PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kur'an Rahmettir ve Şifadır.


dost1
24. February 2009, 04:24 PM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Kur’an, insana lâzım olan dosdoğru yolu göstererek onu rüşde erdirdiği ve doğru bir yaşam için gerekli olan bilgileri insanın istifadesine sunarak onu bilgi edinmeye teşvik ettiği için, en büyük “rahmet”tir.

Ne yazık ki, Kur’an’ın rahmet ve şifa oluşu da yine uydurma rivayetler ve düzmece haberlerle çarpıtılmıştır. Bunun sonucu olarak Kur’an ayetlerinin yazılı olduğu kağıt ve benzeri nesnelerin bedensel hastalıklara şifa olduğu gibi Rabbimizin Kur’an’ı indiriş amacına ters inanç ve kanaatler oluşmuştur.

Bu inanç ve kabulle, üzerine Kur’an ayetleri üflenmiş su içirilerek çaresiz dertlerden şifa bulunacağı gibi utanç verici uygulamalara gidilmiştir.

Bu tür uygulamalar Rabbimizin “Ben her şeyi gerçek ile yarattım” kanununa tamamen ters olan temelsiz uygulamalardır. Kur’an, mesajı ve önerdiği yaşam modeliyle gönüllere şifadır.

Kur’an’ın şifa oluşu bedensel hastalıklara değil, zihinsel hastalıklara yöneliktir.

Çünkü Kur’an zihinleri ikna eder, sıkıntı ve bunalımları gidererek gönülleri tatmin eder, insanların ahlakî seviyelerini yükseltir, böylece toplumun dirlik ve düzenini, huzur ve sükununu da sağlamış olur. Kur’an’ın “şifa” ve “rahmet” özelliklerinin inananlar için olduğunun vurgulanması, Kur’an’dan ancak müminlerin istifade etmeleri sebebiyledir.

Kur`an`ı rehber edinen ve hüküm kitabı olarak kabul eden kimseler, ondan yararlanarak batıl itikatlardan, hurafelerden, kin, buğz, kıskançlık gibi kınanmış huylardan uzaklaşırlar, dolayısıyla psikolojik, aklî ve ahlâkî hastalıklardan şifa bulup Allah`ın rahmetine mazhar olurlar.

Kur’an’ın bu özelliklerine başka ayetlerde de dikkat çekilmiştir:

Yunus;57:Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, göğüslerdekine şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet gelmiştir.

Fussılet;44:Ve eğer Biz onu yabancı dilde bir Kur’an yapsaydık, elbette: “Ayetleri detaylandırılmalı değil miydi? İster yabancı dilde ister Arapça!” diyeceklerdi. De ki: “O, iman edenler için bir kılavuz ve bir şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır. Ve Kur’an onlar üzerine bir körlüktür. Onlara çok uzak bir mekândan seslenilmektedir.”

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
ALlah'a emanet olunuz.

HanifMuslim
1. March 2009, 01:54 AM
Selam Sana Ey Sevgideğer ağabeyim. Ellerine gönlüne sağlık. Bu güzel yazına bir ayetle ekleme yapmak istiyorum.

17/82 Biz Kur'ân'dan mü'minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz.

dost1
1. March 2009, 06:28 PM
Aleykum Selam! Değerli Kardeşim!

Selam Sana Ey Sevgideğer ağabeyim. Ellerine gönlüne sağlık. Bu güzel yazına bir ayetle ekleme yapmak istiyorum.

17/82 Biz Kur'ân'dan mü'minlere şifâ ve rahmet olan şeyler indiriyoruz. Ama bu, zâlimlerin ziyanını artırmaktan başka bir katkıda bulunmaz.

Allah razı olsun. Zalimleri tanımamıza vesile olacak ayeti yararlanmamıza sundunuz.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

nuh
1. March 2009, 07:33 PM
taha 11. Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:17. Şu sağ elindeki nedir, ey Musa? 44. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar65. Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. 134. Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Ne olurdu, bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık! yasin 13. Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti. 17. «Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir» dediler.19. Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz. saffat 25. Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz? 37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.73. Uyarılanların âkıbetinin ne olduğuna bir bak! 77. Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık. 83. Şüphesiz İbrahim de onun (Nuh'un) milletinden idi. 118. Her ikisini de doğru yola ilettik. 122. Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı.131. Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükâfatlandırırız.

dost1
2. March 2009, 12:23 AM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!

taha 11. Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:17. Şu sağ elindeki nedir, ey Musa? 44. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o, aklını başına alır veya korkar65. Dediler ki: Ey Musa! Ya sen at veya önce atan biz olalım. 134. Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Ne olurdu, bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık! yasin 13. Onlara, şu şehir halkını misal getir: Hani onlara elçiler gelmişti. 17. «Bizim vazifemiz, açık bir şekilde Allah'ın buyruklarını size tebliğ etmekten başka bir şey değildir» dediler.19. Elçiler şöyle cevap verdi: Sizin uğursuzluğunuz sizinle beraberdir. Size nasihat ediliyorsa bu uğursuzluk mudur? Bilakis, siz aşırı giden bir milletsiniz. saffat 25. Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz? 37. Hayır! O, gerçeği getirdi ve peygamberleri de doğruladı.73. Uyarılanların âkıbetinin ne olduğuna bir bak! 77. Biz yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık. 83. Şüphesiz İbrahim de onun (Nuh'un) milletinden idi. 118. Her ikisini de doğru yola ilettik. 122. Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı.131. Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükâfatlandırırız.

Alemleri Rabbi olan Allah bizleri mükafatlandıracağı iyilerden eylesin.


Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah''a emanet olun.

nuh
2. March 2009, 06:52 AM
enfal 8. (Bunlar,) günahkârlar istemese de hakkı gerçekleştirmek ve bâtılı ortadan kaldırmak içindi. 13. Bu söylenenler, onların Allah'a ve Resûlüne karşı gelmelerinden ötürüdür. Kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır. 14. İşte bu yenilgi size Allah'ın azabı! Şimdilik onu tadın! Kâfirlere bir de cehennem ateşinin azabı vardır. 18. Bu böyledir. Şüphesiz Allah, kâfirlerin tuzağını bozar30. Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir. 38. İnkâr edenlere, (sana düşmanlıktan) vazgeçerlerse, geçmiş günahlarının bağışlanacağını söyle. Yok geri dönerlerse kendilerinden öncekilerin hali gözlerinin önündedir48. Hani şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi de: Bugün insanlardan size galip gelecek kimse yoktur, şüphesiz ben de sizin yardımcınızım, dedi. Fakat iki ordu birbirini görünce ardına döndü ve: Ben sizden uzağım, ben sizin göremediklerinizi (melekleri) görüyorum, ben Allah'tan korkuyorum; Allah'ın azabı şiddetlidir, dedi.51. İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir.53. Bu da, bir millet kendilerinde bulunanı (güzel ahlâk ve meziyetleri) değiştirinceye kadar Allah'ın onlara verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden dolayıdır. Gerçekten Allah işitendir, bilendir.59. İnkâr edenler yakayı kurtardıklarını sanmasınlar. Çünkü onlar (bizi) âciz bırakamazlar 62. Eğer sana hile yapmak isterlerse, şunu bil ki, Allah sana kâfidir. O, seni yardımıyla ve müminlerle destekleyendir.

Hanne
2. March 2009, 04:49 PM
Dileyen onu düşünür, öğüt alır
ÖĞÜT ALMAK İSTEYENLERE SADECE KURAN YETER!

nuh
2. March 2009, 07:31 PM
nur 34. Andolsun ki biz size (gerekeni) açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.37. Onlar, ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar. 42. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dönüş de ancak O'nadır. 56. Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet göresiniz59. Çocuklarınız ergenlik çağına girdiklerinde, kendilerinden öncekiler (büyükleri) izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler. İşte Allah, âyetlerini size böyle açıklar. Allah alîmdir, hakîmdir tur 29. (Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.48. Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.

hiiic
14. March 2010, 05:11 AM
Teşekkür ederim Halil bey,,, söylediğiniz herşeye katılıyorum...

Ancak, kendi adıma korkarım ama Allaha karşı dürüst zorundayım, ben fusillet de geçen ayettekilerdenim, o'nu kuranı neden sadece arapça indirdi, onu daha fazla açıklayıp aklımızdaki soruları iyice cevaplaması gerekmezmiydi? detaylandırsa daha iyi olmaz mıydı?

Neyse Allah affetsin.

dost1
14. March 2010, 05:28 AM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşim!

Teşekkür ederim Hakkı bey,,, söylediğiniz herşeye katılıyorum...

Ancak, kendi adıma korkarım ama Allaha karşı dürüst zorundayım, ben fusillet de geçen ayettekilerdenim, o'nu kuranı neden sadece arapça indirdi, onu daha fazla açıklayıp aklımızdaki soruları iyice cevaplaması gerekmezmiydi? detaylandırsa daha iyi olmaz mıydı?

Neyse Allah affetsin.

Teşekkürlerini Hakkı Bey Kardeşime iletirim. İnşaallah.
Dost1 adı ile yazdığım yazılarımın altında imzam vardır.

Sorunuza cevap olacağı düşüncesiyle Cumua Suresinin 2 ve 3. ayetlerini sizinle paylaşmak istiyorum.

Cumua;2: Huvelleziy be'ase fiyl'ummiyyiyne Rasûlen minhüm yetlu 'aleyhim ayatiHi ve yüzekkiyhim ve yu'allimuhümülKitabe velHikmete, ve in kânu min kablu lefiy dalalin mübiyn;
O ki, ümmiler içinde kendilerinden , onlara O’nun ayetlerini tilavet eden, onları tezkiye eden ve onlara Kitab’ı ve Hikmeti öğreten bir Rasûl ba’setti. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapkınlık içinde idiler.

Cumua;3: Ve ahariyne minhüm lemma yelhaku bihim* ve HUvel'AziyzülHakiym;
Ve henüz kendilerine ilhak olmamış/katılmamış oldukları halde onlardan başkalarına da. O Aziyz’dir, Hakiym’dir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Segi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.