PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ceyyid yada sahih hadis


hasyetullah
1. May 2009, 10:58 AM
Ceyyid

Sözlükte “iyi ve güzel” anlamına gelen sıfattır. Terim olarak genellikle sahih karşılığıdır. Bazen onun yerine kullanılmıştır. Söz gelimi Tirmizî, Süneninde malum ıstılahı olan hadîsun sahîhun garîbun yerine arada bir hadîsun eeyyidun garîbun ıstılahını kullanmıştır. 158İsnadı sahih bir hadisten söz ederken bazen lehu isnâdun eeyyidun demiştir.159 Ahmed b. Hanbel de esahhu'l-esânîdden bahsederken “ecvedu'l-esânid” tabirini kullanmıştır. 160Aynı tabiri Buhârî şeyhi Ali İbnu'l-Medînî de kullanılır. 161Bütün bu misaller gösterir ki ceyyid, bazı hadisciler tarafından tamamen sahih karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu takdirde aralarında ıstılah yönünden hiçbir fark yoktur. İbnu's-Salâh'a göre de ceyyid ile sahih aynı manaya gelir. Aralarında önemli bir fark söz konusu değildir.162

Bununla birlikte bazı hadis âlimleri ceyyid'i sahihle aynı manada görmemişlerdir. es-Suyûtî bunlardandır. Ona göre Hadis ilminde söz sahibi bir âlim hadisin sıhhatinden bahsederken devamlı olarak sahih terimini kullanırken arada bir onun yerine ceyyid demişse bunun bir nüktesi vardır. O nükte de şudur: Böyle durumlarda hadis o âlimin nazarında hasen li-zâtihî derecesinden yükselmiştir. Ancak âlim onun sahih derecesine yükseldiğinde tereddüt etmiştir. Bir başka deyişle bir hadisi ceyyid olarak niteleyen âlim böylece o hadisin kendi nazarında hasen li-zâtihi derecesinden yukarda olduğunu, ancak sıhhat derecesine yükseldiğinde tereddüt ettiğini belirtmiştir. 163Buna göre muhaddisin ceyyid dediği hadis, hasen li-zâtihî derecesinin üstünde ve sahihin altında bir derecede demektir.[



sahih hadis amelde hüccet oluşturacak ve isnad ve metin tenkidi yapılmış olup sahih hadis hükmüne kavuşan hadise denir sahih hadisin şartlarını yazmak gerekirse

1- Sahîh hadîs müsned olacaktır. [507] Yâni ilk râvîsinden son râvîsine varıncaya kadar isnadı muttasıl olacaktır. Bu sebeple sahîh hadîsin vasıflarını anlatırken muttasıl veya mevsûl sözleri de kullanılır. Şu hâle göre mürsel hadîsin senedinden bir sahâbî düştüğüne göre, senedde ittisal şartını kaybetmiştir. Makbul olan görüşe nazaran mürsel hadîs, sahîh değil zayıftır. Aynı şekilde munkatı' hadîs de sahîh değildir; zîrâ onun da isnadından bir kişi düşmüştür veya senedinde müphem olan bir kişi zikredilmiştir. Senedde müphem bir râvînin yer alması ise, ondan bir kişinin düşmesine benzemektedir. Mudal da bu durumdadır; zîrâ mu'dal hadîs, senedinden iki veya daha fazla râvîsi düşefi hadîstir.

2- Sahîh hadîs şâz da olmayacaktır. Şâz hadîs, sika bir râvînin yine kendisi gibi sika râvîlere muhalif olarak rivayet ettiği hadîs demektir. Şazlar bahsinde bunu göreceğiz.

3 - Sahîh hadis mu'allel de olmayacaktır. Mucallel,

zahiren illetten salim gibi görünse de sıhhatini zedeleyen gizli bir illeti ortaya çıkarılan hadîs demektir.

4 - Sahih hadisin senedinde bulunan râvîlerin hepsi de adi ve zabt sahibi kimseler olacaktır. Bu râvîlerden herhangi birinde adalet ve zabt sıfatlarından biri bulunmazsa, hadîs sahih olamaz; zayıf kabul edilir. "Rivayetin şartları" bahsinde adalet ve zabttan ne kasdedildiğini görmüştük.

Sahih hadîs de: li zâtihî sahîh ve li ğayrihî sahîh olmak üzere ikiye ayrılır.

Li zâtihî sahîh: Makbûliyet sıfatlarım tamamen ihtiva eden hadîstir.

yukarıdaki ceyyid olan ve sahih manası na da gelen hadisi kurana arz edip dinde hükmedenin hükmün şeklinnin resulün hükümle ilgili alanı incelendiğinde ortaya hadis diye bilinen sözlerin Allahın ükmüne bariz olarak ters düştüğü aşağıdaki ayetler ile beraber ceyyid ve sahih hadisler kıyaslandığında çok net bir şekilde anlaşılmaktadır

rabbimiz kur'an ı kerim de halis dinin sahibinin Allah olduğunu(zümer 3) ,hükmedenlerin hakimi olduğu(tin8),onun sözünün adalet ve doğruluk bakımından ve o sözün değiştirlilemeyeceğini(enam 115),resulün de Allahdan başka hüküm veren aramadığı(enam 114)yalnızca vahye uyduğu ve sıbakında ki ayette kur'an ile uyardığı(enam 50,51),kur'an-ı kerimin ne eksik ne fazla olduğu(enam 38) ve bu saydığımız ayetlerin bütünsel bir alanda işlendiğinde hükmün kur'an olduğu çok net bir şekilde hayatiyet kazandığı bilinmelidir dostlar

vermiş olduğumuz ayetler bize gösteriyorki rabbimiz hakem ve hakim ,resul ona uyan ve onun hükmü ile uyaran elçi iken resulün sözü olan hadislerin kategorize edilişindeki insafsızca paylaşım kulların yukarıdaki ayetle anlatılana bariz olarak küfür eylemi içinde olduğunu ve bu eylemi yapanların ya hain yada duyguları ile dine ait hükümleri keskinleştirme adına vermiş lduğu bir çaba olarak görüyoruz lakin ahsena tefsir rabbimiz tarafından kullarına inzal (inmiş)edilmişditir (furkan 33) hal böle iken ve din kemale ermiş olup tamamlanmış iken (maide 3) kulların hükümsel alana nüfus etmesi ve mevcut hükümleri değiştirmesi eklemesi çıkarması onarması kaplı olanı açması dahi hürmet bile edilmeyec bir durumdur

lütfen şu soru ile meşgul olunuz rabbimiz dinini tamamladım diyor ama sen hala eksik kapamaya çalışıyorsun bunun adı nedir?iyi niyetli olsan dahi!!!

selam ve sevgi ile kalınız

en iyi bilen rabbimdir
doğrusunu en iyi Allah bilir