PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Allah' Resulu Muhammed ( Allah’ın selamı üzerine olsun) Müjdeleyici ve Uyarıcıdır.


dost1
8. October 2008, 07:24 PM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim.

Allah, Resulu Muhammed’i ( Allah’ın selamı üzerine olsun) Müjdeleyici ve Uyarıcı olarak göndermiştir.

Bakara;119: Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.

Maide;19: Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. "Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye kadirdir.

A’raf;184: Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.

A’raf;188: De ki: "Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim. Eğer gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapardım. Ama bana kötülük dokunmamıştır bile. Ben, inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim."

Yunus;2: "İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: "Bu adam açık bir büyücüdür." dediler.

Yunus;108: De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim."

Hud;2: Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim.

Hud;12: Belki de sen; onlar, "Ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya!" diyorlar diye göğsün sıkışıp daralarak, sana vahyedilmekte olanının bir kısmını terk etmeye kalkarsın. Gerçek olan şu ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şey üzerinde bir Vekîl'dir.

Ra’d;7: Küfre sapmış olanlar şöyle derler: "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.

İbrahim;44: İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?

Hicr;2: Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"

Nahl;2: Kullarından dilediğine melekleri, emrinden olan ruh ile şöyle diyerek indirir: "Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o halde benden sakının!"

İsra;54: Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.

İsra;105: Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Kehf;2: Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...

Kehf;4: Ve "Allah bir çocuk edindi" diyenleri uyarsın diye indirdi onu.

Meryem;97: Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.

Furkan;1: Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi.

Furkan;56: Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

Şuara;194:Senin kalbine ki, uyarıcılardan olasın.

Kasas;46: Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden öce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

Ankebut;50: Dediler ki: "Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu."

Secde;3: Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar?! Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.

Ahzab;45: Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

Sebe;28: Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil! Ama insanların çokları bilmiyorlar.

Sebe;44: Oysaki biz onlara, araştırıp ders alacakları kitaplar vermemiştik; daha önce kendilerine bir uyarıcı da göndermemiştik.

Sebe;46: De ki: "Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil.

Fâtır;23: Sen sadece bir uyarıcısın!

Fâtır;24: Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.

Ya Sin;6: Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.

Ya Sin;70: Diri olanı uyarsın ve inkârcılar üzerine söz hak olsun diye indirilmiştir.

Sâd;65: De ki: "Ben, sadece bir uyarıcıyım. O Vâhid ve Kahhâr Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

Sâd;70: "Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor."

Zümer;17: Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde var. Muştula kullarına!

Zümer;18: Onlar ki, sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır, Allah'ın kılavuzladıkları; işte bunlardır, akıl ve gönül sahipleri.

Mü’min;15: O Refî'dir, dereceleri yükseltendir; arşın sahibidir. Buluşma günü hakkında uyarmak için emrinden olan Rûh'u kullarından dilediğine indirir.

Mü’min;18: Onları, yaklaşan felaket günü hakkında uyar! Yürekler gırtlaklara dayanmıştır; habire yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir şefaatçıları.

Şura;7: İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.

Ahkaf;9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."

Ahkaf;12: Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir.

Feth;8: Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

Zariyat;50: O halde Allah'a kaçın/sığının! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.

Zariyat;51: Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.

Necm;56: Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.

Mülk;26: De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."

Müddessir;1-2: Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Kalk da uyar!

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyibilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

hasyetullah
10. January 2009, 06:09 PM
Allah razı olsun hocam

hiiic
14. March 2010, 05:41 AM
Teşekkür ederim...

mümine sultan
14. April 2010, 12:48 PM
ALLAH razı olsun kardeşim

FEDAKARADAM
3. January 2011, 01:10 PM
Müddessir;1-2: Ey giysisine bürünüp kenara çekilen! Kalk da uyar!


BU AYET-İ KERİME PEYGAMBERİMİZE MUHATAPDIR.ŞİMDİ İSE PEYGAMBERİMİZİN VARİSLERİ OLAN GERÇEK iSLAM ALİMLERİ VARDIR.BUNA GÖRE BU GERÇEK İSLAM ALİMLERİ EHLİ SÜNNETTEN OLDUĞUNA GÖRE İCTİHAD VE MEZHEBİ TANIMAYANLAR, AKSİNE KENDİLERİNİNCE BİR İCTİHAD YAPTIKLARININ FARKINDA DEĞİLLERDİR.

TEBLİĞ METODU AYET VE HADİS IŞIĞI ALTINDA GERÇEKLEŞİR.HADİSLERİ İNKAR EDENLER TEBLİĞ EDEMEZLER.NASIL ETSİNLER Kİ, ANLATIRKEN ADAMA SORMAZLAR MI Kİ, "KARDEŞİM BUNDA HİÇ Mİ PEYGAMBERİMİZİN SÖZÜ YOK?" DESELER NEYE GÖRE CEVAP VERECEKLERDİR.

SADECE MEAL İLE YOLA ÇIKACAKLAR TEBLİĞ EDECEKLER ÖYLE Mİ? VAH SİNİN HALİNİZE VE AKLINIZA ŞAŞARIM.BAŞARABİLİYORSANIZ BUYRUN DİYAR DİYAR MEMLEKET GEZİN BAKALIM SİZİ NASIL KARŞILAYACAKLAR?.

HADİS DÜŞMANLARINA TEĞLİĞ ETMEK SELAYETİ VERİLMEMİŞTİR, BOŞUNA UĞRAŞMASINLAR.ÇÜNKÜ BU SELAYETİ, RESULULLAH EFENDİMİZ VERMİŞTİR.

FEDAKARADAM
3. January 2011, 01:11 PM
İmam Gazalî bin yıla yakın bir süre önce: “Bu zamanda Peygamber vârisi hakiki âlimler hemen hemen kalmadı” derse, önüne gelenin kendini âlim ilan ettiği günümüzde peygamber vârisi hakiki âlimleri bulmak gerçekten çok güç olsa gerek. Kalbini tezkiye edememiş, amelden, ihlâstan, ahlak ve tevazudan nasibi olmayan, yapmacık tavırlarla insanlara tepeden bakan bilgi sahiplerine âlim demek doğru olmaz. Onlar ancak “kitap yüklü merkepler”dir Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz:

“Kul, bildiği ile amel etmedikçe âlim olamaz.” (İbn Hibban)

“İlmi çoğaldığı halde ahlakı düzelmeyen, Allah’a uzaklıktan başka bir şey elde edemez.” (Deylemî) “

Miralay
3. January 2011, 01:14 PM
Kur'anda geçen,"KUL" yani "DEKİ" ile başlayan tüm ayetler Allah'ın resulunün ağzından çıkan sözlerdir. Çünkü rabbimiz bunları söylemesini resulüne emretmiştir. Hadis arıyorsanız gerçek hadisler bunlardır. Rabbulaemin yüce kitabında söylemesi için dikte ettirmiştir ve sabitlemiştir.

FEDAKARADAM
3. January 2011, 01:15 PM
Kıyamet gününde en ağır azabı görecek olan, Allah Teâlâ’nın ilminden kendisi faydalandırmadığı âlimlerdir.” buyurmaktadır. (Taberani)

Hazreti Ömer radıyallahu anh: “Bu ümmet hakkında en çok korktuğum, ilim sahibi olan münafıktır.” buyurdu. “Bilgili münafık nasıl olur?” sorusuna: “Lisanıyla âlim, kalp ve ameliyle cahil olmakta” diye cevap vermiştir. Fudayl bin iyaz, ben üç kişiye acırım diyor: 1-Bir kavmin ulusu iken küçük düşene 2-Zengin iken fakir olana 3-Dünyanın elinde oyuncak olan âlime. Hasan Basrî: “Ulemanın cezası kalplerinin ölmesidir. Kalplerinin ölmesi ise ahiret ameliyle dünyalık istemeleridir.” demektedir. Şair de ne güzel der: “Ey yemeğin tuzu demek olan memleket âlimleri! Her şeyi bozulmaktan tuz korur, tuz bozulduğu zaman onu hangi şey düzeltebilir?” “Hidayeti verip sapıklığı alana şaşarım bundan daha şaşılacak dinini verip dünyayı alandır. Bunlardan daha şaşılacak şey, başkasının dünyalığı için kendi dinini satandır.” Şakik, Hatem’e sordu: -Kaç senedir benim yanımdasın? -Otuz üç senedir. -Bu müddet zarfında benden ne öğrendin. - Sekiz mesele öğrendim. -İnna lillahi ve inna ileyhi raciun! Ömrüm seninle geçtiği halde benden ancak sekiz mesele mi öğrenebildin? -Evet hocam, ben yalan konuşmayı sevmem, ancak sekiz şey öğrenebildim. -Bu öğrendiğin sekiz şey nedir? Söyle dinleyelim: Hatem şöyle saydı: 1- Baktım ki herkesin ayrı ayrı dostu var. Fakat bütün dostlar, mezar başından geri döndüğü için ben, hiçbirine güvenmedim. Ancak mezarımda da bana arkadaş olacak iyi amelleri kendime dost seçtim. 2- “Rabbinin makamından korkup, nefsini kötü arzulardan uzaklaştıranın varacağı yer cennettir.” (Naziat 40, 41) ayet-i kerimesini düşündüm, nefsimin behimî arzularını yenmeye çalıştım ve bu suretle Allah Teâlâ’ya itaate devam ettim. 3- Baktım ki, herkes elindeki kıymetli sermayesini koruyor, kasalarda saklıyor. Ben, Allah Teâlâ’nın: “Sizin yanınızdaki (dünya malı) tükenir. Allahın katındaki ise bakidir.” (Nahl 96) ayet-i celilesini düşündüm. Kaybolmaması için Allah’a emanet ettim. Onun rızası uğrunda harcadım. 4-Baktım ki insanların her biri mal, haseb neseb şeref peşindedir. Anladım ki bunlar bir şey değil. Allah Teâlâ’nın “Allah yanında en değerli olanın, ondan en çok korkanındır.” (Hucurat 13) ayet-i celilesine baktım da, Allah katında kerim olmak için malı mansıbı değil takvayı seçtim. 5-Baktım ki insanlar mütemadiyen bir birine saldırıyor, yekdiğerini telin edip duruyor. Sebebini, haset denilen çekememezlikte buldum; sonra, “Dünya hayatında onların geçimlerini aralarında biz paylaştırdık” (Zuhruf 32) ayet-i celilesini düşündüm. Ben de Allah’ın taksimine razı oldum, haset hastalığını attım ve kimseye düşmanlık etmedim. 6- İnsanların birbirini düşman olup birbirini öldürdüklerini gördüm. Allah Teâlâ’nın “Şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın.” (Fatır 6) ayet-i celilesine uyarak yalnız şeytanı düşman bilip ondan başka kimseye düşmanlıkta bulunmadım. 7- Bir takım insanlar bir lokma ekmek için helal haram demeden her türlü zillete katlanıyorlar. Allah Teâlâ’nın:

“Yeryüzünde her canlının rızkı, yalnız Allah’ın üzerindedir.” (Hud 6) ayet-i kerimesini düşündüm. Benim de bu canlı varlıklardan biri olmam hasebiyle rızkıma Allah Teâlâ’nın kefil olduğunu anladım; isteklerime bakmadan Allah Teâlâ’nın bende olan hakkı ile meşgul oldum. 8- Baktım ki insanlardan bir kısmı servetine, ticaretine; bir kısmı sıhhatine olmak üzere, kendileri gibi bir yaratığa tevekkül ve ona bel bağlamaktadır. Allah Teâlâ’nın:

“Kim Allah’a tevekkül ederse O, ona yeter.” (Talak 3) ayet-i celilesini düşündüm, ben de ancak Hz. Allah’a tevekkül ettim ve O’na bağlandım. O da bana yeter. İşte senden öğrendiklerim bunlardır, dedi. Bunun üzerine Şakik: - Hatem Allah seni muvaffak etsin! Şu sekiz esasa riayet eden dört kitabın hükmüyle amel etmiş olur, dedi.

FEDAKARADAM
3. January 2011, 01:18 PM
“Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde bir âlim vardır.” (Yusuf 76)

“Allah sizden inananları ve kendine ilim verenleri derecelerle yükseltir.” (Mücadele 11)


Amelsiz ve ihlâssızlığın kendini kitap yüklü merkep yapmasından korkar. Sehl bin Abdullah rahmetullahi aleyh: “İnsanlar helak oldu, âlimler hariç. Âlimler helak oldu, ilmiyle amel edenler hariç. İlmiyle amel edenler helak oldu, muhlisler hariç.” demektedir. Hiçbir tazir ve kınama, hiçbir tahkir ve tehdit, hiçbir korku ve endişe, hiçbir hatır ve gönül, peygamber vârisi âlimleri hakkı ve hakikati söylemekten alıkoyamaz. Nitekim Rabbimiz: “Allah kendilerine kitap verilenlerden “onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız ve onu gizlemeyeceksiniz” diyerek söz almıştı…” buyurmaktadır. (Âl-i İmran 187

FEDAKARADAM
3. January 2011, 01:22 PM
Kur'anda geçen,"KUL" yani "DEKİ" ile başlayan tüm ayetler Allah'ın resulunün ağzından çıkan sözlerdir. Çünkü rabbimiz bunları söylemesini resulüne emretmiştir. Hadis arıyorsanız gerçek hadisler bunlardır. Rabbulaemin yüce kitabında söylemesi için dikte ettirmiştir ve sabitlemiştir.

Yahu sen bu kadar kıt anlayışlı mısın kardeşim..Allah Kur'an da emrettiği, "de ki!" yani "onlara anlat söyle!" demek istiyor.Siz hadis okumadığını besbelli, cahil kalmışsın dostum..

Hadislerle ayeti birbirine karıştırıp çorba eden zihniyet burada bana ne öğretecek ki?

Anonymous
3. January 2011, 05:43 PM
Yahu sen bu kadar kıt anlayışlı mısın kardeşim..Allah Kur'an da emrettiği, "de ki!" yani "onlara anlat söyle!" demek istiyor.Siz hadis okumadığını besbelli, cahil kalmışsın dostum..

Hadislerle ayeti birbirine karıştırıp çorba eden zihniyet burada bana ne öğretecek ki?

Arkadaşım hakaret ettiğinin farkında mısın?

Forum yönetimi de farkında değil mi?

Bildiğin bir şeyler varsa hakaret etmeden konuş, bilgin yoksa sus otur. Burası savaş meydanı değil. Bir konuda doğruyu bildiğini varsaysak, doğru bildiğini hakaret ile nasıl anlatabilirsin? Sanırım senin amacın doğru bildiğini bizlere anlatmak değil gerginliğini burada bizim üzerimize atmak. Yazdıklarını göndermeden önce Allah rızası için bir kontrol et.

snobyx
3. January 2011, 06:16 PM
Saygı sınırlarını lütfen aşmayalım,inançlarımız farklı olabilir ama saygısızlık yapmak buna dayandırılamaz.Herkes efendiliğini korusun lütfen!