PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hergün Bir Ayet....


Sayfa : 1 2 [3] 4 5

aorskaya
6. November 2012, 03:31 PM
araya giriyorum bu ayet denk geldi.. detayını araştırmadım birbirine örtüşen destekleyen ayetler babında bilgi vardır tembellik vakit diyelim bilmiyorum.. kısaca açıklarmısınız..

38:32 Ben, dedi, at sevgisini, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim." Nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi.

Bu ayeti önceki ve sonraki ayetlerle birlikte anlamaya çalışırsak, konunun ana fikri daha güzel ortaya konulur.

Süleyman'a , koşmaya hazır, yerinde duramayan atlar getirildiğinde, süleyman onlara olan sevgisinin, onların kendisine rabbini (onun yaratışı, mükemmelliği, eşsiz oluşu vb.) hatırlatmasından dolayı olduğunu söyler.

Buradan ayetin ana fikri olarak, mallara gereksiz yere düşkünlük gösterilmemesi, onlara meyillenip, rabbin emirlerine göre yaşamaktan geri kalınmaması gerektiği anlatımını görürüz.

Malların ancak, Allah'ı aklımıza getirmesini ve bir kere daha rabbimizin indirdiği dinini yaşamanın öneminin kavranmasını sağlayabilmesi halinde sevilmesi gerekir.

selamlar,
aorskaya

sevginur
6. November 2012, 04:32 PM
Zuhruf.36-37
Ve her kim Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] öğüdünden, anılmasından körleşirse Biz ona bir şeytan musallat ederiz de artık o, onun için akrandır/ yandaştır; ve şüphesiz ki yandaşlar/ akranlar, körleşenleri Yol'dan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin kılavuzlandıkları doğru yolda olduklarını sanırlar.

aorskaya ;Bu ayeti önceki ve sonraki ayetlerle birlikte anlamaya çalışırsak, konunun ana fikri daha güzel ortaya konulur.

Süleyman'a , koşmaya hazır, yerinde duramayan atlar getirildiğinde, süleyman onlara olan sevgisinin, onların kendisine rabbini (onun yaratışı, mükemmelliği, eşsiz oluşu vb.) hatırlatmasından dolayı olduğunu söyler.

Buradan ayetin ana fikri olarak, mallara gereksiz yere düşkünlük gösterilmemesi, onlara meyillenip, rabbin emirlerine göre yaşamaktan geri kalınmaması gerektiği anlatımını görürüz.

Malların ancak, Allah'ı aklımıza getirmesini ve bir kere daha rabbimizin indirdiği dinini yaşamanın öneminin kavranmasını sağlayabilmesi halinde sevilmesi gerekir..
selamlar,
aorskaya
Hanifler forumu çatısı altında ve her yerde Ayetlerle bizleri muhatab eyleyen Rabbimize hamd ederim
Allah ilminizi ziyadeleştirsin artırsın

Sizin verdiğiniz ayet ve bilgiler şu sorusuyu araştırmama vesile oldu
Allahı anmaktan men eden
unsurlar nelerdir dedim ve karşımıza şimdilik bulabildiğim ayetler çıktı alıntılıyarak paylaşmask istiyorum inşallah


Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?maide 91

Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.
isra 83

Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.kef 28

Birtakım insanlar (Allahı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.
bulduğum şimdilik bunlar kardeşlerim

Benim gibi cahil kardeşinizi önemseyip incitmeden Sizlerle iştişare kapıları açan rabbime sonsuz şükür.benim çalışma azmimi yeniden kazandırmaya çalışan siz degerli kardeşlerimden Allah ebeden daima razı olsun..

hiiic
6. November 2012, 05:36 PM
"Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz."(İnsan 9) diyerek insanları yardımlar karşısında mahcup bırakmayan bir toplumsal görüş ancak müslümandır, göstermelik yardımlar ve duygu sömürüsü yapanlar Salatlarını (toplumsal hizmet ve desteklerini) gösteriş için yapanlardır.

https://fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net/hphotos-ak-snc7/293836_477531322268953_2143559067_n.jpg

Bilgi
6. November 2012, 07:38 PM
Al-İ-imrân:103-104
Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca sarılın/Allah'ın ipi ile korunun, ayrılmayın ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz, birbirinize düşmanlar idiniz de, Allah, kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz, O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye alâmetlerini/ göstergelerini sizin için böyle ortaya koyar.
Ve içinizden hayra çağıran, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü çirkinliği kabul edilen şeyleri engelleyen bir önderli toplum bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Bilgi
6. November 2012, 07:49 PM
Sayın Sevginur kardeşim
Rabbimize ben de şükrediyorumki sizlerle beraber olmayı ve sizlerin bilgilerinden benide nasiplendirdiği için .
Allaha emanet olunuz inş.

hiiic
6. November 2012, 10:14 PM
Kâri’a 11
Kızgın ateş!

hiiic
7. November 2012, 12:05 AM
Tevbe 34
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!


http://sphotos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/408166_339685562795265_1679804111_n.jpg

sevginur
7. November 2012, 12:42 AM
kur'an erbabı kardeşlerimle tekrar buluşturan Allah'a hamd ederim..


Değerli kardeşlerim ;Bilgi,hiiic,aorskaya ve bu mekanı bizlere vesile olan kıymetli site yöneticimiz ,paylaşım yapan kardeşlerimiz ..Allah hepinizden razı olsun .. şuurlu ,akledenler zümresinden eylesin cümlemizi. inşALLAH..ayetler muhteşem,etkilenmemek mümkün değil .hele hiiç 'in karikatürizepaylaşımları başka güzellik katıyorağlanacak hallerine gülüyoruz..
teşekür ederim tekrar...
baki selamlar..

sevginur
7. November 2012, 12:46 AM
söylemeyi unuttum

El hakumüt tekasür süresindede sizi oyaladı
çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme ile bu ayetide dahil edebiliriz.

hiiic
7. November 2012, 01:12 AM
Âl-i İmrân 186
Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takva gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir.

http://sphotos-g.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/270834_356306524441579_2003284431_n.jpg

merdem
7. November 2012, 03:50 AM
Tevbe 34
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!


http://sphotos-f.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/408166_339685562795265_1679804111_n.jpg

din adamları her yerde aynı, Allahın adını kullanarak birikim yapıyorlar.

Halbuki bilselerdi.....

De ki:-Ben sizden bir ücret istemiyorum. Kendiliğimden bir şey de uydurmuyorum. Sâd / 86

hiiic
7. November 2012, 02:14 PM
https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/400295_10151052236472242_318470896_n.jpg

İşte iranın ayetullahı, hakikaten Allahın ayetlerine mazhar olmuş bir yalancı!
ve beyinsiz yalakaları...

http://cdn.dogantv.com.tr/Uploads/Images/19082009093405.jpg

ates demir
7. November 2012, 02:52 PM
Allah aklını kullanmayanların üstüne pislik yağdırır. (Yunus 100)

Aklını kim kullanmazsa pisliğe mazhar olur.

Bilgi
7. November 2012, 10:25 PM
Saff:10-13
Ey iman etmiş kimseler! Size, sizi can yakıcı bir cezadan kurtaracak, kazançlı bir ticaret göstereyim mi? Allah'a ve O'nun Elçisi'ne inanacaksınız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla çaba harcayacaksınız. İşte bu, eğer bilirseniz, sizin için daha iyidir: Sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoş meskenlere girdirir. İşte bu, büyük kurtuluştur. Ve sizin seveceğiniz başka bir şey daha: Allah'tan yardım ve yakın bir fetih… Ve inananlara müjde ver.

hiiic
7. November 2012, 11:34 PM
Alak 1
Yaratan Rabbinin adıyla oku!


http://sphotos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash3/547071_345739238831641_279032510_n.jpg

Hakkı Yılmaz Meali

Necm: 1 1

1-2Oluşturan; insanı embriyondan oluşturan Rabbinin2 adına öğren-öğret!3
3-5Öğren -öğret!
Senin Rabbin ise kendilerini üstün biri sayan o kişilerden daha üstün olandır. Senin Rabbin ki kalemle öğretti.
4O, insana bilmediğini öğretti.
(1/96, Alak/1-5)

khaos
8. November 2012, 12:39 AM
FECR 25/26/27/28
O gün hiç kimse O'nun azabı gibi azap edemez
Ve hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibi bağ vuramaz
Ey sükûna kavuşmuş benlik
Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak

Bilgi
8. November 2012, 10:16 PM
Muhammad:24-25
Peki onlar, Kur’ân'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri üzerinde kilitleri mi var?
Şüphesiz doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye dönen kimseler, şeytan onlara hoş göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.

ates demir
8. November 2012, 10:18 PM
Bakara 130
1. ve men : ve kim
2. yergabu : rağbet etmez, yüz çevirir, uzaklaşır
3. an milleti ibrâhîme : İbrâhîm'in dîni
4. illâ : ancak, den başka
5. men : kim
6. sefihe : sefih oldu, akılsız oldu, cahillik etti
7. nefse-hu : nefsini, kendini
8. ve lekad : ve andolsun
9. istafeynâ-hu : biz onu seçtik
10. fî ed dunyâ : dünyada
11. ve inne-hu : ve muhakkak ki o
12. ve fî el âhireti : ve ahirette
13. le : elbette, mutlaka, kesinlikle
14. min es sâlihîne : salihlerden, salâha ulaşmışlardan

sevginur
9. November 2012, 06:52 PM
Bakara 238

Namazlara ve orta namaza dikkat edin.Kendinizi tümüyle ALLAH'a vererek namaza durun.

hiiic
9. November 2012, 07:47 PM
Necm: 453

238,239 Salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] ve en hayırlı salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanın; toplumu aydınlatmanın en yararlı olanı; haftalık toplantı günü salâtını]346 elbirliği ile koruyun. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın; işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin. Ama eğer korkulu bir ortamda bulunuyorsanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken; hareket hâlinde koruyun, yerine getirin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen anın.

346 Bu âyetle, es-salâtu'l-vusta olarak zikredilen salât, “Cuma/toplantı günü yapılan salât”tır. Ayrıntılı açıklama için bkz. Tebyîn.
(87/2, Bakara/238-239)

sevginur
9. November 2012, 08:05 PM
Necm: 453

238,239 Salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] ve en hayırlı salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanın; toplumu aydınlatmanın en yararlı olanı; haftalık toplantı günü salâtını]346 elbirliği ile koruyun. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın; işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin. Ama eğer korkulu bir ortamda bulunuyorsanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken; hareket hâlinde koruyun, yerine getirin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen anın.

346 Bu âyetle, es-salâtu'l-vusta olarak zikredilen salât, “Cuma/toplantı günü yapılan salât”tır. Ayrıntılı açıklama için bkz. Tebyîn.
(87/2, Bakara/238-239)

sizlere ne kadar duacı olduğumu bilseniz...
iyiki varsınız.Allaha hamd olsun

khaos
9. November 2012, 10:09 PM
FURKÂN 2
Göklerin ve yerin mülk ve saltanatı yalnız O'nundur. Çocuk edinmemiştir O. Mülk ve saltanatında ortak yoktur O'na. Herşeyi yaratmış ve herşeye bir ölçü ve oluş tarzı takdir etmiştir.

hiiic
10. November 2012, 01:23 AM
Kuranda "yetim"lerin ne kadar çok anıldığına dikkat ettiniz mi?

Duhâ 9
Öyleyse yetimi sakın ezme.


http://sphotos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc7/417008_306812519434598_551353407_n.jpg

sevginur
10. November 2012, 01:34 AM
Hucurât 13
... Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.
bu ayetin mealinde en çok korkanınız yerine takvalı olabilirmi..*

hiiic
10. November 2012, 01:34 AM
A’râf 179
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.

Yûnus 92
İşte insanlardan bir çoğu, hakikaten ayetlerimizden gafildirler.

Yûsuf 103
Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.

Ra’d 1
Elif. Lam. Mim. Ra. Bunlar, Kitab'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır, fakat insanların çoğu inanmazlar.

Rûm 6
(Bu) Allah'ın vadettiğidir. Allah vadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.

Neml 73
Şüphesiz Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir; fakat insanların çoğu şükretmezler.


Gerçekten insanların çoğu sizin düşündüğünüz gibi hayata bakmıyorlar....
İnsanların çoğu gibi olmaya çalışmayın..

http://sphotos-e.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/s480x480/12714_439419876115158_1204672877_n.jpg

sevginur
10. November 2012, 09:07 AM
http://t3.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTkIhlBMTKpIGxWdIYlwjhDEPxNvjezR IrdqjdiM1B1CnEWO3mU&t=1

resimi büyütebilseydim etkileyici bir resimdi

khaos
10. November 2012, 06:52 PM
SÂD 86/87/88
De ki: "Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ben size kendiliğimden/zorlamayla yükümlülük getirenlerden de değilim
Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir.
Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.

sevginur
10. November 2012, 08:55 PM
“ışte böylece biz onu apaçık âyetler olarak indirmişizdir. şüphesiz Allah, isteyeni yola getirir.” (Hac 22/16)

Bilgi
10. November 2012, 11:58 PM
Rahmân:1-5
Rahmân [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah], Kur’ân'ı öğretti, insanı oluşturdu, ona hayır ve şerri, iyiyi, kötüyü ayırmayı öğretti.
Güneş ve ay bir hesap ile akıp gitmektedir.

merdem
11. November 2012, 04:13 AM
Tekasur: 8

Sonra o gün siz nimetten sorulacaksınız.

merdem
11. November 2012, 05:48 AM
Fatiha: 1.B i s m i l l a h i r' R a h m a n ir'R a h i m :)

Bilgi
11. November 2012, 07:40 PM
Asr:1-3
Yaşadığınız çağın insanlık hâli kanıttır ki iman eden, düzeltmeye yönelik işler yapan, hakkı tavsiyeleşen; birbirinin olmazsa olmazı sayan/ öğütleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin; birbirinin olmazsa olmazı sayanların / öğütleşenlerin dışındaki tüm insanlar, kesinlikle tam bir kayıp, zarar, bunalım, acı içindedir.

Bilgi
13. November 2012, 12:37 AM
Yâ-sin:69-70
Ve Biz o'na şiir öğretmedik. Bu o'nun için yaraşmaz da. O, sadece diri olanları uyarmak ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin üzerine Söz'ün hak olması için bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân'dır.

Bilgi
13. November 2012, 09:12 PM
Felâk:1-5
“Oluşturduğu şeylerin kötülüğünden ve çöktüğü zaman karanlığın kötülüğünden ve düğümlere tükürüp üfleyenlerin/sözleşmelere uymayanların kötülüğünden ve kıskandığı zaman kıskananın kötülüğünden çatlamaların Rabbine; sıkıntıları ortadan kaldıran Allah'a sığınırım” de!

khaos
13. November 2012, 09:46 PM
ŞÛRÂ 27
Eğer Allah, kulları için rızkı yayıp döşeseydi, yeryüzünde mutlaka azarlardı. Ama O, dilediğince ölçülü olarak indiriyor. Çünkü O, kullarından gereğince haberdardır, onları iyice görmektedir.

Bilgi
14. November 2012, 08:15 PM
En-âm:91
Ve onlar, “Allah, hiçbir beşere bir şey göndermemiştir” demekle, Allah'ı hakkıyla takdir edemediler/gereği gibi tanıyamadılar. De ki: “Mûsâ'nın insanlara aydınlık ve kılavuz olmak üzere getirdiği, sizin parça parça yazı malzemeleri yaptığınız, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; siz ve babalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab'ı kim indirdi?” Sen, de ki: “Allah!” Sonra onları boş uğraşlarında oynar hâlde bırak.

khaos
15. November 2012, 03:57 PM
BELED 19/20
Bizim ayetlerimizi tanımayanlara gelince bunlar; şomluk, uğursuzluk yâranıdır
Bunların üzerine, kilitlenecek bir ateş gelecektir

sevginur
15. November 2012, 08:42 PM
Dedi ki: "Rabbim, bana gerçekten ihtiyarlık ulaşmışken ve karım da kısır iken nasıl benim bir oğlum olabilir?" "Böyledir" dedi, "Allah dilediğini yapar."( Ali- imran süresi 40)

sevginur
16. November 2012, 06:01 PM
Andolsun Biz Kur’ an’ ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?’

(Kamer Suresi, 17)


Zikir, kafaya yerleştirilmiş kullanıma hazır bilgidir. Allah’ın zikri, Allah’ın âyetlerinden öğrenilir. Varlıklar âlemi Allah’ın yarattığı âyetlerden, Kur’an ise indirdiği ayetlerden oluşur. O bilgiyi akla ve dile getirmeye de zikir denir. Kafalara yerleşip kullanıma hazır tutulacak asıl bilgi Allah’ın Kitabında olandır. Bu sebeple İlâhî kitapların ortak adı Zikir’dir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Bilin ki, kalplerin yatışıp rahatlaması Allah’ın zikri ile olur.” (Ra’d 13/28)

Bilgi
16. November 2012, 06:35 PM
Tâ-hâ:25-27
Mûsâ: “Rabbim! Seni tüm noksanlıklardan çok arındırmamız ve Seni çok çok anmamız için göğsümü aç, işimi bana kolaylaştır. Dilimden de düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar.

Bilgi
17. November 2012, 06:08 PM
Şû-râ:19-20
Allah kullarına çok armağan verendir. Dilediğini/ dileyeni rızıklandırır. Ve O, her şeye gücü yetendir, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olandır.
Her kim âhiret ekinini isterse, Biz onun ekininde, onun için arttırırız. Ve her kim dünya tarlasını isterse ona da ondan veririz. Ve onun için âhirette hiçbir nasip yoktur.

merdem
18. November 2012, 01:21 AM
Rad Suresi:39

Allah dilediğini imha eder, dilediğini de yerinde bırakır. Kitabın anası da yalnızca O'nun katındadır.

Bilgi
18. November 2012, 08:16 PM
A'râf:55-56
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez.Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenleregüzelleştirenlere çok yakındır.

Bilgi
19. November 2012, 07:58 PM
Kasas:56
Kesinlikle sen sevdiğini kılavuzlanan doğru yola iletemezsin; ama Allah dilediğine doğru yolu gösterir ve O, kılavuzlanan doğru yolu kabullenecek olanları daha iyi bilir.

Bilgi
22. November 2012, 12:34 AM
Naziât:26
şüphesiz bunda; “o gün, kişinin iki gücünün/mal ve çevresinin ne takdim ettiğine bakıp/yaptıklarıyla yüz yüze gelip ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kişinin, ‘Ah ne olaydı, ben bir toprak olsaydım’ demesinde”, saygıyla, sevgiyle bilgiyle ürperti duyacak kimseler için bir ibret vardır.

Bilgi
22. November 2012, 10:58 PM
Teğâbün:15-16
Kesinlikle mallarınız ve çocuklarınız, sizi ateşe atabilecek imtihan aracıdır. Allah ise, büyük ödül Kendi katında olandır.
O nedenle gücünüz yettiğince Allah'ın koruması altına girin, dinleyin ve itaat edin. Ve mallarınızdan, kendinizin iyiliğine olarak bağışlayın. Kim de benliğinin açgözlülüğünden korunursa işte onlar, başarıya ulaşanların ta kendileridir.

Bilgi
23. November 2012, 03:41 PM
Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır? , ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

Bilgi
25. November 2012, 10:13 PM
Furkân:43-44
Kötü duygularını, tutkularını kendine tanrı edinen kişiyi gördün mü/hiç düşündün mü? Peki, onun üzerine sen mi vekil oluyorsun?
Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten vahye kulak vereceğini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar ancak hayvanlar gibidir. Aslında yol bakımından daha sapıktırlar/şaşkındırlar/aşağıdırlar.

Bilgi
26. November 2012, 07:48 PM
Ahzâp:38-39
Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde Peygamber üzerine, daha önce gelip geçen kimselerde; Allah'ın verdiği elçilik görevini tebliğ eden, O'na saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve Allah'tan başka kimseye saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duymayan kimselerle ilgili Allah'ın uygulaması olarak bir güçlük yoktur. Allah'ın emri, ayarlanmış, belirlenmiş bir kaderdir. Hesap görücü olarak Allah yeter.

Bilgi
28. November 2012, 03:20 PM
En'âm:19-20
De ki: “Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?” De ki: “Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Ve sizi ve ulaşan herkesi kendisiyle uyarayım diye bana bu Kur’ân vahyolundu. Allah'la beraber gerçekten başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten tanıklık eder misiniz?” De ki: “Ben etmem.” De ki: “O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve kesinlikle ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım.”
Kendilerine Kitap verdiğimiz şu kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler. Kendi nefislerini kayba uğratan şu kimseler, işte onlar iman etmezler.

Bilgi
1. December 2012, 12:43 AM
Nahl:90
Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğüt alırsınız diye size öğüt verir.

Bilgi
2. December 2012, 08:16 PM
Mülk:1-2
Hükümranlık elinde bulunan Allah, ne cömerttir! Ve O, her şeye güç yetirendir.
, hanginizin amelce daha iyi-güzel olduğunu sınamak için ölümü ve hayatı oluşturdu. O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır.

Bilgi
3. December 2012, 11:34 PM
Nahl:127-128
Sen sabırlı ol! Senin sabretmen de ancak Allah iledir. Onlar için üzülme! Onların kurdukları tuzaklardan sıkıntıya düşme!
Şüphesiz ki Allah, Kendisinin koruması altına girmiş kişiler ve kendilerini iyileştiren- güzelleştiren kişilerin ta kendisi olanlar ile birliktedir.

Bilgi
5. December 2012, 07:34 PM
Lokmân:34
Şüphesiz ki Allah, kıyâmetin kopuş zamanının bilgisi yanında olandır. Ve yağmuru O yağdırır, rahimlerde olan şeyleri O bilir. Ve kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Kimse hangi yerde öleceğini de bilmez. Şüphesiz ki Allah, en iyi bilendir, en iyi haberi olandır.

Bilgi
7. December 2012, 12:20 AM
A'râf:42-43 İman edenler ve düzeltmeye yönelik işler yapanlar; -ki Biz hiç kimseye kapasitesinin üstünde bir şey yüklemeyiz- işte onlar cennet yâranlarıdır ve onlar, orada sonsuz olarak kalıcılardır. Ve göğüslerinde kinden, hınçtan, kıskançlıktan, hileden, hainlikten, garazdan ne varsa çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. Onlar, “Bize bunun için kılavuzluk eden Allah'a sonsuz övgüler olsun. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi biz kılavuzlandığımız doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçek ile gelmiştir” derler. Ve onlara seslenilir: “İşte size cennet! Yapmış olduklarınızla buna vâris; son sahip oldunuz.”

Bilgi
8. December 2012, 10:40 PM
Secde:15-16
Gerçekten Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine öğüt verildiği zaman boyun eğip teslimiyet göstererek yerlere kapanan ve Rablerinin övgüsüyle birlikte noksan sıfatlardan arındıran ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar.
Onların yanları, yan gelip yattıkları yerlerden uzaklaşır; onlar keyfetmezler, onlar korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar.

Bilgi
11. December 2012, 07:21 PM
A'râf:157
Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren, yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o Ümmî Peygamber, o Elçi’ye uyarlar. O hâlde, o’na iman eden, o’na kuvvetle saygı gösteren, o’na yardımcı olan ve o’nun ile birlikte indirilen nûru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

Bilgi
13. December 2012, 05:32 PM
Me'âriç:19-22
Şüphesiz insan dayanıksız ve huysuz oluşturulmuştur; kendisine kötülük dokundu mu sızlanır. Kendisine hayır dokundu mu/ kendisi varlıklı kılındığında da küçük bir yardımı bile engeller.
Ancak “salâtçılar” [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı ilkeleştirmişler] bunun dışındadır.

Bilgi
14. December 2012, 06:38 PM
Ahkâf:33
Onlar, şüphesiz gökleri ve yeryüzünü oluşturan ve onları oluşturmakla yorulmamış olan Allah'ın ölüleri diriltmeye de güç yetiren olduğunu görmediler mi/ düşünemediler mi? Evet şüphesiz ki, O, her şeye gücü yetendir.

Bilgi
15. December 2012, 11:55 PM
İbrahim:31
İman eden kullarıma söyle: Salâtı ikame etsinler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştursunlar-ayakta tutsunlar] ve alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak harcamada bulunsunlar.”

Bilgi
17. December 2012, 11:09 PM
Fâtır:15-17
Ey insanlar! Allah'a muhtaç olanlar sizlersiniz. Allah ise; O, zengin ve övgüye lâyık olandır.
Eğer O dilerse sizi yok eder ve yepyeni bir oluşturmayı/halkı getirir. Bu, Allah'a hiç güç de değildir.

Bilgi
18. December 2012, 10:36 PM
Fussılet:11-12
Sonra duman hâlinde bulunan göğe yerleşti/ egemenlik kurdu da ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. İkisi de, “Biz isteyerek geldik” dediler.
Böylece Allah, onları iki evrede yedi gök olmak üzere gerçekleştirdi ve her göğün kendi işini içine yükledi. Biz en yakın göğü kandillerle ve korumayla süsledik. İşte bu, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/ mutlak galip olanın, çok iyi bilenin
ayarlamasıdır.

bartsimpson
20. December 2012, 07:05 PM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!



Sizi : “şu baştaki on evi yeniden aldık, biri bize ikisi geçime demiştik...” demeye iten nedenler nedir?

Rabbimizin: “Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur.” (Necm;39)
ayeti ortada dururken on evi nasıl alabiliyorsunuz?

Diyelim ki aldınız.

Yine Rabbimizin :
“Şüphesiz Allah'ın koruması altına girmiş kişiler, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri almış olarak bahçelerde ve pınarlardadırlar. Şüphesiz onlar, bundan önce iyilik-güzellik üretenler idiler. Onlar geceleyin pek az uyurlardı. Onlar, seherlerde bağışlanma dilerlerdi ve onların mallarında isteyen ve isteyemeyen için bir hak vardı.” (Zariyat;15-19) ayetleri ortada duruken bu kadar evi elinizde nasıl tutabilirsiniz?

Diyelim ki on evi aldınız. Birisini kendinize, ikisini geçiminize ayırıp yedi tanesini Rabbimizin :

“Gerçekten Bizim ayetlerimize ancak kendilerine öğüt verildiği zaman secde ederek yerlere kapanan ve Rablerine hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar. Onların yanları yataklardan uzaklaşır, onlar korku ve ümit içinde Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bağışlarlar. (SECDE;15 –16) ayetleri ortada dururken nasıl kiraya verebilirsiniz?

Değerli Kardeşlerim!
Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, iman edenlerin İnfak yapmalarını , gerekçesini de belirterek istemiştir.

Bakara;195: “Ve Allah yolunda infak yapın, ellerinizi [kendinizi] ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin-güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri-güzelleştirenleri sever. “

Âyetteki “ve lâ tulqû bi-eydiyekum ilettehlüketi” = Ellerinizi/kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ifadesindeki “bi-eydiyekum” ibaresi, cüziyyet mecâzı mürseli ile "kendinizi" anlamında olabileceği gibi, "eliyle ayağıyla tehlikeye gitmek" anlamında bir deyim de olabilir. Buna göre ifade, "kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın" anlamında olur.

İnfaktan kaçınanlar, kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlarlar. Zira zengin-fakir arasındaki uçurum, toplumda sosyal patlama ve kargaşaya sebep oluşturmaktadır.

Birilerinin elinde on tane ev olacak ve birilerinin bir tane bile evi olmayacak ve bu toplum İslamı yaşayanlar olacak?

İnfak o kadar önemlidir ki, Rabbimiz olan Yüce Allah; servetin, sadece zenginler arasında dolaştığında, toplumdaki dengelerin bozularak, fakirlerin haset ve kinini azdıracağını, böylece toplumun tehlikeye düşeceğini Haşr; 7–8 de:

“Allah'ın, o kent halkından, Rasûlü'ne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi'ye yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler –ki onlar, Allah'ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisi'ne yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir,– yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden aloyduysa ondan geri durun. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır.”


Enfâl: 60 de:

“ Ve siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve savaş atları hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Ve Allah yolunda her ne harcarsanız o size eksiksiz ödenir ve siz hakksızlığa uğratılmayacaksınız.

Muhammed;38 de:

“İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. Öyleyken sizden kimileri cimrilik ediyor. Ve kim cimrilik ederse kendi benliğinden cimrilik ediyordur. Ve Allah zengindir, siz ise fakirlersiniz. Eğer siz yüz çevirirseniz O [Allah], yerinize sizden başka bir toplum getirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.”

diye belirtmektedir.

Değerli Kardeşlerim!

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah; mal ve servet verdiği kimselerin, ellerinde tuttukları fazlalıkları muhafaza etmelerine veya daha da arttırmalarına imkân veren davranışlardan kaçınmalarını, kendilerine verilen bu fazlalıkları infak yoluyla harcamalarını, kişilerin gerçek kazançlarının ancak çalışıp didinerek elde edilecek cinsten olması sebebiyle boşu boşuna karşılıksız kazanç sağlama girişiminde bulunmamalarını istemekte, aksi davranışların ise “insanların kendi kendilerini tehlikeye atmaları”, hatta “birbirlerini öldürmeleri” anlamında olacağı uyarısını yapmaktadır.

Onurlu bir hayat sürdürebilmenin, dini, imanı, namusu ve vatanı koruyabilmenin yolu infak yapmaya bağlıdır.

Rabbimizin ; Necm;39- 41 de:

“Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur. Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir. Sonra karşılığı kendisine eksiksiz olarak verilecektir.”
ifadesi, özellikle çağımızın ekonomik sorunları için bir çözüm reçetesi içermektedir. Bu reçete hem İbrahîm peygamber ve hem de Mûsâ peygamber döneminde verilmiş bir reçetedir. Yani tüm zamanlar için geçerli, evrensel bir reçetedir. Müslümanlar bu Âyetlerin ne ifade ettiğini en doğru şekilde anlamalı ve uygulamalıdırlar. Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır. Yapılması gereken, önce bu Âyetlerin ifade ettiği gerçekler doğrultusunda mevcut ekonomik sistemlerin yanılgı noktalarını saptamak, sonra da bu ilâhî ilkeye uygun zulümsüz, sömürüsüz, barış içinde bir dünya toplumu oluşturma çabası içine girmek olmalıdır.




Değerli Kardeşlerim!

Ayetin sadece “....enfikuu min tayyibaati..../ iyi/hoş olanlarından infak....” bu kısmını alarak yargıda bulunmak ne derece doğru olur?

Ya eyyühelleziyne amenu enfiku min tayyibati ma kesebtüm ve mimma ahrecna leküm minel Ard…
Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın..

İnfak edeceklerimiz/harcayacaklarımız nedir?
Kazandıklarımız ve yerden çıkardıklarımızın tayyib olanları.

Rabbimiz olan Yüce Allah yiyeceklerde tayyib olanları helal, murdar ve kötü şeyleri ise haram kılmıştır .

Maide; 4: Sana, kendilerine neyin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: “Size tayyibat (iyi ve temiz şeyler) helâl kılındı.” Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın, Allah’a takvalı davranın. Hiç şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

Maide; 87, 88: Ey iman edenler! Allah`ın size helâl kıldığı temiz şeyleri haram saymayın. Ve aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez. Allah’ın size verdiği rızklardan helâl ve temiz olarak yiyin ve inandığınız Allah’a takvalı davranın.

A’râf; 157: Onlar ki, onlara iyiyi emreden ve onları kötülüklerden alıkoyan, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılan, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılan, sırtlarından ağır yükleri, üzerlerindeki bağları ve zincirleri indiren yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılmış bulacakları o ümmî peygamber o elçiye uyarlar. O hâlde, ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Ayrıca Bakara; 57, 172, Maide; 5, Ta Ha; 81, Müminun; 51. ayetlerine de bakılabilir.

Değerli Kardeşlerim!

Ayetlerde vurgulanın tam olarak anlaşılabilmesi için Ayetteki cümle içerisinden sadece bir iki sözcüğe bakmak yerine cümlenin tamamına,öncesine ve sonrasına birlikte bakmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.

Birlikte bakalım inşaAllah.

Bakara 267-274:
267 Ey iman etmiş kimseler! Kazandıklarınızdan, sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız pis şeyleri vermeye yeltenmeyin. Ve şüphesiz Allah'ın çok zengin/hiçbir şeye muhtaç olmayan, övülen/övgüye lâyık bulunan olduğunu bilin.
268 Şeytân, sizi fakirlikle korkutur ve size çirkinliği-hayâsızlığı emreder. Allah ise, size Kendisinden bağışlama ve bol ihsan vaat eder. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti sonsuz geniş olandır, en iyi bilendir.
269 Allah, dilediğine haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verir. Ve kime haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeler verilirse, gerçekten ona pek çok hayır verilmiştir. Kavrama yetenekleri olanlardan başkası da iyice düşünmez.
270 Nafaka cinsinden neyi harcamada bulunduysanız veya adak türünden ne adadıysanız şüphesiz Allah onu bilir. Ve kendi benliklerine haksızlık eden kimseler için herhangi bir yardımcı yoktur.
271 Sadakaları açıkça verirseniz, artık o, ne iyi olur; eğer onları gizlerseniz, fakirlere verirseniz de artık bu, sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmını kapattırır. Ve Allah, işlemiş olduğunuz şeylere haberdardır.
272 Onları doğru yola getirmek senin boynuna borç değildir, ancak Allah dilediği kimseyi doğru yola getirir. Ve hayırdan harcamada bulunduğunuz şeyler sırf kendiniz içindir. Ve siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında harcamada bulunmazsınız. Ve hayırdan ne harcamada bulunursanız, o, size tastamam ödenecektir. Ve siz, haksızlığa uğratılmayacaksınız.
273 Allah yolunda harcamanız, yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremeyen kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirler için olsun. Utangaçlıklarından, bilmeyenler, onları zengin sanırlar. – Sen onları işaretlerinden tanırsın.– Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Ve siz, hayırdan neyi harcarsanız, biliniz ki, şüphesiz Allah, onu çok iyi bilendir.
274 Mallarını her zaman, gizlice ve açıkça Allah yolunda harcayan kimseler; işte onların, Rableri nezdinde ödülleri vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmezler de.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Sevgili Halil ağabey,

Fers'in yaklaşımına "VAKIF" kurumunun zuhuru şeklinde bir açıklama getirebilirmiyiz. Kuran Vakıf gibi bir müeseseden bahsediyor mu bilmiyorum ama aksini söylediğini de sanmıyorum. Kaldı ki ecdadımızdan bu güne kadar kalan bu müesese halen işlevini sürdürmekte ve çalışmaktadır.

Yani ihtiyaç fazlasını ver kurtul mantığı biraz güdük kalıyor... Ben verdim kurtuldum, o verdi kurtuldu, öbürü vermedi, diğeri banane dedi... İhtiyaç fazlasını vermek hedeflenen amaca hizmet etmiyor ki.

Sonra Fers'in söylemindeki mantık da doğru "İhtiyacım olan evi alana kadar zaten tasarruf ediyorum, yani ihtiyaç fazlasını biriktiriyorum" bunu yapmamalımıyım? Tasarruf etmemelimiyim?

Tasarruf etmeyip birikim yapmadığımda, ihtiyaç fazlasını hatta daha çoğunu dişimi sıkıp biriktirmediğimde, ekonomik krizlerde işsiz kalır da param olmadığından kiramı ödeyemeyip sokağa atılırsam ne olacak??? Allahın öğüdünü tuttuğum için çoluk çocuk perişan mı olayım? "Allahım ben senin sözünü tutum ihtiyaç fazlasını verdim sende bana ev ver mi diyeceğim?" Ya da nasıl ev sahibi olacağım? İhtiyaç fazlası olan birinin bağışlamasını bekleyerek mi?

"ÇOK BEKLERİM" bence... Kaldı ki, hasbel kader öyle birisi çıktı oda doğrusunu yapmıyor ki...

Ya islamiyet döneminde yapılan savaşlarda elde edilen ganimetler? Neden ehli beyt savaş ganimetlerini sahiplenip paylaşıyordu ki? Bu adamların elde edilen ganimetler öncesinde de geçimleri vardı, karınları doyuyor ve barınıyorlardı. Ben hiçbir tarihi vesikada yapılan savaşların evsiz ve düşkünlerden oluşan ordularla yapıldığını okumadım.

Neden bir kısmı müslümanlar arasında paylaştırılıyor? Bir kısmı da Beytül maal'e devrediliyor? İhtiyaç fazlası "ganimet dahi olsa" dağıtılır hazineye gelir yazılamaz... Uygulama Kuran emri ile çelişmiyor mu?

Sonra o ganimeti elde ederken aldığınız adama sordunuz mu? Bu ihtiyacının fazlası mı diye? İster müşrik, ister ateist, ister yahudi,ister hristiyan oda ALLAH kulu. Kurallar müslüman olanlara mı ayrıcalıklı?

Yani bu mantıkla bakıldığında İslam eğer ihtiyaç fazlasını vermeyi, sahip olmamayı emrediyorsa, kimse için mülkiyet hakkından söz edilemez...

"MÜLK ALLAHIN'DIR" mı?

Bu biraz hangi .....izmi çağrıştırıyor?

Bilgi
20. December 2012, 11:42 PM
Secde:11-12
De ki: “Size ölümle görevlendirilmiş görevli güç, sizi vefat ettirecek; size geçmişte yaptıklarınızı ve yapmanız gerekirken yapmadıklarınızı bir bir hatırlattıracak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
Suçluları, Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, şimdi bizi geri çevir de sâlih bir amel işleyelim, biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz” derlerken bir görsen!

dost1
21. December 2012, 03:09 AM
Selamun Aleyküm ! Değerli Bartsimpson Kardeşim.

İslam, asla sentez kabul etmez.

Lütfen buradaki (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2520) Kur'an Işığında Siyasetname yazısını okur musunuz?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

Bilgi
22. December 2012, 07:23 PM
Hicr:49-50
Kullarıma, hiç şüphesiz Benim çok bağışlayıcı ve pek merhamet edicinin ta kendisi olduğumu, Benim azabımın da, çok acıklı bir azabın ta kendisi olduğunu önemle haber ver!

Fers
23. December 2012, 09:03 PM
Yani bu mantıkla bakıldığında İslam eğer ihtiyaç fazlasını vermeyi, sahip olmamayı emrediyorsa, kimse için mülkiyet hakkından söz edilemez...

sayın bartsimpson,

ihtiyaç fazlası haram, otobüs, uçak, tren, gemi, bisiklet..vb. binmek doğru değil...
tv izlemek, internet kullanmak, seyahatlerde otel kullanmak...vb. uygun değil, çünkü bunlar sermaye artırımının getirileri aman ha kapatın bilgisayarınızı o da sermaye artırımından düştü yeryüzüne, ihtiyaç fazlası haram ise onun getirileride elbet öyle olmalı...

Bu biraz hangi .....izmi çağrıştırıyor?

Kapitalizmin arka plâna attığı ama Sosyalizm ve Komünizm olarak isimlendirilen sistemlerin bütün üst yapılarını dayandırdıkları "emek" bu reçetenin tek dayanağıdır...(dost1)
.

bartsimpson
23. December 2012, 09:38 PM
sayın bartsimpson,

ihtiyaç fazlası haram, otobüs, uçak, tren, gemi, bisiklet..vb. binmek doğru değil...
tv izlemek, internet kullanmak, seyahatlerde otel kullanmak...vb. uygun değil, çünkü bunlar sermaye artırımının getirileri aman ha kapatın bilgisayarınızı o da sermaye artırımından düştü yeryüzüne, ihtiyaç fazlası haram ise onun getirileride elbet öyle olmalı...




.

BU SORDUKLARIMI SAKIN ÇAMUR ATMAK OLARAK DEĞERLENDİRİP BAŞKA YÖNLERE ÇEKMEYİN.

Günümüzde insanlık yozlaşmış, küfre sapmış, pisliğe batmış.
Tamam anladık.
Geçmişe bakalım o zaman... Her halde sağlam bir örnek buluruz.

Peygamber dönemindeki islam toplumu, devleti ve halkı en zengin toplum olmalıydı.
Düşünsenize herkes ihtiyaç fazlasını vermek zorunda.
Hiç fakir fukara yok, hiç düşkün muhtaç yok, hiç zavallı insan yok...
Öyle ya Allah emri böyle.

Ama tarihi vesikalarda böyle bir durum görünmez.

Ayrıca peygamber döneminde benim bildiğim bir Ebubekir vardı.
O'da elinde avucunda ne varsa harcadı islam için.
Bakınız o da islam için, ihtiyaç fazlasını ihtiyacı olanlara dağıtmak için değil.
Bilali habeşiyi özgür bırakırken sormazlar mı adama "yahu Ebubekir ne yapıyosun bir köleye değerinin üstünde bedel verilir mi? Onda ihtiyaç sahiplerinin hakkı var"
Başka hiç mi zengin yada varlıklı adam yoktu koca mekkede "ticaret şehri" burası yahu, eee onların mal ve zenginlikleri???

Sahi bir ara peygamberimiz eşi Hatice hanımın develeri ile ticaret yapardı hatta peygamberliği döneminde de buna devam etti.
Yani varlıklı bir insandı.
Sonra eşi ölünce de ona miras kaldı.
O'da ihtiyaç fazlasıdır diye elinde kalanları dağıttı mı?

Bilmiyorum soruyorum.
Belki bir tarihi evrak yada vesika vardır.
Ben o çağda yaşamadım 1400 yıl geçmiş.
Bir müslüman olarak Allahın emrini tebliğ eden nebinin nasıl davrandığını sormak ve bilmek hakkımdır herhalde.

Ya da onun beytinden olanların durumunu...

Bilgi
24. December 2012, 01:28 AM
Enbiyâ:34-35
Biz, senden önce de hiçbir beşer için sonsuzluk tanımadık. Peki, sen öldün de onlar sürekli kalanlar mıdırlar?
Her kimliği olan varlık ölümü tadıcıdır. Ve eritip saflaştırmak üzere, sizi Biz, şer ve hayır ile sınarız. Ve siz, yalnız Bize döndürüleceksiniz.

merdem
24. December 2012, 03:12 AM
Evet, bu Ayeti hepimiz taniyoruz. Mal ve Mülk Allah'indir.

Kim ölmüstürde bir kurusunu beraberinde götürebilmistir öbür dünyaya.

Allah Celle ve Celaluhu bizden bugünün ibadetini istiyor, biz ise Allah'tan gelecek 50 senenin zenginligini istiyoruz, olacak seymidir bu.

Nefsin nasil bir rol oynadigini görüyormusunuz, hep bana hep bana diyor. Kimileri de söyle diyorlar: ALLAH isteseydi o fakirleri kendi doyururdu! Lafa bakarmisiniz lütfen, Rabbimiz bilhassa bizlerden istiyor fakiri, yoksulu, öksüzü, yolda kalmislari gözetmemizi korumamizi. Benim vazifem degil, ben kendimi fakirlerle ayni seviyeye indiremem dersek ne olur? Allah verdigi gibi bütün malimizi elimizden alacak olursa bizlere kim yardim edebilir?

Bill Gates'i örnek alin, yarin öldügünde milyarlarindan bir kurusu dahi yaninda götürebilecekmi? En azindan ölüm gelip cattigi zaman: *Rabbim bana biraz daha zaman ver, hayirlarda bulunayim* diye yalvardiginda ne olacak? Elinde bulundurdugu milyarlari nasil olsa bir ömür boyu harcayamiyacak ise neden biriktiriyor?

Yukarida bir on evlik satirlari okudum. Birakin bir evi bir kenara, bir ögün yiyecegi olmayanlar ahirette ev sahiplerinden sikayette bulunacaklar. On ev alana kadar bana bir ögün yemegi cok gördü diyecekler.

Kimi insanlar da diyorlardirki: Kime yardim edeyim, ben fakir göremiyorum ortalarda. Ama fifisi öldügü zaman yerine yedek köpek alacak yeri hemen buluveriyor misal göstermek lazim ise.

Allah'in Ayetleri ya itirazsiz kabul edilir, yada öyle kem küm edilir.

Rabbimiz ihtiyactan fazlasini ver diyorsa vermek lazim. Seytan degildir bizlere rizki veren bilmis olalim.

Madem ki bu dünyaya bizler denenmek amaciyla gönderildik, o halde imtihanlarimizi da büyük bir basariyla vermege hazir olalim.

Rabbimiz bizleri kanaatkar kullarindan eylesin. Dünya mali dünyada kalir unutmayalim.

Basta gelen ilk vazifemiz Allah'a geregince kulluk etmektir. Mal, mülk ve evlat cogunlugu ile övünenlerin sonunu gördük. Rizki veren Allah'tir, elbetteki coluk cocugumuzun rizkinida verecek olan da Allah'tir. Herkes coluk cocuguna miras birakma yarisinda olacak olursa, elbette fakir fukarayi gözetecek kollayacak olanda kalmiyacaktir.

Bilgi
25. December 2012, 06:52 PM
Hicr:94-99
Şimdi sen emrolunmakta olduğun şeyleri açıkça bildir ve ortak koşanlardan mesafelen.
Şüphesiz ki Biz, Allah ile birlikte başkasını ilâh edinen şu alay eden kimselere karşı sana yeteriz. Artık onlar yakında bileceklerdir.
Andolsun, Biz biliyoruz ki, kesinlikle onların söylediklerine senin göğsün daralıyor.
O hâlde sana “yakîn/kesin bilgi” gelmesi için Rabbinin övgüsü ile birlikte noksan sıfatlardan arındır, boyun eğip teslimiyet gösterenlerden ol ve Rabbine kulluk et!

ates demir
28. December 2012, 02:59 PM
Kaf 9

1. ve nezzelnâ : ve biz indirdik
2. min es semâi : semadan, gökten
3. mâen : su
4. mubâreken : mübarek, bereketli
5. fe enbetnâ : böylece bitirdik, yetiştirdik
6. bi-hî : onunla
7. cennâtin : bahçeler
8. ve habbe : ve tane, hububat
9. el hasîdi : hasat edilen, biçilen

Bilgi
30. December 2012, 01:28 PM
Tarık:8-14
Şüphe yok ki o Yaratıcı, bütün sırların meydana çıkarıldığı gün, onun geri döndürülmesine güç yetirendir. Artık onun için ne herhangi bir güç vardır, ne de herhangi bir yardımcı.

Öldükten sonra dirileceğine inanan bilginler, cahil, inançsız kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin durumu kanıttır ki kuşkusuz o, ayırıcı bir karardır. Ve o bir şaka değildir.

Bilgi
1. January 2013, 08:51 PM
Bakara:201
Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. İşte insanlardan
bazısı, “Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver!” diyen kimselerdir. Onun için de âhirette hak edilmiş bir pay yoktur.
Yine onlardan, “Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik-iyilik ve âhirette de bir güzellikiyilik
ver ve bizi ateşin azabından koru!” diyenler vardır.

merdem
4. January 2013, 10:14 PM
Yusuf Suresi 12/101 Rabbim; bana Sen mülk verdin ve sözlerin te'vilini öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratanı; Sen, dünyada da, ahirette de benim velimsin. Müslüman olarak canımı al. Ve beni salihlere kat.

Bilgi
4. January 2013, 11:39 PM
Nisa:64
Ve Biz, her elçiyi sadece, Allah'ın izniyle/ bilgisi ile itaat olunsun diye gönderdik. Ve eğer onlar şirk koşmak sûretiyle kendilerine haksızlık ettikleri zaman sana gelseler de Allah'tan bağışlanmalarını isteselerdi, sen de onlar için bağışlanma isteseydin, kesinlikle Allah'ı tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı veren, çok merhamet eden olarak bulurlardı.

Bilgi
6. January 2013, 09:25 PM
Tahrim:6-7
Ey iman etmiş kimseler! Kendinizi ve yakınlarınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olacak bir Ateş'ten koruyun. Ateşin üzerinde, Allah'a karşı gelmeyen, kendilerine emredilenleri yapan çetin ve kaba görevli güçler vardır. Ey kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş kimseler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz!

merdem
8. January 2013, 07:11 AM
Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.17/İsra-53

Bilgi
9. January 2013, 07:25 PM
Sâd:65-70
De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Ve O, bir tek ve kahredici, göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi, çok güçlü, çok bağışlayıcı olan Allah'tan başka tanrı yoktur.”
De ki: “O; Kur’an, çok büyük, önemli bir haberdir. Siz ondan yüz çeviriyorsunuz. 69Onlar birbirleriyle tartışırken, benim “en üstün şeylerin doldurulduğu; Kur’ân'a dair bir bilgim yok idi. Ancak ben, evet ben apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyediliyor.”

merdem
10. January 2013, 07:08 PM
“Bana dua edin, duanızı kabul edeyim! Bana kulluk etmeye tenezzül etmeyenler (kibirlenenler), mutlaka aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” (40 Mu’min: 60).

Bilgi
10. January 2013, 07:51 PM
Tevbe:71
İnanan erkekler ve inanan kadınlar; bunların bazısı bazılarının koruyucu, yol gösterici yakınlarıdırlar. Bunlar herkesçe kabul gören iyi şeyleri emrederler, tüm kötü şeylerden vazgeçirirler, salâtı ikame ederler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlar], zekâtı/vergiyi verirler, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne itaat ederler. İşte bunlar, Allah onlara rahmet edecektir. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.

merdem
11. January 2013, 03:27 AM
FUSSİLET 8

MİM

Şüphesiz Allah'a ulaşmayı istemenın gereğini yaşamlarındaki işlevlerini doğru, adaletlı ve barışcıl yaparak uygulayanlar, süreklı olarak karşılıklarını arkası kesilmeden kazanacaklardır!

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ

İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti lehum ecrun gayru memnûn(memnûnin).

1. inne : muhakkak

2. ellezîne : onlar

3. âmenû : âmenû oldular, Allah'a ulaşmayı dileyenler

4. ve : ve

5. amilû es sâlihâti : işlevlerini barışcıl ve doğru yaptılar

6. lehum : onlar için 7. ecrun : ecir, mükâfat

8. gayru memnûnin : kesintisiz (kesinti olmaksızın)


Saygideger Kardeslerim, böyle bir kopyalama ve yapistirmak helaldir, yoksa? :)

Bilgi
11. January 2013, 06:14 PM
İnsân:2-3
Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör.

merdem
11. January 2013, 06:39 PM
İnsân:2-3
Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Onu yıpratacağız/yükümlülükler vereceğiz. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör.

Gelde Rabbine sükretme. Bizlere akil nasib eden, iyiligi ve kötülügü ayirt ettiren yol gösterici Rabbimize sonsuz hamd olsun. Ne kadar sükretsek az.

Bir düsünüyorumda Rabbimiz bizlere sesleniyor, ademogluna bu kadar deger veriyor, nasil olur da kul Rabbini tanimamazliktan gelir.

Tüm kardeslerime ( tabiiki dileyenlere ) Rabbim yardimci olsun, yolundan ayirmasin.

merdem
12. January 2013, 12:14 AM
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

merdem
12. January 2013, 12:55 AM
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

merdem
12. January 2013, 03:42 AM
BAKARA Suresi/ 255:

Allah'tan başka ilâh yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyûm'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azîm'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.

sevginur
12. January 2013, 08:57 PM
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)

Selamun aleykum ;merdem

Verdiğin ayet gündemde geçen Abdulaziz Bayındır-dersinde kader konusu işlendi..''Allah kişinin kiminle evleneceğini bilemez. diyor '' Ali imran süresi 14O -142
tevbe süresi 16 ayeti delil veriyor veriyor ne düşünüyorsunuz konu hakkında sevgili kardeşlerimin iştişaresini takip edeceğim inşALLAH
http://www.youtube.com/watch?v=Aiv9sIhZLO4


hanifler.com ailesini sevgi ve saygılarımla selamlıyorum

merdem
12. January 2013, 09:38 PM
Selamun aleykum ;merdem

Verdiğin ayet gündemde geçen Abdulaziz Bayındır-dersinde kader konusu işlendi..''Allah kişinin kiminle evleneceğini bilemez. diyor '' Ali imran süresi 14O -142
tevbe süresi 16 ayeti delil veriyor veriyor ne düşünüyorsunuz konu hakkında sevgili kardeşlerimin iştişaresini takip edeceğim inşALLAH
http://www.youtube.com/watch?v=Aiv9sIhZLO4


hanifler.com ailesini sevgi ve saygılarımla selamlıyorum

Ve Aleykum Selam Sevginiu Kardesim,

bu konu kuranformu'nda da günün konusu oldu. Arzu edersen tikla, belkide coktan okumussundur :)

http://www.kuranformu.com/forum/index.php?board=1.0

Benim sahsi düsüncem, Allah'in vasiflari hakkinda bu gibi tartismalar olumsuz geliyor bana. Biz ne düsünürsek, ne dersek Rabbimizin vasiflarindan ne bir eksilme nede bir fazlalasma olur. Allah kimin kimle evlenecegini biliyormu bilmiyormu gibi tartismalar olsa olsa gayb konularidir. Gayb Allah katindadir, O'ndan baskasi bilemez diye büyüklerimiz saygi gösterdiklerimiz devamli anlata gelmislerdir.

Baska bir konu daha var anliyamadigim, kahinler gibi durmadan fikir yürütmek, Allah'in hükümleri hususunda devamli sahsi görüslerini aciklamak, yok efendim Allah zalim olurmuymus, kuluna adaletsiz davranirmiymis...... Yahu Cennet ve Cehennem niyedir o zaman? Zalimlik bunun neresinde?

Adam otobanda hizini alamiyor, bir kac punktu gidiyor, daha olmadi kazaya sebeb verdiyse ehliyetinden oluyor. Kabahat hakimin mi?

Kimse kalkipta unide profesörüne, aman hocam etmeyin be bütün dersleri su gibi biliyorum uzatmaya lüzum yok, verin benim diplomami imtihana lüzum yok diyebilirmi? Olaki gercekten talebe zekinin zekisi olsun, multi zekali olsun, yinede kanuni yoldan imtihandan gecirilmesi lazim. Farzedelimki imtihan ani bir unutkanligi tuttu, dili cözmez oldu. Ne olur o zaman, multi zeka sinifta kalir. Hem hocasi hem de kendi yüzde yüz emin oldugu halde zekasindan sonuc sifir.


Kisacasi haddimizi asiyor /hasa/ bizler Rabbimizi sorguya cekiyoruz. Olacak seymi bu, yoksa benim görüslerimmi kit acaba?

Saygideger büyüklerimiz Türkiye'de olsun, tüm Müslüman devletlerinde olsun bir basörtüsü konusunda, zina cezasinda, zekat biriminde vb. dahi anlasamazken, kendi bildiklerini uygulayamazken, bir bütünlüge ulasamazken, kalkip ta Rabbimiz neler bilir neler bilemez diye tartismalari bir kenara biraksinlar daha hayirli olur. Cözülmesi gereken daha nice dini sorunlarimiz var.

Allah'in Celle ve Celaluhu Ayetlerim apacik anlatilmistir derken, kimse bir sey anliyamaz kavriyamaz oldu nedense. Her kafadan baska bir sesler cikar oldu. Nerde kaldi imanimiz?

Kal saglicakla Kardesim, sonsuz selamlar.

sevginur
12. January 2013, 10:03 PM
Verdiğiniz linkte aorskaya ve sizin paylaşılarınızı gördüm hanifler com'la aynı çalışma içinde forumlar sanırım ikisinede iştirak ediyorsunuz kolay gelsin Rabbim ilminizi artırsın....

sevginur
12. January 2013, 10:59 PM
Ve Aleykum Selam Sevginiu Kardesim,

bu konu kuranformu'nda da günün konusu oldu. Arzu edersen tikla, belkide coktan okumussundur :)

http://www.kuranformu.com/forum/index.php?board=1.0

Benim sahsi düsüncem, Allah'in vasiflari hakkinda bu gibi tartismalar olumsuz geliyor bana. Biz ne düsünürsek, ne dersek Rabbimizin vasiflarindan ne bir eksilme nede bir fazlalasma olur. Allah kimin kimle evlenecegini biliyormu bilmiyormu gibi tartismalar olsa olsa gayb konularidir. Gayb Allah katindadir, O'ndan baskasi bilemez diye büyüklerimiz saygi gösterdiklerimiz devamli anlata gelmislerdir.

Baska bir konu daha var anliyamadigim, kahinler gibi durmadan fikir yürütmek, Allah'in hükümleri hususunda devamli sahsi görüslerini aciklamak, yok efendim Allah zalim olurmuymus, kuluna adaletsiz davranirmiymis...... Yahu Cennet ve Cehennem niyedir o zaman? Zalimlik bunun neresinde?

Adam otobanda hizini alamiyor, bir kac punktu gidiyor, daha olmadi kazaya sebeb verdiyse ehliyetinden oluyor. Kabahat hakimin mi?

Kimse kalkipta unide profesörüne, aman hocam etmeyin be bütün dersleri su gibi biliyorum uzatmaya lüzum yok, verin benim diplomami imtihana lüzum yok diyebilirmi? Olaki gercekten talebe zekinin zekisi olsun, multi zekali olsun, yinede kanuni yoldan imtihandan gecirilmesi lazim. Farzedelimki imtihan ani bir unutkanligi tuttu, dili cözmez oldu. Ne olur o zaman, multi zeka sinifta kalir. Hem hocasi hem de kendi yüzde yüz emin oldugu halde zekasindan sonuc sifir.


Kisacasi haddimizi asiyor /hasa/ bizler Rabbimizi sorguya cekiyoruz. Olacak seymi bu, yoksa benim görüslerimmi kit acaba?

Saygideger büyüklerimiz Türkiye'de olsun, tüm Müslüman devletlerinde olsun bir basörtüsü konusunda, zina cezasinda, zekat biriminde vb. dahi anlasamazken, kendi bildiklerini uygulayamazken, bir bütünlüge ulasamazken, kalkip ta Rabbimiz neler bilir neler bilemez diye tartismalari bir kenara biraksinlar daha hayirli olur. Cözülmesi gereken daha nice dini sorunlarimiz var.

Allah'in Celle ve Celaluhu Ayetlerim apacik anlatilmistir derken, kimse bir sey anliyamaz kavriyamaz oldu nedense. Her kafadan baska bir sesler cikar oldu. Nerde kaldi imanimiz?

Kal saglicakla Kardesim, sonsuz selamlar.

Teşekür ederim merdem samimi isteğimi kırmayıp iştişareye katıldığınız için..

Bana göre Abdulaziz hoca irade konusuna vurgu yapıyor sizin seçeçeğiniz eş adayının tercihi size aittir. Allah a sıgınır İnsan aldığı kararı ancak Allah’ın desteği ile uygular.

Oysa Rabbin dileseydi, elbette yeryüzündekilerin hepsi topluca inanırdı. Artık, inanan kimseler olmaları için, insanları sen mi zorlayacaksın? yunus 99


Bir şeye karar verdin mi Allah’a dayan. Allah kendine dayananları sever. (Al-i İmran 3/159)

geleneksel lehvi mahfuz anlayışı var benim kiminle evleceğim başıma gelen ler önceden yazıldı diyorlar bazı ayetleri delil göstererek ben sizin kadar bilgili değilim bilgide pişmek için çok çalışmak lazım çok gayret etmem lazım şu an için yorumlarım yüzeysel olsada zamanla kavrayacağıma inanıyorum

sevgi ve saygılarımla selamlar

Bilgi
13. January 2013, 08:32 PM
Nisâ:36-38
Ve Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve de anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, uzaktan komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş kimselere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen; cimrilik eden, insanlara cimriliği emreden ve Allah'ın kendilerine armağanlarından verdiklerini gizleyen kimseleri ve Allah'a ve âhiret gününe iman etmedikleri hâlde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri sevmez. Ve Biz, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere alçaltıcı bir azabı hazırladık. Ve şeytan kimin için akran/yakın arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır!

merdem
13. January 2013, 08:54 PM
Nisâ:36-38
Ve Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve de anaya-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, uzaktan komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, yasalar çerçevesinde himayenize verilmiş kimselere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen; cimrilik eden, insanlara cimriliği emreden ve Allah'ın kendilerine armağanlarından verdiklerini gizleyen kimseleri ve Allah'a ve âhiret gününe iman etmedikleri hâlde mallarını, insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri sevmez. Ve Biz, kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere alçaltıcı bir azabı hazırladık. Ve şeytan kimin için akran/yakın arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır!

Eline saglik Kardesim,

birden babami hatirladim, ne demek birden esasinda bol bol hatirlarim. Kendi cocuk coluk derdimden yaninda bulunamadim hayatta iken, ben kücükken o da benim yanimda bulunamamisti tam olarak. Bü gün sana yarin bana misali, kizim da yanimda bulunmak istemiyor. Degirmen misali dönüp duruyor olaylar.

Ben de baska yollardan deniyorum hayirlari. 3 günden beri basinda bir koruyucu dami olmayan birini kolladim, bu gün karli soguk havada bir kapi esiginde yakaladim carsinin orta yerinde. Eve gidip hemen bir kalin uyku tulumu aldim, kendisine götürdüm; ihtiyaciniz olurmu dedim, sevindi ve aldi.

Eve tekrar döndügümde aglamaya basladim, kimbilir dünyanin dört bir yerinde ne kadar yardima ihtiyaci olanlar var, soguktan donanlar, sicaktan bayilanlar, cesitli hastaliklardan sancilardan aci cekenler, bir lokma ekmege muhtac olanlar, elleri ayaklari tutmayanlar... yarim elma gönül alma misali herkes birilerine ikramda bulunsa yeter.

Internetten bir evlatligim var, insaAllah yardimlarim kendisine ulasiyordur.

Dualarimla.

Bilgi
16. January 2013, 12:06 AM
Bakara:2-5

İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur.

İşte bunlar, Rablerinden bir kılavuz üzerindedirler. Yine işte bunlar, kurtulanların, kazançlı çıkanların ta kendileridir.

Bilgi
17. January 2013, 12:19 AM
Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır?, ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; 39ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

merdem
17. January 2013, 12:56 AM
Kıyâmet:36-40
Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır?, ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; 39ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

Bizleri öldürdükten sonra tekrar diriltecek olan Allah'a hamdolsun.

merdem
17. January 2013, 11:27 PM
En'am Suresi:

116. Ve eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyuyorlar ve sadece saçmalıyorlar.

117. Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan kimlerin saptığını en iyi bilenin ta kendisidir. Ve O, doğru yolda olanları daha iyi bilendir.

Bilgi
19. January 2013, 11:01 PM
Rahmân:26-28
Yeryüzünün üzerindeki her kişi gelip geçicidir. Ve o celal ve ikram sahibi Rabbinin bizzat Kendisi baki kalır.
Peki siz ikiniz, Rabbinizin güç yetirdiklerinin; eşsiz gücünün, eşsiz nimetlerinin hangisini yalanlıyorsunuz?

merdem
19. January 2013, 11:02 PM
Ali Imran 156. Ey iman etmiş kişiler! İnkâr etmiş ve yeryüzünde dolaşan yahut gazaya çıkan kardeşleri için, "Yanımızda olsaydılar ölmezlerdi, öldürülmezlerdi" diyen kişiler gibi olmayın. Kesinlikle Allah, bunu, onların kalplerinde bir yara kılacaktır. Ve Allah hayat verir ve öldürür. Ve Allah yaptıklarınızı en iyi görendir."

bartsimpson
20. January 2013, 02:06 AM
Teşekür ederim merdem samimi isteğimi kırmayıp iştişareye katıldığınız için..

Bana göre Abdulaziz hoca irade konusuna vurgu yapıyor sizin seçeçeğiniz eş adayının tercihi size aittir. Allah a sıgınır İnsan aldığı kararı ancak Allah’ın desteği ile uygular.

Oysa Rabbin dileseydi, elbette yeryüzündekilerin hepsi topluca inanırdı. Artık, inanan kimseler olmaları için, insanları sen mi zorlayacaksın? yunus 99


Bir şeye karar verdin mi Allah’a dayan. Allah kendine dayananları sever. (Al-i İmran 3/159)

geleneksel lehvi mahfuz anlayışı var benim kiminle evleceğim başıma gelen ler önceden yazıldı diyorlar bazı ayetleri delil göstererek ben sizin kadar bilgili değilim bilgide pişmek için çok çalışmak lazım çok gayret etmem lazım şu an için yorumlarım yüzeysel olsada zamanla kavrayacağıma inanıyorum

sevgi ve saygılarımla selamlar

linkteki videoları bir inceleyin belki sorularınıza cevap olur...

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3108

"bilmek" denilen olgu bir "çıkarımdır" bir "tespittir". zaman, mekan ve duyular ile alakalıdır. bunlara göre bilgi ve bilmek kavramı şekillenir ve değişir....

peki bunların olmadığı bir boyutta (zaman, mekan ve duyular) "bilmek" kavramının ne anlamı olabilir sizce???

ve birde şunu düşünün zaman ve mekan kavramı olmayan bir boyutta, geçmiş, şimdi ve gelecek aynı "an"da oluyor (Lehfi Mafuz denen olgu) ve bunları görüyorsunuz...

videolarda sizin görmeniz ve olaya dahil olmanız ile dışında olmanız arasındaki farkı gösteren çok enteresan tespitler var.

bilimsel olarak Allah kavramı başka nasıl izah edilebilir bilemiyorum...

Bilgi
20. January 2013, 08:31 PM
Neml:59-60
De ki: “Tüm övgüler, Allah'a mahsustur. Esenlik, güvenlik de seçip arı-duru hâle getirdiği kullarınadır. Allah mı hayırlıdır, yoksa onların ortak koştuğu şeyler mi?”
Onların ortak koştuğu şeyler mi hayırlıdır ya da gökleri ve yeryüzünü oluşturan, gökten
sizin için su indiren mi? Sonra da Biz onunla, bir ağacını bile bitirmenizin söz konusu olmadığı güzel güzel bahçeler bitirmişizdir. Allah'la beraber başka bir ilâh mı var! Aksine onlar şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına işte devam eden bir toplumdur.

Fers
20. January 2013, 11:57 PM
neml/59
kulil hamdu lillaahi ve selaamun alaa ibaadihilleziinastafaa...

“Tüm övgüler, Allah'a mahsustur. Esenlik, güvenlik de seçip arı-duru hâle getirdiği kullarınadır."...(bilgi)

bu övgülerin kapsamı nedir ki sadece Allah a mahsus diye çevrilmiş, orjinalindeki karşılığına gelen ifade hangisidir...

Esenlik, güvenlik de seçip arı-duru hâle getirdiği kullarınaymış...
orjinalindeki karşılığına gelen ifade hangisidir, ve bu çevirinin anlamı nedir, seçilip duru hale getirilen kullar ne diye seçildiler de esenlik, güvenlikl kendilerine mahsus kılındı...

.

Bilgi
21. January 2013, 11:55 PM
Ankebût:2-3
İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Ve andolsun ki Biz, onlardan öncekileri de saflaştırılmaları için ateşlere/ sıkıntılara sokmuştuk. Artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir ve elbette yalancıları da kesinlikle bildirecektir.

Bilgi
22. January 2013, 01:09 AM
Neml:59
Elmalılı Hamdi Yazır Meali

(Resulüm!) de ki: "Hamd olsun Allah'a, selam olsun seçkin kıldığı kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa O'na koştukları ortaklar mı?"

Elmalılı Meali (Orjinal)

De ki hamd Allaha, bir de selâm ıstıfa buyurduğu kullarına Allah mı hayırlı yoksa müşriklerin şirk koştukları mı?

Hasan Basri Çantay Meali

De ki: «Hamd olsun Allaha, selâm olsun Onun beğenib seçdiği kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa (kâfirlerin Ona) ortak tutageldikleri nesneler mi»?

Hayrat Neşriyat Meali

(Ey Resûlüm!) De ki: “Allah'a hamd olsun; seçtiği kullarına da selâm olsun! Allah mı hayırlıdır, yoksa (O'na) ortak koşmakta oldukları şeyler mi?”

Kadri Çelik Meali

De ki: “Hamd Allah'ındır ve selam (esenlik) O'nun seçtiği kullarının üzerinedir. Allah mı daha hayırlı, yoksa onların ortak koşmakta oldukları mı?”

Ömer Nasuhi Bilmen Meali

De ki: «Hamd Allah'adır, selâm da seçip ihtiyar buyurmuş olduğu kullarınadır.» Allah mı hayırlıdır, yoksa O'na ortak koşar oldukları mı?

Muhammed Esed Meali

DE Kİ: “Bütün övgüler (gerçekte) Allah'a yaraşır. Selâm olsun, O'nun [rasûl olarak] seçtiği kullara!” Zaten Allah, insanların tanrısal nitelikler yakıştırdıkları her şeyden daha üstün, daha hayırlı değil mi? 54

Suat Yıldırım Meali

De ki: “Hamd olsun Allah'a, selâm olsun seçtiği kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa Ona ortak saydıkları şeyler mi? *

Süleyman Ateş Meali

De ki: "Hamd olsun Allah'a, selam O'nun seçtiği kullarına. Allah mı hayırlı yoksa ortak koştukları şeyler mi?"

Şaban Piriş Meali

De ki:-Allah'a hamdolsun. Onun seçkin kullarına da selam! Allah mı hayırlıdır; yoksa, onların ortak koştukları mı?

Ümit Şimşek Meali

De ki: Hamd Allah'a mahsustur; selâm da Onun seçkin kıldığı kulları üzerinedir. Şimdi Allah mı hayırlı, yoksa onların ortak koştuğu şeyler mi?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

De ki: "Hamd Allah'a, selam O'nun seçip yücelttiği kullarına! Allah mı hayırlı, yoksa onların ortak tuttukları mı?"

merdem
22. January 2013, 03:02 AM
Ankebût:2-3
İnsanlar, denenmeden, “İman ettik” demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Ve andolsun ki Biz, onlardan öncekileri de saflaştırılmaları için ateşlere/ sıkıntılara sokmuştuk. Artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir ve elbette yalancıları da kesinlikle bildirecektir.

InsaAllah, basimiza gelen olaylardan güzel örnekler aliriz ve sabirli davraniriz, bol sükürlerde bulunuruz, bu yüzden Rabbimiz bizleri dogrulardan kabul eder.

Bilgi
22. January 2013, 11:38 PM
Mürselât:48-50
Onlara, “Allah'a ortak koşmaktan uzak durun” denildiği zaman, ortak koşmaktan uzak durmazlar.
O gün, yalanlayanların vay hâline!
Artık Kur’ân'dan sonra hangi söze inanacaklar?

merdem
23. January 2013, 05:29 PM
Zuhruf Suresi :

45. Ve sen, Elçilerimizden senden önce gönderdiğimiz kişilere sor, "Biz Rahmân'ın astlarından ibâdet edilecek ilâhlar kılmış mıyız?"

sevginur
23. January 2013, 06:25 PM
78 – Ant olsun ki Biz size hakkı getirdik. Velâkin sizin çoğunuz hakkı çirkin görüyorsunuz.
79 - Yoksa onlar işi sağlama mı almışlar [garantiye mi bağlamışlar]? İşte Biz, şüphesiz, sağlamcılarız. zuhruf süresi

Bilgi
24. January 2013, 07:44 PM
Kalem:36-40
Neyiniz var, nasıl hükmediyorsunuz? Yoksa içinde, ders aldığınız şeyler:“Siz bu âlemde neyi seçerseniz/beğenirseniz o kesinlikle sizin olacak” garantisi verilmiş olan size ait bir yazılı belge mi var? Ya da size karşı kıyamet gününe kadar sürecek,"Siz her ne hüküm verirseniz kesinlikle öyle olacak" diye üzerimizde yeminler/taahhütler, üstlenmeler mi var?
Sor bakalım âhireti yalanlayan o kişilere, içlerinden böyle bir şeyi hangisi garanti etmektedir?Yoksa onların ortakları mı var? O hâlde ortaklarını getirsinler, eğer doğrulardan iseler.

sevginur
24. January 2013, 08:08 PM
O halde Bana bırak bu sözü [ilâhî mesajı] yalanlayanları!

Biz onları bilmedikleri yerden yakalayacağız.
Ve Ben, onların iplerini uzatırım,
[süre tanır, mühlet veririm]
çünkü..
benim fendim/tuzağım zordur/sağlamdır.



Kalem süresi 44-45

merdem
25. January 2013, 06:41 AM
Sebe Suresi / 5 – Ve şu, ayetlerimi de aciz bırakanlar olarak çalışanlar [mucizelerden uzak tutanlar]; işte onlar, elem verici kötü azaptan bir azap kendileri için olanlardır.

merdem
26. January 2013, 01:41 AM
Rabbi ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabbi'ne!" BAKARA / 131

Bilgi
26. January 2013, 06:10 PM
Al-i imrân:7-9

Allah, sana bu kitabı indirendir. Bu kitaptan bir kısmı yasa içeren âyetlerdir ki bunlar, kitabın anasıdır. Diğerleri de benzeşen anlamlılardır. Amma, durum bu iken, kalplerinde kaypaklık/tutarsızlık olan kimseler, insanları dinden çıkarmak, ortak koşmaya sürüklemek ve onun anlamlarından en uygununun tesbitine yeltenmek için hemen ondan benzeşen anlamlı olanlarının peşine düşerler. Hâlbuki onun anlamlarından en uygun olanının tesbitini ancak Allah ve –“Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır. Rabbimiz! Bize kılavuzluk ettikten sonra kalplerimizi çevirme! Bize Kendi nezdinden rahmet lütfet! Şüphesiz Sen, bol bol lütfedenin ta kendisisin. Rabbimiz! Şüphesiz Sen, insanları, kendisinde hiçbir şüphe olmayan gün için toplayansın. Şüphesiz Allah, verdiği sözden dönmez” diyen– o bilgide uzman olanlar bilirler. Ve sadece kavrama yetenekleri olanlar öğüt alırlar.

merdem
26. January 2013, 09:05 PM
"Ve Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek biri yoktur. O, en iyi işitendir, en iyi bilendir." "ENAM 11

merdem
28. January 2013, 04:38 AM
“Oku! Yaratan Rabbinin adıyla!
İnsanı sevgiden/ilgiden/alâkadan yarattı!
Oku! Senin Rabbin çok cömerttir!
Kalemi kullanmayı öğretti!
İnsana bilmediği şeyleri öğretti!” (96/1–5)

Bilgi
28. January 2013, 11:06 PM
Hadid:11

Kimdir o, Allah'a güzel bir ödünç verecek olan kişi ki Allah da onun için kat kat artırsın! Onun için şerefli bir ödül de vardır.

merdem
28. January 2013, 11:40 PM
Hadid / 12: O gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında koşar iken görürsünüz. «Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar olarak altından ırmaklar akan Cennetlerdir.» İşte 'büyük kurtuluş ve mutluluk' budur.

40tr40
28. January 2013, 11:56 PM
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ
FATİHA(5)
5. إِيَّاكَ نَعْبُدُ وَإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
5. İyyâke na’budu ve-iyyâke nesta’în(u)
5. (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.

merdem
29. January 2013, 02:29 AM
NECM / 26Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dileyip razı oldukları için, izin vermesinden başka onların şefaatleri (aracılık etmeleri) hiçbir şeyle yarar sağlamaz.

Bilgi
29. January 2013, 10:24 PM
Hâkka:38-48
Artık gördüklerinize ve görmediklerinize kasem olsun ki şüphesiz Kur’ân, şerefli bir Elçi sözüdür. Ve o, bir şair sözü değildir. –Siz ne az inanıyorsunuz!– Bir kâhin sözü de değildir. –Siz ne az düşünüyorsunuz/öğütleniyorsunuz!– Kur’ân, âlemlerin Rabbinden indirilmedir.
Eğer Elçi/Muhammed, bazı sözleri Bizim sözlerimiz olarak ortaya sürseydi, kesinlikle O'ndan tüm gücünü alırdık. Sonra O'ndan can damarını kesinlikle keserdik. Artık sizden hiç biriniz O'na siper de olamazdınız.
Ve şüphesiz Kur’ân, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için bir öğüttür.

merdem
29. January 2013, 10:46 PM
Hakka Suresi:

49. Ve Biz kesinlikle sizden yalanlayanların varlığını biliyoruz.

50. Ve şüphesiz o [Kur'ân], kâfirler için bir hasrettir.

51. Ve şüphesiz o [Kur'ân], kesin bilginin gerçeğidir.

52. O halde, çok büyük Rabbinin ismini tesbîh et [temize çıkar]!

merdem
31. January 2013, 01:40 AM
FURKAN / 16

Orada istedikleri her şey sonsuza dek onlar içindir. Bu Rabbimin yerine getireceği bir sözdür.

Bilgi
31. January 2013, 10:02 PM
Bakara:48
Ve hiçbir kimsenin başka bir kimseye herhangi bir şey için karşılık ödemediği, hiçbir kimseden yardımın, adam kayırmanın kabul edilmediği, kimseden fidyenin/kurtulmalığın alınmadığı ve hiçbir kimsenin yardım olunmadığı güne karşı Allah'ın koruması altına girin.

merdem
1. February 2013, 12:06 AM
BAKARA / 84–85. Ve hani Biz, sizin mîsâkınızı almıştık: Kanlarınızı dökmeyeceksiniz, kendilerinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız. Sonra siz tanıklık ederek ikrar verdiniz. Sonra, siz, işte, o kimselersiniz; nefislerinizi öldürüyorsunuz ve sizden bir grubu yurtlarından çıkarıyorsunuz. Onların aleyhinde günah ve düşmanlıkta yardımlaşıyorsunuz. Eğer onlar size esir olarak gelirlerse de onlar için fidyeleşirsiniz. Hâlbuki o; onların çıkarılmaları size haramlaştırılmıştır. Peki, siz Kitab'ın bir kısmına inanıp da bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şu hâlde içinizden böyle yapanların alacağı karşılık dünya hayatında bir rüsvalıktan başka nedir? Kıyâmet günü de azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Allah, yaptıklarınızdan gâfil [duyarsız] değildir.


Allah'im! Bu gün de ayni halti karistiriyorlar, asirlardir yapageldiklerinden hala vazgecmiyorlar. Üstüne üstlük bu ahlaksizlar kendilerini milletlerin en üstünü görüyorlar hem Allah katinda hemde yeryüzünde.

Rabbim! Senin lanet ettiklerine hepimiz lanet ediyoruz. Sen kimseye haketmedikce zulmetmezsin.

merdem
1. February 2013, 04:38 AM
Yasin / 59–64. Ayetler:

Ve ey günahkârlar! Bugün (şimdi) siz haydi ayrılın!
Ben, “Ey âdemoğulları! Şeytana kulluk etmeyin, kesinlikle o size apaçık bir düşmandır ve Bana kulluk edin, işte bu dosdoğru yoldur ve ant olsun ki o (şeytan) sizden birçok nesilleri saptırdı.” diye size ahd vermedim mi? Hâlâ aklını kullananlar değil miydiniz?
İşte bu, sizin vaat olunmuş olduğunuz cehennemdir.
İnkâr edip durduğunuz şeyler nedeniyle haydi bugün (şu an) yaslanın ona!

bartsimpson
1. February 2013, 11:05 AM
Bakara 104

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَقُولُوا رَاعِنَا وَقُولُوا انْظُرْنَا وَاسْمَعُوا وَلِلْكَافِرٖينَ عَذَابٌ اَلٖيمٌ

Ya eyyuhellezine amenu la tekulu raina ve kulunzurna vesmeu, ve lil kâfirine azabun elîm.

Ey iman edenler! “Râ’inâ (bizi gözet)” demeyin, “unzurnâ (bize bak)” deyin ve dinleyin. Kâfirler için acıklı bir azap vardır.

Kur’an-ı Kerim, Bakara suresi 104. ayet, sanki Allah ve Rasülü arasında şifreymiş gibi, sanki anlaşılması hiç mümkün olmayan ifadeler içeriyormuş gibi, nedense geçmiş ulema tarafından, tercümelerde ve tefsirlerde, Arapçadaki lafızlar olduğu gibi konarak, ayet manalandırılmaya çalışılmıştır. Hemen hemen hiçbir dönemde de, bu kelimelerin geçtiği cümleler anlaşılmamıştır. Yaşayan mealciler arasından kendilerini ferîd ü asr sayanlar birçok ayeti anlamadıkları gibi bu ayeti de anlamamışlardır.

“râi” müfaale babından emr-i hazır-emir kipidir. Ra’y, riayet ve merâ’ kökünden türemiştir. Bu kelime insanlar ve toplumlarla ilgili kullanıldığı zaman, toplumun liderliğini üzerine almak, toplumun meseleleriyle işleriyle ilgilenmek manasına gelir. Mefûlü-tümleci hayvanlar ve hayvan sürüleri olduğu zaman da, hayvanlara çobanlık etmek manasında kullanılar. Tabi, bu kökten, müfaale babında bir kelime türetince de, yukardaki manalara bir de müşareket-ortaklık manası eklenir.

Bu ifade, dini, siyasi ve idari otorite olanlara hitaben söylenebilecek bir sözdür. Başta Hz. Peygamber s.a. olmak üzere, idarecilere: dinî, siyasî, idarî otoriteni, bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan manasını ifade etmektedir. Ayrıca “rainâ” kelimesinin “rainen” şeklinde okumamasını da ihtiva eder. Bu takdirde kelime “raûnet” kökünden türemiş olur. Saçma sapan konuşan ahmak manasına gelir. Peygamber s.a.’e ve kendimize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin demektir.

“Ünzur” kelimesi de, “nazran, manzaran, manzaraten, tenzâren, nazarânen” mastarlarından türemiş emr-i hazır-muhataba hitabeden bir emir kipidir. Bu kelimenin burada 8 manasının, sekizi de kullanılmıştır. Nazırluk, nâzır kelimeleri de bu köklerin türevidir.

Kulak vermek, destek ve imkan sağlamak, gelecek hesabı yapabilmek, ihtilafları halletmek, meseleleri zamana yayarak çözmek, danışarak tedbir ile yönetmek, meclis ve hükümet kurmak, bakanlar ve hakimler tayin etmek manalarına gelir. Bu kelime burada yalın kullanıldığı için bu manaların hepsine açıktır. Buradaki “ismeû” kelimesi de yalın kullanıldığı için bir çok manalara açıktır. Kur’an’a, sünnete kulak vermekten tutun da, idarecilerin emir ve kararlarını, dinlemeye, yerine getirmeye kadar her şeyi içine alır.

2/104 Ey iman nimetine kavuşanlar, peygambere ve idarecilerinize,

"-Dinî, siyasî ve idarî otoriteni bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatle-rimizi gözetip kollayarak kullan" demeyin, peygambere ve kendinize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin.

"- Kur’an, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, se-simize kulak veren, yardım, destek ve im-kân sağlayan, bize neler kazandırılabilece-ğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden, meseleleri zamana yayarak çözen, danışa-rak tedbir ile bizi yöneten hükümet ve meclis kur, bakanlar ve hâkimler tayin et" deyin.Rasulullahın tebliğini,teşriini,uygulamak-hayata geçirmek niyetiyle,can kulağı ile dinleyin. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler için can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.

(Yazı alıntıdır)

Günümüz şartlarına ne kadar uyan bir ayet...

merdem
1. February 2013, 12:18 PM
Cok haklisin Bart Kardesim,

Güzel bir konuya ilismissin. Tesekkürler.

Hem Kur'an kendi kendisini aciklar diyorlar, tabiiki Arabca bilenler icin, ama meallere gelince Arapca kelimelerin Türkce karsiligi alinmadigi zaman, yine kendi kendini aciklayan Kur'an Arapcaya hakim olamayan kullar icin bir muamma kaliyor.

Basliyoruz lügatlar karistirmaya. Madem adina MEAL diyorlar, ozaman özel isimler haricindeki tüm sözcükleri anlasilir bir Türkce ile yazmalari elbette bizler icin daha makbul olacaktir.

Selam ve dua ile.

merdem
1. February 2013, 10:00 PM
MÜZZEMMIL Suresi:

1- Ey örtüsüne bürünen!
2- Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç,
3- gecenin yarısını ayakta geçir veya bundan biraz eksilt!
4- Ya da buna biraz ekle! Ve Kur’ân’ı düzgünce düzene koy!
5- Doğrusu, Biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız.

Bilgi
1. February 2013, 10:02 PM
İbrahim:40-41
Rabbim! Beni salâtı ikame eden kıl! Soyumdan da. Rabbimiz! Duamı da kabul et! Rabbimiz! Hesabın kurulduğu günde benim için, anam-babam için ve müminler için mağfirette bulun!" demişti.

merdem
1. February 2013, 10:53 PM
İbrahim:40-41
Rabbim! Beni salâtı ikame eden kıl! Soyumdan da. Rabbimiz! Duamı da kabul et! Rabbimiz! Hesabın kurulduğu günde benim için, anam-babam için ve müminler için mağfirette bulun!" demişti.


Kurban oldugum Rabbim! Bu ne güzel bir dua. Ayetleri okudugumda her zaman tenim titremiyorsa, gözlerimden yaslar akmiyorsa, en azindan bu dua yeterli beni titretmeye ve aglatmaya.

Allah'in selami tüm peygamberlerinin , müminlerin üzerine olsun,

Bilgi Kardesim, hüngür hüngür aglattin beni. Allah senden razi olsun.

Düsünebiliyormusunuz kardeslerim, bir Peygamber, hem Rabbimiz O'nu DOST tanimistir, bizler icin dua ediyor. Rabbim, nasil olurda mü'minligi red ederim ben, SEN kabul olunmayacak duayi ettirmessin, SEN bu mübarek ZAT'in dualarini elbette kabul edeceksin. Rabbimiz, bizleri yolundan ayri düsürme!

merdem
2. February 2013, 02:06 AM
HUCURAT Suresi / 2. Ey iman etmiş kimseler! Seslerinizi peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize yüksek sesle bağırdığınız gibi, peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz bilincinde olmadan amelleriniz boşa gidiverir.

Selam olsun O'na ve Allah'in tüm Elcilerine.

merdem
2. February 2013, 11:01 AM
Euzubillahiminesseytanirracim

Bismillahirrahmanirrahim.





*sakin ol merdem, sakin ol. Galip kardesin ne derse desin sinirlenme sakin ol. Aksilik etme. Rabbinin severek yarattigi kullarini sen de sev. Sana merhametli olan Rabbin gibi sende kullarina karsi merhametli ol. Sevgi ve saygida asiri gitme. Sesini yükseltip kimseyi dariltma. Basa cikamiyacagin durumlarda da her zamanki gibi Rabbine sigin.*

Günümü kurtardim sayilir:)

merdem
3. February 2013, 01:40 AM
Ra'd Suresi 27–29,31.


Yine o küfretmiş olan kimseler, "Ona Rabbinden bir Âyet indirilmeli değil miydi, eğer kendisiyle dağların yürütüldüğü, yerin parçalandığı veya ölülerin konuşturulduğu bir Kur'ân olsaydı…" diyorlar. De ki: "Şüphesiz Allah, dilediğini şaşırtır ve gönülden bağlanan kimseleri; inanan ve kalpleri Allah'ı anmakla yatışan kişileri kendisine kılavuzlar." Gözünüzü açın! Kalpler yalnız ve yalnız Allah'ı anmakla yatışır/tatmin olur. İman etmiş ve sâlihâtı işlemiş kimseler; tuba [güzellikler, müjdeler] ve güzel dönüş yeri sadece onlar içindir. Aslında emrin tümü Allah'ındır. İman edenler hâlâ anlamadılar mı ki, eğer Allah dilemiş olsaydı, kesinlikle insanların tümüne hidayet ederdi. İnkâr eden kimseler, Allah'ın vaadi gelinceye kadar, yaptıkları dolayısıyla ya başlarına çetin bir belâ çatacak veya yurtlarının yakınına inecek. Şüphesiz Allah verdiği sözden dönmez/miadını şaşırmaz.

sevginur
3. February 2013, 01:54 AM
Şimdi sen emrolunduğunu

açıkça bildir ve müşrik lerden yüz çevir.

Şüphesiz ki Biz,

Allah ile birlikte başkasını ilâh edinen

şu alay eden kimselere karşı sana yeteriz.

Artık onlar yakında bileceklerdir.

Abese 94–96.

Bilgi
3. February 2013, 09:13 PM
Nur:45-46
Ve Allah, her canlıyı sudan oluşturdu. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimileri iki ayak üzerinde yürümekte, kimi de dört ayak üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini oluşturur. Hiç şüphesiz Allah, her şeye en iyi güç yetirendir.
Andolsun ki Biz, açıkça ortaya koyan âyetler indirdik. Ve Allah, dileyen kimseyi dosdoğru yola iletir.

merdem
4. February 2013, 03:50 PM
FATIHA / 2

Övme ve Övülme Alemlerin Efendi'si ALLAH'a mahsustur.

sevginur
4. February 2013, 10:39 PM
Elif, Lam, Ra.
[Bu] Allah'tan başkasına kulluk etmeyin [sadece Allah'a kulluk edin] diye Âyetleri hikmet içertilmiş/ bozulması engellenmiş, bir de Hâkim [hikmetler koyan/engelleyen], Habîr [her şeyden haberdar olan Allah] tarafından detaylandırılmış bir kitaptır:
"Şüphesiz ben sizin için O'nun tarafından bir uyarıcı ve bir müjdeciyim. Ve Rabbinize bağışlanma isteyin, sonra ona tövbe edin ki sizi, adı konmuş bir süreye kadar güzelce yararlandırsın. Ve her fazilet sahibine lütfunu versin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin aleyhinize olan büyük bir günün azabından korkarım. Dönüşünüz yalnızca Allah'adır. Ve O her şeye gücü yetendir."

Hud süresi1–4.

Bilgi
5. February 2013, 12:48 AM
Beyyine:7-8
Şüphesiz inanan ve sâlihâtı işleyen kimseler, yaratılanların en hayırlılarının ta kendileridir.
Onların, Rableri katındaki ödülleri, içinde sürekli kalanlar olarak altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine bilgiyle, sevgiyle, saygıyla ürperti duyan kimseler içindir.

merdem
5. February 2013, 09:31 AM
ZUMER / 54:

Onun için, başınıza azap gelmeden önce Rabbinize dönün ve Ona teslim olun; sonra kimseden yardım göremezsiniz.

Bilgi
5. February 2013, 09:22 PM
Tekvir:17-18
Kur’ân'ı dinlememek için saklananların, kaçanların durumunu, gerçeği örtbas etmenin-cehaletin gidişini, aydınlığın- reşitliğin gelişini kanıt gösteririm ki kuşkusuz bu, güçlü, Arş'ın/en büyük tahtın sahibi'nin yanında çok değer verilen, itaat edilen, güvenilen değerli bir elçi sözüdür.

khaos
6. February 2013, 05:06 AM
ANKEBÛT 69
Bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız. Allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.

Bilgi
6. February 2013, 11:22 PM
Ahkâf:15
Ve Biz insana, ana ve babasına iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi yükümlülük olarak ulaştırdık.
Anası onu zahmetle taşıdı ve zahmetle bıraktı/ doğurdu. Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır. Sonunda insan, olgunluk çağına ulaştığı ve kırk seneye geldiğinde: “Rabbim! Bana ve anama- babama ihsan ettiğin nimetlerine karşılık ödememi ve Senin hoşnut olacağın sâlihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap/s âlih kimseler ver. Şüphesiz ben Sana yöneldim. Ve ben şüphesiz müslümanlardanım” dedi.

merdem
7. February 2013, 09:15 AM
TEVBE / 100:


Muhacir, Ensar ve onlara iyi yolda tabi olanlardan ilk önce koşanlardan Allah hoşnut olmuştur. Onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır. Allah onlara altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte en büyük mutluluk budur.

sevginur
7. February 2013, 04:04 PM
Bizi, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınlığa saplanmışların yolunun dışındaki, kendilerine nimet sunduklarının yolu olan dosdoğru giden yola ilet!

Fatiha süresi 6,7.

Bilgi
7. February 2013, 09:43 PM
Nebe:38-40
İndirilmiş âyetler ve vahiy, tanık olarak saf saf dikildikleri gün, Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. Ve o izin verilen, doğruyu söyler: “İşte bu, hak gündür. Artık dileyen Rabbine bir sığınak edinir. Şüphesiz Biz sizi yakın bir azap ile uyardık.” O gün, kişi iki gücünün/mal ve çevresinin ne takdim ettiğine bakar/yaptıklarıyla yüz yüze gelir ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını ve
rabliğini bilerek reddeden kişi: “Ah ne olaydı, ben bir toprak olsaydım” der.

merdem
7. February 2013, 11:12 PM
AL-İ İMRAN SÛRESİ


85. Ve kim İslâm'dan başka bir din ararsa, o takdirde hiç bir zaman ondan kabul edilmeyecektir. Ve o [İslâm'dan başka din arayan kimse], âhirette zarar edenlerden olacaktır.

sevginur
8. February 2013, 12:11 AM
De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülkü Kendisinin olan, Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah'ın, size, hepinize gönderdiği elçiyim. O hâlde doğru yolu bulmanız için Allah'a ve O'nun sözlerine iman eden, Ümmî Peygamber olan Elçisi'ne iman edin ve o'na uyun.”



(A’af/158)

sevginur
8. February 2013, 07:40 AM
Şuara23 - İşte bu, Allah iman eden, salihatı işleyen kullarına müjdelediği şeydir. - De ki: “Ben onun üzerine [bu tebliğime karşı] sizden yakınlıkta sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum.”- Ve her kim bir iyilik/ güzellik yaparsa biz onun için onda iyiliği/ güzelliği artırırız. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, karşılığını verendir.

sevginur
8. February 2013, 07:42 AM
İşte bunlar, Bizim sana hakk ile okumakta olduğumuz Allah'ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık Allah’tan ve âyetlerinden sonra hangi söze/ hangi olguya inanacaklar?
Casiye 6 -

merdem
8. February 2013, 09:26 AM
39 / ZUMER - 53


De ki: "Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafur, mutlak Rahim'dir."

sevginur
8. February 2013, 09:33 AM
Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.

Nahl 98-süresi

sevginur
8. February 2013, 08:09 PM
(Bakara; 177) Yüzlerinizi doğuya ya da batıya çevirmeniz birr değildir. Ama birr, Allah'a, ahir [son] güne, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanmak; sahip olduklarından akrabalara, yetimlere, yoksullara, yolcuya, dilenenlere ve boyundurukları çözmeye, [hürriyeti olmayanların hürriyetlerine kavuşmaları için] Allah sevgisi için vermek, namazı kılmak, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte içtenlikli olanlar bunlardır. İşte bunlar takvalıların ta kendisidir.

sevginur
8. February 2013, 08:11 PM
(Bakara; 18). Sana hilallerden [yeni aylardan] soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hacc için, zaman ölçmeye yarar." Evlerinize arka taraflarından girmeniz birr değildir. Ama birr, takvalı davranmaktır. Öyleyse, evlerinize kapılarınızdan girin. Ve Allah'a takvalı davranın. Belki başarıya erenlerden [kurtulanlardan] olursunuz!




BİRR:

"Takva" sözcüğünün anlamdaşı durumunda olan برّ - birr sözcüğü, "her türlü hayır ve iyilik işlerinde genişlik, ihsan, itaat, doğruluk, bol bol iyilik" demektir. Sözcük, bu geniş anlam alanıyla her türlü iyiliği, ihsanı ve hayırlı davranışı kapsamaktadır.

sevginur
8. February 2013, 08:12 PM
(Al-iImrân; 92) Sevdiğiniz şeylerden bağışlamadıkça asla birr'e eremezsiniz. Siz her neyi bağışlarsanız, evet, Allah onu bilir.

sevginur
8. February 2013, 08:13 PM
(Bakara; 44) Siz insanlara birr'i buyuracaksınız da kendinizi unutacak mısınız? Oysaki Kitap'ı okuyorsunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?.

merdem
9. February 2013, 02:37 AM
NİSÂ - 155

Onların başlarına gelen ceza, ahitlerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve 'Kalplerimiz örtülüdür' demeleri yüzündendir-ki, onların kalplerini inkârları sebebiyle Allah mühürlemiştir de onun için pek azı iman eder.

sevginur
9. February 2013, 07:06 AM
Rum süresi 21. Yine O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki, bunda tefekkür edecek bir kavim için nice âyetler vardır.

Bilgi
9. February 2013, 06:40 PM
Şûrâ:13
Allah, dinden Nuh'a yükümlülük olarak ulaştırdığı şeyi, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Mûsâ’ya ve İsa'ya yükümlülük olarak ulaştırdığımız şeyi yaşam yolu yaptı: “Dini hayata geçirin, ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Senin kendilerini davet ettiğin şey, ortak koşan kimselere ağır geldi. Allah, dilediğini kendine seçer ve kalpten yöneleni de o davet edilene kılavuzlar

Bilgi
9. February 2013, 06:45 PM
Zuhruf:5
Peki, Biz, siz sınırı aşan bir toplum oldunuz diye o Öğüt'ü/ Kur’ân'ı size göndermekten vaz mı geçelim?

sevginur
9. February 2013, 07:56 PM
istediğinizle başbaşa bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz? Hayır, hayır! Sizi başıboş bırakmıyoruz. İnanmanız ve yapmanız gerekenleri ısrarla önünüze koyacağız. Sonra da bunların hesabını sizden soracağız."TEVBE Suresi 16

40tr40
9. February 2013, 08:28 PM
Beyyine Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
7. İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.

sevginur
10. February 2013, 06:54 AM
Ahkaf 13- Şüphesiz işte şu: “Rabbimiz Allah’tır” deyip, sonra da dosdoğru olan kişiler üzerine hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

40tr40
10. February 2013, 08:08 PM
Ankebût Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
6. Cihad eden, ancak kendisi için cihad etmiş olur. Şüphesiz Allah, alemlerden müstağnidir. (O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).

sevginur
10. February 2013, 08:43 PM
8. Âyet: Ve arzularını yalnızca Rabbine yönelt!

rabbimizden istemenin sığınmanın verdiği haz beden dilimize ve ruhumuza yansıyor elbetteki başkaları buna gıpta edecekki bir tek rabbimize yönelten duyguyu tanısınlar..

Bilgi
10. February 2013, 11:29 PM
Fatır:5
Ey insanlar! Hiç şüphesiz, Allah'ın yapmak için verdiği söz gerçektir. Onun için bu basit dünya yaşamı sizi aldatmasın. Ve sakın o aldatıcı, sizi, Allah ile aldatmasın. Şüphesiz o şeytan, sizin için düşmandır. Onun için siz de onu düşman edinin. Şüphesiz şeytan kendi taraftarlarını alevli ateşin ashâbından olmaları için çağırır.

merdem
11. February 2013, 12:11 AM
2:133 - Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği zaman, oğulları; "Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız." dediler.

sevginur
11. February 2013, 12:57 AM
(İsrâ: 81) Ve de ki: "Hakk geldi, bâtıl yok oldu. Şüphesiz bâtıl yok olup gider."

sevginur
11. February 2013, 07:45 AM
(Lokmân: 16) Ve hani bir zaman Lokmân,oğluna öğüt vererek, "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, hiç şüphesiz ki şirk [Allah'a ortak koşmak], kesinlikle büyük bir zulümdür.
Ey oğulcuğum! Şüphesiz o [şirk, işlenen kötülük] bir hardal tanesi ağırlığında olup da bir kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde olsa, Allah onu getirecektir. Şüphesiz Allah en latif, hakkıyla haberdar olandır.
Yavrucuğum! Salâtı ikâme et, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Sana isabet edene de sabret. Şüphesiz bunlar, işlerin kesin olanlarındandır. Ve insanlar için avurdunu şişirme [suratını asma] ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Şüphesiz ki Allah bütün övünen ve kuruntu edenleri sevmez. Ve yürüyüşünde mutedil ol, sesinden kıs. Şüphesiz seslerin en yadırgananı kesinlikle eşeklerin sesidir" demişti.

ates demir
11. February 2013, 04:59 PM
Zumer 54

1. ve enîbû : ve yönelin
2. ilâ rabbi-kum : Rabbinize
3. ve eslimû : ve teslim olun
4. lehu : ona
5. min kabli : önceden
6. en ye'tiye-kum : size gelmesi
7. el azâbu : azap
8. summe : sonra
9. lâ tunsarûne : yardım olunmazsınız

Zumer 55

1. vettebiû (ve ittebiû) : ve tâbî olun
2. ahsene : ahsen, en güzel
3. mâ : şey
4. unzile : indirildi
5. ileykum : size
6. min : den
7. rabbi-kum : (sizin) Rabbiniz
8. min : den
9. kabli : önce
10. en ye'tiye-kum : size gelmesi
11. el azâbu : azap
12. bagteten : ansızın
13. ve entum : ve siz
14. lâ teş'urûne : farkında olmazsınız

ates demir
11. February 2013, 05:18 PM
"Ve enîbû ilâ rabbikum ve eslimû lehu"
nasıl yapılır sorusuna yanıt
"Vettebiû ahsene mâ unzile ileykum min rabbikum" değil mi?
Sizce??

merdem
11. February 2013, 07:25 PM
“Dediler ki: ‘Şu hayvanların karınlarında olanlar yalnız erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise haram kılınmıştır. Şayet (yavru)ölü doğarsa, o zaman (kadın erkek)hapsi onda ortaktır.’ Allah bu değerlendirmelerinin cezasını verecektir... Allah’ın kendilerine verdiği rızkı Allah’a iftira ederek (kadınlara)haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir.” (En’am 6/139-140)

ates demir
11. February 2013, 08:36 PM
Sayin merdem
Verilen ayet grubunun mealini dogru bulmuyorum.
Ölü var ama ölü doğum yok.
Karın kelimesinin karşılığı batın dır. Butun değil.
Olayın özü kadınların her ikisi de hayattayken bile erkeklerin mallarına ortak olduğudur. Sadece erkek öldüğünde değil. Algım simdilik budur. En doğrusunu Allah bilir.
Sevgilerimle

merdem
11. February 2013, 09:32 PM
139 – Ve onlar; “Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Eğer ölü olursa o zaman onlar onda ortaklardır” dediler. O [Allah], onların nitelemelerini onlara ceza olarak verecektir. Şüphesiz O, Hakîm’dir Alîm’dir.
140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah`ın kendilerine verdiği rızkı, Allah`a iftira ederek haram kılanlar kesinlikle zarara uğradılar. Onlar, kesinlikle sapmışlardır ve onlar hidayete ermişler değillerdir.



139. ayette, Araplarca uydurulmuş bir başka yasa dile getirilmektedir. Bu yasaya göre, ana karnından yeni doğmuş hayvanların etleri, hayvan ölü doğmadıkça erkeklere helal, kadınlara haram sayılmaktaydı. Allah’a iftira niteliğindeki bu yasa, aynı zamanda müşrik Arapların kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yaptıklarını da göstermektedir.

Bir cok yerlerde ayni aciklamada bulunulmus, ister ölü olarak ister canli olarak bulunduklari yer karinda degilmidir? Yoksa rahimlerdeki demek lazim?

Hastahanelerde gün ve gün hep dogum icin giden kadinlar hep mi canli bir bebek sahibi oluyorlar? Dünyaya gözleri acmak ve acmamak. Ilki dogmus oluyor ikincisi ne oluyor gözlerini acamaz nefes alamazsa? Disariya ölü olarak atildi mi deniliyor?

Türkcem yeterli gelmiyor herhalde, ben baska terim bilmiyorum.

sevginur
12. February 2013, 01:02 AM
Sonra da Yahudileşen kimselerden olan zulüm, onların birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları hâlde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle kendilerine helâl kılınmış temiz şeyleri haram kıldık. Ve onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık. (Nisa/160, 161)

sevginur
12. February 2013, 08:23 AM
Nahl 90 :Şüphesiz Allah, adaleti, iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi ve yakınlara vermeyi emreder; hayâsızlıktan, kötülükten ve azgınlıktan nehyeder. O, düşünüp öğüt alırsınız diye size öğüt verir.

merdem
12. February 2013, 12:44 PM
Enfal / 29 :

Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırdedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.

Bilgi
12. February 2013, 06:30 PM
Ankebût:10-11
İnsanlardan kimi de vardır ki, ‘Allah'a inandık’ der, sonra da Allah uğrunda eziyet olunduğu zaman, insanların verdiği sıkıntıyı Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelecek olsa, kesinlikle, ‘Şüphesiz biz sizinle beraber idik’ diyeceklerdir. Hâlbuki Allah, onların göğüslerindekileri en iyi bilen değil midir?
Ve Allah, elbette iman etmiş kişileri bilir/ bildirir, elbette ikiyüzlüleri de bilir/ bildirir.

sevginur
12. February 2013, 09:38 PM
Ve [inkâr edenler] "Rabbinden bize bir Âyet [mu’cize] getirse ya!" dediler. Onlara ilk sahifelerde olan apaçık deliller gelmedi mi? Ve eğer Biz, onları bundan önce bir azap ile helâk etseydik, muhakkak "Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce Senin Âyetlerine uysaydık" diyeceklerdi.
De ki: "Herkes beklemektedir. Siz de bekleyiniz. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolu bulduğunu yakında bileceksiniz.


133–135.Taha süresi

merdem
13. February 2013, 12:17 AM
Sayin merdem
Verilen ayet grubunun mealini dogru bulmuyorum.
Ölü var ama ölü doğum yok.
Karın kelimesinin karşılığı batın dır. Butun değil.
Olayın özü kadınların her ikisi de hayattayken bile erkeklerin mallarına ortak olduğudur. Sadece erkek öldüğünde değil. Algım simdilik budur. En doğrusunu Allah bilir.
Sevgilerimle

Degerli Ates Kardesim,

Hakki Yikmaz Hocamizdan kisa bir aciklama:


Mekke müşrikleri Allah’ı bilen ve O’na inanan insanlardı. Bu sebeple de, elde ettikleri ürünlerden ve kendilerine yararı dokunan hayvanlardan bir kısmını Allah’ın payı olarak bir kenara ayırma alışkanlıkları vardı. Ne var ki, ürün ve hayvanların bir kısmını da putların temsil ettiği aile veya kabile tanrılarına sunmaktaydılar. Çünkü bu müşrikler, kendi uydurdukları tanrıların, meleklerin, cinnlerin, yıldızların, ölmüş atalarının ruhlarının kendileri için Allah yanında şefaatte bulunduklarına inanıyorlar ve Allah`ın da bu şefaatçilere karşı çok yumuşak ve lütufkâr olduğunu kabul ediyorlardı. Bu sebeple de tüm bu şefaatçilerin kendilerine iyi davranmaları için onların paylarına çok daha büyük önem gösteriyorlardı. Mesela sanki Allah emretmiş gibi, Bahira, Saibe, Vesile adlı hayvanları putlara kurban etmek için ayırıp onları işe koşmazlar, Ham denilen hayvanı da saygıya layık görüp üzerine binmezlerdi. Ayrıca bu hayvanların isimlerinin Allah tarafından bildirildiğine inanırlardı.

139. ayette, Araplarca uydurulmuş bir başka yasa dile getirilmektedir. Bu yasaya göre, ana karnından yeni doğmuş hayvanların etleri, hayvan ölü doğmadıkça erkeklere helal, kadınlara haram sayılmaktaydı. Allah’a iftira niteliğindeki bu yasa, aynı zamanda müşrik Arapların kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yaptıklarını da göstermektedir.

Selam ve dua ile.

merdem
13. February 2013, 02:11 AM
TEKASUR SURESI:

1- Çoğaltma yarışı sizi eğlendirip oyaladı.
2- Kabirleri ziyaret edişinize dek.
3- Hayır… Hayır… Yakında bileceksiniz.
4- Sonra [bir müddet sonra], hayır… Hayır… Yakında bileceksiniz.
5–6- Hayır… Hayır… Eğer ki ılme’l-yakîn [kesin bilgi] ile bilirseniz cahîmi [çılgınca yanan ateşi] mutlaka görürsünüz.
7- Sonra [bir müddet sonra] onu ayne’l-yakin [gözle görmüşçesine gerçek olarak] mutlaka göreceksiniz.
8- Sonra o gün siz nimetten mutlaka sorulacaksınız.

merdem
13. February 2013, 03:37 PM
YASIN Suresi

26, 27- Denildi ki: “Haydi gir cennete!” (O da) Dedi ki: “Ne olurdu! Kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni onurlandırılanlardan kıldığını bir bilselerdi.”

40tr40
13. February 2013, 08:17 PM
Kasas Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

88. Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur. O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.

40tr40
13. February 2013, 08:54 PM
HUCURÂT SURESİ
Bismillâhirrahmânirrahîm
16-De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.HUCURÂT

merdem
13. February 2013, 10:05 PM
Kasas Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

88. Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur. O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.


InsaAllah Kardesim, icimizde bilmedigimiz, farkinda olmadigimiz gizli ilahlarimiz yoktur. En büyük korkum odur. Bilinenlerden, görünenlerden sakinmamiz kolay da, suuraltinda bilincimin disinda yerlesenlerden Rabbime siginirim. Her insanin muhakkak bir iki zaafi vardir, ileri derece olmadiktan sonra mühim degil, onlari alt etmesi, yenmesi kolay olur.

sevginur
14. February 2013, 06:46 AM
(Al-i İmran: 19) Şüphesiz Allah nezdinde din, İslâm'dır. …

(Al-i İmran: 85) Ve kim İslâm'dan başka bir din ararsa, o takdirde hiçbir zaman ondan kabul edilmeyecektir. Ve o [İslâm'dan başka din arayan] âhirette zarar edenlerden olacaktır.

40tr40
14. February 2013, 09:50 PM
Haşr Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
22. O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır.
23. O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
24. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.

sevginur
14. February 2013, 10:18 PM
isâ apaçık delillerle geldiği zaman dedi ki:
“Ben size hikmeti [zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri] getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O hâlde Allah'a karşı takvâlı olun ve bana itaat edin. Şüphesiz ki Allah;
O, benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir.
Öyle ise O'na kulluk edin.
İşte bu, doğru bir yoldur.

(Zuhruf/63-64)

40tr40
14. February 2013, 11:31 PM
Hucurât Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

16. De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

Kalem Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.


37. Yoksa size ait bir kitap var da, (bu batıl inanışları) onda mı okuyorsunuz?

Sâffât Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

157. Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!

Bilgi
14. February 2013, 11:56 PM
Müzzemmil:8-9
Rabbinin adını an ve tüm benliğinle O'na yönel! , doğunun ve batının; tüm yönlerin Rabbidir. O'ndan başka, tanrı diye bir şey yoktur. Bu nedenle O'nu vekil et; “tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” olarak tanı!

sevginur
15. February 2013, 12:04 AM
insan süresi 28: Biz, onları Biz yarattık. Bedenlerini Biz sağlam yaptık. Dilediğimizde de benzerleriyle değiştirdikçe değiştiririz.

(Vâkıa: 60–62) Ölümü aranızda Biz takdir ettik Biz. Ve Biz, sizi benzerlerinizle değiştirmemiz ve sizi bilmediğiniz bir şeyde inşa etmemiz üzerine, önüne geçilenler değiliz. Ve andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Peki, düşünüp öğüt almanız gerekmez mi?

(Nisâ: 133) Eğer O [Allah], dilerse sizi giderir ey insanlar ve başkalarını getirir. Ve Allah, buna en iyi güç yetirendir.

(Fâtır: 16–17) Eğer O dilerse sizi giderir [yok eder] ve yepyeni bir yaratmayı/halkı getirir. Bu, Allah'a hiç güç de değildir.

(Muhammed: 38) İşte sizler, Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz. Öyleyken sizden kimileri cimrilik ediyor. Ve kim cimrilik ederse, artık kendi benliğinden cimrilik ediyordur. Ve Allah zengindir, siz ise fakirlersiniz. Eğer siz yüz çevirirseniz O [Allah], yerinize sizden başka bir toplum getirir. Sonra onlar, sizin benzerleriniz olmazlar.

merdem
15. February 2013, 03:51 AM
Ibrahim Suresi

26 – “Kötü bir söz”ün durumu da, yerden koparılmış, sabit kalma imkânı olmayan kötü bir ağaca benzer.

merdem
15. February 2013, 04:06 AM
Asr Suresi

1 - Asra Andolsun ki,
2–3-İman eden, sâlihât işleyen, hakkı tavsiyeleşen ve sabrı tavsiyeleşenlerin haricindeki tüm insanlar kesinlikle tam bir hüsran/kayıp-zarar içindedir.

sevginur
15. February 2013, 10:46 AM
(En'âm: 160) Kim iyilik getirirse, artık ona onun [getirdiğinin] on misli vardır. Kim de kötülük getirirse, artık o, sadece onun misliyle cezalandırılır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

sevginur
15. February 2013, 11:17 PM
(Yûsuf; 111) Andolsun onların kıssalarında kavrama yeteneği olanlar için bir ibret vardır. Bu [Kur'ân] uydurulan bir söz değildir. Ancak kendinden evvelkilerin tasdiki, inananlar için her şeyin detaylandırılması, bir yol gösterme ve rahmettir.

40tr40
16. February 2013, 01:22 AM
Hûd Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

9. Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.
10. Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette "Kötülükler benden gitti" der. Çünkü o (bunu derken) şımarıktır, kibirlidir.

sevginur
16. February 2013, 07:02 AM
Bismillâhirrahmânirrahîm.

(Yûnus: 15) Ve Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda, Bize kavuşmayı ummayanlar; "Bundan başka bir Kur'ân getir yahut bunu değiştir." dediler. De ki: "Onu nefsimin [kendimin] öngörmesiyle değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, kesinlikle büyük bir günün azabından korkarım.

40tr40
16. February 2013, 11:32 PM
Hâkka Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

41. Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
42. Bir kâhin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!
43. (O), âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

sevginur
16. February 2013, 11:46 PM
Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yoksa Biz kendilerine bundan önce bir kitap verdik de şimdi onlar, ona mı tutunuyorlar?(zuhruf süresi 21 )

Yoksa Biz onlara bir sultân [delil] indirmişiz de o [delil], onların O'na [Allah'a] ortak koştukları şeyleri mi söylüyor?(Rûm: 35)

Ve onlar bir iğrençlik yaptıkları zaman, "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti" derler. De ki: "Allah iğrençliği emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"(A'râf: 28)

merdem
17. February 2013, 02:50 AM
http://www.ayetler.com/data/link/KIYAMET/images/kiyamet%203-4.jpg

40tr40
17. February 2013, 11:47 AM
İnfitâr Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm
14. Kötüler de cehennemdedirler.
15. Ceza gününde oraya girerler.
16. Onlar (kâfirler) oradan bir daha da ayrılmazlar.

"Kafirler cehennemde ebedi mi kalacaklar?" sorusunun net cevabı.[infitar:18]

merdem
17. February 2013, 03:20 PM
http://www.ayetler.com/data/link/iNFiTAR/images/iNFiTAR%2017-19_jpg.jpg

40tr40
17. February 2013, 09:06 PM
Kasas Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

56. (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine[dileyene, kendi iradesiyle doğru yola yöneldiğini bildiği kullarına] hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

Bilgi
17. February 2013, 10:00 PM
En'am:32-33
Ve basit dünya hayatı, sadece eğlence ve oyundur. Son yurt/Âhiret yurdu ise, Allah'ın koruması altına girenler için kesinlikle daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?
Biz onların söylediklerinin seni kesinlikle üzdüğünü elbette biliyoruz. Ama onlar aslında seni yalanlamıyorlar; ama şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler Allah'ın âyetlerini bile bile reddediyorlar.

sevginur
17. February 2013, 10:12 PM
98- Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.
99, 100 - Şüphesiz ki iman etmiş ve Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde onun [Şeytan-ı Racim’in] hiçbir zorlayıcı gücü yoktur. Onun zorlayıcı gücü, ancak kendisini, Veli [yakın yardımcı ve kılavuz] edinenler ve Allah’a ortak koşanların ta kendileri olan kimseler üzerinedir. Nahl süresi

Gaşiye süresi
17 – Peki onlar [yeniden dirilmeye inanmayanlar], develere/ yağmur yüklü bulutlara bakmıyorlar mı; onlar, nasıl yaratılmış?
18 – Ve gökyüzüne (bakmıyorlar mı); o, nasıl yükseltilmiş?
19 – Ve dağlara (bakmıyorlar mı); onlar, nasıl dikilmiş?
20 – Ve yeryüzüne (bakmıyorlar mı); o nasıl yayılmış?


Nahl: 5–8)
Hayvanları O yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Siz onlardan bir kısmını da yersiniz. Ve onlarda [hayvanlarda], akşam vakti getirdiğinizde ve sabahleyin saldığınızda sizin için bir güzellik vardır. Ve onlar [hayvanlar], ancak canınızın bir parçası tükenerek ulaşabileceğiniz bir memlekete yüklerinizi taşırlar. Şüphesiz sizin Rabbiniz, kesinlikle çok şefkatlidir, çok merhametlidir. Ve O [Allah], kendilerine binesiniz, hem de ziynet olsun diye atları, katırları ve eşekleri yarattı. Ve O, bilmediğiniz şeyleri yaratıyor.

sevginur
17. February 2013, 10:24 PM
Kasas Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

56. (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

selamun aleykum Değerli kardeşim 40tr40..

Bu ayete göre ''Allah dileğine hidayet verir ''derken ,dileyen kendi iradesiyle doğru yola yöneldiğini bildiği kullarınamı ..?

Saygılarımla ..

40tr40
17. February 2013, 11:42 PM
selamun aleykum Değerli kardeşim 40tr40..

Bu ayete göre ''Allah dileğine hidayet verir ''derken ,dileyen kendi iradesiyle doğru yola yöneldiğini bildiği kullarınamı ..?

Saygılarımla ..

Aleyküm selam Sevginur Kardeşim.
Şüphesiz ki ikinci şıkkın Hakk'ın adaletine daha çok yakıştığı ve akılcı olduğu kesin. Ama benim gibi [çevirmenlerin insafına kalmış] ve arabi dil bilgisi ve gramerinden yoksun şahıslar için bu tür tökezlemelerin yaşanması kaçınılmaz. Tabi ki Rabbin terazisinde torpilin ve seçkin ruhban sınıfına(veli, seyyid, şıh, kavs...)ayrıcalığın yeri olmadığının , üstünlüğün takvada olduğunun , insanların tercihlerinden dolayı yargılanacağının bilincindeyim. Yine de bu söylediklerim mazeret olmamalı ve meal ya da çeviri tercihi yaparken daha dikkatli davranmam gerektiğini de biliyorum. Yine de en doğrusunu Allah bilir diyorum ve saygılar sunuyorum DUYARLI davranışınız için.

merdem
17. February 2013, 11:45 PM
selamun aleykum Değerli kardeşim 40tr40..

Bu ayete göre ''Allah dileğine hidayet verir ''derken ,dileyen kendi iradesiyle doğru yola yöneldiğini bildiği kullarınamı ..?

Saygılarımla ..


Sevgili Kardesim Sevginur,

Soru isaretini kaldirmaya yetermi asagidaki aciklama :p


Muhakkak ki sen, sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin (onun ruhunu Allah'a ulaştıramazsın). Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve O, muhtedileri (hidayete erenleri) daha iyi bilir.

1. inne-ke : muhakkak ki sen

2. lâ tehdî : hidayete erdiremezsin

3. men ahbebte : sevdiğin kişi

4. ve lâkinne allâhe : ve ancak Allah

5. yehdî : hidayete erdirir

6. men : kişi

7. yeşâu : dilediği

8. ve huve : ve o

9. a'lemu : en iyi bilendir

10. bi el muhtedîne : hidayete erenler

Hidayete erenlerin kimler olabilecegini Rabbimiz en iyi bilendir, kalblerimizdekini bildiginden dolayi, hidayeti dileyen kullarini bilir ve onlari hidayete erdirir.


Sevgi dolu selamlar karanlik ve soguk Berlin'den:)

merdem
17. February 2013, 11:49 PM
http://www.ayetler.com/data/link/BAKARA/images/bakara%20114.jpg

merdem
18. February 2013, 02:18 AM
http://www.ayetler.com/data/link/TEVBE/images/tevbe%2030.jpg

sevginur
18. February 2013, 09:07 AM
Kasas Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

56. (Resulüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine[dileyene, kendi iradesiyle doğru yola yöneldiğini bildiği kullarına] hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

Selamun aleykum değerli kardeşlerim..
Yorumlarınız bilgilerimi tasdikledi ve pekiştirdi ..Elhamdüllillah ..!
Allah bizlerden nasıl iman etmemiz gerektiğini , zulmedermi , Hidayetin açılımı , kimler bu kapsama giriyor ,kimler girmiyor.? vb sorularımıza gine Rabimiz kendisi açıklıyor.Allah, adildir insanlar arasında adaletle hükmeder.Dilese herkesi iman eden yada inkar eden yapabilir. Bu güç onun elindedir. Bu güce sahip olması adaletle hükmetmeyeceği anlamına getirmek.Allah tasavurunun yanlış algılamadır haşa '' Ve Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O`nun sözlerini değiştirebilecek biri yoktur. O, en iyi işitendir, en iyi bilendir.'' Allah adildir ve adalet ile hükmedecektir, Allahın açıkladığı şekilde düşünün. Size hiç bir haksızlık yapılmayacak O'na güvenin. Ayetde söylendiği gibi “Allah kulunun küfrüne rıza göstermez.Bu evreni yaratan yüce Allah, insana seçme hakkı vermiştir. Bu seçimine göre Allah insanı saptırır yada hidayete erdirir.
ilgili ayetlere bakılırsa, bu insanların sapmayı istedikleri ve inkarda oldukları görülecektir.
Allah sapmayı isteyene bu yönde sapkınlığını arttırmaktadır. Yoksa inanmak isteyen, samimi bir şekilde kendini Allah’a açan bir insanın saptırılması söz konusu değildir.
ibrahim süresi 4- Ve Biz onlara, açıkça ortaya koysun diye, her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğru yola iletir. Ve O, Azîz’dir, Hakîm’dir.

yunus 35 - De ki: “Ortaklarınızdan doğru yolu gösterecek olan kimdir?” De ki: "Allah, hakk olan doğru yola hidayet eder. O hâlde kim doğru yola kılavuz olur? O hâlde doğru yola kılavuz olan mı kendisine uyulmaya daha lâyıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı? O hâlde size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?"
anlaşılıyor ki, biz inananlara düşen görev, çok yakınlarımız da olsalar, insanları hidayete erdirmek değil bu bizim elimizde olan bir şey değil,Biz onlara Allah'ı anlatırız ve İslamı tebliğ ederiz. Bizler açık seçik her şeyi anlattıktan sonra inanmazlarsa bu kendi tercihleridir.Rabbimizin uyarılarını öğütlerini çok iyi anlamalarını gerekiyor'' Kim doğru yolu bulursa sırf kendi iyiliği için doğru yolu bulmuştur. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur. Ve hiçbir yük taşıyıcı başkasının yükünü çekmez. Ve Biz bir peygambergöndermedikçe, azap ediciler olmadık.'' isra süresi15 -

Allah sizlerden razı olsun...

sevginur
18. February 2013, 09:10 AM
98- Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.




isra 117 - Şüphesiz ki senin Rabbin, kendi yolundan kimlerin saptığını en iyi bilenin ta kendisidir. Ve O, doğru yolda olanları daha iyi bilendir.

sevginur
18. February 2013, 05:39 PM
98- Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.


kaf süresi 45. Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Ve sen onların üzerinde zorlayıcı

sevginur
18. February 2013, 05:40 PM
98- Öyleyse Kur’an okuduğun zaman Racim Şeytan’dan [İblis’ten] Allah’a sığın.


kaf süresi 45 :

Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Ve sen onların üzerinde zorlayıcı değilsin..

O hâlde sen, Benim tehdidimden korkan kimselere Kur’ân ile öğüt ver.

40tr40
18. February 2013, 07:35 PM
Âdiyât Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

6. Şüphesiz insan, Rabbine karşı pek nankördür.
7. Şüphesiz buna kendisi de şahittir,

merdem
18. February 2013, 08:14 PM
Âdiyât Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

6. Şüphesiz insan, Rabbine karşı pek nankördür.
7. Şüphesiz buna kendisi de şahittir,


Yüce Allah'in, Meleklere Adem'e secde edin buyurdugunda, kibirlenerek kendini Adam'den üstün gören ve secde etmegen Iblis'in askerlerinden olusan Seytan nefsimizin bir parcasi olduguna göre, nankörlügümüze böylece kendimiz de sahit olmusuzdur.

merdem
18. February 2013, 08:16 PM
http://www.ayetler.com/data/link/ADiYAT/images/ADiYAT_jpg.jpg

raven
19. February 2013, 03:19 AM
TEKVÎR /25
Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

merdem
19. February 2013, 04:06 AM
http://www.ayetler.com/data/link/AL-i%20iMRAN/images/Al-i%20iMRAN%206_jpg.jpg

40tr40
19. February 2013, 06:52 PM
Hûd Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

117. Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.

Bu ayet hakkında günümüz dünyasını da göz önüne alarak (arap baharı yalanı gibi, Irak körfez savaşı rezaleti gibi, Filistin zülmü gibi...) düşüncelerinizi merak ediyorum Kardeşlerim... Yazar mısınız.

merdem
19. February 2013, 07:50 PM
Hûd Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

117. Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.

Bu ayet hakkında günümüz dünyasını da göz önüne alarak (arap baharı yalanı gibi, Irak körfez savaşı rezaleti gibi, Filistin zülmü gibi...) düşüncelerinizi merak ediyorum Kardeşlerim... Yazar mısınız.


Batır Allah’ım batır…
Bir gün bir topluluk gemiyle yola çıkmışlar. Tam da bizim toplumun küçük bir prototipi. Neyse, denizin ortasında bunlar şiddetli bir fırtınaya tutulmuşlar. Gemi bir oyana bir bu yana sallanıp duruyor. Rüzgarın sesi neredeyse kulakları sağır edecek cinsten. (Olaya biraz drama katalım). Gözler dört dönmüş vaziyette. Herkes korkudan kırım iti gibi tir tir titriyor.




O esnada i-pod’dan kısık bir ses duyuluyor. O da ne..! İbrahim Tatlıses’in “yetiş ya ali yetiş ya Muhammed” parçası. Bunu duyan vatandaş.. Başlıyor bağırmaya “yetiş ya ali yetiş ya Muhammed”, öbürü bağırıyor “yetiş ya geylani”, bir diğeri “yetiş ya seydaaa” bir başkası “yetiş ya hamza”, bir diğeri “yetiş ya buddha”, “yetiş ya huseyn”, “yetiş ya gavs”.. “yetiş ya buhari”…

Her biri bir başkasını yardıma çağırıyor. Çağırıyor ki gelsin kurtarsın onları batmaktan.




Geminin kıç tarafında oturan gariban köylü de ellerini açmış kısık bir sesle: “BATIR ALLAH’IM BATIR… BATIR GEMİYİ. NASIL OLSA BU GEMİDE SANA TAPAN YOK”. diyor.




Tabi gemi batmıyor. Çünkü aralarında bu mümin kul varken, Allah o gemiyi batıracak değil. Gemi sağ selamet karaya ulaştığı vakit, herkes kurtuluşu yardıma çağırdığı şahısların gücüne nisbediyor.




Biri diyor: -bizi Ali kurtardı, öbürü diyor Gavs olmasaydı işimiz yaştı. Bir diğeri “gözünü sevdiğimin seydaaaası okyanusun ortasında bile bizi gözetliyor”, bir başkası “hamza olmasaydı zor yırtardık paçayı” v.s. her kafadan bir ses çıkıyor.



Bu mizah kismiydi :p

Öyle zannediyorum, her kavmin icinde iyiyi dogruyu hayri güzellikleri ögreten tesvik eden uyguyalanlar oldugu müddetce, Allah o memleketleri halki helak etmez.

Eger haksizlikta zulümde haramda ileri giderlerse bunlarin cezasini baskalari yoluyla da verir.

Bir de iyiyi kötüden, mümini müsrikten ayirt edebilme maksadiyla vukku bulan olaylar vardir.

Rabbim neylerse güzel eyler :) Her bir olayda bir hayir aramali, ders verici yönlerinden faydalanmali. Bulundugumuz yolun dogru mu yalnis mi oldugunu iyice düsünmeli.

merdem
19. February 2013, 08:03 PM
Bakara Suresi / 214

“Yoksa siz, sizden önde geçenlerin hali (musibetlerin benzeri) başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız. Onlara öyle yoksulluklar ve sıkıntılar gelip çattı ve öyle sarsıldılar ki, hatta peygamberlerini kendilerine iman edenlerle birlikte ‘Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” derlerdi. Haberiniz olsun ki Allah’ın yardımı
yakındır.”

ANKEBÛT SÛRESİ


1. ا Elif , لLâm , مMim .

2–3. İnsanlar, fitnelendirilmeden, "İman ettik" demeleriyle, bırakılıvereceklerini mi sandılar? Ve andolsun ki Biz, onlardan öncekileri de fitnelendirmiştik. Artık elbette Allah, doğru kimseleri bildirecektir ve elbette yalancıları da mutlaka bildirecektir.

40tr40
19. February 2013, 08:27 PM
Selamün Aleyküm Merdem Kardeşim.
Rusya’ya bağlı Tataristan’da Nur Cemaati ile bağlantılı olduğu öne sürülen bazı kişiler gözaltına alındı. Tataristan İçişleri Bakanlığı, ihbar sonucu cemaate ait olduğu iddia edilen 23 daireye baskın düzenlendiğini duyurdu. Tataristan’ın Naberejnıye Çelnı (Yarçallı) kentinde Nur Cematine ait 23 daireye düzenlenen operasyonlarda 30’dan fazla kişi gözaltına alınırken, 1 milyon ruble nakit paraya, Said-i Nursi’ye ait Rusya’da mahkeme kararıyla yasaklı kitaplara, bildirilere, broşürlere, gazete kupürlerine, diz üstü bilgisayarlara, sabit disklere ve eğitim CD’lerine el konulduğu belirtildi.

Yukarıya astığım yazı geçen günlerde yayımlanan bir gazete haberinden alıntıdır.Aslında bu haberde ilginç bir taraf yok. Çünkü bu cemaate ait okullar Türki cumhuriyetlerde birer birer "ABD casusluğu" iddialarıyla kapatılıyor.Bir tek biz uyanamadık.
Bu haberlerden bir kaç gün sonra da "Rusya'da Meteor Yağmurunda 400 kişi Yaralandı." haberleri duyuldu.
Beni şaşkına çeviren bu habere yapılan yorumlardan birisiydi. Tam da [Batır Allahım Batır] cinsinden bir yorumdu bu. Bakın ne yazmıştı cemaatçi vatandaş:
---Sen Said'i Nurs-i Hz. lerinin mübarak kitaplarını yasaklarsan Allah başınıza böyle meteor yağdırır!
Aklıma mukayyet ol Allahım! Sapıklık çeşit çeşit. Kendi putunu kendin yapmak! bu olsa gerek! Allah bizlere zihnimizdeki putları yıkmayı nasip etsin.Tam olarak dünyevi menfaat totemlerinden arınmayı, Mevla'ya teslim olmayı , hayırda yarışmayı,din gününde hidayete erenlere karışmayı nasıp eylesin inşallah.
Sağlıcakla kalın Merdem Kardeşim.

40tr40
19. February 2013, 10:16 PM
ME'ÂRİC SÛRESİ
RAHMÂN RAHÎM ALLAH ADINA
24–25. Ve onlar [destekçiler], kendi mallarında, isteyen ve mahrumlar [istemekten utanan yoksullar] için belli bir hak olan kimselerdir.
26. Ve onlar ceza gününü tasdik ederler.
27. Ve onlar Rablerinin azabından korkanlardır.
28. –Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunmaz.–
29–31. Ve onlar, ırzlarını koruyanlardır. Ancak eşlerine ve sözleşmelerinin sahip oldukları hariçtir. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar. Artık ötesini isteyenler; işte onlar haddi aşanların ta kendileridir.
32. Ve onlar, emanetlerine ve ahitlerine riâyet ederler.
33. Ve onlar, şâhitliklerini yerine getirirler.
34. Ve onlar, salâtları [destekleri] üzerine korumacıdırlar.

merdem
19. February 2013, 11:57 PM
http://www.ayetler.com/data/link/iBRAHiM/images/ibrahim52.jpg


Allah'in Celle ve Celaluhu tek ilah oldugunu kavrayanlar, akil edenler ve O'na iman edenler, anne ve babayi sayin seven ve hayirlarda bulunanlar, akrabayi koruyup gözetenler, yoksulu yetimi gözetenler, yolda kalmislara yardimlarda bulunanlar, aci doyurup ciplagi giydirenler, birbirlerine hayri dileyenler, güzeli ögütleyip cirkinden sakindiranlar, Allah'in dinini ayakta tutanlardir iste onlar.

Allah kimseye kaldiramayacagi yükü yüklemez, bilmeden ve yanilipta yapilanlardan sorguya cekmez.

Allah tevbeleri kabul edendir, merhametlilerin en merhametlisidir.

Tüm insanlarin, hangi irktan olursa olsun, hangi dili konusursa konussun, hangi ülkede yasarsa yasasin.... Rabbin yarattiklarina karsi sevgi ve saygi ile davranip, Rabbine kati suretle ortak kosmayanlardan oldugu müddetce, Rabbimizin katinda degeri olacagina inaniyorum.

merdem
20. February 2013, 02:22 AM
http://www.ayetler.com/data/link/MUMiNUN/images/muminun%20118.jpg

40tr40
20. February 2013, 06:40 PM
Mücâdele Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.

11. Ey iman edenler! Size "Meclislerde yer açın" denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size "Kalkın" denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

İşte Yaradanın kuluna bir ihsanı daha: Adab-ı Muaşeret Kurallarından bir tanesi...

merdem
21. February 2013, 02:31 AM
http://www.ayetler.com/data/link/SECDE/images/SECDE%2026_jpg.jpg

Insanoglu nankördür. Yalniz bu dünyada variz, öldükten sonra baska hayat yok diyorlar. Yok edilen kavimlerin sonunu tabiatin felaketleri dolayisiyla yokedildiklerini zannediyorlar. Ögüt alacaklari yerde, baskalarini saptirmak amaciyla kendi sacmaliklarini öne sürüyorlar. Din günü onlarin yalvarmalari karsiliksiz birakilacaktir. Rabbini unutani Rabbi de unutur.

40tr40
21. February 2013, 08:57 PM
EN‘ÂM SÛRESİ
Bismillahirrahmanirrahiym
151-De ki: “Geliniz, Rabbinizin size neleri tabulaştırdığını; dokunulmaz kıldığını okuyayım: ‘Kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamanızı, ana babaya iyilik yapmanızı- güzel davranmanızı, fakirlik endişesiyle / fakirleştiriliriz korkusuyla çocuklarınızı öldürmemenizi, - Sizi ve onları Biz rızklandırıyoruz.- kötülüklerin açığına ve gizlisine yaklaşmamanızı, haksız yere, Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmemenizi, -İşte bunlar, aklınızı kullanasınız diye O’nun size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.-
152-Yetimin malına da yaklaşmamanızı, -Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar en güzel biçimde yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz.-
ölçüyü, tartıyı hakkaniyetle tastamam yapmanızı, -Biz kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile; kapasitesi dışındaki bir şeyle yükümlü tutmayız.- söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa adil olmanızı ve Allah'a verdiğiniz sözü tastamam tutmanızı.’ -İşte bunlar öğüt alıp düşünesiniz diye Allah’ın size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.-”
153-Ve şüphesiz ki, bu, dosdoğru olarak Benim yolumdur. Hemen ona uyun. Ve başka yollara uymayın da sizi O’nun yolundan ayırmasın. İşte bunlar, Allah’ın koruması altına girersiniz diye Allah’ın size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.

merdem
22. February 2013, 12:11 AM
EN‘ÂM SÛRESİ
Bismillahirrahmanirrahiym
151-De ki: “Geliniz, Rabbinizin size neleri tabulaştırdığını; dokunulmaz kıldığını okuyayım: ‘Kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamanızı, ana babaya iyilik yapmanızı- güzel davranmanızı, fakirlik endişesiyle / fakirleştiriliriz korkusuyla çocuklarınızı öldürmemenizi, - Sizi ve onları Biz rızklandırıyoruz.- kötülüklerin açığına ve gizlisine yaklaşmamanızı, haksız yere, Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmemenizi, -İşte bunlar, aklınızı kullanasınız diye O’nun size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.-
152-Yetimin malına da yaklaşmamanızı, -Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar en güzel biçimde yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz.-
ölçüyü, tartıyı hakkaniyetle tastamam yapmanızı, -Biz kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile; kapasitesi dışındaki bir şeyle yükümlü tutmayız.- söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa adil olmanızı ve Allah'a verdiğiniz sözü tastamam tutmanızı.’ -İşte bunlar öğüt alıp düşünesiniz diye Allah’ın size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.-”
153-Ve şüphesiz ki, bu, dosdoğru olarak Benim yolumdur. Hemen ona uyun. Ve başka yollara uymayın da sizi O’nun yolundan ayırmasın. İşte bunlar, Allah’ın koruması altına girersiniz diye Allah’ın size yükümlülük olarak ulaştırdıklarıdır.

Degerli Kardesim cok sahane bir sunus olmus, ne kadar tesekkür etsem azdir. Allah senden razi olsun.

Bu yol benim yolumdur.

Abuk sabuk sorularla ve cevaplarla "bu da Allah katindandir " misali tertemiz dinimizi bozanlari Allah'a havale ediyorum.

Ve bu Ayetle tamamliyorum satirlarimi, söylenecek söz yok baska.

MAIDE / 101 Ey iman edenler; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Ku'ran indirilirken onları soracak olursanız, size açıklanır. Allah, bunları affetmiştir. Allah; Gafur'dur, Halim'dir.

Selam ve dua ile.

merdem
22. February 2013, 12:14 AM
http://www.ayetler.com/data/link/TiN/images/TiN%20Suresi_jpg.jpg

merdem
22. February 2013, 03:57 AM
http://www.ayetler.com/data/link/DUHAN/images/DUHAN%2038-39_jpg.jpg

merdem
22. February 2013, 05:09 PM
Sayin merdem
Verilen ayet grubunun mealini dogru bulmuyorum.
Ölü var ama ölü doğum yok.
Karın kelimesinin karşılığı batın dır. Butun değil.
Olayın özü kadınların her ikisi de hayattayken bile erkeklerin mallarına ortak olduğudur. Sadece erkek öldüğünde değil. Algım simdilik budur. En doğrusunu Allah bilir.
Sevgilerimle

Ates Kardesim,

özür dilerim sizden, yeni bir mealden anladigim kadariyle neyi kastettiginizi de idrak etmis bulunuyorum. Paylasiminizdan dolayi tesekkür ederim.

Ve onlar; "Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Eğer ölü olursa o zaman onlar onda ortaklardır" dediler. O [Allah], onların nitelemelerini onlara ceza olarak verecektir. Şüphesiz O, Hakîm'dir Alîm'dir.


Selam ve dua ile.

Bilgi
22. February 2013, 07:26 PM
Ali-imrân:26-27

De ki: “Ey hükümranlığın hükümranı Allah'ım! Sen hükümranlığı dilediğin kimseye verirsin, dilediğin kimseden de hükümranlığı çeker alırsın, dilediğin kimseyi güçlü yaparsın, dilediğin kimseyi de alçak, rezil edersin. Hayır Senin elindedir. Şüphesiz Sen, her şeye güç yetirensin! Sen, geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın; Sen, ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Sen, dilediğine de hesapsız rızık verirsin.”

40tr40
22. February 2013, 07:42 PM
FECR SURESİ
Bismillahirrahmanirrahiym.
27-30-Ey zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişi! Dön Rabbine, sen Rabbinden O da senden hoşnut olarak! Hemen gir kullarımın içine! Ve gir cennetime!

merdem
22. February 2013, 07:54 PM
FECR SURESİ
Bismillahirrahmanirrahiym.
27-30-Ey zihnindeki tüm soru işaretlerini gidererek rahata kavuşmuş kişi! Dön Rabbine, sen Rabbinden O da senden hoşnut olarak! Hemen gir kullarımın içine! Ve gir cennetime!



Selam Kardesim,

ne nüzul sirasina nede indirilis sebebine dayandirmadan kendi anlayisim: Allah ve hükümleri hakkinda kafasinda olusan sorulari tüm samimiyetinle arastirip Kur'an isiginda kendini aydinlatan kisilere sesleniliyor bu Ayette.

Cünkü zihni arindirilmis olur böyle kisilerin, celiski bulunmaz düsüncelerinde. Dünya ve Ahiret huzuruna kavusmus olurlar.

Ve bu tertemiz iman üzerine vefat ettirilenler rahat icindedirler.

Rabbim bizleri rahata/huzura kavusanlardan eylesin.

Selam ve dua ile.

40tr40
22. February 2013, 11:41 PM
Ahzâb Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
3. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.

merdem
22. February 2013, 11:55 PM
Ahzâb Suresi
Bismillâhirrahmânirrahîm.
3. Allah'a güven. Vekil olarak Allah yeter.


Keske bunu anlamis olabilseydi her müslüman'im diyen.

merdem
23. February 2013, 02:08 AM
http://www.ayetler.com/data/link/ANKEBUT/images/ankebut%2057.jpg


Acaba Firavun, Karun, Onasis vb. acaba hic düsündülermi en güclü olduklari yillarda varacaklari tek yerin/ dönüsün Rabbimize olacagini? Yoksa hep gönüllerince sonsuza dek yasayacaklarinimi zannettiler? Yoksa vur patlasin cal oynasin, bu dünyada ne yasadiksa o kar mi kalacak yanimiz da dediler? Sadece bu dünya hayati var, gerisi mühim degil gibilerinden.....

merdem
23. February 2013, 05:34 PM
http://www.ayetler.com/data/link/ZUMER/images/zumer%2053-55.jpg

40tr40
23. February 2013, 07:59 PM
Hucurât Suresi
Bismillahirrahmanirrahiym
11-Ey iman etmiş kimseler! Bir topluluk bir topluluğu alaya almasın. Olabilir ki alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınları alaya almasın. Belki de alay ettikleri kadınlar, kendilerinden hayırlıdır. Kendinizi de fırlatıp atmayın; ayıplamayın, küçük düşürmeyin; birbirlerinizi lakaplar ile fırlatıp atmayın; küçük düşürmeyin, küçümsemeyin. İmandan sonra hak yoldan çıkış ile adlanmak ne kötü şeydir! Ve kim hatadan dönmezse, işte onlar yanlış; kendi zararlarına iş yapanların ta kendileridir.
12-Ey iman etmiş kimseler! Zannın birçoğundan sakının. Şüphesiz zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Bir bölümünüz bir bölümünüzün gıybetini yapmasın/ onun yokluğunda ileri-geri konuşmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bunu çirkin buldunuz. Ve Allah'ın koruması altına girin. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verendir, çok merhamet sahibidir.

merdem
23. February 2013, 08:40 PM
Hucurât Suresi
Bismillahirrahmanirrahiym
11-Ey iman etmiş kimseler! Bir topluluk bir topluluğu alaya almasın. Olabilir ki alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınları alaya almasın. Belki de alay ettikleri kadınlar, kendilerinden hayırlıdır. Kendinizi de fırlatıp atmayın; ayıplamayın, küçük düşürmeyin; birbirlerinizi lakaplar ile fırlatıp atmayın; küçük düşürmeyin, küçümsemeyin. İmandan sonra hak yoldan çıkış ile adlanmak ne kötü şeydir! Ve kim hatadan dönmezse, işte onlar yanlış; kendi zararlarına iş yapanların ta kendileridir.
12-Ey iman etmiş kimseler! Zannın birçoğundan sakının. Şüphesiz zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Bir bölümünüz bir bölümünüzün gıybetini yapmasın/ onun yokluğunda ileri-geri konuşmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bunu çirkin buldunuz. Ve Allah'ın koruması altına girin. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı verendir, çok merhamet sahibidir.

Degerli Kardesim,

bu Ayetler hakkinda biraz evvel otobüsle dönerken düsündüm, kabir ziyaretinde bulundum bu gün.

Bir soguk hava iliklerime kadar isledi, dondum inanki. Dedim az sonra sicacik evimde olacagim, istedigimi yiyip icecegim, acaba basinda bir catisi olmayanlar, yiyecek bir lokmasi olmayanlar ne yapiyorlardir diye uzun uzun düsündüm.

Bir sezsizlik, bir huzur dolu mezarlikta. Ne biri öbürünün parseline tecavüzde bulunuyor, ne biri öbürünün adiyla alay ediyor, ne mezar tasina ne de kefenine ve tabutuna bir bahane buluyor . Dis görünüsten anladigim bu.

Demek ölü olmamiz lazim hak ve hududa uymak icin, tabii bunlari sagliginda da yerine getirebilenlere ne mutlu.

Kur'an canlilara hitap ediyor, hayatta iken degerlendirebilirsek ne mutlu bizlere. Öldükten sonra hoca efendiler, sagliginda kiblesini bulamayani da zorla kibleye döndürüyorlar. Allah bizlere aklimizi dogru yolda kullanmayi nasip eylesin.

Selam ve dua ile.

merdem
24. February 2013, 02:15 AM
http://www.ayetler.com/data/link/HAC/images/HAC%2065_jpg.jpg

40tr40
24. February 2013, 07:30 PM
Âl-i İmrân Suresi
Bismillahirrahmanirrahiym
190-194-Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde:
“Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! "
"Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur."
"Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür."
"Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır. "
195-"Bunun üzerine Rableri onlara karşılık verdi: “Şüphesiz Ben, sizden erkek olsun, kadın olsun –ki hepiniz aynısınızdır– çalışanın amelini kaybetmem. O nedenle, göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, Benim yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler; elbette onlardan kötülüklerini örteceğim ve Allah katından bir sevap olarak, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Ve Allah, sevabın güzeli Kendi katında olandır.”

bartsimpson
25. February 2013, 01:27 AM
Hicr 9 "Şüphesiz o zikri biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz."


Zümer; 10 ve 53. ayetler

10. De ki: “Ey iman etmiş olan kullar/kölelerim! Rabbinize takvalı davranın. Bu dünyada iyilik-güzellik yapanlara bir güzellik vardır. Şüphesiz Allah’ın yeryüzü geniştir. Ancak sabredenler, mükâfatlarını hesapsız tastamam alacaklardır.”

Bu ayette Rabbimiz Resulullah’a yakın çevresine, o dönemde sahibi olduğu kölelerine/ tüm kullara, Allah’a karşı takvalı olmalarını söylemesini buyurarak bu dünyada iyilik-güzellik üretenlere bir güzellik olduğunu, Allah’ın yeryüzünün geniş olduğunu ve sabredenlerin ecirlerinin tastamam ödeneceğini ilân ettirmektedir. Bu ayet tüm insanlığa yönelik bir beyannamedir.

Suredeki bu ve 53. ayetin teknik yapısı bir takım sorunları ortaya koymaktadır. Şöyle ki:

Her iki ayet de “ قلQul [De ki]” emri ile başlamakta ve hemen ardından gelen nida cümleleri de bu ‘Qul’ emir fiiline mef’ulu bih olmaktadır. Ayetlerdeki “ يا عبادِالّزين yâ ıbâdillezîne” ve “ يا عبادىَ الّزينyâ ıbâdiyellezîne” terkiplerine baktığımızda, birinci olarak, harf-i nidayı dikkate almadan, sahih bir kelimenin [ıbâd sözcüğünün] “yâ-i mütekellim”e muzaf olduğunu, bu nedenle de “yâ-i mütekellim”den önceki sahih kelimenin son harfinin [dal harfinin] harekesinin esreleştiğini görüyoruz. İkinci olarak, başına harf-i nidanın gelmesiyle bu izafet terkibinin münâdâ makamında olduğunu, bu durumlarda terkibi “yâ ıbâdiye!”, “yâ ıbâdî!”, “yâ ıbâdi!” ve “yâ ıbâdâ!”” olmak üzere dört vecihte de okumanın mümkün olabileceğini biliyoruz. Üçüncü olarak da, konumuz olan 10. ayette “yâ-i mütekellim”in ıskatını ve kesre ile iktifa edildiğini görüyoruz. Kısaca özetlersem, her iki ayette de “yâ-i mütekellim” mevcut olup birinde bariz, ötekinde ise sakıttır. Anlatmak istediğim bunların beyanı değil, bu terkiplerden anlaşılan lafzî mânâdır. Lafzî mânâya göre, “kullarım!” nidasındaki ‘kullar’ peygamberin kulları olmaktadır. Yani “Ey .... kullarım!” diyen ya da diyecek olan, emrin muhatabı olan peygamberdir. Bu durumda peygamberin muhatabı olan insanlar peygambere kul olmaktadır. Yani Peygamber insanlara “Ey kullarım!” [Peygamberin kendi kulları, Allah’ın kulları değil] dedirtilmektedir.

“Qul” emri ile başlayan diğer tüm ayetlerde ise durum lâfzî mânâ ile uyumludur. Herhangi bir dikkat çekici unsur söz konusu değildir. Aynı surenin 11, 13, 14. ayetlerinde ve İhlas, Kafirun, Muavvezeteyn surelerinde ve diğer tüm benzer ayetlerde olduğu gibi...

Durum böyle olunca, böyle bir mânâ tüm İslam ilkelerine, fıtrata ters düşmektedir.

Allah’ın kendisine kitap, hüküm [yasamayı yürütmek] ve peygamberlik verdiği hiçbir beşer için [İnsanlardan hiçbir kimse için], insanlara: “Allah’ın astlarından bana kul/köle olun” demek yakışmaz. Fakat: “Öğrettiğiniz ve ders aldığınız [okuduğunuz] kitap gereğince Rabb’e içtenlikli kullar olunuz” (demesi yaraşır). (Al-i Imran/79)

Gerçek bu iken Kur’an meali yapanlar ve sözde tefsir yazanlar bu gerçeği örtbas edip geçmektedirler ya da farkına varamamaktadırlar. Farkında olanların bazısı da araya “(Benim adıma) de ki:” tarzında bir parantez sokuşturarak meseleyi çözmeyi yeğlemektedirler. Bu tavır, çelişkinin, tutarsızlığın itirafından başka bir şey değildir.

Bu aciz, fakir kul Hakkı Yılmaz ise bu sorunu iki yönlü olarak çözme gayretini göstermiştir.

ÇÖZÜM:

Birinci Yol: “ عبادIbad” sözcüğünün “kullar” yerine “köleler” diye çevrilmesidir. Biliyoruz ki “ عبدabd” sözcüğü “kul, köle” demektir. Nitekim Bakara ve Nur surelerinde bu anlama ilişkin tekil ve çoğul örnekler mevcuttur:

Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikâhlamayın. İman etmiş bir cariye -sizin çok hoşunuza gitmiş olsa da- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman etmiş bir erkek köle -sizin çok hoşunuza gitmiş olsa da- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, öğüt alıp düşünürler diye insanlara ayetlerini açıklar. (Bakara/221)

Ve sizden kocası olmayanları, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi fazlından onları zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah, Geniş Olan ve En İyi Bilen’dir. (Nur/32)

Bu örnek ayetlerdeki anlamdan hareketle, konumuz olan 10. ve 53. ayetlerdeki “Ya ibadiye” sözcüğünü peygamberimize ailesinden intikal eden birkaç kişiye indirgeyerek “kölelerim” diye anlamlandırmak, bu ayetlerdeki evrensel çağrıyı göz ardı etmek ve anlamı daraltmak demektir. Sözcüğü “köle” anlamıyla ele alarak ayete “Ey kölelerim!” diye anlam vermek her ne kadar mümkün olsa da, mesajı evrensellikten mevziiliğe indiren bu anlamlandırmanın iyi bir çözüm olduğu söylenemez.

İkinci Yol: Mushafın Kopyalanması Sırasındaki Kâtip Hatası:

Arşivlerde korunan ve II. Halife Osman’a nispet edilen mushafların aslında ona ait olmadığı, Halife Osman’dan 60-80 yıl sonraki döneme ait istinsahlar olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir. İlk mushaflar karşılaştırıldığında, bazı kelimelerin hem aynı mushaf içerisinde, hem de birine göre diğerinde farklı imlalarla yazıldığı görülmektedir. Ayetlerin teknik ve semantik yapılarına bakıldığında, gerek ilk metindeki kâtip sehivleri, gerekse sonraki kâtiplerin sehivleri olmak üzere bu yazımların birçoğunun istinsah edenler [kopya çıkaranlar] tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.

Konumuz olan 53. ayet bazı nüshalarda “ و قلve kul [Ve de ki!]” diye başlamaktadır. Ancak bu bizim üzerinde durduğumuz sorunu çözmemektedir.

Bizden evvel bu konuda çalışma yapanlar Zuhruf suresinin 68. ayetindeki “ يا عباد ya ıbad” sözcüğünün farklı yazıldığını tespit etmişlerdir. Bu tespit daha evvel ilim camiasına sunulmuştur.
Zuhruf suresinin 68. ayetindeki “ يا عبادya ıbad” ifadesi, Osman mushafı olarak bilinen mushaflardan Mekke, Kufe, Basra, Kahire, TİAM mushaflarında “ يا عبادَYa ıbade” olarak yazılı iken, Medine, Şam, Topkapı Mushaflarında “ يا عبادىYa ıbadiye” şeklinde yazılıdır. (Mushaf-ı Şerif; Arapça s.152, Türkçe; s. 135. 6. sıra. Dr. Tayyar Altıkulaç, İSAM Yayınları)

Bizim iddiamız şudur: Zümer/53’deki “ يا عبادىYâ ıbâdiye” sözcüğünün sonundaki “ ىye” harfi, kopya çıkaran [müstensih] kâtip tarafından sehven yazılmıştır. Orada da 10. ayetteki gibi “ ىye” harfi olmamalıdır. Bu durumda her iki ayetteki “ عبادıbad” sözcüğü dilbilgisi kurallarına uygun olarak “ عبادَ ıbâde” diye kıraat edilmelidir. Buna göre cümlenin anlamı “Ey … kullar!” şekline dönecektir. Böylece de ortadaki sorun ortadan kalkacaktır. Sorunun çözümüne yönelik bu ikinci şık diğerine göre daha makul bir çözümdür.

Hakkı Yılmaz



Sitede adı geçen bir kişi olduğu için söz konusu ayetlerle ilgili bir makalesine rastladım ???

Birisi bana ne olduğunu açıklayabilir mi????

40tr40
25. February 2013, 07:07 PM
BAKARA SÛRESİ
Bismillahirrahmanirrahiym
Bakara 165: “Öyle insanlar vardır ki, Allah’tan başkasını Allah’a denk tutar, tıpkı Allah’ı severcesine onları severler. Müminlerin Allah’a olan sevgileri ise her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir. Böyle yaparak kendilerine zulmedenler, azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvet ve kudretin yalnız Allah’a ait olup, Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu, keşke şimdiden bilselerdi!”

merdem
26. February 2013, 02:01 AM
http://www.ayetler.com/data/link/HADiD/images/hadid%2016.jpg

merdem
26. February 2013, 02:09 AM
Hadid Suresi 27. Ayet - Sonra bunların peşinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, ona İncil'i verdik ve kendisine uyanların kalplerine şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükâfatlarını verdik. Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.


Onlar da var da biz de neden olmasin, sanki bizdeki ruhbanlar geregi gibi uydular. Said Nursi neden evlenmemis acaba aklima geldi birdenbire :p

Allah hayirlarda yarisin diyor, bizler at ve deve yarislariyla karistiriyoruz. Kariyer yarisini da ihmal etmiyoruz tabiiki bu arada.

Yahudi Hiristiyan adini duydukca kendimizi havalarda hissediyoruz, kibirliligimizden gecilmiyor. Oysa ki imanin kimde oldugunu sadece Allah bilir. Müslümanim demekle birakilacagimizi unuttuk mu?

berru
26. February 2013, 08:34 AM
http://sphotos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/c0.54.600.286.83274021352/p843x403/554291_383235941726631_459085468_n.jpg
(http://www.facebook.com/photo.php?fbid=383235941726631&set=a.171430119573882.51001.100001206856375&type=1&relevant_count=1)
Ve o, Kitap verilen kişiler, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Beyyine süresi 4.

merdem
26. February 2013, 02:44 PM
http://sphotos-h.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-prn1/c0.54.600.286.83274021352/p843x403/554291_383235941726631_459085468_n.jpg
(http://www.facebook.com/photo.php?fbid=383235941726631&set=a.171430119573882.51001.100001206856375&type=1&relevant_count=1)
Ve o, Kitap verilen kişiler, ancak kendilerine açık kanıt geldikten sonra ayrılığa düştüler.

Beyyine süresi 4.



Parmagin isaret ettigi yöne degilde parmagin ucunda takilir kalirsak olacagi o olur, yönlenemez bir noktada cakilir kaliriz. Bari bir de övünülüp durulmasa ayriliklarla. Övgü ve övünülmek sadece Allah'a aittir. Tüm övgüler/hamd Alemlerin Efendisi Allah'adir.:)

berru
26. February 2013, 05:08 PM
İnanan erkekler ve inanan kadınlar; bunların bazısı bazılarının velileridirler. Bunlar ma'rûfu emrederler, münkerden vaz geçirirler, salâtı ikâme ederler, zekâtı verirler, Allah'a ve O'nun elçisine itaat ederler. İşte bunlar; Allah onlara rahmet edecektir. Şüphesiz Allah, Azîz'dir, Hakîm'dir.

tevbe süresi 71


Allah razı olsun dost1 abim bu ayetten çok şey çıkardım..
Allah sizin gibi doğru yol üzerinde beraber yüreceğim kardeşlerimi eksik etmesin duasıyla...