PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Vahye Karşı Atalarımız,1400 yıldır Müminler yanıldı mı?


lovesoft
22. August 2016, 12:00 AM
AHYE KARŞI ATALARIMIZ (VEYA ECDADIMIZ)

Vahyi tebliğ eden Elçilere karşı yapılan itirazın temel gerekçesi daima ‘ATALAR’ olmuştur. Ama bu itirazı yapanlar asla ‘biz Allaha inanmıyoruz ki, sen bunları neden bize söylüyorsun’ dememişlerdir. Daima ‘Biz Allah’ın emirlerini, bunu en iyi bilen atalarımızdan öğreniriz, senden değil’ demişlerdir.

Yani kaynak gösterilen atalar, Allah’ı inkar eden atalar değil, -onlara göre- Allah’ın emirlerini en iyi bilenlerdir;

‘Senden önce uyarıcı gönderdiğimiz beldelerin önde gelenleri de sadece şunu dediler; ‘Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz sadece onların eserlerine/izlerine uyarız’ (Zuhruf 23).

Yaklaşık 6.000 yıl önce Nuh’a itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (23/24,25).
Yaklaşık 4.500 yıl önce Hud’a itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (7/70).
Yaklaşık 4.300 yıl önce Salih’e itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (14/9,10;26/142-152).
Yaklaşık 4.000 yıl önce İbrahim’e itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (26/72-74).
Yaklaşık 3.500 yıl önce Musa’ya itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (28/36).
Yaklaşık 1.400 yıl önce Muhammed’e itiraz edenlerin gerekçesi ATALAR’dı (2/170,5/104,38/5-7).

Bu ayetler, ‘Dikkat edin! Sizde de bu böyle olacak!’ mesajını vermiyor mu? Nitekim günümüzde de böyle olmuyor mu? Ama burada ilginç bir durum var;

Kuran, ATALAR gerekçesi ile vahye itiraz eden, dilleri farklı ama itiraz cümleleri neredeyse birebir aynı olan onlarca kavimden bahseder. Bu kavimlerin birebir aynı ifadeleri kullanmaları mümkün olamaz. Ama Rabbimiz, lafzen farklı bu ifadeleri, Kitabına böyle aktarmış. Yani bir bakıma farklı lafızları manen tercüme ederek aynı lafza dönüştürmüş (Allahu a’lem).
.
Demek ki vahye karşı yapılan itirazın güncel gerekçesi de ATALAR olacak ama bu itiraz farklı lafızlarla ifade edilecektir. Mesela atalar, babalar denilmeyecek ama ECDAD, SELEF, BÜYÜKLERİMİZ, vs denilecektir. ‘Biz ecdadımızdan böyle görmedik’… ‘On dört asırdır kimse bilemedi de siz mi bildiniz?’…‘Ne yani, bu ayetleri atalarımız anlamadı da siz mi anladınız?’… ‘Siz Allah’ın emirlerini geçmiş alimlerimizden daha iyi mi bileceksiniz?’…
.
Farzı misal, Allah Teala, bizden sonra (mesela 300 yıl sonra) bir Kitap gönderse, acaba bugün bu ifadeleri kullananlar için nasıl bir ayet nazil ederdi? Düşünmeye değer değil mi?
.
Bir diğer önemli husus da şu; Atalara uyanlar, bunu Allah’ı inkar ettikleri için veya ‘Allah’ın emirleri bizi ilgilendirmez’ dedikleri için değil bilakis ‘Biz Allah’ın emirlerini en iyi atalarımızdan öğreniriz’ dedikleri için böyle yaparlar. İşte bunun delili;

Onlar bir kötülük (fuhşiyat) yaptıkları zaman derler ki "Biz babalarımızı böyle yaparken bulduk, (demek ki) Allah bize de böyle yapmayı emretti". De ki: ‘Allah asla kötülüğü emretmez. Siz, bilmediğiniz şeyleri Allah’a mı isnat ediyorsunuz? (Araf 28).

Görüldüğü üzere, atalarına uyanlar, ‘Allah’ın yasakladığı bir fiili bile ‘Allahın emrettiği’ bir fiile dönüştürürler. Yani haramı farz yaparlar. Ama bunu ‘Allah’ın emirlerini kabul etmiyoruz’ dedikleri için değil bilakis Allah’ın emirlerini tatbik ediyoruz’ diyerek (bu iddia ile) yapıyorlar. Ama korkunç bir hataya düşüyorlar. Neden? Çünkü referansları Allah’ın Kitabı değil.
İşte referansı Allah’ın Kitabı değil de ataları olanların varacağı hadsizlik; Allaha din öğretmeye kalkışmak;
‘Allaha dininizi siz mi öğreteceksiniz? (Hucurat 49/16)’


Zeki Bayraktar (http://tanrivar.blogspot.com/2016/08/zeki-bayraktar-kuran-ve-sunnet-ama.html)