Hanne
5. March 2009, 04:28 PM
2:258. Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut'u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti.
İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.
21:68. (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
21:70. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
29:24. Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
37:97. Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
37:98. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık.
21:69. "Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
Bu iş için uzun süre çalıştılar. Sonra geniş bir araziyi düzenlediler. Topladıkları odunları bu düzlüğe istiflediler, ateşi tutuştuşturdular, emsali görülmemiş bir yangına dönüşmüştü, alevler göğe yükselmişti. Ateşin yanına yaklaşmak mümkün değildi, ve O Halil İbrahim şöyle diyordu:
“Allah’ım, Senden başka ilah yok. Sen noksanlıklardan uzaksın. Alemlerin Rabb’isin, övgüler Sanadır, mülk ve hükümdarlık Senindir. Ortağın yoktur.”
İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.
21:68. (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler.
21:70. Böylece ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.
29:24. Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
37:97. Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.
37:98. Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık.
21:69. "Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!" dedik.
Bu iş için uzun süre çalıştılar. Sonra geniş bir araziyi düzenlediler. Topladıkları odunları bu düzlüğe istiflediler, ateşi tutuştuşturdular, emsali görülmemiş bir yangına dönüşmüştü, alevler göğe yükselmişti. Ateşin yanına yaklaşmak mümkün değildi, ve O Halil İbrahim şöyle diyordu:
“Allah’ım, Senden başka ilah yok. Sen noksanlıklardan uzaksın. Alemlerin Rabb’isin, övgüler Sanadır, mülk ve hükümdarlık Senindir. Ortağın yoktur.”