bu bölgedeki kalp kapağında yetersizlik olabilir. Marfan Sendromu bu aort damarının ağır fiziksel aktivite sırasında yırtılmasıyla ani ölümlere yol açabilen bir hastalıktır.

Ani Ölümlerin Başka Nedenleri De Var Mı?

 Aşırı sıcak, aşırı nemli bir ortam ya da çok soğuk bir havada spor yapmak önceden herhangi bir problem yoksa bile ani ölümlere yol açabilir.

 Hatta bunun yanı sıra sporcularda ishal, kusma nedeniyle aşırı sıvı kaybedildiği, vücuttaki elektrolit dengesinin bozulduğu durumlarda da ağır fiziksel aktivite yapılırsa yine ciddi problemler karşımıza çıkabilir.


 Bir diğer sebep sporcuların kullandığı doping maddeleridir.

 Aşırı alkol alımı, kokain kullanımı da ağır fiziksel aktivite sırasında ciddi sorunların yaşanmasına sebep olabilir.


27 Nisan 2009

SARAH
15. May 2009, 12:48 AM
Sessiz kalp krizi öldürüyorSessiz kalp krizinin sanıldığından daha yaygın olabileceği bildirildi.
Kalp-Damar SistemiDuke Üniversitesinden Dr. Han Kim, ağrı olmadığı ya da duyulan ağrının başka nedenlerden kaynaklandığı sanıldığı için ABD’de her yıl yaklaşık 200 bin kişinin kalp krizi geçirdiğini fark edemediğini belirtti. Bilim adamı, bu gizli kalp krizlerinin EKG’de tespit edilebilecek izler bırakmadığına da dikkati çekti.

Dr. Han Kim ve ekibinin yaptığı araştırma ise yeni bir görüntüleme tekniği olan DE-CMR’nin (Delayed enhancement cardiovascular magnetic resonance) zarar görmüş kalp dokularını diğerlerinden ayırmayı sağladığı için, sessiz kalp krizinin verdiği zararı tespit etmede yardımcı olabileceğini gösterdi. Bilim adamları, damar sorunları olan, ancak kalp krizi geçirmemiş 185 hastanın kalbine DE-CMR yöntemiyle baktı. Damarlarının tıkalı olup olmadığını belirlemek için anjiyo yapılan hastalar iki yıl boyunca izlendi. Katılımcıların yüzde 35’i gizli kalp krizi belirtileri gösterdi. Kalp krizinde normalde rastlanan Q dalgası bu hastalarda görülmedi. Araştırma, sessiz kalp krizlerinin normal kalp krizlerinden üç kat daha yaygın olduğunu ve damar sorunlarının fazla olduğu hastalarda bu tür krizlere daha sık rastlandığını gösterdi. Sessiz kalp krizi geçirenlerin ölüm riskinin 11 kat fazla olduğuna da dikkat çekildi.

Kaynak: Milliyet

SARAH
15. May 2009, 12:49 AM
Selenyumu ihmal etmeyin
Selenyumun en önemli etkisi antioksidan özelliğidir. Bu özelliği ile kalp krizlerini önlemede de yardımcıdır.
Kalp-Damar SistemiVitamin-MineralSelenyumun en önemli etkisi antioksidan özelliğidir. Bu özelliği ile kalp krizlerini önlemede de yardımcıdır. Hücre zarlarını ve hücrelerin bir arada tutulmasını sağlayan besin antioksidan sistemini yağ peroksidasyon etkisinin zararlarından korur. Hücrelerin dolayısı ile dokuların yaşlanma sürecini yavaşlatıcı etki gösterir.

Ağır metaller ve diğer zararlı maddelerden vücudu korur. Sigara, alkol, okside yağlar, civa, kadmiyum gibi insanlara zararlı maddelerin etkilerini azaltır. Protein sentezine, büyüme ve gelişmeye yararlıdır. Kan hücrelerinin kromozomlarının zarar görmesini önler. Spermlerin üretimine ve canlılığına olumlu etki yapar. Serbest radikallerin arttığı durumlarda (sigara içilmesi, hava kirliliği, ultraviole ışınları ve radyasyona maruz kalma) vücudu korur. Pankreasın çalışmasında etkilidir. Selenyumun en yaygın kullanımı kanser ve kalp hastalıklardan korunma amaçlıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve deri sağlığını arttırmak amacıyla da kullanılabilir. Keshan Hastalığı olarak tanımlanan bir kalp damar hastalığı üzerinde oldukça etkilidir. Tiroid bezinin az salgı yaptığı durumlarda T3 hormonu oluşumunda rol oynaması nedeniyle kullanılır.

En zengin kaynakları deniz ürünleri, karaciğer, böbrek ve diğer etlerdir. Tahıllar ve tohumlarda da selenyum bulunur fakat bu, bitkinin yetiştiği toprağın selenyum miktarına bağlıdır. Sebzeler ve meyveler iyi kaynaklar değildir. Beyaz etli ve iri balıklar daha fazla selenyum içerir. Hamsi, istavrit gibi küçük balıklar ise iyi bir kalsiyum kaynağıdır.

Kaynak: Taylan Kümeli

14 Nisan 2009

SARAH
15. May 2009, 12:51 AM
Kalp hücreleri yaşam boyu yenileniyor
İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden bilim adamlarının yaptığı araştırma, kalp hücrelerinin yavaş ve sürekli olarak yenilendiğini ortaya koyuyor.
Kalp-Damar SistemiRadyoaktif karbon tarihleme tekniğinin kullanıldığı araştırmaya göre 20 yaşındaki bir kişinin kalp hücrelerinin her yıl yaklaşık yüzde 1'i, 75 yaşındaki bir kişininkinin ise yüzde 0,5'i kadarı yenileniyor.

Ancak her yıl kalp hücrelerinin çoğu yenilense de kalp krizi ya da bir hastalık sırasında milyonlarca hücre kaybedilebiliyor.

Amerikan "Science" dergisinde yayımlanan araştırma, kalp krizi tedavilerinde yeni yöntemlerin bulunmasının yolunu açıyor. Araştırma ayrıca, kalp hücrelerinin yenilenip yenilenmediği konusunda uzun zamandır devam eden tartışmaya da son noktayı koyabilir nitelikte. Bugüne dek kalp uzmanlarının çoğu kalp hücrelerinin yenilenmediğini savunuyordu.

SARAH
15. May 2009, 12:52 AM
Kalp ve felç için beşibiryerde hapHindistan’da yaşları 45 ile 80 arasında değişen 2 bin 53 denek üzerinde denenen ve beş ilacın bileşiminden oluşan bir hap, kalp krizi ve felç riskini yarı yarıya azaltıyor.
Felç-İnmeİlaçlarKalp-Damar SistemiYÜKSEK tansiyon, kolesterol düşürücü (statin) ile aspirin ilaçlarından oluşan ’çoklu hapı’ alan insanların, kalp ve damar hastalıklarına maruz kalma riskinin yüzde elli ile yüzde altmış arasında azaldığı iddia edildi. Üstelik yan etkisi yok ve çok daha az masraflı. Çoklu hap adı verilen bileşim, ’üç hipertansiyon ilacının zayıf dozları,’ ’12,5 miligram tiazid,’ ’50 mg atenolol’ ve ’5 mg ramipril’ ile kolesterol düşürücü ’20 mg simvastatin’ ve ’100 mg aspirinden’ oluşuyor.

Hindistan’da 45 ile 80 yaşlarındaki 2 bin 53 denek üzerinde yapılan ve sonuçları ABD’deki 58’inci American College of Cardiology toplantısında sunulan araştırmaya göre, çoklu hapın etkileri üç ay süreyle diğer tansiyon, kolesterol ve kalp ritmi ilaçlarıyla karşılaştırıldı.

Araştırmanın başında yer alan Kanada’nın Ontario kentindeki McMaster Üniversitesi Halk Sağlığı Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Selim Yusuf ile Hindistan’ın Bangalore kentindeki St John’s Tıp Fakültesi’nden Dr. Prem Pais, ilacın, kötü kolesterol (LDL) ile yüksek tansiyonu önemli ölçüde azaltıcı ve kan akışkanlığını arttırıcı etkisinin görüldüğünü söyledi.

Süper hapın en büyük hedefi ise kalp krizi ve felç konusunda patlama yaşayan ve alım gücünün son derece zayıf olduğu gelişmekte olan ülkeler.

Kullanım kolaylığı önemli

Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aksoy, hipertansiyon, kolesterol ve aspirini hastalara üç ayrı tablet olarak veriyoruz. Bunları ayrı ayrı içmek zor oluyor tabii. Söz konusu yeni araştırma, ilaçların etkinliğini göstermekle kalmamış, kombinasyona bağlı yan etkiler oluşmadığını da kanıtlamış oldu.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi

1 Nisan 2009

SARAH
15. May 2009, 12:54 AM
Kalp hastalıkları kadınları tehdit ediyorYapılan araştırmalar kalp hastalıklarının diğer ölüm nedenlerine nazaran kadın yaşamını daha fazla tehdit ettiğini gösteriyor.
Kadın HastalıklarıKalp-Damar SistemiKalbin özellikleri göz önüne alındığında kadınlar ve erkeklerde kalp hastalığının 1 numaralı ölüm sebebi olduğu görülmektedir. Öte yandan yapılan araştırmalar kalp hastalıklarının diğer ölüm nedenlerine nazaran kadın yaşamını daha fazla tehdit ettiğini gösteriyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kalp hastalıklarının kadınlarda görülme riski ile ilgili bilgi verdi.

Türk Erişkinlerde Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri’nin (TEKHARF) 12 yıllık izlem verilerine göre, Türkiye’de koroner kalp hastalığı ölümleri erkeklerde binde 8.2’yken kadınlarda ise binde 4.3’tür. Yurtdışında yapılan bir başka araştırmaya göre kalp krizlerinin ve kalple ilişkili ölümlerin büyük bölümü 65 yaş üzeri kadınlarda meydana gelmektedir. Ancak her yıl 45 yaşının altındaki 9 binden fazla kadın kalp kriziyle karşı karşıya gelmektedir. İlk kalp krizinden sonra yaşamını sürdüren kadınların oranı erkeklere nazaran fark edilir derecede düşüktür. Kalp krizinden sonraki yıl içerisinde erkeklerin yüzde 25’i yaşamını yitirirken bu rakam kadınlarda ise yüzde 38’dir.
Ayrıca, bir kadının ikinci kalp krizini yaşama riski erkekten daha yüksektir. Kadınların yüzde 35’i altı sene içerisindeki ikinci kalp krizini yaşarken erkeklerdeki oran yüzde 18’dir.

Bu şaşırtıcı istatistikler de gösteriyor ki, kalp hastalıkları diğer yedi ölüm nedeninin toplamına nazaran kadın yaşamını daha fazla tehdit etmektedir.

Menopozdan sonra risk artıyor!

Koroner kalp hastalığı ilerleyicidir ve erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da bir takım belirtilerle ortaya çıkmaktadır. Risk zincirinin hangi halkasında yer aldığınız göz önüne alınmaksızın, koroner kalp hastalığının ciddi sonuçlarının gelişmesi olasılığını azaltmak için hemen şimdi önlem alabilirsiniz.

Yaş ve aile hikayesi koroner kalp hastalığın değiştirilemeyen iki risk faktörüdür. Bu özellikler size bu risk faktörlerine ne zaman dikkat edeceğinizi söyleyebilirler. Örneğin koroner kalp hastalığına sahip kardeşinizin olması sizi de daha yüksek koroner kalp hastalığı geliştirme riski altına atmaktadır.

Erkeklerde olduğu gibi kalp krizi ve inme riski yaşla birlikte artar. Menopozdan sonra, kadınlar kalp hastalığı risk faktörlerine özel dikkat göstermelidirler. Çünkü östrojen seviyelerindeki azalma koroner kalp hastalığı geliştirme olasılığını artırır. Yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol seviyeleri, sigara kullanımı, fiziksel aktivite eksikliği, aşırı kilolu olmak ve diyabet gibi diğer risk faktörlerine sahip olan postmenopozal kadınlarda her gün aspirin alınması sıklıkla önerilir.

İyi haber ise ne zaman başladığınız önemli olmaksızın sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmenin koroner kalp hastalığı riskinizi büyük oranda düşürdüğüdür.

Kadınlardaki kalp hastalığı belirtileri

Kalp rahatsızlığı yaşayan erkekler, genellikle kalbe giden kan basıncının azalmasından kaynaklanan ezici göğüs ağrısından şikayet ederler. Ancak kan akışında benzer bir azalma bulunan birçok kadın, göğüs ağrısı hissetmez. Bunun yerine sadece hareketlerin ardından nefes darlığı veya halsizlik yaşayabilir. Diğer tipik olmayan semptomlar içerisinde olağan dışı yorgunluk veya halsizlik, sersemlik (baş dönmesi), mide bulantısının yanı sıra boyun, çene, kollar ve sırtta ağrı hissedilir.
Herhangi bir zamanda birkaç dakika süreyle kalp krizi semptomlarından herhangi birini yaşarsanız aşağıdakileri daima hatırlayınız:

1) Acil yardım isteyin
2) Bütün aspirin çiğneyin ve yutun.
3) Derhal hastaneye gidin.

Hangi testler yapılmalı!

Hekiminiz koroner kalp hastası olduğunuzdan şüpheleniyorsa, sizi, bir veya birkaç tanı-tarama testine yönlendirir. Yaygın şekilde uygulanan testler içerisinde elektrokardiyografi (EKG), egzersiz stres testi, talyum stres testi, ekokardiyografi ve koroner anjiyografidir.
Egzersiz stres testi, erkeklere nazaran kadınlarda daha fazla yalancı pozitif sonuca neden olmaktadır. Özellikle postmenopozal kadınlarda, pozitif sonucun ilave testlerle teyit edilmesi zorunlu olabilir.

Kadınlarda kalp hastalığının tedavisi ve iyileşme

Kadınlar, koroner kalp hastalığının tedavisi ve kalp krizinin iyileşmesinde özel güçlüklerle karşılaşırlar. Kadınlarda, küçük arterler anjiyoplasti ve by-pass cerrahisini teknik açıdan daha zor ve riskli hale getirmektedir. ABD istatistiklerine göre, by-pass cerrahisi sırasında bir kadının ölme ihtimali, erkeğin taşıdığı riskin yaklaşık iki katıdır. Kadınlar by-pass cerrahisi veya anjiyoplasti esnasında ve kalp krizinde pıhtı parçalayan ilaçlar verildiğinde daha yüksek kanama komplikasyonu riski taşırlar.
Öte yandan yapılan araştırmalar, kalp krizi sonrasında kadınların erkeklerden daha fazla anksiyete ve depresyon yaşadıklarını göstermektedir. Bu önemlidir; çünkü yapılan birkaç çalışma depresif insanların kalp krizi sonrasında daha yüksek ölüm riskine sahip oldukları belirlenmiştir.
Kalp krizi yaşayan, anjiyoplasti veya by-pass cerrahisi geçiren herhangi bir kadın, kardiyak rehabilitasyonu süresince mutlaka şunlara dikkat etmelidir;

• Sağlıklı diyet uygulamalı,
• Egzersiz yapmalı,
• Mutlaka sigarayı bırakmalı,
• Stresi azaltmalı,
• Psikolojik danışmanlık ve grup desteği almalı.


6 Mart 2009

SARAH
15. May 2009, 12:58 AM
Ani kalp durmasına anında müdahale artık mümkünKalp ile ilgili sorunlar, başlıca ölüm nedenleri olarak düşünülen trafik kazaları, kanser ve AIDS’ten çok daha fazla ölüme sebep oluyor.
Kalp-Damar SistemiFarkında mısınız?

Kalp ile ilgili sorunlar, başlıca ölüm nedenleri olarak düşünülen trafik kazaları, kanser ve AIDS’ten çok daha fazla ölüme sebep oluyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de kalp ile ilgili hastalıklar tüm ölüm nedenleri içinde ilk sırada yer alıyor. Her yıl sadece ani kalp durması nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ABD’de 325 bin, Avrupa’da ise 400 binden fazla...

Ani kalp durması nedir?

Ani kalp durması kalbin; beynin ve vücudun ihtiyacı olan kanı pompalayamaz hale gelmesi durumudur. Kalp krizi, boğulma, travma, elektrik çarpması, solunumun durması, aşırı stres, ani duygusal değişiklikler ve aşırı fiziksel aktivite ani kalp durmasının başlıca sebepleridir. Sağlıklı görünen biri bile hiç beklenmedik bir anda ani kalp durması ile karşı karşıya kalabilir. Her yaşta ve cinsiyette kişinin karşılaşabileceği ani kalp durması için çoğu zaman önceden tanı konulamaz ve önlem alınamaz.

Nasıl tedavi edilir?

Ani kalp durması yaşayan bir kişinin hayata döndürülebilmesi için ilk birkaç dakika içinde elektroşok verilmesi ve temel yaşam desteği (kalp masajı ve suni solunum) uygulanması gerekir. Müdahale edilmeden geçen her dakikada kişinin hayata dönme şansı yaklaşık % 10 azalmaktadır. Bu süre içinde kişinin defibrilatör bulunan bir sağlık kuruluşuna yetiştirilmesi neredeyse imkansız olduğundan Otomatik Eksternal Defibrilatörler (OED) geliştirilmiştir. Otomatik Eksternal Defibrilatörler, hastaya olay yerinde ve derhal müdahaleyi mümkün kılan, kullanmak için tıp eğitimi almış olmanın gerekmediği taşınabilir kalp şok cihazlarıdır. American Heart Association, European Resuscitation Council ve Türk Kalp Vakfı gibi önemli kuruluşlar bu cihazların bulundurulmasını destekliyor ve yaygınlaşması için çalışmalar yürütüyor.

CardiAid nedir?

CardiAid Taşınabilir Kalp Şok Cihazı (Otomatik Eksternal Defibrilatör-OED), ani kalp durması vakalarında hastayı yaşama döndürebilecek elektroşokun, olay yerinde ve ilk birkaç dakika içinde uygulanabilmesi için geliştirilmiştir. Temel yaşam desteği (suni solunum ve kalp masajı) ile OED kullanım bilgisine sahip kişiler tarafından güvenle kullanılabilir. Cihaz kullanıcıyı sesli ve görsel komutlarla yönlendirir, kullanımı son derece kolay ve güvenlidir. Kalp ritmini analiz ederek hastanın elektroşoka ihtiyacı olup olmadığını belirler. Şokun gerekli olduğu durumlarda otomatik olarak şoku hazırlar ve düğmeye basılması ile şoku uygular. Şokun gerekli olmadığı durumlarda ise kesinlikle şok uygulamaz.

Havaalanları, alışveriş merkezleri, siteler, iş merkezleri gibi kalabalık mekanlar ile ani kalp durmasına sebep olan olayların yaşanma ihtimalinin yüksek olduğu yerlerde bulundurulacak bir CardiAid, bir çok hayat kurtarabilir.

3 Mart 2009

SARAH
15. May 2009, 01:01 AM
Kalp hastalıklarında en sık sorulan sorularAmerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Şefi Dr. Genco Yücel, kalp hastalıklarında, hastaların, hastalanmaktan korkanların doktorlara en sık sorduğu soruları şu şekilde özetliyor
Kalp-Damar SistemiKolesterol-Kan YağlarıTansiyonKalp hastalığından ne zaman şüphelenmek ve kalp hastası olmamak için nelere dikkat etmek gerekir, yüksek tansiyonum var ama beni rahatsız etmiyor, korkmalı mıyım? Kalp rahatsızlıkları ile ilgili doktorlara yöneltilen sorular sadece bunlarla sınırlı değil. Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Şefi Dr. Genco Yücel, kalp hastalıklarında, hastaların, hastalanmaktan korkanların doktorlara en sık sorduğu soruları şu şekilde özetliyor:

Kalp krizi geçiren insan neler yapabilir, neler yapamaz?
Kalp krizi sonrasında, kişi, anjiyo (kalbin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi), balon ameliyatı hatta by-pass olabilir. Hemen ardından da normal yaşamına dönebilir. Önemli olan sigaradan, yağlı yemeklerden, kolestrolü yüksek yiyeceklerden kaçınmak ve doktor nezaretinde düzenli egzersiz yapmaktır. Aynı şekilde hasta doktora danışarak, cinsel yaşamına da devam edebilir. Yani kalp krizi geçirdiği için bir insanın hayatı bitmiş değildir, sadece doktorunun tavsiyelerine özen göstermesi gerekir.

Ne zaman kalp hastalığından şüphelenmek gerekir?
Göğsün orta yerinde baskı veya basınç şeklinde ağrı varsa; özellikle bu ağrı yokuş çıkarken, soğukta yürürken başlayıp, kişi dinlendiğinde geçiyorsa ilk aşamada kalp hastalığı düşünülmelidir. Kalp krizi, kişi hiç hareket etmediği halde çok şiddetli ağrının başlamasıyla ortaya çıkar. Beraberinde nefes darlığı, sol kol ağrısı, soğuk terleme ve bulantı da görülebilir. Dakikaların önemini unutmamak gerekir. Kalp krizinden şüphelenildiğinde acilen tam teşekküllü bir hastaneye başvurmak şarttır.

Kalp hastası olmamak için nelere dikkat etmek gerekir?
Sigara içmemek, fazla kiloları vermek ve düzenli egzersiz yapmak şarttır. Ailesinde kalp krizi geçirmiş akrabaları (özellikle anne, baba, kardeşler) olan erkekler 45 – 50 yaşında, diğerleri ise 55 yaşından sonra her yıl kontrolden geçmeliler. Kadınlar ise özellikle menopozun ardından yıllık kontrollere başlamalıdır.

Yüksek tansiyon sorunum var ama beni rahatsız etmiyor, korkmama gerek var mı?
Yüksek tansiyon sık rastlanan ve sinsi bir sorundur. Tek başına önemli olmayabilir ancak uzun vadede çeşitli organlara büyük zararlar verebilir. Kalp krizine, beyin kanamasına, gözle ilgili sorunlara ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Bu nedenle rahatsız etmese bile yüksek tansiyon devamlı kontrol altında tutulmalıdır.

Yüksek tansiyon tedavisinde ilaç kullanmanın yanı sıra ne tür önlemler alınabilir?
Tuz kullanmamak, sigara içmemek ve kilo kaybetmek yüksek tansiyon hastasının dikkat etmesi gereken altın kurallardır. Ayrıca yürüme başta olmak üzere, yüzme, bisiklete binme ve koşma gibi düzenli yapılacak egzersizler de çok yararlıdır.

Kolestrolün yüksek olması neden bu kadar önemli?
Yüksek kolestrol, kalp krizine sebep olabilir. Özellikle kötü kolestrolün (LDL kolestrol) yüksek, iyi kolestrolün (HDI kolestrol) düşük olması, kalp krizi geçirmiş veya risk taşıyan insanlar için çok önemlidir. Kolestrolü düşürmek için öncelikle doktorun önereceği diyeti uygulamak, egzersiz yapmak ve bazı ilaçlar faydalıdır.

Kolestrol ilaçları zararlı mıdır?
Sanılanın aksine yan etkileri fazla değildir.

Kolestrol ilaçlarının yan etkileri nelerdir?
En sık genel vücut ve kas ağrıları yapabilirler. Bunun dışında önemli sık bir yan etkileri olmadığı gibi kalıcı zararları hemen hiç yoktur. Oluşan yan etki örneğin, ağrılar ilaç kesilince hızlı bir şekilde geçerler. Zannedildiği gibi ciddi karaciğer zararı son derece nadirdir, hemen hiç görülmez.

Kalp krizi geçirdikten sonra cinsel hayatıma devam edebilir miyim?
Cinsel aktiviteyi, yoğun ani fiziksel hareket gibi düşünmek gerekir. Kalp krizi sonrası hastaların bu tip eforlu aktiviteleri yapıp, yapamayacağını anlamak için belli testler uygulanır. Hatta gerekirse anjiyograji, balon işlemi, by – pass ameliyatı ile tedavi edilerek bu tip egzersizlerin güvenli yapılması sağlanır.

Cinsel hayatı düzenleyecek ilaçlar kullanabilir miyim?
Bu ilaçları kullanmak, kalp hastalarında sakıncalı değildir. Sadece bazı kalp ilaçları ile beraber kullanımı sorun yaratabilir. Bu yüzden her ilaç gibi, bu grup ilaçlar da doktora danışarak alınmalıdır.

Kalp hastalığı olanlar nasıl beslenmelidir?
Öncelikle kilo almamak ve fazla kiloları vermek önemlidir. Ek olarak, yüksek tansiyonu olanlar tuz kullanmamalıdır. Koroner hastalığı olan, kalp krizi geçirmiş insanlar kolestrolden zengin yiyeceklerden kaçınmalıdır. Katı yağlar, kırmızı etli yiyecekler, yağlı süt, yoğurt, peynir gibi yiyecekler kolestrol bakımından zengindir ve dikkat edilmelidir.

Kalp hastalığı olanlar ne tip egzersizler yapmalı?
Kalp doktorunun izniyle düzenli yapılan egzersizler, kalp ilacı kullanmak kadar gereklidir. Yüksek tempoda yürüyüş, yüzmek, bisiklete binmek, koşmak idealdir.



12 Şubat 2009

SARAH
15. May 2009, 01:02 AM
Kadınlarda kalp atış hızı kalp hastalıkları riskini belirliyorSon yapılan araştırmalara göre menopoz sonrası dönemde kadınlarda kalp krizi riski kalp atış hızına bakarak öğrenilebilir.
Kalp-Damar SistemiAraştırma kapsamında daha önce kalp hastalığı yaşamamış, menopoz sonrası dönemdeki 129.135 kadın incelendi. Araştırmanın başında kadınların nabızları ölçüldü. 8 yıllık araştırmanın sonunda kalp atış hızları en yüksek olan kadınların kalp krizi geçirme riskinin daha yüksek olduğu görüldü. Nabzı dakikada 76 ya da daha fazla atış olan kadınların daha çok risk taşıdıkları, dakikada 62 ya da daha az olan kadınların daha az risk taşıdıkları görüldü.

Uzmanlar bu sonuçların diğer faktörlerden bağımsız olduğunu eklediler. Yani fiziksel aktivite yapanlar, tansiyon ya da diyabet hastası olan kadınlarda farklı sonuçlar elde edilebileceğinin de göz önüne alınması gerektiğini belirttiler.

Kalp atış hızını, depresyon, sigara ve alkol kullanımı, fazla kilolu olmak gibi durumlar da etkiliyor. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları riskinin 65 yaş altı kadınlarda daha fazla olduğu da belirtildi.

SARAH
15. May 2009, 01:03 AM
Vitamin takviyesinin hiçbir yararı yok"Sağlık sigortası" olarak düşünülen multivitamin takviyesinin hiçbir yararı olmadığı bildirildi.
Kalp-Damar SistemiKanserSağlıklı YaşamVitamin-MineralSağlık sigortası" olarak düşünülen multivitamin takviyesinin hiçbir yararı olmadığı bildirildi.
Vitaminlerle ilgili yapılan bugüne kadarki en kapsamlı araştırmada, yaşları 50 ile 79 arasında değişen 162 bin Amerikalı kadının vitamin alma alışkanlıklarıyla, sağlık durumlarına bakıldı.
Archives of Internal Medicine dergisinde yayımlanan araştırmada, avuç dolusu vitamin alan kadınlarda kanser ve kalp hastalıkları riskinde azalma olmadığı, vitaminlerin, erken ölümü de engellemediği belirlendi.

Independent gazetesindeki habere göre, araştırma kapsamına alınan ve yüzde 41’i 15 yıl boyunca düzenli olarak vitamin kullanmış olan kadınlar arasında 10 bin kanser, 9 bin kalp ve 10 bin ölüm vakası görüldü ve "vitamin alanlarla almayanlar arasında hastalık ve ölümler açısından fark olmadığı" saptandı.

Araştırmanın başkanlığını yürüten Seattle’daki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezinden Marian Neuhouser, "Şaşırtıcı biçimde, multivitaminlerin yaygın kanser türlerine yakalanma riskini azaltmadığını ve kalp hastalığı üzerinde hiçbir etkisi olmadığını gördük" dedi.
Sağlıklı beslenen insanların yiyeceklerden gerekli tüm vitaminleri zaten aldıkları hatırlatılarak, fazla vitaminin vücuttan atıldığı belirtildi.

Yeshiva Üniversitesinden Prof. Dr. Sylvia Wassertheil-Smoller, "bulgularımıza göre, burada tanımlanan kadın tipine giriyorsanız ve aslında iyi besleniyorsanız, multivitamin almanıza gerek yok" dedi.

Araştırmacılar, kadınlar arasındaki vitamin kullanımının erkeklerden daha yaygın olduğunu ve 30 yaşından sonra vitamin kullanan kadınların oranının arttığını bildirdiler.
Amerikalıların yarısı, daha sağlıklı olmak ve uzun yaşamak için vitamin takviyesi alıyor ve yılda bu haplara 20 milyar dolar harcanıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre de yetişkinlerin yüzde 31’i vitamin hapı kullanıyor. İngiltere’deki vitamin pazarının da yılda 330 milyon sterlin olduğu tahmin ediliyor.

Kaynak: Milliyet Gazetesi


10 Şubat 2009

SARAH
15. May 2009, 01:05 AM
Sağlığınız için fındık, ceviz, badem tüketin
Günlük diyetinde sık sık sert kabuklu yağlı tohum tüketimi, yetişkin ve yaşlılarda hastalıklardan gelişen ölüm riskini azaltır.
BeslenmeKalp-Damar SistemiKolesterol-Kan YağlarıVitamin-MineralYağlarEpidemiyolojik ve klinik çalışmalar sıklıkla tüketilen ceviz, badem, fındık vb. sert kabuklu yağlı tohumların koroner arter hastalığına karşı koruyucu olduğunu göstermektedir. Düzenli ceviz tüketiminin, kardiyovasküler hastalıklara bağlı gelişebilecek ölüm oranını % 30–50 oranında azalttığı gösterilmiştir.

3 büyük prospektif (ileriye yönelik) çalışmada haftada 1–4 porsiyon yağlı tohum tüketiminin koroner kalp hastalığı riskini % 40 oranında azalttığı belirlenmiştir. Yağlı tohumlar, LDL kolesterolü %16 oranında azaltarak, serum lipid profilini iyileştirir ve ayrıca arginin, diyet posası ve antioksidan E vitamini yönünden zengin olmasından dolayı yararlı etkileri vardır. Cevizde yüksek oranda omega-3 yağ asidin bulunması, yararlı etkisini artırmaktadır.

Günlük diyetinde sık sık sert kabuklu yağlı tohum tüketimi, yetişkin ve yaşlılarda hastalıklardan gelişen ölüm riskini azaltır. Haftada 5 kere sert kabuklu yağlı tohum tüketenlerde, tüketmeyenlere göre total ölüm riski oranı % 18–44 oranında daha düşük bulunmuştur. Böylece, yağlı tohum tüketimi sadece Kalp Hastalıklarına karşı koruyucu olmakla kalmaz, aynı zamanda ömrün uzamasında da etkilidir.

6 Şubat 2009

SARAH
15. May 2009, 01:06 AM
Fazla tuz kalbe kan akışını engelleyebilirYeni yapılan bir araştırmaya göre az tuzlu beslenmek kan damarlarının işlevleri üzerinde olumlu bir etki yapıyor.
BeslenmeKalp-Damar SistemiVitamin-MineralAraştırmacılar önceden yapılan araştırmalarda da fazla tuzun sağlık için zararlı olduğunu açıklamışlardı. Yeni yapılan bu araştırma sonucunda da az tuzlu diyetlerin damarların daha iyi çalışmasına yardımcı oldukları görüldü.

Araştırmada tuz kısıtlamasının hücrelerin damarlar arasında kan akışını düzenleyen ince tabakası üzerinde nasıl bir etkisi olduğu incelendi. Tansiyonları normal olan fazla kilolu katılımcıların sodyumu azalttıkları zaman damarlarının daha iyi çalıştığı gözlemlendi. Sonuç olarak tansiyon üzerinde bir etki bulunmasa da damarların işlevlerini olumlu yönde etkilediği görüldü.

Uzmanlar tuz tüketimi azaltıldığında kan damarlarının doğrudan olumlu şekilde etkilendiğini açıkladılar. Genel olarak sağlıklı insanların günde 1 çay kaşığından daha fazla tuz tüketmemesi öneriliyor. Fakat birçok kişi bu miktarın iki katı kadar tuz tüketiyor.

Hem yeni araştırma sonuçlarına hem de eskilere dayanarak uzmanlar sağlıklı bir hayat sürmek için fazla tuz tüketilmemesi gerektiğini bir kere daha vurguluyorlar.



26 Ocak 2009

SARAH
15. May 2009, 01:07 AM
Kalp hastalıkları kadınlarda 1 numaralı ölüm sebebiABD, birçok gelişmiş ülke ve Türkiye’de de koroner kalp hastalığı, kadınlarda birinci sırada yer alan ölüm nedenleri arasında yer alıyor.
Kadın HastalıklarıKalp-Damar SistemiMenapozABD'de kalp hastalığı nedeniyle toplam ölüm hızının son 20-30 yılda azalmış olmasına karşın, bu azalma erkeklere göre kadınlarda daha yavaştır. Yeni araştırmalar, erkeklere göre kadınların ilk kalp krizinden sonra daha olumsuz bir durumda olabildiklerini doğrulamaktadır. JAMA'da yer alan bir çalışmada, ilk kalp krizini izleyen 1 ay içinde ölüm riskinin, 6 ay içinde de ölüm riski ve yeniden hastaneye yatma gereksiniminin erkeklere göre kadınlarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Araştırmacılar, ilk kalp krizinden sonra kadınlarda ölüm riskinin erkeklere göre %70 daha fazla olmasının, hastalığın daha ağır seyretmesinden ve kalp kriziyle ilişkili komplikasyonlardan kaynaklanabileceğini saptamışlardır.

Kadınlarda kalp krizi riski, menopoz dönemi yaklaştıkça artmakta ve bu artış, yaş ilerledikçe devam etmektedir. Çalışmalarda, menopoz sonrası dönemde olan kadınların kanlarındaki kolesterol düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar, kadınların vücutlarında meydana gelen değişmelerin, yaşlanma, kilo alma ve düşük östrojen hormonu düzeylerini de içeren, menopoza bağlı etkilerden kaynaklanabileceğini düşünmektedirler. Kadınlarda yaşlandıkça özellikle postmenapozal dönemde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm artmaktadır. Koroner arter hastalığının klinik semptomatolojisi, epidemiyolojisi, risk faktörü prevelansı, teşhis yöntemlerine, girişimlere cevap açısından iki cins arasında farklılıklar vardır.

Kadınlar için koroner arter hastalığı açısından en büyük handikap, bu hastalığın yıllarca erkek hastalığı olarak daha fazla kabul görmüş olmasıdır. Kadınlar yaşlandıkça azalan östrojen düzeyi ile birlikte kalp hastalıkları ve inmeye karşı olan direnç azalmaktadır. Altmış yaşına kadar 5 erkekten biri bir koroner kalp hastalığı ile karşılaşırken bu oran kadınlar için 1/17 olarak saptanmıştır. Altmış yaş üzerinde ise hastalığın görülme riski her iki cins için de eşitlenmektedir. Menopoz sonrası dönemde koroner arter hastalığı kadınlar için önemli bir sağlık sorunudur. Bu dönemde ölümlerin yüzde25 nedenini oluşturmaktadır. Kadınlarda koroner arter hastalığı için en önemli risk faktörü hipertansiyondur. Kadınlarda yaşla birlikte ortaya çıkan hipertansiyon yetmiş yaş üzerindeki kadınların yüzde 80’inde görülmektedir. Diyabet de kadınlardaki koroner arter hastalığı riskini 3 kat artırmaktadır.

16 Ocak 2009

SARAH
15. May 2009, 01:08 AM
Kalp krizi geni bulunduAMERİKALI bilim adamları, kalp krizi olup olmadığını önceden belirlemeye yarayacak bir gen tespit ettiklerini açıkladı.
GenetikKalp-Damar SistemiABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki Duke Üniversitesi’nde göreli Dr. Svati Shah ile Dr. Elizabeth Hauser’in yaptığı araştırmada, koroner damar hastalıkları geçmişi olan bin aileye incelemeye alındı. İncelemeler sonucunda, bir kişinin gelecekte kalp krizi geçirme riskini belirleyen bir gen tespit edildi. Bu gen sayesinde bir kişinin kalp krizi geçirme riskini ortaya koyacak testler geliştirilebilir.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi

SARAH
15. May 2009, 01:09 AM
Fazla uyu kalbini koru
Yeni yapılan bir araştırmaya göre fazla uyuyan kişilerde koroner atardamar kireçlenmesi görülme riskinin daha az olabileceği ortaya çıktı.
Kalp-Damar SistemiUykuAraştırma sonucunda her fazladan uyunan saat sonunda kişinin gelecek 5 yıl boyunca koroner atardamarlarında kireçlenme görülme riskinin %33 azaldığı görüldü. Uzmanlar uzun dönemde kalp krizi riskinin ve diğer kalp ve damar hastalıklarının görülme riskinin azalacağını belirtiyorlar.

Araştırma kapsamında koroner atardamarlarında kireçlenme olan 500 orta yaşlı kişi 5 yıl boyunca incelendi. Koroner atardamarlar kalp kaslarına oksijen bakımından zengin kan pompalayan damarlardır. Bu damarlarda plak oluşması durumunda damarlar daralır. Kalsiyum plak oluşumuna neden olan maddelerden biridir.

Araştırmanın başında ve sonunda katılımcıların koroner damarları incelendi. Ayrıca bileklerinde aktivitelerini ölçen bir cihaz takıldı ve uyku düzenleri takip edildi. Gruptakilerin ortalama olarak 6 saat uyudukları görüldü. Katılımcıların çok az bir kısmı günde 8 saat kadar uyuyordu.

5 yılın sonunda katılımcıların koroner atardamarları yeniden incelendi ve %12’sinin damarlarında kireçlenme görüldü. Günde ortalama 8 saat ya da daha fazla uyuyan kişilerinse damarlarının daha temiz olduğu gözlemlendi. Uzmanlar kesin bilgiler için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyorlar.


25 Aralık 2008

SARAH
15. May 2009, 01:11 AM
Yumurtaya özür doktorları böldüTürk Kardiyoloji Derneği’nden Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, yumurtanın yararlı olduğunu savunan meslektaşlarını eleştirdi.
BeslenmeKalp-Damar SistemiKolesterol-Kan YağlarıYıllarca “yemeyin” dedikten sonra geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla yumurtaya iade-i itibar eden kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in aksine Türk Kardiyoloji Derneği Kalp Damar Hastalıkları Önleme Proje Ekibi üyesi Doç. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, yumurta sarısı tüketiminin başta kalp damar ile şeker hastalarında, kan kolesterolü yüksek ve ailesinde kalp hastalığı olanlarda zararlı olabileceğini söyledi.

Kayıkçıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bazı yayın organlarında, başka alanların uzmanlarının dikkatsiz yorumlarına dayanılarak yumurtada kolesterolün abartıldığı, kalp ve damar hastalıklarına yol açmak bir yana, sağlık için çok yararlı olduğu yönünde haberlerin yayımlandığını hatırlattı. Kayıkçıoğlu, konuyla ilgili yapılan çalışmalar ışığında, kalp sağlığına uygun beslenme için erişkinlerde günde en fazla 200 miligram kolesterol tüketiminin önerildiğini belirtti.

Masum değil!
Kayıkçıoğlu, yumurtanın uzun yıllardır kolesterol yönünden zengin, kalp sağlığına zararlı beslenmenin sembolü olarak kabul edildiğine dikkati çekerek, bu benimsemenin haksız sayılmaması gerektiğini vurguladı. Yumurta sarısında ortalama 200-220 miligram kolesterol bulunduğunu, yani bir yumurta sarısı yenildiğinde günlük kolesterol ihtiyacının karşılandığını bildiren Kayıçıoğlu, şöyle devam etti:
“Yumurta tüketimini artırmanın kolesterol düzeylerini belirgin yükseltmese de, 20 yıllık izlemde kalp-damar hastalığı ve ölüm riskini artırdığı saptanmıştır. Bu zararlı etki, en fazla şeker hastalarında görülmüştür. Ayrıca yumurta tüketimi hem şeker hastalığı, hem de kalp yetersizliği riskini de belirgin olarak artırmaktadır. Bilimsel verilerin ışığında yumurta sarısının tüketimi, başta kalp-damar hastalarında, şeker hastalarında, kan kolesterolü yüksek ve ailesinde kalp hastalığı olanlarda zararlı olabilir.” Kayıkçıoğlu, bunun “Yumurta kesinlikle yenmemeli” anlamına gelmediğini belirtti.

Kaynak: Milliyet Gazetesi



24 Aralık 2008

SARAH
15. May 2009, 01:12 AM
İleri yaşta kalp kapağı hastalıklarına ameliyatsız tedavi[/COLOR]İleri yaş kalp kapak hastaları artık ameliyatsız yöntemle sağlığına kavuşabiliyor. Özellikle 90 yaş sonrası hastalarda ortaya çıkan kapak sorunları girişimsel yöntemlerle giderilerek hastaya kaliteli bir yaşam olanağı sunuluyor.
Kalp-Damar SistemiYaşlanmaMemorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Doç. Dr. Harun Arbatlı, ileri yaşta kalp kapağı sorunlarının ameliyatsız olarak “Perkütan yöntemi ile çözümü” hakkında bilgi verdi.

İleri yaş kalp kapak hastaları artık ameliyatsız yöntemle sağlığına kavuşabiliyor. Özellikle 90 yaş sonrası hastalarda ortaya çıkan kapak sorunları girişimsel yöntemlerle giderilerek hastaya kaliteli bir yaşam olanağı sunuluyor.

Yaşlı hastalarda kapak problemi klasik cerrahi yollarla giderilebilir mi?

Ameliyat, ileri yaş hastaları için önemli sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Yaşlı hastalar genellikle damar sertliği ve vücut yıpranmasına bağlı olarak sıklıkla aort kapakta zaman zaman da mitral kapakta ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Bu problemlerin çözümü ne yazık ki klasik yöntemlerle her zaman mümkün olamıyor. Çünkü 90 yaşındaki bir hastaya kapak değiştirme ameliyatı uygulamak çok riskli. Ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonlar ileri yaştaki hastalarda kötü sonuçlara neden olabiliyor. Hekimler olarak öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki, bazen çok yaşlı hastaları ameliyat edemediğimiz için onları kaderlerine terkediyoruz. Özellikle uzun yıllar sigara kullanımı olan yaşlı hastalar akciğer sorunlarının yanı sıra başka hastalıklarla da karşımıza çıkabiliyor. Bunun yanında geçirdikleri kanser operasyonları, diyabet gibi sorunları yani eşlik eden hastalıkları çok sayıda olabiliyor. Bu tür durumlar yaşlı hastaların ameliyat edilmelerine engel teşkil ediyor.

İleri yaş hastaları için kapak problemlerini ameliyatsız gidermek mümkün mü?
Günümüzde ileri yaştaki hastaların kapak problemlerine çözüm getirebilmek için daha az cerrahi travma veren ve daha kısa yoldan uygulanan bir takım yöntemler var. Dünyada 5 yıllık bir geçmişe sahip olan ve çok önemli birkaç merkezde uygulanan Perkütan Aortik Kapak İmplantasyonu adı verilen girişimsel yöntem, Türkiye’de de uygulanmaya başlanacak. Biz Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi ekibi olarak bu yöntemlerin daha da gelişmesi ve sonuçlarının daha da belirgin hale gelmesi ile paralel olarak, ülkemizde de bu işlemleri yapılabilir hale getirmek için çalışıyoruz.

İlk uygulayan ekip biz olacağız

Bizim ekip olarak hastanemizde bu konuda çalışmalarımız var ve Türkiye’de ilk kez gerçekleştirmek üzere harekete geçtik. Tam olarak sonuçları ortaya konan bir yöntem olmamakla birlikte umut vaat eden bir yöntem. Bir takım ilave gelişmeler olması kanaatindeyiz. Yakın bir gelecekte bizim de bu konuya teknolojik olarak bir katkımız olacak, olumlu sonuçlar alabileceğiz.

Perkütan ( ameliyatsız) yöntem hangi yönden ileri yaş hastaları için uygundur?

Bu yöntemle hastaya ya çok küçük bir kesi ile ya da hiç cerrahi kesi yapılmadan ameliyatsız kapak tamiri ya da değişimi yapılmaktadır. İşlem sırasında göğsü açmak, kalbi durdurmak gibi hasta açısından çok zor tolere edilecek şeyler pas geçilerek bunun yerine kalp atar durumdayken kapak öncelikle bir balon vasıtasıyla genişletilmektedir. Kasık damarından girilerek ya da kalbin uç kısmında apeks denilen bölgede küçük bir kesi yapılarak özel bir hazne içine sıkıştırılmış kapak da yine o kapak bölgesine yerleştirilmektedir. Tüm bu işlemler girişimsel olarak tıpkı anjiyo yapar gibi perkütan yöntemle gerçekleştirilmektedir. Kardiyologlar ve kalp cerrahlarının bir arada bulunacağı uygulama, daha komplikedir ve daha çok ekipmana ihtiyaç duyulacaktır. Belki de ileriki zamanlarda yöntem oturduğu ve çok iyi sonuçlar alınmaya başlandığında da karotis yani boyun damarından da girilerek bu işlemin yapılması söz konusu olabilecektir. Biz de Memorial Kalp ve Damar Cerrahisi olarak kendimize has bir takım yöntemler geliştirmeye çalışıyoruz.

Yaşlı oranı gittikçe artıyor

Popülasyondaki yaş oranları giderek artıyor. Şu an Avrupa ve Amerika’da en büyük harcamalarından biri sağlık harcamaları ve özellikle ileri yaş hastalıklarından kaynaklanan bu sorunlara çözüm getirmek için hükümetler de harekete geçmiş durumda. Aynı sorun yani yaşlı nüfusun hızlı artışı, bir süre sonra Türkiye için de geçerli olacak. Önümüzdeki 10-20 yıl sonra aynı sorunlar ülkemizin de kapısını çalacak. Buna hazırlıklı olarak teknoloji içinde yerimizi almamız çok önemli. Perkütan Aort kapak implantasyonu yöntemi ile kapak tamiri ve değişimi yüz güldürücü sonuçları da beraberinde getirirse, gelecekte genç hastalar için de uygulanabilecek bir yöntem. Ancak şimdi geçerli olan klasik cerrahi yöntemler. Bunlar da geçmiş yıllara oranla çok gelişti.

Perkütan Aort Kapak İmplantasyon yöntemi kaç saatlik bir uygulama? Hasta ne kadar sürede normal yaşantısına geri dönebiliyor?

Hastanın perkütan kapak ile ameliyat sonrası iyileşme hızı gerçekten yüksektir. Hasta, başka bir hastalığı yoksa işlem sonrasında ertesi gün ya da birkaç gün içinde toparlanarak, normal yaşantısına geri dönebilir. Kişinin başka sağlık sorunları olsa bile klasik cerrahi ameliyatlar sonrası yoğun bakımda çok daha kısa zamanda iyileşebilmektedir. Yöntem, şu an için aort kapaktaki sorunların giderilmesi için uygulanmaktadır. İleride mitral kapak sorunlarında da perkütan yöntemlerin kullanılabileceğini gösteren çalışmalar var. Sağ kalp tarafındaki, pulmoner kapakta özellikle küçük çocuklarda doğuştan kalp hastalığı olan ya da bir operasyon geçinmiş hastalarda da perkütan kapak kullanımı söz konusudur.

[/SIZE]

SARAH
15. May 2009, 01:15 AM
Şişmanlık kalp krizine neden oluyoryapılan araştırmalarda şişman insanların kilolu insanlara göre, 8 yıl daha erken kalp krizi geçirdikleri belirlendi.
Kalp-Damar SistemiObeziteKalp krizinin ouşumunda şişmanlığın tek başına etkili rol oynadığı saptandı.Amerika'da yapılan araştırmalarda şişman insanların kilolu insanlara göre, 8 yıl daha erken kalp krizi geçirdikleri belirlendi.Şimdiye kadar şişmanlığın, diğre risk faktörlerinin yanı sıra kalp krizine, yüksek tansiyona, şeker hastalığına ve kolestrole neden olduğu biliniyordu.Yeni araştırma, bilim adamları tarafından fazla kiloların, kalp krizi oluşturmasında tek başına rol oynadığını göstermesi açısından önemli kabul ediliyor.

Uzmanlar şöyle diyor: Modern yaşamın getirmiş olduğu birtakım yanlış beslenme alışkanlıkları var. Bu alışkanlıklar kalp ve damar hastalıklarına hatta buna bağlı olarak ölümlere bile yol açıyor. Dolayısıyla bu tip sonuçları ortadan kaldırmak için risk faktörlerini tanımak ve önlem almak gerekiyor. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara, kan yağlarının yüksekliği, egzersiz yapmama, kilo fazlalığı gibi risk faktörleri birçok bireyde görülen ve önemsenmeyen çeşitli kalp ve damar hastalıklarına neden oluyor. Bu tip hastalıkları engellemek için ilgili hekimle görüşerek önlem almak şarttır.

19 Aralık 2008

SARAH
15. May 2009, 01:18 AM
Kalp artık kendi kendini onaracakİtalyan bilim adamlarının Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı ile birlikte yaptığı araştırmalar, kalp krizi konusunda mucize bir buluşla sonuçlandı.
Kalp-Damar SistemiİTALYA’nın başkenti Roma’da bulunan ve ülkenin en büyük yüksek öğretim kurumu olan La Sapienza Üniversitesi ile Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı işbirliğiyle yapılan araştırmalar, kardiyoloji alanında mucize denilebilecek bir buluşla sonuçlandı. Buna göre kriz geçiren kalp, kendi kendini tedavi edebilecek.

İtalyan Kardioloji Topluluğu Kongresi’nin Roma’da düzenlediği 69’uncu kongresinde yapılan sunumla ortaya çıkan mucize yöntemin, kök hücre çalışmalarına dayandığı açıklandı.

Buna göre bilim adamları, kriz geçiren kalpte deformasyon oluştuğunu, ancak keşfedilen yöntemle kök hücrelere kalbin onarılması kodlaması yapabildiklerini, böylece başka tedaviye gerek kalmadığını, vücudun kendi tedavisini yaptığını bildirdi. Yöntemle hayvanlar üzerinde başarı sağladıklarını, bir süre sonra insanlar üzerinde de çalışmaların başlayabileceği bildirildi.



Kaynak: Hürriyet Gazetesi

SARAH
15. May 2009, 01:19 AM
Kötü patron kalp hastası yapıyorİsveçli uzmanlar sert patronların iş ortamını daha stresli hale getirdiklerini ve bunun çalışanların kalp hastası olma riskini artırabileceğini söylüyorlar.
İş SağlığıKalp-Damar Sistemiİsveçli uzmanlar tarafında yapılan araştırma Mesleki ve Çevresel Tıp dergisinde yayınlandı. Uzmanlar, "İş yerinde patron ya da üst düzey yöneticiler tarafından önemsenmemeniz ve destek görmemenin strese neden olabilir. Bu durumda elemanları sigara içmek, alkol almak gibi sağlıksız davranışlara itebilir." diyor.

Karolinska Enstitüsü ve Stockholm Üniversitesi’nden uzmanlar bu son araştırma için,Stockholm bölgesinde çalışan 19 ile 70 yaş arasındaki erkeklerin kalp sağlıklarını 10 yıla yakın bir süre inceledi. Araştırma süresinde 74 kalp hastalığı vakası meydana geldi.

Araştırmada ayrıca, katılımcılardan yöneticilerinin iletişim kurmada ne kadar iyi oldukları ya da personel için hedefleri ne kadar net belirleyebildikleri gibi yönetim tarzlarını değerlendirmeleri istendi. Bu değerlendirmenin sonucunda da, yöneticilerini ehil bulmayan çalışanların kalp krizi geçirme riski yüzde 25 olarak saptandı. Aynı işte uzun süre çalışanlar içinse bu risk yüzde 64 çıktı.



26 Kasım 2008

SARAH
15. May 2009, 01:20 AM
20'li yaşlarda bile kalp damarlarında daralma olabilir
Günümüzde özellikle Batılı toplumlarda 40 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlarda ölüm sebebinin %50’ye varan oranlarda, kalp ve damar hastalıklarıdır.
GenetikKalp-Damar SistemiGünümüzde özellikle Batılı toplumlarda 40 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlarda ölüm sebebinin %50’ye varan oranlarda, kalp ve damar hastalıkları, yani kalp krizi ve beyin felcini içeren hastalık grubu olduğunu belirten VKV Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Şefi Dr. Genco Yücel, ülkemizde bu oranların kadınlarda daha da üst düzeyde olduğunu açıkladı.

Dr. Genco Yücel, “Toplumdaki algılama özellikle kanserin kalp hastalıklarına göre daha fazla ölüme sebep olduğu yönündedir. Bu algılamanın en önemli sebebi tahminen kanserle ilgili tedavi metodlarının kalp hastalıklarıyla ilgili tedavi olanaklarına göre daha az başarılı olmasıdır” diyor ve kalp hastalıkları ile ilgili birçok risk faktörünün (Sigara kullanımı, tansiyon, şeker, kolesterol yüksekliği, kilo fazlası, hareket eksikliği...) tanımlanmış olması ve kişilerin bu tanımlanmış faktörleri kontrol altında tutarak tedavilerden fayda görebilmelerini de bir başka neden olarak sayıyor. Kalp ve damar hastalıklarında ilaç tedavileri, mekanik ve girişimsel düzeltici tedavileri (Perkütan anjioplastiler, koroner stent konumu, açık kalp ameliyatı, koroner by-pass cerrahisi müdahaleleri…) gibi birçok tedavide son 20 yılda çok ciddi anlamda başarı ve hız kazandıklarını belirten Dr. Genco Yücel, günümüz teknolojileriyle bu tedavi metodlarının daha başarılı ve daha az yan etkili olarak uygulanabildiğini söylüyor ve gelinen noktayı şu biçimde özetliyor: “Örneğin by-pass cerrahisi operasyonu olan bir kişi, 48 saat içinde normal fonksiyonlarına dönüp, 4-5 gün içinde evine dönebilmektedir. Bu, bundan 20 sene öncesiyle kıyaslandığında en az %100 ilerleme ifade eder. Ameliyat yara izleri küçülmüş, anjiografi ve anjioplasti metodları günden güne gelişmiş ve hala gelişmeye devam etmektedir. Kullanılan teknikler koroner anjioplasti, balon anjioplasti, stent konum işlemleri, kullanılan malzemelerin git gide iyileştirilmesi ile uzun dönem başarılarda büyük yol kat edilmiştir.” Kullanılan ilaçların değişmesi ve daha etkili hale getirilmesi ile kalp hastalıklarından korunma yönünde çok büyük avantajlar sağlandığını dile getiren Dr. Genco Yücel, yine de günümüzde kalp ve damar hastalıklarının 40 yaşın üzerindekilerde neredeyse yarı yarıya, yaklaşık % 45 oranında ölüme sebebiyet verdiği ve kanser gibi hastalıklardan daha fazla can almakta olduğunun altını çiziyor.

KORUNMAYA ERKEN YAŞTA BAŞLAMALIYIZ

Kalp ve damar hastalığının 40’lı, 50’li yaşlarda oluştuğu ve daha öncesinde hiçbir sebebi olmadığına dair düşüncelerin toplumda yaygın kanı olduğunu söyleyen Dr. Genco Yücel, son yıllarda yapılan araştırmalarda 20’li yaşlardaki kişilerin de kalp damarlarında daralmaların başladığının gözlemlendiğini belirtmekte. “Günümüz yaşam koşullarında, iş dünyasının özellikle bilgisayar başında yoğunlaşması, kişilerin iş ve ev arasında sıkışan hayat düzenleri, spor yapma, gezme, dolaşma imkanlarının azalması; özellikle, çocuklarda ve gençlerde sokaklarda hareket etmeyi ve spor yapmayı içeren aktivitelerin yerini bilgisayar başında meşrubat içip zararlı olabilecek fast food yiyerek geçirmenin alması; şişmanlık ve bir takım metabolik hastalıklara yol açmaktadır. Şeker hastalığı ve kolesterol yüksekliği gibi kalp sağlığı yönünden riskli durumların sıklığı genç insanlarda artmaktadır” diyen Dr. Genco Yücel, erken yaşlarda önleyici tedavilere başlamanın önemine dikkat çekiyor ve artık daha genç yaşlarda kan şeker ve kan kolesterol analizlerinin yapılması ve buna yönelik tedbirlerin alınmasının gündeme geldiğini belirtiyor.

Özellikle riskli grupta yer alan gençlerin 20’li yaşlarda ilk kontrolden geçmeleri ve bu kontrollerde çıkan sonuçlara göre senelik veya daha nadir olarak kontrollere devam etmelerini öneren Dr. Genco Yücel, riskli grup olarak da özellikle ailelerinde genç yaşta kalp hastalığı olanları tanımlıyor. Bu gençlerin, kontrollerde kan kolesterol ve açlık kan şekeri düzeylerine baktırmalarını ve tansiyonlarını ölçtürmelerini tavsiye eden Dr. Genco Yücel, bu parametrelerin yüksek bulunması halinde daha ileri tetkiklere ve kolesterol, tansiyon, şeker düşürücü tedavilere başlanmasını önerdiklerini ekliyor.

Dr. Genco Yücel, tüm bu yaklaşımlardaki temel amacın, değişen yaşam koşulları yüzünden artan kalp hastalığı yoğunluğunu düşük tutmak ve 40 yaşın üzerinde yoğun olan kalp ve damar hastalıkları yüzünden görülen ölümlerin 30’lu yaşlara doğru gerilemesini önlemek olduğunu; bunun neticesinde de hem kişilerin sağlıklı olmasını, hem de toplumun üzerindeki ekonomik yükü azaltmak olduğunu belirtiyor.

dost1
15. May 2009, 02:13 AM
Selamun Aleykum! Değerli Sarah Kardeşim!

Allah razı olsun. Çok önemli bir konuda bilinçlenmemize vesile oluyorsunuz.

Rabbim ilminizi artırsın.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

SARAH
16. May 2009, 12:15 AM
Amerikan Kalp Vakfı Diyeti
Acilen kilo vermesi gereken kalp hastalarına Amerikan Kalp Vakfı tarafından önerilen bu diyeti, otuz beş yaş üstü kişilerin ve sağlık problemi olanların doktor kontrolü olmadan uygulamaması gerektiği vurgulanıyor.
Kalp-Damar SistemiKilo KontrolüAtkins diyeti
Montignac diyeti
İsveç diyeti
Karbonhidrat diyeti
Gençleşme diyeti
Yağ yakıcı diyet
Zone diyeti
Amerikan Kalp Vakfı Diyeti
Hollywood diyeti

İlginizi çekebilecek diğer başlıklar >Üç günde dört buçuk kilo kaybe¬deceğinizi vaat eden bu diyeti üçüncü günün sonunda bırakmalısınız. Eğer diyeti tekrar etmek isterseniz, en az bir hafta ara verdikten sonra uygulayabilirsiniz. Beslenme programı kalori miktarını düşürme esasına dayanıyor, diyetle birlikte hafif egzersiz yapılma¬sıyla daha iyi sonuç alındığı belirtiliyor.

Amerikan Kalp Vakfi Diyeti

Uygulaması çok kolay olan bu diyet, sadece üç gün sürüyor. Amerikan Kalp Vakfı tarafından ameliyat öncesinde süratli bir şekilde kilo vermesi hedeflenen hastalar için hazırlanan beslenme programı vücut yapınıza, boy ve ki¬lonuza bağlı değişmekle birlikte üç gün boyunca harfiyen uygulandığında ortalama 4,5 kg kaybı gerçekleşiyor.

ÖRNEK MÖNÜ

Pazartesi

Kahvaltı
Sade kahve/çay
Yarım greyfurt
1 dilim tost ekmeği
2 çorba kaşığı fıstık ezmesi

Öğlen
Yarım tabak tonbalığı
1 dilim tost ekmeği
Kahve, çay, soda

Akşam
2 dilim herhangi bir tip et
1 tabak yeşil fasulye
1 adet elma
1 kâse vanilyalı dondurma

Salı

Kahvaltı

1 adet yumurta
Yarım muz
1 dilim tost ekmeği
Sade kahve/çay
Öğlen

1 tabak lor
3 adet tuzlu kraker

Akşam

2 adet sosis
1 tabak brokkoli veya karnabahar
Yarım tabak havuç
Yarım muz
2 top vanilyalı dondurma

Çarşamba

Kahvaltı

5 adet tuzlu kraker
1 dilim dilpeyniri
1 küçük elma
Sade kahve/çay
Öğlen

1 adet katı yumurta
1 dilim tost ekmeği
Akşam

1 tabak tonbalığı
1 tabak karnabahar
Yarım kavun

Bu diyeti üç günden fazla uygulamayın!

SARAH
16. May 2009, 12:17 AM
5 kilo vermek için 25 Öneri
Bu yıl beş kilo vermek mi istiyorsunuz? O zaman bu önerileri okumalısınız.
BeslenmeEt-ProteinKarbonhidratKilo KontrolüSebze-MeyveVitamin-MineralYağlarBeslenme alışkanlıklarında yapacağınız küçük değişiklikler, istediğiniz gibi formda bir vücuda sahip olmanızı sağlayabilir. Kalori hesabı yaparak her zaman başarılı sonuçlar alamayabilirsiniz! Önemli olan hatalı beslenme alışkanlıklarınızın, diyetisyeniniz eşliğinde adım adım düzeltilmesi ve sağlıklı beslenmenin yaşam biçimi haline getirilmesidir.

Vücudunuzu bir makineymiş gibi düşünün. Kilonuzu dengede tutabilmeniz için aldığınız kalori ile harcadığınız kalorinin birbiriyle uyumlu olması gerekir. Çoğumuz genellikle harcadığımızdan daha fazla kalori alırız. Eğer her gün 100 kalori daha az alırsanız, bir yılda beş kilodan fazla kilo verebilirsiniz. Bunu sıkı bir diyet yapmak yerine beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız küçük değişikliklerle sağlayabilirsiniz.

İşte Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli'den işinizi kolaylaştıracak öneriler...

1) Tam yağlı süt ürünleri yerine yağsız veya yarım yağlı süt ürünleri tüketmeye başlayın.

2) Restoranda yemek siparişi verirken, tam yerine yarım porsiyon isteyin. Haftada iki kez dışarıda yemek yiyorsanız bile, bu maddeyi uygulamanız sonucunda kalori alımınız önemli ölçüde azalacaktır.

3) Yemeklerinizdeki tereyağı ve margarin miktarını azaltın. Sadece kahvaltınızdan azaltacağınız bir miktar tereyağı bile kilo vermenize yardımcı olacaktır.

4) Yemeklerinizde yağ miktarı yüksek olan et suyunu mümkün olduğunca az kullanın.

5) Kırmızı et yerine tavuk ya da hindiyi tercih edin.

6) Her sabah büyük bir bardak su için.

7) Sosis, salam, sucuk, jambon gibi et ürünlerini kalori bakımından yüksek olduğu için sınırlı miktarda tüketin.

8) Şekerli bir kahve veya kapuçino yerine doğal tatlandırıcı içeren bir kahveyi tercih edin.

9) Mutlaka patates yiyecekeniz, kızarmış patates yerine fırında patatesi tercih edin. Bu size ortalama 90 kalori kazandırır.

10) 10 dakikayla başlayarak her gün düzenli biçimde 30 dakika egzersiz yapmaya başlayın. Örneğin her gün düzenli olarak 30 dakika yürürseniz, kilo vermeniz kolaylaşır.

11) Yumurta hem tok tutan hem de oldukça sağlıklı bir besindir. Haftada iki-üç kez (kolesterolünüz yüksekse bile bir-iki kez) tüketin.

12) Patlamış mısır seviyorsanız, yağsız ve tuzsuz yemeye özen gösterin.

Küçük porsiyonları tercih edin

13) Şekerli tatlılar ya da hamur işleri yemek yerine meyveli veya sütlü, mümkünse doğal tatlandırıcı ile yapılmış tatlılar veya diyet dondurma tercih edin.

14) Normal soda yerine şekersiz, light soda için. Tansiyon probleminiz varsa, mineralleri tansiyonunuzu etkileyebileceği için, soda içmemenizi öneririz.

15) Evde tatlı yapmayın. Yaparsanız tadına bakmak veya hepsini yemek tehlikesi olacaktır.

16) Beyaz ekmek yerine esmer ekmek yiyin. Hem yediğiniz sandviçten ortalama 100 kalori kâr edersiniz hem de esmer ekmek kana daha yavaş karışır, kan şekeriniz daha dengeli olur ve bu nedenle daha geç acıkırsınız.

17) Yağlı peynir yerine yağsız veya az yağlı peynirleri tercih edin.

18) Mutfağınızda yağlı mayonez yerine yağsız mayoneze yer verin.

19) İş kırmızı et yemeye geldiğinde miktarında ölçülü olun. Sağlıklı olan miktar haftada iki kez bir porsiyon (100 gram) tüketmektir.

20) Kullanıyorsanız, normal bira yerine light bira için.

21) Salata soslarından yağsız olanları tercih edin.

22) Asansör yerine merdivenleri kullanın.

23) Hiçbir şeyi abartılı yemeyin. Yemeklerinizin porsiyonlarını azaltın. Küçük paketleri veya porsiyonları tercih edin.

24) Tavuğu derisini çıkararak yiyin.

25) Dondurmanıza çikolata sosu koymak yerine onu taze meyvelerle süsleyin.