PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : “kitap fırkacılığı yapmak”


EVVAB_İNSAN
28. October 2008, 04:12 PM
“KİTAP FIRKACILIĞI YAPMAK”

Kitapta fırkacılık yasaklanmıştır. Kitap tabiri hem hem tüm vahyi hem dört büyük peygambere inen dört büyük kitabı hem de bizzat HZ. KUR’AN’I ifade etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca insan ve evren de ayetlerle dolu olarak tanıtıldığı için, birer kitap hükmündedir.

Kitapta fırkacılık işte bu “kitap”lar arasında bölücülük yapmaktır. HZ. KUR’AN tüm evrenin ve insanın taşıdığı ayetlerin incelenmesini isteyerek insan ve evren kitaplarının göz ardı edilmemesini, İMAN dışında tutulmamasını ister. HZ. KUR’AN ayrıca, kendisinin temsil ettiği din birliğinin parçalanmamasını, dinde kaynak olarak öne sürülecek alt-kutsal kitapların vücut bulmamasını da emreder. Bu alt kitaplara HZ. KUR’AN “ZÜBÜR” diyor. Peygamberimiz bunları “MİŞNA=YAHUDİ HADİS KİTABI” diye anmış ve MİŞNALARIN ortalığı sarmasını bir çöküş belirtisi olarak göstermiştir.

Dini hizip kitaplarına bölmek “TAKATTU” olarak ifade edilmiştir ki, kesip parçalara ayırmak, doğramak demektir.

Dini zübürlere bölmeyi açığa çıkaran temel ayetler:

…İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ve ben de sizin RABBİNİZİM; o halde benden sakının! …Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir. …Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak. Müminun Suresi/52–54

…İşte şu sizin ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de RABBİNİZİM. O halde bana kulluk/ibadet edin. …İşlerini aralarında parçaladılar. Hepsi bize dönecekler. Enbiya Suresi/92–93

Kitapta bölücülük, her fırkanın kendi başı veya lideri (efendi, şeyh, hazret, üstat vs.) tarafından yazılan kitapların dokunulmaz, eleştirilmez, değiştirilmez, sadeleştirilmez kılınması şeklinde alt putçuklara da vücut verir. İlahi kitabın bile yoruma açık olduğu bir dinde bir takım insanların yazdıklarını dokunulmaz, eleştirilmez kılmaktan daha büyük bir çürüme gösterilemez.

Dinde bölücülüğün şirkin bir görünümü olduğuna dikkat çekilerek bu bölücülüğe gitmeyi önlemek için uyarı yapılmaktadır:

…Sakın şirke sapanlardan olmayın! Onlardan ki dinlerini parçalayıp hizipler/fırkalar haline geldiler. Her hizip kendi elindekiyle sevinip övünür. Rum Suresi/31, 32

Bu ayetlerde bölücülük yasaklanırken isim olarak “ŞİYE” fiil olarak da “FERRAKU” sözcüğü kullanılmıştır ki, Arapça’da klikleşmeyi, parçalanıp bölünmeyi ifade eden temel kelimelerdir. “Şiye” hizipler, klikler demek. “Ferraku” ise “fırkalara, parçalara, partilere ayrıldılar” anlamında bir fiildir. Aynı sözcükler, az sonra vereceğimiz ayette de kullanılmış ve Hz. Peygambere dinde fırkacılık yapanlarla hiçbir ilgisinin olmadığı açıkça bildirilmiştir:

…Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi ALLAH’A kalmıştır. ALLAH onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir. Enam Suresi/159

Bu ayetten anlaşılır ki, dinde fırkacılık edenlerin, din ve peygamber hakkında sloganları ne olursa olsun, gerçekte Hz. Muhammed ile aralarında bir İMAN ve SADAKAT bağı olduğu düşünülemez. Bunlar ya kendi kendilerini aldatan basireti bağlanmış gafillerdir, yahut da din ve peygamber sloganlarıyla dünyalık menfaat ve saltanat devşiren ikiyüzlülerdir. Enam 159. ayetin bunun dışında bir mesaj taşıdığını söylemek mümkün değildir.

Tefrika sözcüğünün kullanılmasıyla dikkat çekilen bölücülüğün geçtiği birçok yerde, bu bölücülüğün, YÜCE ALLAH’IN ayetleri geldikten sonra ve hatta bu ayetleri taşıyanlar tarafından sergilendiğinin altı çizilmektedir ki bu da ayrı bir mesajdır.

…Yemin olsun, zikirden sonra Zebur'da şunu yazmıştık: Yeryüzüne benim iyilik ve barış seven kullarım vâris olacaktır. A’li İmran/105

…Kendilerine ilim geldikten sonra, sadece aralarındaki kıskançlık ve azgınlık yüzünden fırkalara bölündüler. Eğer belli bir süreye kadar erteleme sözü RABBİNDEN gelmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Onların ardından Kitap'a mirasçı olanlar da onun hakkında, işkillendiren bir kuşku içindedirler. Şura Suresi/14

…Kitap verilmiş olanlar, kendilerine beyyine/açık delil geldikten sonradır ki parçalanıp bölündüler. Beyyine Suresi/4