PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : önceden biliniyomuşşşşş


yolcu42
17. October 2017, 07:59 PM
Kuranda her bilimsel mucizeye veya her peygamber kıssasına verilen cevaptır.

Örnek olarak yedi gök mucizesine bakalım.

1.müşrikler,beş gezegen,güneş ve ay için yedi gök terimini kullanmış.
Doğru olabilir çünkü muhatapları sormuştur bu neyin nesi diye.

2.şu nokta kaçırılıyor.
Böyle bir inanış olsa dahi,bir ayette "yakın göğü kandillerle süsledik" diyor.
Onların yedi gök cismine verdikleri ismi siliyor, yedi göğün yakın olanında kandiller var diyor.
2.hiç bir kuran ayetinde ki bilimsel mucize bugün bilimle çelişmiyor.
Örneğin,uydurma rivayetlerde"dünya balığın sırtında" der.
Kuranda buna benzer bişey yok.

3. Eğer o zaman yedi gök bilinse dahi, onların bildiği birşeyi,peygamberimiz peygamberliğini kanıtlamak için kullanmış olabilir mi.

Mesela bugün birisi deseki ben peygamberim,hücrenin içinde dna var" dese kim dikkate alır.

Kısaca demek istediğim,
"kuranda anlatılan hikayeler,bilimsel veriler
İçin,"daha önce biliniyor muydu acaba" demek mantıksızlıktır.

Önemli olan,
Bugün bu veriler,gerçekle örtüşüyor mu ona bakmak.

-Atmosferin yedi tabakası var mı ona bak
(ben samanyolunun kollarını da kasdettiğini düşünüyorum)

-İki denizin karışmadığı yer var mı ona bak

-Anne karnında üç karanlık evre var mı ona bak.

-Denizin dibinde karanlıklar,iç dalgalar var mı

-Göğe yükselirken basıncın etkisiyle gögsün sıkışması var mı ona bak

-genişleyen evren,

-bitişik gök(bigbang),

-yeryüzünden eksiltme gibi kuranda geçen mucizeler bilimle örtüşüyor mu ona bak.

Sümerlerde hikaye varmış.
Olsun kardeşim.

Allah hem sümerlere hem de musaya aynı hikayeyi yamış olamaz mı.

Bazı arkadaşlar asıl imanını artıracak konuları bırakır, böyle benzeşik(müteşabih) konuların peşine düşüyor. (aliimran7 ye de benzedi şimdi:)

kuman
17. October 2017, 08:16 PM
Sayın yolcu,

Lütfen mushafı bilimsel bilgiler ile doğrulamaya çalışmayalım.
Burada önceden bir arkadaş yapmış ancak o da kötü niyetli olduğuna şüphem yok.
a2-a2=a2-a2
Demiş birini a parantezine almış diğerini çarpanlarına ayırmış ayıptır ya.

bartsimpson
17. October 2017, 11:18 PM
Sayın yolcu,

Lütfen mushafı bilimsel bilgiler ile doğrulamaya çalışmayalım.

peki neden kuran akla bilgiye düşünmeye ve okumaya atıf yapar?

kuman
18. October 2017, 09:51 PM
Sayın bart,

Kur an akla bilgiye ve düşündürmeye yönlendirmesi onun bilimsel veriler için turnusol kağıdı olduğunu mu gösterir ?

yolcu42
19. October 2017, 01:07 AM
Sayın kuman,

Örnek olarak , ali imran190-191 yunus5--6 mesela,

Sizin için ne ifade ediyor.

(bunu sadece sizin bakış açınızı merak ettğim için soruyorum.yanlış anlamayın lütfen)

Benim için şu,
"herşeyi araştırın,herşeyde allahın varlığını görceksiniz.mükemmel tasarımı görceksiniz."

Kuranın bilimsel mucizesi dediğimiz ayetler ise,

"bilimle araştırıp bulduğunuz bu sonuçlar,size 1500 evvel yazıda bildirildi.

O zaman,kainat kitabını yaratan ile bu okuduğunuz kitabı yaratanın aynı güç olduğunu anlayın.böylece kurandan şüphe etmeyin."
Doğrusunu allah bilir

Kuranda çokça geçen "elindekini doğrulayan kitap" ifadesine dikkatli bakalım.(tam bir inceleme yapmadığım için kesin yazamıyorum.

bartsimpson
20. October 2017, 07:34 PM
Sayın bart,

Kur an akla bilgiye ve düşündürmeye yönlendirmesi onun bilimsel veriler için turnusol kağıdı olduğunu mu gösterir ?

Ne zararı var? Ya da ne engel var?

kuman
21. October 2017, 11:53 PM
sayın bart,

Bilim yada yaşam dinamiktir, Mushaf durağan dır söylenmiş ve bitmiştir başka bir söz yazılmaz içinde.
Dİnamik bir olguları durağan bir Mushaf ile nasıl ilişkilendireceğiz ?
Her değişimde yeni yeni tevil mi yapacağız ?

Demek istediğim sizin sorduğunuz Engel olan Mushaftır.

Durağan ile dinamiği doğrulama kalkarsanız zararlarını siz düşünün artık.

kuman
23. October 2017, 10:23 AM
Sayın kuman,

Örnek olarak , ali imran190-191 yunus5--6 mesela,

Sizin için ne ifade ediyor.

(bunu sadece sizin bakış açınızı merak ettğim için soruyorum.yanlış anlamayın lütfen)

Benim için şu,
"herşeyi araştırın,herşeyde allahın varlığını görceksiniz.mükemmel tasarımı görceksiniz."

Kuranın bilimsel mucizesi dediğimiz ayetler ise,

"bilimle araştırıp bulduğunuz bu sonuçlar,size 1500 evvel yazıda bildirildi.

O zaman,kainat kitabını yaratan ile bu okuduğunuz kitabı yaratanın aynı güç olduğunu anlayın.böylece kurandan şüphe etmeyin."
Doğrusunu allah bilir

Kuranda çokça geçen "elindekini doğrulayan kitap" ifadesine dikkatli bakalım.(tam bir inceleme yapmadığım için kesin yazamıyorum.

Sayın yolcu,

Fizik kimya biyoloji matematik gibi konular da öyle muhteşem bir bilgim yoktur, sıradan bilgiler diyebiliriz. Öyle yüksek matematik fizik hiç anlamam.
Hatta bilime çok fazla güvenen biri de değilim dir.
Bilime çok fazla inanmamın sebebi herşeyi bir sabite bağlamasıdır bu sabitlerin doğruluğu yada yanlışlığı konusunda da kimse konuşmaz.

Güzel bir teori bulduk herkeste kabul etti bizim İslam camiası da Mushaf ta işte şu ayet buna tekabül eder bu bizim 1500 sene önce yazılan kitabımızda var dedi. Herkes mutlu anlayacağınız.

200 sene geçti biri başka bir şey buldu ama eski bilgileri yok edecek ve onların yanlışlığını bulan bir bilgi, bu bilgiyi bulan şahıs bulduklarının yanlış olma ihtmali yüzünden de kimseye bir şey söyemedi yakın bir kaç kişi harici.
Sonuçta herkesin temel yasa olarak kabul ettiği bilgiyi kendi kıt aklı ile nasıl değiştirebilir ki o kişi bile buna inanmadı.

Sonra cesur bir arkadaşı dedi ki senin bulguların doğru yayınlasana bunu.

NE olur sizce kimse inanmaz sonra herkes bir şekilde deneme yapmaya başlar ve eski teorinin yanlış noktaları bulunur ve herkes bu bilgilerin doğruluğunu kabul eder.

Ne yapacağız biz yani İslam alemi yeni tevil mi ?

Olmaz demeyin Einsten izafiyet kuramının hikayesi bu...



Bilim mükemmel tasarım aramaz bu tasarımın çalışma prensiplerini arar ve bunları anlamaya çalışır.
Bu tasarım mükemmel olsun yada olmasın.
Bilim eğer mükemmel tasarım aramıyorsa eğer bilimden bi haber insanların gördükleri tasarımların mükemmel bir tasarım olduğunu söylemelerinin anlamı ne ben size söyleyeyim tamamen BOŞ .
Siz bir karadelik diye bir varlık öğrenirsiniz işte Mükemmel bir tasarım Allah işte böyle büyüktür dersiniz ancak gerçek öylemidir değilmidir bakmasınız bile.

Bing bang bulunur işte bu dersiniz yaratılışı Allah bu şekilde yapmış dersiniz. Ancak ortada duran sorunu bile görmezsiniz.
Binbang te YOKTAN VAR EDİLME YOKTUR ! Hani bu evren yoktan var edilmişti ?
Nereye koyacağız bunu ?

bartsimpson
23. October 2017, 07:56 PM
sayın bart,

Bilim yada yaşam dinamiktir, Mushaf durağan dır söylenmiş ve bitmiştir başka bir söz yazılmaz içinde.
Dİnamik bir olguları durağan bir Mushaf ile nasıl ilişkilendireceğiz ?
Her değişimde yeni yeni tevil mi yapacağız ?

Demek istediğim sizin sorduğunuz Engel olan Mushaftır.

Durağan ile dinamiği doğrulama kalkarsanız zararlarını siz düşünün artık.

Bence sünnetullah üzerinde tefekkürle düşünülmeli, sıratel mustakim iyi analiz edilmeli.
Mushaf sana göre durağan, bana göre durağan.
Ne demek istediğimi anlayacağınıza eminim.
Evrensellik bunu gerektirir.

kuman
3. November 2017, 05:54 PM
Sayın bart
Bir kaç link gönderirmisin

bartsimpson
5. November 2017, 11:35 AM
Biz, Kuran'da önceki kavimlerden bahsedildiğinde, içinde bulunduğumuz zamanda şunları anlıyoruz...

http://eskikavimler.blogspot.com.tr/p/blog-page.html

Peki bundan 5.000 yıl yada 10.000 yıl sonra Kuran okuyan biri, önceki kavimlerden bahsedildiğini okuyunca, sen de onlardan birisi olmayacak mısın?

Senin yaşamını sosyo kültürel yapını, konumunu, tarihini, bilimini araştıranların, senden alacağı ibretler yada dersler olmayacak mı?

E hani mushaf durağandı???

İşte biz 3 boyutlu varlıklar, ne yazık ki içinde yaşadığımız 4. boyutu hep unutuyoruz.

Kuran'ın 4. boyuta ithafta bulunan söylemleri ("ibret almazmısınız?" "akletmez misiniz?" "düşünmez misiniz?") O'nun hayat kadar dinamik olduğunun hatta hayatın ta kendisi olduğunun bence en büyük delilidir.

O halde hayatı anlamlandırmaya ve anlamaya çalışan bilimin mushaftan kopuk olması yada ayrı olması düşünülemez.

Yukarıda söylediğim evrensellik üzerine basit bir örnekti sevgili Kuman.

kuman
5. November 2017, 05:52 PM
Sayın bart
Mushaf zaten durağan. Hala da durağanlığın devam ediyor.
Kavram kargaşası yaratmak için kavramları birbirine bir şekilde bağlayarak kargaşıklık içinde durağan olan mushafı dinamik hale getirme çabası sadece
Düşünmenin zaman İLE bir ilgisini kurarak evrenselliğe ulaşamazsınız hele kurduğunuz ilişki ibret almak ise
İbret almayı dinamik bir süreç olarak görüp bunu yaşamın dinamikliği ile ilişkilendirmek te
Gerçiği karmaşa İLE örtmek olur.

Mushaf durağandır yaşam dinamiktir çünkü hareket halindedir ibret alın dendiği için de mushaf ı dinamiklik içine sokmak sadece mushafa zarar verir.

Mushaf ın sözleri yada hedefi evrensellik İçermez öyle bir derdi de yoktur zaten. Mushaf evrensel değerlere önem vermesi ve tekrar etmesi onu evrensel değil evrensel değer dediğimiz olguların doğruluğunu gösterir.
Örnek hırsızlık evrensel bir suçtur her zaman ve herkes tarafından her yerde sıç görülür.

bartsimpson
5. November 2017, 07:55 PM
ne yazık ki sana katılamayacağım sevgili kuman.
dinin muhatabı insan ise durağanlıktan bahsedilemez.

kuman
6. November 2017, 01:05 AM
Sayın bart,
Ben din kelimesini hiç kullanmadım, mushaf dedim.
Mushaf durağan dır dedim.
Anlaşmamızın temel nedeni bu sanırım

bartsimpson
6. November 2017, 09:19 PM
Mushaf derken???

yolcu42
6. November 2017, 09:30 PM
Ya yazmayım diyorum da.
Kimse alınmasın.

Yani kuranda allah,
Çoğu Günümüzde tesbit edilebilen bir çok bilimsel mucize belirtiyor.

Cevap şu mu yani,

Tamam da bunlar ilerde değişebilir,onun için bir değer taşımıyor" mu diyecez.

Örneğin,
Üç karanlık evrede doğum kuranda geçiyor.
Bu gün bilim bunu doğruluyor.

"bekleyelim bakalım belki dört evredir mi diyeceksiniz.
O zaman kuran çelişkili olmaz mı.
O zaman allah bu ayetleri niye indirdi.

Durağan olan mushaf değil,
Durmak isteyendir,(sayın kuman kardeşimi kasdetmiyorum,)

İyi niyetiyle yaklaşıyor belli ki.

Fakat imanımızı güçlendirecek deliller aramaya mecburuz.

yolcu42
6. November 2017, 11:03 PM
Bu yüzden "en doğrusunu allah bilir" deriz.

Bu gün ELİMİZDEKİ bilimsel verileri DOĞRULAYAN kuran,
1000 yıl sonra ki bulunan verileri de doğrular.
Ayetin asıl iç yüzünün(tevilinin) ne olduğunu bilemeyiz.

galipyetkin
7. November 2017, 09:53 AM
en doğrusunu allah bilir
dediğiniz zaman yazdıklarınızdan bir bilgi sahibi olduğunuz anlaşılır ve yazılanlar bir kıymet kazanır, kaale alınır.
Ama "doğrusunu Allah bilir" diye yazınızı bitirirseniz, yazdığınız kaale alınmaz, çünkü "benim yazdıklarım yanlıştır" anlamı çıkar.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

yolcu42
7. November 2017, 11:50 AM
Bunca tartışmamız sadece "en" takısından mıydı.

Ben zaten " yazdıklarım yanlıştır,doğrusunu allah bilir" deseydim,yazmazdım ki.

" benim anladığım doğru budur, fakat allahın asıl kasdettiği farklı olabilir,benim yazdığımı mutlak doğru kabul edip hataya düşmeyin rabbe ortak koşmayın.
Araştırın,akledin,allaha dua edelim,sevgisini kazanalım ki bize akletme yeteneği,furkan,nur versin inşallah.
Sonra birbirimizle paylaşalım ki,
İçimizdeki bencil tutkulardan kurtulalım.
Kim ne hali varsa görsün demeyelim.

Demek istedim.

En doğrusunu allah bilir

bartsimpson
8. November 2017, 06:23 PM
"En doğrusunu allah bilir" yada "doğrusunu allah bilir" lafzı kuranda nerede geçmektedir yada geçmekte midir?

yolcu42
8. November 2017, 08:55 PM
Aklıma ayet no. geldikçe yazmaya çalışırım inşallah.

Aliimran7

Araf53(olabilir)

(burada, geleneksel söylem olan,
"kuran anlaşılmaz,ancak alimler anlar" teziyle asla aynı düşünmüyorum

Kuran okuyan herkese anlaşılır.ve okumak ve ona göre amel etmek zorundayız.
Herkes ne kadar anlıyorsa,allah ondan sorumlu tutar inşallah.
Lakin,bu kitabı ben çözdüm,doğrusu budur düşüncesi yanlıştır.

Okuyan kişi,şirkin,imanın, ne olduğunu anlar zaten.
Bunun dışında,müteşabih olan olan konularda(örneğin namaz kılınışı,hac nasıl yapılır) konularında peşin hükümlü olmamak lazım diye düşünüyorum
Örneğin mukattaa harfleri,kuranın daha çözülememiş sırlarının olduğunun kanıtı olabilir.
Tuzak şurada başlıyor,
Ya"biz kuranı anlayamayız,ancak alimler anlar deniyor.

Ya da yorum yazmak isteyen kişi,
Her ayeti yorumlama ihtiyacı hissediyor kendinde.

"bu ayetin sırrını allah bilir.
"bu ayet benim kanaatim şöyle,lakin doğrusunu allah bilir dese ya"

En doğrusunu rabbimiz bilir.

yolcu42
8. November 2017, 11:55 PM
Örneğin kehf22

Mağada kaç kişi olduğunun sayısını bildirmemiş.
Maalesef, günümüzde "yedi uyurlar" olarak anılırlar genelde.

Peki bu bilgi niye verilmedi.

Kanaatimce,bu bilgiye ihtiyacımız olmadığı için.

Lakin hiç bir yeri boş bırakmak istemeyenlerimiz,sayılar üzerinde kafa yorup,tevrattan,rivayetlerden esinlenmek zorunda kalmışlar galiba.

"ya bırak onu da bilme be adam.
Birisi sana sorunca,"bilmiyorum" de.

Galiba sır burda,
Dinleyiciler kurandan anlamak yerine hep hocasına sorar.

Hoca da, her şeye cvp vermek zorunda hisseder.
Çünkü,bilmiyorum dese karizması çizilecek, "ne biçim hoca bu" diyecekler.

Rabbani olmak yerine erbab olmak istiyor.(3/79)

En doğrusunu rabbimiz bilir.

galipyetkin
9. November 2017, 12:06 PM
"bu ayetin sırrını allah bilir.
Biz "en doğrusunu allah bilir dediğiniz zaman yazdıklarınızdan bir bilgi sahibi olduğunuz anlaşılır ve yazılanlar bir kıymet kazanır, kaale alınır." dediğimiz zaman kitabın sırlar kitabı olduğuna işaret etmemiştik. Kolay anlaşılır ve hayatımızda yer bulur anlamında idi o deyiş.
Ama "doğrusunu Allah bilir" diye yazınızı bitirirseniz, yazdığınız kaale alınmaz, çünkü "benim yazdıklarım yanlıştır" anlamı çıkar." diye yazdığımız zaman kitabın anlaşılması için indirildiğini ve sırlar kitabı olmadığını biliyorduk ve öyle kabul ediyoruz.

Kitabı "sırlar kitabı/anlaşılmaz" olarak kabul edenler de dişi ağrıdığı zaman, ay tutulduğu zaman, vefat vukuu bulduğu zaman, zart zaman zurt zaman sırlarından biri de belki iyi gelir diye dikkat edin şifa niyetine kitap okuyup kitabı put yapıyorlar.

Bizim anlayışımıza ters.

"ya bırak onu da bilme be adam.
Birisi sana sorunca,"bilmiyorum" de.
Yani kitabı boşver mi?
Bana ne... mi?

Bize uymaz.

Madem ki Müslüman'ım, Kitabı ben ilk önce kendim için bilmeli ve yerine getirmeliyim. Çocuğum içeriğinden sorarsa da cevaplamalıyım. Yanlışları da ikaz etmeliyim.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

yolcu42
9. November 2017, 05:45 PM
Naziat1-5
Zariyat1-5
Tekvir16
Ve mukattaa harfleri

Bunlar daha anlayamadığımız sırlar diye düşünüyorum.

Sizin düşüncenizi merak ediyorum

Ben kuranın anlaşılır, yeterli olduğuna inanan ve kurana göre yaşamaya çalışan biriyim inşallah.açık ve anlaşılır bir şekilde nasıl yaşamam gerektiğini kuran söylüyor zaten.

Lakin,bazı ayetler sırlar içeriyor.
(bunlar kuranın anlaşılmaz olduğu manasına gelmez ki. Zaten yapmam gerekenler yazıyor kuranda.)

Bu ayetleri muska yapıp boynuma asmıyorum lakin anlamaya çalışıyorum.

galipyetkin
10. November 2017, 12:57 PM
Daha bir kaç gün önce kendi düşüncemi şöyle açıklamıştım. Yazılanları lâyıkı ile okuyan arkadaşlarım hatırlayacaklardır. Tabii ki "yolcu42" hariç. Hatırlasaydı yukarıdaki yazıyı yazmazdı.

"İnsanın kapasitesi oranında ve önceki geleneklerinin kötülerinden arınıp yeni bir hayat seçmesine ve teklif edilene(konulan ilkelere) icabet ettiğini(uymayı) düşünerek ONDAN ANLADIĞINI İMANÎ/İNANÇ YÖNÜNDEN VE AMELİ/EYLEMSEL ETKİNLİĞE pratiğe geçirmesine DİN denilir.

Zaten ŞERİATin borç yükleyen niteliğine karşılık,
DİNin(Deyn'in), kişi tarafından ödenmesi gereken borcu olduğunun bilincinde olmaktır.
Bu anlamıyla din, insanın Vahiy’den anladığını, borcuna dâhil ettiği bir yol, bir kabuldür(bu halde kişiseldir, kişinin anlayışı/kabulüdür.)

Bu nedenle:

Kâfirûn Suresi:6-
-Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
"Size, sizin dininiz, bana, benim dinim."

İslamın genel esasları ve o Sure'nin özü içerisinde kalarak kişinin kendi bilgi dağarcığı derecesinde yapılacak bir analiz ve diğerleriyle karşılaştırmada "sır" diye nitelenen üzerinde kendince bir neticeye ulaşılabilinir.

Ama bu yapılmayıp, aklını da çalıştırmayıp "BU BİR SIR", "bazı ayetler sırlar içeriyor." deyip de sıyrılmaya kalkanlara biz ............

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

yolcu42
10. November 2017, 11:38 PM
Selam.

Yukarıdaki ayetler,
1. Tam olarak anlamlandırılamamış bir sır mı
2. Yoksa yorumu çok mu basit.

Ben bunun bir sır olduğunu düşünüyor ve anlamlandırmaya çalışıyorum dedim.
Bu sır zaten, anlayamayız uğraşmayalım demedim.

Benim aklımda bir tahminim var.
(bu ayetleri anlamaya çalışıp,en mantıklı bulduğum tahminimi yazayım,cevabınız küçümsemek olmasın,sizde anladığınızı yazın isterseniz.Böylece Daha verimli olur inşallah)

Naziat suresi,

Zigotun oluşumuna kadar şöyle bir süreç yaşanır.

1.bizim bildiğimiz sperm hücresi aslında kabaca 2 kısımdır.
Dna ve bu dnayı yumurtaya ulaşana kadar olan yolculuğunda,asitlerden koruyan,hareket etiren kılıf

(naziat 1,2: ennaziati (sıyırmak çıkarmak) ğarga(boğulmak),venneşidati neşta??


2.milyonlarca sperm hücresi yumurtaya ulaşana kadar yüzmeye başlar.
(naz3: yüzdükçe yüzenlere)

Adeta tekne yarışını andırır bu olay.


3.bu bir yüzme yarışıdır ve 1 sperm hücresi birinci Olur.
birinci olan dna hücresi,bindiği tekneden inip yumurtayla birleşir.

(naz4:yarıştıkça yarışanlara)

4.ve zigot oluşur ve süreç başlar.

(Naz5:işi düzenleyenlere)
Bu,aslında canlı neslinin devamını sağlayan çok önemli bir ayrıntıdır.

Zariat suresi:

Maddenin yapıtaşı atomların tam olarak çözülememiş sırları vardır.(dört temel kuvvet)

1.elektronların yörüngede durmasının bir nedeni,çekirdeğin artı YÜKÜNÜN elektronları çekmesidir.

(zariat2:ağırlık taşıyanlara)

(başka bir açıdan bakarsak, atomun çekirdeği,atomun ağırlığını oluşturur.)

2. Elektronlar çekirdeğe yapışmaları gerekirken, çok yüksek hızda çekirdeğin etrafında dönerek(akarak,cereyan ederek) merkez kaç kuvvetiyle yörüngelerinde kalırlar.

(zariat3:kolayca akanlara)

(başka bir açıdan bakarsak,elektronların akması(hareketi sonucu atomun hacmi oluşur. Tıpkı bir ipin ucuna bağlanmış maddeyi çevirerek oluşan alan gibi,atomun hacmi oluşur. Bu hareket olmasaydı dünya aslında bir karpuz kadardır)

Bu sır,aslında evreni ayakta tutan çok hassas bir ayardır ki çok önemlidir.

Tekvir16 yı da bu bağlamda inceleyebiliriz belki.

Bunlar tahminimdir.
Paylaşmamın nedeni ise,
Galip beyin dediği gibi"bu sır zaten uğraşmayalım demeyişim,merak edip araştırmamdır.doğru veya yanlış,bilmiyorum)

yolcu42
11. November 2017, 06:41 PM
Ay dünyaya niye çarpmaz.
Dünya güneşin yörüngesinden neden çıkmaz veya niye güneşe çarpmaz.

Bu soruların en mantıklı açıklaması şu iki etkendir.

1. KÜTLE çekim kanunuyla güneş dünyayı kendine çeker.
(zariat2:ağırlık(kütle?) taşıyanlara)

2. Dünyanın,güneş etrafında dönmesi(akması) ile oluşan MERKEZKAÇ kuvvetinin etkisiyle güneşe çarpmaz.
(zariat3:kolaylıkla akanlara)

Bu olay gök cisimlerinin bir yörüngede hareket etmesini sağlıyor.

Nitekim; zariyat7 de yörüngelerden bahsediyor olması da ilginçtir.

En doğrusunu allah bilir

yolcu42
12. November 2017, 02:01 PM
Bugün bir kanalda, "insanın yaradılışı" videosunu izledim.
Anne karnında oluşum aşamaları anlatılmış.
Kurandaki yaradılış aşamalarımızı da okuyarak izlemenizi tavsiye ederim.

Kanal adı yasaksa editör silebilir.A9 kanalı
İnternetten izlemenizi tavsiye ederim.

galipyetkin
12. November 2017, 09:06 PM
"ya bırak onu da bilme be adam.
Birisi sana sorunca,"bilmiyorum" de."

ifade tarzından ayrılıp "sır" diye kabule meyil ortadan kaldırılarak
"bilmiyorum de be adam" düşüncesinden sıyrılıp da,
anlaşılamaz denilen bölümlere
anladığı yönden bir mânâ yüklenilmesiyle,
fikir alışverişine bir başlangıç ile hakikate ulaşma yoluna girilmiştir.

Şunlar unutulmamalıdır.

1-:Ayetlerin ilk muhatapları da, çölün bedevisi de bunları anlamıyorlar mıydı?
Ayet anlaşılmaları için indirildiğini söylüyor.

2-:Kitap bir müspet ilim ve dolayısı ile o yönde bilim değildir. İçeriğinde bize göre müspet bilimsel ifadeler geçse bile Kitap ve Kur'an insanı insana anlatan, insanı tahlil edip olunulması isteneni bildiren bir ÖĞÜTtür.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

bartsimpson
13. November 2017, 07:28 PM
Kitap bir müspet ilim ve dolayısı ile o yönde bilim değildir.

tabi müspet ilim ve bilimden ne anlaşıldığına bağlı...

galipyetkin
18. November 2017, 09:22 PM
Saygın bart.

Yazımızın bulunduğu sayfada 1 sıradayız.
7. sırada Sayın Mustafabey'in konumuz ile ilgili üç bölümden oluşan şaheser bir yazısı var. Bu yazısında benim"müspet ilim" diye nitelediğimi O "pozitif ilim" diye niteleyerek buna açıklıklamalar getirmiş.
Okumanı dilerim.

Başlığı: Bilim ve Kuran İlişkisi.
Linki de http://hanifler.com/showthread.php?t=3070

Saygılarımla.
Galip Yetkin

yolcu42
19. November 2017, 11:19 AM
O zaman şöyle bir örnek vereyim.

Yolun kenarında bir araba buluyorsun.
Araba değişik dizayn edilmiş.
Motor aksamı normal arabalardan çok farklı .
Ustasına götürüyorsun ve sana özelliklerini anlatıyor.

Ertesi gün yolda bir kağıt buluyorsun.
Diyorki, arabayı biz yaptık.
Sonra ustanın sana anlattığı özellikleri anlatıyor.

O zaman ikna olursun o kağıdı yazanın arabayı yaptığına.
Ve sana arabaya binmen karşılığında bazı emirler veriyor.

Şimdi,
"kuran bir bilim kitabı değil,sadece öğüt kitabıdır.kuranı amacından saptırmayın" diyenlere diyeceğim bir kaç şey olacak.

1. Söylediğiniz iyi oldu.ben de kurana bakıp televizyon tamir etmeye çalışıyordum.tamirciye versem iyi olcak:)
2.kuranın yaratıcının kitabı olduğuna sizi kesin ikna eden nedir.
3.kuranda bilim ile ilgili ayetler için"o zaman ki arapların bildiği şeylermiş,günümüz bilimiyle örtüşse de bunlar bir değer taşımaz" diyorsanız

Bu ayetler neshedilmiştir.okumaya gerek yok" diyebilirmiyiz.

(tabi ki kuranın ilahi kitap olduğunun delili sadece bilimsel mucizeler değildir.
Örneğin toplumun söyledikleri sözler veya senin iç dünyanı tarif etmesi gibi mucizeleri vardır.
Lakin bilimsel mucizeler de bunlardan biridir.
"insanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi gösteceğiz ki,onun gerçek olduğu onlara iyice belli olsun....(fussilet53)

Ayrıca neml 93

galipyetkin
19. November 2017, 12:14 PM
"Sak üstünde damdağan kaz beline vurmayı."
İsterseniz
"Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı"
da diyebilirsiniz.

Bir zamanlar burada yazan Sayın Pramid'în de şurada ilgi çeken bir yazısı var:
Kur'an'dan Uzaklaşmada Bilim Kisvesi
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2382

Bir göz de oraya atıverin isterseniz.
Faydalı bir yazı.

Biz o yazıda geçen "7/yedi" ifadesini rakam/tane/adet olarak anlamıyoruz.
Bize göre yedi/7 rakamı "değişim(genişleme/büyüme), değişimi sağlama, adil ve doğru yönde hakkı verme/verilme ve doğruluğunun tasdik olunması" anlamındadır. "7 kat gök" ifadesi de bizim yönümüzden göğün 7 kat olarak düzenlendiğini değil, göğün GENİŞLEDİĞİNİ/BÜYÜDÜĞÜNÜ, yani değişime uğradığını anlatmaktadır

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

galipyetkin
25. November 2017, 04:54 PM
Sayın bart .

Daha evvel kitabın, müsbet/pozitif ilim kitabı olmadığını söylemiş ve bunu destekleyen bana göre muteber bazı kişilerden misaller vermiştim.

Şimdi de şu ayetin ve mealinin arkadaşlarca irdelenmesini dilerim.

7/A'RÂF-52: Ve lekad ci'nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve rahmeten li kavmin yu'minûn(yu'minûne):
Gerçek şu ki onlara, İMAN EDEN topluluğa rahmet ve hidayet kılavuzu olacak, İLME DAYANAN ayrıntılı bir BİLGİ kaynağı getirdik.

Evet. Nedir burada geçen "BİLGİ", ve bu bilginin kaynağı olan "İLİM".

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

yolcu42
25. November 2017, 06:44 PM
İlimsiz bir bakışla kuranı okuyan bir ateistin iddiaları şunlar olabilir.
1.ayetler arası çelişki
2.konu bütünlüğü yok.
3.bir kıssada geçen konuşmalar,farklı ayetlerde değişik şekillerde geçiyor.
4.gibi gibi

İlmi bir bakış.

Bir insan eseri doğal olarak planlı,konu bütünlüğü olan,hiç bir şekilde çelişki şüphesi barındırmayan,konu ve hikayeleri ayrı ayrı olan eserlerdir.
Kuranda ise hiç bir çelişkinin olmadığını anlamak için inceden inceye tedebbür etmek gerekir.

Bunun ilahi bir kitap olduğu açıktır ki, hiç bir insan bu şekilde ( ilk bakışta konu bütünlüğü içermeyen,ilk bakışta çelişki iddiaları ortaya atılıp yazarı zora sokabilecek bir eser yazmaz)

Kuranı, inanan ve aklını kuran üzerinde yoğunlaştıran kişiler anlayabilir ve hiç bir çelişki barındırmadığını görebilir.
İlme dayanarak açıklanması bu olsa gerek.
Örneğin bir ilmihal kitabını anlamak için kafa yormaya gerek yoktur. Aradığın konu için içindekiler bölümünden konuyu bulursun ve açar okursun

Burada geçen ilim sadece bu anlattığım değildir elbette.

kuman
26. November 2017, 11:16 AM
Kur an ispatlanabilir bir şey değildir ispatlanmasını da beklemek anlamsızdır.
Allah ne kendi varlığını ne de vahy ettiği Kur an ı ispatlamak gibi bir düşüncesi yoktur. Tıp ilerleyecek bu kitap eskiyecek sonra kullarım inanmakta güçlük çeker ben şimdiden onlar inansın diye bir kaç kelam edeyim der mi hiç ?
Bu Allah a karşı saygısızlık içine giren insanların sözleri. Lütfen bunlara itibar etmeyin

Soyut kavramlar, ki Allah ve Vahy bizim için soyuttur, inanmak yada inanmamak ile açıklanabilir İspat diye bir şey yoktur. Ama eğer siz illaki açıklanabilir derseniz ben de size pek çok soru sorabilirim ki bu soruları duyunca siz de bana Ateist misin dersiniz.
Kur an ı Kur an ile doğrulamaya çalışırsınız ki bu tam kelime ile Anlamsızdır. Kendisini kendisi ile doğrulayan bir şey ispat olmaz.

Bu açıdan size tavsiyem hiç bir şekilde Allah yada Kur anı ispatlamaya çalışanlara itibar etmeyiniz bunlar art niyetli insanlar.

yolcu42
27. November 2017, 05:32 PM
Tevbe124-bakara26
(buradaki ayetleri de incelemek gerekir diye düşünüyorum.)

Belki ben bu ayetleri yanlış anlıyorumdur.kimsenin imanını yargılama hadsizliğinde bulunmuyorum. Yanlış anlamayın.

Sadece bir fikre kapılmadan önce her ayeti göz önünde bulundurmak gerekir.

kuman
27. November 2017, 10:21 PM
sayın yolcu,
Sözlerim tavsiye...

bartsimpson
28. November 2017, 04:13 PM
peki neden kuran akla bilgiye düşünmeye ve okumaya atıf yapar?

Ne zararı var? Ya da ne engel var?

Bence sünnetullah üzerinde tefekkürle düşünülmeli, sıratel mustakim iyi analiz edilmeli.
Mushaf sana göre durağan, bana göre durağan.
Ne demek istediğimi anlayacağınıza eminim.
Evrensellik bunu gerektirir.

Biz, Kuran'da önceki kavimlerden bahsedildiğinde, içinde bulunduğumuz zamanda şunları anlıyoruz...

http://eskikavimler.blogspot.com.tr/p/blog-page.html

Peki bundan 5.000 yıl yada 10.000 yıl sonra Kuran okuyan biri, önceki kavimlerden bahsedildiğini okuyunca, sen de onlardan birisi olmayacak mısın?

Senin yaşamını sosyo kültürel yapını, konumunu, tarihini, bilimini araştıranların, senden alacağı ibretler yada dersler olmayacak mı?

E hani mushaf durağandı???

İşte biz 3 boyutlu varlıklar, ne yazık ki içinde yaşadığımız 4. boyutu hep unutuyoruz.

Kuran'ın 4. boyuta ithafta bulunan söylemleri ("ibret almazmısınız?" "akletmez misiniz?" "düşünmez misiniz?") O'nun hayat kadar dinamik olduğunun hatta hayatın ta kendisi olduğunun bence en büyük delilidir.

O halde hayatı anlamlandırmaya ve anlamaya çalışan bilimin mushaftan kopuk olması yada ayrı olması düşünülemez.

Yukarıda söylediğim evrensellik üzerine basit bir örnekti sevgili Kuman.

ne yazık ki sana katılamayacağım sevgili kuman.
dinin muhatabı insan ise durağanlıktan bahsedilemez.

Mushaf derken???

tabi müspet ilim ve bilimden ne anlaşıldığına bağlı...

Yukarıdaki iletilerimde de görüleceği üzere ben mushafa, kurana, zikre hiçbir zaman ilim ve bilim kitabı demedim.
Konu başka bir şeydi buralara kadar geldi.

Zaten Galip ağabey de;

"7/A'RÂF-52: Ve lekad ci'nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve rahmeten li kavmin yu'minûn(yu'minûne):
Gerçek şu ki onlara, iman eden topluluğa rahmet ve hidayet kılavuzu olacak, İLME DAYANAN ayrıntılı bir BİLGİ kaynağı getirdik."

...ile noktayı koydu.

Benim asıl söylemek istediğim,dinin de, kitabın da, mushafın da, zikrin de orjininde insan olduğu ve insandan kopuk olamayacağı.
İnsanın olduğu yerde akıl da vardır.
Aklın olduğu yerde sorular da vardır.
Soruların olduğu yerde araştırma ve sonuçlar da vardır.
Sonuçların olduğu yerde de ispat ve iman vardır.

İman körü körüne olmaz.
Akıl ile olur.
Bilinç ile olur.
Zeka ile olur.
Öğrenme ile olur.

Sevgili Kuman, bu forumda körü körüne iman kavramını çok ama çok aştığımızı sanıyorum.

Mushafı Kuran ile, Kuranı da zikr ile doğrulayabilirsiniz.

Yeter ki referansımız sağlam olsun.

Daha önce de söylemiştim;

Bence sünnetullah üzerinde tefekkürle düşünülmeli, sıratel mustakim iyi analiz edilmeli.
Evrensellik bunu gerektirir.

kuman
19. December 2017, 01:14 PM
Sayın bart
Araf 52 de ki meal sorunlu. Hiç bir meal de bu şekilde bir yorum görmedim, yani nokta kısmı sanırım farklı bir şey için idi. Neyse .

Benim yukarıda yolcu adlı kullanıcıya sözlerim gayet nettir Kur an İLE bilim arasına girme bilimsel çalışmalara Kur an ı dayanak gösterme orda alınan sonuçları da Kur an da var dı diyerek Kur an ın Allah tan olduğunun ispatı diyerek yanlış yola girme demek idi.

Körü körüne iman ; Allah'a iman ve Kur an a iman körükörüne dir. Ancak siz sanırım meallendirmeden bahsedilirken körü körü ne imanı çok aştık diye söylüyorsunuz. Bu doğru, meale körü körüne iman diye bir şey olamaz.

Ama eğer ki siz Allah a be Kur an a imanda da körü körüne olmaz diyorsanız size söyleyecek bir şey yok,aslında çık şey söyleyenler var, bunun sebebi ise böyle bir tartışmaya girmem gereksiz bulurum. Belki bir gün karşılıklı oturursak bunun sohbetini yapabiliriz .