PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Potansiyel sahte madurlar ve bir yöntem


Toslunba
23. October 2008, 03:23 PM
Değerli arkadaşlar, Ankarada bir grup insan türedi. Daha önce görmediğimiz bir yöntemle para yardımı istiyorlar. Örneğin "ben siirtten geldim,iş aradım bulamadın açım ,yardım et" diyorlar. Ve bizde inanıp para yardımı yapıyor ve birde onlar için üzülüyorduk. Sonradan adım attığınız her semtte ".... yerden geldim, iş bulamadım açım" diye para isteyen kişiler gördük ve kendi semtimdeki bazı tasicilerde beni uyardı, "bunlar sahtekar hergün böyle diyerek hekezden para alıyorlar,bunlar senden zengindir iş felan aradıkları yok ....semtten geliyor bunlar" diye. Dediler ama insan ya dediği doğruysa diyor, ya gerçekten yardıma muhtaç biriysede Rabbim yoluna bana düşürmüşse diye aklına geliyor. Yardım isteyenlerinde ağzında bir dolu yemin. Biliyorsunuzki pekçoğu sahtekar yalancı ama ya bu karşımdaki muhtaçsa fikri kandırılırsam günahı ona- yok gerçekse sevabı bana diyor ve yinede huylana huylana yardım ediyorsunuz. Yeni bir yöntem geliştirdim artık. Bunu yapanlara diyorumki açsan karnını doyuruyum ama para isteme (çalışmaya teşvik ve ihtiyacının giderilmesi bakımından), nihayetinde bir lokantaya oturtup sipariş bedelini ödeyip çıkıyorum. Bu her iki tarafıda kandırılmaktan nispeten koruyor ve madur kişiyi çalışmaya yönlendiriyor diye düşünüyorum. Aklınızın bir ucunda bulunsun. Güzel bir yöntem bence.Tabi eğer muhitinizde bu gibi kişiler varsa.

PİLOT
24. October 2008, 01:24 PM
Değerli arkadaşlar, Ankarada bir grup insan türedi. Daha önce görmediğimiz bir yöntemle para yardımı istiyorlar. Örneğin "ben siirtten geldim,iş aradım bulamadın açım ,yardım et" diyorlar. Ve bizde inanıp para yardımı yapıyor ve birde onlar için üzülüyorduk. Sonradan adım attığınız her semtte ".... yerden geldim, iş bulamadım açım" diye para isteyen kişiler gördük ve kendi semtimdeki bazı tasicilerde beni uyardı, "bunlar sahtekar hergün böyle diyerek hekezden para alıyorlar,bunlar senden zengindir iş felan aradıkları yok ....semtten geliyor bunlar" diye. Dediler ama insan ya dediği doğruysa diyor, ya gerçekten yardıma muhtaç biriysede Rabbim yoluna bana düşürmüşse diye aklına geliyor. Yardım isteyenlerinde ağzında bir dolu yemin. Biliyorsunuzki pekçoğu sahtekar yalancı ama ya bu karşımdaki muhtaçsa fikri kandırılırsam günahı ona- yok gerçekse sevabı bana diyor ve yinede huylana huylana yardım ediyorsunuz. Yeni bir yöntem geliştirdim artık. Bunu yapanlara diyorumki açsan karnını doyuruyum ama para isteme (çalışmaya teşvik ve ihtiyacının giderilmesi bakımından), nihayetinde bir lokantaya oturtup sipariş bedelini ödeyip çıkıyorum. Bu her iki tarafıda kandırılmaktan nispeten koruyor ve madur kişiyi çalışmaya yönlendiriyor diye düşünüyorum. Aklınızın bir ucunda bulunsun. Güzel bir yöntem bence.Tabi eğer muhitinizde bu gibi kişiler varsa.

evet,
gerçekten güzel bi yöntem bulmuşsun, bu anlattıkların bana Kemal sunal filimlerini hatırlattı.

Toslunba
24. October 2008, 01:42 PM
Dostum Bursaya dadanmamışlar anlaşılan...Ankarada çok fazlalar. Herkezin karşısına en az bir iki kere çıkıyolarmış. Anlatınca herkez aaa banada oldu aynı şey diyince şaşırmıştım. Kurulan cümleler bile hep aynı...

merdem
10. April 2013, 08:58 PM
Cevrenizde böyle KAHVE veya Restaurantlar varmi degerli Kardeslerim? Buna benzer Marketler de olsaydi güzel olurdu. Görecekmiyim o günleri...




ASKIDA KAHVE
Yayınlandı: 30 Nisan 2011 / Kişisel Gelişim


İtalya’da Venedik’in kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Bar’da, espressolarımızı içiyorduk. İçeri giren müşterilerden biri barmene, “iki kahve, biri askıda!” dedi; iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti. Barmen de duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kâğıt astı.

Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da “Üç kahve, biri askıda” dediler; Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. Bermen “askı”ya yine bir küçük kağıt astı. Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.

Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve Barmen’e “Askıdan bir kahve!” dedi. Barmen hemen bir kahve hazırladı ve yeni müşterinin önüne koydu. Yoksul kişi, kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen’se, duvardaki askıya taktığı kâğıtlardan birini kopardı, parçalayıp çöp kutusuna attı.

Bu günün sonunda, gözlerimizi yaşartan bir “İtalyan toplumsal terbiyesi” öğrendik: Bir Venedikli için yaşamsal olmasa da, kahve, günlük yaşamda önemli bir yer tutmaktadır.

Kahve içecek kadar parası olmayan kişilere yardım edebilecek düzeydeki kişiler, bir kahve parası daha ödüyorlar. Yardım ettiği kişiyi görmedikleri için bu kişiler de daha mutlu oluyorlar; kimden geldiğini bilmedikleri bu ikramı kabul edenler de daha huzurlu!

Yardım eden ile alan arasında, bu cafe-bar’daki garson gibi köprü görevi yapan kişilerinse, güler yüzlü ve sevgi dolu olmaları gerekiyor. İçeri giren yoksul bir kişinin “Bana askıda kahve var mı?” diye sormasına gerek bırakmamak için, askıda kahve olduğunu belirten kâğıt parçalarını kolaylıkla görülebilen bir yere asmaksa, bu olgunun zarif bir bölümü…

Araştıran
10. April 2013, 10:07 PM
Cevrenizde böyle KAHVE veya Restaurantlar varmi degerli Kardeslerim? Buna benzer Marketler de olsaydi güzel olurdu. Görecekmiyim o günleri...




ASKIDA KAHVE
Yayınlandı: 30 Nisan 2011 / Kişisel Gelişim


İtalya’da Venedik’in kenar mahallelerinden birinde, bir Cafe-Bar’da, espressolarımızı içiyorduk. İçeri giren müşterilerden biri barmene, “iki kahve, biri askıda!” dedi; iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti. Barmen de duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kâğıt astı.

Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da “Üç kahve, biri askıda” dediler; Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. Bermen “askı”ya yine bir küçük kağıt astı. Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.

Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve Barmen’e “Askıdan bir kahve!” dedi. Barmen hemen bir kahve hazırladı ve yeni müşterinin önüne koydu. Yoksul kişi, kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen’se, duvardaki askıya taktığı kâğıtlardan birini kopardı, parçalayıp çöp kutusuna attı.

Bu günün sonunda, gözlerimizi yaşartan bir “İtalyan toplumsal terbiyesi” öğrendik: Bir Venedikli için yaşamsal olmasa da, kahve, günlük yaşamda önemli bir yer tutmaktadır.

Kahve içecek kadar parası olmayan kişilere yardım edebilecek düzeydeki kişiler, bir kahve parası daha ödüyorlar. Yardım ettiği kişiyi görmedikleri için bu kişiler de daha mutlu oluyorlar; kimden geldiğini bilmedikleri bu ikramı kabul edenler de daha huzurlu!

Yardım eden ile alan arasında, bu cafe-bar’daki garson gibi köprü görevi yapan kişilerinse, güler yüzlü ve sevgi dolu olmaları gerekiyor. İçeri giren yoksul bir kişinin “Bana askıda kahve var mı?” diye sormasına gerek bırakmamak için, askıda kahve olduğunu belirten kâğıt parçalarını kolaylıkla görülebilen bir yere asmaksa, bu olgunun zarif bir bölümü…

Merhaba Merdem kardeşim,
Çoooook güzel bir düşünce.Acaba böyle bir uygulama varmı?Sanki gazetedemi okudum yoksa televizyondamı gördüm böyle bir sistemi ekmek olarak uygulayanlar vardı ülkemizde.Fakat ülkemizin genelini düşününce heleki beleş dağıtılan birşey için(Başta ne dağıtıldığıda bilinmez ama beleş! ya) milletin birbirini ezercesine rekabet içine girişi görülünce biraz hayale kaçıyor.(neden hayal dersen birbirini ezen millet arasında gerçekten ihtiyacı olanlarda var olmayanlarda).Herşeyden önce eğitim şart bence ama eğitimde yetmiyor bazen,kişiden başlayıp toplum düzeyine kadar her bireyin eğitim talep etmesi,bilgiyi,ilimi istemesi gerekir.Yoksa büyülenmiş gibi saatlerce televizyon izlemekle,bilgisayarda oyun oynamakla,kız peşinde koşmakla olacak iş değil!

galipyetkin
10. April 2013, 11:08 PM
İslamın getirdiği ekonomik ve sosyal sistem, insanları bir kahve parasına muhtaç bırakıp sonra da onlara "yalnızca belirlediğim yerden ancak ve ancak bir kahve içebilirsin" demek midir?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

merdem
10. April 2013, 11:36 PM
İslamın getirdiği ekonomik ve sosyal sistem insanları bir kahve parasına muhtaç bırakıp sonra da onlara yalnızca belirlediğim yerden ancak ve ancak bir kahve içebilirsin demek midir?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.


Cevrenizde böyle KAHVE veya Restaurantlar varmi degerli Kardeslerim? Buna benzer Marketler de olsaydi güzel olurdu. Görecekmiyim o günleri...


Sözkonusu edilen yardim yalnizca bir fincan kahve degildir burada Beyfendi, sayarmisiniz bilemiyecegim :p

galipyetkin
10. April 2013, 11:44 PM
Söz konusu Ne'dir küçük Hanım?

merdem
10. April 2013, 11:50 PM
Söz konusu Ne'dir küçük Hanım?


Genis bir alanda halkin destegi ile yardimlasma imkanlarinin yaratilmasidir söz konusu. Bir fincan kahve deyip gecmeyin, az veren candan misali, az da olsa fakat sürekli olarak yardimlasma. Saydinizmi?

galipyetkin
11. April 2013, 12:35 AM
Hayır Küçük Hanım.

''az veren candan misali, az da olsa fakat sürekli olarak yardımlaşma" değil. Saymasını kibrinizden öğrenemiyeceğinizi bildiğimden sizin yönünüzden ondan vazgeçmiştim. Ama gene içim el vermedi:

Haşr-9 suresini okuyup tahlil edin. Belki bir nebze saymayı öğrenebilirsiniz. Bu iş market çıkışı dilencinin eline 10 Eu sıkıştırmaya, çevrenizi de buna teşvik etmeye benzemez.

merdem
11. April 2013, 12:53 AM
Hayır Küçük Hanım.

''az veren candan misali, az da olsa fakat sürekli olarak yardımlaşma" değil. Saymasını kibrinizden öğrenemiyeceğinizi bildiğimden sizin yönünüzden ondan vazgeçmiştim. Ama gene içim el vermedi:

Haşr-9 suresini okuyup tahlil edin. Belki bir nebze saymayı öğrenebilirsiniz. Bu iş market çıkışı dilencinin eline 10 Eu sıkıştırmaya, çevrenizi de buna teşvik etmeye benzemez.


Babamlar da Mudanya'ya göc etmisler zamaninda Yunan zulmünden kurtulmak icin. Ben hic bir zaman bir yardi eli uzatandan bahsedildigini duymadim. Annesiz olmam dolayisiyle kücük yasimda evde ki öbür cocuklarla kavga olurmus diye yuvada büyüdüm. Erginlik cagima geldigim halde giydigim en mini etegin din üzerinden degilde bir nevi baska yollardan yasaklanmaya calisilmasini umursamadim. Evlendigimde ne bir akil ne bir tesvikte bulunanlari buldum yanimda ( babamin tavsiyeleri haric ).

Evlilik yillarim yine ayni hikaye, ne akillica davranan ne de güzeliyle örnek olacak bir yardimci.

Cahilligime verim, bilmediklerimi ögrenmeye calisiyorum. Sayet ona da bir kulp bulacak olursaniz, bos seyler diyecek olursaniz öksüzlere ve yetimlere yaptigim aylik yardimlari aninda durdururum. Kimseye bir faydasi yok ise uzak kalirim her türlü yardimdan ve her türlü düsüncelerden.

Camiiler hakkinda atilip durulan söylevler yüzünden yakinimdaki Kur'an Kursuna ve hafta sonlari yatili derslere katilan cocuklara yardim etsem mi etmesem mi diye ortada kaldim.

Tesviklerinizden dolayi tesekkürlerimi sunarim. Odunlasmam icin gerekli bilgilerinizi iletmeye devam edin.

galipyetkin
11. April 2013, 01:17 AM
Ben sizi yardım yapmaktan men etmeye çalışmıyorum ki. Olanaklarınız varsa gizli veya açık bunu yapın ve memnun edip mutlu olun. Zerre kadar iyilik muhakkak karşılığını bulacaktır.

Benim anlatmak istediğimi anlayamıyorsunuz kaç seferdir. Yaptıklarınız bazı şeyleri farkında olmadan islamın kurallarıymış gibi gösteriyorsunuz. Meselâ, aslolan dilenciye para vermek ve başkalarını da buna teşvik etmek değil, dilenmeye neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.

merdem
11. April 2013, 01:43 AM
Ben sizi yardım yapmaktan men etmeye çalışmıyorum ki. Olanaklarınız varsa gizli veya açık bunu yapın ve memnun edip mutlu olun. Zerre kadar iyilik muhakkak karşılığını bulacaktır.

Benim anlatmak istediğimi anlayamıyorsunuz kaç seferdir. Yaptıklarınız bazı şeyleri farkında olmadan islamın kurallarıymış gibi gösteriyorsunuz. Meselâ, aslolan dilenciye para vermek ve başkalarını da buna teşvik etmek değil, dilenmeye neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.


Almanya gibi bir ülkede carsinin ortasinda bir multi alis-veris merkezinde el acip dilenenlerin olabileceklerini gördügümden dolayidir ki Türkiye düsündükce üzülüyorum kimbilir ne haldedir insanciklari diyerek.

Bir dilenci yüzünden söylenmelerinizden doyayi anlatmadim bile, gecen hafta marketin icinde cöp kutusunu karistiran iki kisiyi gördügümde yine icim burkuldu, ellerine parayi uzatirken bununlada baska bir ihtiyacinizi karsilayin dedim alindirmadan o kisileri. Kapinin önünde "SOKAK GAZETESI" STRASSENFRGER satan bir kizcagiz vardi. Bu gazeteyi satanlar toplumdan uzaklastirilmis kisilerdir, ya esrardan dolayi, ya herhangi bir suctan dolayi veyahutta gelisimlerinde problemleri olmalari dolayisiyla kendilerini sokakta bulanlardir bunlar. Büyük bir organizasyon tarafindan destekleniyorlar, yiyecek ve yatacak yerleri karsilaniyor kendilerini ortama kabul ettirecek bir duruma getirilene kadar.

Ben bunlari görmemezlikten mi geleyim, hepsine devlet baksin bana ne mi diyeyim. Elimde degil üzülüyorum. Duymadigim, görmedigim ama tahmin ettigim yolsuzluklar, haksizliklar ayni sekilde düsündürüyor ve üzüyor beni. Dirlanmak, hayiflanmak icin anlatmiyorum bunlari, elimden geldigince yardimlarda bulunmaya calisiyorum. Herhalde bir sehirde 1000 kisi ayni görüste olursa, ona göre de bir iki ihtiyaci olan azalir. Yanlis mi düsünüyorum? Her bir isi devletin ve kurumlarin üzerine mi yüklememiz gerekir?

Rabbime her ne kadar sükretsem azdir, beni SENDEN baskasina muhtac durumda birakma, SENDEN baskasina el actirma, SENDEN baskasindan yardim istenecek durumlara düsürme Rabbim diye yalvariyorum. Düsmeyen anlamaz belkide, esasinda bu durumlara düsmeden anlamak kavramak gerekir.

merdem
11. April 2013, 01:51 AM
Ben sizi yardım yapmaktan men etmeye çalışmıyorum ki. Olanaklarınız varsa gizli veya açık bunu yapın ve memnun edip mutlu olun. Zerre kadar iyilik muhakkak karşılığını bulacaktır.

Benim anlatmak istediğimi anlayamıyorsunuz kaç seferdir. Yaptıklarınız bazı şeyleri farkında olmadan islamın kurallarıymış gibi gösteriyorsunuz. Meselâ, aslolan dilenciye para vermek ve başkalarını da buna teşvik etmek değil, dilenmeye neden olan sebepleri ortadan kaldırmaktır.

Bazi seyleri Islamin kurallariymis gibi gösterecek hareketlerim hangisiymis acaba, vaaz mi veriyorum, yoksa fetva mi veriyorum. Ben kimim ki? Ancak uygun gördügümü uygularim, kimseye bir kural olarak bir seyler sunmuyorum. Her canlinin bir degeri vardir, ben sirf bu Islamda sarttir diye tutturmuyorum. Öyle bir tutumda bulunmus isem o zaman uyarin.

Dilenmeye neden olan sebepleri kaldirmak sanki benim elimde. Ben ancak bir insan olarak üstüme düseni yapabilirim, ben bir kurumun üyesi degilim, bir organizasyonda vazifeli degili, bir devlet görevlisi degilim.....Bir karinca sürüsüne hele hic sahip degilim.

merdem
7. May 2013, 02:26 AM
Hayır Küçük Hanım.

''az veren candan misali, az da olsa fakat sürekli olarak yardımlaşma" değil. Saymasını kibrinizden öğrenemiyeceğinizi bildiğimden sizin yönünüzden ondan vazgeçmiştim. Ama gene içim el vermedi:

Haşr-9 suresini okuyup tahlil edin. Belki bir nebze saymayı öğrenebilirsiniz. Bu iş market çıkışı dilencinin eline 10 Eu sıkıştırmaya, çevrenizi de buna teşvik etmeye benzemez.


Böyle düsünenler de var :D

http://2.bp.blogspot.com/-1XfDYJ2Sib4/UQpmfuJrv4I/AAAAAAAAAJk/uaf7Ne4h6lQ/s1600/Kapitalist-Karikatürler.jpg