PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İsrail Kendisinin ve Müttefiklerinin Geleceğini Bombalıyor


dost1
18. January 2009, 07:03 AM
Selamun Aleykum ! Değerli Kardeşlerim!

İsrail Kendisinin ve Müttefiklerinin Geleceğini Bombalıyor
16.01.2009 19:14
Kaderin cilvesine bakın ki süper güçleri bir zulmün etrafında birleştiriyor. İşte bundan ötürü burada en önemli iş Amerika`ya düşmektedir. Amerika halkı ve dünya, Amerika`nın çiçeği burnunda yeni hükümetine dolayısıyla Obama`ya bir şans daha vermiştir. Amerika son yıllarda özellikle Irak operasyonundan sonra ciddi kredi kaybetmiştir. Şimdi aynı anlayışla yani adaletten uzak, insanlık dışı faaliyet ve hareketleri destekleyen bir Amerika`yı ne Amerikalılar ne de dünya istiyor. Amerika bir virajda bulunuyor. Eğer insanca bir manevra yaparsa bu başta kendi imajını tazelemeye sonra da insanlık nezdinde kaybettiği mevkiye çıkmasına vesile olabilir. Aksi taktirde Amerika bu virajda uçuruma yuvarlanabilir. Bu sadece Amerika için değil bu bütün batı ülkeleri ve hatta sırtı üstü yan gelip yatan Arap ülkeleri için de geçerli bir durumdur.
--------------------------------------------------------------------------------

İsrail Kendisinin ve Müttefiklerinin Geleceğini Bombalıyor





İsrail günlerdir dünyanın gözü önünde Filistini bombalıyor, yakıyor, yıkıyor. Dünya devletleri olup biten ve devam eden bu insanlık dışı işgali her zaman olduğu gibi sadece seyrediyor. Aslında bu katliamları ilk defa yaşamıyoruz. Bu ve benzeri ve hatta daha kötü katliamları da gördük. Sahipsiz desteksiz, kimsesiz, silahsız aç-susuz ve savunmasız bir dünya hep zalimlerin zülmüyle inliyor. Aslanların meydanı boş bıraktığı yerde sırtlanlar, fareler cirit atıyor. İnsanlığın son adası, Osmanlının çekildiği coğrafyalardan insanlık, adalet, huzur, hoşgörü de çekildi gitti. Adalet, huzur, emniyet, sevgi, insanlık, hoşgörü çoktan rafa kaldırıldı. Yerine savaş, zulüm, kin, nefret ve insanlıktan nasibi olmayan neler varsa işte onların zakkum gibi tohumları ekildi. Ve şimdi bu cehennem ağacının altında rüzgar ekmeye devam edenler yarın fırtına biçerken kendilerini de savurup bir felekete atacak bir hortum oluşturuyorlar.



İsrail kendisinin ve müttefiklerinin sonunu netice verecek bir faaliyet ve hareketin içindedir. İsrail bölgede durdurulamaz bir güç olduğu zehabıyla ve keyifle Gazze`yi bombalıyor, dolayısıyla masum insanları öldürüp katlediyor. Hakimiyet körlüğüyle Orta Doğu`da körebe oynuyor ve sobelemeye adam arıyor. Ancak er yada geç bir gün kör gözlerinin başına büyük gaile açacağında hiç şüphe yoktur. Bu bela ve gaile sadece İsrail`in başını yemeyecek İsrail`i destekleyen hangi ülkeler varsa o ülkeler evvela kendi halklarının nefretleriyle boğulacaklardır. Kaderin cilvesine bakın ki süper güçleri bir zulmün etrafında birleştiriyor. İşte bundan ötürü burada en önemli iş Amerika`ya düşmektedir. Amerika halkı ve dünya, Amerika`nın çiçeği burnunda yeni hükümetine dolayısıyla Obama`ya bir şans daha vermiştir. Amerika son yıllarda özellikle Irak operasyonundan sonra ciddi kredi kaybetmiştir. Şimdi aynı anlayışla yani adaletten uzak, insanlık dışı faaliyet ve hareketleri destekleyen bir Amerika`yı ne Amerikalılar ne de dünya istiyor. Amerika bir virajda bulunuyor. Eğer insanca bir manevra yaparsa bu başta kendi imajını tazelemeye sonra da insanlık nezdinde kaybettiği mevkiye çıkmasına vesile olabilir. Aksi taktirde Amerika bu virajda uçuruma yuvarlanabilir. Bu sadece Amerika için değil bu bütün batı ülkeleri ve hatta sırtı üstü yan gelip yatan Arap ülkeleri için de geçerli bir durumdur.



Dünya artık bu hadiselere çok farklı bakıyor. Dünya eskisi gibi dönmüyor. Dünyanın bu zulümleri örtmeye mecali kalmadı. Artık toprak, hava, su, sema, güneş ve yıldız hepsi yorulmuş bir vaziyette zalime lanet eder gibi ortak bir dille hareket ediyorlar. Bunlarda el ele vermiş zalime bir sille vurup yerin dibine batırmak için. İsrail kendi alanını daraltıyor. Yıllar önce kendi topraklarını genişletip, Filistin`in topraklarını daraltan, Filistinlilere üzerinde yaşadıkları toprakları dar eden İsrail, yeryüzünde fitnenin, fesatın bozgunculuğun çekirdeği olmuştur. Ama artık bütün dünya olup biten hadiselere vicdan dürbünüyle bakıyor, insaf eleğinden eliyor ve akıl süzgecinden geçiriyor ve insanca bir hükme varıyor. Bundan ötürüdür ki bütün dünya İsrail`e nefretle bakıyor, kinle haykırıyor bu gün olmasada yarın muhakkak bir hesap sormanın heyecanıyla bileniyor. Hiçbir şey olmasa da sadece bu bile İsrail`e yeter. Ama bitmeyecek. Vicdanlarda yer bulamayanalar yeryüzünde yer bulamazlar. İsrail yeryüzünde vicdanlarda boğulacaktır.



Olup biten bütün hadiselerin bütün dünyaya ve insanlığa verdiği bir ve belki bin mesaj vardır. Ancak, kaderin bu senaryoda cilvesi çok enteresan olacağa benziyor. Dünya bir araya gelse İsrail`i bu denli kötüleyemezdi, İsrail bu kadar nefreti ve kini başka türlü kazanamazdı. İsrail ve onu destekleyenler insanlık selinin önünde kuru bir odun gibi savrulup gidecek. İsrail ve dostları birer paçavra gibi kenara atılacak. İsrail`in sadece Filistin`de değil, sadece Orta Doğu`da değil, bütün dünyanın başına ördüğü çorap gün gelecek kendi başını yiyecek.



Meselenin bir diğer yönü şudur. Müslümanlar bu zulüme karşı ferdan ferda kendilerini muhasebe etmelidir. Orada masum çocukların başında patlayan bombalar müslümanlara bir şeyler anlatmalıdır. Bu hadiselerin dili vardır. Bu katliamın Yeryüzünde, semada yazdığı çok anlamlı desrleri vardır. İşte bu hadiseleri çok iyi okumak ve bu dersleri çok iyi kavramak gerekir. Filistinlinin evine düşen bomba bizim ta kalbimize düşmeli, düşmesi yetmez sineler kavrulmalı, gaflette olanlar uyanmalı, gözler yaşarmalı, ciğer kebap olmalı ve sonrasında da asırlardır uyuyan islam dünyasının dirilişine zemin hazırlamalı. Toprağın bağrına düşen o minnacık yavrular sinelerimize birer taze tohum gibi düşmeli.



Yıllar önce bir vesile ile yazmıştım. Bir daha yazıyorum. İsrail sadece Filistin`i değil, sadece Orta Doğu`yu değil bütün dünyayı nasıl felakete sürüklüyor bakın. İşte bunun için insanlığın nefreti her geçen gün artacak bu zalimlere. Bu plan asırları aşan bir plandır. Bu plan Hz. Zekeriya`yı testereyle ikiye bölen planın parçasıdır. Bu plan dünyayı totemleştirip, parayı tanrılaştırıp bir dünya hakimiyeti planıdır.



Dünyayı Felakete Sürükleyen 21 Madde

Sultan Abdulhamit; ben teşkilat-ı Mahsusa’da çalışırken dünyaya hakim olmak isteyen milletlerarası Siyonist Teşkilatının elimize geçen 21 maddelik düsturları vardır ki, ne kadar manidardır. Bunlar şöyledir.

1- Genç nesilleri ahlaka mugayir telkinlerle ifsad etmeli.

2- Aile hayatını yıkmalı.

3- İnsanlara aşağı sınıflarla tahakküm etmeli.

4- Mukaddesata hürmeti yıkmalı, hürmetle anılan kimseler hakkında rezilane vakalar uydurmalı.

5- Hudutsuz bir lüks, baş döndürücü modalar icad etmeli, çılgınca sarfiyatı teşvik etmeli.

6- Kalabalıkların vakitleri, eğlenceleri, oyunlarla geçirtilmeli, herkes düşünmekten alıkonmalıdır.

7- Müfrit nazariyelerle fikirler zehirlenmeli, gürültü ve kargaşalıklar yaratmalı, sınıflar arasına kin ve itimatsızlıklar sokmalı.

8- Sanatı zayıflatarak edebiyatı müstehcen ve şehevi bir hale sokmalı.

9- Aristokratlara müthiş vergiler koyarak onları bunaltmalı, aralarına kin ve itimatsızlıklar sokmalı.

10- Mal sahipleriyle işçilerin arasını bozmalı, grevler, sabotajlar tertip etmeli.

11- Yüksek tabakanın manevi kuvvetini her çareye baş vurarak kırmalı.

12- Sanayiin ziraatı ezmesine imkan vermeli, böylece köylü sınıfını ortadan kaldırmalı.

13- Saçma nazariyeleri ortaya atarak halkı, gayr-ı kabil-i tatbik fikirlerle dolambaçlı yollara sevk etmeli.

14- Hayat pahalılığını körüklemeli, ücretleri arttırmalı.

15- Beynelminel meseleler ihdas ederek milletler arasına kin ve nefret tohumları saçmalı.

16- Milletlerin mukadderatını tahsil ve terbiyeden mahrum kimselerin ellerine tevdi ettirmeli.

17- Bütün hükümet şekillerini değiştirmeli, bir çok sırları ifşa etmeli.

18- Meşru hükümet tarzlarında mutlak bir istibdata gitmeli.

19- Siyasi, iktisadi buhranlar yaratmalı, servetleri mahvetmeli.

20- Mali istikrarı bozmalı, iktisadi krizleri çoğaltmalı, spekülasyonlara yol açmalı, altını, parayı mahdut ellerde toplamalı, insaniyeti elem, ıstırap ve yoksulluk içine atmalı.

21- Hükümetlerin ölümlerini hazırlamalı, büyük servetleri felce uğratmalı.

Teşkilat-ı Mahsusa’nın incelemeleri neticesinde vardığımız hakikat şudur ki, 1892’den beri dünyamız, bu zihniyetteki Yahudilerle mücadele halindedir. Bunlar, bir (Cihan İhtilali) hazırlamaktadır.

Bütün bu maddelere baktığınız zaman bu maddelerin satır aralarından bir savaşın krokisini, zulmün yol haritasını, kanın gözyaşının aktığını görebilirsiniz. Dünyada bu maddelerin bulaşmadığı tek bir fert gösterebilirmisiniz? Bu maddelerle dağılan yuvaların haddi hesabı varmıdır? Bu maddelerle yakılan yıkılan ülkelerin haddi hesabı varmıdır? Bu maddelerle annesiz ve babasız kalan yetim ve öksüzlerin, açlıktan ölenlerin, soğuktan donanların haddi hesabı varmıdır?



Şimdi kısaca özetleyelim bu maddeleri, güzelim dünyamızda ve bütün ülkelerde, genç nesiller ifsad edildi mi?, aile hayatı temelinde dinamitlenip yıkıldı mı?, çılgınca sarfiyata teşvik, insanlar düşünceden mahrum edildi mi?, insanlar arasına kin, nefret, düşmanlık tohumları saçıldı mı?, manevi değerler ve mukaddesat ayaklar altına alındı mı?, ahlaksızlık bütün dünyayı toptan sardı mı?, gençliğin eğitim ve terbiyesi, terbiyeden yoksun insanların eline verildi mi?, gençlik, diline, dinine, kültürüne, milletine, vatanına ve topyekün insani değerlere ürpertici bir şekilde yabancılaştırıldı mı?, siyasi ve iktisadi buhranlar anaforundan insanlık geçirildi mi?, sabotajlar, grevler, su-i kastler, darbeler, ekonomik krizler organize edildi mi?, hükümet indirilip, hükümetler bindirildi mi?, Dünyanın her yerinde savaşlar yapıldı mı Afganistan, Irak, Filistin işgal edildi mi?, Bosna, Arnavutluk yakılıp yıkıldı mı?, Orta Doğu`da kan gövdeyi götürdü mü?, Afrika açlığa, yokluğa, her türlü illete, türlü türlü zillete mahkum edildi mi? daha hangisini söyleyeyim bilmem ki, bende şaşırdım bu canavarlığa, vahşete ve dehşete, Felluce mi desem, Filistin, Karabağ mı, yoksa açlıktan ölen Afrika mı?, bütün bu soruların bir tanesine bile hayır diyebilecek varmı?

Bu maddeleri yıllar önce okuduğumda hiç şaşırmamıştım. Çünkü dünya ile adeta bir çocuğun elindeki topaçla oynadığı gibi oynanmaktadır. Topacın ipi kimin elindeyse onu istediği gibi oynatıyor. Diğerlerine de uzaktan izlemek kalıyor... Zaman, düz olarak akıp gitmiyor, zaman dairevi olarak dönüyor, birilerine bir gün gece olurken, bir başkalarına ise gündüz tebessüm ediyor.



İstiklal şairimiz Mehmet Akif bakın yıllar önce kaleme aldığı bir şiirle nasıl bugünleri de anlatıyor.



"Gitme ey yolcu! beraber oturup ağlaşalım;
Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım:
Ne yapıp da ümitsizliğimi yok edeyim bilmem ki?
Öyle korkunç çevremde dönen matem ki!..
Ah! Karşımda vatan namına bir Kabristan
Yatıyor şimdi... Nasıl yerlere geçmez insan?
Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu
Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!
Bu ne sonsuz ayrılık, bu ne apaçık bir acı...
Ezilir göğün ruhu, parçalanır yerin kalbi!
Azıcık kurcala toprakları, bak ne çıkar:
Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar
Bereden kimliğinin rengi kaybolmuş yüzler!
Kim bilir hangi rezillikle oyulmuş gözler!
"Medeniyet" denilen vahşete lanet eder,
Tek parça haline gelmiş sırıtan dişler!
Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerce beden!
Nice başlar, nice kollar ki ayrı bedeninden
Alınıp parçalanan çocuklar, beşiğinden;
Sonra bunca hayat, namusu yüzünden kurban edilen!
Bembeyaz saçları katranlara katmış dedeler!
Göğsü baltayla kesilmiş memesiz anneler!
Teki binlerce kesik gövdeye ait kümeler:
Saç, kulak, el , çene, parmak... Bütün insan yığınları!
Bakalım yavrusu uğrar mı deyip karnından
Canavarlar gibi şişlerle kazarmış nice can!
İşte bunlar o felakete uğramışlardır ki, düşün
Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün!
Müslümanlıkları zavallıların öyle büyük
Bir cinayet ki: cezalar ona nisbetle küçük!"



Ve bir başka yerde…




Ey dipdiri meyyit, ’İki el bir baş içindir.’
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye’se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye’s öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me’yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye’sin yüzü gülmez!
Buradan alınmıştır (http://www.haberx.com/Yazarlar/Halid-Sener/Ocak-2009/Israil-Kendisinin-ve-Muttefiklerinin-Gelecegini-Bombaliyor.aspx)

Umar
19. January 2009, 06:45 AM
Allah razı olsun; parayı Rableştirenlerin deşifre edildiği güzel bir çalışma, özellikle Abdulhamid'in eline geçen 21 siyonist orjinli madde ve ayrıca Akif'in haykıran mısraları; günümüzdeki zulümleri, fesatlıkları, ufunetleri v.b kanıtlar bir biçimde apaçık ortada.