PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Arz nedir?


dost1
12. February 2009, 05:16 PM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Tüm meal ve tefsirlerde (!) " الارض arz" sözcüğü hep "yeryüzü" olarak çevrilmiştir. Eğer "arz" sözcüğü "yeryüzü" anlamında kabul edilirse, Kur`an`ın ayırıcı söz oluşunun kanıtı olarak "yeryüzü" gösterilmiş olmakta ama maalesef gösterilen bu kanıt, ileri sürülen tezi ispatlayamamaktadır. Çünkü "yeryüzü" ile Kur`an`ın ayırıcı söz oluşu arasında mantıkî bir bağ bulunmamaktadır.

Bu sebeple burada yapılacak iş, önce "arz" sözcüğünün kadim Arapçadaki anlamlarına bakmak ve sonra da bu anlamlar içinden pasaja uygun olanını tercih etmek olmalıdır.


Arz sözcüğü aşağıdaki anlamlara gelmektedir (Lisanül Arab cilt 1, s: 126):
- Üzerinde insanların bulunduğu yer.
- Her aşağı olan, aşağıda bulunan şey.
- Devenin ayakları.
- Yere yakın yaratıklar.
- Hayvanların ayaklarının yere yakın kısımları.
- İnsanın topuğundan aşağıdaki kısmı.
- Ayakkabının tabanı.
- Kuru ağaç yiyen böcek.
- İlk bahar günleri ortaya çıkan karıncaya benzer beyaz kurtçuk.
- Kum içinde yaşayan solucan, keme cinsinden yaratıklar.


Dikkat edilirse yukarıdaki anlamların ortak noktası, hepsinin de "aşağı oluşu, sefilliği, yere yakınlığı" ifade etmeleridir. Zaten Dünya`ya "arz" denilmesinin sebebi de, herkesin ayakları altında olmasından dolayıdır.

Ayette "arz" sözcüğü yalın olarak zikredilmeyip "yarılma çatlama sahibi olan" nitelemesiyle birlikte zikredilmiş, buradaki "arz"ın normal "arz" olmadığına da işaret edilmiştir.

Bu durumda ortaya yarılıp çatlayan, aşağılık bir "arz" çıkmaktadır ki, bu "arz", bizim bildiğimiz "yeryüzü" olmadığı gibi Kur`an`ın ayırıcı söz olmasına kanıt teşkil edecek bir şey de değildir. Bu noktada yapılması gereken ise sözcüğün mecaz anlamına gitmektir.

Bize göre buradaki "arz"dan maksat; cahil, inançsız, yalanlayıcı kâfirlerdir. Bu insanların çatlamaları, yarılmaları ise akıllarının karışmasını, bütünlüklerinin bozulmasını ifade etmektedir.

Yani Kur`an karşısında kâfirlerin kafaları karışmakta, bütünlükleri bozulmaktadır. Bu karışıklık ve dağılma ise bazılarının İslâm`a girmelerini sağlayacaktır. Cahil kâfirlerin çatlama, yarılma kelimeleriyle ifade edilen bu hâlleri, hatırlanacak olursa Kaf suresinin 2, 3. ayetlerinde "şaşkınlık" olarak dile getirilmişti.

Sonuç olarak bu darmadağın olmuş, bunalımdaki aşağılık kâfirler, Kur`an`ın "قول فصل kavl-i fasl (ayırıcı söz)" olduğunun ama bir şaka, mizah olmadığının canlı kanıtlarını teşkil etmektedirler. Kur`an`a sırt çevirdikleri için bu hâle (arz, aşağı) dönüşmüşler ve içlerinde bin bir zihinsel çatlak oluşmuştur.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

sevginur
10. February 2013, 08:26 AM
selamun aleykum değerli kardeşim..

İlminize bereket teşekür ederim dost 1 kardeşim

ates demir
10. February 2013, 09:51 AM
Arza dusen mubarek su,
Bu su ile arinma, suyla temizlenme
Su bir betim, arz gibi.
Su; vahiy.

ates demir
10. February 2013, 10:37 AM
Bu suyun altinda kalmayı istemek, hep bu suyla irtibatli olup bağı hiç koparmamak,
Bu su vasitasiyla kirlerden arinmak, pur-i pak olmak,
Kendini adamak, kendini, kendi yapisini tanimaya adamak, Rabbini yol gostericisini bulmaya adamak
Her tatli meyveden yiyip, her meyvenin tadinin farkina vardiginda insanlara bu meyveyin tadinin nasıl oldugunu anlatmak
Topraga düşmüş bir tohum iken, gokten yagan bir suyla yeseren, topragi yarip cikan, vechini gunese donen bir gunebakan olmak.

sevginur
10. February 2013, 10:54 AM
Konu ayetler olunca anlamını araştırdığımız kelimelerin türkçe karşılığını araştırsakta iyi sonuc elde edilmiyor.Önemli olan kelimeye sözlük olarak değilde kavramları olarak bakılmalı cünki bu kelimeler arapça dilinin zenginliği ,öne alarak düşünerek analiz edilerek bulunuyor..