PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Yeminden Gelme


dost1
26. January 2009, 01:35 AM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

YEMİNDEN GELME:

Bu ifade Türkçemizde “sağdan yaklaşma” olarak kullanılmaktadır. Anlamı “ahlâkî olarak yararlı bir tavsiyede bulunuyor görünmek” demektir.
Ayetin geçtiği pasaj dikkate alındığında, bu sözü söyleyen cehennemliklerin, muhataplarına şöyle demek istedikleri anlaşılmaktadır:
“Siz bize hak yoldan geldiniz. Bizi en çok değer verdiğimiz şeylerle kandırdınız. Allah’ı, Peygamberi, dini, imanı, ahlâkı malzeme yaparak bizi aldatıp müşrik duruma düşürdünüz. Demek ki, Allah ve Peygamber hakkında yalanlar düzmüşsünüz. Biz de size güvenmiştik.”
Muhatapları olan ileri gelenlerin de cehennemliklerin bu ithamlarına “Bilakis, siz müminler olmamıştınız. Bizim size karşı bir gücümüz de yoktu. Bilakissiz azmış bir kavimdiniz. Onun için üzerimize Rabbimizin Söz’ü hak oldu. Şüphesiz biz tadıcılarız. Sonra biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz kışkırtıcılar idik” diye karşılık verdikleri ve suçlamaları kabul etmedikleri görülmektedir.
Düşmanın “sağdan” gelerek yaklaşması bize Araf suresinde geçen şu sahneyi hatırlatmalıdır:

(İblis:) “Öyleyse, beni azgınlığa itmene karşılık, and olsun ki, ben onlar için Senin dosdoğru yoluna oturacağım; sonra yine and olsun ki, onların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve Sen, çoklarını şükredenler bulmayacaksın” dedi. (A’raf/16, 17)

Bu ayetten anlaşılacağı üzere, düşmanın insanı aldatmak için kullanacağı zemin, “Allah’ın dosdoğru yolu”dur. Yani, Allah, peygamber, ahlak gibi yüce değerlerdir. Bu değerleri kullanarak insanı Allah ile yani Allah’ı malzeme yaparak, O’nun adına yalan, iftira düzerek aldatmaktadır.
Ayette konu edilen “Hak Söz” de rabbimizin müşrikler için aldığı “Bütün insanlar ve cinlerden [herkesten] cehennemi elbette tamamen dolduracağım” ilke kararıdır.

Ve eğer Biz dileseydik her nefse [kişiye] hidayetini verirdik. Velâkin Benden: “Bütün insanlar ve cinlerden [herkesten] cehennemi elbette tamamen dolduracağım.” sözü hak olmuştur. (Secde/13)

(Allah) buyurdu ki: “Hakk budur. Ben de şu hakkı söylüyorum:
And olsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından; hepinizden dolduracağım.” (Sad/84, 85)

“Rabbimizin Sözünün Hakk olması” konusu Kaf Suresi’nde (Tebyinü’l-Kur’an; c: 2, s:110, 111) işlendiğinden, ilgili bölümün oradan okunmasını öneriyoruz.
Üçüncü sahnenin de verilmesiyle, başta belirttiğimiz üç sahne de tahlil edilmiş olmaktadır. Cehennemdeki bu tartışma sahneleri değişik surelerde de tekrarlanmıştır:

Ve ateş içinde tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara: “Şüphesiz bizler size uyan kimseler idik. Şimdi siz bizden, ateşten bir bölümü savabiliyor musunuz?" derler.
Büyüklük taslayanlar: “Şüphesiz hep onun içindeyiz. Şüphesiz Allah, kullar arasında hükmünü vermiştir.” dediler. (Mü’min/47, 48)

Ve şu, inkâr eden kimseler, “Biz kesin olarak, bu Kur`an`a inanmayız, ondan öncekine de.” dediler. Sen o zulmedenleri, Rableri huzurunda tutuklanmış, sözü bazısının bazısına geri çevirdiğini bir görsen! Za`fa uğratılan kimseler, büyüklük taslayan kimselere, “Eğer sizler olmasaydınız, kesinlikle bizler mü`minler olurduk” diyecekler.
Büyüklük taslayan kimseler, zayıf düşürülen kimselere: “Size kılavuz geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Bilakis, siz kendiniz suçlular oldunuz” derler.
O zayıf düşürülen kimseler de o büyüklük taslayan kimselere: “Bilakis gecenin ve gündüzün tuzağı! Siz bize Allah’ı inkâr etmemizi ve O’na bir takım eşler kılmamızı emrediyordunuz.” derler. Bunlar azabı gördükleri zaman pişmanlıklarını gizleyeceklerdir. Biz de o küfretmiş olan kimselerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir. Onlar sadece yapmış olduklarının karşılığını görüyorlar. (Sebe/31- 33)
Kaynak:İşte Kur'an(Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allh'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.