PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Diyanet ve Cinayet!


TEBYİN
8. October 2008, 02:54 PM
Uzun bir Bayram tatili vesilesiyle, bir haftamızı Yozgat ilinde geçirdik,
Bayramlaşmak amacıyla gelip gidenlerin arasında Diyanet mensubu insanlar da olunca, tartışmalarda kaçınılmaz oldu doğal olarak,
Maşallahları var, bizim imam, müezzin ve müftülerimiz zamanı sabit tutmanın çaresini bulmuşlar gibi..
Bundan 12 yıl önce neyi tartışıyorlardıysa aynı şeyleri gündemde tutmanın başarısını göstererek resmen bir rekora imza atıyorlar..

Tartışılan şeyler..

-Diş dolgusu caiz midir?

-Sol el ile yemek yenir mi?

-Abdestsiz Kur'an okunur mu?

-Namazın kazası var mı?

-Bilerek oruc bozanlar yerine 61 mi tutmalıdır?

-Şeyhler ve alimler şefaat edebilir mi?.. vs..vs..

Uzun uzun gereksiz açıklamalar karşısında sabrımı zabtedemeyip, bunların boş işlerle uğraş olduğunu söyleyince..
Hoca efendi tarafından hemen VAHHABİ damgası yemiş olduk..
Mesele vahhabilikten açılınca Hoca efendiye, hac dönemi vahhabi imamlar arkasında kılınan namazların kaza edilip edilmeyeceği konusunu sordum, iki gak bir guk, taklacı güvercinlere has atraksiyonlarla sorumu geçiştiriverdi.

Dedim, madem mesele din, o zaman ben de size birkaç soru sorayım,

Her ne kadar tavırlarımdan rahatsız olsa da, karizmayı çizdirmemek için, yarım ağız, SOR deyiverdi.

Ve şu minval üzerinde bir sohbetimiz oluştu.

Sayın hocam, diş dolgusu gibi, sol elle yemek gibi basit meseleleri tartışarak hangi gerçekleri gizlemeye çalışıyorsunuz bilemem amma..
Söyler misiniz?
Diyanet denen bu kurumun İSLAMi bir yapılanma da tam yeri nedir?
Sırf maaş almak için kürsüler de ve hutbeler de bağırmak, nutuk atmak, gereksiz şeylerle ümmeti oyalamak ne kadar İslami'dir..
Daha mevkisi ve makamı bile şaibeden kurtulamamış bir kurumun, Din konusunda öncülük etmesi caiz midir peki?
Mesela, iktidarların ve holdinglerin garip, mazlum, yetim ve miskinler üzerinde estirdikleri haksızlıkları gündeme taşıyabilir misiniz?
Önümüz de bir Yimpaş (Yimpaş Yozgat mekezli bir holdingtir) Kombassan, Deniz Feneri sıkıntısı mevcut..
Bu adamlar garip vatandaşın parasını çar-çur eylemişler..
Şimdi, siz bunların yemeğini sağ ile yeseniz ne olur, sol ile yeseniz ne olur?
Yemeğin kendisi haram zaten, haram birşey sağ elle yenince helalleşiyor mu?
Diyanet mensubu hatip ve müezzinler günlük kıldırdıkları 30 dakikalık namazlara karşın, 1000 ytl'nin üzerinde maaş alırken..
Mesela, cenaze işlerleri, mevlit ve hatim, yaz tatillerinde çocuklara verdikleri Kur'an dersleri için ayrıca ücret talep etmekteler, peki bu dinen caiz midir?
Kürsüsünde vaaz verdiğiniz cami'nin dört tarafı mezarlıklarla donatılmış, Cin 18 ayeti mucibince, Mescitler de sadece Allah'ın anılmasını sağlamak için bu mezarları kaldırma yetkisine haiz misiniz?
Değilseniz, hiç bir vaazınız da, bu tip yerlerde yapılan ibadetlerin sakıncalı olacağını söyleme cür'etini gösterebildiniz mi?
Hadi diyelim bu sizi aşıyor, elinizden bir şey gelmiyor, peki, mensubu bulunduğunuz başkanlığa bu konuda bir yazı yazıp, uyarı da bulundunuz mu?

Uzun uzun sorularım karşısında pek te hoşnut olmayan bir tavırla beni dinleyen hocamız, bir cahilin sığınabileceği bahaneyle cevap vermeyi yeğleyince, şaşkınlığım daha da arttı..

-Bu düzeni siz mi düzelteceksiniz?...

İşte bahane, işte cevabı şahane..

Eğer düzeni düzeltemiyorsanız, ilahlar edinin, camilerde tanrıları barındırın, putlara secde edin, ölmüş bedenlere ayinler düzenleyin..
Bu arada, en enteresan iddia Kur'an-ın yeterliliği konusunda geldi tabi olarak..
Kur'an yeterli değildir, eğer hadisler yedek kulübesindeyse, sakatladığımız ayeti çıkarıp hemen bir hadis oyuncusuyla oyunu tamlarız mantığı..
Hele Kur'anı gerçek mana da sadece Peygamber anlamıştır, başkalarının anlaması mümkün değil tezine karşı,

-İyi o zaman, Tüm Kur'anları Peygamberin vefatıyla birlikte mezara gömseydik te, ümmete bir iyilik etmiş olsaydık.. sözüme, öyle bir bakış fırlattı ki?
O an hakkım da içinden geçenleri okuyabilmeyi çok isterdim..

Haaa unutmadan, eğer diyanet kurumu olmasaymış dini bir karmaşa yaşanırmış, şu an ki karmaşadan öte karmaşa mı olurmuş.. diye bir şey geçirmeyin sakın aklınızdan..
Siz bilmezsiniz, hocalarımız bilir..

Toslunba
8. October 2008, 03:15 PM
En büyük gafletimiz camileri cahil cühelaya teslim etmek oldu...Camileri çok sahipsiz bıraktık.

Barış
8. October 2008, 04:36 PM
Allah razı olsun Tebyin kardeş.

Ben bu adamlara acıdım aslında. Bir daha sen il sınırlarına girince, bunlar öte yandan kaçacak gibime geliyor.:)

PİLOT
8. October 2008, 08:17 PM
selamlar,

Bu ruhban takımı için zaman 12 yıldır sabit değil,

Yüzlerce yıldır sabit ve ehli kitap neyi tartışıyorsa bu ruhbanlarda aynısını tartışıyor.

Saf insanları , kandırıyorlar.KURAN müslümanı bu ruhbanların avanaklıklarına sadece güler.:D

TEBYİN
9. October 2008, 09:57 AM
Allah razı olsun Tebyin kardeş.

Ben bu adamlara acıdım aslında. Bir daha sen il sınırlarına girince, bunlar öte yandan kaçacak gibime geliyor.:)



Dün bir imamla daha münazara ettik,
Şunu gördüm, bunlar okulu bitirdiklerinde kapattıkları kitaplarını bir daha açmıyorlar,
Adamlar dünyadan ve gerçeklerden bihaber,
Kendilerine bir koza örmüşler, dışına çıktıkları an öleceklerine inanmışlar,
Öyle saçma şeyleri din diye anlatıyorlar ki, dinlerken gülmemek için zor tuttum kendimi..
Ve bunlar bu işin parasını yiyorlar
Hem de hak etmedikleri halde..

hasyetullah
18. January 2009, 09:44 AM
bi yandan diyomki Allaha karşı böle saygısızları uyarma bırak yansın cehennemde sadece alim kısmı değil cahil halk kısmıda ama diyorumki Allahın dinine yardım ediyosun derim

yazık ya ben cumaya gitmem böle adamların arkasında asla namaz kılmam

Burak
22. May 2009, 10:20 AM
Herkese merhaba


Ben Bu aşağıdaki duruma düşmek istemiyorum.

Bakara 171. Ayet:
o kafirlerin durumu sadece başlarındaki çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Sağırdırlar dilsizdirler kördürler, bu yüzden düşünemezler.

Ben artık bu tür tartışmalar bile girmiyorum bu konular ile ilgili kısaca herkese Allah'ın azabını anlatıyorum

Ali Rıza Borazan
12. October 2009, 10:50 AM
tebrik ediyorum tebyin kardeş. evet 3/77Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere karşılık satanlar... İşte onlar; onlar için ahirette hiç bir pay yoktur, kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz, onları gözetmez ve onları arındırmaz. Ve onlar için acı bir azab vardır. öyle deyince bir kıssa aklıma geldi. Adamın birisinin babası ölmüş, imamın birisine sormuş babama nasıl bir iyilikte bulunayım ki. onu hoşnut edeyim demiş. imam da demiş ki kuran okutacaksın. adam da demiş ki bu bana kaça mal olur. imam da demiş ki sen okunmuş kuran mı istersin taze kuran mı? deyince ne farkı var demiş imam da demiş ki. okunmuş kuran gönderirsen elli tl. taze kuran gönderirsen 100 tl. demiş. inanın ben böyle bi şey duymamıştım sordum imamın birisine nedir bu okunmuş kuran taze kuran. o da dediki okunmuş kuran sıtokta duran hadmedilmiş önceden olan kuran taze kuran ise yeniden hatim yapılacak kuran deyince söylenen fiyatı pahalı buldu ve dedi ki bana gelseydiniz otuza hallederdim. işte insanların anladığı din bu. Bütün peygamberler geldikleri zaman ben ücret alacı değilim derken bunlar dinlerini satarken yarışş ediyorlar ne acı gerçek değil mi? Ayinesi iştir lafa bakılmaz selam ve sevgiler.

Miralay
12. May 2010, 05:33 PM
Ahhh! aaaah!
bir de diyanet ve imam hatipler kaldırılsın denildiğinde feryad-ü figan eylemiyorlar mı
bu müesseselere aslında bid'at üretim tesisi dense azdır.

TEBYİN
30. December 2010, 11:19 AM
Ahhh! aaaah!
bir de diyanet ve imam hatipler kaldırılsın denildiğinde feryad-ü figan eylemiyorlar mı
bu müesseselere aslında bid'at üretim tesisi dense azdır.

Feryat ederler çünki din satarak nemalananlar çırılçıplak ortada kalırlar

yeşil
7. November 2011, 07:41 AM
Uzun bir Bayram tatili vesilesiyle, bir haftamızı Yozgat ilinde geçirdik,
Bayramlaşmak amacıyla gelip gidenlerin arasında Diyanet mensubu insanlar da olunca, tartışmalarda kaçınılmaz oldu doğal olarak,
Maşallahları var, bizim imam, müezzin ve müftülerimiz zamanı sabit tutmanın çaresini bulmuşlar gibi..
Bundan 12 yıl önce neyi tartışıyorlardıysa aynı şeyleri gündemde tutmanın başarısını göstererek resmen bir rekora imza atıyorlar..

Tartışılan şeyler..

-Diş dolgusu caiz midir?

-Sol el ile yemek yenir mi?

-Abdestsiz Kur'an okunur mu?

-Namazın kazası var mı?

-Bilerek oruc bozanlar yerine 61 mi tutmalıdır?

-Şeyhler ve alimler şefaat edebilir mi?.. vs..vs..

Uzun uzun gereksiz açıklamalar karşısında sabrımı zabtedemeyip, bunların boş işlerle uğraş olduğunu söyleyince..
Hoca efendi tarafından hemen VAHHABİ damgası yemiş olduk..
Mesele vahhabilikten açılınca Hoca efendiye, hac dönemi vahhabi imamlar arkasında kılınan namazların kaza edilip edilmeyeceği konusunu sordum, iki gak bir guk, taklacı güvercinlere has atraksiyonlarla sorumu geçiştiriverdi.

Dedim, madem mesele din, o zaman ben de size birkaç soru sorayım,

Her ne kadar tavırlarımdan rahatsız olsa da, karizmayı çizdirmemek için, yarım ağız, SOR deyiverdi.

Ve şu minval üzerinde bir sohbetimiz oluştu.

Sayın hocam, diş dolgusu gibi, sol elle yemek gibi basit meseleleri tartışarak hangi gerçekleri gizlemeye çalışıyorsunuz bilemem amma..
Söyler misiniz?
Diyanet denen bu kurumun İSLAMi bir yapılanma da tam yeri nedir?
Sırf maaş almak için kürsüler de ve hutbeler de bağırmak, nutuk atmak, gereksiz şeylerle ümmeti oyalamak ne kadar İslami'dir..
Daha mevkisi ve makamı bile şaibeden kurtulamamış bir kurumun, Din konusunda öncülük etmesi caiz midir peki?
Mesela, iktidarların ve holdinglerin garip, mazlum, yetim ve miskinler üzerinde estirdikleri haksızlıkları gündeme taşıyabilir misiniz?
Önümüz de bir Yimpaş (Yimpaş Yozgat mekezli bir holdingtir) Kombassan, Deniz Feneri sıkıntısı mevcut..
Bu adamlar garip vatandaşın parasını çar-çur eylemişler..
Şimdi, siz bunların yemeğini sağ ile yeseniz ne olur, sol ile yeseniz ne olur?
Yemeğin kendisi haram zaten, haram birşey sağ elle yenince helalleşiyor mu?
Diyanet mensubu hatip ve müezzinler günlük kıldırdıkları 30 dakikalık namazlara karşın, 1000 ytl'nin üzerinde maaş alırken..
Mesela, cenaze işlerleri, mevlit ve hatim, yaz tatillerinde çocuklara verdikleri Kur'an dersleri için ayrıca ücret talep etmekteler, peki bu dinen caiz midir?
Kürsüsünde vaaz verdiğiniz cami'nin dört tarafı mezarlıklarla donatılmış, Cin 18 ayeti mucibince, Mescitler de sadece Allah'ın anılmasını sağlamak için bu mezarları kaldırma yetkisine haiz misiniz?
Değilseniz, hiç bir vaazınız da, bu tip yerlerde yapılan ibadetlerin sakıncalı olacağını söyleme cür'etini gösterebildiniz mi?
Hadi diyelim bu sizi aşıyor, elinizden bir şey gelmiyor, peki, mensubu bulunduğunuz başkanlığa bu konuda bir yazı yazıp, uyarı da bulundunuz mu?

Uzun uzun sorularım karşısında pek te hoşnut olmayan bir tavırla beni dinleyen hocamız, bir cahilin sığınabileceği bahaneyle cevap vermeyi yeğleyince, şaşkınlığım daha da arttı..

-Bu düzeni siz mi düzelteceksiniz?...

İşte bahane, işte cevabı şahane..

Eğer düzeni düzeltemiyorsanız, ilahlar edinin, camilerde tanrıları barındırın, putlara secde edin, ölmüş bedenlere ayinler düzenleyin..
Bu arada, en enteresan iddia Kur'an-ın yeterliliği konusunda geldi tabi olarak..
Kur'an yeterli değildir, eğer hadisler yedek kulübesindeyse, sakatladığımız ayeti çıkarıp hemen bir hadis oyuncusuyla oyunu tamlarız mantığı..
Hele Kur'anı gerçek mana da sadece Peygamber anlamıştır, başkalarının anlaması mümkün değil tezine karşı,

-İyi o zaman, Tüm Kur'anları Peygamberin vefatıyla birlikte mezara gömseydik te, ümmete bir iyilik etmiş olsaydık.. sözüme, öyle bir bakış fırlattı ki?
O an hakkım da içinden geçenleri okuyabilmeyi çok isterdim..

Haaa unutmadan, eğer diyanet kurumu olmasaymış dini bir karmaşa yaşanırmış, şu an ki karmaşadan öte karmaşa mı olurmuş.. diye bir şey geçirmeyin sakın aklınızdan..
Siz bilmezsiniz, hocalarımız bilir..



TEBYİN kardeşim ne yaptın sen, adamı neredeyse istifa ettirecekmişsin imamlığından(!).. :))

İşte hem hakla batılı karıştırıp halka din diye yutturmak ve üstüne o din(!)den nemalanmak.. Yazıklar olsun böyle şeytanlara!!