PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Silkinmek Gerek


dost1
14. April 2009, 03:28 AM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!
Sizlerle paylaşmak istedim.

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun
birine düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de
toprak dökülmüştü.
Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen
eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde.
Ayıptır söylemesi, anırdı yani.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden
adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi .
Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni, çoğu zaman.

Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.

Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp
silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.

Kör kuyuda olsak bile...

Muhabbetci
15. April 2009, 12:34 AM
ALLAH razi olsun

kuman
21. July 2013, 01:48 AM
İncinen biri incitmez mi?
İncitmemesi gerekiyor ama nasıl ? Kurana sarılarak. Kaç kişi kurana sarılabiliyor?
Muhammed peygamber muhteşem bir kişiliğe sahip ne zorluklarla mücadele ediyor savaşıyor anlatıyor üzülüyor korkuyor ağlıyor.
Korkmak bizi hayatta tutan ve yaşamamıza yardım eden bir duygu.

İbrahim peygamber uğraşıyor çabalıyor ama nafile. Şehri terk edip gidiyor çöllere.

Kaçımız gidebiliyoruz çöllere ? Yaşadığımız şehirler insan yiyiyor. Kaçımız köyüne dönüp topraktı hayvandı uğraşabiliyor.
Kaçıp gitti çöllere ve medeniyet kuruldu sayesinde. Eğer şehirde kalsaydı pek çok farklılık olacaktı yaşantımızda kim bilir?
Ama şu İnsan yiyen, öğüten sonra atan şehirlerden neden kaçamıyoruz?
Analarımız, babalarımız, eşlerimiz,çocuklerımız mı engel oluyor yoksa ticaretimiz mi? Mücadele için mi duruyoruz bu şehirlerde ? yoksa korktuğumuz için mi?
Neyin mücadelesini veriyoruz. Eğitim mücadelesi çocuk için geçim mücadelesi aile için vs..

Peki neden bu iğrençleşmiş şehirlerden kaçamıyoruz hepimiz müslümanız bu kötülükler ile yaşamak bize ne katıyor ? yoksa bizden alabildiğince insanlığımızı mı çalıyor?

Koca koca şehirler binalar, arabalar yollar trenler soyguncular yaltakçılar, hillebazlar, hırsızlar, dolandırıcılar, gösteriş budalaları,türlü türlü pislikler, kokuşmuş bir hava berbat sular, suratsız mutlu mutsuz insanlar, sahte dostluklar, sapık ilişkiler, yaşanan binlerce pislik.

Kuran bize yardımcı olabiliyor mu ? Onu uygulayabiliyormuyuz ?

60-70 yaşında bir dede bir elinde bavul üstünde mont parkta yatıyor dilenmiyor kimseden bir şey istemiyor tek beklediği ÖLÜM. Kimsenin umrunda değil. Daha 6-7 yaşında bir çocuk elinde mendil kim onu bıraktı oraya ? ne olacak bu çocuk gelecekte ? Kimin umrunda ?

Yok yok bu bu şehirler İnsana göre değil. İnsan ya delirir yada İnsan olmaktan vazgeçer.

merdem
21. July 2013, 02:01 AM
Kacmakla her sey halledilmis olamaz Kuman Kardesim.

Kuyuya düsen esekten örnek almak lazim, onun üstüne düsen kumlar, bizim üstümüze düsen pisliktir.

Pisliklerden silkelenip kurtulmak gerekir.

Ibrahim Peygamber ( selam olsun Ona ) yurdundan ayrilmasaydi hayati tehlikeye girerdi, o yüzden ayrilmistir.

Hayatimiz tehlikeye düsmedigi müddetce zorluklarla, pisliklerle, haksizliklarla savasmak gerekir.

Kacmak ile Sabri karsilastir önce Kardesim.

O kacacagin yerlerde de seni rahat birakmayacaklardir. Zaten yeryüzünde kacacak delik de kalmamis, her yer ayni.

Demek ki bir seylerin degismesi gerekiyor. Kaldigimiz yerde emin olabilmemiz icin.

Selam ve Dua ile.